Kategori: İstanbul

  • İstanbul’da sahte içkiden can kaybı 7’ye yükseldi

    İstanbul’da sahte içkiden can kaybı 7’ye yükseldi

    Sahte içkiden hayatını kaybedenlerin sayısı artmaya devam ediyor. İzmir’de sahte içki tükettikten sonra fenalaşan ve hastanede yaşamını yitirenlerin sayısı 18’e yükseldi. 7 ilde toplam can kaybı 42’e ulaştı. Son olarak Trabzon kendi hazırladığı sahte içkiden içtiği iddiasıyla hastaneye kaldırılan 56 yaşındaki özel güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi. İstanbul’da can kaybı 7’e yükseldi.

    Ayrıntılar geliyor…

  • Kartal’da 36 yaşındaki avukat sahte içkiden öldü

    Kartal’da 36 yaşındaki avukat sahte içkiden öldü

    İstanbul Kartal’da sahte içkiden zehirlenen 36 yaşındaki avukat Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu öldü.

    Kartal’da, 36 yaşındaki Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu isimli avukat geçtiğimiz günlerde kullandığı sahte içkiden zehirlendi. Hastaneye kaldırılan Oğuzhan yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

    Kartal’da önceki gün 3 kişi sahte içkiden zehirlenerek hastaneye kaldırılmıştı. Soruşturmayı sürdüren polis ekipleri bir iş yerine yaptığı baskında sahte içkiler ile bunların yapımında kullanılan malzemeler ele geçirdi, olayla ilgili bir kişi gözaltına alındı.

    Kartal’da, cumartesi günü Kemal K., Abdil K. ve Rahmi K.. bir işyerinden aldıkları malzemelerle alkollü içecek yapıp içti. Daha sonra fenalaşan 3 kişi, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Sağlık çalışanları tarafından yapılan tespitlerde, 3 kişinin de metil alkol zehirlenmesi yaşayarak, görme kaybı yaşadığı belirlendi, durum polise bildirildi. Polis ekipleri, hastanedeki 3 kişinin ifadesini alarak, Kartal’ın Petroliş mahallesinde bulunan bir iş yerine baskın düzenledi.

    Burada yapılan aramalarda 290 adet anason, 10 adet votka, 30 adet 10 miligram viski kiti, 9 adet metil alkol, 2 buçuk litre kaçak viski, 2.5 k litre kaçak rakı ele geçirildi, iş yeri çalışanı Yavuz Ö., gözaltına alındı.

  • İstanbul’un 70-80 günlük suyu kaldı

    İstanbul’un 70-80 günlük suyu kaldı

    Türkiye son yılların en kurak aylarını yaşıyor. Bu durumdan etkilenen illerinin başında da İstanbul var. Barajların gün geçtikçe su kaybettiği ifade edilirken acil eyleme geçilmesi noktasında uyarıda bulunuluyor.

    Türkiye’de bu yıl sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyretti. Özellikle Eylül ayında beklenenin oldukça altında yağış alan İstanbul’da barajlar boş kaldı.

    Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, “Barajlardaki doluluk oranı yüzde 35’ler civarında. Günlük tüketime baktığımızda da yüzde 0.3’lük bir değer gibi gözüküyor. Bu da yaklaşık 70-80 günlük bir suyun kaldığını söylüyor. Tasarruf tedbirleri için, acil eyleme geçilmesi gerekiyor. Aynı pandemide olduğu gibi halkı bilinçlendirme kampanyalarının olması gerekiyor” dedi.

    İSTANBUL’A KAR YAĞIŞI OLASILIĞI AZALIYOR

    Adil Tek, “Kasım ayı içinde Marmara ve Karadeniz’de biraz mevsim normalinin altına düşen sıcaklıklar var ama devam eden Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarının mevsim normallerinin üzerinde olacağını gösteriyor. Bu da kar yağışı olasılığını İstanbul’da azaltıyor” diye konuştu.

    Tek, şöyle devam etti:

    ”Sıcaklıklar yine Ekim ayında mevsim normallerinin üzerinde seyredecek. Kasım ayı içinde Marmara ve Karadeniz’de biraz mevsim normalinin altına düşen sıcaklıklar var ama devam eden Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarının mevsim normallerinin üzerinde olacağını gösteriyor. Bu da kar yağışı olasılığını İstanbul’da azaltıyor. Tabii kar yağışını azlığı da baraj doluluk oranını özellikle etkiliyor. Ülke genelini çok kurak bir Ekim ayı bekliyor. Ama özellikle Marmara, Ege ve Batı Akdeniz’de çok daha kuvvetli. İstanbul’a Ekim ayında düşecek yağış miktarı 105 kilogram iken bu miktarlar 60-70’e kadar inecek. Ve şu an boşalmış vaziyetteki barajların, doluluk oranını yukarı seviyeye taşıma olasılığı ortadan kalkıyor. Yine önümüzdeki 6 aylık tahminlere göre, yağışlar açısından önümüzdeki dönemin kritik olduğunu gösteriyor. Eğer şu anda tedbir alınmazsa, asıl önümüzdeki yaz için kritik bir durum bizi bekliyor”

  • Taksim’de kaldırılan simitçi tezgahlarına ilişkin belediye başkanından açıklama

    Taksim’de kaldırılan simitçi tezgahlarına ilişkin belediye başkanından açıklama

    Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi üzerinde bulunan simit tezgahlarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Zabıta ekipleri tarafından kaldırılmasına ilişkin, tekelleşme iddialarının doğru olmadığını söyledi. Yıldız, “İstiklal Caddesi’ndeki simitçi tezgahlarına, ‘Beyoğlu Belediyesi logosu bulunan tezgahlarınızdaki logoyu kaldırın’ yazısı gönderiliyor. Diğer taraftan da İBB diyor ki ‘tekelleşme var’ sizin göreviniz tekelleşmeyi kaldırmaksa yöntemi bu değildir. Logoyu kaldırmadıkları için simitçiler bu haksızlığa maruz kaldı. Beyanlarımızın hiçbiri gerçek dışı değildir, tam tersine İBB açıklaması gerçek dışıdır” dedi.

    Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi üzerinde bulunan simit tezgahlarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Zabıta ekipleri tarafından kaldırılmasına ilişkin açıklama yaptı.

    “18 AYDIR İBB’NİN HERHANGİ BİR TEMİZLİK FAALİYETİNİ GÖRMEDİK”

    Açıklamayı İstiklal Caddesi’nde yapan Yıldız, “Türkiye bir hukuk devleti ve hepimiz hukuka saygılıyız. Beyoğlu İstanbul’un kalbi, merkezidir. İstiklal Caddesi tarih boyunca Beyoğlu Belediyesi’nin hizmet verdiği bir alandır. Göreve geldiğimiz günden itibaren diğer belediye başkanlarımızın yaptığı gibi temizliğiyle ilgileniyoruz, 18 ay boyunca İBB’nin burada herhangi bir temizlik faaliyetini görmedik. İstiklal Caddesi’nin zabıta çalışmalarını gerçekleştiriyoruz, görev geldiklerinden itibaren İBB ekiplerinin zabıta çalışmasını görmedik. Yeşillendirme çalışmasını yaptık, İBB’nin bu yönde bir çalışmasını görmedik. 1 yıldır ışıklandırma çalışması yapıyoruz, İBB’nin bir çalışmasını görmedik” diye konuştu.

    “BİR GECEDE MASKE STANDIMIZI KALDIRDILAR”

    Yıldız, “Pandemi boyunca İstiklal Caddesi’nde ilçe Hıfzıssıhha kurulu kararları gereğince uygulamalarımızı gerçekleştirdik. Maske, dezenfektan dağıttık. Ateş ölçümü yaptık, sosyal mesafenin korunması için çalışmalar yürüttük yine İBB ortada yoktu. Bir gece geldiler, maske standımızı ortadan kaldırdılar” ifadelerini kullandı.

    SİMİTÇİLER 25 YILDIR BEYOĞLU BELEDİYESİ’Nİ MUHATAP ALIYOR

    25 yıldır simitçilerin, mısırcıların ile kestanecilerin Beyoğlu Belediyesi’ne işgaliye ödediğini belirten Yıldız, “Belediyeyi muhatap alıyorlar. Giydikleri kıyafetler yazlık ve kışlık olarak Beyoğlu Belediyesi tarafından modacılara tasarlatılıyor, temini biz yapıyoruz. Tezgahları da aynı şekilde biz dizayn ediyoruz, kendilerine bu imkanı sağlıyoruz. Neden? Çünkü burasının dünyanın merkezi, turistik bir bölge dolayısıyla estetik olması gerekiyor. Nostaljik tramvaya uygun simitçi tezgahları var ve 25 yılıdır bu sistem devam ediyor” dedi.

    “TEKELLEŞMEYİ KALDIRMANIN YÖNTEMİ BU DEĞİLDİR”

    Süreci anlatan Yıldız, “Yine bir gece İBB, 18 ay sonra yeni bir çalışma yapmıyorlar, İstiklal Caddesi’ndeki simitçi tezgahlarına, ‘Beyoğlu Belediyesi logosu bulunan tezgahlarınızdaki logoyu kaldırın’ yazısı gönderiyor. Diğer taraftan da diyor ki ‘tekelleşme var’ sizin göreviniz tekelleşmeyi kaldırmaksa yöntemi bu değildir. Ondan sonraki aşama işgaliyenizi İBB’ye ödeyin. Bir kısım simitçi gidip İBB ile anlaşıyor, kalanlar da diyor ki ‘Beyoğlu Belediyesi’ni muhatap alacağız’ bu sefer İBB yetkilileri ‘Beyoğlu’ndaki simitçi ve kestaneciler tekel’ açıklaması yapıyor. Sayıyı afaki veriyorum, 30 simitçiden 15’i İBB’ye gitti, 15’İ kaldı. Beyoğlu Belediyesi’ne işgaliye ödemeye devam edecek olanlara ‘tekel’ diyorlar. Logoyu kaldırmadıkları için simitçiler bu haksızlığa maruz kaldı” diye konuştu.

    “CHP İLÇE YÖNETİCİSİNİN SİMİTÇİ TEZGAHI VAR”

    İBB’nin çok acımasızca hareket ettiğini dile getiren Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, “Bizim iddialarımızı da gerçek dışı ifade ediyorlar ve simitçilerle ilgili ‘tekelleşme var’ diyorlar. ‘Biz bundan sonra İBB ile muhatabız’ diyenlerden bir tanesi de Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ilçe yönetim kurulu üyesi ve ilçe saymanı, ismini vermek istemiyorum. Yani bize işgaliye ödeyen CHP’nin ilçe yöneticisi aynı zamanda burada simitçi tezgahı olan kişi, buradayken tekel değildi, İBB’ye gidince buradakiler tekel oldu bu iddialar doğru değil” ifadelerini kullandı.

    “SİMİTÇİLER BİZİ MUHATAP ALMAYA DEVAM ETSİN”

    Beyoğlu’na ve İstiklal Caddesi’ne hizmet etmeye devam edeceklerini söyleyen Yıldız, “25 yıldır Beyoğlu Belediyesi’ni muhatap alan simitçilere de ‘bizi muhatap almaya devam edin’ diyoruz. Çünkü herhangi bir değişiklik yok, cadde ve belediye aynıdır. Beyanlarımızın hiçbiri gerçek dışı değildir. Herkesin bildiği gerçeklerdir, tam tersine İBB açıklaması gerçek dışıdır” dedi.

    “HUKUK ÇÖZECEKTİR”

    Alınan kararlara saygılı olduklarını belirten Yıldız, “Buralarla ilgili kararları Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) verir, bize göre alınan karar yeniden değerlendirilmelidir. Çünkü buranın ana arter olma özelliği yok, trafiğe kapalı bir alan, hizmetlerini bizim verdiğimiz bugün UKOME toplanıp yeni bir karar alacak. Nihai kararı ise İBB meclisi verecektir. Kararlara saygılıyız, zaman zaman ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediyesi arasında yetki, sorumluluk tartışmaları olabilir, çözecek olan hukuktur, hukuka saygılıyız” dedi.

    HENÜZ İKİLİ GÖRÜŞME OLMADI

    Yıldız, “İkili görüşmelerimizde konuşarak bunların masada çözüleceğini istişare ediyoruz ama bir gecede stantlarımız ortadan kaldırılıyor maalesef ‘bunu nasıl çözeriz’ diye İBB herhangi bir teklifle bize gelmedi” diye konuştu.

  • Maske takmadığı için polise direnmişti! Hapsi isteniyor

    Maske takmadığı için polise direnmişti! Hapsi isteniyor

    İstanbul Kadıköy’de 19 Ağustos 2020’de maske takmadığı için polislerle tartışan ve gözaltına alınan Rana Batı ve arkadaşı Zeynep K. hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Soruşturma sonucu Rana Batı ve Zeynep K. hakkında düzenlenen iddianamede, iki polis memuru müşteki olarak yer aldı. Müşteki polislerin olay günü olay yerinde maske denetimi için bulundukları bilgisine yer verilen iddianamede, “Şüpheli Rana Batı’nın kurallara uygun maske takmadığı için polisler tarafından uyarıldı” denildi.

    POLİSLERE KÜFÜR VE HAKARET ETTİ İDDİASI

    Maskesini takan Rana Batı’nın olay yerinden uzaklaşırken polislere yönelik küfür ve hakaret içerikli sözler sarf ettiği savunulan iddianamede, bunun üzerine müşteki polis memuru B.S.’nin neden küfrettiğini sorduğu, şüphelinin toplumsal yaşamda hakaret anlamına gelen orta parmak işareti yaptığı, polis memurlarının şüpheliler Rana Batı ve Zeynep K.’nın yanına gittikleri, şikayetçi olacaklarını söyleyerek karakola davet ettikleri iddia edildi.

    Bunun üzerine Zeynep K.’nın da polislere yönelik hakaret içerikli cümleler kurduğu belirtilen iddianamede, “Ardından müşteki polis memuru B.S., şüpheli Rana Batı’yı etkisiz hale getirebilmek ve devam etmekte olan saldırıyı önlemek amacıyla zor kullanma sınırları içerisinde müdahalede bulunduğu” kaydedildi.

    Şüphelilerin isnat edilen suçlamaları kabul etmediği belirtilen iddianamede, soruşturma kapsamında elde edilen kamera görüntülerinde Rana Batı’nın müştekilere orta parmak işareti yaptığı, sekme atarak ve elini savurarak yaraladığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre müştekileri basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaraladığı belirtildi.

    RANA BATI HAKKINDA 9 YIL 4 AYA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ

    İddianamede Rana Batı’nın, “Zincirleme şekilde görevi yaptırmamak için direnme” ve “Zincirleme şekilde kamu görevlisine hakaret” suçlarından 2 yıl 15 günden 9 yıl 4 ay kadar, Zeynep K.’nın da “Zincirleme şekilde kamu görevlisine hakaret” suçundan 1 yıl 5 aydan 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istendi.

    İddianamenin gönderildiği İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15 gün içinde iddianamenin kabulü veya reddi yönünde karar vermesi bekleniyor.

    POLİSLER HAKKINDA TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ

    Aynı olaya ilişkin polisler hakkında, “Görevi kötüye kullanma”, “Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması”, “Cinsel saldırı” ve “Cinsel taciz” suçundan yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildi.

    Yaşanan olay sırasında polislerin Rana Batı’ya yönelik müdahalenin yasal sınırlar içinde kaldığı, Rana Batı’nın ise polise görevini yaptırmamak için tekme attığı, ellerini polise doğru savurduğu belirtilen takipsizlik kararında, “Polis memuru B.S.’de devam eden saldırıyı sonlandırmak amacıyla Rana Batı’yı zor kullanarak müdahalede bulunduğunun görüldüğü” kaydedildi.

    ‘YASAL SINIRLAR İÇERİSİNDE ZOR KULLANARAK MÜDAHALE ETTİKLERİ…’

    Kararda, “Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, olay yerinde maske denetimiyle görevli polis memurları müşteki Rana Batı’ya maske hususuyla ilgili yasal uyarılarda bulundukları, Rana Batı’nın hakaret etmesi üzerine polisler onu karakola davet ettiler. Rana Batı’nın gelmek istememesi nedeniyle polis memurlarına şiddet içerikli davranışlarda bulunduğu, bunun üzerine polis memurlarının da yasal sınırlar içerisinde zor kullanarak müdahale ettikleri, polis memurlarının; görevi başındayken kendilerine yönelik bu tarz saldırılarda devlet otoritesini ve maruz kaldıkları şiddet eylemini düşünerek müdahalede bulunmalarının zor kullanma yetkisi kapsamında kaldığı, bu nedenle atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı” savunuldu.

  • İstanbul’da metro inşaatında çalışan işçi hayatını kaybetti

    İstanbul’da metro inşaatında çalışan işçi hayatını kaybetti

    İstanbul Şişli’de, metro hattının havalandırma şantiyesinde, bozulan iş makinesinin tamirini yapmak için altına giren Mustafa Vurucu, bir kepçeye bağlı bulunduğu kancanın yerinden çıkması sonucu düşen iş makinesinin altında kalarak öldü.

    Olay, Kuştepe’deki Gayrettepe’deki metro şantiyesinde 13.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kazı çalışmalarının devam ettiği şantiyede kullanılan ‘bobcat’ denilen mini yükleyici bozuldu. Mustafa Vurucu, kancaya bağlanılarak bir kepçe yardımıyla kaldırılan mini yükleyicinin altına girerek tamir yapmaya başladı. Tamirat sırasında, kancanın kepçeye bağlı kısmı henüz belirlenemeyen bir nedenle yerinden çıktı.

    Kepçeden kurtulan mini yükleyici, altında tamirat yapan Mustafa Vurucu’nun üzerine düşerken, yanında çalışan iki kişi ise kendilerini son anda yana atarak olası bir ölümden kurtuldu. Ağır şekilde yaralanan Mustafa Vurucu, iş arkadaşları tarafından mini yükleyicinin altında çıkarıldı.

    Yerin yaklaşık 30 metre aşağısından arkadaşları tarafından sedyeyle taşınarak dışarı çıkarılan Mustafa Vurucu, ambulansla Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vurucu, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

  • İBB’den HES Kodu açıklaması

    İBB’den HES Kodu açıklaması

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İçişleri Bakanlığı’nın “Şehir İçi Toplu Ulaşımda HES Kodu Kullanımı”na yönelik genelge yayınlamasının ardından toplu ulaşımda HES Kodu uygulaması için çalışmalara başlanıldığını açıkladı.

    İBB’den yapılan açıklamada, “İçişleri Bakanlığı’nın “Şehir İçi Toplu Ulaşımda HES Kodu Kullanılması”na yönelik genelgesi, ilk aşamada; şehir içi toplu ulaşım aracıyla yapılan seyahatlerde kullanılmak üzere kişiye özel elektronik/akıllı seyahat kart olan ‘Kişiselleştirilmiş İstanbulkart’ları kapsıyor” denildi.

    İstanbulkart ile Sağlık Bakanlığı Hayat Eve Sığar (HES) uygulaması arasında entegrasyonunun sağlanması noktasında, İBB iştiraki BELBİM ile Sağlık Bakanlığı teknik ekipleri gerekli teknik entegrasyon çalışmalarına başlanıldığını kaydedilen açıklamada, “Sağlık Bakanlığı tarafından üzerinde uzlaşılacak olan entegrasyon servislerin hazır hale getirilmesinden hemen sonra, iki hafta içerisinde İBB gerekli entegrasyonu sağlayacak. Böylece İstanbul’daki şehir içi toplu ulaşım seyahatlerinde HES kodu kullanılmaya başlanacak. Bu entegrasyonla; Sağlık Bakanlığı’nca İBB’ye iletilecek olan tanısı konmuş Kovid-19 taşıyıcılarının veya bu kişilerle temasta olanların kişiselleştirilmiş İstanbulkart’ları askıya alınacak. Tanılı ya da temaslısı olup izolasyonda olması gerekirken şehir içi toplu ulaşım araçlarını kullanmaya teşebbüs edenler, İçişleri Bakanlığı’na raporlanacak” bilgileri yer aldı.

    Açıklama şöyle devam etti;

    “Öte yandan, İBB; şehir içi toplu ulaşım faaliyetleri için kullanılan henüz kişiselleştirmemiş durumda olan Anonim İstanbulkart’ların kişiselleştirilmesine yönelik çalışmalara başladı. Bu tür İstanbulkart kullanıcılarına, internet ve mobil uygulama ve kısa mesaj servisi üzerinden kartlarının kişiselleştirilmesine yönelik bilgiler ve yönlendirmeler gönderilecek.

    İstanbul’da toplam 34 milyon 260 bin 87 adet İstanbulkart bulunuyor. Bunların 8 milyon 260 bin 87 adedi (Yüzde 24) kişiselleştirilmiş durumda. Pandemi sürecinde İstanbulkart kullanımı düştü. Örneğin, Ağustos 2020’de aktif kullanılan İstanbulkart sayısı 7 milyon iken bunların 2 milyon 800 bini (Yüzde 40) kişiselleştirilmiş İstanbulkart’lardan oluşuyor. 6 aylık aktif kullanımda ise 4 milyon 400 bin adedi kişiselleştirilmiş İstanbulkart (Yüzde 36) olan toplam 12 milyon 100 bin İstanbulkart toplu ulaşımda kullanıldı. İstanbul genelinde 1 yıllık rakamlara baktığımızda ise; 5 milyon 200 bini kişiselleştirilmiş İstanbulkart (Yüzde 30) kişileştirilmiş olmak üzere toplamda 17 milyon İstanbulkart kullanımı gerçekleşti”

  • İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da “Yapı ve Mekanik Laboratuvarı” açıldı

    İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da “Yapı ve Mekanik Laboratuvarı” açıldı

    İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, inşaat sektörünün ihtiyaçlarına çözüm olmayı amaçlayan “Yapı ve Mekanik Laboratuvarı”nı hizmete açtı. Laboratuvarda deprem Mühendisliği alanında çeşitli çalışmalar yapılacak.

    “SEKTÖRE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK”

    Yapı ve Mekanik Laboratuvarı’nın açılışı üniversitenin Büyükçekmece yerleşkesinde gerçekleşti. Açılışa İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bilgin ve Genel Sekreter Erdoğan Köse ile çok sayıda araştırmacı katıldı. Yapı ve Mekanik Laboratuvarı Sorumlusu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İnşaat Mühendisliği’nden Dr. Öğr. Üyesi Erdem Damcı, “Laboratuvar, teorik bilgilerin deneysel yöntemlerle pekiştirilmesi yönünden öğrencilerimize büyük katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

    Laboratuvarda araştırmacılara, sarsma tablası ile ölçekli yapı modellerinin titreşim ve deprem testi, endüstriyel depo raf sistemlerine ait testler, ızgara kirişler üzerinde eğilme deneyi, ortam titreşim testleri ve yapı sağlığı izleme gibi birçok konuda deney yapma imkanı sunulacak.

    İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN İHTİYAÇ DUYDUĞU BİR LABORATUVARI HİZMETE AÇTIK

    İnşaat sektörünün böyle bir laboratuvara ihtiyaç duyduğunu belirten Yapı ve Mekanik Laboratuvarı Sorumlusu Dr. Öğretim Üyesi Erdem Damcı, “Bu laboratuvarın bir özelliği de biliyorsunuz İstanbul batıya doğru genişleyen bir şehir ve İstanbul’un bu yakasında inşaat sektörünün ihtiyaç duyacağı deneylere hizmet verebilecek bu kapsamda başka bir laboratuvar yok. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı ve Mekanik Laboratuvarı, inşaat sektörünün ihtiyaç duyacağı deneylerin hepsini gerçekleştirebilecek kapasitede bir laboratuvardır. Mevcut projelere ve bundan sonra oluşacak projelere laboratuvarımızda hizmet verebiliriz” dedi.

    “YAPILARIN DEPREM YÜKLERİ ALTINDAKİ DAVRANIŞINI GÖSTERECEĞİZ”

    Yapı ve Mekanik Laboratuvarı’nın birçok konuda hizmet vereceğini söyleyen Dr. Erdem Damcı, şunları söyledi:

    “Bugün bu laboratuvarın açılışında birtakım deneyler yapacağız. Bunların başında sarsma tablası deneyleri geliyor. Bu deneylerle yapıların deprem yükleri altındaki davranışını göstermeye çalışacağız. Örneğin arkamda gördüğünüz model bir lisans üstü araştırması için hazırlanmış olan 5 katlı bir yapı modeli. Bu modelin üzerinde ileride üzerinde ayarlı sıvı sönümleyici bulunacak. Bunun yapı davranışını nasıl iyileştirdiğine dair araştırmalar yapılacak. Yani bir yapının üzerine bir sıvı kütlesi koyuyorsunuz mesela su. O sıvının dinamik hareketiyle bunun yapı üzerinde oluşturduğu olumlu veya olumsuz etkileri inceliyorsunuz. Bu tarafta da onu araştıracağız. Yani yapıların davranışını anlamaya yönelik araştırmalar yapılması amaçlanıyor. Bunlar tabii doğrudan doğruya deprem dayanımını iyileştirecek araştırmalar olarak karşımıza çıkıyor veya kusurları tespit etmeye yönelik araştırmalar olabiliyor.”

    Dr. Öğr. Üyesi Damcı, “Yüksek kapasiteli deneyler yapabileceğimiz çerçevelerimiz mevcut. Minyatür bir reaksiyon duvarımız mevcut. Önüne ölçekli yapı modelleri yerleştirip o yapı modelleri üzerinde birtakım statik itme testleri yapabiliyoruz. Yani o yapıyı göçertmeye yönelik testler yaparak davranışını anlamaya çalışıyoruz ve onun üzerinde yapabileceğimiz iyileştirmeleri araştırıyoruz” dedi.

  • Lüks rezidansta ölümde yeni detaylar ortaya çıktı

    Lüks rezidansta ölümde yeni detaylar ortaya çıktı

    Ataşehir’de lüks bir rezidansın önünde ölü olarak bulunan 46 yaşındaki Şeyda Yılmaz’ın ölümüyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Polisin incelediğii güvenlik kamerası görüntülerinde Şeyda Yılmaz’ın 8’inci kattan sarkma ve ardından boşluğa düştüğü anların yer aldığı öğrenildi. Gözaltına alınan M. D., ifadesinde, “Arkadaşım E. A’, çıktıktan sonra Şeyda Yılmaz’ın kapıyı arkadan kilitlediğini duyduğunu söylemişti” demişti. Yapılan araştırmada kapının arkadan kilitli olduğu da belirlendi.

    Ataşehir Barbaros Mahallesi’nde lüks bir sitede 17 Eylül 2020 günü meydana gelen olayda 46 yaşındaki Şeyda Yılmaz üzerinde giysi olmaksızın ölü olarak bulundu. Olay yerine giden Ataşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri yaptıkları araştırmada genç kadının rezidansın 8’nci katından düştüğünü belirledi. Bunun üzerine ofis olarak kullanılan dairenin sahibi M. D., gözaltına alınmıştı. M.D ifadesinde, “Ataşehir’de bulunan bir restoranta gittiğimde arkadaşım E. A.,’yı gördüm ve yanına oturdum.

    O sırada yanında Şeyda Yılmaz ve başka bir kadın arkadaşı vardı. Bir süre sonra o kadın masadan kalkarak gitti. Bu sırada Şeyda’ya arkadaşın kalktı ‘alkollüsün’ istersen sende kalk dedik. Bize ‘hayır burada kalmak istiyorum’ diye cevap verdi. Daha sonra mekandan çıkarak Şeyda’nın aracının bulunduğu otoparka gittik. Kendisinin alkollü olduğunu aracı kullanamayacağını söylemesi üzerine ben direksiyona geçtim. Önce E.A’nın bildiği bir ofise gittik. Kapalıydı. Bunun üzerine benim ofisime geldik. İçeri girer girmez E.A ile ofisin içindeki odaya geçtiler. Bir süre sonra ofise E.A kuzenleri olduğunu söyleyen iki kişi geldi. E.A onlara şimdi görüşemeyeceğini söyledi ve daha sonra “Eşim arıyor çıkmam lazım. Şeyda’ya markete gidiyorum dedim bilgin olsun diyerek çıktı. Bu sırada Şeyda’nın bulunduğu odanın kapısını arkadan kilitlediğini duydum” demişti.

    POLİS TUTANAKLARI İFADEYİ DOĞRULADI

    Olay sonrası ofise çıkan ve Şeyda Yılmaz’ın bulunduğu odaya girmek isteyen polisler, kapının kilitli olduğunu gördü. Olay yerine gelen çilingirle açılan kapının arkadan kilitlendiği de tespit edilerek, polis tutanaklarına geçti. Bu arada polisin incelediği sitenin güvenlik kameralarında Şeyda Yılmaz’ın 8’nci kattaki ofisin penceresinden önce sarkması ve ardınan boşluğa düştüğü anların yer aldığı öğrenildi. İntihar olasılığının da değerlendirildiğini belirten yetkililer, otopsi raporunun beklendiğini söylediler.

    TELEFONU ARACINDA BULUNDU

    Öte yandan olay günü aşırı alkollü olduğu iddia edilen Şeyda Yılmaz’ın cep telefonu da aracında bulundu. İki şüphelinin telefonu gibi Yılmaz’ın da telefonunun incelemeye alındığı öğrenildi. Gözaltına alınan M.D ve E:A ifadelerinin ardından ‘İntihara yönlendirme’ iddiasıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na sevk edilmış, sorgularının ardından serbest bırakılmışlardı.

  • Çocukların çatıdaki tehlikeli oyunu

    Çocukların çatıdaki tehlikeli oyunu

    İstanbul Sultanbeyli’de iki küçük çocuğun çatıdaki tehlikeli oyununu görenlere korku dolu anlar yaşattı. Bir süre çatıda oyun oynayan çocuklar çıktıkları penceren tekrar içeri girdi.

    https://youtu.be/rloUE7SaF8Y

    Olay Sultanbeyli Adil Mahallesi’nde meydana geldi. Burada bulunan bir binanın çatı katındaki evlerinin camından çıkan 2 küçük çocuğu çatıda gezmeye başladı. Çocukları görenler korku dolu anlar yaşadı. 2 ve 3 yaşındaki iki çocuğun çatıda gezerken gören komşuları çocukları uyarmaya çalıştı. Vatandaşlar ailenin sorumsuz davranışına tepki gösterdi. Bir süre çatıda kalan çocuklar tekrar çıktıkları camdan içeri girdi. Yürekleri ağza getiren o anlar cep telefonu kameralarına yansıdı.