Kategori: İstanbul

  • Başarısızlık Zirvesi 2024’te başarılı liderler gençlerle buluştu

    Başarısızlık Zirvesi 2024’te başarılı liderler gençlerle buluştu

    Başarısızlığı, başarı yolculuğunun vazgeçilmez bir parçası olarak ele alan Başarısızlık Zirvesi, bu yıl yine dolu bir program ve gençlerin yoğun katılımıyla Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye’nin ilk ve sayılı 18 yaş altı derneklerinden birisi olan İstanbul Gençlik Platformu tarafından gerçekleştirilen Başarısızlık Zirvesi’nde; başarılarıyla ses getiren lider isimler, gençlerle bir araya geldi, başarıya giden yolda yaşadıkları deneyimleri paylaştı. Bu yılki zirvede, başarısızlıkların nasıl fırsata dönüştürülebileceği, kriz dönemlerinde alınan derslerin uzun vadeli başarılara nasıl evrildiği ve hata yapmanın yenilikçi düşünme üzerindeki etkileri gibi önemli konular masaya yatırıldı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, Boğaziçi Ventures Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur, LCW e-ticaret Genel Müdürü Ömer Barbaros Yiş ve Paris Olimpiyatları Gümüş Madalya Sahibi Olimpik Boksör Hatice Akbaş, başarıya giden yolda yaşadığı deneyimleri gençlerle paylaştı.

    Başarısızlık Zirvesi 2024 sahnesinde gençlerle deneyimlerini paylaşan ünlü isimler şöyle:
    “Dünyayı ve ülkeyi değiştirmek istiyorsak, sivil toplumu güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum’’
    İşi ilk kurduğunda ciddi baskılarla karşılaştığını belirten TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Bana sürekli olarak ‘Doğru düzgün bir işe gir’ diyerek yönlendirmeye çalıştılar. Ancak ben inat ettim; kendime inandım ve direndim. Eğer direnmeseydim ve başarısızlığı kabul etseydim, bugün bu noktalara gelemezdim. Hata yapmaktan korkmamak gerektiğini öğrendim. Ayrıca, finansmanı olmayan hiçbir yatırıma girmemem gerektiğini anladım. Dünyayı ve ülkeyi değiştirmek istiyorsak, sivil toplumu güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Demokrasinin geliştiği toplumlarda sivil toplum güçlenir; sivil toplum güçlendikçe de demokrasi gelişir. Gençlerin ve kadınların Türkiye’yi değiştireceğine inancım tam’’ dedi.

    “Amaç; varmak değil, yolculuktan keyif almak’’
    Boğaziçi Ventures Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur şöyle konuştu: “Hayatta öyle şeyler karşınıza çıkıyor ki ve her şey göreceli. Amaç; varmak değil, yolculuktan keyif almak. Kendimi başarısız hissettiğim dönemler, en verimli öğrendiğim dönemler oldu. Makine mühendisliğinden endüstri mühendisliğine geçişim, hayatımın önemli bir dönüm noktası oldu. Bir diğer ise büyük bir devlet bankasında çalışmaya başladım ve maliyeden sorumlu grup başkanı oldum. Ancak, bankanın durumu çok kötüydü ve 18 ay boyunca çalışmama rağmen hiçbir başarı elde edemedim. Sadece boşa kürek çektim ve bu pozisyona kendi yanlış kararım nedeniyle girdim. Ancak şu anda geriye dönüp baktığımda, bu süreçte kariyerimin hiçbir noktasında deneyimleyemeyeceğim dersler aldığımı görüyorum. 30 yaşında, burada karşılaştığım tüm farklı sorunları çözmeyi ve yönetmeyi öğrendim. Kendimi başarısız hissettiğim bu dönem, aslında hayatımın en verimli şeylerini öğrendiğim dönemdi.’’

    Liyakata dikkat çeken LCW E-Ticaret Genel Müdürü Ömer Barbaros Yiş, “Benim için asıl başarı, insanların hayatına dokunabilmek ve iyiliği yayabilmektir. Ahlaklı davranışı hiçbir zaman kaybetmemek ve liyakati ön planda tutmak, iş hayatımda her zaman önceliğim oldu. Eğer iş arkadaşlarım eve huzurlu bir şekilde gidiyorsa, işimde başarılıyım demektir. Her başarısızlık, yeni bir öğreti ve gelişim fırsatıdır. Girişim dünyasında genelde, kaybetmekten korkmayanlar başarılı olur. Ancak ben, elimdekileri kaybetmekten korktuğum için girişim yapma cesaretini bulamadım. Bu, kendi yolculuğumda aldığım en büyük derslerden biri’’ şeklinde konuştu.

    Başarılı olmak için hedef koymanın önemine vurgu yapan Paris Olimpiyatları Gümüş Madalya Sahibi Olimpik Boksör Hatice Akbaş, ‘’Başarılı olabilmek için her şeyin başında hedef koymak gerekiyor. Bu hedef için durmadan çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum. Boks, zeka işi. Çalışmak önemli, ama zeka olmadan bu iş zor. Pes etmedim; bütün başarılarım, pes etmediğim dönemden sonra geldi. Umudu koruyabilmek için hayal etmek ve hedef koymak en önemlisi. Başarısızlık söz konusu olduğunda gençlere tavsiyem, pes etmemeleri. Sakatlandığım dönemlerde pes etme düşüncesi aklımda oldu, ama bunu bir başarısızlık olarak görmüyorum. Bu, pes ettiğim bir dönemdi’’ diye konuştu.

  • Balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor

    Balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor

    İstanbul’daki balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor. Balıkçı esnafı tutulan palamutların 1 kilonun üzerinde olduğunu söyledi. Yaklaşık 1 kilogram olan palamutlar 150 liradan satılıyor.

    Balık tezgahlarında palamut bolluğu yaşanıyor. Son 3-4 yılın en bol ve en iri palamut sezonu olduğu belirtiliyor. Palamudun tanesi 1 kiloyu geçiyor. Balıkçılar, tanesi 150 liradan satılan palamutların 20 gün daha bol olacağını belirtiyor. 20 gün sonra palamudun azalmasıyla, çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığının bollaşacağı belirtiliyor. Balık tezgahlarında mezgit balığının kilosu 250 lira, deniz levreği 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekop 700 lira, lüfer balığının tanesi ise 400 liradan satılıyor.

    “Bu senenin favorisi palamut”
    Bu sene palamudun bol olduğunu belirten balıkçı Şafak Gün, “Bu sene tezgahın ve vatandaşın sofrasının favori balığı palamut. 3-4 senede bir palamut bolluğu oluyor. Bu sene de o senelerden birisi. Palamut şu anda bolca var. Vatandaşa tek diyeceğim şey palamut bolluğu varken çokça alıp dolaplarına koysunlar. Bu bolluk 10-15 gün sonra azalacak. Şu anda palamudun 1 tanesi 150 liradan satılıyor. Ayrıca bu sene tutulan palamutlar 1 kilonun üzerinde. Öyle küçük palamut yok. Palamut bu sene ayrı bir lezzetli” dedi.

    “Palamut için son 20 gün”
    Gün, “Palamut 10-20 güne azaldığı zaman diğer balıkların dönemi başlayacak. Deniz bu sene baya verimli. Tezgahlarda palamuttan sonra çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığı bolca görülecek. Mezgit balığının şu anda kilosu 250 lira. Deniz levreğinin tanesi 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekopun kilosu 700 lira, lüfer balığının tanesi 400 lira, barbun balığı ise 700 lira.

    Diğer balıklarda şu anda fiyat biraz yüksek fakat 10 ile 20 gün sonra bu balıkların da fiyatları yarı yarıya düşecek. Şu an deniz biraz sıcak. İlerleyen günlerde hava soğuduğunda balıklar yüzeye çıkacaktır ve tutulacaktır. O zaman fiyatlar yarıya düşecek. Bu sene denizde her tür balık bol” ifadelerini kullandı.

    “Palamutlar bu sene çok iri ve etli”
    Palamutların bu sene oldukça iri olduğunu belirten balıkçı Erkan Sarıyaprak, “Şu anda çok yoğun bir palamut bolluğu var. Şu an tam Palamut mevsimi. 15 gün sonrada çinekop, sarı kanat ve lüfer başlayacak. Son 4 – 5 yılın en yoğun palamut bolluğunu yaşıyoruz. Palamudun tanesi 150 liradan satılıyor, 1 tanesi 1 kilonun üstünde geliyor.

    1 Palamut 3 kişiyi rahat doyurur. Bu bolluk yaşanmadan önce 500 gramı 150 liraydı, şu anda balık büyüdü 1 kiloyu geçti fakat bollaştı fiyat da ucuzladı. Hamsi biraz kendini gösteriyor ama şu anda tam bolluk var diyemeyiz. 15 gün sonra palamut azalınca diğer balıkları görmeye başlayacağız. Hamsiyi de bu sene yoğun bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • İstanbul’daki bebek mezarlıkları görüntülendi

    İstanbul’daki bebek mezarlıkları görüntülendi

    İstanbul’da Yenidoğan Çetesi’nin anlaşmalı olduğu hastanelerin yakınında yer alan Büyükçekmece’deki yeni doğan mezarlıkları görüntülendi. Mezar taşlarında birkaç gün arayla vefat eden bebeklerin bazılarının kısa süre içinde ölmesi vatandaşların aklına acaba bunlarda mi bilerek öldürüldü sorusunu getirdi. Bazı bebek mezarlarında ise isimlerin ve taşların olmadığı görüldü. Vatandaşlar ise onlarca bebek mezarının görüntüsünden endişe duyduklarını ifade etti.

    “Acaba bunlar da bilerek mi öldürüldü”
    Yenidoğan çetesi haberlerinin ardından mezarlığa gelen Hatip Çevik, “Buradaki Bebek Mezarlarını görünce evet insanın aklına bir şüphe geliyor. Acaba bunlarda bilerek mi öldürüldü. Acaba o katliamın içindeki çocuklardan mı? Çok çirkin ve acı verici bir durum. Hastaneler kapatılması iyi oldu. Vatandaşların çocuklarını katletmişler. Para için bu kadar canilik yapılmaz. Bunu yapanlar insan yerine konmazlar. Hastaneye güvenip gidiyorsun ama bence denetlemede problem var. Artık tereddüt ediyoruz hem özel hem devlet hastanelerine acaba diye aklımızda soru işareti kalıyor” dedi.

    “Bebeklerin buraya defnedilmesi aklımıza geldi”
    Medyada bebeklerin ölümü ile ilgili haberlerin üzerine Halit Gür, “Hastane buraya yakın olduğunu için ölen bebeklerin buraya defnedilmesi aklımıza geldi. Bebek mezarlarını gördüğümde kendime dedim ki bunlarda onlardan olmasın. Doğum ve ölüm tarihlerine baktığın zaman yakın aralıklarla ölenlerin olduğunu görüyorsunuz” dedi.

  • “Fetullah Gülen Amerikan ajanıydı”

    “Fetullah Gülen Amerikan ajanıydı”

    Fahrettin Yavuz, 15 Temmuz gecesi TRT Harbiye binası önünde darbecilere karşı koyarken şehit olmuştu. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşısı Fetullah Gülen’in hayatını kaybetmesinin ardından 15 Temmuz gecesi şehit düşen Fahrettin Yavuz’un abisi Fuat Yavuz açıklamalarda bulundu. Yavuz, kardeşinin 15 Temmuz gecesi Türk bayrağı ve tekbirlerle sokağa çıkıp şehit düştüğünü söyledi. Fetullah Gülen’i toprağın bile kabul etmeyeceğini söyleyen Yavuz, Gülen için Amerika’nın bir numaralı ajanı olduğunu ifade etti.

    “15 Temmuz gecesi Türk bayrağı ve tekbirlerle sokağa çıktık”
    Fahrettin Yavuz’un abisi Fuat Yavuz, “15 Temmuz’da Fetullahçı Terörist Örgütü bu ülkeyi bölüp parçalamak istedi. Ve çok planları vardı. Her yeri işgal etmek istediler. Biz çok büyük bir badire atlattık. 15 Temmuz bizim için bir varoluş gecesiydi. Allah bizlere güç verdi. İnsanlara ateş ettiler. Bizim elimizde hiçbir şey yoktu. Türk bayrağı, tekbirleriyle sokağa çıktık. Biz o gece Harbiye’de şehidimizi verdik. Harbiye’ye nasıl gittiğimizi bilmiyoruz. 3 tane şehidimiz var orada ve kardeşim o gece orada şehit düştü. Bunlar çok büyük bir cani. Teröristte bile biraz yani insaf olur. Bunlarda insanlıktan kalma hiçbir şey yok. Bunlar acımasız, duygusuz insanları öldürmek için bahane arayan bir örgüt” diye konuştu.

    “Bunlar geberdi gitti, asıl mücadele bundan sonra başlıyor”
    FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen’in ölümüyle ilgili konuşan Yavuz, “Ona öldü demeyelim de geberdi diyelim ahlaksız terörist. İnsanlar ölür, bunlar geberdiler. Bunların ateşi bol olsun. Şimdi ben inanıyorum ki onları toprak bile kabul etmeyecek. Böyle vahşi bir yaratığı toprak bile kabul etmez. Bunlar geberdi gittiler. Asıl mücadele bundan sonra başlıyor. Fetullah Gülen bir piyondu. CIA ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’ni bölüp başa geçmek için için başa getirilen biriydi. Dini kullanarak insanları kandırdı. Bu örgüt 15 Temmuz’da başarılı olsaydı da inanın çok büyük şeyler olacaktı. Bu ülkeyi tamamen bölüp parçalayacaklardı. Ondan sonra da Amerika istediği gibi yönetecekti. Cumhurbaşkanımız 22 senedir ülkenin başında Allah da başımızdan eksik etmesin. O geldikten sonra artık diş geçiremiyorlar. Onlar ne diyorsa biz aksini iddia ediyoruz. Ve başarılı olamadıkları için şu an CIA de bitmiş vaziyette. Amerika’da bitmiş vaziyette” ifadelerini kullandı.

    “Fetullah Gülen Amerika’nın bir numaralı ajanıydı”
    FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Amerika’nın ajanı olduğunu söyleyen Yavuz, “Fetullah Gülen Amerika’nın bir numaralı ajanıydı. Yani Türkiye’nin başına koymuş olduğu bir ajandı. Fetullah Gülen 15 Temmuz’da başarılı olabilseydi CIA bu işi tamamen ele alacaktı ve Fetullah Gülen yönetmeyecekti bizi. CIA bu işi tamamen ele alacaktı. Yine CIA yöneticisi yönetecekti. Yine Amerika yönetecekti bizi. Amerika’nın bir numaralı uşağı Fetullah Gülen” dedi.

  • Balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor

    Balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor

    Balık tezgahlarında palamut bolluğu yaşanıyor. Son 3-4 yılın en bol ve en iri palamut sezonu olduğu belirtiliyor. Palamudun tanesi 1 kiloyu geçiyor. Balıkçılar, tanesi 150 liradan satılan palamutların 20 gün daha bol olacağını belirtiyor. 20 gün sonra palamudun azalmasıyla, çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığının bollaşacağı belirtiliyor. Balık tezgahlarında mezgit balığının kilosu 250 lira, deniz levreği 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekop 700 lira, lüfer balığının tanesi ise 400 liradan satılıyor.

    “Bu senenin favorisi palamut”
    Bu sene palamudun bol olduğunu belirten balıkçı Şafak Gün, “Bu sene tezgahın ve vatandaşın sofrasının favori balığı palamut. 3-4 senede bir palamut bolluğu oluyor. Bu sene de o senelerden birisi. Palamut şu anda bolca var. Vatandaşa tek diyeceğim şey palamut bolluğu varken çokça alıp dolaplarına koysunlar. Bu bolluk 10-15 gün sonra azalacak. Şu anda palamudun 1 tanesi 150 liradan satılıyor. Ayrıca bu sene tutulan palamutlar 1 kilonun üzerinde. Öyle küçük palamut yok. Palamut bu sene ayrı bir lezzetli” dedi.

    “Palamut için son 20 gün”
    Gün, “Palamut 10-20 güne azaldığı zaman diğer balıkların dönemi başlayacak. Deniz bu sene baya verimli. Tezgahlarda palamuttan sonra çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığı bolca görülecek. Mezgit balığının şu anda kilosu 250 lira. Deniz levreğinin tanesi 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekopun kilosu 700 lira, lüfer balığının tanesi 400 lira, barbun balığı ise 700 lira. Diğer balıklarda şu anda fiyat biraz yüksek fakat 10 ile 20 gün sonra bu balıkların da fiyatları yarı yarıya düşecek. Şu an deniz biraz sıcak. İlerleyen günlerde hava soğuduğunda balıklar yüzeye çıkacaktır ve tutulacaktır. O zaman fiyatlar yarıya düşecek. Bu sene denizde her tür balık bol” ifadelerini kullandı.

    “Palamutlar bu sene çok iri ve etli”
    Palamutların bu sene oldukça iri olduğunu belirten balıkçı Erkan Sarıyaprak, “Şu anda çok yoğun bir palamut bolluğu var. Şu an tam Palamut mevsimi. 15 gün sonrada çinekop, sarı kanat ve lüfer başlayacak. Son 4 – 5 yılın en yoğun palamut bolluğunu yaşıyoruz. Palamudun tanesi 150 liradan satılıyor, 1 tanesi 1 kilonun üstünde geliyor. 1 Palamut 3 kişiyi rahat doyurur. Bu bolluk yaşanmadan önce 500 gramı 150 liraydı, şu anda balık büyüdü 1 kiloyu geçti fakat bollaştı fiyat da ucuzladı. Hamsi biraz kendini gösteriyor ama şu anda tam bolluk var diyemeyiz. 15 gün sonra palamut azalınca diğer balıkları görmeye başlayacağız. Hamsiyi de bu sene yoğun bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Meme kanseri el ile fark edilene kadar tümör büyümüş oluyor, düzenli kontrole gidin”

    “Meme kanseri el ile fark edilene kadar tümör büyümüş oluyor, düzenli kontrole gidin”

    Genetiklerinde varsa 10 yıl daha erken, yani 25 yaşlarında muayeneye gitmeye başlamalılar. Kendilerini de kontrol etsinler. Ancak zaten muayenelerde el ile yakalanıncaya kadar meme tümörü büyümüş oluyor. Onun için düzenli bir şekilde kontrole giden, düzenli mamografi çektiren, taramalara katılan hastalar daha erken yakalanabilir ve tedavi şansı daha yüksek” dedi.
    BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nde ‘Meme Kanseri Farkındalık Etkinliği’ düzenlendi. Pembelere bürünen ve çeşitli workshoplar içeren etkinlikte uzmanlar; meme kanseri tedavi yöntemleri, mamografi, ultrason ve manyetik rezonans (MR) görüntüleme, ileri ve güncel tedavi yöntemleri, kendi kendine meme muayenesi, meme kanseri sonrası psikolojik destek konuları hakkında tek tek bilgilendirdi.

    “Erken yakalandığında memeyi almaya gerek kalmıyor”
    Meme kanserinde tedavi konusunu anlatan Op. Dr. Necdet Derici, “Multidisipliner yaklaşım gerektiren bir tedavi gerektirir. Yani sadece bir hekimle değil cerrahi, onkoloji, psikiyatrist ve diğer hekimlerle çalışılır. Kanserlerde temel tedavi, hastalıklı dokunun çıkarılmasıdır. Meme kanserleri artık eskisi gibi değil. Tarama metodları geliştiğinden erken teşhis edilebiliyor. Erken yakalandığı için ise memeyi almaya gerek kalmıyor. Sadece hastalıklı dokunun sağlam sınırlarla çıkarılması ve koltuk altı örneklemesi yapılması yeterli oluyor. Bu arada tabii patolog da bulunduruyoruz. Ardından kemoterapi, radyoterapi için onkolojiye yönlendiriyoruz. Immünoterapi ve hormon tedavisi ile uzun dönem reseptörleri pozitif olan hastalarda bu tedavilerin verilmesini sağlıyoruz” açıklaması yaptı.
    Ekim ayı kadınlara meme kanseri farkındalığı oluşturmak açısından önemli olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Şükrü Çolak ise “Biz de düzenlediğimiz etkinlikle onlara uyaran olmak istedik. Meme kanseri, kadınların en çok başını ağrıtan, en büyük sıkıntıya yol açan sebeplerden biridir. Tedavisi ise aslında çok komplike değil, basit. Farkındalık ve erken teşhis ne kadar artarsa tedavi o kadar kolay olur. Hasta da kolaylıkla sağlığına kavuşabilir” dedi.

    “Önce doktor muayenesi sonra ultrason veya mamografi yapılmalıdır”
    Doç. Dr. Şükrü Çolak “Bazen hastalar bize geliyor ve sadece ultrason ve mamografi yaptırmak istiyor. Bu modelitelerin tanı için yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak; hasta muayenesi, mamografi, ultrason, diğer radyolojik tetkikler bunlar bir bütün oluşturuyor. Bu bütünün parçaları ayrı olduğu zaman bazen tanı açısından, bizim açımızdan yeterli olmuyor ya da yanılmalara sebep olabiliyor. O nedenle lütfen ve lütfen kadınların ilk önce bir doktordan muayene olmalarını istemelerini istiyoruz. Arkasında ultrason ya da mamografi yaptırmaları gerektiğini vurgulamak isterim” şeklinde uyardı.

    “40 yaşından önce mamografiyi önermiyoruz”
    “Ultrason, radyasyon içermediğinden herhangi bir zarar söz konusu değildir” diyen Doç. Dr. Şükrü Çolak , “İstediğimiz kadar ultrason yapabiliriz. Ama mamografi radyasyon içerdiğinden dolayı radyasyonun da kanserle direkt ilişkisini bildiğimizden dolayı mamografinin çekilmesinin sınırlı sayıda yapılmasını istiyoruz. 40 yaşından önce de hastalarda mamografi, yeterli bir bilgi vermediğinden, memenin yapısından, yoğunluğundan dolayı önermiyoruz. 40 yaşından sonra mamografi istiyoruz” şeklinde konuştu.

  • BSH Türkiye’nin We Power kariyer programının yeni dönem başvuruları başladı

    BSH Türkiye’nin We Power kariyer programının yeni dönem başvuruları başladı

    BSH Türkiye, iş dünyasında fırsat eşitliğini güçlendirmek amacıyla geliştirdiği We Power kariyer programının yeni dönem başvurularını açtı. Mühendislik ve satış alanlarında kadınları güçlendirmeyi hedefleyen programın yeni dönemi için başvurular 10 Kasım’a kadar devam edecek. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı stratejisinin merkezine alan şirket, bu programla satışta ve üretim, Ar-Ge gibi mühendisliğin birçok alanında kadın çalışanların iş hayatına güçlü bir adım atmalarına olanak tanıyor. Mesleki kalıpları yıkarak cinsiyet eşitliğini ön plana çıkarmayı hedefleyen We Power, teknolojinin cinsiyetsiz olduğu anlayışını yaygınlaştırmak adına Türkiye’de örnek bir program olarak öne çıkıyor.

    We Power ile kariyerlerine güçlü bir başlangıç yapıyorlar
    Yapılan açıklamaya göre We Power programı, kadın öğrencilere yetkinliklerine uygun çalışma deneyimleri sunarak onların kariyerlerine güçlü bir başlangıç yapmalarını hedefliyor. BSH Türkiye’de proje öğrencisi olarak görev alan genç kadınlar, Üretim, Kalite, Tedarik Zinciri ve Ar-Ge gibi temel mühendislik alanlarında, Satış alanında ise Saha Satışı ve Satış Destek pozisyonlarında tecrübe kazanıyor. Ön değerlendirmeyi geçen öğrenciler, şirketin çeşitli profesyonelleri ile bir araya geldikleri bir etkinlikte kariyer yolculuklarına dair önemli ipuçları edinme fırsatı buluyor. Devamında gerçekleştirilen yönetici mülakatlarıyla seçilen öğrenciler, şirket bünyesinde uzun süreli stajlarına başlıyor.

    19 binin üzerinde başvuru
    Dört yıldır devam eden We Power programına şu ana kadar 19 binin üzerinde kadın öğrenci başvururken 140 proje öğrencisi, şirket bünyesinde profesyonel deneyim kazandı.

    BSH Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Hüseyin Coşkun, konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi: “Şirket olarak çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı iş stratejimizin merkezine alıyoruz. We Power programı ile mühendislik, satış ve lojistik gibi kritik alanlarda kadınların iş dünyasında sağlam adımlar atmalarını sağlamak en önemli hedeflerimizden biri. Her bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirmesi için eşit fırsatlar sunmanın, sadece şirketimize değil, tüm topluma sağladığı katma değerin farkındayız. Geleceğin iş gücünde cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına attığımız her adımın, daha adil ve sürdürülebilir bir çalışma ortamının oluşmasına katkıda bulunmasını umuyor, bu bağlamda, We Power programı ile genç kadınların potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefliyoruz.”

    Son başvuru tarihi:10 Kasım
    Üniversitelerin mühendislik fakültelerinde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi gören kadın öğrencilere yönelik olarak başlatılan We Power, farklı alanlarda eğitim gören kadınların da katılımıyla büyüyerek devam ediyor. Programa başvurular, 10 Kasım tarihine kadar live.peoplise.com/bshturkey/Application/Landing/8d8e5ab4-6085-4efa-a7dc-275021608da8 sayfasından yapılabiliyor. Ön değerlendirmelerden sonra seçilen öğrencilerin, Şubat 2025 itibarıyla işe başlaması planlanıyor.

  • Taksim’de İranlı gelin ve damada yoğun ilgi

    Taksim’de İranlı gelin ve damada yoğun ilgi

    İstanbul’da evlenen İranlı bir çift, Taksim’de turistlerin ve vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Caddede yürüyen birçok kişi, gelin ve damatla fotoğraf çektirmek için adeta sıraya girdi. Bir turist, evlenen çifte bir miktar para vererek mutluluklarını paylaştı. Taksim’de kestane satan Halit Terazi, “Taksim İstiklal Caddesi turizmin başkenti. Burası çiftler tarafından yoğun ilgi görüyor. Çiftler Taksim İstiklal Caddesi’ni tercih ediyorlar” dedi.

  • Hemoroid ve anal fissür hastalıklarını ihmal etmeyin

    Hemoroid ve anal fissür hastalıklarını ihmal etmeyin

    Hemoroid ve anal fissür gibi rahatsızlıklar tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Medipol Pendik Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tuba Mert, bu hastalıkların toplumda yaygın olduğunu, ancak muayene korkusu ya da hastalığın hafife alınması nedeniyle tedavinin geciktiğini vurguladı.

    Hastalığın evresine göre tedavi yöntemleri
    Medipol Sağlık Grubu’ndan Dr. Mert, hemoroidlerin makat bölgesinde şişlik, kanama ve ağrı gibi şikayetlerle ortaya çıktığını belirterek, “Hemoroidler, iç ve dış hemoroid olarak iki gruba ayrılır. Hastalığın evresine göre tedavi yöntemlerini belirliyoruz. Evre 1 ve 2’de genellikle medikal tedavi, ılık su banyoları, dışkılama alışkanlığının düzenlenmesi ve krem kullanımı ile hastalık gerileyebiliyor. Ancak evre 3 ve 4’te cerrahi müdahale gerekebiliyor” diye konuştu.

    Belirtileri göz ardı etmeyin
    Anal bölgede en sık karşılaşılan ikinci hastalık grubunun anal fissürler olduğunu söyleyen Dr. Mert, “Bu hastalık, genellikle kabızlık veya ishal sonucu tetiklenir. Hastalar şiddetli ağrı ve kanama şikayetleri ile bize başvuruyor. Akut anal fissür, hastalığın erken evresidir ve uygun tedaviyle iyileştirilebilir. Ancak kronikleşmiş anal fissürlerde cerrahi müdahale kaçınılmazdır. Maalesef, bu hastalığı medikal tedavi ile iyileştirmek mümkün değildir, cerrahi tedavi öneriyoruz” dedi.

  • Sultangazi’de facianın eşiğinden dönüldü

    Sultangazi’de facianın eşiğinden dönüldü

    Sultangazi’de sokak kesişimde çarpışan iki otomobilden biri, gecekondunun camındaki korkuluklara çarpıp içeri girdi. Olayda 3 kişi hafif şekilde yaralanırken o esnada evde bulunan kadın ise fenalık geçirdi. Olayda facianın eşiğinden dönülürken, yaralılar ve fenalık geçiren kadın hastane kaldırıldı.

    Olay, cuma günü saat 21.00 sıralarında 1281 Sokak’ta yaşandı. Edinilen bilgiye göre Mehmet Sağol yönetimindeki  otomobil 1441 Sokak üzerinde ilerlediği esnada 1281 Sokak kesişiminde Çetin Çelik’in kullandığı otomobille çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Mehmet Sağol’un kullandığı otomobil Hasan Araz’a ait eve çarptı. Yaşanan olayda araçtaki 3 kişi hafif şekilde yaralanırken o esnada evinde bulunan Hatice Araz (63) ise fenalık geçirdi. Fenalık geçiren kadın ve 3 yaralı hastaneye kaldırılırken, yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

    Hatice Araz’ın kardeşi Erdal Araz, “Ablam telefon açtı ve acil gelmemi söyledi. Ne oldu dedim. Eve pencereden aracın girdiğini söyledi. Sesi titriyordu panik içerisindeydi. Ben hemen bir taksiye atlayıp eve gittim. Gördüğümde şok içerisindeydim. Köşe başında iki araç çarpışmış. Araçlardan bir tanesi savrulup pencereden içeri girmişti.

    Pencere demirleri, pencere kırılmış araç yarıya kadar içeri girmişti. İçeri girip baktığımda da bunu görebiliyorduk. Çarpan araçlardan birisinde şoför, eşi ve annesinin de kolundan ve omuzundan yaralanmış olduğunu gördük. Ambulans geldi olay yerine, polis geldi ve yaralıları götürdüler. Sonrasında annemde başlangıçta bir şey yoktu ama korku ve panik içerisinde olduğu için kalbinde bir sıkışma hissetti. Onun için biz bir ambulans çağırdık. Hastaneye kaldırdık. Çok şükür can kaybı yok tesellimiz bu. Araçlarda ve evde zarar oldu. Bunun da pek bir önemi yok. Önemli olan can sağlığı” dedi.