Kategori: İstanbul

  • “Halk istemiyorsa ben de istemiyorum”

    “Halk istemiyorsa ben de istemiyorum”

    Kıraç halkının, Atatürk Mahallesi’ndeki boş arsaya yapılması planlanan temizlik işleri şantiyesinin neden olacağı sorunlar nedeniyle dile getirdiği endişeleri dikkate alan Başkan Özer, projenin derhal durdurulacağını açıkladı. Halkın kararının her şeyden önemli olduğunun altını çizen ve yapılan eylemin çok değerli olduğunu belirten Özer, “Böyle bir duruş benim çok hoşuma gitti. Neden hoşuma gitti? Halkın kendi işine, kendi sorunlarına sahip çıkması demokrasinin nişanesidir. Sizi kutluyorum. Ben böyle komşular istiyorum. Çünkü ben de hayatım boyunca her platformda kendi demokratik hakkımı seslendirmek için mücadele ettim. Daha iyi bir gelecek, daha iyi bir demokrasi için. Şimdi Belediye Başkanıyım. Halkım sorunlarına sahip çıkıyor. Söz veriyorum, size rağmen hiçbir adım atmayacağım.” ifadelerini kullandı.

    Bu açıklama, toplantıya katılan mahalle sakinleri tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Başkan Özer’in halkın taleplerine saygılı yaklaşımı, Kıraç halkı tarafından alkışlarla desteklendi.

    “Kıraç’ı yıldızı parlayan bir yer haline getireceğiz”

    Yapılacak olan temizlik işleri şantiyesinin projesinin derhal durdurulacağını açıklayan Başkan Özer, şu ifadeleri kaydetti: “Böyle bir şey benim çok hoşuma gitti. Neden hoşuma gitti? Halkın kendi işine, kendi sorunlarına sahip çıkması demokrasinin nişanesidir. Sizi kutluyorum. Ben böyle komşular istiyorum. Bundan da memnunum. Çünkü ben de hayatım boyunca her platformda kendi demokratik hakkımı seslendirmek için mücadele ettim. Yeri geldi yürüyüş yaptım, yeri geldi oturma eylemi yaptım. Yeri geldi içeri girdim, çıktım. Daha iyi bir gelecek, daha iyi bir demokrasi için. Yeri geldi, ‘Eyyy halkım sahip çıkın sorunlarınıza!’ dedim. Şimdi Belediye Başkanıyım. Halkım sorunlarına sahip çıkıyor. ‘Vayyy neden sorunlarınıza sahip çıkıyor musunuz?’ mu diyeceğim, hayır. Tam tersine memnum oldum, mutlu oldum. Kıraç’ı yıldızı parlayan bir yer haline getireceğiz. Ancak en büyük sorunlarımızdan biri kişi başına düşen yeşil alan miktarı. Normalde kişi başına 10 metrekare yeşil alan düşmeli, fakat burada bu oran 1 metrekarenin altında. Bu kabul edilemez. Halk benim için çok önemli, asla halkıma rağmen bir şey yapmam. Size söz veriyorum, size rağmen hiçbir adım atmayacağım. Bir annemiz dedi ki ‘Buranın bize mezar olmasını istemiyoruz, yaşam alanı olmasını istiyoruz.’ Bu söz beni çok etkiledi. Arkadaşlarıma talimat veriyorum, buraya yeni bir yer bulacağız ve inşallah hep birlikte daha güzel günlere adım atacağız. Daha mutlu olacağız, çünkü hep birlikte Esenyurt’ta yaşıyoruz ve burayı temiz, yaşanabilir bir yer haline getireceğiz. Çocuklarımızın daha güzel bir dünyada yaşaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Her şey onlar için. Yeni kararımız mahallemize hayırlı olsun.”

    “Çalışmalarımız devam ediyor”

    Faaliyete geçirecekleri projelere de değinen Başkan Özer; “Değerli Kıraçlılar, hepinizin duygularını anlıyorum ve burada dile getirilen her bir konuya yürekten katılıyorum. Bir arkadaşımız, ‘Kıraç bugüne kadar öksüz ve yetim bir mahalle muamelesi gördü.’ dedi. Size söz veriyorum, o yetimlik artık bitecek. Biz henüz altı aydır görevdeyiz, ancak bu süre zarfında Kıraç’a yaklaşık 2.000-2.100 ton asfalt döktük, caddeler yaptık. Ayrıca 1.400 metrekare alanda parke taşı döşedik. Yeterli mi? Elbette değil, çalışmalarımız devam ediyor. Parklar yaptık, buraya aşevi getireceğiz. Çocuklarımızın eğitimi için kırtasiye yardımı ve beslenme çantaları dağıtıyoruz.” dedi.

    “Barış ve Kardeşlik Merkezi yapacağız”

    Başkan Özer son olarak, “Esenyurt büyük bir ilçe, resmî nüfusu 1 milyon, gayriresmi nüfusu ise 1,5 milyon. Çeşitli hedefler belirledik: 81 ilden ve 101 ülkeden insanın bir arada yaşadığı bu yeri barış ve kardeşlik merkezi yapacağız dedik. Sözümüzün arkasındayız. Burası, sosyal belediyeciliğin kalbi olacak; kültürün, sanatın ve sporun başkenti olacak. İmar sorunlarını da çözeceğiz dedik ve Kıraç’tan başladık. Yedi mahallemiz sekiz yıl boyunca saklı ve yasaklıydı, bu durumu ortadan kaldırdık. İmar planı Büyükşehir’de onaylandığında, Allah’ın izniyle Kıraç imara açılacak ve isteyen, dilediği gibi evini yapacak.” ifadelerini kullandı.

    “Başkanımıza teşekkür ederiz”

    Başkan Özer’in tutumunu takdir eden mahalle sakini Gülhanım Sarıbudak şu ifadeleri kaydetti “Aşağıda bir yeşil alanımız var ve başka bir alternatifimiz yok. Her yer beton. Orayı şantiye yapmayı planlıyorlardı, ancak biz buna karşı çıktık ve itiraz ettik. Sağ olsun Başkanımız da bu itirazımızı onayladı ve projeyi durdurdu. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Şimdi çok mutluyuz, çünkü neden biliyor musunuz? Her taraf beton yığınına dönmüş durumda. Fabrikalardan dolayı nefes almakta bile zorlanıyoruz. Eğer orası da şantiye ya da konteyner alanı olsaydı, biz tamamen bitmiştik. O alan yaşlılar ve çocuklar için çok faydalı. Ihlamur ağaçlarımız var, orası gerçekten çok güzel. İnşallah, gelecekte de orayı daha güzel bir hale getirirsek çok daha mutlu oluruz”

    “Başkanımız çok çalışıyor”

    Bir diğer mahalle sakini Erdal Akın ise Başkan Özer’e teşekkür ederek “Ahmet Başkan’a, halkın sesine duyarlılık gösterdiği için teşekkür ediyoruz. Zaten kendisi de dile getirdi; halkın istemediği bir şeyi halka rağmen yapmayacağını söyledi. Bu da onun ne kadar iyi bir başkan olduğunu gösteriyor. Gerçekten yeşil alanlarımız çok azaldı ve bu proje hayata geçseydi hepimiz için kötü olurdu. Ancak Başkanımız öngörülü davrandı ve ‘Halk istemiyorsa ben de istemiyorum!’ diyerek bu projeyi durdurdu. Kendisine çok teşekkür ederiz, her zaman onun yanındayız. Ahmet Başkan da geceleri sokaklarda asfalt çalışmalarını bizzat takip ediyor. Gerçekten hakkını vermek gerek, çok güzel çalışıyor. Biz de çalışmalarını takdir ediyoruz. Burada bir soru işareti vardı ve başkanımız bunu giderdi” dedi.

  • İstanbul’da Şile açıklarında gemi yangını

    İstanbul’da Şile açıklarında gemi yangını

    Kumkapı’dan Zonguldak’a seyreden 62 metre boyundaki bir gemide Şile açıklarındayken sabahın erken saatlerinde yangın çıktı. İhbar üzerine harekete geçen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken olay yerine Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekipleri de sevk edildi. Yangın çıkan gemide soğutma çalışmaları sürüyor.

    Öte yandan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Kumkapı’dan Zonguldak’a seyreden 62 metre boyundaki gemide, Şile açıklarındayken yangın çıktığı ihbarı üzerine KURTARMA-12 Römorkörümüz ve KEGM-5 hızlı tahlisiye botumuz olay yerine ivedilikle yönlendirilmiştir. Gemide söndürme ve soğutma çalışmaları devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.

  • Okula gidiyorum diyerek evden çıkan 15 yaşındaki kız aranıyor

    Okula gidiyorum diyerek evden çıkan 15 yaşındaki kız aranıyor

    Bağcılar Çınar Mahallesi’nde oturan 15 yaşındaki Yüsra Yavuz 23 Eylül pazartesi günü sabah saat 08.00 saatlerinde okula gitmek için evden çıktı. Kızlarından o zamandan beri haber alamayan aile polise giderek kayıp ihbarında bulundu. Aile haber alamadıkları kızlarının hayatından endişe duyuyor.

    Konuyla ilgili konuşan Yüsra’nın babası İsmail Yavuz, “Dün sabah itibarıyla okula gidiyorum diye evden çıktı. Okulla evin arası yaklaşık 10 dakika zaten, daha sonrasında kendisinden haber alamadık. Öğle saatlerinde kuzeniyle telefonda görüştüğünü öğrendik. Kuzenine ‘Ben bugün hastayım, okula gelemeyeceğim’ diyerek okula gitmemiş. Kuzeni öğlen bunu annesine söylüyor, o da durumu eşime iletiyor. Biz de bu şekilde haberdar olduk. Durum tamamen polise intikal etti, süreç bu şekilde devam ediyor. Kızım çok içine kapanık bir çocuk, kendisi sürekli bilgisayarda vakit geçiriyor. Oynadığı bir bilgisayar oyununda bir çocukla tanıştığını kuzeninden öğrendik. Kızımızın tanıştığı bu çocukla birlikte gitmiş olabileceğinden şüpheleniyoruz. Bu, şu an sadece bir şüphe; polisten gelen kesin bir bilgi yok. Şu anda polisler tarafından çok ciddi bir çalışma yürütülüyor. Umarım en kısa zamanda bir netice alırız. Duyanların ve bilenlerin lütfen bizimle iletişime geçmesini rica ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • E-5 karayolunda ölümlü motosiklet kazası

    E-5 karayolunda ölümlü motosiklet kazası

    Kaza sabah saatlerinde E-5 karayolu Çobançeşme mevkiinde meydana geldi. İddiaya göre, motosikletin sürücüsü Ali Elevi seyir halindeyken henüz bilinmeyen bir nedenle gidon hakimiyetini kaybederek bariyerlere çarptı. Kazayı gören vatandaşlar durumu hemen polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri bariyerlere kafasını çarpan Elevi’nin öldüğünü belirledi. Olay yerine gelen polis ekipleri de çevrede güvenlik önlemi aldı. Olay Yeri İnceleme ekiplerinin incelemesinin ardından talihsiz sürücünün cenazesi otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Kaza sonrası E-5 karayolunda uzun araç kuyrukları meydana geldi.

  • Beşiktaş’ta 29 kişinin ölümüyle biten yangına ilişkin 13 kamu görevlisine 17’şer yıla kadar hapis talebi

    Beşiktaş’ta 29 kişinin ölümüyle biten yangına ilişkin 13 kamu görevlisine 17’şer yıla kadar hapis talebi

    Hazırlanan iddianamede 13 şüphelinin 2 ayrı suçtan 17’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
    Beşiktaş Gayrettepe’de 2 Nisan tarihinde 16 katlı binanın eksi 1 ve eksi 2’nci katında faaliyet gösteren gece kulübünde tadilat yapımı sırasında yangın çıkmış, çıkan yangında 2’si yabancı uyruklu 29 kişi hayatını kaybetmişti. Soruşturma çerçevesinde İstanbul Valiliği’nce aralarında Eski Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcılarının da bulunduğu kişiler hakkında soruşturma izni verilmişti. Konuya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı.
    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 13 Ekim 2006’da söz konusu yere, içkili restoran ve gece kulübü, daha sona ise restoran kafe bar açmak istenildiğine dair belediyeye başvuru yapıldığı, bunun üzerine Beşiktaş Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından İBB’nin itfaiye, imar, emlak ve istimlak müdürlükleri ile Beşiktaş Kaymakamlığına görüş sorulduğu anlatıldı.

    İBB İtfaiyesi’nin 2 ayrı raporu yer aldı

    Hazırlanan iddianamede, İBB İtfaiye Destek Hizmetleri Müdürlüğünün 14 Eylül 2006’daki Yangın Bakımından İncelenen İş Yerlerine Ait Muayene Rapor’unda, ‘adı geçen yere tetkik için gidildiğinde verilen adreste öyle bir iş yeri bulunmamaktadır’ görüşü bulunduğu, 2006 Kasım’da ise söz konusu alana ilişkin itfaiye tarafından düzenlenen yeni raporda ise ‘yangına karşı alınan koruyucu önlemler bugünkü durumu ile yeterlidir’ ifadesinin yer aldığı kaydedildi.

    Verilen raporun da mevzuata uygun olmadığı aktarıldı

    Söz konusu alanın 1500 metrekare olduğunun bildirilmesine rağmen itfaiyenin raporunda 750 metrekare kabul edildiğinin aktarıldığı iddianamede, Beşiktaş Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğünce ise 900 metrekare kullanım alanlı içkili lokanta olarak iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verildiği, itfaiye raporunda belirtildiği gibi iş yerinin 750 metrekare büyüklükte olsa bile dönemin yönetmeliğine uymadığı, iş yerinin açıldığı günden itibaren ‘diskotek’ olarak faaliyet gösterdiği, içkili lokanta olarak kullanılmadığı, verilen raporun da mevzuata uygun olmadığı belirtildi.

    Belediyenin denetlediğine ilişkin yazı bulunmadığı kaydedildi

    İddianamede, Beşiktaş Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nün, Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’ne, 2013’te iş yerinin tapuda ‘depo’ olarak görüldüğünü belirttiği, apartmanın yangın çıkışının bina projesine uygun olmadığına ilişkin şikayet olduğunu da ilettiği ve konuyla ilgili İBB’ye de bilgi verilmesini istediği ifade edilen iddianamede, konunun Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından İBB İtfaiye Daire Başkanlığına intikal ettirilmediği, iş yerinin ruhsat dosyasında, 2007’den bu yana Beşiktaş Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından farklı şirketler adına içkili lokanta ve diskotek faaliyetine ilişkin ruhsatlar verildiği ve ruhsatlar verildikten sonra ve öncesinde belediyenin denetlediğine ilişkin yazı bulunmadığı aktarıldı.

    ‘’Ruhsat imzalandıktan sonra herhangi bir denetim yapılıp yapılmadığını bilemiyorum’’

    Dönemin belediye başkan yardımcısı Ahmet Koray Bayraktaroğlu’nun ifadesine yer verilen iddianamede, ‘’Başkan Yardımcısının görevi, ruhsat talepleri sonrası Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından yasa ve yönetmeliklere uygun işlem yapılıp yapılmadığını, diğer birimlerden gelen yazı cevaplarının ruhsat vermeye uygun olup olmadığını kontrol etmektir. Bu ruhsat talebinde Başkan Yardımcısı olarak bizzat ben ve bana bağlı olan Müdürlük tüm yasal prosedürü uygulamıştır. Ruhsat imzalandıktan sonra herhangi bir denetim yapılıp yapılmadığını bilemiyorum. Bildiğim kadarıyla mevzuat hükümlerine göre ruhsat düzenlendikten belirli bir müddet sonra ilgili iş yerinin ruhsat hükümlerine uygun olarak çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Başvuruda 1500 metrekare, itfaiye raporunda 750 metrekare düzenlediğimiz iş yeri açma ve çalışma ruhsatında 900 metrekare yazıldıysa da aradaki uyumsuzluğun neden kaynaklandığını bilmiyorum. Ancak yorum yapabilirim. Yaptığım yorumda da ruhsat müdürlüğündeki görevli arkadaşların tespit ettiği rakamın esas alınması gerekir. Belediye açısından iş yeri ruhsat harcı alındığı için itfaiyenin tespit ettiği rakamdan biraz fazla olması normaldir diye düşünüyorum. Bahse konu yere her ne kadar içkili lokanta ve gece kulübü ruhsatı başvurusunda bulunulmuşsa da belediyemizce sadece içkili lokanta ruhsatı verilmesi uygun görülmüş ve ruhsat düzenlenmiştir. İçkili lokanta ruhsatı düzenlenmiş olmasına rağmen bahse konu yerde daha sonra ne tür faaliyet yürütüldüğü hususunda herhangi bir bilgim yoktur’’ denildi.

    17’şer yıla kadar hapis talebi

    Hazırlanan iddianamede, şüpheliler dönemin Beşiktaş Belediyesi Başkan Yardımcıları Ali Rıza Yılmaz, Ahmet Koray Bayraktaroğlu, Yasemin Saral, Ahmet Mithat Şermet, itfaiye çavuşu Fazlı Yavuz, eski itfaiye zabıta amiri Numan Bulburu, eski itfaiye müdür yardımcısı Tuncay Akdağ, eski itfaiye teknik müdür yardımcısı Şükrü Öztürk ile belediyede çalışan kamu görevlileri Feridun Tayfun Erelmas, Lalehan Taşdelen Başkaya, Nilüfer Oğuz, Rahşan Tekin Ölmez ve Uğur Türkyılmaz’ın ‘görevi kötüye kullanma’ ile ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçlarından 2,5 yıldan 17’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
    İddianame, 9 sanığın ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan ayrı ayrı 2 yıl 8 aydan 22,5 yıla kadar hapis talep edildiği ana dava dosyası ile birleştirildi.

  • Kimya fabrikasında korkutan yangın

    Kimya fabrikasında korkutan yangın

    Olay, sabah 7.30 saatlerinde Beylikduzu Haramidere Beysan Sanayi sitesinde bir kimya fabrikasının deposunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, depoda henüz belirlenemeyen bir sebeple yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın tüm depoyu sardı. Fabrikada çalışan tüm işçiler tahliye edilirken bir çok ilçeden gelen itfaiye ekiplerinin yangına müdahalesi sürüyor.

  • BAKSM’DE “Yeni Pandemi” iddiaları tartışıldı

    BAKSM’DE “Yeni Pandemi” iddiaları tartışıldı

    Maymun Çiçeği virüsüyle gündeme gelen salgın tartışması; Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde alanında uzman hekimlerin ağırlandığı bir panelde ele alındı. Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi Op. Dr. Ahmet Atilla Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen, enfeksiyon ve iç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Reşat Özaras’ın konuk olduğu panelde, salgınların sebepleri ve hastalıklardan korunma yolları anlatıldı.
    Nedir bu mikroplardan çektiğimiz, nasıl barış sağlayacağız sorusuna yanıt veren Prof. Özaras, şunları söyledi: “Mekan onların mekanıydı, biz onların habitatına girdik ve mikroplar da buna reaksiyon gösterdiler. Bundan 20 sene önceki verem vb. enfeksiyonlar farklıydı. Her 10 yılda yenisi yayılıyor. Koronavirüs de aslında tanıdığımız bir ailenin, tanışmadığımız bir üyesiydi. Kendimizi koruyup, onları savaştan vazgeçirmeliyiz. Vücut direncimizi düşürmemeliyiz.”

    Gündemdeki Maymun Çiçeği virüsü salgını hakkında da konuşan Özaras, salgının Covid-19 düzeyine ulaşmayacağını açıkladı: “En kötüsü solunum yoluyla bulaşan hastalıklardır. Yakın temasla bulaşan hastalıklarla mücadele nispeten kolaydır. İşte bundan dolayı Maymun Çiçeği, koronavirüs düzeyine ulaşamıyor. Öte yandan koronavirüs tamamen bitmedi. Hayatın bir kuralı var, denge ve hareket. Bunu bozduğumuz zaman hasta oluyoruz. Bünyemize giren, harekete geçmek için uygun zamanı kollayan virüslere fırsat vermemeliyiz, tedbirli olmalıyız”

    Panelin sonunda çiçek takdim etmek üzere sahneye çıkan Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Emel Turan konuşmacılara hitaben şunları söyledi: “Mikroplarla savaşmaktan değil, onlarla barışmaktan bahsettiniz. Bize mikropları sevdirdiniz diyebilirim. Çok teşekkür ederiz.”

  • Gram altında yükseliş sürüyor

    Gram altında yükseliş sürüyor

    Geçtiğimiz Cuma günü haftayı rekorla kapatan altın, yeni haftaya da rekorla başladı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) geçtiğimiz hafta 50 baz puanlık faiz indirimine gitmesi altın fiyatlarına yükseliş olarak yansıdı. İsrail’in, Lübnan sınırında da karşılıklı saldırıların olması küresel risk endişesini artırdı. Bu durum sonrası altında rekor seviyeler görüldü.

    Yeni haftaya 2 bin 621 dolardan başlayan ons altın gün içinde 2 bin 632 dolara yükselerek tüm zamanların en yüksek seviyesini test etti. Ons altının yükselmesiyle birlikte gram altın da 2 bin 953 lira seviyesini gördü. Kapalıçarşı’da çeyrek altın 4 bin 821 liradan, yarım altın 9 bin 634 liradan, tam altın 19 bin 200 liradan satılıyor.

    Altındaki yükselişe ilişkin açıklamalarda bulunan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, “Jeopolitik gerilimler altın fiyatlarının yükselmesinde etkili oldu. Jeopolitik gerilimler Fed’in faiz indiriminin de önüne geçti. Altında beklenenin ötesinde hızlı bir yükseliş oldu. Bir geri çekilme, düzeltme olabilir ama genel olarak çıkış sürecektir. Döviz fiyatlarında çok fazla hareketlilik olmadı. Altının ons fiyatı gram altını da yukarı yönlü tetikliyor. Gram altın da 2 bin 900 lira üstü rakamlar görüldü. 2 bin 850 lira civarına geri çekilmeler de olabilir ama 3 bin lira seviyelerini de yakın zamanda görebiliriz” dedi.

    Enflasyondan korunmak isteyen vatandaşların da altına yöneldiğini söyleyen Yıldırımtürk, “Vatandaşlar altını hem jeopolitik ortamda güvenli liman olarak gördüğü için hem de enflasyondan korunmak için tercih ediyor. Altın sene başında bin 950 lira seviyesindeydi. Şuanda 2 bin 900 lira seviyesini aştı. Bu durumda altının enflasyondan koruduğunu da gördük” diye konuştu.

  • Polis memurunu şehit eden şahıs adliyeye sevk edildi

    Polis memurunu şehit eden şahıs adliyeye sevk edildi

    İstanbul Ümraniye’de yakalama sırasında çıkan arbede esnasında polis memurunun silahını alarak kadın polis memuru Şeyda Yılmaz’ın şehit olmasına neden olan şüpheli Yunus Emre Geçti adliyeye sevk edildi. Zanlı adliyeye, iki kadın polis tarafından, siyah çöp poşeti geçirilmiş halde Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Büro Amirliği’nin aracıyla götürüldü.

    Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü Dudullu Polis Merkezi Amirliği ekipleri dün akşam saatlerinde “motosiklet hırsızlığı” suçundan aranan ve firar eden şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışma başlattı. Aranan şahıs 26 suç kaydı bulunan 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti Ihlamurkuyu Mahallesi’nde polis tarafından yakalanmak istendi. Yakalama sırasında çıkan arbedede şüpheli, polis memurunun silahını alarak etrafa ve polis memurlarına ateş açtı. Kadın polis memuru Şeyda Yılmaz (27), şüpheliye karşılık verdi ancak açılan ateşte ağır yaralandı. Şüpheli Yunus Emre Geçti annesi P.G. (43) ve polis memuru Kürşat Hakkı Sarıtepe de olayda yaralandı. Yaralılar ilk müdahalelerinin ardından hastaneye kaldırıldı. Ancak polis memuru Şeyda Yılmaz, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Yaralı polis Kürşat Hakkı Sarıtepe ve P.G.’nin hastanedeki tedavilerinin devam ettiği öğrenildi.

    Adliyeye Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Büro Amirliği’nin aracıyla götürüldü

    Polis ekipleri tarafından olaydan kısa bir süre sonra yakalanan Yunus Emre Geçti hakkında kasten öldürme” ve “kasten yaralama” suçlarından soruşturma başlatıldı. Şüpheli, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğindeki tamamlanan işlemlerinin ardından siyah çöp poşeti geçirilmiş halde kadın polis memurları tarafından Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Büro Amirliği’nin aracına bindirilerek Anadolu Adliyesi’ne sevk edildi.

  • Çarşı davası mütalaaya gönderildi

    Çarşı davası mütalaaya gönderildi

    Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 6 tutuksuz sanık ile sanık avukatları hazır bulundu.

    “Olaylarla ilgili burada bulunan hiçbir sanık sorumlu değildir’’

    Duruşmada Başbakanlık ofisine yönelik gerçekleştirildiği belirtilen eyleme ilişkin görüntüler izlendi. İzlenmesinin ardından savunma yapan sanık avukatlarından Ali Rıza Dizdar, ‘’Olaylarla ilgili burada bulunan hiçbir sanık sorumlu değildir. İzlenen görüntülerdeki kişilerin de müvekkillerimiz olmadığı kesindir. Bu nedenle tüm sanıkların beraatlarını talep ederiz’’ ifadelerini kullandı.

    Mütalaa hazırlanacak

    Ara kararını açıklayan mahkeme, dosyanın mütalaa hazırlanabilmesi için Cumhuriyet Savcısı’na gönderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

    Olayın geçmişi

    Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın yargılandığı dava 29 Aralık 2015 tarihinde karara bağlanmış, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararları ise Yargıtay tarafından bozulmuştu. Yargıtay, bozma kararında Gezi Parkı ile Çarşı davasının arasında hukuki bağlantı olduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, ‘örgüt üyeliği’ suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesinin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı. Davalar, verilen bozma kararlarının ardından 30 Temmuz’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmiş ve sanık sayısı 52’ye çıkmıştı. Gezi Parkı ile Çarşı davası dosyası, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada davaların geldiği aşama dikkate alınarak yeniden ayrılmıştı.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın kurucu ve üyelerinin de bulunduğu 35 kişi şüpheli, 9 polis de müşteki olarak yer almıştı. İddianamede, Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni işgal etmeye çalışmakla suçlanan 35 şüpheli hakkında “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmişti. Şüpheliler hakkında ayrıca “örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri taşınması ve bulundurulması, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme” gibi suçlardan da 50 yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti.