Kategori: İyi Parti

  • İYİ Parti Bursa’dan “Mutfak Yanıyor” protestosu

    İYİ Parti Bursa’dan “Mutfak Yanıyor” protestosu

    İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkoğlu, “Bu ülkenin muktedirleri, her gün masal anlatadursunlar, bizler vatandaşın gerçek gündeminin ‘mutfak yangını’ olduğunu biliyoruz. Para pul derdi olmayan, zenginlik içinde yüzen gösteriş meraklılarının, saraylardaki debdebeli hayatları kazasız belasız devam etsin diye, adeta akla karayı seçip kırk takla attıklarını da biliyoruz” dedi.

    İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, yaptığı açıklamada, “Vatandaş elektrik, su, doğalgaz faturasını nasıl ödeyeceğini kara kara düşünürken; Pek çoğu kısa çalışma ödeneğine mahkum edildiği için asgari ücret dahi alamayan işçi, memur, dar gelirli insanımız evine ekmek götürebilme derdine düşmüşken; Maaşları asgari ücretin dahi altına düşerek adeta kuşa dönen emekli vatandaşımız, ay sonunu bırakın ayın daha ortasında çaresiz kalırken; Bu memleketin başına ‘bir yüzükle’ gelenlerin, yedi uçakla Kıbrıs’a gittiklerini, her biri lüks segmentte yüzlerce araç konvoyuyla seyahat ettiklerini; Saraylarda kurulan mükellef sofralarda, sazlı sözlü ziyafetler çektiklerini; Yoksulluk edebiyatıyla gelip, yolsuzluklarla, yasaklarla anıldıklarını; Ve gözlerinin içine baka baka aldatıp kandırdıkları vatandaşa, artık kibirle tepeden baktıklarını da biliyoruz. Unutmayacağız, unutturmayacağız. Milletimizin derdiyle dertlenmeyi dert edinenler olarak, bizler bütün bunların farkındayız ve asla da unutmayacağız. Onlar bir elleri yağda, bir elleri balda hayatlarının devam etmesi için çırpınadursunlar… Onlar içi boş tartışmalarla, yarattıkları suni gündemle, suya tirit tv programları ve hayali senaryolara dayalı, duygu sömürüsünden ibaret salya/sümük dizilerle milletin aklıyla alay etmeye devam ededursunlar…” ifadelerini kullandı.

    Türkoğlu, “Bizler vatandaşımızı isyan noktasına getiren ekonomik sıkıntıları haykırmaya, acımasız zamlarla patlayan ‘mutfaktaki büyük yangını’ yüksek sesle dile getirmeye bıkmadan usanmadan sürdüreceğiz.İşte alev alev yanan mutfağın hali burada. Tencelerde artık yemek yerine dert kaynıyor! İçi boş tavalarda artık çile kızartılıyor! İktidar ve şürekası ne yapıyor? Tabi ki gündem saptırıyor. Sofraların tadı tuzu kalmadı; cep delik cepken delik vatandaş artık yokluğa soğan doğruyormuş… Koltuk derdine düşmüş muktedirin umurunda mı? Her gün, ‘Mutfakta yangın var yangın!’ diye bağıran milletin feryadı, sırça köşklerin, sarayların duvarlarından yankılanıp vatandaşa geri dönüyor. Bakın…Geçen yıl bir önceki yıla göre tam 120 temel gıda ürününün fiyatı adeta uçarak zirve yaptı. Bunların içinde ise maalesef en temel gıda ürünleri başı çekiyor.İşte mutfaklarımızın olmazsa olmazı ve güya en hesaplısı olan ayçiçek yağına artık neredeyse dokunamaz olduk. Adeta altın fiyatlarıyla yarışan ayçiçek yağında artış oranı rekor üstüne rekor kırıyor. Geçen yıl(2019 Aralık ayında) 5 litrelik ayçiçeği yağı 27-30 TL arasında raflarda yer bulurken, bu yıl aynı ayçiçek yağı markasına göre 57-69 TL arasında fiyatlara satılıyor. Yüzde yüzün üzerinde bir zam oranıyla rekor kıran ayçiçek yağını, ev kadınlarımız artık tabiri caizse dirhem dirhem kullanıyor. En ekonomik yağ olarak bilinen ayçiçek yağının hali böyleyse; mısırözü, soya, zeytinyağı ve türevlerinin fiyatlarını varın siz düşünün artık. Peki, bir diğer temel gıda ürünü olan yumurtanın geldiği noktaya bakar mısınız?” dedi.

    Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yine geçen yıl( Aralık 2019’da) 12-14 TL’ye alınan 30’luk folyo yumurtanın etiket fiyatı, bu yıl tam 27-32 TL arasındaki fiyatlara yükseldi. Ev kadınlarımız, halkın en pratik yemeği olan sahanda yumurtayı pişirirken bile artık tane hesabı yapıp, haklı olarak kara kara düşünmeye başladılar. Tavalara artık dört yerine iki yumurta zor kırılıyor. Geçen yıl 1 litre süt 3.95 TL’ydi, bu yıl 6.75-7.50 TL arasında değişiyor. Üreticiden alış fiyatı 2.80 TL. En ucuz ekmek 1.25’ti, 1.75 oldu. Bir kg un 3 TL’ydi, yüzde yüz artarak tam 6 TL’ye çıktı. Filiz makarna 2 TL’den 3.25’e tırmandı. 25-30 TL arasında olan ezine peyniri 44-45 TL ile el yakıyor. Hangi birini yazalım. Temel gıdalarda durum böyle de sebze meyvedeki vaziyet farklı mı sanki? Geçen yıla göre yüzde 100.9’luk zam oranı ile karnabahar yeni bir rekora imza atarken, karnabaharı yüzde 83.9 ile ıspanak, yüzde 70.8 ile portakal, yüzde 63.5 ile pırasa ve yüzde 60.4 ile mercimek izledi. Devam edelim: Kıvırcık marul yüzde 59.9 zamlanırken, kırmızı lahana yüzde 57.6 arttı, patlıcan yüzde 52.07 oranında yükseldi. Aynı şekilde kabak yüzde 49.3 zamlandı, çarliston biberde de yüzde 49.1 oranında fiyat artışı oldu, sofraların vazgeçilmezi domates fiyatları da yüzde 42.2 ile zirveyi zorladı. Hepsinden kötüsü; Fiyatlar üç gün bile sabit kalmadan değişiyor. Vatandaş marketlerdeki, pazarlardaki etiket fiyatlarının nerdeyse her gün değiştiğini gözleriyle görmeye başladı. Nasıl görmesin ki? Türk tarımını yok ederek; Nohutu Meksika, Arjantin, ABD’den alırsan… Soğan Hollanda, İran ve Rusya’dan gelirse… Ayçiçeği için Bulgaristan, Romanya, Moldova’ya muhtaç olursan… Kuru fasulyeyi Kırgızistan, ABD, Kanada, Peru’dan… Buğdayı Kırgızistan, Meksika’dan… Bezelyeyi Rusya, Kanada, ABD’den… Elmayı Şili’den, İtalya ve Fransa’dan… Patatesi bile Hollanda, Almanya, Fransa’dan ithal esersen… Zam bombardımanına işte böyle seyirci kalır, mutfaktaki yangını da ancak işte böyle çaresiz biçimde izlersin. Şimdi biz de soruyoruz; Bu mudur serbest piyasa ekonomisi? Milletin, ithal ürünlere muhtaç edilip serbestçe soyulması, pervasızca kazıklanması mıdır? Yoksa siz tarımın kökünü bilinçli olarak kurutup, yandaş aracı şirketlerin vurgun yapması için piyasalarda denetimsiz serbestlik mi ilan ettiniz? Piyasanın adı serbest olsa da, tarımı teşvik edip, fiyatlarda fahiş sayılabilecek üst limitlere müdahale ederek, tüketicinin korunması gibi bir görevinizin olduğundan da mı habersizsiniz? Hadi diyelim ki; bütün bunlardan gerçekten bihabersiniz. Peki… Mutfakta her geçen gün artan yangındaki büyüyen alevlerin, sizi de çok yakında yakıp kavuracağını görmüyor musunuz? Ee o zaman, görünen gerçeği bir kez daha yüzünüze tane tane, hece hece haykıralım: Yö-ne-te-mi-yor-su-nuz!…”

  • Bursa’da İyi Partili kadınlardan şiddet protestosu

    Bursa’da İyi Partili kadınlardan şiddet protestosu

    Bursa’da İYİ Partili kadınlar, 2021 yılının ilk kadın cinayetinin işlendiği yerde toplanarak, “Dışarıda virüs, içeride şiddet kaderimiz olamaz” diye haykırdı, alınan önlemlerin yetersizliğine vurgu yaptı.

    Bursa’da yılbaşı gecesi Arabayatağı muhtarlık binası arkasındaki kadın cinayetinin işlendiği yerde düzenledikleri protesto eyleminde konuşan, Bursa Kadın Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hüsniye Pıtırlı, “Geçen yıl tam 300 kadın öldürüldü ve bunların 182’sinin, neden öldürüldüğü dahi tespit edilemedi” dedi. İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da, “Kadınıyla erkeğiyle bu millet artık güvenli bir ülkede yaşamak istiyor” şeklinde konuştu.

    Giderek daha da artan kadın cinayetlerinin önlenmesi için acil eylem planının şart olduğuna işaret eden Hüsniye Pıtırlı’nın, konu ile ilgili basın açıklaması aynen şöyle:

    “Değerli basın mensupları;

    Ne yazık ki, bugün burada acı bir olayı kamuoyuyla paylaşmak, sessiz çığlıkların sesi olmak için toplanmış bulunuyoruz. Ülkemizde 2020 yılının son, 2021 yılının ilk kadın cinayeti maalesef burada işlenmiştir.

    Hepimizin bildiği gibi, 2020 yılı koronavirüs salgını nedeniyle sıkıntılı bir süreç ile son buldu. Bu dönemde dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye’de salgın koşullarına yönelik olağanüstü önlemler alındı. Pandemi nedeniyle herkesin evinde kalması gerektiği bu dönemde, koşullar kadınlar için zorlukları da beraberinde getirdi.

    Dışarıda virüs, içeride şiddet tehlikesi ile karşı karşıya kalındı.

    Böylesi zor bir süreçten geçerken bir de üstüne, Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi kadın düşmanları ve eşitlik karşıtları tarafından tartışmaya açıldı ve sözleşmeye yönelik saldırılar zamanla artış gösterdi. Fakat STK’lar ve partimizin kararlılığı sonucu, İstanbul sözleşmesinden çekilmeyi düşünen hükümet geri adım attı.

    ALINAN TEDBİRLER YETERSİZ

    Kadına yönelik şiddet; kültürel, coğrafi, dini, toplumsal ve ekonomik açıdan, sınır tanımayan bir insan hakları ihlali olarak varlığını tüm dünyada sürdürmektedir. Türkiye’de ise her geçen yıl kadına yönelik şiddet artarak devam etmekte, kadınlar her gün daha fazla şiddete, tacize uğramaktadırlar. Ne yazık ki kadın cinayetleri Türkiye’de, 2000’li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 2020 yılında 300 kadın cinayeti işlenmiş, 171 kadın da şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur.

    Öldürülen 300 kadından 182’sinin neden öldürüldüğü tespit edilememiş; 22’si ekonomik, 96’sı boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürülmüşlerdir.

    182 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Bu da bize gösteriyor ki, bugüne kadar alınan tedbirler yeterli olmamış, aile içi şiddetin ve kadın cinayetlerinin önüne geçilememiştir.

    ACİL EYLEM PLANI ŞARTTIR

    İnsan hakkı ihlali ve adalet sorunu olan kadına şiddet, çözüm noktasında, ayrımcılıkla mücadele, toplumun örgütlenmesi, hukuk sisteminin işleyişi v.b. unsurları kapsayan çok boyutlu bir süreç gerektirir. Ayrımcılık hukukla, adaletle, eşitlikle ve sosyal bilimlerle ama en çok da günlük yaşamlarımızla ilgili bir kavramdır. Bu bağlamda, genel başkanı kadın olan ülkemizdeki tek parti, İYİ Parti iktidarında kadına yönelik şiddetin, cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi ile, muhtaç durumdaki kadınların desteklenmesi ve korunması, en öncelikli sosyal politika olacaktır. ‘ACİL EYLEM PLANI’na alınacak, önleyici kolluğu güçlendirilecek, özellikle aile içi şiddet, kadın cinayetleri, uyuşturucu ticareti ve çocuk istismarı gibi toplum vicdanını kanatan suçlar için, önleyici ve ıslah edici özel tedbirler alınacaktır.”

    İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da katılımcılara teşekkür ederken, “Basın mensuplarımıza ve teşkilat üyelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, kadına şiddetin ve cinayetlerinin son bulduğu bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Bu millet artık kadınıyla erkeğiyle güvenli bir ülkede yaşamak istiyor. Her şey kötüye gidiyor olsa da hiç olmazsa bunu sağlayın” dedi.

  • İYİ Parti’den Koza Han açıklaması

    İYİ Parti’den Koza Han açıklaması

    İYİ Parti Bursa Milletvekili ve Meclis Grup Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, MDK Başkanvekili Şeyda Şahin ve beraberindeki heyet, Bursa’da son günlerin tartışma konusu Koza Han’da incelemelerde bulundu.

    Yerel yönetimlerin, bir kentin tarihi değerleriyle ilgili olarak çok daha fazla hassasiyet içinde olması gerektiğine değinen Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, “Gördüğümüz manzara çok üzücü. Bu tür restorasyon projeleri için daha geniş kapsamlı istişare şarttır. Tarihi dokunun korunması için azami dikkat gösterilmelidir. Nasıl yapılması gerektiğini bir bilene sorun. Bizden destek isterseniz de bu işin ehli kadrolarımız var, seve seve yardımcı oluruz” dedi.

    İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da Koza Han’ın sahipsiz olmadığına vurgu yaptı. Türkoğlu, “Bu restorasyon garabetini durdurun ve yanlıştan derhal dönün. Aksi halde Bursalılar sizi ömür boyu Koza Han’ı katleden basiretsiz yönetim olarak hatırlayacaklar” şeklinde konuştu.

    İYİ Parti’nin konu ile ilgili açıklaması aynen şöyle:

    KOZA HAN SAHİPSİZ DEĞİLDİR

    “Sevgili Bursalılar,
    Sayın Basın Mensupları;
    Koza Han, Bursamızın en önemli tarihi simgelerinden ve en güzide değerlerinden biridir.

    Bildiğiniz gibi Bursa Büyükşehir Belediyesi burada hatalı bir zemin restorasyonuna girişti, İYİ Parti olarak bizler de, yapılan bu yanlışlığı en yüksek perdeden dile getirerek, ciddi bir uyarı görevi üstlendik.

    Konuyu en ince detayına kadar araştırdık ve Osmangazi İlçe Başkanımız Dr. Mehmet Hasanoğlu’nun, ‘Kozahan’da restorasyon skandalı’ başlıklı açıklamasıyla da, sorunu Bursa kamuoyunun gündemine taşıdık.

    Koza Han’ın tarihi dokusu ile alakası olmayan düzenleme çalışmaları belge, bilgi ve fotoğraflarla ortaya konunca, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a da durumu bir şekilde kurtarmaya çalışmak kaldı.

    Nitekim 31 Aralık günü Koza Han’da bir basın açıklaması yapan Sayın Aktaş, yanlıştan nasıl dönüldüğünü anlatırken adeta akla karayı seçti.
    Bunu yaparken de haddini aşarak, muhalefet olarak bizlere ayar vermeye çalıştı.

    Her şeyden önce Başkan Aktaş’a, İYİ Parti’nin nasıl bir muhalefet anlayışı olduğuna kafa yormayı bırakmasını ve aslında bütün enerjisini doğru işlere harcamasını tavsiye ediyoruz.

    Biz Aktaş’a veya bir başkasına ne üslubumuzun nasıl olacağını sorarız, ne de muhalefet tarzımızı sorgulatırız.

    Sn. Alinur Aktaş, önce 27 Aralık’taki açıklamasında, hemen ardından da Twitter’da yayınlanan videosunda, ‘Ticaretin tarihi kalbine estetik dokunuş’ başlığı altında aynen şunları söyledi:

    ‘Bursa Büyükşehir Belediyesi yaklaşık 6 asır önce 2. Beyazıt tarafından yaptırılan Koza Han’da zemin iyileştirme ve çevre düzenleme çalışmalarına başladık. Unesco Dünya mirası listesinde bulunan Koza Han’da avlu düzenleme çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmalarımız ile avludaki baskı beton uygulamalar sökülüp tarihi dokuya uygun olarak yerine 550 metrekare doğal kırma granit küp taş uygulaması yapılacak.

    Yine 525 metrekare mucartalı bazalt taşı uygulaması gerçekleştirilecek.

    Çay ocağı ve kafeterya işletmelerinin Han avlusuna olan sınırlarını belirtmek ve avluya olan işgaliyeleri engellemek için yine tarihi dokuya uygun olarak ahşap çiçeklik üniteleri ve oturma birimleri yapılacak’

    Kim diyor bunları?

    Başkan Alinur Aktaş söylüyor.

    Aynı Aktaş, kamuoyunun sert tepkisiyle karşılaşınca ise avludaki Arnavut kaldırımı taşlarının kaldırılmadığını, muhalefetin konuyu saptırdığını iddia ediyor.

    Kıymetli Bursalılar;

    Kimse kimseyi kandırmasın. Biz ölçtük biçtik, hesap ettik;

    Koza Han’ın avlu ölçüleri 36*42 metre olup, yaklaşık 1.500 m2 yapıyor. Avlunun ortasındaki sekizgen şadırvan ve mescidin kapladığı alan yaklaşık 150 m2. Avludaki ağaçların etrafındaki toprak alanların kapladığı m2’yide yaklaşık 200 olarak kabul edelim. Bu durumda düzenlenecek alan miktar 1.150 metrekareye iniyor.

    Peki Başkan Aktaş açıklamasında ne demişti?

    550 m2 doğal kırma taş, 525 m2 de mucaratlı bazal taş, yani toplam 1075 m2 alanı döşeyeceğiz’ demişti değil mi?

    Yani uzun lafın kısası;

    Koza Han’ın avlusundaki taşların neredeyse tamamının değiştirileceğini biz değil, bizzat Alinur Aktaş’ın kendisi söylüyor.
    Değerli Basın Mensupları aslında olan şudur:

    30 Aralık’ta Osmangazi İlçe Başkanımız konuyu gündeme taşıyıp, detayları kamuoyu ile paylaşınca Sn. Alinur Aktaş’ın adeta paçaları tutuşuyor.
    31 Aralık günü de apar topar buraya gelip, ‘Arnavut kaldırımı tabir edilen kesme taşlara dokunmayacağız. Sadece dört köşede yer alan kafeterya alanlarının düzenlemesinin yapacağız’ diyerek adeta çevir kazı yanmasın yapıyor.

    Aslında çok daha komik duruma düşüyor.

    Arnavut kaldırımlarını sökmüyorsan, açıklamanda belirttiğin 1.075 metrekarelik taşları nereye döşeyeceksin?

    Döşenmiş gibi gösterilip, yandaş müteahhide mi ödeyeceksin?

    Birileri Alinur Aktaş’a yanlıştan dönmenin de bir erdem olduğunu, kızmayıp keyfini çıkarması gerektiğini, muhalefete çamur atarak suç bastırmanın ise hiç mümkün olmadığını uygun bir dille anlatmalı.

    Bizler İYİ Parti Bursa Teşkilatı olarak, 6 asırlık Koza Han’ın tarihi dokusunun korunması için duyarlı davranmaya devam edeceğiz.

    Bu doğrultuda, Hanlar Bölgesi’ndeki tarihi dokunun gün yüzüne çıkarılmasını da sonuna kadar desteklediğimizi bir kez daha vurguluyoruz.

    Bu kapsamda, Aktaş’ın, ‘YKM binasını da yıkacağız’ sözünün de takipçisi olacağız.”

  • Bursa İYİ Parti’den işaret dili eğitim atağı

    Bursa İYİ Parti’den işaret dili eğitim atağı

    İYİ Parti Bursa İl Teşkilatı, sosyal sorumluluk projesi kapsamında kolları sıvayarak, çok anlamlı bir girişime imza attı.

    Takdir toplayan projeyle, dezavantajlı gruplarla birlikte, işitme ve konuşma engelli vatandaşlara daha yakın olabilmek, dertlerine çözüm bulabilmek amaçlanıyor.

    İYİ Parti Toplumsal Politikalardan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Semra Doğan, “İşaret Dili Eğitimi” başlığı altında start alan etkinliğin, parti genel merkezi ile koordineli olarak yürütüleceğini vurguladı.

    İYİ Parti Engelliler ve Dezavantajlı Gruplar Birimi’nce faaliyete geçirilen programı ile işitme ve konuşma engelli vatandaşlarla daha sağlıklı iletişim geliştirileceğine değinen Semra Doğan şunları söyledi.

    BİR FARKINDALIK PROJESİ…

    “İşitme ve konuşma engelli vatandaşlarımıza ulaşmak, dertlerini dinlemek, farkındalık oluşturmak adına yürüttüğümüz bu programın kapsamının genişletilmesi, bizim öncelikli hedefimizdir. Bursa Dezavantajlı Gruplar ve Engelliler Birimi Başkanı Beyhan Erdoğan’ın bizzat katıldığı ve yürüttüğü eğitim programımız, 19 Aralık’ta start aldı.

    Çalışmalarımızı Genel Merkez, İl ve İlçe Teşkilatlarını kapsayacak şekilde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.

    Bu vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltmeyi de amaçladığımız çalışmalar kapsamında, teşkilat üyelerimizin işaret dili öğrenmelerini de arzu ediyoruz.

    Her bir işitme ve konuşma engelli vatandaşımızın sesi olmak, onların toplum tarafından daha iyi anlaşılmalarını ve daha çok söz sahibi olmalarını sağlamak da öncelikli hedefimizdir.

    Bu bağlamda, ‘Bir dil bir insandır’ sloganıyla yola çıktık. Temel amacımız da, toplumun her kesimiyle iletişim kurabilmektir.”

  • Bursa İYİ Parti’den yeni cezaevi projesinin tarım alanına kaydırılmak istenmesine tepki

    Bursa İYİ Parti’den yeni cezaevi projesinin tarım alanına kaydırılmak istenmesine tepki

    İYİ Parti, yeni cezaevi projesinin ilçedeki tarım alanına kaydırılmak istenmesine tepki gösterdi:

    Bursa ve çevresine hizmet vereceği belirtilen 15 bin kapasiteli yeni cezaevinin, Kestel Soğuksu Mahallesi’ndeki meradan, Yenişehir’deki tarım alanına kaydırılması ilçeyi ayağa kaldırdı.

    İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, daha önce Soğuksu’daki alanda incelemeler yaparak tepki gösterdiklerini hatırlatarak, “Orası hayvancılıkla geçinen yöre insanımızın yararlandığı yemyeşil mera alanıydı. Öğreniyoruz ki, buradan vazgeçip, bu kez de Yenişehir’in güzelim ovasının tam ortasını seçmişler. Allah aşkına koskoca Bursa’da, tarım alanının dışında cezaevi yapılabilecek kıraç bir alan yok mu? Bu nasıl bir yanlış işte ısrar etmektir” dedi.

    Konunun İYİ Parti Yenişehir İlçe Başkanlığı’nın da takibinde olduğunu vurgulayan Türkoğlu şunları söyledi:

    “Yenişehir merkezine 5 km, yeni yapılacak üniversite yerleskesine 3 km, havaalanına da 1 km uzaklıkta yapılması planlanan cezaevi için seçilen alanın, tam tamına 388 bin metrekarelik tarımsal alanı kapsadığını öğrendik.

    Yenişehir ovasın tam ortasında ve şu an hayvancılıkla iştigal olan vatandaşların mera olarak kullandığı çok değerli bir yerin cezaevi yeri olarak seçilmesi kesinlikle kabul edilemez.

    Bir yıl içinde bitirilmesi amaçlanan yeni cezaevini, mutlaka bir tarım alanı üzerinde inşa etmenin mantığını birisi çıksın açıklasın da bizi de ikna etsin bakalım.

    Bursa ve bölgesine hizmet verecek yüksek güvenlikli, 15 bin kişi kapasiteli cezaevinin daha önce Kestel ilçesinin Soğuksu Mahallesi’nde yapılacağı açıklanmıştı. İYİ Parti Bursa İl Teşkilatı olarak gittik bizzat yerinde incelemelerde bulunarak bölge halkının isyanına yakından tanık olduk ve bizler de parti olarak tepkimizi dile getirdik.

    Nitekim duyduk ki bu tepkiler nedeniyle Soğuksu’dan vazgeçip, projeyi Yenişehir’e ama bu kez de, ovanın orta yerinde çok daha verimli bir tarımsal alana kaydırmışlar.

    Doğal olarak şimdi de Yenişehirliler isyanda. Haberi duyar duymaz ayağa kalkan Yenişehir halkının İYİ Parti olarak sonuna kadar yanındayız.
    Bursa Balat’taki cezaevi arazisini, bir an önce ticari alana çevirmek için çırpınan iktidarın rant sevdasına, Yenişehir’i asla kurban etmeyeceğiz.
    İYİ Parti Yenişehir Teşkilatımızla birlikte konuyu bire bir takip ederek, yanlışın önüne geçmekte kararlıyız.”

  • Akşener, TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu

    Akşener, TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Şuşa’dan gelen müjdenin, hemen ardından imzalanan anlaşma, mukaddes bir hakkın teslimidir. 28 yıldır, bıkmadan usanmadan haykırdığımız gibi: Karabağ Azerbaycan’dır. Sırada Hankendi var. Sırada, 28 yıllık yürek yaramız, Hocalı var.” dedi.

    Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasına, “Tarih bilenlerin, kadir kıymet bilenlerin, 82 yıllık hasretinin yıl dönümüydü. Büyük Türk Milleti, cennet vatanımızda, alnımızın değdiği toprağın her köşesini, milletine seccade yapan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve istiklal kahramanlarını, çok sevdi.” sözleriyle başladı.

    Türk milletinin büyük kahramanına, sevgisinden, vefasından asla vazgeçmediğini belirten Akşener, “Mavi gözlü bozkurdumuzun ve silah arkadaşlarının ruhları şad, mekanları cennet olsun.” diye konuştu.

    Dünyanın diken üstünde olduğu bugünlerde, Türk’ün, makus talihini adım adım yendiği, bir büyük destanı yakından takip ettiklerini vurgulayan Akşener, “Azerbaycan Türk Ordusu, işgal altındaki vatan topraklarında, ay yıldızı dalgalandırmaya devam ediyor. Şuşa’dan gelen müjdenin, hemen ardından imzalanan anlaşma, mukaddes bir hakkın teslimidir. 28 yıldır, bıkmadan usanmadan haykırdığımız gibi Karabağ Azerbaycan’dır. Sırada Hankendi var. Sırada, 28 yıllık yürek yaramız, Hocalı var. Allah bize, o günleri de göstersin inşallah.” değerlendirmesinde bulundu.

    Gandi’nin kendisini tutuklayan İngiliz komutana, İstiklal Harbi’ni örnek göstererek, “Zulümle, öldürmekle iş bitmiyor. İşte Türkler, cenazeleri için hazırlanan tabutları, sahiplerinin başlarına geçirdiler.” dediğini anlatan Akşener, “Bu gerçek, bugün de Azerbaycan’da hayat bulmuş görünüyor. Allah kardeşlerimizi muzaffer eylesin. Ve tüm dünya bilsin ki, yumruğumuzu sıktık, nefesimizi tuttuk, yüreklerimiz, kardeşimizle birlikte atıyor.” ifadelerini kullandı.

    “İlişkilerin, devletlerarası bir kimlik kazanmasını umuyoruz”

    Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık seçimlerine dikkati çeken Akşener, “Bu noktadan sonra, bölgesel ve global etkilerinin yanında, bizim için önemli olan, ABD’nin Türkiye ile ilişkileri ve Türkiye’nin milli çıkarlarıyla ilgili nasıl bir duruş sergileyeceğidir.” dedi.

    ABD’nin dünya üzerindeki hakim güçlerden biri olduğunun altını çizen Akşener, “Ancak, bizim için önemli olan, Amerikan başkanının Türk siyasetine nasıl baktığı değil, Türkiye’nin milli çıkarlarının, nasıl korunup kollanacağıdır.” diye konuştu.

    Bu açıdan bakıldığında, Trump döneminin hiç de iyi bir dönem olmadığını belirten Akşener, şöyle devam etti:

    “Biden farklı mı olacak, onu zaman gösterecek. Artık yeni bir döneme girdik. Trump döneminde ‘ahbap-çavuş’ boyutuna indirgenen ilişkilerin, yeniden devletlerarası bir kimlik kazanmasını umuyoruz. Diplomasi, kişisel ahbaplıklar üzerinden değil, liyakatli kadrolar üzerinden ve akıllıca yürütülmelidir. Türkiye’nin ciddi ve güçlü bir diplomasi geleneği vardır. Bu gücün ve ciddiyetin, yeniden devreye alınmasını bekliyoruz.”

    “Eksikleri gidermek için, vatandaşa omuz vermek, sizin göreviniz”

    İzmir depreminin ardından, hükümete bağlı kurumlarla, yerel yönetimlere bağlı kurumların uyumlu çalışmasından rahatsız olanların gereksiz tartışmaların peşine düştüğünü belirten Akşener, “Vatandaşlarımızın canı yanmış, sevdiklerini kaybetmişler, devletimizin kendilerine el uzatmasını bekliyorlar. Bir de bakıyoruz, abuk sabuk, devlet ciddiyetine yakışmayan açıklamalar geliyor.” dedi.

    Binaları denetlemenin iktidarın görevi olduğunun altını çizen Akşener, “Varsa, eksikleri gidermek için, vatandaşa omuz vermek, sizin göreviniz. Bunları yapmadığınız gibi, kalkıp bir de vatandaşı suçlar gibi, laflar ediyorsunuz. Ayıptır.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Vatandaşa akıl verme, destek ver” diye seslenen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Devlet, ‘üzerine biraz daha koyup yenisini yapsalardı’ demez. Devlet, ‘ben vatandaşımın yanındayım, gelin birlikte yapalım’ der. Devlet, kendi işini, zor durumdaki vatandaşına yıkmaz. Devlet, vatandaşının sırtındaki yükü alır. Devlet, zor günler için topladığı deprem vergilerini saçıp savurmaz. Devlet, sözünü tutar, topladığı 35 milyar doları, milletinin evlerinde sağ salim oturması için harcar. Türk devlet geleneğine yakışan budur.”

    Müteahhitlere kamu bankaları üzerinden krediler verildiğini anlatan Akşener, “Gelin, vatandaşlarımıza da aynı imkanı tanıyın. Akıl vereceğinize, gelin, sıfır faizli, uzun vadeli kredi verin, vatandaşımız yarasını daha hızlı sarsın. Evi hasarlı olan yenisine, az hasarlı olan, daha sağlamına kavuşsun. Bunu, yaklaşmakta olan büyük İstanbul depremi için de, bir an önce yapın.” ifadelerini kullandı.

    Akşener, birçok binanın kontrollerinin, deprem simülasyonlarının yapıldığına işaret ederek “Şimdi devleti yönetenlere düşen, bir an önce kolları sıvamaktır.” dedi.

    Böyle ciddiyetsizlik, böyle umursamazlığın olmayacağını vurgulayan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “Böyle bir yönetim anlayışı olmaz. Türkiye, bu zihniyetle daha fazla yönetilemez.” diye konuştu.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Berat Albayrak’ın, Maliye ve Hazine Bakanlığından istifasına ilişkin, “Damat Bakan gitti, kendisine acil şifalar diliyoruz. Ne var ki kendisinin gelişi de gidişi de bu ciddiyetsiz yönetim anlayışının, devletimizin düşürüldüğü gülünç durumun, ibretlik bir vesikasıdır.” dedi.

    Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Albayrak’ın görevden ayrılmasını değerlendirdi.

    “Damat bakan gitti, kendisine acil şifalar diliyoruz. Ne var ki kendisinin gelişi de gidişi de bu ciddiyetsiz yönetim anlayışının, devletimizin düşürüldüğü gülünç durumun ibretlik bir vesikasıdır.” diyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Eski damat bakanın istifa sürecinde, Sayın Erdoğan’ın internet ve sosyal medya yasaklarında neden bu kadar ısrar ettiğini daha iyi anladık. Kendisi lafa geldi mi ‘biz devlet yönetiyoruz devlet’ diye parmak sallarken, geçtiğimiz dönemde bir bakanı Twitter, son olarak da damadı Instagram üzerinden istifa etti. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde artık her bakan, kendine göre bir sosyal medya mecrası seçip, oradan istifa ediyor. Önümüzdeki süreçte, kabinenin bir diğer ultra başarılı üyesinin, yani Tarım Bakanı’nın da TikTok’ta yapacağı bir düetle istifa etmesini bekliyoruz. Böyle bir ciddiyetsizlik olabilir mi? 18 yılda hiç mi devlet adabı öğrenemediniz? Haydi ülkeyi düşürdüğünüz durumdan utanmıyorsunuz, bari 5 bin yıllık Türk devlet geleneğimizden utanın. Bari atalarımızın şanlı mirasından utanın. Ayıptır, ayıp.”

    Albayrak’ın, istifa metnindeki, “Allah sonumuzu hayreylesin” şeklindeki ifadelerini aktaran Akşener, “El hak doğru. Geç de olsa memleketin gerçekleriyle yüzleşmiş olmasını, böyle bir özeleştiri yapmasını olumlu karşılıyoruz. Bunları biz söyleyince inanmayan Sayın Erdoğan’dan da bu özeleştiri doğrultusunda geç kalınmış adımları atmasını bekliyoruz.” diye konuştu.

    Medyanın istifa sürecindeki tutumunu eleştiren Akşener, şunları kaydetti:

    “Bu vesileyle iktidar medyasının hakkını da teslim etmeden geçmeyeyim. Tüm havuz medyasını Sayın Albayrak’ın istifa sürecinde gösterdikleri üstün gazetecilik performansı ve başarısından dolayı tebrik ediyorum. Bu işten doktora, master tezi çıkar. Türkiye’nin Hazine ve Maliye Bakanı istifa etmiş; dünya ve Avrupa basını olanı biteni manşetten veriyor, yabancı ekonomi kanalları flaş haber olarak alt yazı geçiyor, Amerikan basını bile, başkanlık seçimini bırakıp son dakika gelişmesi olarak Türkiye’ye bağlanıyor. Ancak saray medyasında tek bir haber dahi yok. Medyanın görevi, Türk milletine haber vermektir. Elbette medya kanalları arasında görüş farklılığı olur ama ayyuka çıkmış bir haberi gizlemek olmaz. Gazetecilik mesleğine bu kadar mı sırtınızı döndünüz? Türk milletinin haber alma özgürlüğüne bu kadar mı kastettiniz? Yazıklar olsun size.”

    “Türk lirası yüzde 30’un üzerinde değer kaybetti”

    Akşener, AK Parti’nin yanlış politikaları nedeniyle Türk lirasının, 2020 başından bu yana yüzde 30’un üzerinde değer kaybettiğini, işsizliğin sürekli arttığını, çalışanların da geleceğe dair umutlarını yitirdiğini savundu.

    TBMM Genel Kurulunda görüşmeleri devam eden İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ne de değinen Akşener, çalışanların aleyhine olan bazı maddelerin tekliften geri çekildiğini anımsattı.

    Akşener, “Bu torba yasa, güvencesizliği normalleştiren bir zihniyetin bir başka yansımasıydı. Bu yasa, gençlerimizin bugünlerini kurtarabilmeleri için geleceklerinden feragat etmelerini isteyen bir zihniyetin bir başka adımıydı. Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımıza bir de emeklilikte prime takılanlar eklenecekti. Böyle bir haksızlığın karşısında, bizimle ve CHP’li milletvekillerimizle birlikte, dik duran, vicdanlı duran, sağduyu sahibi AK Partili milletvekili arkadaşlarımıza da ayrıca teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

    İktidara geldiklerinde “Mavi Bayrak” uygulaması ile çalışanlarının primlerini düzenli yatıran, vergisini zamanında veren ve işyeri güvenliğini sağlayan işletmelere vergi ve prim indirimleri gibi önemli avantajlar sağlayacaklarını anlatan Akşener, TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamlarını eleştirdi. Akşener, şöyle devam etti:

    “Bunlara göre Türkiye’de işsiz sayısı 456 bin kişi azalmış. Azalmış da aynı dönemde istihdam sayısı yani çalışan sayısı da 975 bin kişi azalmış. Bu iktidar matematik de bilmiyor. Çalışan sayısı 975 bin kişi azalırken, işsiz sayısı nasıl oluyor da 456 bin kişi düşüyor? Bunlar ne yiyor ne içiyor, neyin kafasındalar? Bunlar sadece Türkiye’ye değil, bilime de yabancılar. Bu garip rakamlar, basit bir matematik hatası değildir. Bu rakamlar, aklı, bilimi, sağduyuyu emekliye ayıran bu ucube sistemin bir sonucudur. Bunlar 18 yıldır; temel hakları lütuf, adaleti bahşiş, mahkemeleri parti teşkilatı, hakimleri ve savcıları emir eri sandılar. Aklı yalan, bilimi dedikodu, akademisyeni yandaş, üniversiteleri de bina sandılar. Kalkınmayı beton, hazineyi bakkal defteri, vatandaşı kul, kendilerini de efendi sandılar. İşçileri köle, emeklileri dilenci, kendilerini Karun, zenginleşmeyi de borç almak sandılar. Milleti maraba, demokrasiyi masal, Meclis’i tiyatro salonu, camileri de miting alanı sandılar. Medyayı nalıncı keseri, danışmanları hınk deyici, ekonomiyi bilgisayar oyunu, diplomasiyi de okey masası sandılar. Şimdi bunun sonuçlarını hep beraber yaşıyoruz. Milletimiz bunu hak etmiyor. Millet size muhtaç değil. Göreceksiniz, millet bu gidişe artık izin vermeyecek. O gün gelecek, millet, bu hesabı sandıkta görecek.”

    İktidarı Türkiye’nin gerçeklerine yönlendirmeye, hükümetteki zayıf halkaları ifşa etmeye devam edeceklerini ifade eden Akşener, “Çünkü bizim için devlet yönetimindeki her zayıf halka ülkenin geleceği için bir tehdittir. Bunu yadırgayanlar olabilir. İktidarı eleştirdiğimizde, ‘PKK ile yol yürüyor’ diyenler olabilir. Doğru bir işe ‘doğru’ dediğimizde, ‘iktidara yanlıyor’ diyenler de olabilir. İYİ Parti’nin yükselişini hazmedemeyip panikle iftira atmaya kalkan zavallılar da olabilir. Varsın onlar, milleti görmezden gelip kutuplaşma siyasetlerine devam etsinler. Şimdiye kadar ziyadesiyle nemalandıkları hakaret siyasetlerine devam etsinler. Biz bu yola karşılaşacaklarımızı bilerek çıktık. O nedenle biz onlara gülüp geçeceğiz.” diye konuştu.

    Akşener, milletin sorunlarına en ufak faydası olmayan gereksiz tartışmaların ve kutuplaşmanın tarafı olmayacaklarını, millete hak ettiği Türkiye’yi sunana kadar çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

    İYİ Parti’nin grup toplantısında sıralara, Türkiye ve Azerbaycan bayrakları konuldu.

    Bu arada, Akşener yönetimini eleştiren bir grup İYİ Parti milletvekili, daha önceki haftalarda olduğu gibi bu haftaki grup toplantısına da katılmadı.

  • Disipline sevk edilen İYİ Partili Özdağ’dan açıklama

    Disipline sevk edilen İYİ Partili Özdağ’dan açıklama

    Partiye ve İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelik açıklama ve ithamları nedeniyle Disiplin Kurulu’na sevk edilen İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’dan açıklama geldi.

    Özdağ; “Bana karşı işletilen disiplin süreci, İYİ Parti Disiplin Yönetmeliği’ne göre ilerleyen bir hukuki süreç değil, siyasal kampanya çerçevesinde “vahşi Batı’daki siyasal linç” ilkelerine göre gelişmiştir. Ve bu kabul edilebilir değildir. Genel Merkez ve İYİ Parti grup yetkilileri, ne yazık ki yaşanan süreci, Türkiye’de FETÖ ile mücadele konusunda parti programında madde bulunan ve FETÖ sızmaları konusunda en temiz parti olması için başarıyla mücadele ettiğimiz İYİ Parti’yi savunacak şekilde değerlendirmemişlerdir.” dedi.

  • İYİ Parti teşkilatlarından Özdağ için ihrac talebi

    İYİ Parti teşkilatlarından Özdağ için ihrac talebi

    İYİ Parti il başkanları, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkındaki iddiaları dolayısıyla partiden ihracına yönelik ıslak imzalı dilekçelerini genel merkeze sundu.

    Konuya ilişkin parti genel merkezi önünde açıklama yapan İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yetkin Öztürk, Ümit Özdağ’ın, Buğra Kavuncu hakkındaki iddialarını değerlendirdi.

    “İYİ Parti ailesi olarak İstanbul İl Başkanımıza yapılan bu haksız saldırıyla ilgili tüm il başkanlarımızla bir irade beyanını ortaya koymak için buradayız” diyen Yetkin, 80 il başkanı ile bazı ilçe başkanlarının yanı sıra Kavuncu’nun da bugün bizzat ıslak imzalı dilekçelerini teslim etmek üzere genel merkeze geldiğini söyledi.

    Yetkin Öztürk, şöyle devam etti:

    “Memleketimizin gündemi çok yoğunken, Genel Başkanımız Anadolu’yu karış karış gezerken vatandaşın feryadına asla ve asla kulak tıkayamayız. Vatandaşa tam gönlümüzü ve yüreğimizi açmışken bu süreçte partimizin yıpratılmasına müsaade edemeyeceğimiz için Disiplin Kuruluna ve Genel Başkanımıza gerekli imza dilekçelerimizi iletmek üzere buradayız.”

    Dilekçelerde parti tüzüğüne atıfta bulunuldu

    Parti Genel Sekreterliğine sunulan ve Özdağ hakkında ihraç talebinin yer aldığı dilekçelerde, Özdağ’ın beyanların gerçek dışı ve iftira olduğu belirtildi ve açıklamaları nedeniyle kınandı.

    Dilekçelerde, ayrıca şu ifadeler yer aldı:

    “Gerçek dışı beyan ve iftiralarla medyada bir kısım karanlık güçlerin ve organizasyonların amaç ve eylem birliğine katkı sunmak kastıyla çanak tutan Özdağ hakkında parti tüzüğümüzün 73. maddesi gereği Merkez Disiplin Kurulunun göreve davet edilerek, disiplin hükümlerinin geciktirilmeksizin işletilmesi ve akabinde tüzüğümüzün 76. maddesinin ilgili hükümleri uyarınca ihraç (kesin çıkarma) müeyyidesinin uygulanmasını arz ve talep ederim.”

    İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, televizyonda katıldığı bir programda partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkında “FETÖ’cü” olduğu iddiasını dile getirmişti. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat eden Kavuncu, Ümit Özdağ hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

  • Buğra Kavuncu’dan Ümit Özdağ hakkında suç duyurusu

    Buğra Kavuncu’dan Ümit Özdağ hakkında suç duyurusu

    İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, kendisine yönelik İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın, “FETÖ’cü” iddiası hakkında suç duyurusunda bulundu.

    İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, kendisine yönelik, “İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu FETÖ’cü” iddiasında bulunan partisinin İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ hakkında suç duyurusunda bulunmak üzere Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. İYİ Parti İstanbul ilçe başkanları ve üyeleriyle birlikte İstanbul Adalet Sarayı’na gelen Buğra Kavuncu suç duyurusu öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kavuncu, “Maalesef partimizin bir milletvekilinin yapmış olduğu iftira ve hakaret eylemi taşıyan açıklamalarıyla alakalı birazdan suç duyurusunda bulunacağız. Biz hakkımızı, haklarımızı hep hukuk dahilinde aradık. Biz haklarını adalet önünde aramayı şiar edinmiş insanlarız. Benim çocukluğumdan beri yaşadığım hayat gün gibi ortadadır. Dolayısıyla bizimle alakalı en ufak bir tereddüdünüz ve şüpheniz olmasın” ifadelerini kullandı.

    Kavuncu, basın açıklamasının ardından suç duyurusu dilekçesini savcılığa sunmak üzere partililerle birlikte İstanbul Adalet Sarayı’na girdi.

  • İyi Parti TBMM Grup Başkanı Bursa’da konuştu

    İyi Parti TBMM Grup Başkanı Bursa’da konuştu

    İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, “Türkiye’nin potansiyeli var. Türkiye’yi tekrar yatırım yapılabilir bir atmosfere kavuşturmak zorundayız. İnşallah bizim yürüyüşümüz ekonomide bu anlamdadır.” dedi.

    Partisinin Bursa İl Başkanlığında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Tatlıoğlu, sokaktaki insanlarla konuştuklarını, onların gündemini siyasetin gündemine taşımaya çalıştıklarını söyledi. İYİ Parti’nin milletin gerçek gündemini devletin gündemine taşıma amacında olduğunu belirten Tatlıoğlu, “Bugün baktığımızda sorunlarını konuşamayan bir Türkiye var. Yurt dışından bir gazeteci gelse ve bir ay Türkiye’de kalsa, medya üzerinden Türkiye’nin ilk 5 sorununu yazsa, not etse hepimiz biliyoruz ki bu 5 sorunda ekonomi diye bir şey yoktur.” ifadelerini kullandı.

    https://www.facebook.com/BursaLineTV/videos/341399453788355/

    Devletin vatandaşına iyi davranması gerektiğini dile getiren Tatlıoğlu, şöyle devam etti:

    “AK Parti döneminde içtiğimiz sigaradan ne kadar vergi toplandı biliyor musunuz? 145 milyar dolar. Türkiye’nin potansiyeli var. Türkiye’yi tekrar yatırım yapılabilir bir atmosfere kavuşturmak zorundayız. İnşallah bizim yürüyüşümüz ekonomide bu anlamdadır. Türkiye’de pandemi nedeniyle tam 7 ayı geçti uzaktan eğitim, 1,5 milyon öğrencinin interneti yok. Kış geliyor 7,5 milyon çocuk yeterli ısınamıyor Türkiye’de. Halkının meselelerinden kopmuş bir Türkiye var. Türkiye’de istihdamın yüzde 75’ini 3 milyon 200 bin KOBİ teşkil ediyor. Bunlar ihracatın yüzde 55’ini yapıyorlar, üretimin yüzde 50’sini üstlenmiş durumdalar. Son 2 yılda 2,5 milyon istihdam daralmış. Son 3 yılda KOBİ’lerin borcu yüzde 58 artmış. Bursa’da 60 bin KOBİ, 350 bin çalışanı var. Bursa 6 milyar dolar dış ticaret fazlası veren bir şehir, yani Türkiye’nin problemine merhem olan bir şehir. Sanayide tekstil, otomotiv ve metal gibi ilk 3 büyüklüğü alan bir yapısıyla Marmara Bölgesi’ndeki toplam sanayinin yüzde 22,3’ünü kapsayan bir Bursa, bunu devam ettirecek bir altyapıya bile sahip değil.”

    Tatlıoğlu, İYİ Parti’nin kadrolarının güçlü olduğunu dile getirerek “Türkiye’nin en prestijli park bahçesi 1959 yılında Bursa’da yapılmış. Devlete sadelik ve sürat yakışır. Bursa’da 15 bin konutta doğal gaz yok, kaç bin öğrenciye gidip gitmediğini bilen yok, sabahtan beri rakamları arıyorum bulamadım.” diye konuştu.

    Basın toplantısında, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erozan, il ve ilçe teşkilatları yöneticileri ile partililer hazır bulundu.