Kategori: İyi Parti

  • İYİ Parti’li Özdağ’dan Fransa’ya eleştiri

    İYİ Parti’li Özdağ’dan Fransa’ya eleştiri

    İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, “Fransa’nın Türkiye’ye yönelik düşmanca politikası, Türkiye’nin doğu ve orta Akdeniz’de Libya üzerinden etkinlik kazanmasından duyduğu endişe ve eski sömürgeci refleksleriyle ilgili.” dedi.

    Özdağ, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, DEAŞ’ın sözde emiri Mahmut Özden’in yakalanması nedeniyle istihbaratçıları ve emniyet güçlerini tebrik etti.

    DEAŞ ile mücadelenin sona erdirilebilmesi için sosyal tabanını tamamen yitirmesi gerektiğini ifade eden Özdağ, “Ama DEAŞ terör örgütünün önemli bir sosyal tabanını da Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar oluşturuyor. Suriyeli sığınmacıların, ülkelerine dönme sürecinin başlaması, DEAŞ’ın sosyal tabanını da zayıflatacak.” değerlendirmesinde bulundu.

    PKK/YPG terör örgütünün, bölgede bir suç rejimini Türkiye’nin gözlerinin içine baka baka inşa ettiğini ifade eden Özdağ, “Irak’ın kuzeyinde geçtiğimiz on yıllarda çevrilen filmin, şimdi Suriye’nin kuzeyinde çevrilmeye başladığını görüyoruz. Türkiye için en büyük stratejik tehdit Suriyeli göçü ile milli demografik yapısı bozulma sürecinde olan güneydeki bu terör devletinden gelecektir. AKP hükümeti İdlib’e verdiği stratejik önemin onda birini PKK-YPG tarafından işgal edilen bölgeye vermemektedir. Asıl askeri sığınak yapılması gereken yer, PKK/YPG’nin işgal altında tuttuğu bölgedir.” diye konuştu.

    Hükümetin, öncelikle Türkiye’ye düşman ittifakları parçalayacak bir diplomasi izlemesi gerektiğini dile getiren Özdağ, “PKK/YPG’nin ve arkasındaki devletlerin en önemli güç kaynağını Erdoğan’ın Beşar Esad ile uzlaşmama politikası oluşturmaktadır. Türkiye, karşısındaki ittifakı kırmaya, Beşar Esad ile görüşmelere başlayarak, başlamalıdır. Esad ile görüşmelere başlanması durumunda İdlib’teki tansiyon düşecektir. Türkiye dış politika ve güvenlik politikalarında, etrafımızda gerçekleştirilen kuşatmayı Türk ordusu dışındaki milli güç unsurlarını kullanarak kırmalı, askeri gücünü ise son seçenek olarak değerlendirilmedir.” ifadelerini kullandı.

    Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2020-2021 Adli Yılı Açılış Töreni’ne ilişkin görüşleri sorulan Özdağ, “Yargının sadece içerik olarak değil, şekil olarak da bağımsızlığının açık, net bir şekilde ortaya konulması lazım.” cevabını verdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Giresun’daki temaslarının sorulması üzerine Özdağ, “Türkiye’nin şimdi askeri gücünü bu tür bir gerilimi vesile ederek, Ankara’da çok büyük bir 30 Ağustos töreniyle ortaya koyması, elindeki bütün yeni silahları Ankara’da Türk halkına ve dünyaya göstermesi gerekirken bunu yapmamış. Sağlık gerekçeleriyle sadece konserle geçiştirmiş. Fakat bir gün sonra onbinlerce insanı çok dar bir alanda bir araya getiren bir toplantı düzenlenmiş.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye’nin sadece Doğu Akdeniz’de güçlü bir eylemlilik içinde olmadığını aynı zamanda Libya, İdlib, Kuzey Irak’ta angaje durumda olduğunu dile getiren Özdağ, Türkiye olarak gerekirse düşmanla mücadeleyi, başkalarının istediği yerde, zamanda ve cephede değil Ankara’nın belirlediği yerde, zamanda ve cephede vermeleri gerektiğini kaydetti.

    Fransa’nın Doğu Akdeniz politikasına ilişkin Özdağ, “Fransa’nın Türkiye’ye yönelik düşmanca politikası, Türkiye’nin doğu ve orta Akdeniz’de Libya üzerinden etkinlik kazanmasından duyduğu endişe ve eski sömürgeci refleksleriyle ilgili. Meselenin Türkiye açısından gerilim ve rekabet boyutu var. Bir de Batı ittifakı içerisinde başka rekabet boyutları var. Ancak Fransa’nın, Türkiye’nin milli menfaatlerini, egemenlik haklarını çiğneyici her politikasına karşı en kararlı şekilde durulması gerekir.” dedi.

  • İYİ Parti ekonomi paketi açıklamaya hazırlanıyor

    İYİ Parti ekonomi paketi açıklamaya hazırlanıyor

    İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, “İYİ Partinin hazırladığı ve Genel Başkanımız Meral Akşener’in yakın bir zamanda açıklayacağı program ile ekonomideki kronik problemler çözülecek ve Türk ekonomisi teknolojik gelişmelere paralel olarak sağlam bir temele oturtulacaktır.” dedi.

    Paçacı, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, devleti oluşturan tüm kurumlarda kriz yaşandığını öne sürdü.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısında son günlerde ciddi artışlar yaşandığına işaret eden Paçacı, Sağlık Bakanlığının açıkladığı günlük verilerle “adeta TÜİK’le alay eder” hale geldiğini söyledi. Paçacı, “Son yıllarda TÜİK’in en önemli özelliği açıkladığı verilerin gerçekleri yansıtmamasıdır. Maalesef Sağlık Bakanlığının da açıkladığı veriler, gerçeklerden uzaktır. Türk Tabipler Birliğinin açıklamaları ve illerden gelen bilgiler doğrultusunda gerek hasta sayısının gerekse hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısının çok daha fazla olduğu anlaşılmaktadır.” ifadelerini kullandı.

    Salgının kontrolden çıktığını öne süren Paçacı, “Gerekli önlemler alınmadığı takdirde hastalığın tedavisinde sadece sağlık sistemi değil mali boyut itibarıyla da bir çöküntü yaşanması kaçınılmazdır.” diye konuştu.

    Karadeniz’de bulunan 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi

    Karadeniz’de 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin bulunduğunun açıklandığını anımsatan Paçacı, bunun herkesi sevindirdiğini ancak hükümetin abartılı ve doğru olmayan değerlendirmeler yaptığını öne sürdü.

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ifadelerinin aksine bulunan gazın tek başına Türkiye’nin cari işlemler açığını kapatacak boyutta olmadığını iddia eden Paçacı, şunları söyledi:

    “Türkiye’nin yıllık cari işlemler açığı ortalama 40 milyar dolar civarındadır. Bu yıl 7. ay itibarıyla cari açık 20 milyar doları bulmuştur. Bulunan gazın ekonomik değeri ise ortalama 32 milyar dolardır. Türkiye’nin doğal gaz tüketimi ise yıllık 50 milyar metreküptür. Bulunan gaz rezervi, Türkiye’nin ancak 6 yıllık ihtiyacını karşılayabilecektir.

    Gazın tüketime hazır hale getirilmesine kadarki maliyeti de düşüldükten sonra gazın 6 yıl süresince cari açığa olumlu katkısı yıllık 4,5 milyar dolar civarında olmaktadır. Diğer bir deyimle cari açığa katkısı 6 yıl süresince cari açığın ancak yüzde 10’u kadar olabilecektir. Bunun dışındaki söylemler yanlış ve abartılıdır.”

     “Teknoloji yoğun ürün üretimi ve ihracatı teşvik edilmeli”

    İYİ Parti olarak cari açığın nasıl kapatılacağına ilişkin önerileri olduğunu ifade eden Paçacı, şöyle konuştu:

    “Yüksek katma değerli, teknoloji yoğun ürün üretimi ve ihracat teşvik edilmelidir. Üretimde dövize dayalı ara mal girdileri azaltılmalı, yerli üretim teşvik edilmelidir. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinmeli ve teşvik edilmelidir. Turizm sektörü ciddi biçimde teşvik edilmeli, desteklenmelidir. Ülkemize doğrudan yabancı yatırım çekmek için uygun ortam oluşturulmalıdır. Gereksiz döviz harcamalarından kaçınılmalıdır. Bu tavsiyelerimiz dinlenir ve uygulanırsa cari işlemler açığı ortadan kalkabilir.”

    Hükümetin bu tavsiyelerin tam tersini uyguladığını iddia eden Paçacı, ekonomide alınan yanlış kararların krizin derinleşmesine sebep olduğunu, Merkez Bankası politika faizinin 8,25’e kadar düşürülmesi ve negatif reel faiz oluşmasının dolarizasyonu ve kuru tetikleyen unsurların başında geldiğini anlattı.

    Bankaların batık kredilerinin de hızla arttığını öne süren Paçacı, “Bugün bankalardaki sorunlu kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 25’lere yaklaşmıştır.” dedi.

    Bütçe açığının 7. ayda 140 milyar liraya ulaştığını, hazinenin nakit açığı ve kamu borçlanmasının da sürekli arttığını söyleyen Paçacı, Bakan Albayrak’ın doğru rakamları açıklamadığını ve görevi bırakması gerektiğini öne sürdü.

    2019’da faiz harcamalarının yüzde 93 artarak 99,9 milyar liraya yükseldiğini, 2020’nin 7 aylık döneminde ise faiz harcamalarının 79,4 milyar lira olduğunu kaydeden Cihan Paçacı, “Ekonomi yönetimi maalesef yanlış uygulamalarını inatla sürdürmeye devam etmektedir. İYİ Partinin hazırladığı ve Genel Başkanımız Meral Akşener’in yakın bir zamanda açıklayacağı program ile ekonomideki kronik problemler çözülecek ve Türk ekonomisi teknolojik gelişmelere paralel olarak sağlam bir temele oturtulacaktır.”

  • İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: 30 Ağustos bir kutuplaştırma aracı olmamalı

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: 30 Ağustos bir kutuplaştırma aracı olmamalı

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Üsküdar’da esnaf ziyaretinde bulundu.  Üsküdar Selmani Pak Caddesi Atlas Sokak’a gelen Akşener, burada partililer tarafından karşılandı. Sokaktaki esnafı tek tek ziyaret ederek ihtiyaç ve beklentilerini dinleyen, pandemi öncesinde ve sonrasındaki satış durumlarını öğrenen Akşener, kendilerine katkıda bulunmak için alışveriş de yaptı.

    Bir kuyumcunun sorunlarına çözüm önerisi istemesi üzerine, Akşener, esnaftan önerileri ve tavsiyeleri aldığını, sonrasında kamuoyuyla paylaştığını anlattı.

    “Sizde müşteri velinimet, geçmişte seçmen de velinimetti. Bunu sağlayan şey, siyasi rekabetti.” diyen Akşener, şöyle devam etti:

    “Şimdi siyasi rekabet kalmadı. Değerler üzerinden iki kutuplu bir Türkiye’de yaşıyoruz. En fazla istihdamı sağlayan esnaftır ama maalesef esnafı kimse görmüyor. O nedenle ben bayağı zamandır esnaf üzerine yoğunlaştım. Gördüğüm şey, çok dert var, elektrik, doğal gaz parası, kirası, stopajı, çalışanların sigortasına ödenen katkı payı, girdilerin pahalılaşması, vatandaşın alım gücünün düşmesi gibi. Şimdi pandemiyle beraber bir de müşteri azalması var. Buralardan insan çıkarılmaya başlandığı zaman ülkenin işsizliği tavan yapar. O nedenle, ben size dikkat çekebilmek, açılan paketlerin, yapılan yardımların ana unsurunun esnaf olabilmesi için bir mücadele veriyorum.”

     “30 Ağustos bir kutuplaştırma aracı olmamalı”

    Esnaf ziyaretinin ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan Akşener, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine ilişkin soru üzerine şöyle konuştu:

    “30 Ağustos için bize Cumhurbaşkanlığından, sanıyorum Meclis’te grubu olan diğer siyasi partilere davetiye geldi. 10.45’te Anıtkabir’de 30 Ağustos’ta anma ve kutlama olacak. Diğer yerlerle ilgili olarak topluluk açısından yasaklanmasını doğru bulmuyorum. Çünkü dini bayramlar, milli bayramlar birbirinden ayrılamaz. Birbirinden ayırmaya kalktığınız zaman bu esnafı duymazsınız işte. Hep neyi konuştuk biz bugün; değerler üzerinden bir kavga, herkes çok rahat ediyor ama dert sahiplerinin derdini de kimse duymuyor. Halbuki Ayasofya üzerinden kavga çıkarılmaya çalışıldı. Ayasofya’nın ibadete açılmasının kimseyi rahatsız etmediğini cümbür cemaat herkes anladı. Şimdi Ayasofya meselesinin bir kutuplaştırma aracı olmadığı anlaşıldı. 30 Ağustos da bir kutuplaştırma aracı olmamalı. İsteyen gitsin kutlasın, şehirlerde organize olsunlar. Valilikler bunu organize etsin. Canı istemeyen de katılmayabilir, ona bir şey diyemeyiz ama iş yasak boyutuna gittiği zaman o insanları birbirinin karşısına dikiyorsunuz. Doğru bir şey değil.”

     “İllerde valilerin başkanlığındaki resmi kutlamalar mutlaka olmalı”

    Bir gazetecinin “kutlamaların yapılmamasına salgının gerekçe gösterildiğini” belirtmesi üzerine Akşener, şunları kaydetti:

    “Salgının gerekçe gösterilmesini anlıyorum ben de… Salgının gerekçe gösterilmediği bir sürü toplantı oldu. Oralarda salgın geçerli değil, 30 Ağustos için salgın geçerli. Kurallara uyulsun ama bırakın insanlar nasıl bir yol yöntem bulacaksa bulsunlar. İllerde valilerin başkanlığındaki resmi kutlamalar mutlaka olmak zorundadır. Kalabalık yapmadan yapın. Mülki erkan denir adına, o ilin milletvekilleri gelir, siyasi partiler ayırt etmeden, il başkanları gelir bir kutlama yapılır. Değerler üzerinden kutuplaştırma anlaşılmalıdır ki artık kimsenin işine yaramıyor, yaramaz. Gençlerin derdi işsizlik, tepedeki muhteremlerin derdi acaba biz bunları karşı karşıya getirebilir miyiz olunca vatandaş artık yemiyor, inciniyor.”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Mali İşler Başkanı Ümit Dikbayır, Gençlik Politikaları Başkanı Berna Sukas, İYİ Parti İstanbul Milletvekilleri Ahmet Çelik, Hayrettin Nuhoğlu, Ümit Beyaz ve Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs de eşlik etti.

  • Meral Akşener: Gaz, hayırlı uğurlu olsun inşallah

    Meral Akşener: Gaz, hayırlı uğurlu olsun inşallah

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğal gaz rezervi keşfine ilişkin, “Hayırlı olsun. Türkiye’ye dair her faydalı iş, faydalı atılan adım… İşte gaz bulundu, gazın Türkiye’ye getireceği fayda gibi her konuda elbette çok memnun oluruz.” dedi.

    Akşener, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Çorum’un Sungurlu ilçesinde partililer tarafından karşılandı. İlçe merkezine geçen Akşener, esnafa ziyarette bulunarak vatandaşlarla sohbet etti.

    Akşener, Alaca ilçesi ve Çorum merkezde de esnaf ziyaretinde bulundu.

    Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğal gaz rezervi keşfiyle ilgili şunları dile getirdi:

    “Hayırlı olsun. Türkiye’ye dair her faydalı iş, faydalı atılan adım… İşte gaz bulundu, gazın Türkiye’ye getireceği fayda gibi her konuda elbette çok memnun oluruz. Partiyi temsil eden bütün arkadaşlarımız bu konuyu kutladılar. Tersine bir cümle sarf edilmez burada. Hayırlı, uğurlu olsun inşallah.”

    “Çözüme katkıda bulunacağız”

    Akşener, farklı bir muhalefet anlayışına sahip olduklarını, bu kapsamda ziyaretler yaptıklarını belirtti.

    “Propaganda yapmıyorum, oy istemiyorum çünkü onlar seçim zamanı yapılacak iş.” diyen Akşener, esnaf ziyaretleriyle ilgili gözlemlerini şöyle aktardı:

    “Sadece ‘Derdiniz, öneriniz, eksiğiniz nedir?’ diyoruz. Çok olumlu ve fevkalede güzel bir çalışma bu. Bugün itibarıyla 65-66 ilçeyi bitirmiş olacağım. Pandemi girince ara verdik. Gördüğüm şey şu, elektrik fiyatlarından, kiraların stopajlarından, müşterinin alım gücünün düşmesinden şikayet var. Kar marjlarının düşük olmasından şikayet ediyorlar. Çalıştırdıkları elemanların maaşlarına laf etmiyorlar ama bin 160 lira sigorta parası ödüyorlar. Onunla ilgili hele şu süreçte biraz hükümetin el atması gerektiğini söylüyorlar. Tüketimin azaldığını söylüyorlar.

    Biz dikkati çekeceğiz bu konulara. Sonuç itibarıyla çözüme katkıda bulunacağız.”

    İstanbul Sözleşmesi

    Bir vatandaşın İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili düşüncelerini sorması üzerine Akşener, “İstanbul Sözleşmesi’nde temel ortak nokta kadının sadece şiddette değil, şiddet, geri kalmışlığı, erkeklerle kazançta, ekonomide, istihdamda eşitliğin sağlanması. Kadının güçlenmesinin sağlanması. İstanbul Sözleşmesi üzerinden çıkarılan bir tartışmanın bir öznesi var, onu son derece yanlış buluyorum.” diye konuştu.

    Parti teşkilatıyla buluşacak, akşam da düğüne katılacak Akşener’e temasları sırasında partisinin genel başkan yardımcıları, bazı milletvekilleri, İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı ve bazı partililer eşlik etti.

  • İYİ Parti’den müjde sonrası ilk değerlendirme

    İYİ Parti’den müjde sonrası ilk değerlendirme

    İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezervine ilişkin “Türkiye Cumhuriyeti’nin yarınları adına milletin bu kadar zor günlerinde bir nebze olsun rahatlığına sebep olacak böyle güzel bir habere katkısı olan herkese bütün kalbimizle teşekkür ediyoruz.” dedi.

    Ağıralioğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezervine ilişkin açıklamalarını değerlendirdi.

    Açıklanan rezervin tahminlerin altında olduğunu belirten Ağıralioğlu, “Şunu baştan peşinen söyleyelim, bir metreküp bile bulunsa memleketimiz için bulunmuş emek edilmiş, ter dökülmüş her şey kıymetlidir.” diye konuştu.

    Ağıralioğlu, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak bu gelişmenin önemine değinerek, “Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak, üretimimizde rekabet imkanlarımızı kuvvetlendirecek, cari açığımızın kapanmasına katkı sağlayacak bu teşebbüs içinde emek edilmiş her şeye teşekkür etmek bizim milletimiz, partimiz, devletimiz adına da borcumuzdur.” ifadelerini kullandı.

    Bu gelişmede emeği geçen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı çalışanlarına ve teknik ekibe teşekkürlerini ileten Ağıralioğlu, şunları kaydetti:

    “Oluşturulan zenginliği tabii ki siyaset kendi başarısı, gayreti, alın teri olarak millete sunar, millet de buna teşekkür eder. Siyasetçilerin devlet idarecilerinin zenginlik oluşturmak görevleridir. Siyasetçilerin itibarı oluşturdukları bu zenginliği, kazandıkları bu zenginliği adil dağıtabilmeyi başarmalarında yatar. Bugün bu sevinçli haberin üzerinde gölge yapmak istemeyiz. Ama biz muhalefet partisiyiz. Bu mevzuda daha önce kulaklarımıza çalınmış nice müjdeli haberlerin arkasından hesapsızlığın hicranı düştü hissemize.”

    Bulunan rezervle ilgili kazançların adaletli dağıtılması gerektiğini belirten Ağıralioğlu, “Bir devlet, bir devlet yönetimi toplarken, bulurken, gayret ederken zenginliği dağıtırken de muhafaza etmek zorundadır. Bu mevzuda değil bütün mevzularda devletin yönetim merkezinde liyakatin olması ile alakalıdır.” diye konuştu.

    Devlet yönetiminde ciddiyet, bulunan zenginliklerin paylaştırılmasında adalet, bütün bu süreçleri organize ederken de devlet terbiyesinin gerekli olduğunu dile getiren Ağıralioğlu şöyle devam etti:

    “Enerji Bakanlığımız başta bu mevzuda üzerine düşen her şeyi layıkıyla yapan Türkiye Cumhuriyeti’nin yarınları adına milletin bu kadar zor günlerinde bir nebze olsun rahatlığına sebep olacak böyle güzel bir habere katkısı olan herkese bütün kalbimizle teşekkür ediyoruz.”

    Süreçle ilgili teknik değerlendirmelerin ilerleyen günlerde yapılacağına dikkati çeken Ağıralioğlu, “Biz İYİ Parti olarak bu süreci hassasiyetle dikkatle takip edeceğiz. Bütün bu süreç içerisinde emeği geçenlere teşekkürleri arz ediyoruz.” dedi.

  • İYİ Parti’li Dervişoğlu: “Yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    İYİ Parti’li Dervişoğlu: “Yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Meral Akşener olacağı yönündeki iddialara ilişkin, “Türkiye’nin gündeminde çok kısa bir takvim içerisinde gerçekleştirilecek bir seçim varsa bu değerlendirmeye açıktır. İYİ Parti, bu tür konuları yetkili organlarında konuştuktan sonra karara bağlar ve ondan sonra kamuoyuyla paylaşır.” dedi.

    Dervişoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye derin bir ekonomik krizin pençesindeyken, piyasalardaki olumsuz gelişmeler, pandeminin yol açtığı yaraları daha da derinleştirirken, Türkiye’yi yöneten iktidar ve ortağının, gerçekleri perdeleyerek çeşitli gündemlerin peşinden koştuğunu” savundu.

    ABD Başkan adayı Joe Biden’ın, Türk siyasetiyle ilgili sözlerini değerlendiren Dervişoğlu, Türk siyasetine yön verecek yegane gücün, büyük Türk milleti olduğunu vurguladı.

    İktidarın, tepki vermesine rağmen muhalefeti “sessiz kalmakla” itham ettiğini belirten Dervişoğlu, “Şu ana kadar o hadsiz sözlerin muhatabı olan Partili Cumhurbaşkanından tek bir kelime duyan oldu mu? Bulunduğu makam, Türk Milleti’nin birliğini, bütünlüğünü ve şerefini temsil eder. İYİ Parti de bir muhalefet partisidir. O sözlerin muhatabı değildir.” ifadelerini kullandı.

    İktidarın “cambaza bak oyunu” oynadığını ileri süren Dervişoğlu, “Demokrasilerde hakem millettir ve milletimizin eli artık ‘kırmızı karta’ uzanmıştır. Bu işin dönüşü, bu iktidarın kurtuluşu yoktur. Hesap sandıkta görülecektir.” diye konuştu.

    “Türkiye’yi getirdiği nokta yalnızlıktır”

    İYİ Parti olarak, “Mavi Vatan” ile ilgili atılacak adımların her zaman destekçisi olduklarını, bundan sonra da olmaya devam edeceklerini vurgulayan Dervişoğlu, “Devletler arası değil, kişisel ilişkilerle yürütülen ve belirlenen dış politikanın, Türkiye’yi getirdiği nokta yalnızlıktır. Bu yalnızlık, bölge ülkeleriyle, milli menfaatlerimiz çerçevesinde imzalanması gereken anlaşmaların önündeki bir engel olarak görülmektedir. Bugün Mısır, İsrail, Suriye ile masaya oturabilen ve istediğini alan taraf, maalesef Yunanistan olarak görülmektedir.” dedi.

    Dervişoğlu, iktidarın 15 yıldır, Ege’deki adalarda Yunan bayrağı dalgalanmasına sessiz kaldığını öne sürdü.

    Türkiye’nin gerçek gündeminin, vatandaşın gerçek meselesinin, asgari ücretin açlık sınırının altında kalması olduğunu kaydeden Dervişoğlu, “Dolardaki her kuruş artışın, Türk milletine milyarlarca liralık yük getirdiği gerçeğini görmeyen, görmek istemeyenlerin yapacağı iş değildir Türkiye’yi yönetmek.” ifadesini kullandı.

    “İYİ Parti olarak yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    ABD Başkanı Donald Trump’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi “dünya çapında satranç oyuncusu” yabancı liderlerin bulunduğu bir dünyada Joe Biden’ın “zihnen yetersiz” olduğuna yönelik sözlerinin hatırlatılması ve “Bu sözleri onur kırıcı mı buluyorsunuz?” sorusunu Dervişoğlu, “Türkiye’yi yönetecek kişinin, ABD başkanlarının ve başkan adaylarının övgü ve yergilerine göre yol haritası tanzim etmeye kalkışmasıdır asıl onur kırıcı olan.” diye yanıtladı.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?” açıklamasını değerlendirmesinin istenmesi üzerine de Dervişoğlu, “Gündemimizde olan bir konu değil. İYİ Parti olarak yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz.” karşılığını verdi.

    Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Meral Akşener’in adının geçtiğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Dervişoğlu, “Türkiye’nin gündeminde çok kısa bir takvim içerisinde gerçekleştirilecek bir seçim varsa bu değerlendirmeye açıktır. Ama şahsen bu değerlendirmeyi ben Müsavat Dervişoğlu olarak yapamam. İYİ Parti, bu tür konuları yetkili organlarında konuştuktan sonra karara bağlar ve ondan sonra kamuoyuyla paylaşır.” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Maaşınızı dolar üzerinden mi alıyorsunuz?” açıklamasının hatırlatıldığı Dervişoğlu, “Türkiye’de doların her artışının iç ve dış borç toplamına getirdiği yük bellidir. Dolar 1 lira arttığında vatandaşın cebinden 500 milyar lira çıkıyor. O 500 milyar lira ile neler yapılabilir, Türkiye’nin takdirine sunuyorum.” şeklinde konuştu.

    İstanbul Sözleşmesi hakkında AK Parti’nin yapacağı toplantıya yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Dervişoğlu, “Bugün tartıştıkları şey o gün gündemimizdeydi ve o gün Sayın Cumhurbaşkanı farklı şeyler söylüyordu. Şimdi birtakım taassuplardan hareket ederek, İstanbul Sözleşmesi’nin doğrularını görmezden gelmek suretiyle vehimler üzerinden bir bakış açısı geliştirmeyi, devlet aklıyla bağdaştıramıyorum.” ifadesini kullandı.

  • İYİ Parti Bursa başkanını seçti

    İYİ Parti Bursa başkanını seçti

    İYİ Parti Bursa’da merakla beklenen il kongresi bugün gerçekleştirildi. Kongrede başkanlık için Yüksel Yılmaz ve Selçuk Türkoğlu yarıştı. Türkoğlu sarı, Yılmaz mavi listeyle delegenin karşısına çıktı. Kullanılan 587 oydan 348’ini alan, Selçuk Türkoğlu seçimin kazananı oldu.

    İYİ Parti Bursa’da kongre heyecanı yaşadı. Pandemi nedeniyle bir süredir ertelenen il kongresi alınan tedbirlerle gerçekleştirildi.

    Yüksel Yılmaz ve Selçuk Türkoğlu’nın listelerinin yarıştığı kongrede mavi ve sarı liste olmak üzere iki liste delegelerin oyuna sunuldu. Mavi liste Yüksel Yılmaz, sarı listeyse Selçuk Türkoğlu’nundu.

    Kongrenin divan başkanlığını yapan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, “Birbirimizle rekabet etmeyeceğiz. Kazanan İYİ Parti olacak, biz iktidarı devralmak için yola devam ediyoruz” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İYİ Parti Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu’da ülke demokrasisini, Meral Akşener ve partisinin ayağa kaldırma mücadelesi verdiğini ifade etti.

    Kürsüye çıkan adaylardan Selçuk Türkoğlu ise konuşmasında “Türkiye’nin inatlaşmaya değil konuşmaya kavgaya değil huzura ihtiyacı var” dedi.

    Yüksel Yılmaz’da kürsü konuşmasında “Meral Akşener’i Cumhurbaşkanı yapmaya geliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • İyi Parti: “Türk Lirasına sahip çıkılması konusunda güven verilmeli”

    İyi Parti: “Türk Lirasına sahip çıkılması konusunda güven verilmeli”

    İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı İsmail Tatlıoğlu, kısa vadede Cumhur İttifakı’nın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) bağımsızlığı konusunda kamuoyunu inandırıcı bir deklarasyon ilan etmesi gerektiğini söyledi.

    Tatlıoğlı, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hafta başından bu yana döviz kurlarında yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    Kısa vadede TCMB’nin ve ekonomi yönetiminin piyasanın güven duyacağı isimlerle değiştirilmesi gerektiğini belirten Tatlıoğlu, “Cumhur İttifakı’nın TCMB bağımsızlığı noktasında kamuoyunu inandırıcı bir deklarasyon ilan etmesi gerekiyor.” dedi.

    Kısa vadede sosyal güvenlik reformuna ve varlık fonunun denetime tabi tutulmasına ihtiyaç olduğunu aktaran Tatlıoğlu şöyle devam etti:

    ”Kamu özel iş birliği ödemelerini ve taahhütlerinin ödemeleri düzenlenmelidir. Türkiye’de Hazine’nin örtülü yahut açık tüm borç garantilerinin, risk yönetimi ilkelerine uyularak, yeniden gözden geçirilmesi ve Türk lirasına sahip çıkılması konusunda güven verilmelidir.”

    Türkiye’nin bir fakirleşme ve yoksullaşma süreci yaşadığına değinen Tatlıoğlu, 2008 yılında önce 10 bin 500 dolara ardından 12 bin dolara kadar çıkan kişi başına düşen milli gelirin de gerilediğini sözlerine ekledi.

  • Akşener’den ‘Evine dön’ diyen Bahçeli’ye yanıt

    Akşener’den ‘Evine dön’ diyen Bahçeli’ye yanıt

    Nevşehir’de ziyaretlerde bulunan İYİ Parti lideri Meral Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “evine dön” çağrısı ile ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Akşener’in açıklaması şu şekilde:

    “Siyasi magazin konularında konuşmayı ve siyasetçilerin ita amiri gibi parmak sallama pozisyonunda olmayı siyasi nezaketle hiç bağdaştırmadığımı söylemek istiyorum. Sayın Bahçelinin en önemli özelliği ısrarla kendisinin ısrarla altını çizdiği nezaketidir.

    Türkiye’nin özellikle ekonomiyle ilgili problemler yaşadığı dönemde üzerine salgın yaşadığımız dönemde esnafımızın, işçimizin, işsiz gençlerimizin, tarımımızın bir çok problemi varken, milletin sesini duymak yerine, o sese bir cevap vermek yerine siyasi magazinle meşgul olmasını hiç hoş bulmadığımı söylemek isterim.

    Sayın Erdoğan’a şunu söylemek isterim: Lütfen ortağınızı bize sardırmaktan alın, gerekli ilgiyi gösterin lütfen. Bizim derdimiz millettir, milletin sesidir.”

    BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı çağrı siyasetin gündemini allak bullak etti.

    “Zillet İttifakı’nın üç asıl ortağından ikisinin, yani CHP ile örtülü ortak HDP’nin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’e menfi yaklaşımı ortadadır. Ancak İYİ Parti Genel Başkanı son hareketiyle onlardan ayrışmış, ayrı düşmüştür. Meral Hanım’ın kendisi adına hayırlı bir gelişmedir” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Sayın Akşener’in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp derhal ve çok kısa süre içinde evine dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır” demişti.

  • Meral Akşener, Ayasofya Camisi’ni ziyaret etti

    Meral Akşener, Ayasofya Camisi’ni ziyaret etti

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni ziyaret etti.

    Akşener, eşi Tuncer Akşener, oğlu Fatih Akşener ve yeğeni Banu Gürer ile birlikte geldiği Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde namaz kıldı.

    Yaklaşık yarım saat içeride kalan ve cami çıkışında basın mensuplarına açıklamada bulunan Akşener, mescid namazı kıldıklarını belirterek, “Allah kabul etsin inşallah. Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan Han’a, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’a, İstanbul’u, Ayasofya’yı özgürleştiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına dua ettik. Allah’ım kabul eder inşallah.” dedi.

    Basın mensuplarının bayramlarını da tebrik eden Akşener, caminin açılışına katılamamasına ilişkin soruya, “Karantina sebebiyle. 15 Temmuz programına katılacaktım. Hepimizden test istendi. O arada bir arkadaşımızda çıktı. 15 gün Ankara’da evden ayrılamadım. Bugüne nasipmiş. Biz sadece ailecek geldik. Yeğenim, oğlum, eşim burada. Kıldık namazlarımızı Allah kabul etsin.” yanıtını verdi.

    Akşener ve ailesi, daha sonra Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nden ayrıldı.