Kategori: İzmir

  • İzmir’de hastanede yangın paniği! Hastalar tahliye edildi

    İzmir’de hastanede yangın paniği! Hastalar tahliye edildi

    Ege Üniversitesi Hastanesi’nin Kulak Burun Boğaz Servisi’ndeki toplantı odasında yangın çıktı, kliniğin bulunduğu bloktaki hastalar tahliye edildi. Yangın hastane personelinin yardımıyla itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede söndürüldü. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, yangında birkaç kişinin dumandan etkilendiğini, sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtti.

    Ege Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Servisi’ndeki bir odada, sabah saatlerinde yangın çıktı. Güvenlik personelinin ihbarı üzerine hastaneye itfaiye ekipleri sevk edildi. Gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahale etti. Bu sırada, kulak burun boğaz ile ortopedi servislerindeki hastalar tahliye edildi. Hastane personelinin de yardımıyla yangın, itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Yangında 2 oda kullanılamaz hale geldi.

    ‘DUMANI GÖRÜNCE DIŞARI ÇIKTIK’

    Hastanenin ortopedi servisinde yatan hastalardan Bahattin Yıldız, “Ben ortopedi servisinde yatıyordum. Dumanları görünce direkt dışarı çıktık. Ekipler de tüm servisleri tedbir olarak boşalttılar. Camlar kırıldı, panik halinde herkesi dışarı çıkardılar. Herkese geçmiş olsun” dedi.

    ‘HERHANGİ BİR CAN KAYBININ OLMAMASI SEVİNDİRİCİ’

    Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, yangında dumandan etkilenen birkaç kişinin olduğunu, acil serviste tedaviye alındıklarını ve sağlık durumlarının iyi olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Necdet Budak, “Herhangi bir can kaybının olmaması sevindirici” dedi.

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği’nden yapılan açıklamada ise, “Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği’nde bulunan toplantı odasında henüz bilinmeyen bir nedenle saat 07.50 sıralarında çıkan yangın, hastane personeli ve itfaiye ekiplerinin gayretleriyle kısa sürede söndürülmüştür. Kliniğin bulunduğu blok tamamen tahliye edilmiş olup dumandan etkilenen üç çalışan ile iki hastanın tedavisi sürmektedir” denildi.

  • Kılıçdaroğlu, İzmir’de partisinin il binasının açılışını yaptı

    Kılıçdaroğlu, İzmir’de partisinin il binasının açılışını yaptı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi programa katılmak için geldiği İzmir’de partisinin il binasının açılışını gerçekleştirdi.

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin il binasının açılışını gerçekleştirmek ve Buca metrosunun temel atma törenine katılmak için kente geldi. Kılıçdaroğlu, ilk olarak partisinin Konak ilçesinde yeni yapılan il binasının açılışını yaptı. Açılışa, Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, CHP’li milletvekilleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, ilçe başkanları ve çok sayıda partili yer aldı. Açılış kurdelesini kesen Kemal Kılıçdaroğlu, il binasını gezdi.

    Programı kapsamında Buca ilçesinde nikah törenine katılacak olan Kılıçdaroğlu, saat 17.00’de ise Şirinyer ESHOT otobüsleri son durağında Buca metrosunun temelini atacak.

  • Fırat Çakıroğlu’nun öldürülmesine ilişkin davada karar

    Fırat Çakıroğlu’nun öldürülmesine ilişkin davada karar

    Fırat Çakıroğlu’nun öldürülmesine ilişkin eski üniversite yöneticilerine açılan davada karar çıktı. Dönemin Ege Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ile eski dekan Prof. Dr. Ersin Doğer, “görevi ihmal” suçundan 20 biner lira para cezasına çarptırıldı.

    İzmir’de, Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Tarih bölümü öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun (24) kavgada bıçaklanıp öldürülmesiyle ilgili davada, olayda kusuru bulunduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanan eski rektör Candeğer Yılmaz ve edebiyat fakültesinin eski dekanı Ersin Doğer, 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların bu cezaları, önce iyi hal indirimiyle 8’er ay 10’ar gün hapse, ardından 20’şer bin lira cezaya çevrildi. Eski rektör yardımcısı Atilla Silkü ve eski genel sekreteri Mehmet Bülent Özkan ise beraat etti.

    Ege Üniversitesi’nde, 2015 Şubat’ta ülkücü öğrencilerle savcılık iddianamesinde ‘PKK/KCK gençlik örgütlenmesi YDG-H Yurtsever (Devrimci Gençlik-Hareketi) üyeleri’ diye söz edilen diğer öğrenci grubu arasında kavga çıktı. Kavgada bıçaklanan Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu, yaşamını yitirdi. Olayla ilgili yürütülen yargılama sürecinde sanık Nurullah Semo, ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ‘terör örgütü üyeliği’ suçundan da 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozularak ‘devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Çakıroğlu’nun öldürülmesiyle ilgili olayda kusuru bulunduğu gerekçesiyle üniversitenin eski rektörü Candeğer Yılmaz, eski rektör yardımcısı Atilla Silkü, eski genel sekreter Mehmet Bülent Özkan, edebiyat fakültesinin eski dekanı Ersin Doğer hakkında da İzmir 41’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Geçen yıl 20 Aralık’ta görülen duruşmada mütalaasını veren savcı, sanıkların ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar ayrı ayrı cezalandırılmalarını istedi.

    YILMAZ YAZILI SAVUNMA VERDİ

    Tutuksuz sanıkların yargılanmasına bugün İzmir 41’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya Çakıroğlu’nun babası Fuat Mahir Çakıroğlu ve taraf avukatları katıldı. Geçen 31 Ocak’taki duruşmada savunma yaparken, Çakıroğlu’nun babası tepki gösterince kendini iyi hissetmediğini söyleyip savunmayı yarıda bırakan Candeğer Yılmaz’ın, savunmasını yazılı olarak mahkemeye sunduğu belirtildi. Duruşmada söz verilen Çakıroğlu’nun avukatlarından Muhammed Emre Tayyar, mütalaanın uygulanmasını talep etti. Savcı da mütalaasını tekrarladı.

    ÇAKIROĞLU’NUN BABASI SALONDAN ÇIKTI

    Söz alan Yılmaz’ın avukatı Güngör Tosunoğlu, “Geçen duruşmada karşı taraftan yapılan sataşma nedeniyle müvekkilim savunma yapamamıştı. Tekrar aynı şeyin yaşanmaması için savunmalar yapılırken karşı tarafların dışarıya alınması önerisinde bulunduk ama kabul görmedi. Bu nedenle müvekkilim yazılı savunma verdi. Bu olayda görevi kötüye kullanan kimse yoktur. Hiç kimse böyle bir olayın yaşanmasını istemez. Olay, ‘geliyorum’ demiş. 150 kişilik grup fakülteye girmeden önce durum Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bildirilmiş ama polisler geç gelmiş” ifadelerini kullandı. Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin beraatini istedi. Öte yandan Fuat Mahir Çakıroğlu, karşı taraf avukatları savunma yaparken söz istedi. Söz verilmemesi üzerine Çakıroğlu, “Dayanamıyorum ve çıkmak istiyorum” diyerek salondan ayrıldı.

    İKİ SANIK BERAAT ETTİ

    Konuşmaların ardından karar açıklandı. Hakim, Candeğer Yılmaz ve Ersin Doğer’e, önce görevi ihmal suçundan 10’ar ay hapis cezası verdi, ardından duruşmadaki iyi hallerinden dolayı cezaları 8’er ay 10’ar gün hapse indirdi. Sanıklara verilen hapis cezası, 250’şer gün adli para cezasına çevrilip, 20’şer bin lira ceza verildi. Sanıkların 8 ay 10 gün süreyle kamu görevi hak ve yetkisi kullanmasına da yasak getirildi. Diğer tutuksuz sanıklar Mehmet Bülent Özkan ve Atilla Silkü ise beraat etti.

    ‘İÇİMİZ FERAH’

    Duruşmanın ardından kararı değerlendiren Fuat Mahir Çakıroğlu, “Fırat’ın katlinde kimin eli varsa hiçbiri gece gündüz uyuyamayacak. Bu cezalar içimizi biraz ferahlattı ama daha fazlası olması lazım. Bu tip insanların, ‘yöneticilik vasıfları olmasın’ diye biz özellikle bu davaları açıyoruz. Fırat’ımız gitti ama başka genç, aslan gibi çocuklarımız var. Onlar, böyle insanların çatısında olmasınlar. En başından her şey eksik yapılmış. Bunlar o günü konuşuyor ama 3 senelik bir geçmiş var. Fırat’ın okuduğu dönem ve ondan önce de yıllar var. Burası PKK’nın yuvası olmuş. Bu kadın 3 sene ne yapmış, niye önlem almamış? Buna müsaade ettikleri için cezalarını aldılar. İçimiz ferah” dedi.

  • İzmir Körfezi’nde deprem!

    İzmir Körfezi’nde deprem!

    AFAD’dan yapılan son dakika açıklamasına göre İzmir Körfezi Urla açıklarında 3,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

    Deprem saat 12.21’de yerin 13,35 kilometre derinliğinde meydana geldi.

  • Ateşe verilen valizden yanmış ceset çıktı

    Ateşe verilen valizden yanmış ceset çıktı

    İzmir’in Buca ilçesinde, yol kenarında ateşe verilen valizden 40’lı yaşlarda yanmış erkek cesedi çıktı.

    Buca’da bir vatandaş 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak İzmir Çevreyolu Işıkkınt yol ayrımı yakınında yangın olduğu ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Bölgeye giden itfaiye ekiplerinin yaptığı kontrolde, demir bariyerlerin dışında bir valizin yandığı belirledi. İtfaiye ekiplerince müdahale edilen yangın kısa sürede söndürüldü.

    VALİZDEN ERKEK CESEDİ ÇIKTI

    Yangının söndürülmesinin ardından inceleme yapan jandarma ekipleri, valizde yanmış bir ceset olduğunu tespit etti.

    Jandarma ekipleri, bölgeye şerit çekip güvenlik önlemi aldı. Olay yerine İl Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme ekipleri de sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler, valizin bulunduğu noktada detaylı incelemelerde bulundu.

    Yapılan çalışmalar sonucunda, cesedin üzerinden herhangi bir kimlik çıkmadığı öğrenildi. Valizden çıkartılan kimliği belirsiz erkek cesedinin 40’lı yaşlarda olduğu belirtildi.

    Ceset, savcı ve jandarma ekiplerinin incelemesinin ardından otopsi yapılması ve kimliğinin belirlenmesi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    Olayla ilgili başlatılan geniş çaplı soruşturma kapsamında, Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT), valizi yol kenarına bırakıp ateşe veren şüpheli ya da şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.

     

  • Kahreden ölüm! Su sanıp içti, hayatını kaybetti

    Kahreden ölüm! Su sanıp içti, hayatını kaybetti

    Kahreden olay İzmir Selçuk’ta bulunan bir otelde meydana geldi. İddiaya göre çalıştığı otelde düzenlenecek yılbaşı balosunun tanıtım broşürlerini dağıtmaya çıkan Özde Çivici, odasına girdiği sırada pet şişe içinde bulunan sıvıyı su sanarak içti. Çivici’nin içtiği sıvının mermer cilası olduğu ortaya çıkarken, genç kadın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

    İzmir’in Selçuk ilçesinde bir otelde çalışan genç kadın, pet şişe içerisinde su sandığı mermer cilasını içerek fenalaştı. Hastaneye kaldırılan kadın, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    27 Aralık pazartesi akşamı, Selçuk ilçesinde bulunan bir otelde, otelin Halkla İlişkiler biriminde çalışan Özde Çivici, çalıştığı otelde düzenlenecek yılbaşı balosunun tanıtım broşürlerini dağıtmaya çıktı. Bir süre sonra oteldeki odasına giren Çivici, burada pet su şişesi içerisindeki maddeyi su sanarak içti. Bir anda fenalaşan genç kadın, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Çivici, hayatını kaybetti.

    MERMER CİLASI SU ŞİŞESİYLE YAN YANAYMIŞ

    Özde Çivici’nin vefat haberini alan ailesi ve çalışma arkadaşları yasa boğulurken, otel içerisinde polis ekipleri inceleme yaptı. Yapılan incelemede içerisinde su olan ve mermer cilası bulunan pet şişenin yan yana durduğu belirlendi. Mermer cilasını su sanarak içen kadının organlarının büyük hasar gördüğü öğrenildi.

    İHMAL İDDİASI

    Öte yandan Çivici’nin ölümünün ardından olayda ihmali bulunduğu öne sürülen mermer ustası ve bazı çalışanların ifadelerine başvurulduğu öğrenildi.

    Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

  • Düğünde ‘halay başı olma’ kavgası

    Düğünde ‘halay başı olma’ kavgası

    İzmir’de bir düğünde Suriye uyruklu davetliler arasında ‘halay başı olma’ nedeniyleçıkan kavgada yaralanan 3 kişiden Bozhan Hamiş (24) öldü. Polis, olayla ilgili H.H.’yi (17) gözaltına aldı.

    Olay, dün saat 23.00 sıralarında Bornova ilçesi Yeşilova Mahallesi Abdi İpekçi Caddesi’nde meydana geldi. Düğünde Suriye uyruklu davetliler arasında, ‘halay başı olma’ nedeniyle tartışma çıktı. Gerginliğin artması üzerine düğün salonundan çıkarılan taraflar, tartışmaya sokakta da devam etti. Kavgada Bozhan Hamiş, Muhammed Hamiş ve Velid Hamiş (22), aldıkları bıçak darbeleriyle yaralandı. Durumun ihbarıyla olay yerine polis ve sağlık ekipleriyle çok sayıda ambulans sevk edildi. Polis, çevre güvenliğini sağlarken, sağlıkçılar da yaralılara müdahale etti. Çok kan kaybettiği belirlenen Bozhan Hamiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne, diğer yaralılar ise çevredeki hastanelere kaldırıldı. Göğsünden yaralanan Bozhan Hamiş, doktorların tüm çabasına karşın sabah saatlerinde yaşamını yitirdi.

    Soruşturma başlatan polis ekipleri olayı gerçekleştirdiği tespit edilen H.H.’yi gözaltına aldı. Şüphelinin polisteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi.

  • Donörler nakilden vazgeçince Ahmet kurtarılamadı

    Donörler nakilden vazgeçince Ahmet kurtarılamadı

    İzmir’de 15 ay önce lösemi teşhisi konulan 8 yaşındaki Ahmet Köksal ilik nakli olmayı beklerken 4 ayrı donör bulundu, ancak hepsi nakilden vazgeçti. Kemoterapi gören, bir süre sonra da donörden nakil yapılan Köksel, 21 gün sonra yaşamını yitirdi. Ahmet Köksal’ın annesi Betül Köksal (34), “Gençler, Kızılay araçlarına gidip ilik bağışçısı oluyor. Uyum sağlandığında da ‘vazgeçtik’ diyorlar. Nelerden vazgeçtiklerini bilmiyorlar. Bu nakli küçücük çocuklar bekliyor” dedi.

    Gaziemir ilçesinde oturan ev kadını Betül ve otobüs şoförü Selami Köksal (34) çiftinin iki erkek çocuğundan küçüğü Ahmet’e yüksek ateş nedeniyle başvurdukları Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde yaklaşık 15 ay önce lösemi teşhisi konuldu. Ahmet için hem yurt içinde hem de yurt dışında tarama yapıldı. 4 uygun donör bulundu ancak donörler nakil işleminden vazgeçti. Ahmet bu süreçte kemoterapi alarak nakil işlemine hazırlandı ama umutlar her defasında yarıda kaldı. Bir süre sonra Almanya’dan yüzde 90 oranında uyumlu donör bulundu ve mayıs ayında Ahmet’e aynı hastanede ilik nakli yapıldı. Nakil işleminden 21 gün sonra Ahmet Köksal, ciğerlerindeki enfeksiyon nedeniyle yaşamını yitirdi.

    v

    ‘HASTANEYE HER GİTTİĞİMDE OĞLUMUN KOKUSUNU DUYUYORUM’

    Ahmet’in kendinden küçükleri sevindirdiğinde çok mutlu olduğunu, çocukları mutlu etmeyi oğlunun kendisine bir vasiyeti olarak kabul ettiğini ifade eden Betül Köksal, “Keşke benim iliğim oğluma uysaydı. Bunun acısını çok yaşadım. Çocuğumun çektiği acıları gördükçe her gün eridim. Hayatımda mutluluk diye bir şey kalmadı. Yaşadıklarımız çok zor. Oğlumu kaybettikten sonra kendimi onun gibi kanser hastası çocuklara adadım. Çocuğumun gelen hediye paketlerini nasıl bir mutlulukla açtığını görüyordum. Onları düşünen ve sevindirmek isteyen birileri olduğunu bilince çok mutlu oluyorlar. Oğlum, çocukları sevindirmek istiyordu. Bunu kendime vasiyet olarak kabul ettim. Her ay lif, patik örüyorum. Onları satarak kazandığım parayla oğlumun tedavi gördüğü hastanede kanser hastası çocuklara hediyeler götürüyorum. Hastaneye her gittiğimde oğlumun kokusunu duyuyorum” diye konuştu.

    ‘DONÖRLERİN VAZGEÇTİĞİ HER GÜN AĞLADI’

    Oğlunun öldüğünü kabullenemediğini anlatan Köksal, “Ahmet’e lösemi teşhisi konulduktan sonra ilik nakli ihtiyacı oldu. Tam 4 kez yurt içinden yüzde 90’ın üzerinde uyumlu donör bulundu. Bu dört donörün içinde bir tanesi yüzde 100 uyumlu 18 yaşında bir erkekti. Ahmet, bu donörden ilik nakli olmak için bütün kemoterapilerini tamamladı. Nakle hazır hale geldi ancak nakle giremeden donör vazgeçti. 4 kez aynı senaryoyu yaşadık. Ahmet’im psikolojik olarak çöktü. 26 kilodan 16 kiloya düştü” ifadelerini kullandı.

    Yaşadıkları bu sürecin ardından Ahmet için Almanya’dan yüzde 90 uyumlu donör bulunduğunu söyleyen Betül Köksal, “Nakil gerçekleşti ancak naklin beşinci gününde ciğerlerinde enfeksiyon oluştuğunu öğrendik. Maalesef 21’inci günde oğlumu kaybettik. Eğer 4 donör vazgeçmeseydi bu kadar vakit kaybetmeyecektik ve çocuğum psikolojik olarak çökmeyecekti. Üzüntü kanseri besliyor. Donörler vazgeçince çocuğum her gün ağladı. Gülemez hale geldi. Hastalığı da nüksetti. Eğer daha önce nakil olsaydı doktorun dediğine göre, oğlum yüzde 80 yaşayacaktı” dedi.

    ‘VAZGEÇECEK KİŞİLER BAĞIŞCI OLMASIN’

    Bağışçı olmaya karar verdikten sonra vazgeçen donörlere seslenen Betül Köksal, “Gençler, Kızılay araçlarına gidip ilik bağışçısı oluyor. Uyum sağlandığında da ‘vazgeçtik’ diyorlar. Nelerden vazgeçtiklerini bilmiyorlar. Bu nakli, küçücük çocuklar bekliyor. Ne yaşadıklarını görmüyorlar. Teknoloji gelişti. Eskiden ilik omurilikten alınıyordu. Şimdi her iki koldan damar yolu açılıyor. Birinden kan alınıyor, ilik ayrıştırılıyor, diğerine kan geri veriliyor. Bağışçı 15 dakika sonra sapasağlam çıkıyor. İki gün içerisinde de hücreler yenileniyor. ‘Korkmayın kötü bir şey yok’ diye haykırıyoruz. Sesimiz duyulmuyor. Vazgeçecek kişiler bağışçı olmasın” diye konuştu.

  • Bursa’nın tarihi kimliği İzmir’de görücüye çıktı

    Bursa’nın tarihi kimliği İzmir’de görücüye çıktı

    İzmir Travel Turkey Turizm Fuarı’nda, 2022 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa’nın ipeği, İznik çinisi ve hanlar bölgesi görücüye çıktı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu ve GÜMTOB Güney Marmara Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin de katkılarıyla Bursa’yı tarihi kimliğiyle İzmir Travel Turkey Turizm Fuarı’nda tanıttı.

    UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri ile yapılan kentsel dönüşüm projesiyle yeniden hayat bulacak olan çarşı ve hanlar bölgesi, Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği tarafından oluşturulan han konseptindeki stantta turizm profesyonellerine tanıtıldı. ‘Bursa İpeği Yeniden Hayat Bulacak’ isimli proje kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından hak ettiği değere yeniden ulaşan Bursa ipeği ile tarih boyunca dünyanın tüm saraylarını süsleyen ve literatürde üretilmesi imkansız sanat objesi olarak yer alan İznik çinisine dair yapılan tanıtım çalışmaları, fuar ziyaretçileri tarafından büyük ilgiyle takip edildi.

    Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, açılış programı sonrasında fuar alanını ziyaret etti. Bursa standını da ziyaret eden Demircan’a, Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı ve Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği Müdürü Abdülkerim Baştürk ile Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer tarafından, 2022 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti ile UNESCO Şehirler Ağı’na ‘Zanaat ve Halk Sanatları’ ile dahil olan Bursa ipeği ve İznik çinisini taçlandıracak çalışmalar hakkında bilgiler verildi.

    Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş ve Edirne Valisi Ekrem Canalp ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer de Bursa standının önemli ziyaretçileri arasında yer aldı.

    Bursa’nın en önemli yerel lezzetlerinden olan kestane şekeri, Mustafakemalpaşa tatlısı ve Bağdat hurma tatlısı gibi pek çok yerel lezzet hakkında da bilgi edinen Bakan Yardımcısı Demircan, Karagöz ve Hacivat sanatçılarının canlı performasını da izledi.

    TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB Başkan Yardımcısı Ali Bilir, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Komisyonu Başkanı Ömer Kartın, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Eker ve TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu’nun da ziyaret ettiği Bursa standında Bursalı turizmciler de 2022 yılı faaliyetlerini tanıtmak adına stantta B2B görüşmeleri gerçekleştirdi.

    Tur operatörlerinden özel ilgi

    Ürdün, Kuveyt, İngiltere, Avrupa ülkeleri ve birçok Asya ülkesinde küresel bazda tur operasyonları gerçekleştiren birçok operatör, Bursa standını ziyaret ederek 2022 yılı içerisinde Bursa’nın destinasyon yönetimi anlamında tanıtılması hakkında tam destek sözü verdi.

  • Kürdan yüzünden bıçaklanarak öldürüldü

    Kürdan yüzünden bıçaklanarak öldürüldü

    İzmir’in Bayraklı ilçesinde dönerci dükkanında işletmeciler ile müşteriler arasında çıkan Habib Ay’ın (21) öldüğü kavganın ‘kürdan’ nedeniyle çıktığı ortaya çıktı. Ay’ın, işletmecilerden kürdan istediği, olumsuz cevap alınca da çıkan tartışmada dövülüp bıçaklandığı belirtildi.

    İzmir Bayraklı’da bir dönerci dükkanına gelen bir grup müşteri ile işletme sahipleri A.S. (40) ve V.S.S. (35) arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavgada Habib Ay, S.Ö. (33), G.A. (22), A.A. (24) ve işletme sahibi A.S. bıçakla, V.S.S. ise darp sonucu yaralandı.

    Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalenin ardından yaralılardan S.Ö. ile A.A. özel bir hastaneye, G.A. ve Habip Ay ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Ay, buradan yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılan Ay’ın cenazesi, yakınlarına teslim alındı. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.

    Bu arada olayla ilgili detaylar da ortaya çıkmaya başladı. Habib Ay’ın döner yedikten sonra birkaç kez kürdan istediği, işletmecilerin bu talebe olumsuz cevap vermesi üzerine çıkan tartışmada darp edildiği belirtildi. Ay’ın telefonla arkadaşlarını arayıp durumu anlattığı, bunun üzerine dükkan gelenler ile işletmeciler arasında kavga çıktığı, bu sırada Ay’ın bıçaklandığı ifade edildi.

    Olay ile ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.