Kategori: İzmir

  • Balkondan düşen 1,5 yaşındaki Ceylin yaşamını yitirdi

    Balkondan düşen 1,5 yaşındaki Ceylin yaşamını yitirdi

    İzmir’in Torbalı ilçesinde, annesi ile misafirliğe gittiği 5’inci kattaki evin balkonundan düşen 1,5 yaşındaki Ceylin Karadeniz, hayatını kaybetti.

    Olay, Torbalı’ya bağlı Atatürk Mahallesi’ndeki apartmanda dün saat 17.30 sıralarında meydana geldi. Ezgi Karadeniz, kızı Ceylin Karadeniz ile birlikte aynı mahalledeki bir tanıdıklarına misafirliğe gitti. Burada annesinin içerde olduğu sırada, 5’inci kattaki evin balkonundaki sandalyeye çıkıp, dışarıyı seyretmek isteyen minik Ceylin, dengesini kaybedip, beton zemine düştü. Ağır yaralanan çocuğa ilk müdahale yoldan geçen bir hemşire tarafından yapıldı. Hemşire, minik Ceylin’in duran kalbini kalp masajı yaparak tekrar çalıştırdı. Ardından da yoldan geçen bir otomobili durdurup, çocuğu Torbalı Devlet Hastanesi’ne götürdü. Durumu ağır olan Ceylin, buradaki ilk müdahalenin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi ancak doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Asistan doktora jiletli saldırı davasında karar!

    Asistan doktora jiletli saldırı davasında karar!

    İzmir’de, diş ağrısıyla gittiği hastanede, asistan Dr. Kadir Songür’e (26), istediği ilacı yazmadığı iddiasıyla jiletle saldırarak, boğazından yaralayan Bayram Kaynak, önce ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra mahkeme Kaynak’ın cezasını, ‘olayın teşebbüs aşamasında kalması’ sebebiyle 20 yıl hapis cezasına çevirdi. Duruşmaya katılan ve kararın ardından konuşan doktorun annesi Dr. Nergis Songür, “Son günlerde sağlıkta şiddet olaylarının tırmanması üzerine çıkan bu karar oldukça önemli. Bu cezalar emsal olsun ve sağlıkta şiddet sona ersin” dedi.

    Olay, 16 Ekim 2019 tarihinde İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hastanesi Fizik Tedavi Servisi’nde meydana geldi. Görevli asistan Dr. Kadir Songür’e, iddiaya göre diş ağrısı şikayetiyle başvuran Bayram Kaynak, istediği ilacı yazmadığı gerekçesiyle elindeki jiletle saldırdı. Boğazında derin kesik oluşan Kadir Songür’e ilk müdahale görevli olduğu hastanede yapılırken, olayın ardından koşarak kaçan Bayram Kaynak ise, Karşıyaka ilçesindeki çarşıda bir kadının çantasını almaya çalışırken yunus ekiplerince yakalandı. Olay anında uyuşturucu etkisinde olduğu öne sürülen saldırgan tutuklandı. Kaynak, bugün bir kez daha hakim karşısına çıktı.

    İzmir 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki karar duruşmasına Songür’ün eşi Çisel Yazan Songür, annesi Nergis Songür, babası Mehmet Songür ve taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Bayram Kaynak ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşmada söz alan İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara, “Bu olay tüm sağlık çalışanlarını ilgilendiriyor. Vereceğiniz kararla tüm sağlık çalışanlarının içine su serpeceksiniz. Üst hadden ceza verilmesini talep ediyoruz” dedi. Songür’ün avukatı İsmail Can Yavuz da üst hadden ceza tayini uygulanması gerektiğini ifade etti. Son sözleri sorulan Kaynak ise beraatini talep ederek, “Başka bir isteğim ve söyleyecek sözüm yoktur” dedi. Mahkeme heyeti, ‘görevi başındaki kamu görevlisini kasten öldürme’ suçundan Kaynak’a ağırlaştırılmış müebbet cezası verirken, meydana gelen olayın teşebbüste kalması sebebiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluk halinin devamına hükmetti. Heyet, sanık Kaynak için hiçbir indirim de uygulamadı.

    ‘AİLE KARARDAN MEMNUN’

    Kararın ardından açıklamalarda bulunan anne Songür, verilen cezadan memnun olduklarını söyledi. Songür, “Sanığın 20 yıl hapis cezası alması oldukça sevindirici. Bu cezalar artarak devam etsin ki sağlıkta şiddet son bulsun. Karşı tarafın taleplerinin mahkemede kabul görmemesi ve indirim uygulanmaması da oldukça önemliydi. Son günlerde sağlıkta şiddet olayının tırmanmasının üzerine bu kararın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Tüm bu süreçte bizi yalnız bırakmayan Sağlık Bakanımıza, İl Sağlık Müdürümüze ve Türk Tabipler Birliği ile tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

    Kadir Songür’ün eşi Çisel Yazan Songür ise, “Sağlıkta şiddetin sona ermesini ve hekimlerin huzur içinde çalışmasını istiyorum. Yaşanılan bu travma ve stresin hiçbir cezada karşılığı olmadığını düşünsem de kararla içimize su serpildi. Umarım bugün çıkan karar emsal niteliği taşır” diye konuştu. Cezanın en üst sınırdan verildiğinin altını çizen Avukat Mithat Kara, “Karar beklediğimiz şekilde geldi. Kararın sağlık çalışanlarının içine su serpmesini talep etmiştik. Mahkemenin cezayı en üst sınırdan verip indirim sebeplerini uygulamaması bizler için sevindirici oldu” dedi.

  • Direnişin sembolü: Yörük Ali Efe

    Direnişin sembolü: Yörük Ali Efe

    Milli Mücadele yıllarında gösterdiği kahramanlıklarla milletin gönlünde yer edinen, “Efelerin Efesi” Yörük Ali Efe, ölümünün 69. yılında anılıyor.

    Aydın’ın Sultanhisar ilçesi Kavaklı köyünde 1895 yılında dünyaya gelen Yörük Ali Efe, 19 yaşında Aydın dağlarındaki Alanyalı Molla Ahmet Efe’nin zeybek grubuna katıldı.

    Kısa sürede herkesin güvenini ve sevgisini kazanan Yörük Ali Efe, Alanyalı Molla Ahmet Efe’nin hayatını kaybetmesinin ardından grubun başına geçti.

    İzmir, Aydın ve Nazilli’nin düşman işgalinden kurtarılması için Milli Mücadele’de yer alan Yörük Ali Efe, 16 Haziran 1919’da Batı ve Güney Anadolu’da düzenli, bilinçli ve milli şuurla düşmana yapılan ilk baskın olarak tarihe geçen Malgaç Demiryolu Köprüsü yanındaki tam teçhizatlı düşman karakoluna baskın gerçekleştirdi. Yaptığı baskınlarla düşmanı büyük zarara uğrattı.

    Düzenli ordunun kurulmasıyla emrindeki grubu orduyla bütünleştirdi, kendisi de Milli Aydın Cephesi Komutanı oldu.

    Milli Mücadele’deki başarılarından dolayı TBMM tarafından İstiklal Madalyası verilen ve Cumhuriyet döneminde Yörük soyadını alan Ali Efe, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bir süre İzmir’de yaşadı.

    İzmir’de 1951’de geçirdiği tramvay kazasında bacaklarını kaybeden Yörük Ali Efe, tedavi için gittiği Bursa’da 23 Eylül 1951’de hayatını kaybetti.

    Yörük Ali Efe’nin mezarı, bir dönem karargah olarak da kullandığı Aydın’ın Yenipazar ilçesinde bulunuyor. Mezarın bulunduğu bölgede ise Yörük Ali Efe’nin kıyafetleri, silahları ve o döneme ait eşyaların sergilendiği müze yer alıyor.

    Kavaklı Mahallesi’nde Yörük Ali Efe’nin dünyaya geldiği ev de ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

    “Yörük Ali Efe ve arkadaşları nüfuzlu tabakanın Milli Mücadele’ye destek vermelerini sağladı”

    Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Günver Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yörük Ali Efe ve arkadaşlarının, Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’da kolayca ilerlemelerinin önünde en büyük engel oluşturduğunu anlattı.

    Yörük Ali Efe’nin Yunanistan unsurlarını baskın ve hücumlarla rahatsız ettiğini vurgulayan Güneş, şöyle devam etti:

    “Özellikle Milli Mücadele karşıtlarının aktif faaliyet göstermelerini engellemiş, Kuvayımilliye’ye katılımların artmasına yardımcı olmuşlardır. Siyasi ve ekonomik kaygılarla Milli Mücadele’ye taraftar olmayan nüfuzlu tabakanın isteyerek veya istemeyerek Milli Mücadele’ye ilgi duymalarını ve destek vermelerini sağlamışlardır. Yörük Ali ve arkadaşlarının Kuvayımilliye içinde etkili olduğu süreç, düzenli ordunun kurulmasına kadar yaklaşık bir buçuk yıl sürmüştür. Bu sürecin sonunda düzenli ordu içerisinde yer alarak desteklerini sürdürmekle birlikte efe ve zeybeklerin mücadele içindeki etkin rolleri sona ermiştir.”

    İtalyan komutanların ve gazetelerin de Yörük Ali’den övgüyle söz ettiğini vurgulayan Güneş, “Gazeteci Filipucci Guistiani, Il Messaggero gazetesinde Kasım 1922’de yayınladığı yazısında Yörük Ali’den, ilk direnişçilerden, efsane, halk kahramanı olarak söz etmektedir.” dedi.

    Hemşehrileri Yörük Ali Efe’yi anlattı

    Kavaklı Mahallesi’nde yaşayan 73 yaşındaki Ferhat Bilgin, hemşehrileri Yörük Ali Efe ile gurur duyduklarını söyledi.

    Yörük Ali Efe’yi tanıyanlardan duyduğu bir hikayeyi anlatan Bilgin, şunları kaydetti:

    “Boyundan dolayı ‘Çocuk bu. Bundan efe mi olur?’ demişler. Dağda keçi güderken, nişan oynarmış, eli iyice alışmış. Kızanlar havaya ateş edermiş, hepsi de karavana atarmış. Yörük bir ateş edermiş serçeyi tabancayla vururmuş. Burayı kurtaranların başında o gelir. Yörük Ali Efe, buranın kahramanıdır.”

    Mahallenin yaşlılarından Nuri Özcıvan ise Yörük Ali Efe’yi 1951’de geçirdiği trafik kazasının ardından, çocukken aile büyükleriyle ziyarete gittiğini anlattı.

    Efe’nin iyi bir keskin nişancı olduğunu aktaran Özcıvan, “Yunan baskını sırasında caminin minaresinden Yunan askeri mitralyözle atış yapıyormuş. Sürünerek gitmiş, bir kurşunla onu vurmuş. Aydın’ın düşmandan kurtulmasında büyük emekleri var.” diye konuştu.

  • Bakan Koca’dan İzmir açıklaması: Yüzde 42 arttı!

    Bakan Koca’dan İzmir açıklaması: Yüzde 42 arttı!

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüsle mücadeleye ilişkin açıklama yaptı.

    Koca’nın İzmir Valiliği’nde yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:

    “Mart ayından beri büyük bir mücadele verdiğimiz koronavirüs salgınında tekrar bir şiddetlenme yaşıyoruz, ülke genelinde hasta sayıları artışa geçti. Ancak bu artışın ülkenin her anında eşit olmadığını biliyoruz.

    İzmir’de bir hareketlenme oldu. İzmir’de bir ay öncesine göre yüzde 42 vaka artışına şahit olduk. Yaptığımız hızlı ve etkili müdahalelerle bu artışın kontrol altına alındığını ve son bir haftada vaka artışının yüzde 10’lara kadar gerilediğini söylemek istiyorum. Bir hafta on gün sonra daha stabil döneme, daha sonra da düşüşe geçmesini bekliyoruz.

    Müdahalelerle kontrol altına alındığını vaka artışının yüzde 10’lara gerilediğini söylemek istiyorum. Hedefimiz hasta sayısını ve hastane yükünü her geçen gün azaltmak. Bizleri sevindiren diğer bir gösterge, son dönemde İzmir’de zatürre oranı yüzde 8,2’den 4,9’a kadar düştü. Yani yüzde 40 düşüş sağlandı. Hastane yatışlarında da bu anlamda stabil bir döneme girdiğimizi söylemek istiyorum.

    İzmir’de şu anda 445 filyasyon ekibimiz sahada çalışıyor. Türkiye filyasonu ey iyi hatta tek yapan ülke. Hastaların ortalama yaşındaki yükseliş vefatları yükseltti.”

  • Camiden müzik yayını paylaşımı yapan CHP’li Banu Özdemir hakim karşısında

    Camiden müzik yayını paylaşımı yapan CHP’li Banu Özdemir hakim karşısında

    İzmir’de, merkezi sistemin frekansına girilip bazı camilerden korsan müzik yapıldığı görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan CHP eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, ‘Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçundan hakim karşısına çıktı. Beraatini talep eden Özdemir, “Hakkımda karalama kampanyası başlatıldı ve hedef gösterildim. Bunu kınadığımı da zaten sosyal medyada yaptığım paylaşımda belirtmiştim. Asıl mağdur benim” dedi.

    İzmir’de mayıs ayında bazı camilerden yapılan korsan müzik yayınını sosyal medya hesabından paylaşan CHP eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, sevk edildiği 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘Halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan tutuklandı. Özdemir’in avukatı Süleyman Karadağ’ın tutukluluğa yaptığı itiraz, 4’üncü Sulh Ceza Mahkemesi tarafından ‘adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmayacağı’ gerekçesiyle reddedildi.

    Özdemir hakkında savcılık tarafından ‘halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan hazırlanan iddianame, İzmir 50’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Mahkeme, iddianamenin kabul edilmesinin ardından Özdemir’i tahliye etti. Tutuksuz sanık Özdemir, 50’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya Özdemir’in yanı sıra CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP’li milletvekilleri Özcan Purçu, Atilla Sertel, Murat Bakan ve Kamil Okyay Sındır, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP PM üyesi Devrim Barış Çelik ve eski bakan Yaşar Okuyan, avukatlar ve partililer katıldı. Özdemir, yaşanan süreçte asıl mağdurun kendisi olduğunu savundu.

    BERAATİNİ TALEP ETTİ

    Duruşmada savunma yapan Özdemir, “Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. 20 Mayıs’ta farklı camilerde müzik yayını yapıldığını basından öğrendim. 2 saat sonra da konuya dikkat çekmek için paylaşımda bulundum. Paylaşımlarım saatleri de bellidir. Ancak gece saatlerinde hakkımda karalama kampanyası başlatıldı ve hedef gösterildim. Bunu kınadığımı da zaten sosyal medyada yaptığım paylaşımda belirtmiştim. Ben gözaltındayken bir gün sonra yine farklı camilerden müzik yayını yapıldığını öğrendim. Bu da duruma dikkat çekme çabamın haklı olduğunu gösteriyor. Asıl mağdur benim. Bayram günü ailemden ayrı bırakıldım. Kişiliğime, onuruma hakaretler edildi, tehdit mesajları aldım. Sağlık sorunları olan annem ölümle burun buruna geldi. Halkı kin ve düşmanlığa sevk edenler, bizi buraya getirenlerdir. Ben hukuksuzluk yaşadım ve beraatimi istiyorum” dedi.

    ‘KENDİME HAKARET SAYARIM’

    Duruşmada söz alan Özdemir’in avukatı Süleyman Karadağ, “Müvekkilin eylemleri, herhangi bir suçun konusunu oluşturmamıştır. Hiçbir yorum yapmadan 2 saat önce basında paylaşılan bu videoları hesabından paylaşması, hangi suçun unsurunu oluşturmaktadır?” diyerek beraat talebinde bulundu.

    Hakim, Özdemir’in suçunun sübutu halinde hakkında ‘Dini değerleri alenen aşağılama’ suçundan cezalandırılma olasılığına karşı ek savunma hakkı verilmesine hükmetti. Bunun üzerine ek savunmasını yapan Özdemir, yaptığı paylaşımlarda küçümseme ve alay olmadığını belirterek, “Her yurttaş gibi olgu aktarımı yaptım. Halkın dini değerlerini aşağılamaktan dolayı hakkımda soruşturma açıldı. Ardından da soruşturma maddem değiştirildi. Edindiğim değerler ışığında bu suçlamayı kendime hakaret sayarım. Her canlı için demokrasi mücadelesi veren biri olarak bu suçu kabul etmiyorum ve suç işlediğimi düşünmüyorum” dedi.

    HAKİMDEN EMOJİ SORUSU

    Hakimin, yapılan paylaşımlardaki ‘nota emojisi’ni sorması üzerine Özdemir, “O emojiyi, paylaşımın sesli olduğunu belirtmek için koydum. Herhangi bir aşağılama yapmak için değil” diye konuştu.

    Birden fazla paylaşımın yapılması sorusu üzerine Özdemir, “Facebook’ta bir kerede 4 video paylaşılabiliyor. Ancak Twitter’da tek seferde tek video paylaşılıyor. O sebeple 4 ayrı paylaşımda bulundum” cevabını verdi. Devam eden paylaşımlarında kullandığı ‘şaka bir yana’ sözcük öbeği de sorulan Özdemir, “Bu söz öbeği; şaşırma, hayret etme ve dikkat çekme amacıyla kullanılan bir sesteştir” dedi.

    Hakim, ilgili kolluk birimine müzekkere yazılıp iddianamede ek yapılarak sanığın iddianameye konu paylaşımları sonucunda sosyal medyada, basın yayın organlarında ve kamuoyunda, sanığa ve eylemine karşı toplumun kesimleri arasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial, herhangi bir taşkınlık olup olmadığını, kamu barışını bozan veya bozmaya elverişli herhangi bir somut olgu meydana gelip gelmediğinin araştırılıp mahkemeye sunulmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

  • ‘300 liramı neden vermiyorsun’ dedi, dehşet saçtı

    ‘300 liramı neden vermiyorsun’ dedi, dehşet saçtı

    İzmir’in Konak ilçesinde M.F.Ö. (37), 300 lira alacaklı olduğu ileri sürülen Fırat A.’yı (24), çıkan tartışmanın ardından tabanca ile ateş açtı. Ağır yaralanan genç hastaneye kaldırılırken, M.F.Ö.’nün yakalanması için çalışma başlatıldı.

    Olay, gece saatlerinde 1561 sokak Çınarlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yakınında meyda geldi. M.F.Ö., iddiaya göre kendisine 300 lira borcu bulunan Fırat A. ile bir tamirhane önünde karşılaştı. İkili bir süre tartıştıktan sonra M.F.Ö., belinden çıkardığı tabanca ile Fırat A.’ya art arda ateş açtı. Fırat A., vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden mermilerle kanlar içerisinde yere yığılırken, M.F.Ö. ise olay yerinden kaçtı. Olayı gören çevredeki vatandaşlar, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri, yaralanan F.A.’yı ambulansla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü. Tedaviye alınan Fırat A.’nın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.

    ‘300 LİRAMI NEDEN VERMİYORSUN’

    Öte yandan, olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, polis ekipleri görgü tanıklarının ifadesine başvurdu. Bir görgü tanığının ifadesine göre M.F.Ö.’nün, Fırat A.’ya “300 liramı neden vermiyorsun” diyerek ateş ettiğini söylediği öğrenildi. Çevredeki güvenlik kameralarını da incelemeye alan polis, M.F.Ö.’nün yakalanması için çalışmalarını sürdürüyor.

  • Oğlu tarafından darp edilerek hastanelik oldu

    Oğlu tarafından darp edilerek hastanelik oldu

    İzmir’in Buca ilçesinde, henüz belirlenemeyen bir nedenle annesi M.T. ile tartışan A.T., iddiaya göre annesi darp etti. Olayda anne M.T. hastaneye kaldırılırken, şüpheli A.T. ise polis ekipleri tarafından etkisiz hale getirilerek gözaltına alındı.

    Olay, saat 03.00 sıralarında Buca ilçesi Hoca Ahmet Yesevi Caddesi üzerindeki bir evde meydana geldi. İddiaya göre, alkollü olduğu ileri sürülen A.T., henüz belirlenemeyen bir nedenle beraber yaşadığı annesi M.T. ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine A.T., annesini darp etti. Talihsiz kadının yardım çığlıklarını duyan mahalle sakinleri durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen polis, eve girmek istedi fakat iddiaya göre A.T. elindeki bıçakla polisin eve girmesini önlemeye çalıştı. Biber gazı kullanan polis ekipleri, A.T.’yi etkisiz hale getirerek eve girdi. Sağlık ekipleri, darp edilerek yaralandığı ileri sürülen talihsiz kadına müdahale bulundu. Ambulansa alınan M.T., Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Talihsiz kadının tedavisi sürerken, polis tarafından etkisiz hale getirilen A.T. ise gözaltına alındı. Annesini darp etmediğini ileri süren A.T., ifadesinde annesinin yere düştüğünü ve düşme sonucu yaralandığını iddia ettiği öğrenildi.

  • Batmak üzere olan motoryattaki 155 kaçak göçmen kurtarıldı

    Batmak üzere olan motoryattaki 155 kaçak göçmen kurtarıldı

    İtalya’ya yasa dışı yollarla gitmek isteyen kaçak göçmenlerin bulunduğu motoryat, batma tehlikesi geçirdi. Bölgede bulunan yük gemisindekiler tarafından kurtarılan 155 göçmen, kıyıya getirildi. Göçmen kaçakçılığı ile ilgili gözaltına alınan 7 kişiden 3’ü tutuklandı.

    İtalya’ya gitmek için geçen salı günü denize açılan, içinde kaçak göçmenlerin bulunduğu motoryat, Bodrum’un 70 mil açıklarında, olumsuz hava koşulları nedeniyle batma tehlikesi geçirdi. Durumu tespit eden sahil güvenlik ekipleri, motoryat yakınlarında bulunan bir yük gemisine müdahale talimatı verdi. Yük gemisindekiler, batma tehlikesi geçiren motoryatı ve içindekileri kurtardı. İzmir’in Çeşme ilçesine getirilen motoryatta, yasa dışı yollarla İtalya’ya gitmeye çalışan 133 Afgan, 10 İran, 8 Suriye, 4 Filistin olmak üzere toplam 155 göçmen ile organizatör oldukları belirlenen 2 şüpheli yakalandı.

    TRANSFER SIRASINDA 2 KİŞİ DENİZE DÜŞEREK, KAYBOLDU

    Yapılan sorguda Afganistan uyruklu 42 yaşında 1 kadın ile 17 yaşlarında bir erkek çocuğun, göçmenlerin ticari gemiye transferi esnasında denize düşerek, kayboldukları öğrenildi. Denizde kaybolan 2 göçmenin bulunması içir arama-kurtarma çalışması başlatıldı. Olayla ilgili çalışma başlatan güvenlik güçleri, 5 organizatörü daha gözaltına aldı. İşlemleri sonrası adliyeye sevk edilen 7 şüpheliden Ü.K., S.Ş. ve İran uyruklu A.H. tutuklandı. A.Ö., S.B., C.M. ve E.A. ise serbest bırakıldı.

  • D vitamini takviyesi koronavirüse karşı etki sağladı

    D vitamini takviyesi koronavirüse karşı etki sağladı

    İzmir Ekonomi Üniversitesi  Fonksiyonel Tıp Uzmanı Opr. Dr. Zafer Beken, İspanya’daki üniversite hastanesinde gerçekleştirilen çalışmadan bahsedip, D vitamini alımının koronavirüste yoğun bakım riskini neredeyse tamamen ortadan kaldırdığını belirtti. Beken, “D vitamini seviyesinin 40-100 aralığında olması gerekiyor. Hekim kontrolünde dışarıdan takviye alınmasında fayda var” dedi.

     

    Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında binlerce kişi, yoğun bakımda tedavi görmeye devam ederken, İspanya’da gerçekleştirilen çalışma, hastalığın şiddetinin azaltılması konusunda umut oldu. Reina Sofia Üniversite Hastanesi’nde tedaviye alınan 76 koronavirüs hastası üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, hastaların bir kısmına D vitamini takviyesi verilirken, bir kısmına herhangi bir D vitamini takviyesi uygulanmadı. Çalışma sonucu D vitamini tedavisi görenlerin yalnızca yüzde 2’si yoğun bakım ünitesine gönderilirken, görmeyenlerin ise yüzde 50’si yoğun bakım ünitesine gönderildi. D vitamininin, yoğun bakım riskini 25 kata yakın azaltarak, yoğun bakım ünitesine yatma riskini yüzde 98 oranında ortadan kaldırıldığı belirtildi.

    ‘SONUÇLAR HEYECAN VERİCİ’

    Çalışmanın çarpıcı olduğunu kaydeden İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Fonksiyonel Tıp Uzmanı Opr. Dr. Zafer Beken, “D vitamini seviyesini 40’ın üzerinde tutmak gerekiyor. İdeal seviye 40 ile 100 arasıdır. Gıdayla bunu tamamlamak zor gibi görünüyor. Dışarıdan D vitamini takviyesi alınmasında fayda var. Vatandaşlar bir hekime başvurup D vitamini ölçümünü yaptırabilirler. Buna göre ne kadar takviye alacaklarını öğrenebilirler” dedi.

    Koronavirüsten korunma noktasında bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin çok önemli olduğunu kaydeden Opr. Dr. Beken, “Topluma bakıldığı zaman bazıları hasta olurken, bazılarının olmadığını görüyoruz. Bunun altında yatan en önemli faktör aslında bağışıklık sisteminin güçlü olmasıdır. İspanya’da bu ay içerisinde yayınlanan bir bilimsel çalışma var. Bu çalışma İspanya Reina Sofia Üniversitesi’nde yapılmış. Burada yaklaşık 100’e yakın bir hasta grubu üzerinde çalışma yapıldı. Bu hastalar Covid- 19 pozitif hastası olarak hastaneye başvuran kişilerdi. Bunların 3’te 2’si D vitamini takviyesi alan hasta grubu olarak tanımlandı. 3’te 1’i ise kontrol grubuydu. Yani D vitamini vermeden diğer tedavi yöntemleriyle tedavi edilmeye çalışıldı. Sonuçlara bakıldığında, çarpıcı bir tablo ortaya çıktı. D vitamini alarak tedavi olan hasta grubunda, sadece 2 kişide yoğun bakım ihtiyacı oluştu. Böyle bakıldığında bu sonuç heyecan verici bir durum. Bu sonuçlardan yola çıkarak önümüzdeki günlerde farklı çalışmalar gündeme gelebilir” diye konuştu.

    ‘İMMÜN SİSTEMİ DÜZENLENMELİ’

    Koronavirüsten korunma noktasında diğer vitamin takviyelerine de dikkat edilmesi gerektiğini belirten Opr. Dr. Beken, “Fonksiyonel tıbbın en büyük faktörü immün sistemini düzenlemesidir. D vitaminin ötesinde destek gıdaların da alınması gerekiyor. Günde yaklaşık 2 gram civarında C vitamini almak da koruyucudur. B vitaminleri ise çok önemli. B12, toplumumuzun maalesef birçoğunda eksiktir. Bunun dışında beslenmeyle yeterince alamadığımız mineralleri de unutmamak gerekiyor. Bunun dışında uyku düzeni de oldukça önemli çünkü vücudumuzun tamiratı uykuda oluyor. Akşam 7 saatlik kaliteli bir uyku bizim için olmazsa olmazdır” dedi.

  • FETÖ’den tutuklanan emir subayı, ev hapsiyle tahliye edildi

    FETÖ’den tutuklanan emir subayı, ev hapsiyle tahliye edildi

    İZMİR’de yürütülen FETÖ/PDY soruşturmasında tutuklanan Ege Ordu Komutanı Korgeneral Ali Sivri’nin emir subayı binbaşı Fevzi Öztürk hakim karşısına çıktı. Öztürk hakkındaki suçlamaları kabul etmezken, mahkeme heyeti Öztürk’ün ev hapsiyle tahliyesine karar verdi.

    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nca FETÖ/PDY’nin ‘TSK yapılanmasının deşifre edilmesi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Fevzi Öztürk’ün FETÖ/PDY’nin ‘TSK yapılanması’ içinde ‘mahrem imam’ olarak görev alan ve 2016 yılında ABD’ye kaçan L.Ç. ile ardışık arama yöntemiyle görüştüğü saptandı. Öztürk’ün HTS kayıtlarından, halen ‘silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan aranan L.Ç.’yi ankesörlü telefonlar ile market ve büfe gibi yerlerden ardışık arama yöntemiyle aradığı tespit edildi. Yine HTS kayıtlarından firari FETÖ şüphelisi L.Ç.’nin de Öztürk’ü, 7 sabit hattan 11 kez aradığı belirlendi. 28 Mayıs’ta gözaltına alındıktan sonra ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla adliyeye sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanan muvazzaf binbaşı Fevzi Öztürk hakkında hazırlanan iddianame, 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

    SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

    Öztürk, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Öztürk Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, salonda eşi Zehra Öztürk ve avukatı hazır bulundu. Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen Öztürk, “Hiç tanımadığım kişilerle ardışık arama yaptığım iddiasıyla buradayım. Ancak yaptığımız biz yaptığımız incelemelerde bu HTS kayıtlarını bulamadık. O aramalarda bahsi geçen hat benim değil, abimin eşi S.Ö. adına kayıtlıydı. Abim ticaretle uğraşıyordu ancak işyeri eşinin üzerine kayıtlıydı. Gider göstermek ve tüm aileye ucuz olması için o hatlardan dağıtmıştı” dedi.

    Örgütün mahrem imamlarından L.Ç. ise ortak bazda bulunması sorulan Öztürk, !Ortak bazın yakalandığı haritaya baktığımızda Kızılay olduğunu görüyoruz. Ben Genelkurmay’da görevliyken birçok suçluyla ortak bazda bulunmuş olabilirim. Ortak bazdaki yerler hayatımın geçtiği yerler” diye konuştu.

    ‘FETÖ’CÜ OLSAM KURMAY OLURDUM’

    12 Mayıs 2015’te Bursa’daki bir otelde FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan M.E. isimli asker ile buluştuğu sorusuna da cevap veren Öztürk, “Bursa’ya görev için gitmiştim. Ancak askeri tesislerde yer olmadığı için ben de o otelde kaldım. Başka hiçbir amacı yok” dedi.

    Harp okulunda öğrenciyken FETÖ’cü bir öğrenciyi üslerine bildirdiğini savunan Öztürk, “FETÖ’cü değilim. Eğer olasıydım onların güçlü olduğu dönemlerde nemalanırdım. Atamalarım hep tercihlerimin dışında oldu. Kurmaylık için 5 kez sınava girdim ancak kazanamadım. Soruları almış olsaydım zaten kazanırdım. Ankara Kara Harp Okulu’nda okurken bir öğrenciyi FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle şikayet etmiştim. Hatta o kişi 15 Temmuz 2016 yılından sonra görevden ihraç edildi” dedi.

    Mahkeme heyeti, yeni tanıkların dinlenmesi ve BTK’dan HTS kayıtlarının raporunun istenmesine hükmederek duruşmayı ertelerken, Öztürk’ün ise ev hapsiyle tahliyesine karar verdi.