Kategori: İzmir

  • Ayrılmak istediği erkek arkadaşı cep telefonuna sızdı

    Ayrılmak istediği erkek arkadaşı cep telefonuna sızdı

    İzmir’de, Kadriye Esen (30) eski erkek arkadaşı Selami A.’nın casus yazılım ile cep telefonundaki yazışmaları ile görüntülerini ele geçirdiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Esen’in avukatı Öykü Su Güler, “Bu, özel hayatın gizliliğini tehdit suçunu oluşturmaktadır. Bu gibi durumlarla karşılaşan kadınlar, öncelikle karakola gitmeliler. Şikayet yapılmazsa kurtulamazlar” dedi.

    İzmir’de yaşayan Kadriye Esen (30), 21 Haziran’da birlikte olmaya başladığı Selami A.’dan 1 ay sonra ayrılmak istedi. İddiaya göre Selami A., birliktelikleri sırasında Esen’in cep telefonuna casus yazılım yükledi. Böylelikle eski sevgilisini takibe alıp, arkadaşlarıyla olan yazışmaları ile gittiği mekanlardaki görüntülerini ele geçirdi. Hatta bunları genç kadına gönderdi. Kadriye Esen de savcılığa, suç duyurusunda bulundu.

    ‘BAŞTA ÖNEMSEMEDİM, HERKES ÇOK DİKKAT ETSİN’

    Selami A. ile bir arkadaşı aracılığıyla tanıştığını anlatan Esen, “Beni izlediğini bilmiyordum. 17 Temmuz’da görüşmek istemediğimi söylediğimde, bana görüntülerimi atmaya başladı. Bulunduğum ortamının görüntüleri ile arkadaşlarımla olan konuşmalarımı gönderdi. Başta önemsemedim. Bir hafta sonra telefonum yavaşlamaya başladı. Daha sonra görüntülerimi kaydettiğinin bildirimi telefonuma gelince anladım” dedi.

    Selami A.’ya güvenip telefonunu verdiğini belirten Esen, “Artık hiç kimseye telefonumu vermemeyi düşünüyorum. Çok ciddi bir risk. Tüm kadınların bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Herkese güvenmesinler” diye konuştu.

    ‘KADINLAR ŞİKAYETÇİ OLMALI’

    Esen’in avukatı Öykü Su Güler de “Gerekli şikayetlerimizi, siber suçlara ilettik. Şüphelinin telefonuna el konulmasını ve gerekli incelemelerin yapılmasını talep ettik. Daha sonra da kişinin tutuklanmasını talep ettik. Müvekkilin rızasına aykırı olarak, telefonuna casus bir yazılım yüklenmiş. Müvekkilin ses ve görüntülerini kaydedip, göndermiş. Müvekkilim bu şekilde rahatsız edilmiş. Ne zaman isterse konuşmaları kaydedebilmiş. Bu, Türk Ceza Kanunu’nda ‘özel hayatın gizliliğini tehdit’ suçunu oluşturmaktadır. Bu gibi durumlarla karşılaşan kadınlar, öncelikle karakola gitmeliler. Karakola gitmeye çekiniyorlarsa da bir avukat eşliğinde gidip, haklarını aramaları gerekiyor. Çünkü şikayet yapmazlarsa, bu gibi tehdit veya rahatsızlıklardan kurtulamazlar. Herkes, hakkını aramalı” diye konuştu.

  • 5 çocuk babası boş arazide ölü bulundu

    5 çocuk babası boş arazide ölü bulundu

    İzmir’in Balçova ilçesindeki boş arazide, hafif ticari aracın yanında, evli ve 5 çocuk sahibi Ufuk Hasdikici’nin (44) cansız bedeni bulundu.

    Balçova’nın İnciraltı Mahallesi’ndeki boş arazi yakınından bu sabah geçenler, 35 DKE 50 plakalı hafif ticari aracın yanında hareketsiz yatan kişiyi gördü. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede, yerde hareketsiz yatan kişinin yaşamını yitirdiği belirlendi. Cansız bedenin, evli ve 5 çocuk babası Ufuk Hasdikici’ye ait olduğu tespit edildi. Savcının incelemesinin ardından Hasdikici’nin cesedi, İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Manisa’da yaşadığı öğrenilen Ufuk Hasdikici’nin vücudunda kesici ve delici alet izi bulunmadığı öğrenildi. Soruşturma başlatıldı.

  • Ceren’i gömmeden önce boğazını peçeteyle tıkamışlar

    Ceren’i gömmeden önce boğazını peçeteyle tıkamışlar

    İzmir’in Bornova ilçesinde, cesedi moloz döküm alanında bulunan ve dün toprağa verilen Ceren Duman’ın (16) Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsisinde, boğazında peçete bulundu. Şüpheliler, gömmeye götürdükleri sırada Duman’ın ağzından kötü koku gelmesi üzerine, boğazına peçete tıkayıp, kokuyu engellemeye çalıştıklarını söyledi.

    Bornova ilçesinde, iddiaya göre, geçen perşembe akşamı L.A. adlı kadın, Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek, oğlu T.Y. (16) ve arkadaşı S.Ö.’nün (16) genç bir kızı moloz döküm alanına gömdüğü ihbar etti. Harekete geçen polis ekipleri, S.Ö. ve T.Y.’yi gözaltına aldı. Şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda, Naldöken Mahallesi’ndeki moloz döküm alanında, Ceren Duman’ın cansız bedeni bulundu. Ceren’in cenazesi savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken, yapılan ön incelemede vücudunda kesici ve delici alet, kurşun, saçma yarası ya da darp izine rastlanmadı. Yakınları tarafından teslim alınan Duman’ın cenazesi, Yeni Buca Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ceren’in ölümünün ardından gözaltına alınan S.Ö. ifadesinde, 21 Ağustos günü günlük kiraladıkları eve gittiklerini söyleyerek, “Burada uyuşturucu kullandık. Ceren fenalaştı ve ağzından köpükler gelmeye başladı. Daha sonra nefes almadığını fark edince, öldüğünü anladım. Önce korkup, kimseye bir şey söyleyemedim. Ceset evde bir gün boyunca kaldı. Bu arada ne yapacağımı düşündüm. Arkadaşım T.Y.’yi aradım. Birlikte Naldöken Mahallesi’ndeki moloz döküm alanını gidip, gündüz vakti çukur kazdık. Gece de battaniyeye sarıp, götürüp gömdük. Vicdanım el vermedi, kendimi rahat hissedemedim, teslim oldum” dedi. S.Ö.’nün, Ceren Duman ile birlikte çektirdiği ve sosyal medyada paylaştığı fotoğraflar ile diğer paylaşımlarını sildiği belirlendi. T.Y. de aynı ifadeyi verdi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 2 şüpheli, savcının ek ifade alınmasını istemesi üzerine emniyete geri getirildi.

    İTİRAF ETTİLER

    Cesedi moloz döküm alanında bulunan Ceren Duman’ın ölümüyle ilgili yeni bir detay daha ortaya çıktı. Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemede, Duman’ın boğazında peçeteye rastlandı. Bunun üzerine şüphelilere, bu detay da soruldu. Peçeteyi Ceren’in boğazına tıktıklarını kabul eden şüphelilerin, kötü kokuyu engellemek için yaptıklarını söylediği belirtildi. İki şüphelinin verdiği ifadede, Ceren’i gömmeye giderken ağzından kötü koku geldiğini, peçeteyi boğazına iterek kokuyu gidermeye çalıştıklarını söyledikleri öğrenildi. Şüphelilerin polisteki işlemleri sürüyor.

  • Ceren Duman’ın ölümüyle ilgili detaylar ortaya çıktı

    Ceren Duman’ın ölümüyle ilgili detaylar ortaya çıktı

    İzmir’in Bornova ilçesinde, 16 yaşındaki Ceren Duman’ın cansız bedeni moloz döküm alanında gömülü bulunmasıyla ilgili detaylar ortaya çıkmaya başladı.

    Olayın ardından Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne teslim olan 2 şüpheliden Duman’ın erkek arkadaşı S.Ö. (16), ifadesinde, geçen 21 Ağustos’ta Bornova’da günlük olarak kiraladıkları bir eve gittiklerini belirtip, “Burada uyuşturucu kullandık. Ceren ile ilişkiye girdim. Ceren fenalaştı ve ağzından köpükler gelmeye başladı. Daha sonra nefes almadığını fark edince, öldüğünü anladım. Önce korkup, kimseye bir şey söyleyemedim. Ceset evde bir gün boyunca kaldı. Bu arada ne yapacağımı düşündüm. Arkadaşım T.Y.’yi aradım. Birlikte Naldöken Mahallesi’ndeki moloz döküm alanını gidip, gündüz vakti çukur kazdık. Gece de battaniyeye sarıp götürüp, gömdük. Vicdanım el vermedi, kendimi rahat hissedemedim ve buraya gelip, teslim oldum” dedi. Diğer şüpheli T.Y.’nin de aynı ifadeyi verdiği öğrenildi.

    ‘VÜCUDUNDA KESİK, KURŞUN VE DARP İZİ YOK’

    Öte yandan Duman’ın ön otopsisinde, cesedinde kesici ve delici alet, kurşun, saçma yarası ya da darp izine rastlanmadığı, ölümünün uyuşturucu kullanımına bağlı olarak meydana geldiği üzerinde durulduğu bildirildi. Duman’ın kesin ölüm nedeninin tespiti için İzmir Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi raporunun beklendiği belirtildi.

    FOTOĞRAFLARINI SİLMİŞ

    Olayın ardından anne ve babasının telkinleriyle teslim olduğu öğrenilen S.Ö.’nün, polise gitmeden önce Ceren Duman ile birlikte çektirdiği ve sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflarını ve diğer paylaşımlarını sildiği de öğrenildi.

  • İzmir’de roman vatandaşların çadırları mühürlendi, 36 bin TL ceza kesildi

    İzmir’de roman vatandaşların çadırları mühürlendi, 36 bin TL ceza kesildi

    İzmir’in Selçuk ilçesinde çadırları mühürlenen Roman aileler belediyeye tepki gösterdi.

    Kentin farklı noktalarında hasırcılık ve sepetçilikle geçimlerini sağlayan Roman aileler, 11 ay önce Belevi Mahallesi’ne çadır kurdu. Selçuk Belediyesi zabıta ekipleri, bir ay önce Roman vatandaşların yaşadığı çadırları mühürledi ve idari para cezası uyguladı.

    Çadırı mühürlenen Gürkan Kalaycı, yaşananların kendilerini çok üzdüğünü söyledi.

    Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in kendilerini istemediğini iddia eden Kalaycı, “Bizden yardımlarını esirgiyor. Gelip çadırlarımızı mühürledi, bize 36 bin liraya yakın ceza yazdı. Biz hasırcılık işi yapıyoruz. Bu işi şehir merkezinde yapamayız. Yetkililerden yardım istiyoruz.” diye konuştu.

    Yadigar Açar da zabıta ekiplerinin çadırlarını mühürlediği gün büyük üzüntü yaşadıklarını dile getirdi.

    Çok zor durumda olduklarını söyleyen Açar, “Devlet büyüklerimizden yardım istiyoruz. Biz burada hasır ve şemsiye yaparak geçimimizi sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Devletin kendilerine sahip çıkmasını isteyen Murat Çelik de “Belediye başkanımıza bir şey yapmadık. Bizi niye istemiyor? Bizim çocuğumuz var. Niye bizim çadırlarımızı mühürlüyor?” şeklinde konuştu.

    AK Parti İzmir Milletvekili Cemal Bekle de Roman vatandaşların mağdur olmaması için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.

    Bekle, “İzmir, çadır mühürlenmesi gibi bir olay yaşadı. Bu, hem de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde yaşandı. İzmir, böyle bir utanç yaşadı. Bu konu CHP belediyeciliğinin bir göstergesi. Halkçı bir belediye olduğunu belirten Selçuk Belediyesi hiç de halkçı olmayan bir tutum içinde.” ifadelerini kullandı.

    Öte yandan, Selçuk Belediyesinden konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.

  • Ege Üniversitesi eğitime başlayacağı tarihi açıkladı

    Ege Üniversitesi eğitime başlayacağı tarihi açıkladı

    Ege Üniversitesinin (EÜ) öğretime 26 Ekim’de başlama kararı aldığı bildirildi.

    Üniversiteden yapılan yazılı açıklamaya göre, rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın başkanlığında gerçekleştirilen senato toplantısında, akademik birimlerden gelen uzaktan eğitim süreçlerine ilişkin öneriler değerlendirildi.

    Toplantıda alınan kararlara göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında 2020-2021 akademik yılına, uzaktan ve örgün eğitimin birlikte uygulanacağı karma eğitim yöntemi ile 26 Ekim’de başlanacağı belirtildi.

    Alınan karara göre, eğitimin uygulanmasında fakülte, yüksekokul, bölüm, program bazında farklılıklar olabilecek.

    Kovid-19 salgınının seyrine, Yükseköğretim Kurulu ve ilgili kurumların kararlarına göre eğitim yöntemi ve tarihlerinde değişiklik yapılabilecek.

    Toplantıda 2020-2021 eğitim-öğretim dönemi güz yarıyılında tıp, diş hekimliği, hemşirelik fakülteleri ile yabancı diller yüksekokulu hariç olmak üzere, diğer fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarının eğitim ve öğretiminin yüzde 40’ını online (çevrimiçi-senkron) yapılması kararı alındı.

    Tıp, diş hekimliği, hemşirelik fakülteleri ile yabancı diller yüksekokulu ise eğitim-öğretimlerine başlama tarihlerini, kendi kurullarınca alınacak kararla belirleyecek.

    Diğer yandan 2020-2021 güz yarıyılında hazırlık sınıflarında derslerin tümüyle uzaktan öğretim yoluyla çevrimiçi-senkron yapılmasına karar verildi.

    2020-2021 güz yarıyılında ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde yüzde 40 oranda verilen çevrimiçi derslerin dışında kalan derslerle ilgili fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullar öğretim programlarının özelliklerine göre planlamalar yaparak alacakları kararları duyuracak.

    Ayrıca, Ege Üniversitesi Senatosunda alınan kararların salgının seyrine göre tekrar değerlendirilebileceğine vurgu yapıldı.

  • Sarp’tan 23 gün sonra acı haber geldi

    Sarp’tan 23 gün sonra acı haber geldi

    İzmir’in Foça ilçesinde, Kurban Bayramı’nın 3’üncü günü, 4 kişinin öldüğü tekne faciasında kaybolan Sarp Göksoy’un (9), 23 gün sonra cesedi bulundu. Tekne batığının bulunduğu Atatürk Adası’nın doğusunda, Foça sahiline yakın bir bölgede Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait yandan taramalı sonar cihazı ile 35 metre derinlikte tespit edilen ceset, sudan çıkartılıp, Foça Balıkçı Barınağı’na getirildi.

    Eskifoça’nın Kumburnu mevkisinden 2 Ağustos’ta denize açılan ve içinde 10 kişi bulunan ‘Egem’ isimli tekne, Atatürk Adası yakınlarında rüzgarın da etkisiyle alabora olup, battı. Teknedekilerin yardımına Sahil Güvenlik ekipleri yetişti. Ekipler, Kaan Niyazi Özerman (19), Kardelen Coşkun (17), Sude Naz Solak (14), Mustafa Güzel (29) ve teknenin sahibi de olan kaptan Adem D.’yi kurtardı. Şennur Avcı (41) ile Sermin Özerman (38), kızı Elif Naz Özerman (15) ve oğlu Çınar Ege Göksoy’un (8) ise cesetlerine ulaşıldı. Sarp Göksoy ise suda kayboldu. Tekne faciasında ölenler, toprağa verildi. Kayıp Sarp Göksoy için ise arama- kurtarma çalışmaları başlatıldı. Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, bölgede arama- kurtarma çalışmalarını 24 saat aralıksız sürdürürken, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı deniz polisi dalgıçları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı Arama- Kurtarma ve Afet İşleri Şube Müdürlüğü Su Altı ve Su Üstü Arama Kurtarma ekipleri ise gündüz saatlerinde su altında arama yaparak, çalışmalara destek verdi. Teknenin alabora olarak battığı Orak Adası, Atatürk Adası ve Metelik Adası bölgesini kapsayan 4 kilometrekarelik deniz sahasındaki aramalarda su altı görüntüleme sistemleri de kullanıldı. Dalgıçlar, 35 metre derinliğe kadar inerek, kayıp çocuğu aradı.

    SONAR CİHAZ İLE TESPİT EDİLDİ

    Yapılan yoğun çalışmalara rağmen batan tekne ve kaybolan Sarp Göksoy’a olayın üzerinden 14 gün geçmesine rağmen ulaşılamayınca 15 Ağustos gecesi aramalara ara verildi. 2 günlük aranın ardından arama- kurtarma çalışmalarına 18 Ağustos’ta tekrar başlandı. Geçen 23 Ağustos’ta dalgıçlar, 35 metreye kadar derinliklerde su altı çalışması yaptı. Belirli aralıklarla zodyak botlarla da sahil taraması yaptı. Aynı gün Sahil Güvenlik ekiplerinin sonar cihazı ile yaptığı aramalarda batan tekne Atatürk Adası’nın doğusunda, Foça sahiline yakın yerde bulunup, karaya çıkartıldı. Ancak, çocuğun cesedini teknede bulamadı.

    Bunun üzerine aramalar bu bölgede yoğunlaştırıldı. Bugün saat 16.00 sıralarında Sarp Göksoy’un cesedi tekneni batığının bulunduğu yerinin yakınında ulaşıldı. Yeri, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait yandan taramalı sonar cihazı ile 35 metre derinlikte tespit edilen cansız beden, dalgıçlar tarafından sudan çıkartıldı. Göksoy’un Sahil Güvenlik botuna alınan cesedi Foça Balıkçı Barınağı’na getirildi.

  • Yeni ücretler belli oldu!

    Yeni ücretler belli oldu!

    Son dakika haberine göre Ankara’da 2020-2021 eğitim öğretim yılı okul servis ücretlerine, geçen yıla göre yüzde 11 ile 13 arasında zam yapıldı. İzmir’de de söz konusu ücretlere yüzde 11 ile 11,5 zam yapılması kararlaştırıldı.

    Ankara ve İzmir’de 2020-2021 eğitim öğretim yılı için okul servisi ücretleri belirlendi.

    Ankara Servis Aracı İşletmecileri Odası Başkanı Tuncay Elmadağlı, AA muhabirine, başkentte söz konusu ücretlerin oda tarafından belirlendiğini ve Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğince (ANKESOB) onaylanarak yürürlüğe girdiğini söyledi.

    Başkentte 2020-2021 eğitim öğretim yılı için okul servis ücretlerinde ortalama yüzde 11 ile 13 arasında değişen oranlarda artış olduğunu belirten Elmadağlı, geçen yıl 2 bin 30 lira olan 0-3 kilometrelerdeki servis ücretinin 2 bin 275 liraya, 2 bin 250 lira olan 3-6 kilometrelerdeki ücretin 2 bin 520 liraya, 2 bin 613 lira olan 6-10 kilometrelerdeki ücretin 2 bin 925 liraya, 3 bin 36 lira olan 10-15 kilometrelerdeki ücretin 3 bin 400 liraya yükseldiğini bildirdi.

    Servislerde rehber hizmeti için istenecek ücrette üst limitin 85 lira olacağı bilgisini veren Elmadağlı, 15 kilometreyi aşan her kilometre için alınacak ücretin 67,50 lira olacağını kaydetti.

    İZMİR’DE YÜZDE 11-11,5 ARTIŞ

    İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde 2020-2021 eğitim öğretim yılı servis ücretlerine yüzde 11 ile 11,5 arasında zam yapılması, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) tarafından onaylandı.

    Buna göre, 0-3 kilometre ücreti 226 liradan 250 liraya, 0-6 kilometre ücreti 277 liradan 306 liraya, 0-10 kilometre ücreti 294 liradan 325 liraya, 0-15 kilometre ücreti 348 liradan 385 liraya, 0-20 kilometre ücreti 418 liradan 462 liraya, 0-25 kilometre ücreti 469 liradan 518 liraya, 0-30 kilometre ücreti 514 liradan 568 liraya, 0-35 kilometre ücreti 537 liradan 593 liraya, 0-40 kilometre ücreti de 571 liradan 631 liraya yükseltildi.

    İstanbul’da ise Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezinin (UKOME) eylül ayında yapılacak toplantısında öğrenci servis ücretlerine ilişkin yeni fiyat tarifesinin belirlenmesi bekleniyor.

  • İzmir’de 90 dakika ücretsiz aktarma kaldırılıyor

    İzmir’de 90 dakika ücretsiz aktarma kaldırılıyor

    İzmir’de toplu taşıma araçlarında 90 dakika boyunca ücretsiz aktarma uygulamasında değişikliğe gidilmesi gündeme geldi.

    Büyükşehir Belediye Meclisi’nde gündeme gelen ve Plan, Bütçe ve Tüketici Komisyonu’na gönderilen önergenin kabul edilmesi durumunda Eylül ayında bu uygulama sonlandırılacak ve ilk iki aktarmadan 50’şer kuruş alınacak. İlk biniş ücreti ise 3,56’dan 3,46’ya düşürülecek.

    Planın duyulmasıyla birlikte, 2008’den bu yana uygulanan ücretsiz aktarmanın sonlanmaması için Twitter’da kampanya başlatıldı.

    #90DakikamaDokunma etiketi Twitter Türkiye Gündemi’nde ilk sıraya yükseldi.

    https://twitter.com/estizm/status/1293856553662140416

    https://twitter.com/magdalalimer/status/1293856866955665409

  • Yaşlı diye dershaneye alınmadı birincilikle mezun oldu

    Yaşlı diye dershaneye alınmadı birincilikle mezun oldu

    İzmir’de yaşayan Ebru Kaynar (50), yaşı gerekçe gösterilerek dershaneye kabul edilmese de vazgeçmedi ve hayalini kurduğu üniversitenin “gastronomi ve mutfak sanatları” bölümünden birincilikle mezun oldu.

    İstanbul’da dünyaya gelen Ebru Kaynar, 1990 yılında iş hayatına THY’de kabin memuru olarak başladı ve bir süre de “first class hostesliği” yaptı.

    Evlenip İzmir’e yerleşen ve bir süre de yer hizmetlerinde görev yapan Kaynar, ilk bebeğini dünyaya getirmek için işinden ayrıldı.

    Kaynar, ikinci çocuğunu da büyütüp 40 yaşına gelince hayallerini gerçekleştirmek ve gastronomi-mutfak sanatları bölümünde lisans eğitimi almak için dershaneye yazılmak istedi.

    Dershane müdürünün “Yaşınız diğer çocukların psikolojisini bozar” sözleriyle geri çevrilen Kaynar, 4 yıl sonra yeniden dershaneye gitmeyi ve sınavlara girmeyi denedi.

    Ebru Kaynar, İzmir Ekonomi Üniversitesinin (İEÜ) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’ne girmeyi ve ilk yıl gösterdiği üstün başarıyla tam burslu eğitim hakkı almayı başardı.

    Kaynar, 50 yaşında da “yüksek şeref listesinde” yer alarak okul birincisi unvanıyla kep fırlatmanın gururunu yaşadı.

    Abla diyen de oldu anne diyen de…

    Ebru Kaynar, küçük yaşlardan beri mutfak merakının bulunduğunu, çocuklarını büyütmek için evde kaldığı süre içinde yakın çevresine dünya mutfaklarından örneklerin sunulduğu catering hizmeti verdiğini söyledi.

    Çevresinin önerisi ve desteğiyle gastronomi konusunda profesyonel eğitim almak için girişimde bulunduğunu ifade eden Kaynar, şunları anlattı:

    “Çok uzun süre eğitime ara vermiştim. Eski bilgilerimle üniversite sınavına girmek istemedim. Artık hiçbir başarısızlığa tahammülüm yoktu. Üniversiteye gitmeyi o kadar uzun süre beklemiştim ki… Türkiye’nin o dönem önde gelen dershanelerinden birine gittim. Müdür, yaşımdan dolayı öğrencilerin olumsuz etkileneceğini söyledi ve beni kabul etmedi. O travmayı atlatmam benim 3-4 yılımı aldı. ‘Dershanede böyle bir tepkiyle karşılaşırsam üniversite hayatım ne olacak?’ diye düşündüm ama yılmadım. Bir başka dershaneye gittim ve istediğim bölüme girmeyi başardım.”

    Kaynar, üniversite hayatının korktuğu gibi zor geçmediğini, aksine tüm öğrencilerin kendisine kucak açtığını ve “abla” ya da “anne” diye seslendiğini aktardı.

    Yaşından korkanlara mesajı var

    Derslerine hep çok çalıştığını, bu nedenle de tam burslu eğitim almaya hak kazandığını ifade eden Kaynar, “Okuldan çıktıktan sonra bir ev hayatım da vardı. Çalışmaya devam etmek zorundaydım. Toplumda genelde yetişkinlerde algının, gençlere göre daha kapalı olduğu yönünde düşünce var. Ben buna katılmıyorum. Profesörlük yapan hocalarımızın okuduğu onca kitabı özümseyebildiğini düşünürsek bu yargının çok da anlamsız olduğunu görürsünüz. Ben çok güzel bir başarı yakaladım.” diye konuştu.

    Kaynar, eğitim sürecinde eşi ve kızlarının büyük desteğini gördüğünü, bu desteğin de başarısını arttırdığını vurguladı.

    “Yaş konusunda yetişkinlere bir mesajım var.” diyen Kaynar, evine kapanan ve hayal kurmayı bırakanlara şu çağrıda bulundu:

    “Yetişkinler hiçbir şekilde yaşı kendilerine dezavantaj olarak görmesinler. Algı açısından gençlerle yarışabiliriz. Sadece gençlerden daha farklı bir süreç sizi bekliyor. Çünkü daha fazla sorumluluk sahibiyiz. Asla vazgeçmesinler, ben ‘bu yaştan sonra…’ diye başlayan cümleler duymak istemiyorum. Son nefesinize kadar hayat devam ediyor. Aklınız, elleriniz, ayaklarınız çalıştığı sürece her şeyi başarabilirsiniz.”

    Ebru Kaynar, diplomasını aldıktan sonra akademisyenliğe ya da özel işletmeciliğe yönelebileceğini, her iki koşulda da gençlerle çalışmayı sürdüreceğini sözlerine ekledi.

    İzmir Ekonomi Üniversitesi Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk ise Ebru Kaynar’ın mücadelesinden ve azminden çok etkilendiklerini söyledi.