Uygulama sayesinde normal ve patolojik sesler dinlenebilecek
Proje ekibini tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Tam akredite, öğrenci odaklı, araştırma üniversitemizde pek çok proje hayata geçiriliyor. Akademisyenlerimiz tarafından Teknoparkımız bünyesinde geliştirilen ve KOSGEB ‘Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı’ kapsamında ticarileşme aşamasına gelen proje sayesinde, öğrencilerimiz ayırt edilmesi çok zor olan normal ve patolojik sesleri dinleyebilecek ve seslerin yaygın duyulduğu bölgeler üzerinde çalışılabilecekler. Sağlık ve tıp eğitiminde öncü nitelikte olacak bu projede emeği geçen herkesi tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” diye konuştu.
Öğrenciler seslerin yaygın duyulduğu bölgeler üzerinde çalışabilecekler
Proje hakkında bilgi veren EÜ Atatürk Sağlık Hizmetleri Müdürü Doç. Dr. Ali Ekşi, “Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı’ kapsamında geliştirilen ve ticarileşme aşamasına gelen projemiz sayesinde öğrencilerimizin zorlandığı konulardan olan solunum ve kalp seslerinin kolay ayırt edilebilmesi amaçlanmıştır. Solunum seslerinin ve kalp seslerinin öğrenilmesi ile ilgili geliştirdiğimiz ürün, mobil uygulama ve sanal stetoskop olmak üzere iki parçadan oluşmakta. Geliştirilen uygulama içerisinde ise normal ve patolojik seslerin listesi mevcut. Öğrencilerimiz bluetooth bağlantısı sayesinde sanal stetoskoptan mobil uygulamaya bağlanarak bu sesleri dinleyebilecek ve seslerin yaygın duyulduğu bölgeler üzerinde çalışabilecekler” dedi.
“Uygulamada 10 solunum ve 11 kalp sesi yer alıyor”
Öğrencilerin kendi kendini test edebilme imkânı bulacağını dile getiren Doç. Dr. Ekşi, “Uygulamada 10 solunum ve 11 kalp sesi olmak üzere yaygın görülen tüm normal ve patolojik sesler yer alıyor. Uygulama kapsamında birden fazla stetoskop eşleştirilebilecek ve bu sayede öğrencilerimiz grup çalışması yapabilecek. Uygulama içerisinde yer alan quiz özelliği ile öğrencilerimiz kendi kendini test ederek bilgilerini pekiştirme ve kendilerini geliştirebilme imkânı bulacak” ifadelerini kullandı.
Kategori: İzmir
-
Tıp ve sağlık eğitiminde çığır açan uygulama
-
İzmir açıklarında düzensiz göçmen hareketliliği
Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, Urla açıklarında Sahil Güvenlik gemisi tarafından durdurulan lastik bottaki 3’ü çocuk 14 düzensiz göçmen ile insan kaçakçısı olduğundan şüphelenilen 1 kişi yakalandı. Dikili ilçesi Hayratlı Koyu mevkisinde ise Sahil Güvenlik Kolluk Destek Timi tarafından karada bir grup düzensiz göçmen olduğu tespit edildi. Ekipler tarafından, bölgedeki 10’u çocuk 22 düzensiz göçmen yakalandı. Çeşme açıklarında da Sahil Güvenlik botu tarafından durdurulan lastik bottaki 27’si çocuk 56 düzensiz göçmen yakalanarak karaya çıkarıldı.
69 düzensiz göçmen kurtarıldı
Dikili ilçesi açıklarında düzensiz göçmenlerin olduğu lastik botun motor arızası nedeniyle sürüklendiği ve yardım talebinde bulunulduğu bilgisinin alınması üzerine bölgeye Sahil Güvenlik botu sevk edildi. Ekipler tarafından 20’si çocuk 45 düzensiz göçmen kurtarıldı. Çeşme açıklarında da lastik botta bir grup düzensiz göçmen bulunduğu yönünde bilgi alan ekipler, Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına itilen 5’i çocuk 24 düzensiz göçmeni, Sahil Güvenlik botu ile kurtardı.
Düzensiz göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi. -
Karaburun açıklarında 4.2 büyüklüğünde deprem
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, Ege Denizi’nde Karaburun ilçesi açıklarında saat 01.59 sıralarında 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Karaburun’a 73.48 kilometre mesafede gerçekleşen depremin derinliği 7.44 kilometre olarak ölçüldü. Karaburun ve çevre ilçelerden de hissedilen depremde, ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuz durumun meydana gelmediği öğrenildi.
-
Sofralık zeytin ihracatı arttı
Anadolu coğrafyasında 41 ilde, 500 bin üretici varlığına sahip olan Türkiye, son çeyrek asırda zeytincilik sektörüne yaptığı yatırımları katma değere dönüştürmek için ihraç pazarlarında verdiği çabaların meyvelerini topluyor. Türkiye’nin, 2022/23 sezonunda 735 bin tonluk sofralık zeytin rekoltesiyle dünya lideri olduğuna dikkati çeken Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, 2022/23 sezonunda sofralık zeytin ihracatımızın bir önceki sezona kıyasla tutar bazında yüzde 7 artarak 172 milyon dolardan 184 milyon dolara yükseldiğini dile getirdi.
2023/24 sezonunda; 4 aylık dönemdeki ihracat performansı hakkında bilgi veren Er; “1 Ekim 2022 – 31 Ocak 2023 tarihleri arasında 35 bin 508 ton sofralık zeytin ihraç etmişken, 2023/24 sezonunun aynı döneminde sofralık zeytin ihracatı miktar bazında yüzde 20’lik düşüşle 28 bin 323 tona gerilemesine rağmen, sofralık zeytin ihracatında ortalama fiyatımız 1,71 dolardan, 2,6 dolara çıktı. Döviz bazında sofralık zeytin ihracatımız yüzde 52 daha katma değerli hale geldi. Türkiye’deki yüksek enflasyonist ortam nedeniyle maliyetlerimizde de benzer hatta daha fazla artışlar oldu. İhraç fiyatlarımıza yansıtabildiğimiz oranda yansıttık. Bu sayede zeytin ihracatında döviz gelirimiz yüzde 21’lik artışla 61 milyon dolardan 74 milyon dolara yükseldi” diye konuştu.
Hedef, 2023/24 sezonu sonunda 200 milyon doları aşmak
Türkiye’nin sofralık zeytin ihracatı hakkında da bilgi veren Başkan Er sözlerine şöyle devam etti; “Siyah zeytin ihracatımız 1 Ekim 2022- 31 Ocak 2023 zaman aralığında 45,3 milyon dolar iken, 2023/24 sezonunun aynı döneminde yüzde 30’luk artışla 58,8 milyon dolara çıkarken, yeşil zeytin ihracatımız 15,5 milyon dolardan 14,8 milyon dolara indi. 2023/24 sezonu sonunda sofralık zeytin ihracatımız miktar bazında geçen sezonun gerisinde kalsa da, döviz getirisi olarak artacağına inanıyoruz. 2023/24 sezonunu 75 bin ton civarında sofralık zeytin ihracatıyla, 200 milyon doların üzerinde bir döviz getirisiyle kapatmayı hedefliyoruz.”
Türk zeytinini en çok Almanlar, Iraklılar ve Romanyalılar tüketti
Türkiye’nin sofralık zeytin ihracatında Almanya 17,2 milyon dolarlık dilimi siyah zeytin, 3,4 milyon dolarlık kısmı yeşil zeytin olmak üzere 20,6 milyon dolarlık payla açık ara lider konumdayken, ikinci sırada 9,8 milyon dolarlık siyah zeytin ve 1,8 milyon dolarlık yeşil zeytin talebiyle Irak yer aldı. Türkiye’nin sofralık zeytin ihracatında geleneksel pazarlarından Romanya’ya ise; 7,5 milyon dolarlık siyah zeytin ve 467 bin dolarlık yeşil zeytin ihraç edildi. Türkiye’nin sofralık zeytin ihracatında öne çıkan diğer ülkeler; 4,5 milyon dolarlık taleple Amerika Birleşik Devletleri ve 3,5 milyon dolarla Bulgaristan oldu.
-
İzmir’de katil yeğen saklandığı bazanın içinde yakalandı
Olay, 16 Şubat 2024 Cuma günü saat 22.20 sıralarında Karabağlar ilçesine bağlı 3896 Sokakta meydana gelmişti. Pazarda balık satan akrabalar arasında müşteri kapma nedeniyle kavga çıkmış, tartışmanın daha sonrasında M.Ş. (24), yanında getirdiği tabancayla Sertif Şaşı’yı (60) öldürmüş, oğlu E.Ş. (42)’yi de bacaklarından yaralamıştı.
500 saatlik çalışma sonucu saklandığı bazanın içinde yakalandı
Olayın ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, firar eden şahsın yakalanması için çalışma başlattı. Cinayet Büro ekipleri, 60 kamera gözünden yaklaşık 500 saatlik çalışma yaparak, şüphelinin Torbalı ilçesindeki bir köy evinde saklandığını belirledi. Hemen operasyon yapan ekipler, katil zanlısını saklandığı yatak odasındaki bazanın içinde yakaladı.
Amca katili yeğen, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. -
Egeli öğrenciler ikinci el giysilere yeniden hayat verdi
Ege Üniversitesi Moda ve Tasarım Yüksekokulu tarafından düzenlenen “İkinci El Giysilerin İleri Dönüşüm İlkesi Kapsamında Yeniden Hayat Bulması” isimli Öğrenci Proje Sergisi’nin açılışı yapıldı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2209A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı kapsamında hazırlanan sergiye; proje danışmanı Ege Üniversitesi Moda ve Tasarım Yüksekokulu öğretim üyesi Dr. Özlem Kurtoğlu Necef, öğrenciler ve akademisyenler katıldı.
Proje hakkında bilgiler veren Dr. Öğretim Üyesi Necef, “Dört kişilik grubumuzla beraber yürüttüğümüz ve TÜBİTAK 2209 A programı kapsamında gerçekleştirdiğimiz bu sergide, kullanmadığımız atıl durumdaki giysileri ileri dönüşüm ilkesi kapsamında değerlendirerek yeniden hayat verdik. Tasarımcılarımız kullanılmayan ürünleri yeni bir işlemle değer kazandırarak trendlere uygun olarak yeniden tasarladılar. Gerçekleştirilen projede sürdürülebilirlik kapsamında moda endüstrisinde tüketici sonrası atıkların değerlendirilmesi için diğer tasarımcılara da örnek oldular” diye konuştu.
Moda ve Tasarım Yüksekokulu 4’üncü sınıf öğrencisi olan Proje Yürütücüsü Berfin Budak ise “Sergimize katıldığınız için her birinize çok teşekkür ediyorum. Hepimizin farkında olduğu genel bir atık problemi var. Bizler Moda ve Tasarım Yüksekokulu öğrencileri olarak tüketici sonrası oluşan giysi atıklarının değerlendirilmesine özen gösteriyoruz. Tasarımlarımızla da bu mesajı iletmeyi amaçladık” dedi.
-
AK Partili Hamza Dağ ile CHP’li gençler arasında gülümseten diyalog
Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, seçim çalışmaları kapsamında Menderes ilçesindeydi. Pazar yerini ziyaret eden ve kalabalık bir grup tarafından karşılanan AK Partili Dağ, seçmenlerle tek tek tokalaştı.
O sırada kalabalık arasında bir grup genç, CHP Menderes Belediye Başkan Adayı İlkay Çiçek’in broşürlerini dağıtıyordu. Hamza Dağ onları da es geçmedi. Gençlere selam veren Hamza Dağ ve CHP gönüllüsü gençler arasında gülümseten diyalog yaşandı.Hamza Dağ’dan gençlere: “Bir şey olmaz merak etmeyin. Kimse size kızamaz”
Hamza Dağ, “kızlar merhaba” deyince ilk başta çekinen gençler, Dağ’ın, “Bir şey olmaz merak etmeyin. Kimse size kızamaz” sözü üzerine gülüşerek Hamza Dağ ile tokalaştı.
O sırada CHP gönüllüsü gençlerden biri, “gümbür gümbür geliyoruz” demesi üzerine Hamza Dağ’ın “Zaten buradasınız” cevabı herkesi gülümsetti. -
Müşteri kapma kavgasında amcasını öldürüp kaçan şüpheli yakalandı
Olay 16 Şubat Cuma günü saat 22.30 sıralarında, ilçeye bağlı Özgür Mahallesi 3896 Sokakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, pazarda balık satan akrabalardan Sertif Şaşı (64) ve oğlu E.Ş. (36) ile Sertif Şaşı’nın kardeşinin oğlu olan M.Ş. (24) ve D.Ş. (22) arasında, müşteri kapma nedeniyle tartışma çıktı.
Akrabalar arasında pazarda başlayan tartışmanın devamında, akşam saatlerinde M.Ş. ve D.Ş., Sertif Şaşı’nın evine gitti. Burada yeniden başlayan tartışma kavgaya dönüşürken, M.Ş. yanında getirdiği tabancayla ateş açmaya başladı. 64 yaşındaki adam göğsünden ve bacaklarından, oğlu E.Ş. ise bacaklarından yaralandı. Saldırgan yeğenler olay yerinden kaçarken, silah seslerini duyanların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis bölgede güvenlik önlemleri alırken, sağlık ekipleri tarafından yaralı baba ve oğlu ambulansla İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Sertif Şaşı, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Oğlu E.Ş.’nin ise tedavisinin ardından taburcu edildiği öğrenildi. Olayın ardından polis ekipleri bölgede inceleme yaparken, amcasını tabancayla vurarak öldüren M.Ş.’yi yakalamak için çalışma başlatıldı. Olay esnasında M.Ş. ile birlikte evde bulunan D.Ş. ise, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen D.Ş.’nin ifadesinin ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Köy evinde saklanıyormuş
Cinayet şüphelisi M.Ş.’yi yakalamak için Asayiş Büro Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, geniş çaplı çalışma başlattı. Ekipler tarafından yapılan detaylı araştırmada şüphelinin Torbalı ilçesi kırsal Demirci Mahallesi’nde bir köy evinde saklandığını belirledi. Belirlenen adrese operasyon gerçekleştiren ekipler, şüpheli M.Ş.’yi kıskıvrak yakaladı. Gözaltına alınan şüpheli, sorgulanmak üzere Cinayet Büro Amirliğine götürüldü.
-
İzmir’de tabancayla göğsünden vurulan kişi hayatını kaybetti
Olay, geçtiğimiz salı günü Mersinli Mahallesi 2821 Sokak’ta meydana geldi. İddiaya göre, aralarında alacak-verecek meselesi olan R.B. (48) ile Mesut Karataş (39), sokakta tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine R.B., yanında bulunan tabancayla Karataş’ı göğsünden vurdu. Karataş kanlar içerisinde yere yığılırken, R.B., ise olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine adrese sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Durumu ağır olan Karataş, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Burada tedaviye alınan Mesut Karataş, yapılan tüm müdahalelere rağmen dün yaşamını yitirdi. Karataş’ın cenazesi, savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, R.B., polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalandı. Gözaltına alınan zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
-
Ürettiği ata tohumlarını ücretsiz dağıtıyor
İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan ve asıl mesleği tekstil teknikeri olan Ahmet Özdemir, çocukluktan bu yana toprakla iç içe büyüdü.
Zaman içerisinde tohumlara olan ilgisi sebebiyle memleketi Manisa’nın Salihli ilçesinde kurduğu serada ata tohumu üretmeye başladı. Özdemir, seyahat ettiği köylerden de ulaşabildiği farklı türde meyve ve sebzenin tohumlarını alarak onların da üretimini yaptı. Daha sonra elinde bulunan meyve ve sebze tohumlarını ‘yerel tohum hareketine’ destek amacıyla çevresindeki insanlara ücretsiz bir şekilde göndermeye başladı. Ahmet Özdemir şimdi ise talebin artması üzerine elindeki; biberden patlıcana, mısırdan salatalığa, kabaktan kavuna kadar binbir çeşit ata tohumunu, 10 yıldır Türkiye’nin dört bir yanına ücretsiz bir şekilde gönderiyor.
Toprakla olan hikayesinin çocukluktan başladığını anlatan Özdemir, “Köyde anneanne ve dedemin yanında çocukluğunu geçirmiş bir köy çocuğuyum. Yaklaşık 8 yıl boyunca köyde dedemden ve ananemden kalma ata tohumlarla ekolojik tarım yaptım. Bunları İzmir’de, pazarlarda bunları satarak geçimimi sağlamaya başladım. 10 yıldır da yerel tohum hareketini sürdürmekteyim. Türkiye’de aslında gizli bir yerel tohum hareketi var. İnsanlar birbirleriyle takas yapıyor, birbirlerine tohum gönderiyor ve bu tohumların çoğalması için mücadele ediyorlar. Biz de arkadaşlarımla birbirimize sürekli olarak tohum gönderiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ürettiği ve gönderdiği tohumları sosyal medya hesabından paylaştığını aktaran Özdemir, sözlerine şunları ekledi:
“Görsellerin altına insanlar ‘bu tohumdan temin edebilir miyiz?’ diye yorum yazıyor. Ben de kış bitimi, yaz başlangıcı gibi onlara söz veriyorum. Bana iletişim bilgilerini veriyorlar. Daha sonra tohumların paketlenme işlemi yapılıyor. Alıcıların adres bilgilerini de listelere ekleyip tohumları anlaşmalı bir kargo şirketiyle ücretsiz olarak Türkiye’nin her yerine gönderiyorum”
Her çeşit meyve ve sebze tohumu bulunuyor
Elinde bulunan ürünlerden bahseden Özdemir, “Domates, biber, patlıcan, kavun, karpuz, kabak, su kabakları ve özellikle tıbbi aromatik bitkilerden; fesleğen, reyhan, kekik çeşitleri, yeşillik grubundan; marul, roka, maydanoz, tereler bulunuyor. Özellikle kışlıklarda lahana, karnabahar tohumları çok sıklıkta. Coğrafyamız çok zengin ve fazlasıyla yerel çeşide sahibiz. Biz maalesef sistemin dayatmış olduğu 3-4 çeşit meyve ve sebzeyi pazarlarda görüyoruz. Eğer meraklısıysak, geziyorsak da ülkemizin çeşitli coğrafyalarında bu üretimi yapan yerel üreticilerimiz var, köylü teyzelerimiz var. Onlardan bu tohumları tedarik edebilirler. Onların ürettiği kavunu, karpuzu satın alarak hem ona katkı sunabilirler hem de o kavun ve karpuzun yerel çeşit olduğunu sorduktan sonra o meyvenin tohumlarını üretim için de kullanabilirler” cümlelerini aktardı.
Özdemir aynı zamanda aynı zamanda gezgin olduğunu, gezdiği yerlerde yapılan tarımı, oradaki ürün desenini incelemeyi çok sevdiğini söyledi. Birçok tohumu da pazarlarda yaşlı üretici teyzelerin yetiştirdiği ürünlerden aldığını belirten Özdemir, şunları ekledi:
“Bir söz vardır, ‘ne verirsen elinle o gelir seninle’ diye. Ben de insanlara tohum verdikçe kendi tohum çeşitliliğim arttı. Tanıdığım birçok köylü tohumlarını bana güvenerek teslim ediyor.”
“Evimin bir odasını tohumları depolamak için ayırdım”
Elinde bulunan tohum envanterinden de söz eden Özdemir, “Evimin bir odasını tohumları depolamak için ayırdım. Her 3-4 yılda bir tohum çeşitliliğimi yenilemek zorundayım. Çünkü tohumun embriyosu zarar görmemeli. Geçen sene çalıştığım 100 farklı çeşidi bu sene daha farklı bir 100 çeşitle çalışıyorum. Elimdeki tohum envanterimde şu an yaklaşık 550-600 civarı domates, 400-450 civarında biber, 250 civarında patlıcan, 100 civarında da kavun, karpuz ve kabak çeşitlerim var. Tohumları bozulmasın ve kurtlanmasın diye küçük kavanozlarda, odun külü, çıra ve reyhan gibi kokulu ürünlerle saklıyorum. Ödemiş’in kebapçı domatesinden Kayseri’nin Yamula patlıcanına, Sarıgöl’ün Emcelli biberinden Ödemiş’in katır alacası cinsi karpuzuna kadar envaiçeşit coğrafyalara özgü tohumlarımız mevcut” diye konuştu.
“Yerel tohum ürünleri paha biçilemez”
Yerel tohumların tatlarının çok farklı olduğunun altını çizen Özdemir, “‘Hibrit bir domates tohumuyla, yerel atalık sürdürebilir bir domates tohumu arasında lezzette ne gibi fark var?’ diye sorarlar. Bizden sonraki genç grubumuz maalesef sadece hibrit tohumlarla beslendikleri için belki hibrit tohumu yetişen ürünleri sevebilirler. Fakat lezzet olarak yerel tohum domatesler ve diğer ürünlerdeki besin değerleri kesinlikle paha biçilemez, vazgeçilemez derecede farklı. Yerel tohumların raf ömrü kısa ama biraz da çakır toplanınca içten olgunlaşmaya başlıyor zaten. Çözümü bu şekilde sağlıyorum” ifadelerine yer verdi.