Kategori: İznik

  • Göçebe Oyunları Festivali’ne hazırlık

    Göçebe Oyunları Festivali’ne hazırlık

    İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, Dünya Göçebe Oyunları alanında gerçekleştirilen incelemenin ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Abdülkerim Baştürk, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Bayhan, Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Nurullah Yıldız, Etnospor Federasyonu yetkilileriyle birlikte açıklamalarda bulundu. IV.Dünya Göçebe Oyunları alanında yapılacak etkinlik hakkında konuşan İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, “Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ülkemiz ev sahipliğinde konuk cumhurbaşkanlarının katılımıyla dünya çapında ses getiren bir etkinliğe bu alanda İznik olarak bizlerde ev sahipliği yaptık.

    Bugünde ülkemizde son yıllarda artan bir trend haline gelen kamp ve karavan üzerine bir etkinlik planlıyoruz. Bu etkinlikte geleneksel sporlar dallarının icrasına da yer vereceğiz. Ağustos ayı içerisinde bu alanda yüzlerce kamp, karavan ve ata yadigarı geleneksel spor tutkunlarını Bursa Büyükşehir Belediyesi, Kültür Turizm Tanıtma Birliği, Etnospor Federasyonu ve ilgili kuruluşlarımızla ağırlamaya hazırlanıyoruz. İçerisinde etkinlik alanları, köylü pazarları, konserler ve birçok etkinliği barındıracak bu festival ile bu alan kalıcı bir etkinlik alanı haline gelecek. Şimdiden tüm kamp, karavan severleri ve ata yadigarı geleneksel spor tutkunları ile hemşehrilerimizi etkinlikte yer almaya davet ediyoruz” diye konuştu.

  • İznik Gölü’nde madalyalar sahiplerini buldu

    İznik Gölü’nde madalyalar sahiplerini buldu

    İznik Kaymakamlığı, İznik Belediyesi, Bursa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Bursa Yelken İl Temsilciliği ve İznik Belediyespor Kulübü organizasyonuyla İznik Belediyesi İzzet Peşte Su Sporları Kamp ve Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen yarışlarda yirmi beş yelkenli minik iki gün boyunca kıyasıya mücadele ettiler.

    Optimist Genel kategorisinde birinci Yusuf Eymen Balaban, ikinci Zeynep Nida Ergin, üçüncü M.Yekta Tabak, dördüncü Ceylin Üremiş ve beşinci Eylül Şen oldu.

    Optimist Kızlar kategorisinde birinci Zeynep Nida Ergin, ikinci Ceylin Üremiş ve üçüncü Eylül Şen oldu.

    Optimist Junior kategorisinde ise birinci Zeynep Nida Ergin, ikinci M.Yekta Tabak ve üçüncü Çınar Ali Yaşa oldu.

     

    İznik Gölü’nde kıran kırana geçen yarışlar da dereceye giren minik sporcular ödüllerini İznik Belediye Başkan Vekili Zeliha Peşte ve yetkililerin elinden alırken heyecanları gözlerinden okundu.

  • Denizcilik ve Kabotaj Bayramı yarışları İznik’te başladı

    Denizcilik ve Kabotaj Bayramı yarışları İznik’te başladı

    İznik Kaymakamlığı, İznik Belediyesi, Bursa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Bursa Yelken İl Temsilciliği ve İznik Belediyespor Kulübü organizasyonuyla İznik Belediyesi İzzet Peşte Su Sporları Kamp ve Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen yarışlarda yirmi beş yelkenli yarışıyor.

    İznik Gölü’nde kıran kırana geçen yarışlar hakkında açıklamada bulunan İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta “Gölümüzde yıllar sonra hayata geçirdiğimiz optimist yelkenler ile bugün ulusal müsabakalara ev sahipliği yapıyoruz.

    Çocuklarımız yıllar sonra yeniden yelkenlerle İznik Gölü’nde su sporlarının canlanmasına şahit oluyorlar. Ben her bir çocuğumuzu tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum. Bu vesile ile 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı da kutluyorum” diye konuştu.

  • İznik’te bayramlaşma töreni düzenlendi

    İznik’te bayramlaşma töreni düzenlendi

    İznik Belediyesi Çay Bahçesi’nde gerçekleştirilen programa İznik Kaymakamı Recai Karal, Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, İlçe Jandarma Komutan Vekili Teğmen Yakup Gülnar, Emniyet Müdürü Mithat Öztaş, Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar, Siyasi parti temsilcileri, Gaziler Derneği, Kamu Kurum ve Kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri, oda başkanları ve İznikliler katıldı.

    İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta burada yaptığı konuşmada “Değerli Hemşerilerim, asırlardır bizi birbirimize bağlayan manevi değerlerimizden olan Kurban Bayramı’nın rahmet ve bereketinde buluşmanın mutluluğu içerisindeyiz.

    Bizleri bir bayrama daha kavuşturan Rabbimize hamd-ü senalar olsun.Sevgi, saygı ve hoşgörü atmosferinin yoğun olarak yaşandığı Kurban Bayramı’nı bu yıl daha da coşkuyla ihya etmeli, bayram heyecanını evlerimizden eksik etmemeliyiz.Manevi değerlerimizi hayatın her alanında çocuklarımızın zihinlerine nakşetmeliyiz.

    Kurbanın özünde bulunan yardımlaşma ruhuyla bayrama hasret kalanların; mazlum ve muhtaçların bayram sevinci olmalı, kurbanın bereketini paylaşmalıyız. Bu vesileyle, Kurban Bayramı’nızı en kalbi duygularımla tebrik ediyor, bayramın ülkemize, İslam alemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Dünyanın farklı coğrafyalarında zulüm ve ızdırap altındaki kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Rabbim’den niyaz ediyorum” dedi.

    İlçe Kaymakamı Recai Karal’da konuşmasında tüm İzniklilerin ve katılanların bayramını tebrik ederek, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.

    Buradaki bayramlaşmanın ardından protokol üyeleri, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı, Huzurevi, İznik DSİ Tesislerindeki Depremzede vatandaşlarımız, Muhtarlar Derneği ve İznik Devlet Hastanesi’nde görevli personel ile hastaları ziyaret ederek bayramlarını tebrik ettiler.

  • Bahçenin ortasında 2 bin yıllık tarih

    Bahçenin ortasında 2 bin yıllık tarih

    Üç yüzeyli, yukarıya doğru yükselen ve birbiri üzerine demir kamalarla oturtulmuş beş beyaz mermer bloktan oluşan esere, bundan dolayı ‘dikilitaş’ ismi verilmiş. Anıtın geniş olan birinci taşı üzerindeki Grekçe kitabede ;

    ‘C.Cassius Philiscus, C.Cassius Asklepiodotus’un oğlu, 83 yıl yaşadı” yazıldığı biliniyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği dikilitaş, ihtişamı ile herkesin ilgi odağı haline geldi. Asklepiodos’un oğlu L. Cassius Philiscus anısına II. yüzyılda dikilen taş, kare prizma bir kaide üzerinde, altta kalın ve üstte doğru düzenli bir biçimde incelerek yükselen, bu görünümüyle bir kama veya meçi andıran yapının, başlangıçta 6 parça ve 15.5 metre yüksekliğinde olduğu ve ucunda bir “Kuş’’ heykelciğinin bulunduğu öne sürüldü.

    Zamanla en üsteki kuş heykelciği bir nedenle yok olduğu, kaidede üçgen prizmatik dikili taşın iki yanında, görülen ayak izleri ve bağlantı yuvaları, bu kısımda bronz heykellerin bulunduğunu işaret ediyor. Anıtın alt kısmında toprağa gömülü olan bölümde mezarın yer aldığı, zaman zaman yapılan kaçak kazılar tarafından da görülen çukurlarda iri moloz taşlar ve duvar izlerinin bulunması, buranın bir tümülüs mezar odası sitilinde yapılmış olduğunu belgelendi. Günümüzde kaidesi üzerinde beş parça halinde 12 metrelik bölümü duruyor. Eser halk arasında “Beştaş, Dikilitaş ve Nişantaşı” olarak adlandırıldı.


    Emekli Müze Müdürü Taylan Sevil, “Dünyada eşi ve benzeri olmayan bu antik çağ eseri, milattan önce 1. yüzyıl Roma döneminde kervan yolu üzerindeydi. Bugün için verimli İznik ovasının ortasında duruyor. 3 basamaklı kaide üzerinde dikdörtgen prizma üzerinde de 5 üçgen prizmalar halinde kesilmiş mermer taşlarından meydana gelmiş. Yapıldığı dönemden günümüze kadar birçok deprem İznik’te büyük hasarlara sebep olmuş ama bu yapı o depremleri atlatmış ve ayakta kalmayı başarmış. Bu anıt mezar çok önemlidir. 1. Yüzyılda yaşamış olan ‘C.Cassius Philiscus adına yapılmış bir anıt mezardır. Günümüzde tarihi ve turistlik anlamda değerini koruyor” dedi.

  • Ziraat mühendisi balkondan düşerek hayatını kaybetti

    Ziraat mühendisi balkondan düşerek hayatını kaybetti

    İznik İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görevli ziraat mühendisi Muhammed Ali Kesici (47) İznik ilçesinin Beyler Mahallesi, Afyon Sultan sokakta bulunan evinin balkonundan beton zemine düştü.

    İhbar üzerine olay yerine 112 Acil Sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

    Düşme esnasında ağır yaralanan Kesici, sağlık ekiplerin yaptığı ilk müdahalenin ardından İznik Devlet Hastanesi’ne, buradan da Bursa Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.

    2 çocuk babası Muhammed Ali Kesici hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Polis olayla ilgili inceleme başlattı.

    Olayın düşme mi veya intihar mı olduğu araştırılıyor.

  • Elleriyle koymuş gibi bulup kayıplara karıştılar

    Elleriyle koymuş gibi bulup kayıplara karıştılar

    Olay, İznik ilçesi Boyalıca Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Ahmet Uzun, gelinlerinin ve kendisine ait ziynetlerle kurbanlık 30 bin lirayı yatak odasındaki çelik kasaya kilitledi. Uzun ailesinin evde olmadığını bilen hırsızlar, doğal gaz borusunda asılı olan anahtarla kendi evleriymiş gibi içeri girdi. Yatak odasındaki kasayı bulan hırsızlar, kıyafet dolabının üzerindeki anahtarla kasayı açtı. Yaklaşık 1,5 milyonluk bilezik, zincir ve çeşitli ziynetleri kutularından çıkaran hırsızlar, kurbanlık 30 bin lirayı da aldı. Kutuları geri bırakan hırsızlar, kasa anahtarını üzerinde bırakıp kayıplara karıştı.


    Düğün için hazırlanan Uzun ailesi, takıları takmak için dolabı açtıklarında gözlerine inanamadı. Kasanın üzerinde anahtarın olduğunu görenler, içindeki altınları göremeyince sinir krizi geçirdi.
    Olay yerine gelen jandarma ekipleri, evde gereken inceleme parmak izi aldı. Olayla ilgili tahkikat devam ediyor.

  • Yürüyerek gitti, felçli çıktı

    Yürüyerek gitti, felçli çıktı

    Yaklaşık 15 sene önce Almanya’dan emekli olarak İzmir’in Karabağlar ilçesine yerleşen İsmet Bayraktar (65), geçtiğimiz yıl el ve ayak uyuşması şikayetiyle, Çiğli’de bulunan İzmir Ekol Hastanesine gitti. Burada Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. G.G.’ye muayene olan Bayraktar, belinde bir sorun olduğunu öğrendi ve doktorun tavsiyesiyle bıçak altına yattı. Geçirdiği operasyonun ardından uyuşma şikayetleri süren İsmet Bayraktar, yeniden hastaneye gidip ameliyat oldu. Bu ameliyatta yemek borusu delinen ve yediği gıdalar yarasından sızan Bayraktar, geçirdiği son operasyonun ardından yürüyemez hale geldi ve son bir senedir felçli olarak yaşamını sürdürdüğünü söyledi. Geçirdiği yanlış operasyonlar sonucu felçli kaldığını öne süren Bayraktar ailesi, Avukat Nur Tavlı aracılığıyla savcılığa giderek, hastane ve doktor hakkında suç duyurusunda bulundu.

    “Yeniden ayağa kalkmak istiyorum”

    Geçirdiği operasyonlardan birinde yemek borusunun delindiğini, başka bir operasyon sonrasında da yürüyemez hale geldiğini söyleyen İsmet Bayraktar, son bir senedir yürüyemediğini ve artık ayağa kalkmak istediğini söyledi. Bayraktar, “El ve ayaklarımda güç kaybı hissetmiş ve Çiğli ilçesinde bulunan Ekol Hastanesine gitmiştim. Orada doktor beni muayene etti ve sorunun bel kaynaklı olduğunu söyleyerek ameliyata karar verdi. Belimden ameliyat olduktan bir süre sonra dikişlerimi de aldırdım ancak el ve ayaklarımdaki uyuşma geçmedi. Daha sonra beni hastaneden yeniden çağırıp boynumda bir sıkıntı olduğunu ve buradan da bir ameliyat gerektiğini söylediler. Bu ameliyatı olduktan sonra yediğim yemekler pansuman yapılan yerden akmaya başladı. Meğerse benim yemek borumu delmişler. Daha sonra boynumun arka kısmından ameliyat yapacaklarını söylediler, yaptılar ve ben o ameliyattan sonra yürüyemedim. Yaklaşık bir senedir yürüyemiyorum. Yeniden ayağa kalkmak istiyorum” dedi.

    “Geçen sene Mayıs’ta yürüyeceğini söylediler, bu Mayıs geçti yürüyemedi”

    Eşinin ameliyattan sonra yürüyemez hale geldiğini ve bir senedir sıkıntıyı çektiklerini söyleyen İsmet Bayraktar’ın eşi İrfan Bayraktar (69) ise, “Biz eşimle her gün 7-8 kilometre yürüyüş yapardık. Eşim bana el ve ayaklarında güç kaybı ve uyuşma olduğunu söylediğinde tedavi için bir yer araştırması yaptık ve Çiğli Ekol Hastanesine gitmeye karar verdik. Oraya muayene için gittiğimiz Beyin Sinir Cerrahı, belden yapacağı küçük bir ameliyatla bu sorunu giderebileceğini söyledi. Ameliyatı olduk ama eşimin şikayetleri geçmedi. Sonra bir daha gittiğimizde bize ‘Takmayın kafanıza’ diyerek eşimin beyninde sıvı olduğunu söyledi ve bir ameliyat daha yapacağını söyledi. Aynı hastanede bir nöroloji profesörüne gittik, o bize eşimin sorunlarını söyledi. Profesörün söylediklerini o cerraha ilettiğimizde ise profesöre hitaben ‘O ne anlar. Ben ayda 100 tane ameliyat yapıyorum, benim üstüme kimse yoktur’ dedi. Yaptığı boyun ameliyatından sonra taktıkları parça yüzünden eşimin yemek borusu delinmiş ve ne yediyse yarasından sızmaya başladı. En son yaptıkları ameliyattan sonra eşim yürüyemez hale gelince de her gittiğimizde bir problemin olmadığını söylediler. Eşime geçen sene Mayıs’ta yürüyeceğini söylediler; bu Mayıs geçti hala yürüyemedi” diye konuştu.

    “Kendi başına tuvalete bile çıkamıyor”

    İlerleyen yaşına rağmen eşinin tüm ihtiyaçlarına yardımcı olmak zorunda kaldığını söyleyen İrfan Bayraktar, “Başka bir hastanenin doktoruna gittiğimizde bize , boyun ameliyatında takılan parçanın omuriliği zedelediğini söyledi. Bir de bana eşimi ölümden kurtardıklarını söylediler. Sonra eşime nedense kemoterapi vermeye başladılar. Kemoterapi yüzünden de eşimin saçları o süreçte tamamen döküldü. Eşim ameliyattan çıkıp yoğun bakımda el ve ayaklarını hissetmediğini söyleyince durumu ne olduğunu sordum. Doktor bana yine bir sorun olmadığını söyledi ve ‘En fazla beni verin mahkemeye, şikayet edin’ dedi. Yine bekledik ancak sorun düzelmeyince 3 ay sonra biz bu durumu CİMER’e şikayet ettik ve avukat aracılığıyla suç duyurusunda bulunduk. Sonra yine muayene için gittiğimizde kendisini şikayet ettiğimiz için bize tavır yaptı. Bu doktordan şikayetçi olanlara baktığımda aynı durumdan muzdarib 7-8 kişinin daha olduğunu öğrendik. Benim eşim bir senedir koltuğun üzerinde duruyor. Ben 69 yaşındayım, her şeyiyle ben ilgilenmek zorunda kalıyorum. Kendi başına tuvalete bile çıkamıyor eşim” açıklamasında bulundu.

  • 10 branşta yaz spor okulları

    10 branşta yaz spor okulları

    Yaz tatilinin başlamasıyla birlikte hazırlıklarını yapan İznik Belediyesi, İznik Kaymakamlığı, İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü işbirliğiyle 10 branşta yaz spor okulu açılıyor.

    Güreş, Beyzbol, Softbol, Taekwondo, Kürek, Yelken, Futbol ,Yüzme, Ragbi ve Voleybol’dan oluşan 10 branşta açılacak olan yaz okulu kursları ilgili kurumların tesislerinde faaliyetlerine başlıyor. Kayıtlar Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü’nde yapılacak. Üç dönem halinde gerçekleşecek kursların ilk dönemi 03 Temmuz- 19 Temmuz arasında, ikinci dönemi 24 Temmuz- 09 Ağustos arasında ve üçüncü dönemi 14 Ağustos – 01 Eylül arasında gerçekleşecek.

    Konuyla ilgili açıklama yapan İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta “Geleneksel hale getirdiğimiz yaz spor okullarımızda sezon açılıyor. Çocuklarımızın cıvıl cıvıl sesleri arasında sporla yetişen nesillerimiz için sizleri kurslarımıza davet ediyorum” dedi.

  • Tarihi İznik surlarında ‘mezarlık’ gizemi

    Tarihi İznik surlarında ‘mezarlık’ gizemi

    Makedonya Kralı Büyük İskender’in kumandanlarından Antigonius Monophthalmos tarafından M.Ö. 316’da kurulan, Bitinya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetinin izlerini halen taşıması nedeniyle dünyada eşine az rastlanan ve bütünüyle açık hava müzesi olan Bursa’nın İznik ilçesinde tarih ayağa kaldırılıyor.

    İznik’te yapımına Bitinya döneminde M.Ö. 4’üncü yüzyılda başlanan ve antik yazarlardan Strabon’un verdiği bilgiye göre 2,5 kilometre uzunluğunda olan İznik Surları, Kuzey Avrupa’da yaşayan barbar kavimlerden Gotların 258 yılındaki saldırıları sonrasında güçlendirilip, uzatılarak bugünkü hali olan 4 ana ve 12 tali kapı ile 4970 metre uzunluğa ulaşmış. Tarih boyunca yaşanan kuşatmalar ve büyük depremlere rağmen günümüze kadar ulaşmayı başaran tarihi surlar, İznik Müzesi Başkanlığında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından restore ediliyor.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü tarafından tarihi surların Yenişehir Kapı bölümünde sürdürülen arkeolojik kazılar, kenti savunma hedefli yapılan surların farklı hedefler için de kullanıldığını gözler önüne serdi. İç ve dış surlar arasındaki alanın Bizans ve Osmanlı dönemlerinde mezarlık olarak kullanıldığını gösteren çok sayıda iskelet ortaya çıktı. Kazı Başkanlığını yürüten Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Biz burada anlama ve kurtarma hedefler sondaj kazıları şeklinde kazılar yürütüyoruz. Mesela bir Roma villası olabilecek bir yapı kalıntısı bulduk. Bunu bulduğumuz, milattan sonra 2 yüzyıla ait kandiller ve benzeri buluntular anlıyoruz. Sur duvarı tam villanın üzerinden geçiyor. Bu da bize şunu gösteriyor. Demek ki bu sur duvarları yapılırken bazı yapılardan fedakarlıkta bulunulmuş. Sonrasında da 5 veya 6 yüzyıllarda Yenikapı’nın giriş çıkışını kontrol altına alan bir binanın bu villanın üzerine inşa edildiğini görüyoruz” dedi.

    Bunun yanında sur duvarları arasında çok sayıda defin ile karşılaştıklarını dile getiren Prof. Dr. Şahin, “Özellikle kademeli olarak yapılan definlerin, bu alanda çok uzun yıllar süren bir defin geleneği olduğunu gösteriyor. Elde ettiğimiz keşiflere göre bunlar saldırılar esnasında ölen Bizanslı ya da şehit düşen İslam askerlerine ait değil. Düzenli bir defin olduğunu bize gösteriyor. Çünkü düzenli bir şekilde yapılan mezarlar ve bu mezarların içerisinde yapılan definleri görüyoruz. Buluntular arasında çok ilginç bir grup var. O da şu bir alanda biraz daha alt kotta Hıristiyan kökenli insanlar, bunun hemen bir üst kotunda da defin geleneğinden anlaşıldığı kadarıyla bir Müslüman’a ait mezar yer alıyor. Demek ki hem Bizans döneminde hem de sonrasında Türklerin gelmiş olduğu dönemde bu alanın yine mezar alanı olarak kullanıldığını görüyoruz” diye konuştu.

    Mezar geleneklerine bakıldığında bu alanda defnedilenlerin ‘orta direk’ diye tabir edilebilecek sıradan halk olduğunu da sözlerine ekleyen Şahin, “Bu mezarlar, bizim ‘çatkı mezar’ dediğimiz iki tane içbükey kiremidin birleştirilerek oluşturulduğu mezarlar. Herhangi bir gayret, herhangi bir işçilik, herhangi bir maliyet yok bunlarda. Yani sıradan definler. Burada bir mesaj da vereyim. Bu tür mezarlarda hiçbir şekilde define olmaz. Ne Hıristiyanlar, ne Müslümanlar, ölülerini defnederken yanlarına değerli eşya bırakmazlar. Onun için yani bu mezarları gördükleri zaman işte altınlar, şunlar, bunlar kimse hayal etmesin. Boşu boşuna mezarlarda yatanları rahatsız etmesinler” dedi.