Kategori: Karabük

  • Aşk üçgeni 13 yıllık faili meçhul cinayetin sırrını çözdürdü

    Aşk üçgeni 13 yıllık faili meçhul cinayetin sırrını çözdürdü

    13 yıllık cinayetin sırrı Karabük Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Yenice İlçe Emniyet Amirliği ekiplerinin 4 aylık fiziki ve teknik takibi ile aydınlatıldı. Olayla ilgili İstanbul, Kastamonu ve Sivas’ta düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 6 kişiden 3’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Kocasından şiddet gören Sema K.’nın sevgilisine kocasını öldürttüğü ortaya çıktı.

    Sevgilisinden kocasını öldürmesini istedi

    Sema K., 2011 yılında kocası Bayram Kaya’dan sürekli şiddet gördüğünden o dönemde sevgilisi olan Mehmet A.’ya sürekli yaşadığı kötü muamelelerden bahsederek, kocasını öldürmesini istedi. Sema K., kocasının mal varlığı ve arsalarının olduğunu, kocasını öldürürse bunların kendisine kalarak güzel bir hayat yaşayacaklarını söyledi. Mehmet A., konuyu şizofren hastası olan arkadaşı Mehmet Ali K.’ya anlatarak, öldürürse ceza almayacağını söyleyerek ikna etti.

    Arsa alma bahanesi ile Beykoz ormanında boğarak öldürdü

    1 ay sonra Sema K., sevgilisi Mehmet A.’yı arayarak kocasının arsa satacağını söyleyip telefon numarasını vererek, hain planını devreye soktu. Mehmet A., arkadaşı Mehmet Ali K.’yı yanına alarak arsa için Bayram Kaya’yı alıcı kılığında arayarak buluştu. Bayram Kaya ile birlikte İstanbul Pendik’teki arsaya giden Mehmet A. ve Mehmet Ali K., daha sonra araçla birlikte Beykoz’a geçmek için hareket etti. Ormanlık alanda tuvaleti geldiğini söyleyen Mehmet A. araçtan indikten sonra Mehmet Ali K., Bayram Kaya’yı araçta elektik kablosu ile boğarak öldürüp, cesedi aracın bagajına koyarak olay yerinden ayrıldı.

    300 kilometre yol yaparak cesedi Yenice ormanına attılar

    Mehmet A., sevgilisi Sema K.’yı telefonla arayarak kocasını öldürdüklerini söyledi. İkili bir, bagajdaki cesetle yaklaşık 300 kilometre ilerledikten sonra Karabük’ün Yenice ilçesinde ormanlık alana cesedi bırakarak ayrıldı. 19 Ağustos 2011 yılında vatandaşların ormanlık alanda ceset olduğu ihbarı üzerine ekiplerce yapılan incelemede 40 yaşlarında olan ve üzerinden kimlik çıkmayan şahsın elleri arkadan bağlı bir şekilde elektrik kablosu ile boğularak öldürüldüğü belirlendi. Bu arada Sema K. ise İstanbul’da emniyete giderek, kocası Bayram Kaya’nın kayıp olduğu ihbarında bulundu.

    Yeni sevgilisinin ihbarı cinayetin perdesini araladı

    Sevgilisi Mehmet A.’dan ayrılan Sema K., yeni sevgilisine kocasını öldürttüğünü anlattı. Bir süre sonra Sema K. ile arası bozulan şahıs, ondan ayrıldıktan sonra sevgilisinin cinayet işlediğini beyan ederek suç duyurusunda bulundu. Yenice Cumhuriyet Savcılığı, 4 ay önce dosyayı yeniden ele alarak titiz bir çalışma başlattı. İhbar üzerine başlatılan çalışmada 13 yıl önce Yenice ormanında bulunan ve kimliği tespit edilemeyen, yapılan otopsi işlemleri sonrası Ankara’daki kimsesizler mezarlığına defnedilen cesedin olay günü alınan DNA örnekleri ve resimlerinin Bayram Kaya’ya ait olduğu ailesi tarafından tespit edildi. Bunun üzerine Karabük Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kurulan özel ekip, İstanbul’da bulunan Sema K., Mehmet A. ve Mehmet Ali K.’yı hem fiziki hem de teknik takibe aldı. 4 ay süren çalışmalar sonucu çemberi daraltarak operasyonu hızlandıran Karabük Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Yenice İlçe Emniyet Amirliği ekiplerince İstanbul, Kastamonu ve Sivas’ta eş zamanlı yapılan operasyonda Bayram Kaya’yı öldüren, ölmesinde ve suçun saklanmasında rolü olduğu değerlendirilen Sema K., Mehmet A., Mehmet Ali K. ile Sema K’nın kız kardeşleri Songül K., Selda K. ve Serdar A. gözaltına alınarak Karabük’e getirildi. Karabük Emniyet Müdürlüğünde 4 gün süren sorgularının ardından 6 şüpheli sağlık kontrolünden geçirilerek, Yenice Adliyesine sevk edildi. ‘Tasarlayarak öldürme suçundan’ mahkemeye sevk edilen Sema K., Mehmet A. ve Mehmet Ali K. tutuklanarak Karabük T Tipi Kapalı Cezaevine sevk edilirken, Songül K., Selda K. ile Serdar A. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Mart ayında yağan kar ormanı beyaz örtüyle kapladı

    Mart ayında yağan kar ormanı beyaz örtüyle kapladı

    Hava sıcaklıklarının sıfırın altında hissedildiği Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar yağışı ile yoğun sis etkili oluyor. Karabük-Bartın kara yolundaki 1030 rakımlı Ahmetusta Geçidinde kar yağışıyla birlikte doğa beyaz örtüyle kaplandı. Yoğun sisin de etkili olduğu bölgede araçlarını durduran bazı vatandaşlar o anları fotoğrafladı.

    İzmit’ten Safranbolu’ya sevkiyat yapan Kadir Kesgin, kar yağışıyla birlikte güzel manzara ortaya çıktığını, aracını fotoğraf çektirmek için durdurduğunu söyledi.

  • Öğrenci velisinden bir öğrenci ve öğretmene darp

    Öğrenci velisinden bir öğrenci ve öğretmene darp

    Mimar Sinan Ortaokulu’nda yaşanan olayda iddiaya göre, 8 sınıf öğrencisi olan iki öğrenci kendi aralarında tartışarak kavga etti. Bunun üzerine yaşanan olayı ailesine anlatan öğrencinin babası Ünal Y. okula gelerek girdiği sınıfta çocuğuyla tartışan öğrenciyi darp etmeye çalıştığı sırada öğrencisini korumaya çalışan Türkçe öğretmeni Süleyman Seven’i darp etti.

    Okul idarecileri ve diğer öğretmenlerin araya girmesi ile sınıftan çıkarılan Ünal Y., ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri tarafından ifadesi alınmak üzere karakola getirildi.
    Yaşanan olay sonrası okula giden Eğitimciler Birliği Sendikası Şube Başkanı Zeki Öz, basın açıklaması yaparak, duruma tepki gösterdi.

    Olaya müdahale etmeye çalışan ve öğrencisini korumak için çabalayan öğretmenin öğrenci velisi tarafından şiddete uğradığını kaydeden Öz, “Olayı gerçekleştiren şahıs âdeta eğitim kurumunda terör estirmiştir. Yapılan bu şiddet eylemi asla kabul edilemez. Hafife alınamaz. Görmezden gelinemez. Gündemden düşmesi beklenemez. Maalesef benze olaylar sıkça yaşanmaya başlanmıştır. Eğitim çalışanları bazen bu olayda olduğu gibi fiili şiddete maruz kalmakta bazen de psikolojik şiddetin muhatabı olmaktadırlar. En büyük gayesi bu güzel ülkenin çocuklarını milletini ve memleketini seven insani değerleri esas alan bir anlayışla yetiştirmek için mücadele eden öğretmenlerimize karşı yapılan bu çirkin davranışı şiddetle kınıyoruz. Bizim kültürümüzde bizim medeniyetimizde öğretmen eli öpülen insandır. Bilgi ve hikmeti temsil eder. Çocuklar bizim gözbebeğimizdir. Onların arasında yaşanan küçük tartışmalar okulda çözülür. Bu da eğitimin bir parçasıdır. Henüz 11-12 yaşındaki bir çocuğun bir veli tarafından diğer öğrencilerin gözü önünde darp edilmesi asla kabul edilemez. Şiddete uğrayan öğretmenimizin, öğrencimizin ve diğer öğrenci ve öğretmenlerin ciddi bir travma yaşadıkları aşikardır. Burada yapılan saldırı bütün öğretmenlere ve eğitim camiasına yapılmıştır. Şiddet, her geçen gün artmakta, farklı faillerle yeni kulvarlar bulmakta, en uzağında olması gereken yerlere bile girmekte; toplumsal bağlarımızı çözmekte, geleceğimizi karartmaktadır. Toplumsal değerlerimiz erozyona uğramakta, insana saygı azalmakta, hürmet yerini şiddete bırakmaktadır. Geleceğimizin mimarı eğitimcilerimiz, ince bir sanatı icra ederken kaba bir muameleye maruz kalmaktadır” dedi.

    Zeki Öz, eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini de ifade ederek, “Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri almak zorundayız. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır.

    Bunun için, yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, mülki idareler, aydınlar, gazeteciler, aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve duyarlılığı ile sorumlu davranmalıdır. Herkesi ilgilendiren, herkesin ilgili olduğu bir meselede, toplumsal duyarlılık bilinci ve farkındalık oluşturmak için herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır, olmalıdır. Mevcut düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına geçmektir. Eğitimciler Birliği Sendikası olarak bu ve benzeri olaylara asla duyarsız kalmayacağız. Bu menfur olayın takipçisi olacağız. Olayın faillerinin hukuk önünde hesap vermesi için her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz. Şiddete maruz kalan öğretmen arkadaşımıza, öğrencilerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Otomobil ağaca çarptı: 3 yaralı

    Otomobil ağaca çarptı: 3 yaralı

    Muhammed Enes Altay (26) idaresindeki otomobil, organize sanayi bölgesinden merkez istikametine giderken sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarındaki ağaca çarptı. Kaza sonrası olay yerine sağlık ekipleri sevk edilirken, kazada sürücü ile birlikte araçta bulunan Kemalettin (61) ve Fadime Altay (62) yaralandı.

    Yaralılar ambulansla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

  • Özkan Çetinkaya: “ Halk değişim için gün sayıyor”

    Özkan Çetinkaya: “ Halk değişim için gün sayıyor”

    Başkan adayı Çetinkaya, 1 Nisan 2024 sabahından başlamak üzere 2029 yılları arasında proje kataloğunda vadettikleri tüm projeleri halkın hizmetine sunacaklarını belirterek,, “ Şehirde kangiren haline gelen her şeyi bizim dönemimizde çözeceğiz. Farklı konularla viral değil, projelerle viral oalrak ülke gündemine gelecek. Daha müreffeh, daha çağdaş, daha Karabük için kolları sıvayacağız. Şimdiden bunun heyecanını yaşıyoruz. Bunun karşılığını sahada görüyoruz. Sokaklarda, caddelerde görüyoruz. İnşallah 27 günde başarılı bir şekilde geçirip hayırlı bir neticeye varmak istiyoruz. Şehrimize hizmet için buradayız. Ortaya çıkacak güzel projeler, güzel bir Karabük’ü düşündükçe biz enerjik oluyoruz ve daha da motive oluyoruz. Sahada hemşehrilerimizin teveccühünü gördükçe, desteğini gördükçe, birlik oldukça daha da motive oluyoruz. Seçim bizim için arefe, asıl bayram 1 Nisan’da olacak. O saatten sonra biz Karabük’ümüzü inşallah projelerimizi bir bir gerçekleştirerek halkımızın hizmetine sunarak şehrin bütün yorgunluğunu atacağız. 1 Nisan’dan itibaren bizler sahada daha hızlı koşacağız. Şehrimizi ihya edeceğiz İlk gün dediğimiz gibi. Onun için güzel telaşeler, güzel bir dönem. Burada şehrimize karşı hissettiğimiz manevi muhabbeti ve hizmet aşkını ortaya koyuyoruz. Projelerimizle bunun nasıl bir vücut bulacağını halkımıza sunduk. Bu aslında baktığımızda Karabük halkıyla aramızda bir akittir, sözleşmedir. Biz bu sözleşmede inşallah yüzde yüz uygulanır şekilde beş yıllık süreçte çok çalışacağız. 5 yılda halkımıza sunduğumuz projeleri hayata geçireceğiz.

    “550 kiralık konutu halkımızın hizmetine sunacağız”

    Çetinkaya, mega projeleri kapsamında kentin vizyonu kapsamında kentsel dönüşüm kapsamında 2100 konut yapacaklarını bunun yanında belediye bünyesinde de 550 konut yaprak kiraya vereceklerini de anlatarak, “ Şehrimizde konut stoğu düşük. Bir çok mahallemize baktığımızda kontular, yıpranmış, depreme dayanıksız, modern, çağdaş gereksinimleri hayata koyamayan konutlar var. Biz göreve geldiğimizde ilk olarak bunları revize edeceğiz diyoruz. Ama bir taraftan da şunu düşünmek zorundayız; yani burada herhangi bir birikimi olmamış bugüne kadar, konutla alakalı ya da herhangi bir birikimi olmayan ya da herhangi bir durumdan dolayı müşkül vaziyete düşmüş, dara düşmüş bir ev peşinatı ödeyecek ya da alacak bütçesi olmayan halkımız için de kiralık konutları devreye alacağız. Gelirinin yüzde 20’si kadar kira ödeyerek çağdaş ve modern konutlarda oturacaklar. Belediye bünyesinde 550 tane konut yapacağız ve bu konutlarda gelirinin yüzde yirmisi miktarını, kira bedeliyle bu dar gelirli vatandaşlarımıza ev alma imkanı olmayan vatandaşlarımızı bu hanelere yerleştireceğiz. Bu aslında baktığımızda 550 konut bir başlangıç. İhtiyaç halinde bunu yükselteceğiz. Bizler şehri emir sıfatı içerisinde bu gruba da yani konut üretimi noktasından ziyade konut kiralama sistemini devreye alacağız. Şehirde gördüğümüz eksikliklerin tespitini yaparak Karabük’e hatırlatıyoruz. Baktığımız mevcut belediye başkanının 15 yıllık bir süreci var. Şimdi bakıyoruz 15 yılda ortaya çıkmayan vaatler var. 2009 yılında verilen vaatler var konut vaadi, 2014’de var, 2019’da var. Şimdi on beş yıllık bir süreç geçmiş. Bugün bakıyorum 15 yılın ardından dördüncü döneme geliniyor. Hala talep toplanıyor. Biz arzu ederdik burada tapu teslim törenleri yapılsın. Hemşehrilerimize somut bir hizmet verilsin isterdik biz. Hala 15 yıl geçmiş, 3 tane seçim beyanname, üç tane katalogda aynı vaat ama hala dördüncü döneme giriyoruz ve hala aynı. Yine bakıyoruz araç çayı. Mesela düzenlemesi her dönem kataloglarda var ama bir hayata geçen var mı? Yok. Bunlardan biri de terminal. Bir önceki seçim beyannamelerinde terminalin yenilenmesi projesi var. Şu anki haline bakıyoruz, maalesef böyle bir modernizasyona herhangi bir bakımdan bahsedemiyoruz. Çünkü bir ilgisizlik var ve şehre giriş kapısı burası. Bu şehre gelen ve gidenleri uğurladığımız bir yer burası. Şehrimizde baktığımızda birçok yerden gelen talepler var. Bu taleplerin hepsini değerlendiriyoruz. Bunları da önümüzdeki beş yıllık süreçte çare olacağız. Ama hiçbir şekilde de Karabük’te bizler kısır siyasi söylemlere katılmayacağız. Bizler tamamen Karabük’e hizmet noktasında, icraat noktasına, ihtiyaçları noktasında ne varsa bizim tek gündemimiz bu olacak” diye konuştu.

  • Karabük’te yaşanabilecek felaketlere dikkat çekti

    Karabük’te yaşanabilecek felaketlere dikkat çekti

    Milletvekili Akay TBMM’de yaptığı konuşmasında Karabük fay hattının detaylı incelenmesi gerektiğinin altını çizerek, 2023 yılının temmuz ayında meydana gelen sel felaketinde yıkılan Şeker Kanyonu yolunun hala yapılmamasına tepki göstererek yolun yapımı için iktidara çağrıda bulundu.

    Deprem riski olan yerlere AFAD’ın gerekli ödenekleri aktarması gerektiğini dile getiren Milletvekili Akay, “Türkiye’nin her bölgesinde deprem riski var. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde Türkiye diri fay hatlarının sismolojik yapısının araştırılmasıyla ilgili platform kuruldu. Burada AFAD, TÜBİTAK, MTA gibi kuruluşlar ve 22 tane üniversite var. Bu platforma ilgili ödeneklerin ayrılmasıyla ilgili de Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşlerimizi ifade etmiştik. AFAD’ın buraya ödenek ayırması ve bu çalışmalar neticesinde de depremle ilgili önlemleri alması gerekiyor. AFAD’a bütçe içerisinden 671 milyar ayrıldı fakat bu yeterli değil. AFAD’ın bütçe dışında özel bir hesabı var ve bu hesaptan çok ciddi harcamalar yapılıyor. Üstelik bu hesap Sayıştay denetimine de tabi değil, Türkiye’nin bütün bölgelerindeki deprem riski olan yerlere AFAD’ın bu desteğini aktarması gerekir. Bu platformun da ödenek tutarının artırılması ve bölgelerdeki çalışmaların süratle yapılması gerekiyor.” dedi.

    Karabük’ün deprem riskine dikkat çeken Akay, “Naci Görür hocamızı Karabük’e davet ettik ve Karabük’te bir çalıştay yaptık. Bu çalıştay neticesinde Karabük’te 35 kilometrelik farklı bir fay hattı olduğunu öğrendik. Bu fay hattı Karabük nüfusun yüzde 93’ünü ilgilendiriyor. Dolayısıyla bu bölgede depremle ilgili önlemlerin alınması, bu fay hatlarının paleosismolojik yapısının mutlaka araştırılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

    Şeker Kanyonu yolunun yapımı için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na tepki gösteren Akay, “Karabük Yenice bölgesinde doğal güzellikleriyle meşhur, Karabük turizminin can damarlarından Şeker Kanyonu’nun yolu bir yıldır göçmüş durumda. Bu yolun hemen üstünde de orman köylüleri var, orman kooperatifleri var. Burada, daha yeni orman kooperatifine üye hemşehrilerimizden birisinin evi yandı ve itfaiye bu yol kapalı olduğu için çok zor şartlar altında bölgeye ulaştı fakat ev maalesef yandı. Burası il özel idaresine bırakılacak kadar önemsiz bir yer değil, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ve AFAD’ın bu konuya önem vermesi gerekiyor, buralara bütçe ayırması gerekiyor. Depremle ilgili, kentsel dönüşümle ilgili bütün projeleri süratle hayata geçirmesi gerekiyor, yoksa büyük bir felaket bizi bekliyor.” şeklinde konuştu.

  • Çevreci belediye başkan adayı doğada çöp topladı

    Çevreci belediye başkan adayı doğada çöp topladı

    Karabük’ün daha modern ve çağdaş bir yapıya kavuşması için ortaya koyduğu projelerle göz dolduran AK Parti Karabük Belediye Başkan adayı Özkan Çetinkaya, seçim çalışmalarına kısa bir çevre temizliği molası verdi. Kadın Kolları ve Gençlik Kolları ile birlikte ‘daha temiz bir doğa ve daha temiz bir Karabük’ sloganı ile çevre temizliği yapan Çetinkaya, kentin temiz ve modern olması için çalışacaklarını söyledi.

    Sosyal sorumluluk projesi kapsamında çevre temizliği yaptıklarını anlatan Çetinkaya, “Gördük ki Karabük’ümüzün dört bir yanı ağaçlarla, dağlarla, bayırlarla güzel bir yöremiz var. Bu yöremizin etrafındaki tepelerimize baktık ki belli başlı çevre problemlerimiz geliyor ve bunların başında da çöp geliyor. Bugün teşkilatımız ve arkadaşlarımıza dedik ki gidelim birkaç bölgede temizlik yapalım, mıntıka temizliği yapalım. Çiğdemlerin baş göstereceği arazilerimizde düzlüklerimizde maalesef çöpler yer alıyor. En azından biz dedik, karınca kararınca burada kendimize göre bir mıntıka belirleyip o mıntıkayı temizleyelim dedik ve teşkilatımızla beraber çevre temizliği yaptık. Biz istiyoruz ki şehrimiz de böyle olsun. Kırlarımız, bayırlarımız, pırıl pırıl olsun. Buradaki çiğdemleri toplayalım. Çöp değil burada güzel çiçekler toplayalım, çöp toplamayalım istiyoruz. Baharın habercisi olduğu bu günlerde de güneşli bir Karabük gününde bizler buradan başladık. Tüm Karabüklüleri de, bulundukları alanda bu tarz etkinliklere bekleriz. Bugün sosyal sorumluluk projemize katılan bireylere de çok teşekkür ediyorum. İnşallah daha temiz, daha güzel Karabük’te de bir araya gelmek umuduyla diyorum” dedi.

  • Gelecek nesil için doğadaki meyve ağaçlarını aşılıyor

    Gelecek nesil için doğadaki meyve ağaçlarını aşılıyor

    Şirinevler Mahallesinde yaşayan 44 yaşındaki Dursun Başkaya, 12 yıl önce hobi olarak kendiliğinden yetişen meyve ağaçlarını aşılamaya başladı.
    Ormanlık arazide yetişen kiraz, vişne, elma, limon gibi ağaçları her gün kilometrelerce gezerek tek tek bulan Başkaya, bunlara göz ve kalem aşısı uyguluyor.

    “Tespitini yapıp aşılama işlemlerini yapmaktayım”

    Dursun Başkaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Şehir ormanımızda 270 dönüm alan var burada. Aralarında acı meyveler var. Elma, armut, kiraz gibi. Onların tespitini yapıp onların aşılama işlemlerini yapmaktayım. Bunları niçin yapıyoruz? Bunları gelecek kuşaklarımız, gelecek nesillerimiz gelecek çocuklarımız artık bir elmanın hangi ağaçta elma ağacını görmez oldu. Hep hazır alıyoruz. İstiyorum ki burada yürüyüş yapanlar, doğada yürüyüş yapanlar, gezenler, sporlarını yapanlar, bisikletine binenler. Buradaki meyvelerden, çeşitli meyve ağaçlarından, dalından koparsınlar, elmayı bir dalında yesinler. Umumi alan olduğu için herkesin istifade edebileceği bir mekan olması sebebiyle inşallah onlara güzel bir hizmet sunmayı hedefliyorum” dedi
    2012 yılından beri hobi olarak yaptığını belirten Başkaya, “Emekli olmadan da kırsal bölgede görev yaptığım için umumi alandaki meyve ağaçlarına sürekli böyle baktım. Acı olan meyveler vardı. Orada başladım bu işe. Orada da yaklaşık 200’ün üzerinde meyve ağacı aşılamam programım oldu. Oradaki elmalar, armutlar kirazlar büyüdüler. Meyve veriyorlar. Meyvelerini oradaki halk, mahalle sakinleri yiyorlar. Bazen bana telefon ediyorlar. Seviniyorum, bu güzel bir duygu benim için” diye konuştu.

    Şirinevler Mahallesindeki şehir ormanında da 200’ün üzerinde aşılama yaptığını ifade eden Başkaya şunları söyledi: “Çeşitli, her türlü meyvelerimiz var. Elmasından, kayısından, eriğinden, kirazından, vişnesinden. Hatta Hünnap’ına kadar var burada. Limon ağacım bile var. Zeytin ağacımız var. Tabii küçük bazı yerdekiler ama neticede bugün dikmezsen yarın büyümezler. Yani bugün dikeceğiz, yarın büyüyecekler ve gelecek nesiller bunlardan istifade edecek.”

  • Muhtar adayına tam destek

    Muhtar adayına tam destek

    TÜİK verilerine göre 3 bin 61 kişinin yaşadığı Cumayanı köyünde mevcut muhtarın karşısına aday olarak çıkan iş adamı Murat Misoğlu’nun kardeşi Sedat Misoğlu’nu destekleyen köylüler, jandarmanın yoğun güvenlik önlemleri altında destek yürüyüşü yaptı. Muhtarlık seçimlerinde ikiye bölünen Cumayanı köyünde en güçlü aday olarak mevcut muhtarın karşısına çıkan Sedat Misoğlu, köyde seçim yürüyüşü yaptı. Muhtemel bir taşkınlığa karşı Karabük İl Jandarma Komutanlığı ekipleri ile komandoların yoğun güvenlik önlemi aldığı yürüyüşte, köylüler davul zurna eşliğinde ‘Sedat muhtar’ slagonları attı.

    Yürüyüşün sonunda vatandaşlara hitap eden muhtar adayı Sedat Misoğlu, köylerini hep birlikte el ele güzel şekilde tanıtacaklarını söyleyerek, “Köyümüzün yol ve su ile doğalgaz sorununu çözmek için çalışacağız. Köyün gençlerini işsizlik sorunundan kurtaracağız. En büyük problemimiz su sıkıntısı ve yollarımızın asfaltının olmaması. Doğalgazımız yok. Bunları devletimizle birlikte çözerek, köyümüzü topluma kazandırmak için el birliği ile mücadele edeceğiz. Köylümüzün ilgisi ve alakası çok yüksek. İnşallah 31 Mart seçimlerinde kavgasız gürültüsüz, kazasız belasız güle oynaya seçimi bitireceğiz” dedi.

  • Kolunu merdanaye kaptıran işçi ağır yaralandı

    Kolunu merdanaye kaptıran işçi ağır yaralandı

    Edinilen bilgiye göre, Üniversite Mahallesi’nde faaliyet gösteren demir çelik fabrikasında çalışan Nuri K’nin (41) kolu merdaneye sıkıştı. Diğer işcilerin durumu fark etmesi üzerine merdane makinesinin elektriği kesilerek, işçinin kolu sıkıştığı alandan kurtarıldı.

    İşçilerin ihbarı üzerine fabrikaya gelen sağlık ekipleri tarafından yaralı işçi önce Özel bir hastaneye, ardından ise Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilerek tedavi altına alındı.
    Yaşanan kaza ile ilgili polis ekipleri inceleme başlattı.