Kategori: Kastamonu

  • Kastamonu’da kar yağışı etkili oldu

    Kastamonu’da kar yağışı etkili oldu

    Kastamonu’da yüksek kesimlere yağan kar, sabah saatlerinde de şehir merkezinde etkili oldu. Beyaz örtüyle kaplanan şehirde, kartpostallık manzaralar ortaya çıktı. Belediye görevlileri, ulaşımı olumsuz etkilememesi için ana güzergahlar, ara sokaklarda tuzlama çalışmalarına başladı. İl Özel İdaresi ekipleri de köy yollarında ulaşımın aksamaması için çalışmalarını sürdürüyor.


    Yetkililer, trafiğe çıkacak sürücüleri yollarda oluşabilecek buzlanmaya karşı dikkatli olmaları konusunda uyarırken, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığına bağlı trafik ekipleri de sorumluluk bölgelerinde denetim yapıyor.

  • Yolcu otobüsü devrildi: 30 yaralı

    Yolcu otobüsü devrildi: 30 yaralı

    Ankara’dan aldığı yolcuları Sinop’a getirmek üzere hareket eden Necati Kabak idaresindeki Ali Osman Ulusoy turizm firmasına ait Mercedes marka yolcu otobüsü, Kastamonu-Sinop kara yolu Taşköprü’nün Çetmi Köyü mevkisinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi. Bulunduğu şeritten çıkıp karşı şeride geçerek devrilen yolcu otobüsünde bulunan 30 kişi yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesi sonucu yaralılar, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi başta olmak üzere Taşköprü ve Kastamonu’daki diğer hastanelere kaldırıldı.

    Kazanın ardından jandarma ve polis ekipleri, olay yerinde güvenlik önlemleri alarak incelemelerde bulundu. Kaza sebebiyle Kastamonu-Sinop kara yolu tek şeritten kontrollü olarak sağlanıyor.
    Öte yandan yolcu otobüsünün 37 yolcusu ile 3 personelinin olduğu öğrenildi.

  • Kastamonulu kadınlar fırınlarını depremzedeler için yaktı

    Kastamonulu kadınlar fırınlarını depremzedeler için yaktı

    Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgede yıkılan binaların enkazlarında arama kurtarma çalışmaları devam ederken, depremzede vatandaşlara yardımlar da sürüyor. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesinde köylerde ikamet eden kadınlar, fırınlarını depremzedeler için yaktı. Günün ilk ışıklarıyla yoğun kara rağmen fırınlarını yakan kadınlar, imece usulü depremzedeler için ekmek pişirdi.

    Fırında pişirildikten sonra kartonlara konulan ekmekler, İhsangazi Belediyesine teslim ediliyor. Buradan da pişirilen ekmeklerin AFAD lojistik deposundaki yetkililere teslim edildiği öğrenildi.
    İhsangazi ilçesine bağlı Ciğerci köyünde ikamet eden Pakize Ciğerci, depremzedeler için fırında ekmek pişirdiklerini belirterek, “Pişirdiğimiz köy ekmeğimiz, helal olsun, afiyet olsun” dedi.

  • Depremden etkilenen hayvanlar için harekete geçtiler

    Depremden etkilenen hayvanlar için harekete geçtiler

    Kastamonu Mahalli İdareler Birliği bünyesinde kurulan Sokak Hayvanları Mobil Kısırlaştırma Ünitesi, deprem bölgesinde görev yapmak üzere görevlendirildi. Çeşitli kurum ve kuruluşlar ile hayvanseverlerden temin edilen köpek ve kedi mamaları da afet bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine teslim edilmek üzere biri veteriner hekim olmak üzere üç kişilik ekiple birlikte bölgeye gönderildi.

  • Kestiği ağaçtan düşerek hayatını kaybetti

    Kestiği ağaçtan düşerek hayatını kaybetti

    Olay, dün İnebolu ilçesine bağlı Evrenye köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Evrenye’de cami bahçesindeki ağaçları budamak isteyen Cemal Karademir, merdivenle çıktığı ağaçta yaklaşık 5 metre yüksekten elindeki ağaç kesme motoru ile birlikte düştü. Ağır yaralanan şahıs, olay yerine çağrılan sağlık ekiplerince İnebolu Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen Karademir hayatını kaybetti. Karademir’in cenazesi morga kaldırılırken, jandarma ekipleri olay yerinde incelemelerde bulundu.

    Öte yandan, olay anı güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, Karademir’in kesim motoru ile birlikte ağaçtan düştüğü görülüyor. Karademir’i gören vatandaşlar yardımına koşuyor.

  • 800 yıllık tarih teknolojiye yenildi

    800 yıllık tarih teknolojiye yenildi

    Ergenekon efsanesinden çıkan ve 5 bin yıldır yaşatılan nalbantlık, hayvanların ulaşımdaki yerinin azalması ile yok olma noktasına geldi. Kastamonu’da 800 yıldır yanan ocaklar; teknolojinin gelişmesi ve at, eşek, katır gibi hayvanların yerine traktör, kamyon, otomobil gibi araçların kullanılmasıyla sönmeye başladı. Kastamonu’da nalbantlık mesleğinin son kuşak ustası da yanan ocağı kapatma noktasına geldi. İlkokula giderken dedesinden ve babasından öğrendiği mesleği şimdiye kadar yaşatan Hasan Danacı, nal ve mıhlara rağbetin düşmesi üzerine yanan ocağını da kapatma noktasına geldi. Sipariş üzerine nal ve mıhlar yapan Danacı, ömrünün yettiği yere kadar dedesinden ve babasından teslim aldığı ocağı yakmaya devam edeceğini kaydetti.

    “Nal ve mıhlara artık rekabet yok, teknolojiye yenik düştük”

    Kastamonu’da Ortaköy’de ikamet eden son nalbant ustası Hasan Danacı, “Burada hayvanların ayaklarına nal ve mıh yapıyoruz. Bizim bu ata mesleği, babadan oğula geçiyor. İlkokuldan beri biz nalbantlık mesleğini yapıyoruz. Şimdiye kadar yapıyorduk fakat son birkaç yıldır satışlar iyice düştüğünden dolayı şu anda sipariş üzerine yapmaya başladık. Nal ve mıhlara artık rekabet yok, teknolojiye yenik düştük. At, eşek, katır gibi hayvanlar bitti. Bu hayvanları kullanan olmadığından köylerde artık traktörde çıktı, artık kullanan o yüzden yok” dedi.

    “Yaşatabildiğim kadarıyla yaşatmaya çalışacağım”

    Dedesinden ve babasından nalbantlık mesleğini öğrendiğini anlatan Danacı, “Ben, dedem ve babamdan öğrendim bu mesleği. Artık benim oğlumda yapar mı yapmaz mı bilemiyorum. Artık bu meslek öldüğü için köylerde artık genç nesilde kalmadı. Artık ben, yaşatabildiğim kadarıyla yaşatmaya çalışacağım. Sipariş olursa sipariş üzerine yapıyoruz. At mıhı, eşek mıhı, öküz mıhı. Ben, buradan yaptıklarımı Kastamonu’ya toptancıya gönderiyorum, oradan da başka illere satışı yapılıyor” diye konuştu.

    “Kurtuluş Savaşı’nda atların ayaklarına nal ve mıhlar buradan gönderiliyordu”

    Kurtuluş Savaşı’nda atların ayaklarına nal ve mıhların Kastamonu’daki ocaklarda yapılarak cepheye gönderildiğini söyleyen Danacı, “Bu nal ve mıhları 8’lik demir çubuklardan yapıyoruz. Ocakta ısıtıp çekiç ile döverek kullanıma hazır hale getiriyoruz. İnşaattan çıkan atık demirleri değerlendiriyoruz burada. Dedelerimiz anlatırdı, Kurtuluş Savaşı’nda atların ayaklarına nal ve mıhları buradan gönderiyorlarmış. Cepheye nal ve mıhlar bu ocaklarda yapıldıktan sonra gidiyormuş” şeklinde konuştu.

    “Kurtuluş Savaşı’nda sipahi ocaklarına bu köylerimiz nal ve mıh yapmışlardır”

    Kastamonu’da Ortaköy, Omcular, Yarışlar, Dağyolu, Nalcıkuyacağı ve Kırışoğlu köylerinde nalbantlık mesleğinin yaygın olduğunu belirten Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici ise, “Buralar Amasya’daki Yıldırım Beyazıd Vakfına aittir. Bu köyler nal, mıh, kılıç, özengi, atın koşun takımlarını yapmakla ilk önce görevlendirilmişlerdir. İhsangazi ilçesine bağlı Sipahi köyü vardır. Burada yapılan malzemeler aslında nal, mıh, özengi, kılıç yapılarak Sipahi Ocaklarına verilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda da Sipahi Ocaklarına bu köylerimiz nal ve mıh yapmışlardır. Ama son yüzyılın çeyreğine geldiğimizde atın yerini traktörün alması, eşeğin yerini taksinin almasıyla, bu meslek, bu zanaat bitme noktasına gelmiştir. Son iki temsilcisi kalmıştır. Birisi Hasan Danacı, diğeri de Omcular köyünden Mehmet Akkuş’tur. Bu ailece yapılan bir zanaattır. Önce erkekler bu nal veya mıhı ham olarak yaparlar, kadınlar da döver” ifadelerini kullanıldı.

    “Nalbantlık mesleğinin 5 bin yıllık bir tarihi vardır”

    Nal ve mıhın, Ergenekon efsanesinden çıktığını söyleyen Gezici, “Körüğün bulunması, demirin işletilmesi, nal ve mıh sanatının yapılması, atın evcilleştirilmesiyle Türklerde de başlamıştır. 5 bin yıllık bir tarihi vardır. Anadolu’nun fethiyle devam eden bu bölgede nal ve mıh yapılmaya halen devam ediyor. Ama son temsilcileri artık. Bu sanat da bitmek üzere. Ziraat fakültesinin tarımsal mekanizasyon bölümlerinde bu mesleklerin yüksek lisans tezi olarak verilmesi gerekiyor. Bunlar devletin arşivlerinde bulunmalıdır. Yoksa kaybolup giden bir sanat haline gelecektir” ifadelerine yer verdi.

    “Bu ocaklar, yaklaşık 800-850 yıldır yanıyor”

    Kastamonu’daki ocakların yaklaşık 800-850 yıldır yandığını ifade eden Gezici, “Miladi 1200 yıllardan beri bu ocaklar yanmaktadır. Daha öncesinden Külliye Hadid köyünden gelen demirler burada işletilmekteydi. Karamukmolla köyünden çıkan demirler burada işletilmekteydi. Bu ocakların yaklaşık 800-850 yıllık bir geçmişleri vardır. Bu köylerimizde bulunan ocaklarda her çeşit ürün yapılmaktadır. Usta önce kendi malzemesini yapar; örsünü, çekicini, sacını, kalıbını, kalıplamasını, daha sonra mıh ve nal yapmaya başlar. Kep kep yapmaya başlar, kep kep ise ayakkabı çivisidir. 15. yüzyılda Kastamonu’dan İstanbul’a giden kep kepler daha çok rağbet görüyordu fakat son dönemlerde artık alıcı bulmuyor. Sipariş üzerine çalışıyor şu anda kalan son iki usta” dedi.

    “Kurtuluş Savaşı’nda bu köylerimizde yapılan nal ve mıhlar, cepheye taşınmıştır”

    Kastamonu bölgesinde nalbantlık mesleğinin babadan oğula geçen bir meslek olduğunu söyleyen Araştırmacı-Yazar Gezici, “Çocuk 10-11 yaşlarına ulaştığında mesleği öğrenmeye başlar, 15-16 yaşlarına geldiğinde güzel bir usta olur. Askerde Osmanlı döneminde bu ustalar Sipahi Ocaklarında çalışmışlardır. Sipahi Ocaklarına nal ve mıh yapmışlardır. Kurtuluş Savaşı’nda bu köylerimizde yapılan nal ve mıhlar cepheye taşınmıştır. Daha öncelerinde de kılıç yapılırmış bu ocaklarda. Yatağan kılıçlarının yeri burasıdır” şeklinde konuştu.

  • Cenaze taşıyan midibüs yan yattı

    Cenaze taşıyan midibüs yan yattı

    Kaza, Kastamonu-Taşköprü Karayolu Çetmi köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İstanbul’dan Kastamonu’ya cenaze getiren Esenler Belediyesine ait midibüs, kar yağışı sebebiyle yoldan çıkarak bariyerlere çarptı.

    Savrulan midibüs, yan yattı. Kazada ilk belirlemelere göre 13 kişi yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen ekipler, yaralılara ilk müdahalelerini yaptı.

  • İş yerlerine dadanan hırsıza 39 yıl hapis

    İş yerlerine dadanan hırsıza 39 yıl hapis

    Olay, 2019 yılının Mart ayında Kastamonu’da Nasrullah İş Merkezinde yaşandı. İddialara göre, İstanbul’dan Kastamonu’ya arkadaşlarını ziyarete gelen 28 yaşındaki A.Ö.Y., gece vakti 7 işyerine girerek 11 adet dizüstü bilgisayar ile bir miktar nakit para, tarihi Aşirefendi Hanından da 2 ayrı iş yerinden 6 adet dizüstü bilgisayar ile bir miktar nakip para, Belediye Caddesi’nde bir iş yerinden dizüstü bilgisayar ile bir miktar nakit para ve bir marketten de çok sayıda sigara ile bir miktar para çaldı. İhbar sonrası çalışma başlatan Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, 60 saat boyunca güvenlik kamerası görüntülerini izleyerek olayı gerçekleştiren şahsın A.Ö.Y. olduğunu tespit etti. Polis ekipleri, İstanbul’da düzenlenen operasyonda A.Ö.Y., yaşadığı evde gözaltına alındı. Evde yapılan aramalarda çalıntı olduğu belirlenen dizüstü bilgisayar ile bir miktar nakit para ve bir miktar sigara ele geçirdi.
    Emniyetteki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilen A.Ö.Y. tutuklanarak cezaevine gönderildi. 5 ay sonra tahliye edilen A.Ö.Y. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dava açıldı.

    “Hamile olan kız kardeşim, daha iyi bir hayat sürsün diye çaldım”
    Duruşmada kendisini savunan A.Ö.Y., “Suçlamaları anladım. Olay tarihinde İstanbul’da yaşayan kız kardeşimin durumu çok kötüydü. Kız kardeşim hamileliğinin son haftalarıydı ve maddi imkansızlığı nedeniyle kötü bir evde ikamet ediyordu. Ben onun daha iyi şartlarda yaşamasını istedim ve bu nedenle Kastamonu’ya gelerek çeşitli tarihlerde çeşitli işyerlerinden hırsızlık yaptım. İddianamede belirtilen işyerlerine ayrı ayrı girdiğim ve belirtilen eşyaları ve paraları çaldığım doğrudur. Yine işyerlerine girerken kapıları zorlamıştım, bu nedenle kapılar zarar görmüş olabilir, çok pişmanım. Müştekiler tarafının olay nedeniyle uğramış olduğu zararı karşılamak isterim, soruşturma aşamasında detaylı olarak ifade vermiştim, o ifadelerini tekrar ederim. Annem vefat etti, babam ile görüşmüyoruz, bana yardım edebilecek bir akrabamda yoktur, bu nedenle tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum. Ancak bu şekilde zararları giderebilirim. Eğer cezalandırılmama karar verilecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine bir itiraz yoktur” dedi.

    Mağdurlar, şahsın cezalandırılmasını istedi
    İşyeri soyulan mağdurlardan H.A., M.N.K., A.D., H.G. İ.T. M.Ç., Ü.Ç. ise şahsın kendilerini zarara uğrattığı için kendilerinden şikayetçi olduklarını söyledi.

    39 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı
    Mahkeme heyeti, savunmaların dinlenmesinin ardından sanık A.Ö.Y. hakkındaki kararını açıkladı. Sanık gerçekleştirdiği hırsızlık olayları sebebiyle, toplamda 39 yıl 8 ay hapis cezası ile 14 bin TL adli para cezasına çarptırıldı.

  • Hobisi ekmek teknesi oldu

    Hobisi ekmek teknesi oldu

    Kastamonu’da yaşayan 40 yaşındaki Esin Bideci’nin lise yıllarında hobi olarak öğrendiği terzilik, 15 yıl önce mesleği oldu. Merak üzerine öğrendiği terzilikte kısa sürede el becerisini geliştiren Bideci, mesleğin ustası oldu. Kastamonu’da bulunan tarihi Yakupağa Külliyesi’nde 1 yıl önce kendi iş yerini açan Esin Bideci, dükkanında kumaşlara şekil veriyor. Öztürk, diktiği yöresel kıyafet ve aksesuarları külliyedeki iş yerinde satıyor. 15 yıldır diktiği kıyafetlerle geçimini sağlayan Öztürk, diktiği yöresel halk oyunları kıyafetleri ile büyük ilgi görüyor.

    “Tamamen el uğraşı isteyen bir meslek”

    İşini severek yaptığını söyleyen Esin Bideci, “Yaklaşık 15 senedir bu işle meşgulüm. Ama dükkanı 1 yıl önce açtım. Yöresel kıyafetler dikiyorum, isteğe bağlı olarak kıyafet tamirat işleri yapıyorum, kiralıyorum. Bir kadın olarak herkesin hobi olarak sevdiği işte uğraşmasını temenni ediyorum. Ben mesleğimi seviyorum, daha büyük hedeflerim var. Umarım hayallerimi ileriki zamanlarda gerçekleştiririm” dedi.

  • Merakın sonucu ustalık oldu

    Merakın sonucu ustalık oldu

    Kastamonu’da yaşayan 43 yaşındaki Çile Öztürk, 10 yıl önce ahşap oymacılığı ile uğraşan eşinin mesleğine karşı ilgi duymaya başladı. Hobi olarak eşinden ahşap oymacılığını öğrenen Çile Öztürk, eşinin eve getirdiği ahşaplara oyma yöntemi ile şekil vermeye başladı. Kısa sürede gelişen el becerisi ile eşine taş çıkartmaya başlayan Çile Öztürk, hobi olarak başladığı ahşap oymacılığını meslek edindi. Eşinin desteği ile Kastamonu il merkezinde bulunan Yakupağa Külliyesinde kendi iş yerini açan Çile Öztürk, hem kendi dükkanında hem de eşinin iş yerinde eline aldığı çekiç, bıçak ve iskarpela ile ahşaplara şekil veriyor. Öztürk, işlediği ahşaplardan ürettiği sandık, oyuncak ve aksesuarları tarihi külliyedeki iş yerinde satıyor.


    “Tamamen hobi olarak başladı”

    Yaptığı işi çok sevdiğini söyleyen Çile Öztürk, “İlk başlarda eşimin işiydi. Eşim yaparken merak ettim, ‘ben de yapmak istiyorum’ dedim. Zor olduğunu söyledi. Denemem için parçalar getirdi, kırmadan ben onları evde yapmaya başladım. Sanayide eşimle beraber yapıyordum. Tamamen hobi olarak başladı ama çok zevkli olduğu için devam ettirdim. Sanayide ve dükkanımda bu sanatı yapıyorum. Dükkanı 5 sene önce açtım ama çoğunlukla sanayi sitesinde bulunan eşimin dükkanındayım” dedi.

    “Herkes, ‘bu erkek işi. Çok kuvvet istiyor’ diyor”

    Yaptığı işin zor yanlarına değinen Öztürk, “Yaptığım iş tamamen güç, sabır, sevgi istiyor. Herkes, ‘bu erkek işi. Çok kuvvet istiyor’ diyor. Ama aslında sevgi ve sabır işi” diye konuştu.