Kategori: Kastamonu

  • Kastamonu’da 6 ev küle döndü

    Kastamonu’da 6 ev küle döndü

    İnebolu ilçesine bağlı Yamaç köyünde Ömer Ata isimli vatandaşa ait evde henüz bilinmeyen sebeple yangın çıktı. Alevler, kısa sürede büyüyerek tüm evi kapladı. Alev topuna dönen evdeki yangın diğer evlere de sıçradı.

    Köydeki vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. İnebolu, Abana, Bozkurt, Küre ve Çatalzeytin ilçelerinden gelen itfaiye ekipleri ile Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğüne ait arazözlerin müdahalesi ile yangın söndürüldü. Yangında Ömer Ata ile Sami Zeyrek, Muharrem Sevinç, Osman Karakaş, Ahmet Acar ve Bülent Taşdemir’in evleri yandı. Yangında 5 evin tamamen kullanılmaz hale gelirken, 1 ev de zarar gördü.

    Yangında ayrıca ‘Kontes’ isimli köpeğin 7 yavrusu da yanarak telef oldu.

    “Vatandaşlarımızdan ricamız elektrik tesisatlarını yenilesinler”

    Yangın sonrası Yamak köyüne giderek söndürme çalışmaları hakkında bilgiler alan Vali Avni Çakır, “Maalesef Kastamonu’daki en büyük korkularımızdan bir tanesi köylerdeki ev yangınlarımız. Gece saatlerinde İnebolu’nun Yamaç köyünde muhtemelen elektrik kontağından çıkan yangında görüldüğü üzere yanan alan küçük gibi görünse de burada birbirinden bağımsız 5 tane ev vardı. İtfaiye ekiplerimiz seri bir şekilde hareket etmelerine rağmen maalesef yangın ahşap evler olduğu için 5 tane ev tamamen yandı. Ekiplerimizin yoğun çalışması sonrasında yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Bizler de vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermek hem de geçmiş olsun demek için buradayız. Burada ikameti olan ve ekonomik durumu zayıf olan arkadaşlarımızın evlerini yeniden yapmaları noktasında gayret göstereceğiz. Diğer vatandaşlarımızı da biraz onlardan biraz bizden yardım toplayacağız inşallah. Vatandaşlarımızın tamamı 6 ay İnebolu’da, 6 ay İstanbul’da kalıyorlar. İlk etapta bir yerlere yerleşmeleri noktasında sıkıntımız yok. Ama vatandaşlarımızın bu konuda bizlerden talepleri olursa, sürekli burada kalmak isterlerse çözüm buluruz” dedi.

    “Köylerdeki bazı evlerde 1980’li yıllarda yapılan elektrik sistemi olunca ne yazık ki yangınlarla karşılaşıyoruz”

    Kastamonu’da elektrik kaynaklı yaşanan yangınlara dikkat çeken Vali Çakır, “Maalesef elektrikle alakalı gerekli sistemleri, yeni teknolojik aletlerle nüfus artışını tam olarak karşılamıyor. Bizler de Valiliğimiz öncülüğünde başlatmış olduğumuz kampanyada yoğun çabalarımıza rağmen maalesef tam istediğimiz rakamlara gelemedik. Köylerdeki bazı evlerde 1980’li yıllarda yapılan elektrik sistemi olunca ne yazık ki yangınlarla karşılaşıyoruz. Bir de diğer evler değiştirse dahi maalesef o evlere de sirayet ediyor. O yüzden buradan çağrıda bulunuyorum, hem valiliğimiz destekleriyle, Orman Genel Müdürlüğümüzün Orköy kredileriyle vatandaşlarımızın elektrik tesisatlarını yenileyerek bizlere destek olmalarını bekliyoruz. Vakıf aracılığıyla bizlerde durumu olmayanlara yardımcı oluyoruz. Bu konuda vatandaşlarımızın bizlere destek olmasını istiyoruz. Bu yangınları elektrik sistemlerini yenileyerek ancak azaltabiliriz. Bu yangında da Allah’a şükür tesellimiz can kaybının olmamasıdır. Hiçbir vatandaşımızın burada mağdur olmasına müsaade etmeyiz. Onların taleplerini karşılıklı görüşeceğiz, ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu

    “İlk yangın benim evimden çıkıyor ve etrafa yayılıyor”

    İlk yangının çıktığı evin sahibi Ömer Ata ise, “Yangından bir gece evvel köpeğim iki yavrusunu çakallar kaptı. Hayvanlar gece dışarı çıkınca çakallarda kapıyor. Gece benim evimde dahil çıkan yangında bende bu hayvanları çakallar yemesin diye evime almıştım. Güzel onlara yer yapmıştım. Fakat sonuçta yangında köpeğimi kurtarabildim, yavruları kurtaramadım. Yavruları kurtarmaya kalksaydım kendimde yangından çıkamazdım. Onun için bu hayvan hem benim yanımdan ayrılmıyor hem de yangın bölgesinde ayrılmıyordu. 7 tane yavrusu vardı, hepsi yandı. Yangın çıktığında ben evde değildim. Ben saat 9 gibi evden çıktım, saat 11 gibi de evden alevler çıkmış. İlk yangın benim evimden çıkıyor ve etrafa yayılıyor. Ben her sene buraya gelirim. Fakat bu yıl bu felaketi yaşadık. Ben ve eşim yaşıyordu evde” diye konuştu.

  • Kastamonu’da kontrolden çıkan araç devrildi

    Kastamonu’da kontrolden çıkan araç devrildi

    Kaza, Daday-Selalmaz-Eflani karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Özcan Türkmen yönetimindeki 78 SD 019 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak tarlaya uçtu. Tarlada devrilen ve ters dönün otomobilin sürücüsü Özcan Türkmen yaralandı. Yaralanan sürücü Türkmen, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Kazanın ardından jandarma ekipleri olay yerinde incelemelerde bulundu.

  • Yolcu otobüsü ile traktör çarpıştı: Ölü ve yaralılar var

    Yolcu otobüsü ile traktör çarpıştı: Ölü ve yaralılar var

    Kaza, Kastamonu’nun Taşköprü ilçesi Kastamonu Sinop karayolu Hamzaoğlu köyü yolu mevkiinde meydana geldi.

    Yolcu otobüsü ile traktör çarpıştı. Ölü ve çok sayıda yaralanın olduğu öğrenilen kaza yerine ihbar üzerine çok sayıda sağlık, jandarma, polis ve itfaiye ekibi sevk edildi.

  • Türkiye’nin en yaşlı gazisine son veda

    Türkiye’nin en yaşlı gazisine son veda

    Türk Silahlı Kuvvetlerinde 30 yıl görev yapan, katıldığı Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda gazi unvanını alan Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şube Başkanı Emekli Albay Ali Cesuroğlu, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

    Türkiye’de yaşayan en yaşlı gazi unvanına sahip olan ve 99 yaşında hayatını kaybeden Emekli Albay Ali Cesuroğlu’nun cenazesi, İstanbul’dan Kastamonu’ya getirildi. Kastamonu il merkezinde bulunan Nasrullah Camiinde Cesuroğlu için tören düzenlendi.

    Öğle namazını müteakiben kılınan cenaze namazı ardından Emekli Albay Ali Cesuroğlu’nun cenazesi, Kastamonu Şehitliğinde toprağa verildi. Askeri tören ile uğurlanan Ali Cesuroğlu’nun cenaze geçişinde komandolar ve gaziler asker selamı verdi.

  • Kastamonu’da kaybolan otizmli çocuk, dövmesi sayesinde bulundu

    Kastamonu’da kaybolan otizmli çocuk, dövmesi sayesinde bulundu

    Kastamonu’da annesinden balon isteyen 11 yaşındaki otizmli çocuk, annesi baloncuya para öderken elini bırakarak kayboldu. Kaybolduktan 20 dakika sonra otizmli çocuk, İhsangazi yolu üzerinde yolda oynadığı sırada bir esnaf tarafından fark edildi. Otizmli çocuğu önce koruma altına alan duyarlı vatandaş, “Sevgi İzi” projesi çerçevesinde çocuğun elinin üzerine dövme ile yazılan numarayı gördü. Numarayı arayarak çocuğun ailesine ulaşan vatandaş durumu bildirdi. Evinden 7 kilometre uzakta bulunan çocuk, esnaf tarafından ailesine teslim edildi.

    “Çocuğum kaybolduğu an dünyanın benim için bittiği an”

    Defalarca kaybolan oğlunun kolundaki numara sayesinde bulunduğunu belirten anne Nilgün Ciğerci, “Oğlum çok hiperaktif ve sürekli kaçıyor. Birisine para ödemek için elimi bıraktığım an oğlumun yanımdan bir saniyede kaybolduğuna çok kez şahit oldum. Bunun üzerine ben çocuğuma bir sevgi izi yaptırmaya karar verdim. Oğlum defalarca kayboldu. Saniyeler içerisinde yok olabilen bir çocuk. ‘Sevgi İzi’ yaptırmaya karar verdikten sonra Kastamonu, bu konuda çok duyarlı çıktı ama daha çok vatandaşlarımızın duyarlı olmasını istiyorum. Bileğinde bir numara var, belli oluyor. Kimisi numara bastırıyor, kimisi telefon yazdırıyor ama ben, telefon numarasını yazdırmayı tercih ettim. Çok fazla kayboluyor o yüzden polis teşkilatını da sürekli aktif hale getirmek istemedim. Sevgi izinin bizim için ne kadar önemli olduğunu bilselerdi bir anneye bir hayatın nasıl verildiğini bilselerdi daha çok gözlerini ya da kulaklarını çevrede olan bitenlere dikerlerdi. Çünkü çocuğum kaybolduğu an dünyanın benim için bittiği an. Bir süre sonra telefon gelecek, çocuğunuza araç çarptı ya da hayvanlar ısırdı, ne olacağını bilmiyorsun ondan sonra. Eliniz telefonda, kulağınız çevrede ama gelen bir telefonla ‘çocuğunuz yanımızda’ dediği an bir anneye bir hayat veriyorsunuz. Ben, Sevgi İzi projesini bir anneye bir hayat vermek emojisiyle kullanıyorum. Belki siz o an basit bir şey yapmış olabilirsiniz, ‘çocuğunuzu buldum, aradım’ diyebilirsiniz ama karşınızdaki o annenin yaşayacakları, hissettikleri, o kadar derin ki o kadar kafamda sorun kuruyorum ki araba çarpabilir, caddeye atlayan bir çocuk, çoğu kez caddeden almışlar oğlumu. İnsanız, saniyesinde elimi bıraktığında oğlum yok oluyor ve bunu bir türlü çaresini bulamıyorum. Oğlumu bağlayacak halim yok, lütfen vatandaşlarımız otizmli çocuklar noktasında biraz daha duyarlı olsunlar. Etraflarında kaçan, sürekli koşan ya da değişik hareketler yapan birilerini bulduklarında ve ellerinde de işaretler var ise şaşırmayın, numara var ise polis teşkilatını arayın eğer telefon numarası var ise o numarayı arayın. Bize bir hayat bağışlayın” dedi.

    “Elimden kurtuldu, 7 kilometre uzaklıkta 20 dakika sonra bulundu”

    Baloncuya para verirken oğlunun elinden kurtularak kaçtığını ifade eden anne Ciğerci, “Bir anda yok olduğunu gördüm, arkasından koştum ama yetişemedim. Sonra kayboldu, her yerde oğlumu arıyoruz, polislere soruyoruz, vatandaşlara soruyoruz ama yaklaşık 20 dakika sonra bir telefon geldi. İhsangazi yolu üzerinde şehrin çıkışına kadar gitmiş, caddeye atlamış, orada bir manav kardeşimizden Allah razı olsun. Çocuk caddeye atlayınca ‘bu normal çocuk değil’ diyerek oğlumu yakalamış ve muhafaza altına almış. Ondan sonra bileğindeki numaradan beni aradı. O anda sanki bana dünyanın bütün servetini vermişler gibi geldi. Mutluluklar içerisindeydim. Onun için duyarlı olmaya davet ediyorum vatandaşlarımızı. Etrafınızda koşan, değişik hareketler yapan çocuklar olursa ya da bu alzheimer hastası da olabilir, lütfen duyarlı olun ve polis teşkilatını ya da jandarmayı arayın. Bu ülkede hepimiz yaşıyoruz. Sizler bizim elimizden tutmazsanız, bizlere destek vermezseniz bizlerin hayatı çok zor oluyor” diye konuştu.

    “Özel birey çocuk bulunduğu koluna bakıp aileyi ya da polisi arasınlar”

    Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz ise, “Sevgi İzi, ‘beni buldular’ diye bir projemiz. Özel bireylerimiz anlık bir dalgınlıkta kaybolabiliyorlar. Kaybolduğunda emniyet güçlerimiz ya da duyarlı vatandaşlarımız sayesinde kollarındaki ‘Sevgi İzi’ numaralarıyla direk ailenin irtibat bilgilerine ulaşabiliyorlar. Ailenin telefonları olduğu için hemen aile aranıyor, kaybolan özel bireyli çocukların çabuk bulunması noktasında hayati önem taşıyor. Çünkü çocuklarımız annenin anlık bir dalgınlığında kaybolabiliyor. Eğer özel bireyler değişik davranışlar yaptığı zaman hemen kollarına bakıp en yakın emniyet birimlerine götürülmeli bizim için hayati önem taşımaktadır. Çok şükür Kastamonu’muz bu konuda çok duyarlı, vatandaşlarımız ve emniyet güçlerimiz sayesinde özel bireyli çocuklarımız kaybolduğunda en fazla iki saatte bulabiliyoruz” şeklinde konuştu.

    “Sisteme girilen numara arkadaşlarımızın bulunmalarını sağlıyor”

    Özel çocukların kollarına ücretsiz bir şekilde numara yazdıklarını söyleyen işyeri sahibi Murat Yaman da, “Rehabilite olan arkadaşlarımızın sisteme girişlerini yapıyoruz. Gerek bunu telefon numarasıyla gerek projenin internet sitesi üzerinden bilgilerini girerek gerçekleştiriyoruz. Sisteme girilen numaradan arkadaşlarımız kayboldukları andan itibaren tekrar bulunmalarını sağlıyor. Rehabilite olan arkadaşlarımız, çok daha kolay bulunabilmesini sağlıyor. Bizlerde bu hizmeti ücretsiz bir şekilde ailelerimize vermeye çalışıyoruz. Köklerden yapılan toz boyalarla sağ ya da sol bilek üzerine sistemden aldığımız numaraları işliyoruz. Bu numara çocukta kalıcı oluyor, ömür boyu kolunda oluyor. Arkadaşlarımız kaybolduklarında bulan kişi tarafından aileye kolaylıkla ulaşılabiliyor. Biz bu hizmeti de ailelere tamamen ücretsiz bir şekilde veriyoruz. Bundan sonrada vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’nin en yaşlı gazisi hayatını kaybetti

    Türkiye’nin en yaşlı gazisi hayatını kaybetti

    Kore ve Kıbrıs savaşlarında görev alan ve Türkiye’de yaşayan en yaşlı gazi unvanına sahip Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şube Başkanı Emekli Albay Ali Cesuroğlu, 99 yaşındaki hayatını kaybetti.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinde 30 yıl askeri hakim olarak görev yapan ve pek çok tarihi olaylara şahitlik etmiş olan Cesuroğlu’nun cenazesi, yarın öğle namazına müteakiben Nasrullah Camisinde kılınacak cenaze namazının ardından Anıt Mezarlığında toprağa verilecek.

  • Hayvanlarını kurtarmak için canını hiçe saydı

    Hayvanlarını kurtarmak için canını hiçe saydı

    Kastamonu’da 3 Eylül tarihinde il merkezinde etkili olan şiddetli sağanak yağış sebebiyle 400’den fazla bodrum ve giriş katlarda bulunan iş yeri, ev, kapalı otopark ve depoları sel suları bastı. Yaşanan sel sonrasında Kastamonu Belediyesi ekipleri, bir yandan temizlik çalışmalarını sürdürürken diğer yandan da hasar gören yerlerde onarım çalışmalarını devam ettiriyor.

    Hayvanlarını kurtarabilmek için canını hiçe saydı

    Yaşanan sel sırasında canını hiçe sayarak boğulmak üzere olan köpek ve tavukları kurtaran emekli öğretmen Baha Can ise büyük takdir topladı. İnönü Mahallesi’nde yaşayan Can, kulübede boğulmak üzere olan köpek ve tavuklarını görünce suya atladı. Baha Can, kulübede boğulmak üzere olan av köpeği, tavuk ve civcivleri kucağına alarak apartmana taşıdı. O sırada cep telefonuna çekilen görüntülerde, Baha Can’ı apartmanın penceresinden izleyen vatandaşlar, “Canını da hiçe sayıyorsun” diyerek geri dönmesi için ikna etmeye çalıştı. Baha Can’ın yağış sırasında sele maruz kalan aracı ise zarar gördü.

    “Bozkurt’taki hadise aklıma geldi ama ben hiç düşünmeden suya atladım ve hayvanlarımı kurtardım”

    Kuşburnu topladıkları sırada yağışa yakalandıklarını söyleyen emekli öğretmen Baha Can, “Damatlarım ve kızlarımla birlikte ormanlık alana kuşburnu toplamaya gittik. Baktık hava kararmaya başladı, siyah bir hal aldı. Dedim ki kuşburnu kalsın biz canımızı kurtaralım. Hemen araç ile yola çıktık ve aracı da garaja çektik. Bu arada dolu ile birlikte yağmur başladı. Yavaş yavaş bu görülen alana doğru sular yükselmeye başladı. Tabii ki benim burada köpeğim ve tavuklarım var, civcivlerim var. Ben, 40-50 yıldır hayvan beslerim, biraz da merakım var. Camdan bakıyorum, biraz içime korku düşmeye başladı. Çünkü kümese doğru sel suları yaklaşmaya başladı. Bu arada istinat duvarı delindi ve çaydan sel suları bu görülen alana doğru akmaya başladı. Bozkurt’taki hadise aklıma geldi, adam aracını kurtarmaya gidiyor ve bu arada kendisini de sel alıp götürüyor. Benim bu anlar gözümün önüne geldi ama benden onlardan bir tanesi olayım dedim, hiç düşünmedim. Çünkü sel suları çok yükseldi. Aşağıya indiğimde apartmandan bağırıyorlardı. Hocayı sel götürecek, hocaya sahip olun diyorlardı sürekli apartmandan. Ben de el salladım, onlar da beni boğuluyor zannetmişler. Sel suları göğsümü geçti, su bastı. Yürümekte artık zorluk çekiyordum. Beni sel suları sürüklemeye başladı, kenara doğru atıyordu. Çünkü çayın kenarında bulunan istinat duvarından gelen su çok şiddetli akıyordu. Sürünerek geldim. Önce köpeğimi kurtardım, zincirini çıkardım ve köprüye doğru salıverdim. Sonra civcivleri ve tavukları kucağıma alarak kurtardım. Tekrar dışarı çıkıp baktığımda köprü üzerinde olan köpeğim, baktım kendini kenara atacaktı. Ya çaya atlayacak ya da suya atlayacaktı, sonra boğulup gidecekti. Tekrar apartmandan indim ve köpeği kucağıma alıp eve götürdüm. Ben burada ölümü falan hiç düşünmedim. Onlar bize Allah’ın emanetleri, biz Allah’a emanetiz, onlar da bize emanet” dedi.

    “Onları kurtarmak için hiçbir şey düşünmeden suya atladım”

    Apartmanın camından baktığı sırada sel sularının yükselmeye başladığını ifade eden Can, “Hiçbir şey düşünmeden suya atladım. Sel suları göğsüme kadar yükseldi. Sular yükseldikçe feryatları duymaya başladım. Kulübeye geldiğim zaman köpeğim çocuk gibi ağlıyordu. Öyle bir hıçkırarak ağlıyordu ki çocuk gibi ağlıyordu. Yüreğim parçalandı. Tasmasını çor sıyırdım, tasmasını açtığımda köpeğim boğazındaydı sel suları. Gözleri falan köpeğin irileşmişti. Allah’a şükürler olsun bin kere, bana cesaret verdi rabbim, boğulmaktan kurtardım hayvanlarımı” diye konuştu.

  • Kastamonu’da içme suyu uyarısı

    Kastamonu’da içme suyu uyarısı

    Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü, önceki gün Kastamonu’da etkili olan kuvvetli sağanak sebebi ile su hatlarında yaşanabilecek olumsuzluklarla ilgili vatandaşları uyardı.

    Yapılan yazılı açıklamada, yağış sebebiyle su kaynaklarının kirlenebileceği ve bu tür durumlarda şebeke suyunun kaynatılarak kullanılması gerektiği belirtildi. Kirliliğinden şüphelenilen suların tüketilmemesinin belirtildiği açıklamada, “İlimizde yaşanan aşırı yağmurlar nedeniyle, içme ve kullanma suyu şebekeleri ile kanalizasyon şebekelerinde arızalar oluşabilmektedir. Yağmurlar nedeni ile çevresel kirlilik yüzeysel su kaynaklarına taşınabilmekte; kaynak, kaptaj ve su kuyularının kirlenmesi söz konusu olabilmektedir. Bu tür durumlarda şebeke suyu içme amaçlı kullanılacak ise su berraklaşıncaya kadar 3-5 dakika akıtılmalı ve tercihen kaynatılıp soğutularak kullanılmalıdır. Temiz gıda ve su tüketilmesi, kaynağı belli olmayan veya kirlendiğinden şüphelenilen suların kullanılmaması gerekmektedir. Yine içme suyunda bulanıklık veya koku gibi değişiklikler fark edildiğinde suyun kaynatılıp soğutularak kullanılması uygundur” ifadelerine yer verildi.

  • Düğün hediyesi olan eşek, can yoldaşları oldu

    Düğün hediyesi olan eşek, can yoldaşları oldu

    Kastamonu’nun Ağlı ilçesinde 40 yıl önce dünya evine giren Satı (58) ve Gülay Ketenci (60) çiftine, düğün hediyesi olarak eşek hediye edildi. O dönemde daha yavru olan eşek, zamanla evin vazgeçilmezi oldu. Hiçbir işte çalıştırılmayan eşeğe, adeta bebek gibi bakan Gülay Ketenci, hastalandığında ise veteriner hekim getirerek muayene ettirdi. Eşeğinin bakımlarını da aksatmayan Gülay Ketenci, ayrıca düzenli olarak aşılarını da yaptırdı. 35 yıldır aile birlikte yaşamını sürdüren ve ismine ‘Kezban’ adı verilen eşek, Gülay Ketenci’nin yanından hiç ayrılmıyor.

    Vefat eden annesinden kalan tek hatıra

    Eşeğini çok sevdiğini ve ona gözü gibi baktığını söyleyen Gülay Ketenci, vefat eden annesinden kendisine kalan tek hatıra olduğunu kaydetti. Düğün hediyesi olarak eşeği kendisine verdiklerini anlatan Gülay Ketenci, “Annem ve babam, eşeği bana evlenirken hediye olarak verdiler. Ben ona hiç kıyamam, üzerine yük yükleyemem, veteriner geldiğinde aşısını yaptırırım, çok akıllıdır, benim yanımdan ayrılmaz. Dışarıda ormanda bıraksam kendi kendine eve kadar gelir. Çok akıllıdır” dedi.

    ‘Kezban’ ismini verdikleri eşeğin 35 yıldır kendilerinde olduğunu belirten Gülay Ketenci, “30-35 yaşındadır. Biz, eşeğe iyi baktık, iyi bakınca da bu yaşlara kadar geldi. Arpa ile yem ile eşeğe bakıyoruz. Bakımlıdır, hatta biz ona yem vermesek bile o, kapıyı açıp içeriye giriyor ve karnını doyuruyor. Daha öncesinden bir şeyimiz yoktu. Adet bu şekildeydi inek verilirdi. Bana da inek vermemişler, eşek vermişler” diye konuştu.
    Annesinden kendisine tek hatıra olarak eşeğin kaldığını ifade eden Gülay Ketenci, “Annem vefat etti, annemden de bana hatıra kaldığı için gözüm gibi bakıyorum. Annem ona Kezban derdi, bende aynı şekilde Kezban diyorum. İsmine Kezban koyduk. Annem sevdiğinden eşeğine Kezban demiş, bizde öyle Kezban diye devam ettiriyoruz” şeklinde konuştu.

    “Ben 40 yıllık evliyim”

    40 yıllık evli olduğunu söyleyen Gülay Ketenci, “Eşek ben çağırdığım zaman hemen yanıma gelir. Kezban’ımla aramız iyidir. Dur deyince durur, gel deyince de gelir. Bu eşek, bana annemi hatırlatıyor. Çocuklarım bana eşeği ne yapacaksın diyorlar, satalım diyorlar. Ben ‘yok’ diyorum, ahırın bir köşesinde duracak diyorum, satmam diyorum, o bana annemden hatıra diyorum” ifadelerini kullandı.

    “O benim can yoldaşım, onu çok seviyorum”

    Eşeğin kendisine can yoldaşı olduğunu ve çok sevdiğini belirten Gülay Ketenci, “Bir keresinde eşeğimiz hastalandı, ilçemizde çok kar vardı. Sonra veteriner hekimi çağırdık, sağ olsun o da geldi. Eşeğimize serum taktı, bağırsaklardan üşütmüş, hastalanmış. Ölüyordu sancıdan, serum takınca eşeğimiz kurtuldu, iyileşti. Ben ona böyle bakıyorum. O benim can yoldaşım. O benim tek hayvanım. Onu çok seviyorum. Ben, köyde tarlada çalıştım, beyinde İstanbul’da bir süre çalıştı. İki oğlum var, biri 40 yaşında diğeri 35 yaşında. İki gelinim var, 4 tane torunum var” dedi.

    “Düğün hediyesi olarak bize eşek verdiler”

    Evlendiklerinde kendilerine eşek hediye ettiklerini anlatan Satı Ketenci ise “Evlenince bize bir eşek verdiler. O eşek hala yaşıyor. Ara sıra ormana gezmeye gidiyorduk ama artık bizde o da yaşlandı, eskisi gibi gidemiyoruz. Düğün hediyesi olarak bize eşek verdiler. Ormana gitsinler, odun yapsınlar diye. Eskiden öyleydi. Çok fazla yoksulluk çektik, şimdiki gibi bir şey yoktu, varlıklı değildik. Her şey el ile yapılıyordu, şimdi elektrik var, makine var, işin büyük çoğunluğunu onlarla yapıyorsunuz. Hala eşeğimize bakıyoruz, bende yardımcı oluyorum. Bizim can yoldaşımız, canım benim o. Bizim gibi eşekte yaşlandı artık bizde o da emekliliğe ayrıldı. 30-35 yıldır eşek bizim yanımızda, bizimle birlikte” ifadelerini kullandı.

  • Kastamonu’ya patates büyüklüğünde dolu yağdı

    Kastamonu’ya patates büyüklüğünde dolu yağdı

    Kastamonu’da öğleden sonra güneşli hava yerini sağanak yağışa bıraktı. Yağmurla birlikte Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde patates büyüklüğünde dolu yağdı.

    Yaklaşık 10 dakika süren dolu yağışı hayatı olumsuz etkiledi.