Kategori: Keles

  • Bursa’nın yöresel ürünlerinden “Sorgun peyniri”nin marka değerinin yükseltilmesi hedefleniyor

    Bursa’nın yöresel ürünlerinden “Sorgun peyniri”nin marka değerinin yükseltilmesi hedefleniyor

    Bursa’nın dağ ilçelerinden Keles’e bağlı kırsal Sorgun Mahallesi’nde geleneksel yöntemle üretilen peynirin marka değerinin yükseltilmesi hedefleniyor.

    Uludağ’ın güney yamaçlarında 1600 metre rakımlı alanda 6 asırlık geçmişe sahip, eskiden köy statüsünde olan 850 nüfuslu mahallenin halkı, asırlardır atalarından gelen “Sorgun peyniri”nin üretimini sürdürüyor.

    Kışın zor şartlarda küçükbaş ve büyükbaş hayvanlardan elde ettikleri sütleri değerlendirmek için güçlerini birleştiren mahalleliler, 1969’da Sorgun Tarımsal Kalkınma Kooperatifini kurdu.

    Kooperatif bünyesinde 1980’lerde başlayan peynir üretimi, Orman ve Köy İlişkileri (ORKÖY) Genel Müdürlüğü ve Keles Kaymakamlığının destekleriyle 1999’da açılan süt işleme tesisi ile daha geniş bir alana yayıldı.

    Yaylalarda otlatılan büyükbaş hayvanlardan sağılan sütler tesise getirilerek işleniyor. Üretim aşamasında 4 kişinin çalıştığı işleme tesisinde günlük 3,5 ton sütten yaklaşık 500 kilogram peynir üretiliyor.

    Mayası, aroması ve sütün işlenişi bakımından kendine has özellikleri bulunan Sorgun peyniri mayalandıktan sonra olgunlaşması için 6 ay bekletilerek satışa sunuluyor. Sınırlı miktarda üretilen bu lezzetli ve doğal peynirden almak isteyenler, önceden sipariş veriyor.

    Kaymakamlığın girişimleriyle Sorgun peyniri, Ticaret Bakanlığınca “yöresel ürün” olarak tescillendi.

     “Tesisi desteklemeye çalışıyoruz”

    Keles Kaymakamı Kübra Teymur, yaptığı açıklamada, Sorgun Mahallesi’nin ilçe merkezine 20 dakika uzaklıkta yer aldığını söyledi.

    Geçimini genellikle tarım, hayvancılık ve ormancılıktan sağlayan halkın kooperatif çatısı altında bir araya gelmesinin büyük avantaj olduğunu belirten Teymur, şöyle devam etti:

    “Kooperatifle günümüzde 10 kişiye hatta giderek artan bir sayıda istihdam sağlıyorlar. Sorgun peyniri, tadanlara kendi reklamını yaptırıyor ama biz yerel bazda kalmak istemiyoruz, ulusal çapta tanınmak istiyoruz. Bu hususta Kaymakamlık olarak elimizden gelen ne varsa destek sağlıyoruz. Daha çok gerekli yerlerle görüşüp makine ve teçhizat anlamında tesisi desteklemeye çalışıyoruz.”

    Kooperatifi başkanı Hüseyin Yavuz da üyelerinin ürünlerini değerlendirmek için çalıştıklarını anlattı.

    Yavuz, “Mandıramızda ürettiğimiz ürünleri pazarlayarak üyelerimize katkıda bulunuyoruz. Kooperatif olarak kar payı dağıtmıyoruz ancak 180 üyemize yemi ucuza getirip, sütünü piyasanın çok üstünde bir fiyata satın alıyoruz. Çevre köylerden, Domaniç’in köylerinden bile süt alıp mallarına değer katmış oluyoruz.” dedi.

    Tesiste 16 yıldır çalışan peynir üretim ustası Şenol Demir ise günlük 3,5 ton süt işleyebildiklerini ancak kapasitelerinin 5 ton civarında olduğunu belirtti.

    Peynirlerin Bursa ve ilçeleri dışında Kocaeli, Kütahya gibi çevre illere satıldığını aktaran Demir, “Müşterilerimizden yoğun talep gelmeye başladı. Artan taleple daha çok üretim yapıp peynirimizi satmak istiyoruz.” diye konuştu.

  • Osmanlı’nın savaşa hazırlandığı Kocayayla misafirlerini bekliyor

    Osmanlı’nın savaşa hazırlandığı Kocayayla misafirlerini bekliyor

    Bursa’nın dağ ilçelerinden Keles’in sınırları içinde bulunan, Osmanlı’nın savaşa hazırlandığı 1200 metre rakımlı Kocayayla, sömestir tatilinde izole tatil arayanları ağırlamayı bekliyor.

    Bursa kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta ve Uludağ’ın güney eteklerinde bulunan yaklaşık 500 dönümlük çayırlık alana sahip Kocayayla, özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde izole tatil arayışına girenler için önemli bir seçenek oldu.

    Etrafı karaçam ağaçlarıyla örtülü, bol oksijenli temiz havaya sahip yayla, hem kent halkı hem de civar illerde yaşayanlar için önemli bir mesire ve kamp alanı özelliğini taşıyor.

    Salgın döneminden önceki 4 yıl Türk Dünyası Ata Sporları Şenliklerine de ev sahipliği yapan, Türk siyasi tarihine yön veren kararların alındığı, Bursa’ya 60 kilometre uzaklıktaki Kocayayla, kış aylarında da sakinlik ve doğal güzellik arayanların adresi oldu.

    Son günlerdeki yoğun kar yağışının ardından Kocayayla, otağ bölgesi, bungalovları ve doğal güzelliğiyle ziyaretçilere huzur dolu zamanlar geçirebilecekleri tatil imkanı sunuyor.

    “İzole tatil arayanları Keles ilçemize bekliyoruz”

    Konuyla ilgili  açıklama yapan Keles Kaymakamı Kübra Teymur, ilçenin yaklaşık 14 bin nüfusa sahip olduğunu belirtti.

    Teymur, ilçenin, doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi bir yanının da bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

    “Şu an bulunduğumuz Kocayayla, Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında savaşa hazırlandığı yer. Aynı zamanda doğal güzellikleri bulunan Gököz’ümüz var. Her yıl Kocayayla’da düzenlediğimiz şenliğimiz var. Kocayayla ayrıca Bursa’nın en gözde mesire ve piknik alanlarından biri. Şenlikler ve günübirlik ziyaretleri katarsak yılda yaklaşık 200 bin kişiyi ağırlıyoruz. Kocayayla’da büyük şehirlerin stresinden uzaklaşmak isteyen doğa severleri, kampçıları, izcileri Keles’imizin incisi Kocayayla’ya bekliyoruz her zaman. Yazın kamp ve piknik aktivitelerinin yanında kışın da bungalov evlerimizle konaklamak isteyen misafirlerimizi aktif olarak ağırlıyoruz. Sömestir tatilini değerlendirmek isteyenler için bungalov evlerimiz var, aynı zamanda Uludağ’ın kalabalıklığına alternatif olarak Kocayayla’ya kafa dinlemeye gelebilir insanlar.”

    Sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin değerlendirmesi gereken yerler arasında Kocayayla’nın da bulunduğuna işaret eden Teymur, “Pandemide izole bir tatil seçeneğiyle sömestiri geçirmek isteyenleri bekliyoruz. Bungalovlara ve dolayısıyla Kocayayla’ya ilgi oldukça yoğun. Önceden rezervasyon almak kaydıyla kalabilir isteyenler. Bu konuda gayet iyi ilerliyoruz.” diye konuştu.

    Kocayayla’ya yakılan türkü eşliğinde eşsiz kar manzaraları

    Öte yandan ilçenin kırsal Sorgun Mahallesi Muhtarı Necati Ekşi’nin Kocayayla için yaktığı türkü eşliğinde eşsiz kar manzaraları drone ve kamera görüntülerine yansıdı.

    Sözleri ve bestesi kendisine ait olan türküyü Kocayayla’daki otağda bulunan çadırlar önünde seslendiren Ekşi, Kocayayla’nın güzelliğine olan hayranlığını da sazıyla aktardı.

  • Bursa’da Gököz Gölü’de buz tuttu

    Bursa’da Gököz Gölü’de buz tuttu

    Bursa’da havaların soğumasıyla buz tutan Uludağ’ın eteklerindeki Gököz Gölü, kartpostallık görüntüler oluşturdu. Bazı vatandaşların üzerinde dans ettiği göl, dronla havadan görüntülendi.

    Keles ilçesine bağlı kırsal Gököz Mahallesi’nde bulunan Gököz Gölü, hava sıcaklığının sıfırın altında 22 dereceye kadar düşmesiyle buz tuttu. Uludağ’ın eteklerinde bulunan Gököz’ün beyaz örtüyle kaplanması sonrası kartpostallık görüntüler oluştu. Buz tutan gölün üzerinde bazı vatandaşlar dans etti, bazıları ise fotoğraf çektirdi.

    ‘YURT İÇİ VE DIŞINDAN MİSAFİRLER GELİYOR’

    Göl kenarında tesis işleten Arif Doğru, kış aylarında kar ve göl manzarasını tercih edenlerin sıklıkla Gököz’e gediğini belirtti. Gököz’ün 1120 metre rakımlı olduğunu anlatan Doğru, “Bence Türkiye’nin saklı cennetlerinden bir tanesi. Burası küçük bir köy. Müzeyyen Senar’ın da doğduğu köy. Kırsal turizmde, alternatif turizmde de son yıllarda popülerliği artan bir turizm cenneti haline geldi. Buraya herkesin bir geliş nedeni var. Biz buraya ‘doğadaki eviniz’ diyoruz. Doğayı her yönüyle yaşayabiliyorsunuz. Birçok şeyi tecrübe edebiliyorsunuz. Eğlenmek için geliyorsanız adrenalin yüklü aktiviteler var. Dinginlik için geliyorsanız olta balıkçılığı, doğa yürüyüşü gibi aktiviteler yapabiliyorsunuz. Romantizm bu panoramanın olmazsa olmazlarından biri. Hem yurt içinden hem de yurt dışından misafirlerimiz ziyarete geliyor. Yurt içinden genellikle İstanbul, İzmir’den çok sayıda ziyaretçi geliyor. Günübirlik olarak Bursa ve çevre illerden gelenler oluyor. Bunun dışında Kuveyt başta olmak üzere Avrupa ve Uzak Doğu’dan misafirlerimiz var” dedi.

    ‘UNUTULMAZ FOTOĞRAFLAR YAKALANIYOR’

    Gököz’ün tatil rotaları arasında ayrıcalığı olduğunu söyleyen Doğru, “Hem Bursa hem de Türkiye için turizmin 365 gün yapılabildiği bir yer olmaya aday. Bunun için küçük altyapı hizmetlerine ihtiyaç var. Burası sadece yaz için değil, kış turizminde de alternatif olabilecek bir yer. Birçok kış aktivitesi yapıyoruz; karda oynayabiliyoruz, kızakla kayabiliyoruz, traktörle kızak safari yapabiliyoruz. 365 gün devam eden motosiklet safarileri var. Avcılık merakı olanlara yönelik de hizmetler var. Uludağ Kayak Merkezi’ne de sadece yarım saat mesafede. Kayak yapmak isteyenlere de ulaşım imkanlarını sağlayarak son derece güzel ve farklı alternatif bir tatili yaşatabiliriz. Misafirlerimizin en çok yaptığı şeylerden biri muhteşem manzarayla birlikte fotoğraf çektirmek. Bizim gönüllü tanıtım elçilerimiz, gelen misafirlerimizdir. Gerçekten unutulmaz fotoğraflar yakalanıyor” diye konuştu.

     

  • Bursa’nın dağ ilçelerinde kar yağışı başladı

    Bursa’nın dağ ilçelerinde kar yağışı başladı

    Bursa’nın dağ ilçelerinden Keles kar yağışıyla beyaza büründü.

    Keles’te sabah gece başlayan kar yağışı hız kesmeden devam ediyor. Kar yağışı çocukları ve kuraklık endişesi yaşayan çiftçilerin yüzünü güldürdü.

    Yüksek kesimlerde kar kalınlığı 10,13 santimetreyi buldu. İlçede yolların kapanmaması için ekipler teyakkuzda bekliyor.

    Bazı yıllarda ise yıllarda buzlanma olmaması sebebiyle belediye ekipleri tarafından tuzlama çaşılması yapıldı.

  • “Keles bebeği” maharetli ellerde hayat buldu

    “Keles bebeği” maharetli ellerde hayat buldu

    Bursa Olgunlaşma Enstitüsü, yapımı durma noktasına gelen Keles bez bebeklerini geleneksel yöntemlerle tekrar üretmeye başladı.

    Enstitünün öğretmen ve usta öğreticileri tarafından uzun süren araştırmalar sonucu geleneksel olarak yapılışı ve kullanılan materyaller belirlenip el işçiliğiyle üretilen bebekler ve kıyafetleri, geçmişe ışık tutuyor.

    Bebeklerin üzerindeki kıyafetler ve özellikleri, yöre halkının daha önce kullandığı kültürü geleceğe aktarıyor. Aynı zamanda bebekler, çocukların oynayabileceği tarzda işleniyor.

    Öğretmen Şükran Özgen koordinatörlüğünde, Emine Ergül, Betül Gül Yavuz, Ayfer Çobanoğlu, Nevin Durmuş, Çiğdem Özcan, Ebru Kızılkaya, Yıldız Yavaş Acar, Şule Öz ve Resul Makav tarafından üretilen bebekler, enstitü bünyesinde satışa da sunuldu.

    Enstitü müdürü Nilüfer Karakoç, yaptığı açıklamada, Türk toplumunun çok zengin bir giyim kültürünün bulunduğunu, Bursa’nın da bunda önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

    Bursa’da geleneksel giysiler noktasında ilk akla gelen bölgenin Keles ilçesi olduğunu belirten Karakoç, şöyle devam etti:

    “Keles yöresi, yakın zamana kadar özel günlerinde, düğünlerinde, giydikleri kıyafetler, aksesuarlar, işlemeler, desenlerle duygularını, düşüncelerini adeta bir sanata dönüştürerek, kıyafet olarak üzerlerinde taşımışlardır. Keles bebeğini tekrar yaşatma adına çalışmalara ve araştırmalara başlamıştık. Keles giysileri, bu bebeklerde kendine vücut bulmuş. Bu bebeklerin üzerindeki giysilerin de yeni nesle kendini tanıtma fırsatı bulacağı düşüncesiyle yapımına başladık. Günümüzde çocuklarımızın manken gibi bebekleri giydirip bunlardan mutlu olduğunu gördüğümüzde hem onları mutlu edelim hem de mutlu olduklarında kendi kültürlerini tanısınlar düşüncesiyle hareket ettik. Keles bebeğinin yapımı ile kültürümüzü yeniden tanıtmak amacıyla alanında uzman öğretmenlerimizle bu çalışmaları yapıyoruz.”

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde üretmeyi sürdürdüklerini vurgulayan Karakoç, kendisini geliştirmek ve yeni bir hobi kazanmak isteyenlerin Olgunlaşma Enstitüsüne gelebileceğini ifade etti.

    “Kıyafetler Anadolu kadınının ruhunu gösteriyor”

    Proje koordinatörü Şükran Özgen ise Anadolu kadınının yaşadığı yeri, çadırını süslerken dokuduğu ürünleri kullandığını, bunların da kilimler, örtüler olduğunu aktardı.

    Çeşitli renk, desen ve motiflerin Anadolu kadınının giysilerinde işlendiğini dile getiren Özgen, günümüzde giysilerde çağın gerektirdiği şekilde değişiklikler olduğunu bildirdi.

    Özgen, “Bu yöresel giysiler, şehir merkezlerine uzak yerlerde yaşatılıyor, Bursa’da da Keles ve köylerinde var. Oralarda kadınlar hala özel günlerde bayramlarda, düğünlerde bu giysileri giyiyor. Enstitümüzün misyonu, geleneği geleceğe taşımak olduğu için bu bebekleri üretmeye başladık.” dedi.

    Özgen, araştırmalarında birçok ülkenin kendi yöresel bebeklerini yaşattığını gördüklerini anlattı.

    Giysi kültürünün aktarımında çocuklara yönelik materyallerin önemine değinen Özgen, şöyle konuştu:

    “Bu bebeklerin üzerindeki kıyafetler, Keles yöresi kadınlarının giydiği aynı kıyafetler. Boyutlar küçülünce bire bir olmasına özen gösterdik. Tamamı el işçiliği. Burada Keles başlığı çok önemlidir; yörede buna pullu fes derler, doğada bulunan bütün renkleri içinde barındırıyor. Kıyafetler Anadolu kadınının ruhunu gösteriyor bize. O bölgede ‘belik’ denilen, araya kırmızı iplerin geçirildiği saç örgü detayları var. İşlemeleri bir şekilde zamanında iç çamaşırı olarak kullanılmış, pamuklu kumaşlardan yapılma göynek ve şalvarı var. Üçetek denilen iki tarafı yırtmaçlı, arkası işlemeli giysi bulunuyor. En son üzerinde ‘güdük’ dediğimiz cepken yani yeleği bulunur. Elle dokunan patikleri de var.”
    Okulun araştırma bölümü sayesinde detaylara ulaşabildiklerini bildiren Özgen, Keles bebeklerinin büyüklerin de ilgisini çektiğini sözlerine ekledi.

  • 30 senedir beklenen proje hizmete açılıyor

    30 senedir beklenen proje hizmete açılıyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Orhaneli ilçesinde vatandaşların yaklaşık 30 senedir beklediği ‘Orhaneli ve Keles Katı Atık Aktarma Merkezi’ni 2021 Mart ayında hizmete açmaya hazırlanıyor. Orhaneli ilçesinin güçlü turizm ve tarım potansiyeline sahip olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bu projenin Orhaneli’ye güç katacağına inanıyorum” dedi.

    Bursa’da altyapı ve çevre yatırımlarına öncelik vererek daha yaşanılabilir bir kent oluşturmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, ilçelerdeki vahşi çöp depolama alanlarının ıslahı konusunda önemli mesafe kat etti. Bursa genelindeki 29 vahşi çöp depolama alanından 25’ini kapatarak ilçelerdeki önemli bir çevre sonunu ortadan kaldıran Büyükşehir Belediyesi, Orhaneli, Harmancık, Büyükorhan ve Keles ilçelerinde de meselenin çözümü için başlattığı çalışmalarda sona doğru geldi. Bu ilçelerdeki evsel nitelikli atıklarının sağlıklı bir şekilde düzenli depolama alanına taşınması amacıyla Orhaneli ilçesine yaptırılan ‘Katı Atık Aktarma İstasyonu’nu ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt ve AK Parti Orhaneli İlçe Başkanı Ramazan Turhan ile birlikte çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.

    “2021 Mart ayında hizmette”

    Bursa’nın 17 ilçesinde altyapıda ve üstyapıda önemli çalışmalara imza attıklarını söyleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Orhaneli Belediyesi ile işbirliği içerisinde ‘Katı Atık Aktarma İstasyonu’nun çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Bir şehrin gelişmişliğinin önemli göstergelerinden bir tanesinin de atıkların sağlıklı bir şekilde bertarafı olduğunun altını çizen Başkan Aktaş, çöplerin ayrıştırılarak ekonomiye de kazandırılmasının aktarma istasyonuyla daha kolaylaşacağını dile getirdi.

    Orhaneli Gazipaşa Mahallesi ve Keles Kirazlı Mahallesi’nde inşa edilen katı atık aktarma istasyonu ihalesinin geçtiğimiz yılın Ağustos ayında yapıldığını hatırlatan Başkan Aktaş, “Keles ile ilgili itiraz sonrası yerle alakalı değişimi de yaptık. Orada da çalışmalar başladı. Orhaneli’deki bu alan yaklaşık 11 dönüm. Keles’teki alan ise 4 dönüm civarında. Orhaneli katı atık aktarma istasyonundaki imalatlar, inşaatları devam ediyor. Saha düzenleme çalışmaları ve kantar binası imalatları devam ediyor. Keles katı atık aktarma işinde betonarme bina kazısı yapıldı. Grobeton imalatları tamamlandı. Katı atık aktarma istasyonlarının toplam maliyeti 5 milyon 400 bin TL civarında. İnşallah 2021 Mart ayı gibi gayet modern şekilde Orhaneli’den ve kırsal mahallelerinden toplanan çöplerin aktarımını sağlayacağız. Suların yanı başındaki arıtma tesisinde arıtılması temin edilecek. Ayrıca çöpler ayrıştırılarak ekonomiye de kazandırılacak. Emeği ve katkısı olan herkese teşekkür ederim” dedi.

    Her ne kadar parklar, bahçeler, yollar önemli olsa da altyapı, çöplerin toplanarak bertaraf edilmesi de şehirlerin gelişmişliğinin en önemli gösterdiğini olduğunu söyleyen Başkan Aktaş, “Orhaneli’de bunları görmek sevindirici. Orhaneli hem kırsal turizm hem de tarımda çok önemli fırsatları barındırıyor. Orhaneli için hayallerimiz ve heyecanımız var. Bunları gerçekleştirirken şehrin daha modern ve daha temiz olması bizim öncelikli konu. Bu projenin Orhaneli’ye güç katacağına inanıyorum” diye konuştu.

    “30 yıldır beklenen proje”

    Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt ise, Katı Atık Aktarım Merkezi’nin ilçe için önemli projelerden biri olduğunu belirtti. Orhaneli halkının 25-30 seneden beri bu projeyi beklediğini ifade eden Aykurt, “Çöp dökülen ve depolanan yer, ilçe merkezinin yakında bulunuyor. Çöplerin yakılarak yok edilmesi sebebiyle Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında başlayıp yılsonuna kadar devam eden kötü koku halkımızı çok rahatsız ediyordu. Bu yüzden bu proje ilçemiz için önem arz ediyordu. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a proje verdiği destekten ötürü teşekkür ediyorum. Orhaneli olarak 30 senedir beklediğimiz projenin hayatı geçmesinden ötürü sevinç yaşıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun inşallah” dedi.

  • “Bursa İpeği Hayat Buluyor”

    “Bursa İpeği Hayat Buluyor”

    Bursa’nın dağlık bölgelerindeki 16 kırsal mahallede “Bursa İpeği Hayat Buluyor” adlı proje kapsamında oluşturulan atölyelerde yaşı ilerlemiş kadınların genç nesle yüzyıllardır bilinen geleneksel çift düğüm tekniğiyle dokumasını öğrettiği ipek halılar, dünyanın dört bir yanında mekanları süslüyor.

    Büyükşehir Belediyesinin hayata geçirdiği proje kapsamında Keles, Orhaneli, Harmancık ve Büyükorhan ilçelerine bağlı kırsal mahallelerde 180 halı ve 50 el dokuması kumaş tezgahı satın alınarak “halıhane” ve “kumaşhane” atölyeleri kuruldu.

    Yerleşim yerinde geleneksel dokuma tekniklerini bilen ancak ilerleyen yaşı nedeniyle tezgahta çalışamayacak kadınlardan tecrübelerini yeni nesle aktarması konusunda destek istendi.

    Bunun üzerine mahalledeki kimi gözü görmeyen, kimi yürüyecek dermanı olmayan nineler, usta öğreticilerin nezaretinde genç kadınlara bildikleri teknikleri öğreterek dokumacılıkta ustalaşmalarına destek verdi.

    Kadınların binbir emekle tezgahlarda ipek iplik kullanarak dokuduğu dekoratif halılar, dünyanın dört bir yanında Bursa ipeğinin yaşatılmasına ve tanıtılmasına katkı sağlıyor.

     “Yaşlı nesildeki hafızayı gelecek kuşağa aktarmayı hedefledik”

    Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi Üretim Sorumlusu Mehmet Ünal, 6 yıl önce başladıkları projeyle ilk olarak yaşlı nesildeki hafızayı gelecek kuşağa aktarmayı hedeflediklerini söyledi.

    Osmanlı Devleti’nin ilk ipek fabrikalarından Muradiye İpek Fabrikası ile Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezinin arka planında Bursa’nın dağlık alanlarındaki yerleşim merkezlerinin olduğunu belirten Ünal, “Biz, 16 köy tespit ettik. Bu köyleri tespit ederken dut bahçesi oluşturup koza bakacak durumu göz önünde bulundurduk. Taşımalı sisteme geçildiği için terk edilmiş okullar vardı. Bunların tadilatını yaptık. İlk etapta 180 halı, 50 el dokuması kumaş tezgahı aldık ve bu mekanları köylerin ‘halıhane’ ve ‘kumaşhanesi’ yaptık.” diye konuştu.

    Ünal, yerleşim yerindeki yaşlıların 4 bin yıldır bilinen geleneksel çift düğüm tekniğiyle dokumaya hakim olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Köylerde yıllar önce halı dokuyan teyzeler, nineler var. Halının nasıl dokunduğunu, tekniğini, her şeyini biliyor ama parmakları kireçlenmiş, gözleri görmüyor, halı dokuyacak dermanı kalmamış. Bu teyzeler bizleri kırmadı ve tezgahların başına oturdu. Onların yanlarına genç kızlarımızı oturttuk. İki yıl içinde yaşlı teyzeler, bildiklerini genç kızlara aktardı. Bursa Büyükşehir Belediyesinin sanat ve meslek eğitim kurslarından hocalar burada görevlendirildi ve bir atölye düzeni oluşturuldu. Şu an çıkan halıların, ürünlerin hepsi yeni nesil tarafından yapılıyor.

    Ay sonunda kim, kaç ilmek attıysa parasını veriyoruz. Alın teriyle almış o para bambaşka bir şey. O kadın, parayı cüzdanına, cebine koymadan ayağında naylon terliklerle koşturarak postaneye gidiyor. Postanenin ucunda bekleyen de ya bir öğrenci ya da bir asker.”

    “ABD, Kanada ve Japonya, ipek halı sevdalısı”

    Bursa’daki değerlerin daha önce bir arada toplanıp bir halıya ya da kumaşa aktarılmadığını söyleyen Ünal, “Bursa’yı yaşatmak için Şehzade Mustafa ve Muradiye Külliyesi Koleksiyonu, Ulucami, Yeşil Türbe, Üftade, Somuncu Baba koleksiyonları hazırladık ve halılarını dokumaya başladık. Bunlar, Bursa’ya güzel bir miras olarak kalacak.” ifadelerini kullandı.

    Ünal, halıların dokuma teknikleriyle ilgili de bilgi vererek, “10’luk halıda bir santimetrekareye 100 ilmek atarız. Düğüm sayısı arttıkça kalite, halının pikseli, görünürlüğü artar. Ona göre emeği de fazladır. Bir usta, bir seccade boyutunda 10’luk kalitede halı dokuyacaksa bu 8 ay sürüyor. Eğer bunu 40’lık kalitede yaparsa 3,5 yıl sürüyor.” dedi.

    Bursa’nın ipek halılarının tanıtımı için uluslararası fuarlara katıldıklarını, ürünlerin de çeşitli ülkelere satıldığını dile getiren Ünal, “ABD, Kanada ve Japonya, ipek halı sevdalısıdır. Hedefimiz, aslında bu üç ülke. Katar’a da satış yapıyoruz. Hollanda’dan bir müşteriden sipariş aldık ve ona da halı yaptık. 10’luk kalitedeki bir halının metrekare fiyatı 2 bin 200 dolarken kalitesine göre fiyat 250 bin dolara kadar çıkabiliyor.” diye konuştu.

    “Atölyeyle kadınlara gelir sağlanmış oldu”

    Büyükorhan’a bağlı kırsal Kınık Mahallesi’nde yaşayan Ayşe Sebir de ipek halı dokurken Türk düğümü yani çift düğüm tekniği kullandıklarını söyledi.

    Sebir, hafta içi her gün düzenli olarak atölyeye geldiğini dile getirerek, “Atölyede en az 10 kişi çalışıyoruz. Bu sayının 28’e kadar çıktığı dönemler oldu. Kadınlar, yazın fazla gelmiyor, kışın daha çok ilgi gösteriyorlar. Atölye, köy kadınlarına bir gelir sağlanmış oldu. Hem evinde çocuğuna hem malına bakıyor hem buraya geliyor beş, on kuruş alıyor. Çok memnunuz.” ifadelerini kullandı.

  • Bursa Büyükşehir’den Keles’e değer katacak proje

    Bursa Büyükşehir’den Keles’e değer katacak proje

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Keles’e kazandırılan ve bünyesinde otopark, restoran, düğün salonu, konferans salonu ve fuaye alanı da bulunan Sosyal Hizmet Binası’nda inşaat tamamlanma aşamasına geldi.

    Ulaşımdan altyapıya, spordan tarihi kültürel mirasa kadar her alanda Bursa’yı geleceğe taşıyacak projeleri kararlı adımlarla hayata geçiren Bursa Büyükşehir Belediyesi, merkeze sonradan bağlanan ilçelerdeki yaşam standartları yükseltmek için de yoğun mesai harcıyor.

    Tüm ilçelerde ulaşım ve altyapıyı öncelikli konu olarak ele alan Büyükşehir Belediyesi, bunun yanında her ilçeye, bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda yeni hizmet binaları kazandırmaya devam ediyor.

    Bu çalışmalar kapsamında Keles ilçesine kazandırılacak olan Sosyal Hizmet Binası’nda da artı son rötuşlar yapılıyor. Keles’in Cuma Mahallesi’nde bodrum, zemin, artı 2 kat olarak toplam 2970 metrekare inşaat alanı bulunan projenin bodrum katında 15 araçlık bir otopark alanı ve teknik odalar, zemin katında 3 adet dükkan, 60 kişilik restoran ve mutfak, birinci katında 250 kişilik düğün salonu ve ikinci katında da 185 kişilik konferans salonu ile fuaye alanı bulunuyor.

    Keles’e değer katacak

    Pandemi nedeniyle sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bir taraftan pandemi ile mücadele ederken, diğer taraftan da yatırımları hız kesmeden sürdürdüklerini söyledi. Bursa’nın 17 ilçesinde de ulaşımdan altyapıya kadar her alanda önemli projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Başkan Aktaş, “Merkeze göçün önlenmesi açısından özellikle dağ ilçelerimize büyük önem veriyoruz. Bir taraftan bu bölgelerde kırsal kalkınma hamleleri gerçekleştirirken, diğer taraftan halkımızın yaşam kalitesini yükseltecek hizmetleri de bir bir devreye alıyoruz. Bünyesinde konferans salonu ve düğün salonunu da barındıran bu hizmet binası halkımızın önemli bir talebiydi. Artık çalışmaları tamamlamak üzereyiz. En kısa zamanda hizmete açarak, halkımızın bu alandaki ihtiyacını gidermiş olacağız. Şimdiden Keles’e hayırlı olsun” dedi.

  • Bursa’da 1 ay içinde bütün ilçeler kırmızıya döndü

    Bursa’da 1 ay içinde bütün ilçeler kırmızıya döndü

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca‘nın Bursa ziyaretinin üzerinde tam 1 ay geçti. Bakan Koca’nın kritik Bursa ziyaretinde, korkutan tabloyu açıklarken şu ifadeleri kullanmıştı:

    “Bursa, Covid-19’a karşı verdiğimiz savaşın merkezlerinden biridir. Bursa şuan salgının başından bu yana en kritik günlerini yaşıyor. Bursa’daki vaka sayısı Eylül ayının ortalarına kıyasla günlük yaklaşık 3 kat artmıştır”

    Aradan geçen bir ay süre içerisinde Türkiye genelinde günlük vaka sayıları 6 bin, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 150’lerin üzerine kadar çıktı.

    Artan vaka ve ölü sayıları sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan sokağa çıkma kısıtlaması gibi bir çok yasağın geri getirildiğini açıkladı. Bakan Koca’nın açıklamaları ve geri gelen sokağa çıkma kısıtlamalarının ardından Bursa’daki koronavirüs yoğunluğu merak konusu oldu.

    İşte, Sağlık Bakanlığı’nın Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasına göre Bursa’nın 17 ilçesini kapsayan koronavirüs haritasını sizler için derledik.

    Haritada 1 ay önceki yoğunluk ve bugünkü yoğunluk arasında büyük farklar var. Bursa’nın 17 ilçesinin tamamında haritanın tamamında birçok yer kırmızı ve çok yüksek riskli bölge olarak gözüküyor.

    İŞTE BURSA’NIN 17 İLÇESİNİN KORONAVİRÜS HARİTASI

    BÜYÜKORHAN

    GEMLİK

    GÜRSU

    HARMANCIK

    İNEGÖL

    İZNİK

    KARACABEY

    KELES

    KESTEL

    MUDANYA

    MUSTAFAKEMALPAŞA

    NİLÜFER

    ORHANGAZİ

    ORHANELİ

    OSMANGAZİ

    YENİŞEHİR

    YILDIRIM

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

  • 4 gündür sonra tarlada otururken bulundu

    4 gündür sonra tarlada otururken bulundu

    Bursa’da 4 gün önce mantar toplamak için evden çıktıktan sonra kaybolan Zübeyde Aydoğdu (80), arama- kurtarma ekiplerince tarlada otururken bulundu.

    Keles ilçesindeki evinden 3 Kasım günü mantar toplamak için çıkan Zübeyde Aydoğdu geri dönmedi.

    Yakınları, kendisinden haber alamadıkları Aydoğdu’nun bulunması için jandarmadan yardım istedi.

    İhbar üzerine gelen JAK, AFAD ve ANDA ekipleri, Aydoğdu için arama çalışması başlattı.

    Ekipler, 4 günlük arama- kurtarma çalışmasının sonunda, bu sabah Aydoğdu’yu evinden 7 kilometre uzaklıktaki bir tarlada otururken buldu.

    Üşüdüğü belirlenen Aydoğdu, battaniyeye sarılarak, hastaneye götürüldü. Yaşlı kadının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.