Kategori: Kocaeli

  • Kocaeli’de pres makinesine sıkışan işçi öldü

    Kocaeli’de pres makinesine sıkışan işçi öldü

    Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan bir fabrikada işçi olarak çalışan Kazım Kasap (50), pres makinesine sıkışarak yaralandı.

    Olayı gören diğer işçiler, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine adrese sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kısa sürede adrese ulaşan sağlık ekiplerinin ilk tetkiklerinin ardından Kasap’ın hayatını kaybettiği belirlendi.

    2 çocuk babası Kasap’ın cansız bedeni, cenaze aracına alınarak otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı. Jandarma ekipleri olayla ilgili inceleme başlattı.

  • Kocaeli’de seyir halindeki minibüste yangın

    Kocaeli’de seyir halindeki minibüste yangın

    Fevzi Çakmak Mahallesi’nde seyir halindeki M.E. idaresindeki minibüsün motor kısmından bir anda dumanlar yükselmeye başladı. Durumu fark eden sürücü, aracını park ederek motor kısmını kontrol etti.

    Aracının yandığını gören M.E., yangına ilk olarak kendisi müdahale etmek istedi. Yangını kendi imkanlarıyla söndüremeyen sürücü, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine adrese itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi.

    Adrese ulaşan itfaiye ekipleri, yangını söndürebilmek için çalışma başlattı. Ekiplerin çalışmalarının ardından yangın kontrol altına alınarak söndürüldü.

    Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

  • 202 bin lirasını dolandırıcılara kaptırdı

    202 bin lirasını dolandırıcılara kaptırdı

    Olay, 30 Mart tarihinde Gebze’de meydana geldi. Bir kız çocuğu annesi Hatice Gül Yılmaz’ın (52) evine 25 yıldır tanıdığı komşusu yanında biri ile geldi. Komşusunun, yanındaki adamı kızının nişanlısı olarak tanıtması üzerine Yılmaz, gelenleri evine buyur etti.

    Muhabbet ettikleri sırada isminin Mehmet olduğunu söyleyen şahıs, Yılmaz’ın kızının yabancı dil bölümünde okuduğunu ve en büyük hayalinin Amerika’ya gitmek olduğunu öğrendi. Bunun üzerine kendisinin de Amerika’da yaşadığını söyleyen şahıs, isterlerse aileye bu konuda yardımcı olabileceğini söyledi. Genç kız ile bir süre İngilizce konuşarak sohbet eden şahıs, daha sonra Yılmaz’ın adına Amerika’da bir banka hesabı açmaları ve bir miktar para göndermeleri gerektiğini dile getirdi. Genç kız ile birlikte kadının banka hesabına giren şahıs, yanındakiler ne olup bittiğini anlamadan hesapta bulunan 202 bin lirayı dolara çevirerek kendi hesabına geçirdi.

    Banka hesabına girip parasının çalındığını fark etti

    Çaylarını içtikten sonra misafirlerini yolcu eden kadın, şahsın hareketlerinden şüphelenince banka hesabını kontrol etmek istedi. Hesabına girdiği anda yıllardır çeşitli zorluklarla biriktirdiği parasının yerinde olmadığını fark eden Yılmaz, neye uğradığına şaşırdı. Dolandırıldığını anlayan kadın, soluğu komşusunun evinde aldı. Komşusunun tepkisiz kalmasının üzerine Yılmaz, evine dönerek durumu eşine anlattı.

    Sahte evraklar düzenleyip aileyi oyaladı

    Şahıs ile bir süre konuşmaya devam eden aile, Amerika’dan hesap açma durumunun iptal edilmesini ve paralarının kendilerine geri verilmesini istedi. Bunun üzerine şahıs, kendisi gibi gösterdiği Aaron Isaacson adına düzenlediği sahte banka dekontlarını atarak parayı gönderdiğini ve 3 gün içerisinde aileye ulaşacağını söyledi. Bu şekilde aileyi yaklaşık 1 ay oyalayan şahıs, daha sonra kayıplara karıştı.

    Olaydan 3 ay sonra komşusunun da ailesiyle birlikte kayıplara karıştığını gören Yılmaz, polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Kendilerini dolandıran şahsı internet üzerinden araştıran Yılmaz ailesi, aynı şahsın başta ‘Eren Işık’ olmak üzere farklı isimlerle Türkiye’nin bir çok yerinde insanları dolandırdığını öğrendi. Yılmaz, şimdi gözyaşları içinde yıllardır emek vererek biriktirdiği parayı geri alabilmeyi ve dolandırıcı şahsın yakalanmasını bekliyor.

    “Bizi nasıl inandırdı, nasıl kandırdı bilemedim”

    25 senelik komşusunun 30 Mart tarihinde kendisine ‘Size geleceğiz’ dediğini söyleyen Hatice Gül Yılmaz, “Ben yanında birisinin olduğunu bilmiyordum. Kapıyı açtım, karşımda bir adam görünce şaşırdım. Oturduk, çay içtik, sohbet ettik. Benim kızım yabancı dil okuyordu. Komşumun getirdiği adam ‘Ben yardımcı olurum, Amerika’ya gidiyorum, oradan burs alırım’ dedi. Sonra sohbet etmeye devam ettik. Biraz para yatırmamız gerektiğini söyledi. Benim de hesabımda 202 bin lira param vardı. Bana Amerika’dan hesap açacağını ve hesabımı sürekli kontrol etmem gerektiğini söyledi. Paranın sürekli benim hesabımda olacağını söyledi. Bizi nasıl inandırdı, nasıl kandırdı bilemedim. Eğitim dedi, yabancı dil dedi, burs aldıracağım dedi. Benim kızım da Amerika’ya gitmek için çok hevesli. Ben de kızım bir gün giderse orada kullanır, para hesabında kalır diye düşündüm. Parayı orada dolara çevirdiler. Dolara çevirdiği zaman da o an hesabımdan parayı almış. Parayı alınca bunlar çayı falan içtiler, saat 17.00’a geliyordu.

    Tam evden çıkarlarken adam benim evimi inceledi. Ben hemen evden çıkmadan anladım. Kızımın yanına giderek ‘Eyvah kızım, bu hırsıza benziyor’ dedim. Hemen hesabıma girdim, baktım hesabımda para falan yok. O saatte bankayı arayamadım, kapanmıştı. Biz kızımla ağlamaya başladık. Eşim işten gelince ‘Sizde bir hal var’ dedi. Ben de olanları anlattım, adamın bizi kandırıp parayı aldığını söyledim. Gidip komşuma olanları sorduğumda komşumun hiç sesinin çıkmadığını ve bunda bir iş olduğunu söyledim eşime” dedi.

    “Çocuğumun eğitim hayalleri, benim ev hayallerim gitti”

    Komşusunun yanında getirdiği adamı kendi kızının nişanlısı olarak tanıttığını söyleyen Yılmaz, “Adamın ailesinin Amerika’dan kızı istemeye geleceğini söylemişlerdi. Betül’ün oğlu adama ‘Baba’ diyordu, adam da onu sürekli okula götürüp getiriyordu. Çok inandırıcıydı. O kadar çok inandım ki, biz birbirimize çaya gider gelirdik, bir derdimiz olsa birbirimize söylerdik. Benim çocuğumun geleceği gitti. Ben bu zamana kadar gece gündüz çalıştım. Ağlıyorum şu anda. Benim emeğim gitti. Çocuğumun eğitim hayalleri, benim ev hayallerim gitti. Eşim hasta, kimsemiz yok. Olaylardan sonra hasta oldum, acillere düştüm. Çok mağdurum, evim kira, eşim hasta. Her gün gözünün içine bakıyorum tekrar felç geçirir, konuşamaz diye. 1 sene baktım eşime, konuşamadı. Hastanelerden çıkamadık. Çocuğuma belki ev alırım veya eğitimi için kullanırız diye para biriktirmiştim. Çocuğum okuyan bir çocuk, puanları da yüksekti. Her sabah ağlıyorum. O tarihte kardeşimi de kazada kaybetmiştim. Yetimleri kaldı. Ben onun boşluğunda mıydım neydim, kandırdılar beni. Ona mı ağlayayım, parama mı ağlayayım, çocuğumun hayallerine mi ağlayayım bilemedim. Kardeşimin acısını bile yaşayamadım. Benim boşluğumdan yararlandılar, paramı aldılar, beni kandırdılar” diye konuştu.

    “Şimdi hepsi kayıplara karıştı”

    Dolandırıcı adamın kendilerine sürekli sahte evraklar attığını aktaran Yılmaz, “Kuyumcudan fotoğraflar attılar. Senin paran hesabına yatacak diyerek beni 1 ay oyaladılar. 3 ay da komşum oyaladı. Komşum bana ‘O adamı unutun, paran bende’ dedi. Hepsi birlikte kaçtılar. Şimdi hepsi kayıplara karıştı. Komşum önce dolandırıcıyı kaçırdı, sonra kızını kaçırdı. Sonra da kendisi kaçtı” şeklinde konuştu.

    “Bütün Türkiye’yi dolandırmış bu adam”

    Olayın ardından adamı araştırdıklarını ve başka isimler de kullandığını fark ettiklerini vurgulayan Yılmaz, “İnternete Eren Işık diye yazdığınız zaman bütün fotoğrafları çıkıyor. Bütün Türkiye’yi dolandırmış bu adam. Her yerde aranıyor. Ben yardım istiyorum, bu adamı neredeyse bulup çıkarsınlar. Hala dolandırmaya devam ediyor. Eskişehir, Kırşehir, her yerden yazıyorlar. Kadınların uygunsuz fotoğrafını çekiyormuş, daha sonra ‘Beni söylerseniz bunlarım yayarım’ diyormuş. Bir tane kadın intihar etmiş, birisi evini, arabasını satmış. Çok kişinin canını yakmış.

    Büyüklerimizden yardım istiyorum. Böyle büyük bir dolandırıcı yakalansın. Türkiye’yi dolandırıyor da bunu kimse görmüyor mu? Ona gidiyor yardım yataklık yaptırıyor, buna gidiyor yardım yataklık yaptırıyor. Nerede, kimde para varsa öğreniyor. Şantaj yaptığı kişilere de belki yarısı senin yarısı benim deyip insanları kendi ağına düşürüyor olabilir. O Allah ile onların arasında” ifadelerini kullandı.

  • Kocaeli’de fabrika yangınında 6 işçi dumandan etkilendi

    Kocaeli’de fabrika yangınında 6 işçi dumandan etkilendi

    Kocaeli’nin Gebze ilçesinde gıda fabrikasında çıkan yangında dumandan etkilenen 6 işçi tedavi altına alındı.

    Balçık Mahallesi 3257 Sokak’ta bulunan bir gıda fabrikasında, kızartma kazanında parlama nedeniyle çıkan yangın bacaya sıçradı.

    Haber verilmesi üzerine bölgeye itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    Bu sırada yangını söndürmeye çalışan 6 işçi dumandan etkilendi.

    Ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırılan işçilerin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

    Yangın, itfaiye ekiplerinin çalışması sonucu söndürüldü.

  • Doğal gölette sular çekildi

    Doğal gölette sular çekildi

    Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan ve Türkiye’nin doğal gölet üzerine kurulu ilk kablolu su kayağı tesisi olma unvanına da sahip Gölkay Park Göleti’nde su seviyesi azaldı. Son günlerdeki sıcak havanın etkisiyle göletteki sular gitgide çekildi. Amatör balıkçılığın da yapıldığı Gölkay’da yaşanan bu durum endişeye sebep oldu. Gölet, dron ile havadan da görüntülendi.

    “Üzücü bir durum”

    Gördüğü manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemediğini söyleyen Damla Tekin, “Buraya Antalya’dan geldim. Daha önce de gelmiştim. Arkadaşımla burayı gezmiştik. Tekrar görmek istediğimiz için geldik fakat kurumuş. Üzücü bir durum. En kısa zamanda suyun tekrar yükselmesini, doğanın tekrar kendine gelmesini bekliyoruz. Umarım doğa tekrar güzelliğine kavuşur. Su seviyesi azaldıkça su içerisindeki canlılar da bundan etkileniyor. Popülasyonu da azalıyor. Yağmur bekliyoruz” dedi.

  • TEM’de lastik değiştirmek isterken canından oldu

    TEM’de lastik değiştirmek isterken canından oldu

    Kaza, TEM Otoyolu İzmit ilçesi Alikahya mevkiinde 67 yaşındaki Cahit Özen idaresindeki otomobilin sağ ön lastiği patladı. Lastik değiştirmek için aracından inen Özen’e plakası öğrenilemeyen bir kamyonet çarpıp kaçtı.

    Çarpmanın etkisiyle Cahit Özen yolun ortasına savruldu. O sırada seyir halinde olan O.K. hakimiyetindeki otomobil, yerde yatan Cahit Özen’in üzerinden geçti.

    Otomobilin içerisinde bulunan Cahit Özen’in eşi ise çaresizce yaşananları izledi. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Cahit Özen’in olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi.

    Yapılan incelemelerin ardından Özen’in cansız bedeni cenaze nakil aracıyla Kocaeli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazadan dolayı otoyolda uzun kuyruklar oluştu.

    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Hafriyat kamyonları yüzünden evleri hasar aldı

    Hafriyat kamyonları yüzünden evleri hasar aldı

    Gölcük ilçesi Hisariyen Mahallesi Orhan Gazi Caddesinde bulunan atık döküm sahasının yoluna, inşat malzemesi atıklarını boşaltmak için bölgeye giden hafriyat kamyonlarını yavaşlatabilmek adına kasisler yapılmıştı. Kısa bir süre önce ise yolun tadilata alınması neticesinde kasisler kaldırıldı.

    İddiaya göre, kasislerin kaldırılmasını fırsat bilerek hızlarını düşürmeyen kamyon sürücüleri ise hem bölgedeki yaşayan küçük çocuklar için tehlike oluşturuyor hem de civardaki evleri etkiliyor. Kamyonların hızlarını düşürmemesi sebebi ile oluşan sarsıntının evlerinin dış cephelerinde yarıklar oluşturduğunu iddia eden mahalleli ise durumdan şikayetçi. Bölgede yaşayan ve tedirgin olan mahalle halkı kamyonların yavaşlaması için yola saman balyaları yerleştirdi.

    “2 gün önce kedi ezildi, bu kedi değil bir çocuk olabilirdi”

    Yola yakın bir yerde evi bulunan Süleyman Öztürk, “Günde buradan 500 tane kamyon geçiyor. Yolun genişliği yaklaşık 6 metre, çift kamyon yan yana geçemiyor aynı zamanda çok süratli gidiyorlar, set yok çocuklar tehlike altında. 2 gün önce kedi yavrum ezildi ses çıkarmadım fakat o kedi değil çocuk da olabilirdi. İkisi de can. Herhangi bir yaya kaldırımı yok, tehlikedeyiz. Kamyonlar bir sağdan bir soldan geliyor yolun kenarından yaya gidemiyoruz bu döküm sahası yüzünden canımız tehlikede. Zabıta memuru veya polis memuru araçları yavaşlatmak için görevlendiriliyor önlem alınması lazım” dedi.

    “Evim bu kamyonların yüzünden tehlikede”

    Kamyonların alternatif yoldan çalışması gerektiğini belirten Ayşe Öztürk ise “Evim bu kamyonların yüzünden tehlikede. Bir deprem olursa ve evim yıkılırsa sorumlusu bu kamyonlardır. Kamyonların buradan çalışmasını istemiyorum. Çalışacaksalar dere boyunda alternatif yol var onu kullansınlar, ona kimse karışmıyor, belediyeye öyle söz verdiler bu yol yapılırken dere kenarındaki yolu kullandılar şimdi neden bu yolu kullanıyorlar. İstemiyoruz kabul etmiyoruz” diye konuştu.

  • Kuzey Marmara’da TIR devrildi

    Kuzey Marmara’da TIR devrildi

    Kaza, Kuzey Marmara Otoyolu Kocaeli geçişi Sevindikli mevkiinde meydana geldi.

    İ.A. idaresindeki TIR, sürücüsünün hakimiyeti kaybetmesi neticesinde refüje çarpıp yan yattı. Geri dönüşüm için toplanan kağıtları taşıyan tırın yakıt deposu delinince yola yağ sızdı.

    Kazanın 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine jandarma ekipleri olay yerine sevk edildi. Sızan yağın temizlenmesi için yolun bir şeridi trafiğe kapandı. Ekipler, kısa sürede yolun temizleyerek başka bir kaza riskini ortadan kaldırdı.

    Jandarma, kazayla ilgili inceleme başlattı.

  • Fenerbahçe tutkusu dolandırıcıların ağına düşürdü

    Fenerbahçe tutkusu dolandırıcıların ağına düşürdü

    Olay, 27 Temmuz Çarşamba günü meydana geldi. Gebze’de gazetecilik yapan Güven Gök, UEFA Şampiyonlar Ligi 2. Eleme Turu’nda Fenerbahçe ile Dinamo Kiev’in karşılaşacağı rövanş maçına bilet almak istedi. Bunun için çeşitli uygulamaları kullanan Gök, Fenerbahçe tutkusu yüzünden 2 kez dolandırıcıların tuzağına düştü. Ayrı ayrı 2 şahısla bilet almak için fiyatta anlaşan Gök, ikisine de para göndermesine rağmen kendisine bilet transferi yapılmadı. Buna rağmen arayışlarını sürdüren Gök, maça gidemeyecek bir taraftarın biletini satın alarak karşılaşmayı izlemeyi başardı. Gök, maçın ardından soluğu polis merkezinde alarak kendisini dolandıran 2 şahıstan da şikayetçi oldu.

    “Bana kimlik fotokopisini göndererek güven oluşturdu”

    Kendisinin sürekli maçlara giden fanatik bir Fenerbahçeli olduğunu söyleyen Güven Gök, “Maalesef ilk günden kombineler tükendiği için kombine alamadım. Bilet sayısı da az miktarda olduğu için bilet temini yapamadım. Başımıza bu talihsiz olay iki defa geldi. Ama en sonunda maç bileti bulabildik, maçı izleme fırsatımız oldu ama bu sefer de yenildik. ‘Kombine devret’ uygulaması üzerinden ilan verdim. Bu uygulama üzerinden bir kişi ile temasa geçtim. O arkadaş bana sosyal medya adresini verdi, kendisine oradan yazdım. Fiyat konusunda 360 lirada anlaştık, normal bilet fiyatına anlaştık. Biz transferi yaptık ama parayı gönderdikten sonra bize bileti vermediler. Daha sonrasında iletişime geçmeye çalıştık ama maalesef o da olmadı. Diğer olayda da başka birisi bize dönüş yaptı. 400 lira üzerine de onunla anlaştık. Parayı gönderdim. Göndermeden önce bana kimlik fotokopisini gönderdi. Bana kimlik fotokopisini göndererek güven oluşturdu. Parayı gönderdik, bileti maalesef bize göndermedi. Bunun ardından iki şahıstan da şikayetçi oldum” dedi.

    “Bu tip şahıslar bunu meslek haline getiriyor”

    Paranın peşine düşmediğini söyleyen Gök, “İnsanlar sürekli bu şekilde dolandırılıyor. Bu tip şahıslar bunu meslek haline getiriyor. Kulüplerin kombine çıkarttığı dönemlerde belli şartlar altında satmaları gerekiyor. Yılda en fazla 3 kez transfer yapılması gibi veya transfere kapatmak gibi uygulamalar olursa eğer karaborsanın önüne çok rahat bir şekilde geçilebilir. Hatta fanatik Fenerbahçeliler rahat bir şekilde kombine bilet alabilir. Biletlerdeki takas işleminin, transfer işleminin tamamen kapatılması gerekiyor. Çünkü bu işin ticaretini yapan insanlar bu şekilde olduğu sürece bilet satın alamayacak ve gerçek taraftarlar biletlerine kavuşmuş olacak, takımını en iyi şekilde tribünden desteklemiş olacaklar. Benim şikayetim kesinlikle maddi olarak değil. Paramız gitmiş, önemli değil. İnsanların bunu meslek haline getirip bundan rant elde etmesini önlemek amacıyla şikayette bulundum” diye konuştu.

    “Karaborsaya kesinlikle boyun eğmeyin”

    Fenerbahçe taraftarına seslenen Gök, “Transferlerinizi kesinlikle karaborsa veya internet üzerinden değil de yüz yüze yapmanızı öneriyorum. Yüz yüze transferde en iyi sonucu alacağınızı düşünüyorum. Karaborsaya kesinlikle boyun eğmeyin, bilet fiyatlarından alabileceğiniz kadar alın. Maç günü son dakikaya kadar bekleyin. Kulübünü seven taraftarlar maçlara gidemeyeceği zaman biletlerini kulübe devrediyor. Kulübün de bunları yeniden satma imkanı oluyor. Bunları yapmanızı ve son dakikaya kadar beklemenizi öneriyorum” şeklinde konuştu.

  • Kreşte 4 yaşındaki çocuğa tokat

    Kreşte 4 yaşındaki çocuğa tokat

    Olay, Gebze ilçesine bağlı Güzeller Mahallesi’nde bulunan kreşte meydana geldi.

    Gürkan Cebeci oğlu Kuzey’i (4) kreşe yazdırdı. 25 Temmuz Pazartesi günü kreşe başlayan Kuzey, akşam ailesine, kreşin sahibi olan öğretmenin kendisine tokat attığını söyledi. Sabah soluğu kreşte alan aile, konuyu öğretmen ile paylaştı. Aile kamera kayıtlarını görmek istedi. Güvenlik kamerasında öğretmenin Kuzey’e tokat attığı anlar yer aldı. Aile, karakola giderek öğretmen hakkında şikayetçi oldu. Durumu Gebze Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne de bildiren aile, konunun takipçisi olacaklarını ifade etti. Kreşin kapatılacağı öğrenildi.

    “İçimize kurt düştü”

    Olayı anlatan Kuzey’in babası Gürkan Cebeci, “Oğlumuzu dün kreşten aldıktan sonra öğretmeninin vurduğunu söyledi. Bizimde içimize kurt düştü ve kreşe gittik. Kreşte bize, böyle bir şeyin olmayacağını söyleyerek, ’Biz çocuklara böyle davranmayız’ gibi şeyler söylediler. Bende kamera kayıtlarını izlemek istediğimi söyledim. Bunun üzerine oğlunu çağırdı ve kamera görüntülerini açtılar. Kamera görüntülerinde bir yer yakaladık. Çocuğumuzun yanağını tutarak içerdeki odaya doğru gittiğini gördük. Görüntüyü geriye sardığımızda hem kreşin sahibi hem de öğretmen olarak gözüken kadının oğluma vurduğunu gördük. O andan itibaren aramızda sözlü tartışma yaşandı. Ne eşim ne ben kalkıp kadına herhangi bir fiziki temasta bulunmamak için hemen oradan ayrılıp, şikayetçi olmaya gittik. Şikayetçi olduk, darp raporu aldık ve sosyal hizmetlere de durumu bildirip şikayetçi olduk. İlgileneceklerin ve durumu değerlendireceklerini söylediler” dedi.

    “Çocuğum uykusunda sıçrıyor”

    Kuzey’in psikolojisinin olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Cebeci, “Benim çocuğum gece uykudan sıçrıyor, ’Baba bana öğretmenim vurdu’ diyor. Ben nasıl bir daha okula götüreceğim? Bu korkuyla gittiği zaman nasıl bir travma yaşayacak onu düşünüyorum. Biz 2 gündür eşimle biz buraya çocuğumuzu nasıl verdik diye kendimizi yiyoruz. Aslında araştırmadık mı, araştırdık. 6 yıldır açık olması ve arkadaş tavsiyesiyle verdik ama böyle bir şey başımıza geldi” şeklinde konuştu.

    “Beynimden vurulmuşa döndüm”

    Kuzey’in annesi, “Oğlum arka tarafı dönükken oyuncak fırlatmış. O da refleks olarak tokat attığını söylüyor. Ama videolarda refleks olarak atmadığı görülüyor. Kapının önünde oynayan çocuğa tokat atıyor. Beynimden vurulmuşa döndüm. İçimden ona o kadar çok şey yapmak geçti ki, ama eğer yapsaydım ondan farkım kalmazdı. Şuan adli olarak hakkımı aramaya çalışıyorum. Öğrenir öğrenmez zaten kayıtları izlemek istedik. Şansımıza da denk geldi. Olayın yaşandığı odada kameranın olmadığını söyledi ama yine de izlemek istedik. Tam olayın olduğu kısmı gördük. Zaten olay ortaya çıkınca özür dilemeye başladı, ’Paranızı geri vereyim’ dedi. Sanki paranın peşindeyiz. Çocuğumun canı yanmış, para aklıma bile gelmedi. ‘Şikayet edeceğim’ dedim ‘Edin, benim de gözümü morarttı sizin oğlunuzun. Bende şikayeti olacağım’ dedi. ‘4 yaşındaki çocuktan mı şikayetçi olacaksınız’ dediğimde ise ‘Evet’ dedi” ifadelerini kullandı.

    “Hafifçe dokundum”

    Öğretmen Nigar S. ise “Çocuk arkadaşlarına şiddet uygulayıp, oyuncak atınca ‘Çocuğum oyuncak atma’ derken yardımcım ‘Kan akıyor’ dedi. Bende ‘Çocuğum kan akıyor gözüm çıktı, başkasına atsaydın ne olacak?’ deyip hafifçe dokundum, kameralarda da gözüküyor. Anne ‘Şiddet uyguladınız’ diyerek, tehdit etti. ‘Haberlere vereceğiz, mahkeme vereceğiz’ dedi. Bende ‘Gerekeni yapın, size videoları gösterdim. Çocuğunuza hafifçe dokundum’ dedim.

    “Bu tatsız olayın olmasından çok üzgünüm”

    Çocukları çok sevdiğini söyleyen Nigar S., “Bu tatsız olayın olmasından çok üzgünüm. Ben çocukları çok severim. Beni herkes biliyor. Velililerim de, ‘Hocam arkanızdayız, size iftara atıyorlar. Biz sizi biliyoruz, güvenmesek çocuğumuzu size emanet etmeyiz’ diyorlar” sözlerine ekledi.