Kategori: Konya

  • Ali Babacan’dan erken seçim açıklaması

    Ali Babacan’dan erken seçim açıklaması

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Artık seçim yakın, günler sayılı. Her an seçim kararı alınabilir, ülke her an seçime gidebilir gibi hazır olmamız gerekiyor” dedi.

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Konya’nın Akşehir ilçesinde partisinin ilçe başkanlığı binasının açılışını yaptı. Burada partililerine seslenen Ali Babacan, DEVA Partisi’nin kurulduğu günden bu yana çok yoğun bir şekilde teşkilatlandığını belirtti.

    Babacan, “DEVA Partisi bir yandan çok hızlı bir şekilde teşkilatlanıyor, bir yandan da yarınlarımız için, gençlerimiz için seçimlerden sonra kurulacak hükümetin yapacaklarını çok detaylı hazırlığını yapıyoruz. Her alanda eylem planlarımız var. Seçimlerden sonra ilk 90 dakikanın, ilk 90 günde, ilk 360 günde neler yapacağımızın bütün detaylarını hazırlayıp kamuoyuyla paylaşıyoruz. Gerçekten çok yetkin bir ekiple yapıyoruz. Sadece partimizin mensuplarıyla değil, bize dışarıdan destek veren çok geniş istişare halkalarıyla bunları gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar açıkladığımız parlamenter sistem, bugüne kadar açıkladığımız 4 eylem planı. Hamdolsun kimse demedi ki; şurada yanlış yapmışsınız. Dersimize iyi çalışıyor, iyi hazırlanıyoruz.”

    ‘HER AN SEÇİM KARARI ALINABİLİR’

    Seçimlere hazırlıklı olduklarını belirten Ali Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Siyaset, biliyorsunuz ülkemizde maalesef bir laf üretme alanı olarak görülüyor. Halbuki biz hep iş üretmeye alıştık. Biz hep çok çalıştık. Biz asıl memleketimizin iş üretmeye ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Önce iş üreteceğiz. Tabii ki ürettiğimiz için anlatacağız. Laf üretmek kısmı o kolay, arkadan gelir. Ama anlatacağınız bir işiniz olsun. İyi bir çalışmanız olsun. Memleketimizin yarınlarıyla ilgili söyleyeceğiniz bir sözünüz olsun. İşte biz bunu yapıyoruz, bunu gerçekleştiriyoruz. Artık seçim yakın, günler sayılı. Her an seçim kararı alınabilir, ülke her an seçime gidebilir gibi hazır olmamız gerekiyor. Çok çalışmamız gerekiyor. Hem vatandaşlarımızı dinlememiz hem de anlamamız gerekiyor. Partimizi duymayan kimse kalmamalı. Biz kadrolarımıza güveniyoruz. İnsanlar bir tanısa, bir bilse inşallah yönlerini bize doğru çevirecekler. Ama bilmezlerse, tanımazlarla bu olmaz. Ağırlıklı olarak partimize bakış çok olumlu. Bu olumlu bakışı somut desteğe çevirmek bizim gayretimize bağlı.”

  • Öğretmen çiftten 8 öğrenciye işkence ve istismar iddiası

    Öğretmen çiftten 8 öğrenciye işkence ve istismar iddiası

    Konya’nın Cihanbeyli ilçesinde aynı ilkokulda görev yapan sınıf öğretmeni G.E. (40) ile kocası A.E. (40) hakkında, 2 yıl boyunca 1’i erkek, 8 öğrenciye aralıklarla işkence ve cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. ‘İşkence’ suçundan 120 yıla kadar hapsi istenen G.E ile ‘işkence ve cinsel istismar’ suçlarından 132 yıla kadar hapsi istenen A.E., mart ayında hakim karşısına çıkacak.

    Konya Cihanbeyli’de 2018 ile 2020 yılları arasında Adnan Menderes İlkokulu’nda eğitim gören 1’i erkek, 8 öğrenci iddiaya göre sınıf öğretmenleri G.E. ile aynı okulda görev yapan kocası A.E.’nın aralıklarla işkencesine ve cinsel istismarına maruz kaldı. Öğretmen çift, pandemi döneminde Karatay ilçesindeki başka bir okula tayin edildi. Tayin sonrası G.E.’nin sınıfına aynı okulda görev yapan başka bir kadın öğretmen, girmeye başladı. Öğrencilerin G.E.’yi kastederek ‘O bize vururdu, döverdi’ sözleri üzerine öğretmen hem sınıftaki kendi kızı ile hem de diğer öğrencilerle görüştü.

    Öğrenciler, öğretmen çiftin işkence ve cinsel istismarda bulunduğu öne sürdü durum velilere bildirildi. Veliler, öğretmen çift hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık, soruşturma kapsamında şu an yaşları 10 ila 11 arasında değişen çocukların ifadesine başvurdu. Savcı, 4 Ekim 2021’de öğretmen çift hakkında iddianame hazırladı.

    MART AYINDA HAKİM KARŞISINA ÇIKACAKLAR

    İddianamede öğretmen çiftin G.E.’nin sınıfındaki 8 öğrenciyi; tuvalete kilitleyerek, ağızlarını ve ellerini bantladığı, lavaboda su ile boğmaya çalıştığı, yazamadıkları harfleri kafalarına kalemle çizdiği, çöp kovasına oturtup arkadaşlarının üzerlerine çöp atmaya zorladığı, bıçakla korkuttuğu, okul bodrumuna kilitlediği, sopayla dövdüğü, saçlarını kesip yutturmaya çalıştığı belirtildi. Ayrıca A.E.’nin bir kız öğrenciye ‘cinsel istismarda’ bulunduğu öne sürüldü. G.E. hakkında ‘işkence’ suçundan toplam 120 yıla kadar, eşi A.E.’ye ise ‘işkence ve cinsel istismar’ suçlarından 132 yıla kadar hapis cezası istenen iddianame, Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Öğretmen çift, mart ayında hakim karşısına çıkacak.

    ‘2 YIL GEÇTİKTEN SONRA ANLATMIŞLAR’

    Soruşturma kapsamında ifadeleri alınan öğretmen çift suçlamaları reddetti. G.E. ifadesinde “5,5 yıldır eşim ile aynı okulda öğretmenlik yapıyorum. Görev yaptığım süre içerisinde öğrenci ve veliler benden memnundu. Benim ve eşimin kimseyle husumeti yok. Öğrenciler, bu iddiaları 2 yıl geçtikten sonra anlatmış. Bu bile iddiaların asılsız olduğunu gösterir. İddia edilenler gerçek olsaydı, bir öğrenci bile durumu idareye veya ailesine anlatırdı. Suçlamaları reddediyorum” dedi.

    ‘KİMSEYE EZİYET ETMEDİM, DÖVMEDİM’

    G.E.’nin kocası A.E. ise ifadesinde şunları söyledi:

    “8 yıldır aynı okulda görev yapıyorum. İddia edilen öğrenciler, eşimin sınıfındakiler. Onları da tanırım. Kesinlikle hiçbir öğrenciye hakaret veya tehditte bulunmadım. Kimseye eziyet etmedim, dövmedim. Özellikle bir öğrenciye cinsel istismarda bulunduğum iddiasına çok üzüldüm. Bu iddialar, asılsızdır. Bu iddialar doğru olsa bile en azından bir kişi olaylara tanık olurdu. Olayların üzerinden 2 yıl geçmiş, bu süre içerisinde hiçbir öğrenci idareye ya da başka bir yere şikayetçi olmamış. Bu da iddiaların asılsız olduğunu gösterir.”

    İşkenceye maruz kaldığını öne süren erkek öğrenci de ifadesinde şunları anlattı:

    “Öğretmenim G.E. beni ve arkadaşlarımı döverdi. ‘Ailenize söylerseniz, onların yanında size iyi davranırım. Onlar gidince sizi yine döverim’ diyordu. 1’inci sınıfta yazı yazdığım sırada ‘I’ harfini yazmayı unuttuğum için kafama tükenmez kalem ile ‘I’ harfi çizmişti. Öğretmenimizin kocası sınıfa gelip bize bağırır, küfrederdi.”

    ‘BİZİ DÖRT DERS BOYUNCA BODRUMA KİLİTLERDİ’

    Benzer ifadeler veren başka bir başka öğrenci ise, “Öğretmenimiz G.E. bizi bazen 2’şer, bazen de toplu olarak tuvalete götürürdü. Lavaboyu tıkayarak suyu doldurup, arkadaşımla beraber kafamızı suya batırıp, çıkarırdı. Yanımdaki arkadaşım bir ara boğulacak gibi olmuştu. Bizi bazen iki, bazen de dört ders boyunca tuvalete ve bodruma kilitlerdi. Kıyafetlerimiz ıslandığında da dışarıya çıkartıp, güneşte bekletirdi. Öğretmenimiz ve eşinden korkup, sıranın altına saklandığımız olurdu. Bazen ağzımızı bantla kapatırdı. G.E. bodrum katın anahtarını bulamayınca, ellerimizi ve ayaklarımızı da koli bandıyla bantlardı. Bizi çöp kovasına oturtup, arkadaşlarımızdan üzerimize çöp atmalarını isterdi. Sorulan soruyu bilemeyince, mürekkep ya da kolonya içirmeye çalışırdı. Saçlarımızı kesip, ağzımıza sokardı. Öğretmenimizin kocası A.E. sınıfa gelip bizi döverdi, tehdit ederdi. Beni ve arkadaşımızı tuvalete götürdü. Arkadaşımın dudağını ısırdı, vücuduna dokundu” ifadelerini kullandı.

    İfadesi alınan bir başka öğrenci de öğretmen A.E.’nin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyleyerek, “Öğretmenimiz G.E.’nin kocası beni tuvalete götürdü. Pantolonumu açıp, cinsel organımı ve bacaklarımı sıktı. Başka bir arkadaşım da bunları gördü. O arkadaşıma da aynı şeyleri yaptı” dedi.

    ‘PANDEMİ DÖNEMİNDE ÖĞRETMEN ÇİFTİN TAYİNİ OLUYOR’

    Öğrencilere hukuki destek veren Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) avukatlarından Şeyma Bilge, olayın öğretmen çiftin başka okula tayin olmasından sonra ortaya çıktığını belirtti. Bilge, şunları söyledi:

    “Bu davaya katılma kararı aldık ancak süreç çok uzun sürdü. Öğretmenleri ve eşi de sürekli aynı sınıfa giderek çocuklara karşı sözlü ve fiziki müdahaleleri oluyor. Hem çocukların hem de mağdur ailelerin beyanları var. Her çocuğa farklı, sistematik şekilde işkence uygulanmış. Kimisine tuvalet koklatılmış, lavabolar suyla doldurulup, çocukların kafası suyun içine sokulmuş. Sınıf öğretmeninin eşi tarafından çocukların bodruma götürüldüğü yönünde iddialar var. Çocuklar, bunları ailelerine söylememeleri için de öğretmen çift tarafından tehdit ediliyor. Pandemi döneminde öğretmen çiftin tayin oluyor.”

    ‘GÖREVLERİNE DEVAM EDİYORLAR’

    Öğretmen çiftin okuldan tayin olduktan sonra G.E.’nin sınıfına başka bir öğretmenin ders vermeye başladığını anlatan Bilge, “Bu sırada müştekilerden biri, aynı okulda öğretmenlik yapıyor. G.E. gidince kendi kızının sınıfında öğretmenlik yapmaya başlıyor. Burada hem kızının hem de sınıftaki diğer çocukların ‘O bize vururdu, döverdi’ söylemleri üzerine kendi kızıyla ve sınıftaki diğer öğrencilerle görüşerek, velilerle görüşerek ifadelerinin alınması sağlanıyor. İşkenceye ve cinsel istismara maruz kalan çocukların ailelerinin şikayetleri üzerine soruşturma başlatıldı. Ancak uzun bir soruşturma süreci oldu. Böylesine ciddi iddialar üzerine idari soruşturma da başlatıldı ancak bu öğretmenlere sadece bir uyarı cezası verildi” diye konuştu.

    Avukat Şeyma Bilge, öğretmen çiftin halen başka okulda görev yaptığını hatırlatarak “İddianame çok uzun sürede hazırlandı ve herhangi bir şekilde tedbir uygulanmadan soruşturma süreci tamamlandı. Ne bir tutuklama ne de bir adli kontrol uygulanmadı. Bu kişiler, hala çocuklarla iletişim halindeler. Yeni mağduriyetler de oluşabilir” uyarısında bulundu.

     

  • Başında çuvalla domuz bağıyla öldürülmüş bulundu

    Başında çuvalla domuz bağıyla öldürülmüş bulundu

    Konya’da Afganistan uyruklu Nakibullah Rüstmi (35), başına çuval geçirilmiş, ağzı fularla el ve kolları da kabloyla domuz bağı yöntemiyle bağlı olarak ölü bulundu.

    Konya’nın Ereğli ilçesi Boyacalı Mahallesi’nde Afgan uyruklu Nakibullah Rüstmi, aynı evde kaldığı ve vatandaşı olan 3 arkadaşı tarafından başına çuval geçirilmiş, ağzı fularla el ve kolları ise kabloyla domuz bağı yöntemiyle bağlı halde ölü bulundu. Nakibullah Rüstmi’nin cansız bedeni, ihbarla gelen ekiplerce otopsi için Ereğli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

    Nakibullah Rüstmi’nin, Göç İdaresi tarafından İstanbul Zeytinburnu’nda oturduğu yönünde kayıtlı olduğu belirlendi. Konya’daki ev sahibinin ise polise, evi 1 kişiye kiraladığını ve 4 kişinin kaldığından bilgisinin olmadığını söylediği öğrenildi.

    Nakibullah Rüstmi’yi öldüren şüpheli veya şüphelilerin belirlenip, yakalanması için çalışma başlatılırken, ev arkadaşı 3 Afgan da ifadelerine başvurulmak üzere polis merkezine götürüldü. Soruşturma sürüyor.

  • Konya’da obrukların sayısı 2 bine ulaştı

    Konya’da obrukların sayısı 2 bine ulaştı

    Konya’da yer altı sularının çekilmesi ve toprağın yer altına çökmesiyle meydana gelen obrukların sayısı yapılan son araştırmalara göre 2 bine ulaştı. Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Günümüzde olan obrukların büyük bir çoğunluğu yer altının düşümüne de bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalara doğru gelmeye başladı” dedi.

    Konya’nın Karapınar ilçesi ve çevre ilçeler ile illerde obrukların oluşumu her geçen gün daha da artıyor. Obruk oluşan bölgelerde araştırma yapan AFAD ve Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü iş birliği yaparak obrukların oluşumu ve alınabilecek önlemler hakkında çalışmalar yapmaya devam ediyor. Yapılan çalışmalarda Konya genelinde farklı noktalarda oluşan irili ufaklı obruk sayısının 2 bine ulaştığı tespit edildi. Çalışmalar sırasında obrukların büyük bir çoğunluğu yer altının düşümüne de bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları, enerji yatırım alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalarına doğru ilerlediği raporlandı.

    “2021 yılı sonuna doğru 2 bine yakın obruk oldu”

    Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya’daki obruk alanlarının tespit edilmesi için bir projemiz var. AFAD ile Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama Araştırma Merkezi olarak geçtiğimiz yıl yapmış olduğumuz ölçümlerde Karapınar ilçesinde 600 obruk tespit edilmişti. Bu yıl Halkapınar, Ereğli, Emirgazi, Çumra, Karatay ve Selçuklu ilçesinin önemli ölçüdeki yerlerinde çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bu çalışmalar neticesinde kuyu şeklinde çöken obrukların yanı sıra yüze oturma derinlikleri 20 ile 30 santimetreden başlayan bir ve bir buçuk metreye kadar giden yüzeyde yarılma şeklinde izlenimleri çok sayıda yüzey deformasyonlar ölçtük. Toplam sayıda 2021 yılı sonuna doğru 2 bine yakın obruk oldu. Özellikle bazı bölgelerde toplu olarak yoğun bir çökme yapıların olduğunu gözlemledik” dedi.

    Obruklar daha çok risk oluşturacak noktalara gelmeye başladı

    Son oluşan obrukların ilçelere yakın alanlarda oluştuğu ve riskin arttığını anlatan Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, şöyle devam etti: “Geçmişte yer altı su seviyeleri yüksekken daha yüksek dağlık alanlarda falan meydana geliyordu. Günümüzde olan obrukların büyük bir çoğunluğu yer altının düşümüne de bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları, enerji yatırım alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalara doğru gelmeye başladı. Son birkaç yıl içerisinde oluşan obrukların, önemli bir bölümü gerek tarım alanlarında gerek yerleşim alanlarının orada yayla diye tabir edilen küçük yerleşim yerleri var, bu yerleşimlerin ortasında obruk meydana gelebiliyor. Hatta evlere, araçlara, ağıllara zarar veren obruklar var. Ama şuana kadar çok şükür can kaybı yok.”

    “Kontrol edebileceğimiz en önemli faktör, yoğun yeraltı suyu kullanımı”

    Bölgedeki bu doğal olayla ilgili önlem konusunda bilgi veren Prof. Dr. Fetullah Arık, “Sadece Konya’ya özgü değil obruk oluşumu. Memleketin birçok yerinde oluşuyor. Ama Konya’daki obrukların temel oluşum nedeni; suyla karşılaştığı zaman çözünebilir kayalar, yeraltı suyunun varlığı, hidro kimyasal ve yapısal jeolojik özelliklerdir. Dolayısıyla bunlarla ilgili doğal jeolojik süreçler olduğu için önlem alma şansımız yok. Buradaki yapıyı değiştiremiyoruz ama yeraltı su seviyesini değiştiren önemli faktörlerden bir tanesi de havza içerisindeki çok yoğun yeraltı suyu kullanımı. Havza çevresindeki belgeli 30-35 bin kuyuya karşılık bunun 3 katı kadar belgesiz kuyu var. Bu belgesiz kuyularda ne kadar su ürettikleri ile ilgili veriler mevcut değil. Bilinen en önemli veri yeraltı su seviyesinin her geçen yıl düşmeye devam ettiği. 1960’lı yıllardan itibaren santimetreyle ifade edilen düşümler, 2000’li yıllardan sonra yarım metre-1 metre seviyesinde, 2010’lardan sonra da 1,5-2 metre seviyesindeyken sadece 2021 yılında bazı gözlem kuyularında 20 metrenin üzerinde yeraltı su seviyesinde düşümler var. Bu düşümler neticesinde su-kayaç etkileşiminin yoğun olduğu bölgeler daha aşağı kotlara düşüyor. Böylece yerleşim alanlarını daha ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Burada jeolojik, iklimsel koşulları değiştirme şansımız yok. Kontrol edebileceğimiz en önemli faktör, yoğun yeraltı suyu kullanımının biraz daha düzenli hale getirilebilmesi. Bunun için de hepimize ortak görevler düşüyor” ifadeleri kullandı.

    “20 metrelik düşüşün temel nedeni yağışların çok çok az olması”

    Prof. Dr. Arık, Konya kapalı havzasının akarsuyunun olmadığını kaydederek, “Dışarıdan gelen herhangi bir destek yok. Konya kapalı havzasında su varlığı doğrudan yağışlara bağlı. Kapalı havzanın içerisindeki dağlık alanlardan havzaya doğru gelen sular ve yağışlar bu havzanın su kaynaklarını oluşturuyor. Son yıllarda yoğun bir şekilde yapmış olduğumuz dağlık alanlardaki barajlar, göletler, havzaya gelen su beslenme açısından biraz olumsuzluklar içeriyor, bölgelere faydalı olsa da. Havzanın içerisindeki yağışlar da Türkiye’deki genel iklim değişikliği ve kuraklığa bağlı olarak oldukça düşmüş vaziyette. Biraz önce ifade ettiğimiz 20 metrelik düşüşün temel nedeni aslında bu yılki yağışların çok çok az olması. Hem 2020 yılında, hem de 2021 yılında yağışlar çok düştüğü için doğal olarak yeraltı seviyesi de daha çok düşüyor ve obruk oluşumu da artıyor” diye anlattı.

    Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya kapalı havzasındaki bu sene gözlemlemiş olduğumuz bir çok yüzey yarıkları var. Oldukça da endişe veriyor. Bunların oluşma nedenlerinden bir tanesi devam eden çökme hareketi artı aşırı yeraltı suyu kaybı gerçekleştiği için de orada meydana gelmiş olan bir düşmelerden kaynaklı. Dolayısıyla Konya kapalı havzasında olumsuzluk birden fazla olarak etki ediyor. Zaten bu havzanın kenarındaki faylara bağlı olarak zaman zaman orta büyüklükteki depremler de meydana gelebiliyor. Bu 50 kilometrelik Konya fay zonunun parça halinde kırılması neticesinde, deprem büyüklüğü biraz daha fazla olacaktır” diye konuştu.

  • Öğrencisini azarlayıp, tehdit eden öğretmenin görev yeri değişti

    Öğrencisini azarlayıp, tehdit eden öğretmenin görev yeri değişti

    Konya’da, okulun 2’nci günü sınıfa uyum sağlayamayıp, ağlayarak annesini isteyen 1’inci sınıf öğrencisi A.Ç.’yi “Terbiyesiz; ağla ağla, seni disipline yollayacağım. Ulan sizi bana sayıyla mı verdiler?” diye azarlayan öğretmen Ayşe I. hakkında Milli Eğitim Bakanlığı, müfettişlerin soruşturması sonucu karar verdi. Ayşe I.’nın görev yeri değiştirilirken başka okula gönderilmesine, maaş kesintisi ile hizmet içi eğitim alması kararı verildi.

    Selçuklu ilçesindeki ilkokulda, 7 Eylül’de, cep telefonu kamerasıyla kaydedilen görüntüler, tepki çekti. 1’inci sınıfa başlayan A.Ç., okulun 2’nci günü sınıfa uyum sağlayamayıp, ağlayarak annesini istedi. Bunun üzerine sınıf öğretmeni Ayşe I., A.Ç.’ye “Terbiyesiz” diyerek bağırdı. A.Ç.’nin “İstemiyorum seni, ben annemi istiyorum” diyerek ağlamaya devam etmesi üzerine Ayşe I., “Ağla ağla, seni disipline yollayacağım, haberin olsun. Müdür bey de seni cezalandırsın. Ulan sizi bana sayıyla mı verdiler?” dedi. Görüntülerin basında yer almasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce Ayşe I. hakkında idari soruşturma başlatıldı.

    MAAŞ KESİNTİSİ VE HİZMET İÇİ EĞİTİM

    Olayla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı da müfettiş görevlendirdi. Bu sırada öğretmen Ayşe I., 10 gün rapor aldı. Raporunun bitmesiyle müfettişler, öğretmenin ifadesine başvurdu. Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, soruşturmanın tamamlanmasına kadar tedbir amaçlı Ayşe I.’yı başka okula evde eğitim öğretmeni olarak görevlendirildi.

    Milli Eğitim Bakanlığı, müfettişlerin soruşturması sonucu Ayşe I. hakkında kararını verdi. Öğretmen Ayşe I.’nın görev yeri değiştirilirken başka okula gönderilmesine, maaş kesintisi ile hizmet içi eğitim alması yönünde karar verildi.

  • Kum fırtınası sonrası zincirleme kaza

    Kum fırtınası sonrası zincirleme kaza

    Konya-Ankara kara yolunda görülen kum fırtınası, kazaya neden oldu. Kamyon ve TIR’ların da aralarında olduğu 8 aracın birbirine girdiği kazada 2’si ağır 8 kişi yaralandı.

    Kaza, saat 13.00 sıralarında Konya- Ankara kara yolunun 75’inci kilometresinde meydana geldi. Kum fırtınası nedeniyle aralarında 2 kamyon ile 2 TIR’ın bulunduğu 8 araç, birbirine girdi.

    Zincirleme kazada yaralanan 8 kişi, Konya ve Cihanbeyli ilçesindeki hastanelere kaldırıldı.

    Tedaviye altına alınan yaralılardan 2’sinin hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

    Kum fırtınası ve meydana gelen kaza nedeniyle kara yolu ulaşıma kapandı.

  • 14 yaşındaki çırağa yanlış tıraş dayağı

    14 yaşındaki çırağa yanlış tıraş dayağı

    Konya’da 2 hafta önce berberde çırak olarak işe başlayan E.K. (14), iddiaya göre müşterinin favori ve ensesini eğri kestiği için ustası Z.B.G. (25) tarafından demir copla dövüldü. Durumu öğrenen E.K.’nin ailesi Z.B.G.’den şikayetçi oldu. Bacaklarında morluklar oluşan E.K., “Ben daha tıraş yapmayı bilmiyorum, dedim. O da ‘Yapacaksın’ dedi. Sakal tıraşını yanlış yapınca enseme ve yüzüme tokat attı. Ağlamaya başladım. ‘Ağlama, ‘Saç tıraşına geç’ dedi. Saçı yanlış kesince demir copla bacaklarıma vurdu” dedi.

    Lise öğrencisi E.K., 4 Kasım günü, harçlığını çıkartmak için 2 haftadır çalıştığı berberde müşterinin favori ve ensesini eğri kestiği için ustası Z.B.G., tarafından demir copla dövüldü. Ailesini arayarak durumu anlatan E.K., annesi S.Ö. ile birlikte hastaneye giderek darp raporu aldı. Aile, Z.B.G., hakkında polise şikayetçi oldu.

    Yaşadıklarını  anlatan E.K., “Müşterinin sakal tıraşını yaptım. Sonra ‘saç tıraşına geç’ dedi. Saç tıraşını yanlış yapınca demir copla vurdu. Daha önce sürekli enseme ve yanağıma tokat atıyordu, bacaklarıma vuruyordu. Temizlikte bir yeri unuttuğumda sürekli kızıyordu. Tokat atıp, dövüyordu. Sürekli küfür ve hakaret ediyordu” dedi.

    ‘SENİ KOMALIK EDENE KADAR DÖVERİM, DEDİ’

    Daha önce hiç tıraş yapmadığı halde olay günü ustasının kendisini bir müşterinin saçını ve sakalını kesmeye zorladığını söyleyen E.K., şöyle konuştu:

    “O gün de ilk defa saç tıraşı yapıyordum. Müşteri gelince bana ‘tıraş et’ dedi. Ben ‘daha bilmiyorum yanlış yaparım’ dedim. O da ‘olacak, yapacaksın’ dedi. Sakal tıraşını yanlış yaptım. Sonra ‘saç tıraşına geç’ dedi. Sakal tıraşını yaparken enseme ve yanağıma sürekli vuruyordu. Bu sırada ben ağlıyordum. Bana, ‘ağlama saç tıraşına geç’ dedi. Saç tıraşını da yanlış yapınca copla vurdu. O an çok acı duydum ve bağırdım, ağladım. Bacağımın sağ iç ve sol dış kısımlarına vurdu. Ben koltuğa oturdum, o tıraşı düzeltirken tarağı kırıp bana fırlattı, ‘buradan herkesi çıkartırım seni komalık edene kadar döverim’ dedi. Cep telefonumu almıştı, sonra telefonumu verdi beni eve gönderdi. Bana yaptıklarının karşılığı neyse o cezayı almasını istiyorum.”

    ‘BEN KIYAMAZKEN BAŞKASININ ÇOCUĞUMU DÖVMESİ ÇOK GÜCÜME GİTTİ’

    E.K.’nin olay günü işte olan annesi S.Ö., “Ben işte olduğum sırada oğlum telefonla aradı ‘Ustam beni copla dövdü’ dedi. İş çıkışı oğlumun çalıştığı berbere gidip ne olduğunu sordum. Bana oğlumun her gelen müşteriden bahşiş istediğini, yanlış tıraş yaptığını söyledi. ‘2 haftadır çalışan bir çocuk nasıl tıraş yapar’ dedim. Ben çocuğumun cebini kontrol ederdim 5 liradan başka parası olmazdı. Ben ‘çocuğumun darp raporunu alacağım bu işin peşini bırakmayacağım’ dedim. Çocuğumu hastaneye götürüp darp raporu aldık. Sonra da polise gidip şikayetçi olduk. Ben el kaldırmaya kıyamazken, başkası benim çocuğumu böyle dövmesi benim çok gücüme gitti. Ne ceza alacaksa en büyüğünü istiyorum. Bu adam yanında çalıştırdığı çocuklara böyle yapıyorsa, bu kişinin engellenmesini istiyorum” diye konuştu.

    Ailenin şikayetinin ardından polis ekiplerinin, berber Z.B.G., hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan soruşturma başlattığı öğrenildi.

     

  • 14 Aralık’ta hakim karşısında çıkacak

    14 Aralık’ta hakim karşısında çıkacak

    Konya’da aynı aileden 7 kişiyi öldürdüğü suçlamasıyla hakkında 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Mehmet Altun (33) ile diğer sanıklar, 14 Aralık’ta 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlanacak.

    Olay, 30 Temmuz günü saat 19.00 sıralarında Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi Özşahin Sokak’ta meydana geldi. Yaşar Dedeoğulları’nın (65) evine, 2010 yılından beri husumetli olduğu yan komşusu Lütfi Keleş’in kayınbiraderi Mehmet Altun (33) geldi. Bahçede aile ile konuşan Altun, daha sonra poşetten çıkardığı tabancayla peş peşe ateş etti. Saldırıda Yaşar Dedeoğulları ile eşi İpek (57), çocukları Serap (33), Serpil (29), Sibel (35), Metin (42) ve Barış Dedeoğulları (31) yaşamını yitirdi. Olayın ardından kiraladığı araçla kaçan Altun, 4 Ağustos’ta özel harekat ekipleri tarafından memleketi Bozkır ilçesi Üçpınar Mahallesi’nde arazi taraması sırasında yakalandı.

    4 AYRI SUÇTAN HAPİS TALEBİ

    Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında aralarında Mehmet Altun’un da bulunduğu 13’ü tutuklu, 1’i 18 yaşından küçük 22 sanık hakkında işlem yapıldı. Hazırlanan iddianamede tutuklu Mehmet Altun hakkında ‘canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme’ suçundan 7 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. Ayrıca olayın ardından evin bazı noktalarına yanında getirdiği bidondaki benzini döküp ateşe verdiği iddiasıyla ‘yakarak mala zarar verme’ suçundan 1 yıldan 9 yıla kadar, ‘nitelikli olarak konut dokunulmazlığı’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar, ‘6136 Sayılı Kanuna Muhalefet’ suçundan da 5 yıldan 8 yıla kadar yargılanması talep edildi.

    BAZILARI SERBEST KALDI

    İddianamede Mehmet Altun’u azmettirdiği öne sürülen eniştesi Lütfi Keleş, ablası Ayşe Keleş, yeğeni Ali Keleş ile diğer tutuklu sanıklar Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Veli Keleş, oğlu Ali Keleş ile adli kontrolle serbest bırakılan akrabaları Ali Keleş hakkında ‘canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme’, ‘yakarak mala zarar vermeye azmettirme’ suçlarından yargılanması istendi. Aralarında 18 yaşından küçük olan 1 çocuk, 11 kişi hakkında ise kovuşturmaya gerek olmadığı yönünde karar verildi. Mehmet Altun’un tutuklanan eşi Zehra Altun, babası İbrahim ve annesi İsmahan Altun da kuvvetli suç şüphesinin kalkması nedeniyle tahliye edildi. 13 tutuklu sanık Veli Keleş, Ramazan Çalık, Yahya Çalık, Ali Çalık ve Ali Keleş de adli kontrol kararıyla tahliyesine karar verildi.

    3 Kasım’da 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede duruşma tarihi de belli oldu. 8’i tutuklu 22 sanık, 14 Aralık günü yargılanmaya başlayacak.

  • Otomobili çizildi, site görevlisini öldürdü

    Otomobili çizildi, site görevlisini öldürdü

    Konya’da otomobilinin sağ kapısı çizilen Ahmet Ü. (32), görevini yapmadığı gerekçesiyle tartıştığı site görevlisi 2 çocuk babası Adem Topbaş’ı (24) bıçaklayarak öldürdü.

    Konya’nın Karatay ilçesi Erenler Mahallesi’nde meydana gelen akılalmaz olayda Ahmet Ü., oturduğu sitenin bahçesinde bina önüne park ettiği otomobilinin sağ arka kapısında çizikler olduğunu fark etti.  Bunun üzerine öfkelenen Ahmet Ü., apartman görevlisi Adem Topbaş’a, “Otomobili çizmişler. Neden bakmıyorsun da çizdirdin?” diye tepki gösterdi.

    İkili arasında çıkan tartışma, bıçaklı kavgaya dönüştü. İddiaya göre Ahmet Ü., sustalı bıçağının açılmaması üzerine Adem Topbaş’ın elindeki bıçağı kapıp, saldırdı. Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçak darbesiyle yaralanan Topbaş, kaçarak site bahçesindeki bir bakkala sığındı. Kanlar içinde yere yığılan Topbaş, ihbar üzerine çağrılan ambulansla kaldırıldığı Konya Şehir Hastanesinde yaşamını yitirdi. Topbaş’ın 4 yaşında kızı ve 30 günlük bir oğlunun olduğu öğrenildi. Olaydan sonra kaçan Ahmet Ü. ise kısa sürede polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

    Site sakinleri, Ahmet Ü. ve Adem Topbaş’ın site bahçesinde sürekli sohbet edip, çay içtiklerini söyledi. Bekir Candan, “Arabada çizik olduğunu söylemiş. ‘Güvenlik kamerasına bakalım’ denilmiş. Sonra bıçaklaşma olmuş. Aşağıda kan izleri var. Bakkala doğru gitmişler.” dedi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

  • Görüntüler tepki çekmişti! Görev yeri değiştirildi

    Görüntüler tepki çekmişti! Görev yeri değiştirildi

    Konya’da, 1’inci sınıfa başlayan, okulun ikinci günü sınıfa uyum sağlayamayıp, ağlayarak annesini isteyen A.Ç.’yi, ”Terbiyesiz; ağla ağla, seni disipline yollayacağım. Ulan sizi bana sayıyla mı verdiler?” diye azarlayan sınıf öğretmeni Ayşe I. hakkında Milli Eğitim Bakanlığı’nca görevlendirilen müfettişlerin soruşturması sürüyor. Öğretmen Ayşe I., tedbir amaçlı görev yeri değiştirilerek, başka bir okulda evde eğitim öğretmeni olarak görevlendirildi.

    Selçuklu ilçesindeki ilkokulda, 7 Eylül’de cep telefonu kamerasıyla kaydedilen görüntüler, tepki çekti. 1’inci sınıfa başlayan A.Ç., okulun ikinci günü sınıfa uyum sağlayamayıp, ağlayarak annesini istedi. Bunun üzerine sınıf öğretmeni Ayşe I., A.Ç.’ye, “Terbiyesiz” diyerek bağırdı. A.Ç.’nin “İstemiyorum seni, ben annemi istiyorum” diyerek ağlamaya devam etmesi üzerine Ayşe I., ”Ağla ağla, seni disipline yollayacağım, haberin olsun. Müdür Bey de seni cezalandırsın. Ulan sizi bana sayıyla mı verdiler?” dedi. Görüntülerin basında yer almasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce öğretmen Ayşe I. hakkında idari soruşturma başlatıldı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Twitter hesabından yapılan paylaşımda, ”Selçuklu ilçemizdeki bir okulumuzda, öğrencisine karşı tutum ve davranışları medyaya yansıyan öğretmen hakkında soruşturma başlatılmıştır” denildi.

    BAKANLIK MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRDİ

    Olayla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı da müfettiş görevlendirdi. Bu sırada öğretmen Ayşe I., 10 gün rapor aldı. Raporunun bitmesiyle müfettişler, öğretmenin ifadesine başvurdu. Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de soruşturmanın tamamlanmasına kadar tedbir amaçlı Ayşe I.’yı başka bir okula evde eğitim öğretmeni olarak görevlendirildi.