Kategori: Konya

  • Kadir Şeker’in avukatından açıklama

    Kadir Şeker’in avukatından açıklama

    Konya’da sevgilisi Ayşe Dırla’yı (35) dövdüğü öne sürülen Özgür Duran’ı (32), engel olmak isterken kalbinden bıçaklayıp, öldürdüğü gerekçesiyle 12,5 yıl hapse çarptırılan Kadir Şeker’in (20) avukatlarından Baro Başkanı Mustafa Aladağ, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nden beklentilerinin, kararı bozma yönünde olduğunu belirtti. Aladağ, “Bizim düşüncemiz doğrultusunda Yargıtay’ın bir karar vermesini bekliyoruz, bunu da herkes gibi biz de heyecanla bekliyoruz” dedi.

    Olay, geçen yıl 5 Şubat akşamı, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı’nda meydana geldi. Kadir Şeker, Özgür Duran’ın sevgilisi Ayşe Dırla’yı dövdüğü gerekçesiyle olaya müdahale etti. Çıkan arbedede Kadir Şeker, Duran’ı kalbinden bıçaklayarak öldürdü. Olay sonrası gözaltına alınan Şeker, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Şeker, ‘kasten öldürme’ suçundan yargılandığı 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ömür boyu hapse çarptırıldı. Suçun ‘haksız tahrik’ altında işlendiği gerekçesiyle ceza, önce 15 yıla ardından Şeker’in duruşmadaki iyi hali göz önünde bulundurularak 12,5 yıla indirildi.

    İstinaf Mahkemesi’nin de kararı onamasının ardından dosya Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’ne cezayı yüksek bulup kararın bozulmasını talep ettiği tebliğname gönderdi. Bunun üzerine gözler 1’inci Ceza Dairesi’nin vereceği karara çevrildi.

    ‘BEKLENTİMİZİN KARARIN BOZULMASI YÖNÜNDE’

    Kadir Şeker’in avukatlarından Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ, beklentilerinin kararın bozulması yönünde olduğunu belirtti. Aladağ, şunları söyledi:

    “Kadir Şeker davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 1’inci Ceza Dairesi Başkanlığı’na gönderilen tebliğnameyle, cezanın fazla olduğu, haksız tahrik hükümlerinin en üst seviyeden uygulaması gerekçesiyle Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’ne gönderilmiştir. Burada asıl ve nihai kararı verecek olan 1’inci Ceza Dairesi Başkanlığı’dır. Dolayısıyla nihai olarak beklediğimiz, arzu ettiğimiz, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi Başkanlığı’nın, ileri sürdüğümüz ‘meşru müdafaa’ ve ‘kasten yaralama’ hususlarının irdelemesi noktasında bozma gerekçesi vermesidir.”

    ‘SONUCU BEKLİYORUZ’

    Aladağ, “Sanık müdafi olarak, hem ilk derecede kovuşturma sürecinde, hem istinaf mahkemesinde sunulan dilekçede hem de Yargıtay aşamasındaki sunulan dilekçede, ‘kasten öldürme’ fiilinin Kadir’in içerisinde bulunduğu olay neticesinde olmayacağını, Kadir’in kasten birine zarar veremeyeceğini ifade ettik. Darp edildiğini, hakaret edildiğini, boğazına sarıldığını, en kutsalına kötü sözler söylendiğini, bu nedenle artık çaresi kalmayan Kadir’in, istemeden, istem dışı bu olayı gerçekleştirdiğini ifade ettik. Yargıtay’ın, bizim düşüncemiz doğrultusunda bir karar vermesini bekliyoruz. Bunu da herkes gibi biz de heyecanla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Yargıtay’dan Kadir Şeker kararı

    Yargıtay’dan Kadir Şeker kararı

    Konya’da, sevgilisi Ayşe Dırla’yı dövdüğü öne sürülen Özgür Duran’ı, engel olmak isterken kalbinden bıçaklayıp, öldürdüğü gerekçesiyle 12,5 yıl hapse çarptırılan 20 yaşındaki Kadir Şeker  için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, verilen cezanın yüksek olduğunu belirterek, 1’inci Ceza Dairesi’nde cezanın bozulmasını istedi.

    Konya’nın Selçuklu ilçesinde geçen yıl 5 Şubat akşamı Piri Reis Parkı’nda Özgür Duran’ın sevgilisi Ayşe Dırla’yı dövdüğü gerekçesiyle olaya müdahale etmek isteyen Kadir Şeker, çıkan arbedede Duran’ı bıçaklayarak öldürdü. Olay sonrası gözaltına alınan Şeker, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Şeker, ‘kasten adam öldürme’ suçundan yargılandığı 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ömür boyu hapse çarptırıldı. Suçun ‘haksız tahrik’ altında işlendiği gerekçesiyle ceza, önce 15 yıla ardından Şeker’in duruşmadaki iyi hali göz önünde bulundurularak 12,5 yıla indirildi.

    Cumhuriyet Savcılığı, gerekçeli kararın açıklanmasının ardından Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne ‘haksız tahrik’ indiriminin en üst sınırdan uygulanması gerektiğini bildirerek, itirazda bulundu. Kadir Şeker’in avukatları da karara itirazda bulunup, olayın meşru müdafaa olduğunu belirtti. Avukatlar tarafından Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne sunulan itiraz dilekçesinde, Kadir Şeker bir kadına yardım etmek isterken meydana gelen olayın, meşru müdafaa sınırları içinde gerçekleştiği belirtildi. Mahkeme, meşru müdafaayı kabul etmeyecek olsa bile meşru müdafaa sınırlarının aşılması maddesi uygulanarak, Şeker’in beraatine ve tahliye edilmesine karar verilmesi talep edildi.

    Özgür Duran’ın avukatları da karara itirazda bulundu. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce hapis cezası onaylanıp, itirazlar reddedilerek, dosya Yargıtay’a gönderildi.

    YARGITAY CEZAYI FAZLA BULDU

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, verilen cezanın yüksek olduğunu belirterek, 1’inci Ceza Dairesi’nde cezanın bozulmasını istedi. Kadir Şeker’in avukatı Emrah Daylan, ”Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Kadir Şeker’e verilen 12,5 yıl hapis cezasının yüksek olduğunu belirterek, 1’inci Ceza Dairesi’ne kararın bozulmasını istedi. Bizler 1’inci Ceza Dairesi’nin vereceği kararı bekliyoruz” dedi.

  • Sahte şeyhe 4 erkeğe cinsel istismardan 55 yıl hapis

    Sahte şeyhe 4 erkeğe cinsel istismardan 55 yıl hapis

    Konya’da kendisini ‘şeyh’ olarak tanıtıp, 5 erkeğe ‘cinsel istismarda’ bulunduğu iddiasıyla 62 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan, Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi’nce eylemlerin ‘rızayla gerçekleştiği’ gerekçesiyle beraat kararı verip tahliye edilen Süleyman Işık, yerel mahkemede yeniden yargılandığı davada, bu kez 4 erkeğe ‘cinsel istismar’ suçundan 55 yıl hapse çarptırıldı.

    Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) şikayette bulunan bir kişi, sohbetlerine katıldığı, kendisini ‘şeyh’ diye tanıtan Süleyman Işık’ın, erkeklere cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürdü. Başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Işık, 2008 ve 2017 yılları arasında 17 ile 22 yaşlarında 5 erkeğe ‘cinsel istismarda bulunduğu’ iddiasıyla tutuklandı.

    62 YIL HAPİS CEZASI ALDI

    Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan, kendisine iftira atıldığını öne süren Süleyman Işık, 5 kişiye yönelik ‘cinsel istismar’ suçundan 62 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Işık’a, el konulan bilgisayarında bulunan görüntülerle ilgili olarak da ‘müstehcenlik’ suçundan 1 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası verildi.

    YARGITAY, ‘RIZASIYLA GERÇEKLEŞTİ’ DİYEREK BERAAT ETTİRDİ

    Şubat ayında yerel mahkemenin kararını değerlendiren Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi ‘cinsel istismar’ suçlarının, mağdurların rızasıyla gerçekleştiğine kanaat getirip Süleyman Işık’ın beraatine ve tahliyesine karar verdi.

    Kararda, ”Kendisini din alimi olarak tanıtan sanığın, akıl ve ruh sağlığı yerinde olan mağdurlara karşı gerçekleştirdiği cinsel ilişkiye girme eylemleri sırasında cebir veya tehdit kullanmadığı gibi mağdurların da bu yönde bir iddialarının bulunmaması, sanığın kendisine itibar edilmesini sağlamak amacıyla sarf ettiği sözlerin aldatıcı nitelikten uzak olması ve eylemlerini mağdurların rızası ile gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında ilk derece mahkemesince sanığın mağdurlardan A., Y. ve M.’ye yönelik eylemlerinden beraatine, mağdur R.’ye karşı 15- 18 yaş aralığında gerçekleştirdiği cinsel ilişkiye girme eylemleri ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ kabul edilip, 5237 sayılı TCK’nın 73/1 maddesinde düzenlenen altı aylık kanuni şikayet süresini geçtiği gözetilerek, bu suçtan görülen kamu davasının düşürülmesine, mağdurun 18 yaşından büyük olduğu dönemde gerçekleşen cinsel saldırı eylemlerinden ise beraatine karar verilmesi” denildi.

    MAĞDURLARDAN BİRİ KARARA İTİRAZ ETMEYİNCE 4 KİŞİ İSTİSMARDAN YARGILANDI

    Yargıtay’ın verdiği karar dosyası yeniden Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mağdurlardan birinin zamanında karara itiraz etmemesi üzerine Işık, Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 kişiye ‘cinsel istismar’ suçundan yeniden yargılandı. 1 Ekim Cuma günü görülen duruşmaya katılan Süleyman Işık, savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Işık, ”Suçlamaları kabul etmiyorum. Mağdurlara bu eylemi yapmış olsaydım uzun süre devam ettiği iddia edilen bu eylemler bakımından neden daha önce şikayette bulunmamışlar, bunu sorgulamak lazım. Ayrıca doktor raporlarında da mağdurların iddialarını doğrulayan bir bulgu yoktur. Suça konu eylemlerin hiçbirisi gerçekleşmemiştir. Bu nedenle atılı suçlardan beraatime karar verilmesini talep ediyorum” dedi.

    Mahkeme, Işık’ı, 4 kişiye yönelik ‘cinsel istismar’ suçundan toplam 55 yıl hapis cezasına çarptırdı.

    ‘YARGITAY’IN İKİ ÜYESİ DE KARARA KARŞIYDI’

    Mağdurlardan birinin avukatı Hakkı Ünalmış, “Süleyman Işık, Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Bu yargılama sonucunda, o dönem çocuk olan mağdurlara yönelik suçtan dolayı 62 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Karar, karşı taraf yönünden Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay, o zaman çocuk yaşta olan benim müvekkillerimin cinsel istismara uğramış oldukları kabul edildi. Fakat kanunlardaki şikayet süresini aşmış olduğu, bu nedenle davanın düşmesi gerektiği gerekçesiyle davayı düşürmek istedi. Diğer müştekilerin de rızasıyla gerçekleşmesi, hiçbir tepki göstermemeleri nedeniyle Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının yerinde olmadığı öne sürülerek davanın düşürülmesine karar veriliyor. Tutuklu olan sanık serbest bırakılıyor. Bu bozma kararından sonra dava yeniden aynı mahkemeye havale edildi. Dava dosyası havale edilirken, Yargıtay Mahkemesi’nin iki üyesi de bozma kararına karşı olduklarını beyan etti” dedi.

    ‘YEREL MAHKEME KARARININ ARKASINDA DURDU’

    Kararı değerlendiren avukat Ünalmış sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Gerekçelerden biri neden zamanında şikayetçi olunmadığı yönündeydi. Cemaat şeyhi insanları o kadar baskı altında bırakmış ki, mahkemede bile onun karşısında titriyorlardı. Yani şikayet etmelerine imkan yoktu. Zira sanık, hem manevi yönden koskoca bir şeyhe karşı gelmenin günahından bahsediyor hem de bu duyulursa size zarar veririm, diye tehdit ediyor. İyi ki Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve heyeti, eski kararlarında direndiler. Bozma kararına uymadılar. Bakalım Yargıtay’a gidince kararı onayacak mı, tekrar bozacak mı göreceğiz. Sadece bir müştekinin, Konya Bölge Adliye Mahkemesi kararına itiraz etmemesi üzerine cezasında azalmış oldu. Tahliye kararı verilmiş olduğu için şu anda dışarıda. Ben son duruşmada tekrar tutuklanmasını talep etmiş olsam da gerekçeli karar henüz çıkmadı. Bu karardan sonra da tutuklanması için tekrar başvuru yapacağım.”

  • Konya’da silah kaçakçılığı operasyonu

    Konya’da silah kaçakçılığı operasyonu

    KONYA’nın Beyşehir ilçesinde silah kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla suç örgütüne yönelik operasyonda gözaltına alınan 3 kişiden biri tutuklandı, 2’si adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

    Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kaçak silah satışı yapanlara yönelik soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında çalışma yapan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri Özkan Uludağ, İsa E. ve Durmuş C.’nin 2 adet 7.65 milimetre çaplı tüfek, 3 adet 9 milimetre çaplı tabanca ve 27 adet 7.65 milimetre çaplı fişek satışı yaptıklarını belirledi. Düzenlenen operasyonla 3 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden Özkan Uludağ, sevk edildiği mahkemece tutuklandı. İsa E. ve Durmuş C. de adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

     

  • Park kavgasında dayısını öldüren yeğen ile babasına hapis cezası

    Park kavgasında dayısını öldüren yeğen ile babasına hapis cezası

    KONYA’da evin önüne araç parkı nedeniyle çıkan kavgada dayısı Nevzat Akkoyun’u (53) sırtından ve göğsünden bıçaklayan Hasan Hüseyin Yalçın (23) ile başına keserle vuran babası Seyit Ali Yalçın (48), ‘kasten öldürme’ suçundan 12 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Olay, 28 Temmuz 2020 günü saat 23.30 sıralarında Selçuklu ilçesi Sarayköy Mahallesi 13187 Sokak’ta meydana geldi. Seyit Ali Yalçın ile komşusu olan kayınbiraderi Nevzat Akkoyun arasında, evin önüne araç park etme nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma, aile fertlerinin de katılmasıyla kavgaya dönüştü. Hasan Hüseyin Yalçın, dayısı Nevzat Akkoyun’u sırtından ve göğsünden bıçakladı, babası Seyit Ali Yalçın da başına keserle vurdu. Kavgada Akkoyun’un kızı Açelya Akkoyun (21) aldığı darbe sonucu başından, oğlu Mesut Akkoyun (27) ise göğsünden bıçakla hafif yaralandı. Yaralılar, çağırılan ambulanslarla kentteki hastanelere kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Nevzat Akkoyun, yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Akkoyun’un otopsi sonucu vücudunda 2 bıçak yarası bulunduğu, başında da keser darbesi nedeniyle yaralanmaların olduğu tespit edildi.

    Gözaltına alınan 5 kişiden Hasan Hüseyin Yalçın ile babası Seyit Ali Yalçın tutuklandı. Diğer aile fertleri anne Zehra, kızları Burcu ve Gamze Yalçın ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

    FAL BAKAN EŞİNE GELENLER, ARAÇLARINI PARK EDİYORMUŞ

    Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Asayiş Şubesi’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, evleri yan yana olan iki aile arasında 2 haftadır park meselesi nedeniyle problem olduğunu, tartışmalar yaşandığını tespit etti. Seyit Ali Yalçın’ın eşinin fal baktığı, bu yüzden eve gelen kişilerin çok olması nedeniyle Nevzat Akkoyun’un evinin önüne araç park edildiği ileri sürüldü.

    KENDİMİ KORUMAK İÇİN BIÇAĞI SAVURDUM

    Konya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde haklarında dava açılan Yalçın ailesi fertleri, dün son kez hakim karşısına çıktı. Hasan Hüseyin Yalçın, son savunmasında bıçağı kendini korumak için savurduğunu belirterek, ”Olay çıkmaması için sürekli polisi aradık. Ağır hakaretler ve tehditler ediyordu. Nevzat bıçak çekti. Bıçağı ondan aldım. Arbede sırasında kendimi korumak için bıçağı savurdum. Babam Nevzat’ı bıçaklamadı. Zaten savcılıkta samimi ikrarım var” dedi.

    Seyit Ali Yalçın ise, “Maktul bize sürekli tehdit ve küfürler ediyordu. Çocuklarımın sesine dışarı çıktım. Oğlumun ne zaman dışarı çıktığını görmedim. Böyle bir olay olacağını bilseydim oğlumu bırakmazdım. Nevzat, oğlumla kavga ediyordu. Koruma duygusuyla elime keser aldım ve savurdum ama birine geldi mi hatırlamıyorum. Sadece korumak istedim. Birini yaralamak istemedim” diye konuştu.

    HAKSIZ TAHRİKLE 12 YIL 6’ŞAR AY HAPİS

    Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Seyit Ali Yalçın ve oğlu Hasan Hüseyin Yalçın’ın ‘kasten öldürme’ suçunu haksız tahrik altında işlediklerini belirterek 12 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi. Heyet, Hasan Hüseyin Yalçın’ı, Mesut Akkoyun’u da yaraladığı için de 7,5 ay daha hapis cezası verdi. Olaya karışan diğer aile fertleri anne Zehra, kızları Burcu ve Gamze Yalçın’ın ‘kasten yaralama” suçundan aldıkları 1 yıl 6’şar ay hapis cezasının hükmün açıklanması geri bırakıldı.

  • Öğrencisini azarlayıp, tehdit eden öğretmene soruşturma

    Öğrencisini azarlayıp, tehdit eden öğretmene soruşturma

    Konya’da, 1’inci sınıfa başlayan A.Ç.’nin, okulun 2’nci günü sınıfa uyum sağlayamayıp, ağlayarak annesini istemesi üzerine ”Terbiyesiz; ağla ağla, seni disipline yollayacağım. Ulan sizi bana sayıyla mı verdiler?” diye azarlayan sınıf öğretmeni Ayşe I. hakkında İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce idari soruşturma başlatıldı.

    Selçuklu ilçesindeki ilkokulda, 7 Eylül’de cep telefonu kamerasıyla kaydedilen görüntüler, tepki çekti. 1’inci sınıfa başlayan A.Ç., okulun 2’nci günü sınıfa uyum sağlayamayıp, ağlayarak annesini istedi. Bunun üzerine sınıf öğretmeni Ayşe I., A.Ç.’ye “Terbiyesiz” diyerek bağırdı. A.Ç.’nin “İstemiyorum seni, ben annemi istiyorum” diyerek ağlamaya devam etmesi üzerine Ayşe I., ”Ağla ağla, seni disipline yollayacağım, haberin olsun. Müdür bey de seni cezalandırsın. Ulan sizi bana sayıyla mı verdiler?” dedi.

    Görüntülerin basında yer almasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce öğretmen Ayşe I. hakkında idari soruşturma başlatıldı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Twitter’daki hesabından yapılan paylaşımda, ”Selçuklu ilçemizdeki bir okulumuzda, öğrencisine karşı tutum ve davranışları medyaya yansıyan öğretmen hakkında soruşturma başlatılmıştır” denildi.

  • Bekçilere ateş açıp kaçmaya çalışan genç vurularak hayatını kaybetti

    Bekçilere ateş açıp kaçmaya çalışan genç vurularak hayatını kaybetti

    KONYA’da otomobilde yüksek sesle müzik dinleyen, kendisini uyaran bekçilere ateş edip kaçmaya çalışan alkollü Mehmet Toker (25), açılan ateşte, yaşamını yitirdi.

    Olay, cumartesi günü saat 02.00 sıralarında Meram ilçesi Kozağaç Mahallesi’nde meydana geldi. Devriye görevi yapan mahalle bekçileri A.A. (28) ile H.E. (26), park halindeki 42 AFN 880 plakalı otomobilinde yüksek sesle müzik dinleyen Mehmet Toker’in yanına gitti. Bekçiler, alkollü olduğu belirtilen Toker’i uyardı. Bu sırada otomobilden inen Toker, kaçmaya başladı. Bekçilerin ‘dur’ ihtarında bulunduğu Mehmet Toker, yanındaki tabancasını çekip ateş etti. Bekçiler de havaya 4 el uyarı ateşi açtı. İddiaya göre Toker, geri dönüp ikinci kez ateş edince bekçiler de karşılık verdi. Bekçilerden H.E.’nin tabancasından çıkan kurşun, Toker’in koltuk altına saplandı. Mehmet Toker kanlar içinde yere yığılırken, bekçiler sağlık ekiplerine haber verdi. Gelen sağlık ekibinin yaptığı tüm müdahaleye karşın Toker kurtarılamadı.

    YARALAMA, HIRSIZLIK VE UYUŞTURUCUDAN SABIKALI

    Mehmet Toker’in ‘kasten yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu madde kullanmak’ suçlarından poliste kaydının olduğu belirtildi. Jandarma ekiplerinin olay yerinde yaptığı incelemelerde Toker’e ait tabanca, tabancanın namlusunda da mermi olduğu tespit edildi.

    BEKÇİLER SERBEST

    Gözaltına alınan bekçiler A.A. ile H.E., işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bekçilerden H.E.’nin ifadesinde, tabancasını Mehmet Toker’in ayağının yanına nişanladığını ancak seken kurşunun Toker’e isabet ettiğini söylediği belirtildi.

  • Bulgaristan’da verici takılan kartal, Konya’da ölü bulundu

    Bulgaristan’da verici takılan kartal, Konya’da ölü bulundu

    Bulgaristan Birdlife (BSPB) tarafından verici takılan küçük orman kartalı, Konya’da ölü bulundu. Kartalın, yalıtım yapılmamış elektrik teline çarparak öldüğü tespit edildi.

    Kuşları, yaşam alanlarını ve küresel biyolojik çeşitliliği korumaya çalışan küresel koruma organizasyonları ortaklığı Birdlife’in Bulgaristan’daki ortağı BSPB’nin bu yıl verici takarak takip ettiği küçük orman kartalı Konya’nın Erdoğdu Mahallesi’nde ölü bulundu. Kartalın, yalıtımı yapılmamış elektrik teline çarparak öldüğü belirlendi. Bulgaristan’da göç rotası ile türü tehdit eden faktörlerin araştırılması için vericiyle izlenen kartalın, iki ay önce yuvasından ayrıldığı açıklandı.

    TÜRK EKİP KARTALI BULDU

    Kartala takılan vericinin sürekli sabit bir noktadan sinyal vermesiyle öldüğünü düşünen Bulgar kuş bilimcileri, Türkiye’de kartallar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan uzman biyolog Cansu Özcan’a ulaştı. Cansu Özcan ise yerel kuş meraklısı İbrahim Soner Güzel ve yerel avcı gruplarla iletişime geçti. Kuşun sinyalinin geldiği alana giderek araştırma yapan ekip, elektrik direğinin altında kartalın ölüsünü buldu. Aynı iletim hattı nedeniyle birçok küçük kuşun da bölgede öldüğü tespit edildi.

    YALITIMSIZ ELEKTRİK TELLERİ EN BÜYÜK TEHDİT

    Bulgar yetkililerin, ilgili Türk yetkililere elektrik yalıtımı konularında önerilerde bulunduğunu belirten Cansu Özcan, dünya popülasyonunun yüzde 73’ünün Avrupa’da olduğu bilinen küçük orman kartalının Türkiye’de de ürediğini söyledi. Toplam sayısının 40-60 bin arasında olduğu bilinse de son çalışmaların türün sayısının stabil olduğunu gösterdiğini aktaran Özcan, “Türü tehdit eden faktörlerin başında yalıtımı yapılmamış elektrik telleri geliyor. Her yıl yırtıcı kuşlar, başta olmak üzere binlerce büyük kanatlı kuşun elektrik çarpmasından dolayı öldüğü bilinmektedir” dedi.

  • Arsasından geçen yolu açtıran savcı hakkında suç duyurusunda bulundu

    Arsasından geçen yolu açtıran savcı hakkında suç duyurusunda bulundu

    Konya’da Züleyha Schumacher, arazisinden geçen yolun açılması için talimat veren savcı hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

    Almanya’da yaşayan Türk vatandaşı Züleyha Schumacher, 2012 yılında Selçuklu ilçesi Bosna Hersek Mahallesi’nde, 16 bin 670 metrekarelik arsayı yatırım için satın aldı. Schumacher, daha sonra arsanın yaklaşık 13 bin metrekaresinin yol olarak kullanıldığını öğrendi. Bunun üzerine avukatı Tevfik Buğdaycı aracılığıyla 4’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yer tespit davası açtı. Dava sonucunda arsasının yaklaşık 13 bin metrekare alanından 3 gidiş, 3 geliş olmak üzere yol geçtiği belirlendi. Schumacher, 30 Ağustos’ta Prof. Dr. Ahmet Ayhan Caddesi’nde arsasının bulunduğu bölüme ‘Bu cadde tapulu arazimiz olduğu için kapatılmıştır’ yazılı tabela koyup şerit ve kum dökerek ulaşıma kapattı. Kapatılan yol, Cumhuriyet Savcılığı’nca alınan kararla yeniden ulaşıma açıldı.

    ‘SAVCI VE POLİSİ İLGİLENDİREN BİR DURUM YOK’

    Schumacher, avukatı Tevfik Buğdaycı aracılığıyla yolun açılması için talimat veren savcı hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

    Türk hukuk sisteminde hiç kimsenin kaynağını yasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını belirten Buğdaycı, şunları söyledi:

    “Müvekkilimizin gayrimenkulüne yapılan tecavüz sonrası sulh görüşmeleri yapılmış ve bu hususta belediyede görevi ve yetkisi olan avukatlarla görüşülerek büyükşehir belediyesinin kamulaştırılması istenmiştir. Görüşmelerden sonuç çıkmayınca Konya Valiliği’ne dilekçe yazılarak kutsal mülkiyet hakkının korunması amacıyla yolun kapatılacağı ve önlem alınması istenmiştir. Valilik makamı yazımızı büyükşehir belediyesine göndermiş ise de bir sonuç alınmamıştır. Bunun üzerine müvekkilimizin sınırları fiziki engeller konularak yola zarar vermeden gerekli önlemler ve uyarıcı tabelalarla kapatılmıştır. Hal böyle iken nöbetçi savcının sözlü talimatıyla yol yeniden açıldı. Öncelikle ortada bir suç yoktur. Savcı ve polisi ilgilendiren bir durum yoktur. Şekil yönünde de olsa Türk hukuk sisteminde hiç kimse kaynağını yasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz. Bu nedenle de ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.”

  • Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 150 metre çekildi. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ”Beyşehir Gölü’ne ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir gölünü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi” dedi.

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometrekare yüzölçüme sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 466 balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak iklim değişikliği ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle göldeki su, kıyıdan yaklaştık 150 metre çekildi. Su çekildiği için de balıkçılığın yapılması güçleşiyor. Aşırı kuraklık nedeniyle balıkçıların çoğunun göle açılıp, avlanamadığını belirten Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, şunları söyledi:

    ”Aşırı kuraklıktan ve suların çekilmesinden dolayı 400’ün üzerinde balıkçımız, göle avlanmaya gidemiyor. Şu an 60 teknemiz gölde zor şartlarda çalışıyorlar. Suların çekilmesinden dolayı aşırı da otlanma meydana geldi ve balıkçılarımız ağ atacak yer bulamıyor. Beyşehir Gölünde su seviyesi 1122.40 kotuna geldikten sonra Çarşamba Çayı’na tarımsal sulama için su verilmemeye başlandı. Ancak Şarkikaraağaç bölgesinde 3 tane pompa ve 2 tane de Beyşehir bölgesinde Kıreli Sulama Projesi var. Bunlar aşırı bir şekilde, hoyratça ve vahşi sulama dediğimiz sistemle sulama yapıyorlar. Ayrıca burada bizi etkileyen konulardan bir tanesi Devlet Su İşleri, Beyşehir Gölü’nü besleyen kaynakların önüne baraj ve gölet yaptılar. Bunlar zaten su tutmuyor ve gelen suyu da engelliyorlar.”

    BEYŞEHİR GÖLÜ CAN ÇEKİŞİYORDU, ŞU ANDA ÖLME DERECESİNE GELDİ

    Hasan Kurt, tedbirler alınmazsa Beyşehir Gölü’nün önümüzdeki yıllarda tamamen kuruyabileceğine dikkat çekerek, ”Ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir Gölü’nü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi. Eğer Beyşehir Gölü’nü istiyorsak, uzman ekipler gelip gölde, geniş kapsamlı inceleme yapıp acil eylem planı yapılması lazım. Eğer istemiyorsak, kendi haline bırakırız, birkaç yıl sonra da artık’ Burada bir Beyşehir Gölü vardı’ diye anlatırız. Geçtiğimiz yıldan bugüne kadar aynı bu zamanlarda bizim su seviyelerini görürsünüz. 2 metrenin altında aşırı su çekilmesi oldu. Kıyıdan da 150 metre çekildi, diyebilirim. Eğer bu kuraklık bu şekilde devam ederse, seneye balıkçılarımızın hiçbiri göle çıkamaz” diye konuştu.

    ‘GÖLÜN BU HALİNİ GÖRDÜKÇE ÜZÜLÜYORUZ’

    Bölge halkından Hasan Kaser ise, çocukluk yıllarındaki gölün durumu ile şu an kuraklık halini gördükçe üzüldüğünü belirtti. Kaser, ”55 yaşındayım. Gölün bu halini gördükçe üzülüyorum. Yaş itibarıyla hatırladığım kadarıyla 50 yıldır gölü bu şekilde görmedim. Böyle bir durum yoktu ve balık durumu da aynı şekilde, daha önce de 8 -10 çeşit balık varken, şu anda balık da yok. Gölün bu durumu bizleri gerçekten çok üzüyor. Bunda kuraklığın etkisi olduğu kadar tahminimce DSİ’nin yanlış politikası da var. Çünkü gölü besleyen kaynakların önlerine göletler yapıldı. Buna da bir çözüm bulunulması lazım. Sulamalara dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksa ilerleyen dönemlerde buralarda bol bol kavun ekeriz, karpuz ekeriz, arpa ve buğday ekeriz. Çocukluğum bu mahallede geçti ve şu anda röportaj yaptığımız yerler suydu. Biz buralarda balık tutar, göle girerdik. Şimdi göle girebilmek için ancak Karaburun plajına gitmek gerekiyor” dedi.