Kategori: Konya

  • Eşi ve kızının üzerine kaynar su döken koca: Kazara oldu

    Eşi ve kızının üzerine kaynar su döken koca: Kazara oldu

    Konya’da sabah kahvaltı yapması için kendisini uyandıran 5 yıllık eşi Rukiye A. (23) ile 1,5 yaşındaki kızı Eylül’ü, üzerlerine sıcak su dökerek haşlayan ve adli kontrolle serbest bırakılan oto tamircisi Ali A.’nın (28), ifadesi ortaya çıktı. Ali A.’nın, ”Kendime çay doldururken elime vurup bana saldırdı. Çaydanlığı havaya kaldırınca kaynar su hem benim, hem eşimin üstüne döküldü. Ben kaynar suyu bilerek dökmedim kazara olmuş bir olay” dediği öğrenildi. Cumhuriyet Başsavcılığı ve Rukiye A.’nın avukatı Ali A.’nın adli kontrolle serbest bırakılmasına itirazda bulundu.

    Olay, 9 Ocak’ta merkez Karatay ilçesi Nakipoğlu Mahallesi’nde meydana geldi. 6 yıl önce evlenen Ali A. ve Rukiye A. çifti arasında bir süre sonra şiddetli geçimsizlik başladı. Rukiye A., 2019 yılının şubat ayında evi terk edip ailesinin yanına yerleşti. Yaklaşık 8 ay ayrı yaşayan çift, çocukları dünyaya geleceği için yeniden barışıp, birlikte yaşamaya başladı. Rukiye A., iddiaya göre olay günü eşini kahvaltı yapması için uyandırmak istedi. Buna sinirlenen Ali A., ısıtıcıdaki sıcak suyu eşinin üzerine döktü. Sıcak su, bu sırada eşinin yanında olan kızları minik Eylül’ün üzerine de geldi. Komşuların çağırdığı ambulansla Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırılan Rukiye A., ile kızı Eylül tedavi altına alındı. Cumhuriyet Başsavcılığı ve Rukiye A.’nın avukatı Ali A.’nın, adli kontrolle serbest bırakılmasına itirazda bulundu.

    ​‘KAZARA OLDU’

    Olayın ardından gözaltına alınan Rukiye A.,’nın kocası Ali A., çıkarıldığın nöbetçi mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ali A.’nın ifadesinde, “Ben eşime hiç şiddet göstermedim. Olay günü salonda yatıyordum. Eşim odaya geldi. ‘Kalk çocuğa bak’ dedi. Kahvaltı için çay demlemişti, ben de kendime çay dolduruyordum. Bu sırada bana hakaretler etmeye başladı. Çay doldurduğum sırada elime vurup bana saldırdı. Çaydanlığı havaya kaldırınca kaynar su hem benim, hem eşimin üstüne döküldü. Ben kaynar suyu bilerek dökmedim. Kazara olmuş bir olay” dediği öğrenildi.

  • Eşi ve kızını kaynar suyla haşladı! Serbest kaldı

    Eşi ve kızını kaynar suyla haşladı! Serbest kaldı

    Konya’da iddiaya göre sabah kahvaltı yapması için kendisini uyandıran 5 yıllık eşi ile 1,5 yaşındaki kızının üzerlerine sıcak su dökerek haşlayan şüpheli gözaltının ardından serbest bırakıldı. Yaralı kadın, kocasının kendisini devamlı ölümle tehdit ettiği söylerek, ”Şimdi seni öldürsem 5 yıl alırım. 3 yıl yatar çıkarım’ diyordu. ‘Bana hiçbir şey olmaz’ diyordu” dedi.

    Konya’da 6 yıl önce evlenen Ali A. ve Rukiye A. çifti arasında bir süre sonra şiddetli geçimsizlik başladı. Rukiye A, 2019 yılının şubat ayında evi terk edip ailesinin yanına yerleşti. Yaklaşık 8 ay ayrı yaşayan çift, çocukları dünyaya geleceği için yeniden barışıp, birlikte yaşamaya başladı.

    KAYNAR SUYLA HAŞLADI

    Rukiye A, iddiaya göre 9 Ocak günü eşini kahvaltı yapması için uyandırmak istedi. Buna sinirlenen Ali A, ısıtıcıdaki sıcak suyu eşinin üzerine döktü. Sıcak su, bu sırada eşinin yanında olan kızları minik Eylül’ün üzerini de geldi.

    Olayın ardından gözaltına alınan Ali A. adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

    Hastane odasında yaşadıklarını anlatan Rukiye A, şunları söyledi:

    ”Kızım, sabah erken uyandı. Kahvaltıyı hazırladım. Eşime seslendim ‘Hadi gel’ diye. Sonra ‘Sen beni neden uyandırıyorsun. İlla uyandıracaksın değil mi?’ dedi. ‘Kahvaltı hazır bir daha hazırlayamam çocuk acıktı’ dedim. Eşim de, ‘Ben sabaha kadar uyuyamadım, beni rahatsız etme’ dedi. Biz çocuğumla kahvaltıya oturduktan sonra geldi. ‘Ne olursa olsun çocuğu alacağım. Sana da tekmeyi vuracağım’ dedi. Sonra kaynar suyu boynumdan aşağıya boşalttı” ifadelerini kullanarak olayı anlatı.

    ”ACIMDAN BAYILMIŞIM”

    Can havliyle kocasından kaçtığını belirten Rukiye A, ”Aslında benim yüzüme atacaktı. Ben yüzümü çevirmeseydim yüzüme geliyordu. Ama tişört üzerime yapışmıştı. Kaynar suyun kalanını arkamdan döktü. Bu da hem çocuğumun ayağına hem de kalçama geldi. Beni bir kez daha yaraladı. Daha sonra ben acımdan bayılmışım. Ayıldığımda beni saçlarım ve kollarımdan tutup banyoya doğru götürüyordu. Sonra kendimi toparladım. Kulağıma kızımın ağlama sesleri geliyordu” dedi.

    “BİZİ ÖLÜME TERK ETTİ”

    Tekrar kendisine zarar vermemesi için kocasına yalvardığını söyleyen Rukiye A. ”’Ali lütfen bırak’ dedim. Telefonum ondaydı. Telefonumu istedim. Ambulansı aramak için ‘Ali çok kötüyüm ölüyorum. Çocuğun da ben de ölüyoruz. Lütfen’ diye yalvardım; ama yine de vermedi telefonu. Bizi resmen ölüme terk etti orada. Kapıyı açtım, kaçmak istedim, komşularıma bağırdım, kapıyı kapatınca parmağım sıkıştı, parmağıma da 4 dikiş atıldı” diye konuştu.

    “KOMŞUMA SIĞINDIM’’

    Komşusuna sığınarak canını kurtardığını söyleyen Rukiye A, ”O babasını ararken çocuğumu kucağıma aldım ve karşı komşuma sığındım, yardım ettiler bana. Serbest bırakılmış. Benim ve çocuğumun can güvenliğimiz yok ve tehlikede” dedi.

    ‘SENİ ÖLDÜRSEM 3 YIL YATAR ÇIKARIM” DİYORDU

    Sürekli ölümle tehdit edildiğini iddia eden Rukiye A. ”Bana, ‘Cezaevine gireceksem bile tam hakkıyla girerim. Yaptığım işi yarım bırakmam’ diye tehdit ediyordu. ‘Şimdi seni öldürsem 5 yıl alırım. 3 yıl yatar çıkarım’ diyordu. ‘Bana hiçbir şey olmaz’ diyordu. Çevrede bu tarz olayları çok görüyorduk. Hafta sonu bir olay da bizim mahallemizde olmuştu. Adamın ceza almadığını öğrenince ‘Bak görüyorsun. Ben seni şu an öldürsem, kimse seni savunamaz’ diyerek tehdit ediyordu” ifadelerini kullandı.

    “CEZA ALMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”

    Rukiye A’nın avukatı olan Elif Zehra Türkmen, ”Pazartesi günü işlemleri başlatıyoruz. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasıyla ilgili itirazlarımızı yapacağız. Tutuklu yargılanması için elimizden geleni yapacağız. Bir küs, bir barışık evlilikleri var; ancak müvekkilim 1,5 yaşındaki kızları için tekrar denemek istiyordu. Bu baba profili bunları hak etmiyor. Boşanma aşamasında ise her türlü destekleri sağlayacağız” dedi.

  • Kadir Şeker’in kurtardığı kadın uyuşturucuyla yakalanmadan önce bıçaklı kavgaya karışmış

    Kadir Şeker’in kurtardığı kadın uyuşturucuyla yakalanmadan önce bıçaklı kavgaya karışmış

    Konya’da, 12,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Kadir Şeker’in öldürdüğü sevgilisi Özgür Duran’ın (32) elinden dayak yerken kurtardığı Ayşe Dırla’nın (35), bıçaklı kavgaya karıştığı ortaya çıktı. Dırla’nın, dini nikahla birlikte yaşadığı Murat Hanlı’nın (26) kardeşi Ş.D.’nin (17) 1 kişiyi bıçakla yaraladığı kavgaya dahil olduğu belirtildi. Hanlı ile cezaevinde tutuklu bulunan Dırla’nın 900 gram uyuşturucuyla yakalandığı 29 Ekim’den 4 gün önce kavganın çıktığı öğrenildi.

    Kentte üniversite sınavlarına hazırlanan Kadir Şeker, geçen yıl 5 Şubat akşamı kaldığı teyzesinin evine giderken, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı’nda, Özgür Duran’ın sevgilisi Ayşe Dırla’yı dövdüğü gerekçesiyle olaya müdahale etmek istedi. Şeker, çıkan arbedede Duran’ı bıçaklayarak öldürdü. Olay sonrası tutuklanan Şeker, ‘kasten adam öldürme’ suçundan yargılandığı 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 14 Ekim’de önce ömür boyu hapse çarptırıldı. Ceza, suçun ‘haksız tahrik’ altında işlendiği gerekçesiyle önce 15 yıla, ‘iyi hal’ indirimiyle de 12,5 yıla indirildi.

    O KADIN, 900 GRAM UYUŞTURUCUYLA YAKALANIP TUTUKLANDI

    Kadir Şeker’in kurtarmaya çalıştığı Ayşe Dırla ve dini nikahla birlikte yaşadığını öne sürdüğü Murat Hanlı, 29 Ekim’de yanlarında 900 gram uyuşturucuyla yakalanmaları sonucu mahkemece tutuklandı. Dırla, mahkemedeki ifadesinde, “Ben uyuşturucu kullanmıyorum. Murat uyuşturucu bağımlısı. Uyuşturucuyu kullanmak için aldı. O gün akşam eve paketle geldi. Ben de görünce kızdım. Tekrar uyuşturucu bağımlısı olmasını istemiyordum. Geri götürmek istedik. Uyuşturucuyu aldığımız mahalleye geldiğimizde polis bizi yakaladı” dedi.

    4 GÜN ÖNCE 1 KİŞİNİN BIÇAKLANDIĞI KAVGAYA KARIŞMIŞ

    Ayşe Dırla’nın, Murat Hanlı ile birlikte uyuşturucuyla yakalanmadan 4 gün önce de merkez Karatay ilçesi Doğuş Mahallesi’nde kavgaya karıştığı ortaya çıktı. Hanlı’nın kardeşi Ş.D.’nin, aralarında husumet olan Muhammed Delibaş (31), Eyüp Delibaş (20) ve Fatih Delibaş (18) ile kavga ettiği, bu sırada Fatih Delibaş’ı bıçakladığı belirlendi. Olaydan sonra gözaltına alınan Ş.D.’nin, ifadesinde, kavga sırasında ağabeyi Murat Hanlı ve Ayşe Dırla’nın da bulunduğunu söylediği öğrenildi. Ş.D., savcılıktaki ifadesinin ardından adli kontrol kararıyla serbest bırakılırken, soruşturma sürüyor.

  • Sular 50 metre çekildi: “Beyşehir Gölü ağlıyor”

    Sular 50 metre çekildi: “Beyşehir Gölü ağlıyor”

    Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 50 metre çekildi. Su seviyesinde beklenenin üstünde azalma olduğunu belirten Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ”Beyşehir Gölü, ağlıyor diyebiliriz. Akdeniz’in yaylası, Konya’nın denizi, olarak tabir ettiğimiz Beyşehir Gölü’nde kıyıdan 50 metre suların çekildiğini görebilirsiniz. Ciddi bir şekilde Beyşehir Gölü ağlıyor ve alarm veriyor” dedi.

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometre yüzölçümüne sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 466 balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak bu yıl yağışların yetersiz olması nedeniyle gölde kuraklık alarmı başladı.

    ‘BEYŞEHİR GÖLÜ AĞLIYOR’

    Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, Beyşehir Gölü’nün de diğer göller gibi küresel ısınmadan nasibini aldığını söyledi. Göldeki suyun kıyıdan yaklaşık 50 metre geri çekildiğini belirten Kurt, şunları söyledi:

    ”Dünya çapında küresel ısınmadan dolayı bütün göl ve göletlerimizde çekilme meydana geldiği gibi aynı Beyşehir Gölü’nde de beklentilerin çok üstünde bir suyun azaldığını görüyoruz. Beyşehir Gölü, ağlıyor diyebiliriz. Akdeniz’in yaylası, Konya’nın denizi olarak tabir ettiğimiz Beyşehir Gölü’nde şu an da gördüğünüz gibi beklentinin çok altında ve kıyıdan 50 metre suların çekildiğini görebilirsiniz. Ciddi bir şekilde Beyşehir Gölü ağlıyor ve alarm veriyor. Kırmızı çizgiye geldi diyebiliriz”

    Göldeki suyun azalması nedenleri arasında bilinçsiz sulamanın da yer aldığını ifade eden Kurt, ”Bu duruma küresel ısınmanın yanı sıra birincisi hoyratça sulamalardan meydana geldi. İkinci sebebi Beyşehir Gölü’nü besleyen dere ve akarsuların bazılarının önüne barajların yapılması ve yapılan barajlarında su tutmamasıdır. Şu an ki yapılan barajlar su tutmuyor. Tam tersine Beyşehir Gölü’ne gelen akarsularında damarları kesildi” diye konuştu.

    BALIKÇIK DA ETKİLENDİ

    Gölden balıkçılıkta geçimini sağlayanlarında durumdan etkilendiğini belirten Kurt, ”Beyşehir Gölü’nde, balıkçılık yapan 466 tane ruhsatlı teknenin şu an da ciddi bir şekilde para kazanamıyor diyebiliriz. Balık tutamıyorlar. Arkadaşlarım uzağa gidemiyorlar. Yakın mesafelerde acaba bir ya da iki balık çıkar mı diye balıkçılık yapıyorlar. Suyun olmadığı yerde balık olur mu? Tabi ki avcılıkta dibe vurmuş vaziyettedir” dedi.

  • 520 gram doğan Nisa bebek yaşama tutundu

    520 gram doğan Nisa bebek yaşama tutundu

    Konya’da, 23 haftalıkken 520 gram olarak dünyaya gelen ve doğumundan sonra 410 grama kadar düşen Dilber Nisa bebek, 142 günlük tedavisinin ardından taburcu edildi. 6 ve 4 yaşlarında da kızları olan Emete Varış (30), “Yaklaşık 5 aydır hastanedeyiz. Şükür, bugünlere geldik” dedi.

    Ereğli’de yaşayan, 23 haftalık hamile Emete Varış, rahatsızlığı nedeniyle ilçedeki hastaneye başvurdu. Sağlık görevlilerince ambulansla Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilen Varış, burada sezaryenle doğum yaptı. 520 gram olarak dünyaya gelen ve Dilber Nisa adı verilen bebek, ilerleyen dönemde 410 grama kadar düştü. Kuvözde solunum cihazına bağlı olarak yaşayan ve anne sütünden başka bir şey verilmeyen Dilber Nisa bebek, 142 günlük tedavisinin ardından taburcu edildi.

    ‘BEBEĞİM HAYATA TUTUNDU’

    6 ve 4 yaşlarında 2 kızı daha olan Emete Varış, Dilber Nisa’ya kavuştuğu için mutlu olduğunu belirterek, ”Nisa 3’üncü bebeğim, hayata tutundu. Yaklaşık 5 aydır hastanedeyiz. Bu süreçte bebeğimin sağlığı konusunda birtakım küçük sorunlarla karşılaştık. Şükür ki büyük sorunlarla karşılaşmadık. Tüm bebeklerde olduğu gibi ufak tefek problemler oldu. Gayet iyiyiz ve bugünlere geldik. Uyumumuz da Allah’a şükür çok iyi. Büyük kızım 6 yaşında, bir de 4 yaşında küçük ablası var. Kardeşlerini çok merak ediyorlar. Bizi bekleme sürecindeler. Taburcu edildikten sonra kontrollerimiz devam edecek” diye konuştu.

    Varış ailesi, ‘Prematüre Bebek Mezuniyet Belgesi’ verilmesinin ardından sağlık görevlileri tarafından alkışlarla taburcu edildi.

    ‘MAMA KULLANMADIK’

    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı ve Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hanifi Soylu ise Dilber Nisa bebeğinin tedavi sürecini anlattı. Soylu, ”Sezaryenle dünyaya gelen Nisa bebek, 520 gram olarak doğdu. İlerleyen süreçte vücudundaki fazla sıvıları attığında 410 grama kadar düştü. İlk başta beklenen zorlukları yaşadık. 23 haftalık doğan bir bebeğin yaşayacağı tüm komplikasyonları yaşadı. Akciğer ve beslenmeyle ilgili sorunları oldu. Uzun süre solunum cihazına bağlı olarak kaldı. Beslenmesi dikkat gerektiren süreç olduğu için anne sütü dışında hiçbir şey almadı. Herhangi bir mama kullanmadık. Beslenemediği zaman da damar yolundan beslenmesine devam ettik. Enfeksiyon yönünden ciddi bir sıkıntı yaşamadık. Akciğerler yönünden oksijenin çok zararlı olduğunu bildiğimiz için takibi yönünde sıkı politikalar izledik. O yüzden akciğerleri de çok fazla hasar görmedi” dedi.

    ‘YAVAŞ YAVAŞ KİLO ALDI’

    Prof. Dr. Soylu, Nisa bebeğin tedavi sürecinde yavaş yavaş kilo aldığını ve sorunları zamanla aştığını aktardı. Bebeğin gelişiminin ve sağlığının normale döndüğünü anlatan Soylu, “Son 3 haftadır da bebek ve annenin uyum ve adaptasyonu sağlandı. Bu konudaki en büyük sevincimiz, herhangi şekilde kafasında bir kanama gelişmeden, oksijene bağımlı olmadan, annesinin tamamen kendisini beslediği bir bebek olarak sağlıklı şekilde taburcu etmemizdir. 142’nci gününde normal haftasına gelen, 1800 grama ulaşan Nisa bebeği bugün itibarıyla taburcu ediyoruz. Tabi ki 500 gramlık bir bebek taburcu etmek güzel ama sağlıklı 500 gramlık bebeği taburcu edebilmek daha da güzel. Bu süreci başarılı şekilde yönetebilmeniz için modern teknoloji kullanmanız önem arz ediyor. Bebekler için günün 24 saatinde, mesai kavramına bağlı olmadan zaman ayırabilecek tecrübeli bir ekibe sahip olmanız gerekiyor. Her sabah, dünyada olan gelişmeleri kendi aramızda en az bir saat tartışıyoruz. ‘Kim bir insanın hayatını kurtarırsa tüm insanlığın hayatını kurtarmış gibidir’ düsturunu da ilke olarak benimsediğimiz için başarılı sonuçlara imza attığımıza inanıyoruz. Nisa bebeğin yanı sıra halen servisimizde tedavi gören 500-700 gram ağırlığa sahip diğer bebeklerimizin de sağlıkla taburcu olabilmeleri için gayretle çalışmaktayız. Bu hasta profilimizle de Türkiye’nin sayılı merkezleri arasında yer almaktayız” diye konuştu.

  • Başı ve cinsel organı kesilmiş halde bulunmuştu! Kan donduran ifadeler

    Başı ve cinsel organı kesilmiş halde bulunmuştu! Kan donduran ifadeler

    Konya’nın Bozkır ilçesinde, akli dengesinin yerinde olmadığı öne sürülen Mustafa Sömek’i (56) başını ve cinsel organı keserek öldüren Mücahit Minaz’ın (41), ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Daha önce şizofreni tedavisi gördüğünü söyleyen ve polisteki ifadesinde de “Bir şeyler mırıldanıp duruyordu, öldürdüm” diyen Minaz mahkemedeki savunmasında, suçlamaları reddetti. Minaz, “Ben ölen kişiye bir zarar vermedim. Onu yerde yatarken gördüm. Yardım etmek için yanına gittim. Kafasından tutmak istedim. Ancak kafasının kopuk olduğunu gördüm. Çevirmek isterken kanı gördüm. Kafası yuvarlanıp gitti” dedi.

    Olay, 1 Kasım’da gece Yukarı Mahalle Ahmet Yaşar Caddesi’ndeki Zengibar Anadolu Lisesi yanındaki bölgede meydana geldi. Sokakta ceset olduğunu görenler durumu, polise bildirdi. Olay yerine gelen polis, başı ve cinsel organı kesilmiş haldeki erkeğe ait ceset buldu. Bölgede araştırma yapan polis ekipleri, cinsel organı vücudun yanında, başı ise lisenin bahçesine atılmış halde buldu. İncelemede, cesedin akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edilen Mustafa Sömek’e ait olduğu belirlendi.

    Olayın ardından çalışma başlatan Cinayet Büro Amirliği ekipleri, yapılan araştırmalar sonucunda Mustafa Sömek’i öldüren şüphelinin Almanya’da yaşayan ve kısa bir süre önce memleketi Yalıhüyük ilçesine tatile gelen Mücahit Minaz olduğunu belirledi. Cinayetin ardından taksiyle Yalıhüyük’e gittiği belirlenen Minaz, polis ekiplerince düzenlenen operasyonla yakalanarak gözaltına alındı.

    İLK İFADESİNDE MIRILDANDIĞI İÇİN ÖLDÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ

    Şizofreni tedavisi gördüğünü söyleyen Minaz’ın, polisteki ilk ifadesinde, ”ATM’den para çekiyordum. Bir şeyler mırıldanıp duruyordu. Öldürmek istedim, öldürdüm” dediği ortaya çıktı. Minaz, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Öldürülen Mustafa Sömek’in ise cenazesi de Bozkır ilçesinde toprağa verildi.

    YARGILANMAYA BAŞLANDI

    Tutuklu Mücahit Minaz’ın ‘Tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. SEGBİS ile duruşmaya katılan Minaz, savunmasında kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.

    ‘KAFASINI TUTMAK İSTEDİM, KOPUK OLDUĞUNU GÖRDÜM’

    Cinayeti kendisinin işlemediğini, Mustafa Sömek’i tanımadığını ve aralarında bir şey geçmediğini öne süren Minaz, olayın meydana geldiği okulun arka tarafında tuvalet ihtiyacını giderip sokağa geldikten sonra Mustafa Sömek’i yerde yatarken bulduğunu söyledi. Minaz, “Ben ölen kişiye bir zarar vermedim. Onu yerde yatarken gördüm. Yardım etmek için yanına gittim. Kafasından tutmak istedim. Ancak kafasının kopuk olduğunu gördüm. Yüzüstü yatıyordu. Çevirmek isterken kanı gördüm. Kafası yuvarlanıp gitti. Onu öyle görünce şok geçirdim. Ondan sonra taksiyi aradım ve taksiyle eve gittim” dedi.

    5 YIL ÖNCE ŞİZOFRENİ TANISI KONMUŞ

    Kendisine 2016 yılında şizofren tanısı konduğunu, tedavi gördüğünü ve yüzde 60 oranında raporu bulunduğunu belirten Minaz, olay günü ruh halinin de gayet iyi olduğunu söyledi.

    ‘O ZAMAN DA ŞOK ALTINDAYDIM, ŞU ANDA ŞOK ALTINDAYIM’

    Mahkeme başkanının güvenlik kamerası görüntülerine yansıyan olay anına ait görüntüleri sorması üzerine Minaz, daha önce verdiği ifadeleri kabul etmediğini belirterek, “Öyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum. Ölen kişiyi daha önce hiç görmedim. Ben Bozkır’a dayımın yanına gitmiştim. Şok altındaydım. Daha önceki ifadelerimi kabul etmiyorum. Ne söylediğimi bilmiyorum. Şu anda da şok altındayım. Adana’ya sevk edildim. Tedavi gördüm. İlaç kullanıyorum” dedi.

    Mahkeme heyeti, tutukluk halinin devamına karar verdiği Minaz’ın akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine karar verip, duruşmayı erteledi.

  • Meke Gölü haritadan silinme noktasında

    Meke Gölü haritadan silinme noktasında

    Konya’nın Karapınar ilçesinde ‘Dünya’nın nazar boncuğu’ olarak bilinen, krater yapıya sahip Meke Gölü’ kuruyunca haritadan silinme noktasına geldi.

    Bölgede 27 yıldır TEMA Vakfı’nın gönüllü temsilciliğini yapan Musa Ceyhan (68), havzada yer altı suyunun çekilmesiyle gölün güzelliğini oluşturan suyun tamamen kuruduğunu belirterek, ”Gölümüz ‘Dünya’nın nazır boncuğu’ olarak biliniyordu.

    Kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle yer altı su seviyesinin hızla azalması sonucu göl kurudu. Meke Gölü yer altı suları çekilmeden önce, masmavi gölümüz vardı. Çeşitli kuş türleri gelir, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeriydi. Ancak Meke Gölü kuruyunca ne kuşlar, ne de turistler gelmez oldu” dedi.

    Meke Gölü, 5 milyon yıl önce volkanik patlamayla meydana gelen kraterin, zamanla suyla dolması, 9 bin yıl önce ise gölün ortasında ikinci patlamanın olması ve buranın da suyla dolması sonucu oluştu. Yeraltı su kaynaklarından beslenen ve suyu tuzlu olan Meke’nin ortasında, 50 metre yükseklikte volkan konisi bulunuyor. Daha önce 12 metre derinliğinde su bulunan Meke Gölü, 2000’li yılların başından itibaren kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama sonucu yer altı su seviyesinin her geçen gün azalması sonucu kurudu.

    ‘KUŞLAR DA TURİSTLER DE ARTIK GELMİYOR’

    Karapınar’da oturan ve TEMA Vakfı’nın 27 yıldır gönüllü temsilciliği ile bölgeye gelen turistlere gönüllü rehberlik yapan Musa Ceyhan, masmavi suyun olduğu ve kuş türlerine ev sahipliği yapan Meke Gölü’nün kurumasının kendisini üzdüğünü belirterek şunları söyledi:

    “Dünyanın gözü ve nazar boncuğu olarak adlandırılan Meke Gölü, yer altı suları çekilmeden önce masmavi bir gölümüzdü. Çeşitli kuş türleri gelir, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeriydi. Ancak Meke Gölü kurumaya yüz tuttukça kuşlar da gelmez oldu, yerli ve yabancı turistler gelmez oldu. Burada yer altı sularımızın muhakkak yükselmesi gerekiyor. Eğer Meke Gölü’nün eski canlılığına kavuşmasını istiyorsak suların muhakkak eski seviyesine gelmesi gerekiyor. Konya kapalı havzada yüzbinlerce su kuyusu var. Sular çekildikçe de haliyle burası da kurudu.”

    ‘HARİTADAN SİLİNECEK NOKTAYA GELDİ’

    Gölün haritadan silinecek duruma geldiğini ifade eden Ceyhan, “Meke Gölü haritadan silinecek noktaya geldi. Gölümüzün kurumasına çok üzülüyoruz. Meke Gölümüz dünya harikası bir göldü. Bu bölgede çok sayıda su kuyusu var. Tabi ‘Hazıra Hasan Dağı dayanmaz’. Yer altı sularını yükseltmek için dış havzalardan su getirilmesi gerekiyor. Buraya gelip Meke Gölü’nün halini gördükçe çok üzülüyoruz. Bütün Karapınar halkı üzülüyor. Meke Gölü’nün eski canlılığına kavuşmasını istiyoruz” dedi.

  • Üniversite kampüsünde bulunan cesedin kimliği belli oldu

    Üniversite kampüsünde bulunan cesedin kimliği belli oldu

    Konya’da, Selçuk Üniversitesi’nin kampüsündeki ormanlık alanda bulunan cesedin Karaman’da 28 gündür kayıp olarak aranan Abidin Öztürk’e (55) ait olduğu belirlendi. Bir hafta önce ölmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulan, vücudunda yara ve darp izine rastlanılmayan Öztürk’ün, kesin ölüm nedeni otopsi sonucu belirlenecek.

    Olay, dün saat 15.00 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Akademi Mahallesi’nde bulunan Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Kampüsü’nde bulunan yüzme havuzu arkasındaki ormanlık alanda meydana geldi. Alana kamp yapmaya gelen 2 genç, ağaçların arasında yüzüstü hareketsiz yatan kişi olduğunu fark edince arkadaşları Mustafa Toprakkale’yi aradı. Belirtilen adrese gelen Toprakkale de polise haber verdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, yaptığı kontrolde, yerde yatan kişinin yaşamını yitirdiğini belirledi.

    ANNESİ KAYIP BAŞVURUSUNDA BULUNMUŞ

    Otopsi içi Konya Şehir Hastanesi morguna kaldırılan cesedin Karaman’da 26 Kasım’da annesinin polis merkezine giderek, kayıp başvurusunda bulunduğu Abidin Öztürk olduğu belirlendi. Öztürk’ün kasım ayı sonlarında üniversite yakınlarında, yol kenarında çevredekiler tarafından baygın halde bulunması üzerine ambulansla aynı kampüs içindeki Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi’ne kaldırıldığı, yapılan tedavisinin ardından da taburcu edildiği ortaya çıktı. 1 hafta önce öldüğü üzerinde durulan, vücudunda yara ve darp izine rastlanılmayan Öztürk’ün, kesin ölüm nedeni otopsi sonucu belirlenecek.

  • Köpeğe sopalı eziyete 947 lira ceza

    Köpeğe sopalı eziyete 947 lira ceza

    Konya’nın Sarayönü ilçesinde S.T. isimli kişinin beslediği köpeği sopayla dövdüğü anlar çevredeki bir vatandaş tarafından cep telefonuyla görüntülendi.

    Görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasının ardından gözaltına alınan S.T. hakkında adli ve idari işlem başlatılırken, köpek koruma altına alındı.

    Sarayönü ilçesinde ismi açıklanmayan bir kişi, müstakil evin bahçesinde havlama sesi duydu.

    Evin bahçesine baktığında, iple bağlı olan köpeğe bir kişinin sopayla vurduğunu görünce bu anları cep telefonu kamerasıyla kaydetti.

    Görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasının ardından Sarayönü İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri hareke geçti.

    Polis kimliğini belirlediği köpeği sopayla döven S.T.’yi gözaltına aldı.

    S.T. hakkında adli ve idari işlem başlatıldı 947 lira idari para cezası kesildi. Sopayla dövüldükten sonra baygınlık geçirdiği anlaşılan köpek ise koruma altına alındı.

  • Konya’da vahşet: Köpekleri yakarak öldürdüler

    Konya’da vahşet: Köpekleri yakarak öldürdüler

    Konya’da sokak köpeğinin 10 yavru doğurduğu kulübe, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından ateşe verildi. 9 yavru köpek öldü, anne ile bir yavrusu kurtuldu. Anne köpek ile yavrusunu besleyen hayvansever Fadim Göbel, ”Köpeğimiz doğum yapacağı için kulübe yaptık. Kulübe içerisindeki 10 yavru köpekle yakıldı. Biri kurtuldu, 9’u yanarak can verdi” dedi.

    Karatay ilçesindeki hayvanseverler, Aslım Caddesi üzerinde bulunan boş araziye hamile bir köpek için kulübe yaptı. Geçen pazartesi günü köpeklere yiyecek getiren hayvansever Fadim Göbel, kulübenin ateşe verilerek yakıldığını fark etti. Hemen kulübeyi konrol eden Göbel, doğum yapan köpeğin 10 yavrusundan 9’unun yanarak öldüğünü gördü.

    10 yılı aşkın süredir bölgedeki hayvanları beslediğini anlatan Göbel, “Köpeğimiz doğum yapacağı için buraya bir kulübe yaptık. Kulübe 10 yavru köpekle beraber yakıldı. 10 bebekten bir tanesi kurtuldu, 9 tanesi yanarak can verdi. Anne sadece bir tane bebeğini kurtarabildi. Ben bu olayın kasten yapıldığını düşünüyorum. Sadece kulübenin olduğu yer yakılmış. Bu nasıl vicdan? Nasıl merhamet? Bu nasıl bir insanlığa sığar?” dedi.

    ANNE VE YAVRU KÖPEĞİN DURUMU İYİ

    Anne köpek ile yavrusunda küçük çapta yanık olduğunu söyleyen Fadim Göbel, “Annenin iki arka patisinde ve sırtında yanık izleri var. Dün elimden geldiğince müdahale etmeye çalıştım ama anne o kadar çok korkmuştu ki maalesef yaklaştrmıyor. Diğer bebeği ben temizledim zaten. Şu anda durumları iyi. Bir an evvel onlara kulübe yapıp, buraya bırakacağım” diye konuştu.