Kategori: Konya

  • Aybüke’nin ölümüne neden olan sürücü: Vicdan azabı duyuyorum

    Aybüke’nin ölümüne neden olan sürücü: Vicdan azabı duyuyorum

    Konya’da kırmızı ışıkta beklerken çarptığı otomobildeki 2 yaşındaki Aybüke Kurt’un ölümüne neden olan Emel Gümüş’ün (50) tutuklandığı hakimlikte vicdan azabı duyduğunu söyleyerek, “Çok üzgünüm. Ben de anneyim. Hatalıyım, kabul ediyorum. Kalp ve şeker hastalığım var. Evde 19 yaşında oğlum var, bakımıyla ben ilgileniyorum. Çok büyük vicdan azabı duyuyorum” savunması yaptığı ortaya çıktı.

    Kaza, 4 Eylül sabahı, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Yolu üzerindeki Cumhuriyet Polis Merkezi önündeki kavşakta yaşandı. Samet Kurt (31), 42 CRL 81 plakalı otomobiliyle kırmızı ışıkta durdu. Ancak arkadan gelen Emel Gümüş’ün kullandığı 34 AAN 361 plakalı otomobil, Kurt’un aracına çarptı. 4 aracın karıştığı zincirleme kazada Samet Kurt, eşi Teslime Kurt (28) ve bebek koltuğundaki 2 yaşındaki Aybüke Kurt yaralandı. Yoldan geçen bir doktorun ilk müdahalesini yaptığı Aybüke ve diğer yaralılar, ambulanslarla Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Samet-Teslime Kurt çifti yapılan tedavilerinin ardından taburcu edilirken, beyin kanaması geçiren Aybüke, yoğun bakım ünitesinde alındı. Küçük Aybüke, geçen salı akşamı tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    ALKOLLÜ VE EHLİYETSİZ

    Kazanın ardından gözaltına alınan ve bir mühendislik firmasının ortağı olan sürücü Emel Gümüş’ün ise ehliyetsiz ve 1.20 promil alkollü olduğu halde araç kullandığı ortaya çıktı. Emel Gümüş’ün kazadan bir hafta önce alkollüyken hasarlı kazaya karıştığı, ehliyetine 6 ay süreyle el konulduğu, son kazadaki aracın ise kiralık olduğu tespit edildi. Polisteki ifadesinde, ”Alkollü ve ehliyetsiz araç kullanmanın suç olduğunu biliyorum ancak işlerimi takip edebilmek için araç mecburen kullanıyorum” diyen Gümüş, sevk edildiği adliyede, adli kontrolle serbest bırakıldı.

    YENİDEN GÖZALTINA ALINIP TUTUKLANDI

    Gümüş’ün adli kontrolle serbest bırakılmasına Cumhuriyet başsavcılığı itiraz etti. Gümüş, yeniden gözaltına alınıp, sevk edildiği adliyede Konya 5’nci Sulh Ceza Hakimliği’nce ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan tutuklandı.

    BÜYÜK VİCDAN AZABI DUYUYORUM

    Emel Gümüş’ün hakimlikteki savunması ortaya çıktı. Savunmasında olaydan dolayı vicdan azabı duyduğunu belirten Gümüş, “Olaylardan dolayı çok üzgünüm. Bu durumu kimse istemez. Ben de anneyim. Hatalıyım, kabul ediyorum. Kalp ve şeker hastalığım var. Evde 19 yaşında oğlum var. Kendisinin bakımıyla ben ilgileniyorum. Çok büyük vicdan azabı duyuyorum” dedi.

    AVUKATI:TUTUKLAMAYA SEVK ETMEK HUKUKA AYKIRIDIR

    Emel Gümüş’ün avukatı ise müvekkilinin tutuklamaya sevk edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü. Avukat, “Müvekkilim daha önce 17 kez ameliyat geçirdi. Bu sebeple kendisinin cezaevinde kalması sağlık açısından tehdit oluşturmaktadır. Bakmakla yükümlü olduğu 19 yaşında bir oğlu vardır. Oğlu ile sadece müvekkilim ilgileniyor. Ortaya çıkan bir delil yoktur. Hiçbir delil yokken savcılığın tutuklamaya sevk etmesi hukuka aykırıdır. Müvekkil sabit ikametgah sahibidir. Kaçma şüphesi yoktur. Deliller büyük ölçüde toplanmıştır. Bu nedenle karartılma ihtimali bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

    15 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİYLE YARGILANACAK

    Öte yandan Minik Aybüke dün, Güneysınır ilçesinde gözyaşları içinde toprağa verildi. Koronavirüse yakalanan Samet-Teslime Kurt çifti kızlarının cenaze törenini, özel izinle polis eşliğinde uzaktan araç içinde izlemek zorunda kaldı.

    Kurt’un ailesinin avukatı İbrahim Cihat Tanrıkulu, Aybüke’nin ölümüyle suçun değiştiğini, Emel Gümüş’ün 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasının beklendiğini söyledi. Tanrıkulu, “Aybüke kızımız hayatını kaybetti. İtiraz üzerine şüpheli sürücü tutuklandı. Tutuklama kararının ne kadar yerinde olduğu bir kez daha görülmüş oldu. Yaralama olarak yürütülen soruşturma dosyası, bundan sonraki aşamada ‘taksirle insan öldürme ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme’ üzerinden yürütülecek olup ağır ceza mahkemesinde, davanın açılmasını bekliyoruz. Şüpheli olarak alt sınırdan uzaklaşarak cezanın verilmesi ve kamuoyunun vicdanının rahatlaması noktasında ailenin ve minik Aybüke’nin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Biz şüpheli şahsın tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermekten dolayı Türk Ceza Kanunu kapmasında 2 ila 15 yıl arasındaki hapis cezası istemiyle yargılanacağı biliyoruz. Bu aşamada şüpheli şahsın alt sınırdan uzaklaşılarak yüksek bir ceza alması gerektiğini savunacağız” dedi.

  • Kovid-19’dan ölen tıp öğrencisinin adı parkta yaşatılacak

    Kovid-19’dan ölen tıp öğrencisinin adı parkta yaşatılacak

    Koranavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybeden Selçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Merve Mercan’ın adı, üniversitesinin kampüs alanında inşa edilecek parkta yaşatılacağı bildirildi.

    Selçuk Üniversitesi’nden yapılan yazılı açıklamada, üniversitenin Alaeddin Keykubat yerleşkesinde, rektörlük binası ile Kampüs Camii arasında bir bölgede inşa edilecek parka “Merve Mercan” adının verileceği belirtildi.

    Parkın 45 bin 212 metrekare alana kurulacağı, içinde dinlenme alanları, yürüyüş yolları ile su yolunun yer alacağı ifade edilen açıklamada, Mercan’ın tıp fakültesinin onur öğrencisi olmasıyla ve çevresine örnek kişiliğiyle bilindiğine işaret edildi.

    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Kovid-19 nedeniyle yaklaşık 40 gün yoğun bakımda tedavi gören Mercan, 10 Eylül’de hayatını kaybetmişti.

  • İlkokul müdürleri koronavirüse yenik düştü

    İlkokul müdürleri koronavirüse yenik düştü

    Konya’da ilkokul müdürleri Metin Avcı ve Atilla Ayan koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

    Meram Dere Cumhuriyet İlkokulu Müdürü Metin Avcı ve Meram Şehit Ahmet Senih Durum İlkokulu Müdürü Atilla Ayan, koronavirüs tedavisi gördükleri hastanede hayatlarını kaybetti. Acı haberi sosyal medya hesabından duyuran İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük, “Değerli müdürlerimizi kaybetmenin üzüntüsündeyiz. Meram Dere Cumhuriyet İO müdürümüz Metin Avcı ve Meram Şehit Ahmet Senih Durum İO müdürümüz Atilla Ayan’a Allah’tan rahmet, ailesi, yakınları ve camiamıza sabırlar diliyorum” dedi.

  • 230 milyon yıllık mağarada pandemi sessizliği

    230 milyon yıllık mağarada pandemi sessizliği

    Konya’nın Seydişehir ilçesinde, Fransız bilim insanı Michel Bakalowichz tarafından keşfedilen Türkiye’nin en uzun olduğu öne sürülen Tınaztepe Mağaraları, doğal oluşumu nedeniyle ziyaretçilerini büyülüyor. Pandemi nedeniyle bu yıl sessizliğe bürünen mağaranın işletmecisi Bayram Çelmeli, “Şu anda Tınaztepe Mağaraları’nın turizme açılmış bölümü 1580 metredir. Ama yer altı gölü olarak devam ettiği kısım 22 kilometredir. Bu özelliğiyle turizme kazandırılmış mağaralar yönünden Türkiye’nin ilk sırasında yer alıyor. Dünyada da turizme açılmış mağaralar sıralamasında üçüncü sırada” dedi.

    Seydişehir-Antalya karayolu üzerinde Toros Dağları üzerindeki geçişinde yer alan Tınaztepe Mağaraları, 1968 yılında Fransız bilim insanı Michel Bakalowichz tarafından keşfedildi. Doğal oluşumuyla gelen turistleri kendisine hayran bırakan mağara, 22 kilometre uzunluğuyla turizme açılmış mağaralar arasında Türkiye’de birinci dünyada ise üçüncü sırada yer alıyor.

    ‘230 MİLYON YIL YAŞINDA’

    Mağaranın işletmecisi Bayram Çelmeli, mağaranın önemli bir doğal oluşum olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Tınaztepe Mağaralarının keşfi 1968 yılında Fransız bilim insanı Michel Bakalowichz tarafından yapılmış. O zamanki imkanlarla mağaranın içsel haritalarını çıkartmış. Şu anda Tınaztepe Mağaraları’nın turizme açılmış bölümü 1580 metredir. Ama yeraltı gölü olarak devam ettiği kısım 22 kilometredir. Bu özelliği ile turizme kazandırılmış mağaralar yönünden Türkiye’nin ilk sırasında yer alıyor. Dünyada da turizme açılmış mağaralar sıralamasında üçüncü sırada. Yapılan araştırmalarda mağaramızın 230 milyon yıl yaşında olduğu tespit edilmiş. Tınaztepe Mağaraları, bulunduğu bölge okyanus suları altında ama bu suların çekilmesiyle birlikte doğal bir oluşum olarak meydana gelmiş. Suların mağara içerisinde hareket ettikleri yerlerde kalker tüfleri, tavan ve yan taraflardaki çatlaklardan sızan sularla çok güzel travertenler, sarkıt ve dikitler oluşmuş.”

    ‘BU YIL YERLİ TURİST AĞIRLIKLI ÇALIŞIYORUZ’

    Pandemi nedeniyle yabancı turistin gelmediğini, yerli turist ağırlıklı çalıştıklarını belirten Çelmeli, “2001 yılında Orman Bakanlığı’ndan tahsisle mağaranın yapımına başladık. 2004 yılında 1200 metrelik kısmını 2005 yılında da toplam 1580 metrelik kısmını turizme kazandırdık. Yerli ziyaretçimizden memnunuz. Pandemi nedeniyle ziyaretçi sayımız epey bir azaldı. Geçen seneye göre yüzde 70 oranında bir ziyaretçi kaybımız var. Bir sene Koreli ziyaretçimiz fazlaydı, bir sene Amerikalı, bir sene de Polonyalı ziyaretçimiz fazlaydı. Bu sene eğer pandemi çıkmasaydı, ağırlıklı ziyaretçimiz Çinli turistlerimiz olacaktı. Maalesef bütün organizasyonlar iptal oldu. Bu sene için yüzde yüz yerli turist ağırlı çalışıyoruz” diye konuştu.

    Mağara içerisindeki tüm uyarılara rağmen bazı kişilerin duvarlara yazı yazdığı da gözlendi.

  • Koronavirüse yenik düşen tıp öğrencisi Merve Mercan toprağa verildi

    Koronavirüse yenik düşen tıp öğrencisi Merve Mercan toprağa verildi

    Konya’da koronavirüse yakalanarak hayatını kaybeden Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 6’ncı sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Merve Mercan toprağa verildi.

    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Merve Mercan, 45 gün önce koronavirüs testi pozitif çıkınca, intern olarak görev yaptığı fakülte hastanesinde tedaviye alındı. Tedavisinden 5 gün sonra da immün (bağışıklık) yetmezliği teşhisi kondu. Yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Merve Mercan, doktorların tüm müdahalesine karşın yaşam mücadelesini kaybetti. Genç doktor adayı Mercan’ın cenazesi dün İstanbul’a getirildi. Mercan’ın cenazesi Çekmeköy Gasilhanesi’ndeki işlemlerin ardından Beykoz Baklacı mezarlığında toprağa verildi. Anne Bediha Mercan’ın da sağlık teknikeri olduğu belirtilirken, cenaze işlemleri sırasında ayakta durmakta güçlük çektiği görüldü.

  • Tıp fakültesi öğrencisi Merve Mercan virüse yenik düştü

    Tıp fakültesi öğrencisi Merve Mercan virüse yenik düştü

    Konya Selçuk Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi intörn doktor Merve Mercan, bir süredir yoğun bakımdaydı. Bugün gelen bilgilere göre Merve Mercan hayatını kaybetti. İlk edinilen bilgiler ışığında Merve Mercan’ın kovid teşhisi konulmasının ardından 5. gününde immün yetmezlik tanısı da koyuldu.

    Rektör Metin Aksoy’dan başsağlığı mesajı

    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Merve MERCAN’ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Sağlık ordusu en genç üyelerinden birini, Üniversitemiz saygın bir onur öğrencisini kaybetti. Allah’tan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı dilerim.

    Arkadaşları üzünütüsünü sosyal medyadan dile getirdi

  • Durdurulan minibüsten 31 kişi çıktı

    Durdurulan minibüsten 31 kişi çıktı

    Konya’nın Ereğli ilçesinde jandarmanın yol kontrolü sırasında durdurduğu minibüsten, sürücüyle birlikte 31 kişi çıktı. Fazla yolcu alabilmek için koltukları söküp, özel oturma düzeneği yaptırdığı belirlenen sürücüye 8 bin 177 lira para cezası uygulandı.

    İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, 24 Ağustos günü Türkmen Mahallesi yakınlarında yaptığı yol kontrol uygulamasında tarım işçilerini taşıyan I.Ç., yönetimindeki minibüsü durdurdu. Yapılan kontrollerde sürücüyle birlikte minibüste 31 kişinin seyahat ettiği belirlendi. Sürücünün fazla yolcu taşıyabilmek için koltukları söküp özel oturma düzeneği yaptığı saptandı. Sürücü I.Ç.’ye toplam 8 bin 177 lira para cezası uygulandı.

    Cep telefonu kamerasıyla çekilen o anlara ilişkin görüntüler, jandarma tarafından koronavirüs salgınına dikkat çekmek için sosyal medyada paylaşıldı.

  • Konya’da 3 üniversite uzaktan eğitim kararı aldı

    Konya’da 3 üniversite uzaktan eğitim kararı aldı

    Konya’da Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Konya Teknik Üniversitesi ortaklaşa olarak 2020-2021 eğitim- öğretim yılı güz yarıyılının uzaktan eğitim olarak gerçekleştirilmesi yönünde karar aldı.

    Kentte eğitim veren 3 devlet üniversitesi, güz dönemi yarıyılı uzaktan eğitim sistemiyle gerçekleştirecek. Üniversitelerin ortaklaşa yaptığı açıklamada, Konya Pandemi Kurulu’nun şehre dair uyarılarıyla farklı senaryolar üzerinde yoğun çalışmalar yürütüldüğü ifade edildi. Mevcut veriler ve salgının seyrinin bir süre daha riskin devam edeceğini gösterdiğini belirten açıklamada,

    ”Bugün itibari ile Konya, ülkemizde salgının en yoğun yaşandığı şehirlerden birisi durumundadır. Ulaşım, barınma, yeme içme gibi öğrencilerimizle ilgili birçok alanın kullanımından kaynaklanacak yoğunluk, bulaş riskinin daha da artmasına sebep olabilecektir. Önümüzdeki yarıyılda, gribal enfeksiyonların artış gösterdiği kış mevsimine girilmesine paralel olarak pandeminin de artabileceği öngörülmektedir. Diğer taraftan, yüz yüze eğitim için gerek duyulan idari personelin, kamu kurumlarında esnek çalışma modelinin yürürlükte olduğu (bazı idari birimlerimizde pandemiye yakalanan personelimizin bulunması, temas halindeki diğer personelimizin de karantinada kalması gerektiği) göz önünde bulundurulduğunda yetersiz kalacağı ve sunulan hizmetin aksayacağı değerlendirilmektedir. Tüm bunlardan daha önemlisi, aileleri tarafından bizlere emanet edilen öğrencilerimiz başta olmak üzere, bütün akademik ve idari personelimizin sağlığı, aşağıdaki kararı almamızda en fazla dikkat ettiğimiz husus olmuştur. 2020-2021 öğretim yılı güz yarıyılında ön lisans, lisans ve lisansüstü tüm derslerin uzaktan öğretimle yürütülmesine karar verilmiştir” denildi.

  • Meke Gölü’ne patlayıcı gömdükleri iddiasıyla yargılanıyorlar

    Meke Gölü’ne patlayıcı gömdükleri iddiasıyla yargılanıyorlar

    Konya’nın Karapınar ilçesindeki ‘Dünyanın nazar boncuğu’ olarak bilinen Meke Gölü’ne kavanozlar içerisinde patlayıcı madde gömdükleri iddiasıyla tutuklanan Abdullah Çelik (30) ile kuzeni Mehmet Çelik’in (28), 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce yargılanmalarına başlandı. Savunmalarında suçlamaları kabul etmeyen iki şüpheli, o tarihlerde Meke Gölü’ne gezmeye gittiklerini ileri sürdü.

    İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 14 Ocak ve 3 Mart tarihlerinde Karapınar ilçesinde bulunan Meke Gölü mevkiinde patlayıcı gömülü olduğu yönünde gelen ihbarlar üzerine bölgede çalışma yaptı. Yapılan araştırmada toprağa gömülü halde içerisinde kahverengi sıvı bulunan kavanozlar bulundu. Ankara Kriminal Polis Labaratuvarı Müdürlüğü’nce sıvı madde üzerinde yapılan incelemede maddenin patlayıcı özelliği bulunan nitrometan ve anilin karışımı olduğu tespit edildi. Maddeyi kimin koyduğu yönünde çalışma yapan polis, kamera ve HTS kayıtlarından yola çıkarak şüphelilerin Diyarbakır nüfuslu Abdullah Çelik ve Mehmet Çelik olduğunu saptadı. Gözaltına alınan 2 şüpheli, 12 Haziran tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    PATLAYICI MADDEYİ PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜ KULLANIYORMUŞ

    Soruşturmaya ilgili Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından hazırlanan iddianame Konya 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Şüphelilerin, 36 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmaları istenen iddianamede patlayıcı özelliği bulunan nitrometan ve anilin karışımı sıvının hangi terör örgütlerince ilişkilendirildiği, başka olaylarda kullanılıp kullanılmadığı ve temini hususlarında yapılan araştırmalara yer verildi. Maddenin 2016-2018 yıllarında Mersin ve İstanbul illerinde ele geçirildiği bunun da PKK/KCK terör örgütü ile ilişkilendirildiği belirtildi. İddianamede, patlayıcı maddelerin PKK/KCK/YPG terör örgütünün sözde özel kuvvetler bünyesinde Ege Açılım Grubu’na bağlı olarak faaliyet gösteren Ulaş A.(45) isimli örgüt mensubunun talimatı ile Abdullah Çelik ve Mehmet Çelik tarafından gömüldüğü ifade edildi.

    GÖLE GEZMEYE GİTMİŞLER

    Şüpheli Abdullah Çelik, savcılık ifadesinde göle gezmek için gittiklerini ileri sürerek, ”Meke Gölü civarında bomba yapımında kullanılan malzemelerle ilgili benim bir alakam yoktur. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Benim babam 2016 yılında öldürülmüştü. Babamı öldüren kan davalılarımız bulunamamıştı. Bu nedenle biz düşmanlarımızın yerini öğrendiğimiz zaman o bölgeye gidip ihbar ederiz. Konya’ya geldiğimiz tarihte düşmanlarımızın Antalya’da olduğunu öğrendiğimiz için buraya geldik. Ancak korktuğumuz için geri dönüşte Karapınar ilçesinde kaldık. Kaldığımız otelde Meke Gölü’nün fotoğraflarını gördük. Daha sonra göle gittik. Orada bizden başka insanlar da vardı” dedi Çelik, Ereğli ile Karapınar ilçeleri arasındaki 30-35 kilometrelik mesafeyi 1 saat 7 dakikada geçmelerinin nedenine yönelik soruya ise, ”Biz yavaş yavaş geliyorduk ve yol tek şerit olması nedeniyle bu mesafeyi bu kadar sürede gelebildik. Biz kesinlikle böyle bir eylem gerçekleştirmedik’’ yanıtını verdi. Şüpheli Mehmet Çelik de, savunmasında benzer ifadelere yer verdi.

    İddianamede ayrıca Mehmet Çelik’in de sosyal medya hesabından terör örgütü adına örgüt propagandası yaptığına dair paylaşımlarla birlikte şüphelilerle ilgili HTS, PTS-EDS kayıtları da yer aldı.

    YARGILAMALARINA BAŞLANDI

    Şüpheliler Abdullah Çelik ve Mehmet Çelik’in yargılanmalarına başlandı. Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanıklar SEGBİS sistemiyle katılırken, avukatları da duruşmada hazır bulundu. İki sanık da savunmalarında PKK/KCK/YPG terör örgütü ile bir bağlantılarının olmadığını ileri sürerek, savcılıkta verdikleri ifadelerin geçerli olduğunu belirterek suçlamaları kabul etmedi.

    Mahkeme heyeti savunmaların ardından iki sanığın da tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Beyşehir Gölü’ndeki balıkların ölüm nedeni oksijen yetersizliği

    Beyşehir Gölü’ndeki balıkların ölüm nedeni oksijen yetersizliği

    Konya’nın Beyşehir ilçesinde, Beyşehir Gölü’ne dökülen çaydaki toplu balık ölümlerinin oksijen yetersizliğinden kaynaklandığı bildirildi.

    Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Kaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, Beyşehir Gölü’ne dökülen çayın Yassıada Mevkisi’nde yaşanan toplu balık ölümlerinin ardından bölgeye su ürünleri mühendislerinden oluşan bir heyetin inceleme ve araştırma yapmak üzere gönderildiğini belirtti.

    İncelemede, toplu balık ölümlerinin, çaydaki su azalmasına bağlı oksijen yetersizliğinden kaynaklandığının tespit edildiğini ifade eden Kaya, şunları söyledi:

    “Su ürünleri mühendislerimizin incelemeleri esnasında da yeni ölmekte olan balıklar ve bazılarının başlarını çıkarıp da nefes almaya çalışmaları gözlenmiştir. Bunun üzerine çayda yeni ölümlerin olmaması için bir çalışma yapılarak su kaynağını açtırdık ve tekrar çaya su girişini sağladık. Bu çalışmanın ardından çaydaki su miktarının artması ile birlikte şu anda böyle bir sıkıntı gözükmüyor.”

    “Suya elektrik akımı verilmiş olabileceğiyle ilgili iddialar ise gerçeği yansıtmıyor”

    Kaya, olta avcılığının da yapıldığı çayda levrek, sazan ve diğer türlerin de yaşam sürdüğünü vurgulayarak, “Suya elektrik akımı verilmiş olabileceğiyle ilgili iddialar ise gerçeği yansıtmıyor. Böyle bir şey söz konusu olsa, bu işi yapan kişi ya da kişilerin oradaki balıkları toplayıp gitmeleri lazımdı. Toplu balık ölümlerinin yaşandığı yer lokal bir yer. Beyşehir’de bunun dışında karşılaştığımız böyle bir olumsuzluk söz konusu değil. Böyle bir ihbar da almış değiliz. Vatandaşlarımızdan, benzer durumlarla karşılaşılması durumunda kurumumuza mutlaka bilgi vermelerini istirham ediyoruz.” dedi.

    Beyşehir Gölü’ne dökülen çayın Adaköy Mahallesi Yassıada Mevkisi’ndeki köprü ağzında 24 Ağustos’ta görülen binlerce yavru balık ölüsüne rastlanmıştı. Vatandaşlar, bu durumun nedeninin araştırılmasını istemişti.