Kategori: Kültür Sanat

  • Walt Disney’in özerkliği feshedildi

    Walt Disney’in özerkliği feshedildi

    Florida Valisi Ron DeSantis, eyalette bulunan ünlü eğlence merkezi Walt Disney World’un özel yönetim ayrıcalığını fesheden yasayı imzalayarak yürürlüğe koydu.

    DeSantis, Lake Buena Vista’daki imza töreninde, “Bugün kurumsal krallık nihayet sona eriyor. Kasabada yeni bir şerif var ve hesap verebilirlik günün nizamı olacak” diye konuştu.

    Disney World’un 1960’lardan beri, Florida eyaletindeki hiçbir şirket veya bireyin sahip olmadığı ayrıcalıkların tadını çıkardığını belirten DeSantis, “Herkesin uymak zorunda olduğu kanunlardan muafiyetleri vardı. Adil vergi paylarını ödemeden büyük miktarlarda yardım alabildiler. Bunun doğru olmadığına inanıyoruz” dedi.

    DeSantis, Walt Disney World’un artık eyaletteki diğer benzeri tema parklarıyla aynı muameleye tabi olacağını kaydetti.

    GERGİNLİK GEÇEN YIL BAŞLADI

    Yeni yasa, DeSantis’in, Disney bölgesinin Florida’daki tema parkı mülklerinde sağladığı hükümet hizmetlerini denetlemek için beş üyeli bir kurul atamasını gerektiriyor.

    2024 Başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi partinin en güçlü adaylarından biri olarak gösterilen DeSantis ile Walt Disney şirketi arasındaki gerginlik geçen yıl haberlere yansımıştı.

    ABD medyasında çıkan haberlerde, şirketin, eyaletteki LGBT politikalarına yönelik eleştirileri ve Demokratları desteklemesi üzerine eyaletin Cumhuriyetçi yönetimi ile aralarının açıldığı şeklinde yorumlara yer verilmişti.

    Florida’nın Cumhuriyetçi ağırlıklı meclisi de Nisan 2022’de Walt Disney World’un özel yönetim ayrıcalığını feshedecek yasa tasarısını geçirmişti.

    Bu yasa, turistlerin uğrak yeri olan eğlence şirketinin bulunduğu alanın tek planlama yetkisini Walt Disney World’un elinden alırken, ayrıca şirketi eyalette daha fazla vergi ödemek zorunda bırakacak.

    1960’larda Reedy Creek İyileştirme Bölgesi olarak bilinen 27 bin dönümlük alana, arazinin planlama ve geliştirilmesi konusunda kendilerine sağlanan ayrıcalık ile kurulan Walt Disney World eğlence merkezinin yaklaşık 60 bin çalışanı bulunuyor.

  • Bursa’da Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali

    Bursa’da Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali

    DT’den yapılan açıklamaya göre, başlangıcından bugüne 15 ülkenin katılım sağlayarak 101 oyunun sahnelendiği, 190 temsilin gerçekleştiği ve 39 bin 650 seyircinin ağırlandığı festivalde bu yıl Türkiye’den 5, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Bosna Hersek, Bulgaristan, Kosova ve Yunanistan’dan 6 olmak üzere toplam 11 farklı oyunla 15 temsil, Ahmet Vefik Paşa Sahnesi’nde seyircinin beğenisine sunulacak.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen DT Genel Müdürü Mustafa Kurt, Kahramanmaraş merkezli depremlere dikkati çekerek, “Dayanışmanın acılarımıza merhem olmasını dileyerek bütün kötülüklerin üstesinden gelmek adına kolları sıvadık. Şimdi yeniden insan olduğumuzu hatırlatacak, umudu sunacak, huzur ve hevesin anlamını sorgulatacak, gülümsemenin erdemini gösterecek sanatın gücüne ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı.

    Kurt, Bursa’da gerçekleştirdikleri festivalle yıllardır bu kentten Balkanlar’a dostluk köprülerinin kurulduğunu vurguladı.

    Sırbistan’dan Bulgaristan’a, Bosna Hersek’ten Kosova’ya, Kuzey Makedonya’dan Yunanistan’a kadar yakın coğrafyadan gelen oyunların yeniden yaşamları, kültürleri, gelenek ve görenekleri birleştirdiğini belirten Kurt, “Bursa gibi Osmanlı’dan miras kadim topraklarda, büyük bir kültürler arası kavşakta, tiyatronun geçmişiyle onurlandığı, sanatın ölümsüzlüğün kapısını aralayan değerli noktada, yaşam ve ölüm arasındaki karşıtlığı yeniden sorguluyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Festival programı

    Festival, Sabahattin Ali’nin yazdığı, Nilbanu Engindeniz’in oyunlaştırdığı, Uğur Çınar’ın yönettiği Diyarbakır Devlet Tiyatrosu yapımı “Kürk Mantolu Madonna” adlı oyunla açılacak. Oyun, Ahmet Vefik Paşa Sahnesi’nde 4 Mart Cumartesi ve 6 Mart Pazartesi günlerinde saat 20.00’de sahneye konulacak.

    Sırbistan Novi Pazar Bölge Tiyatrosu, Hasan Erkek’in yazdığı, Almira Suljevic’in Türkçeye çevirdiği ve Stevan Bodroza’nın yönettiği “Eşik” oyunuyla 5 Mart’ta saat 20.00’de, Erzurum Devlet Tiyatrosu, Işıl Kasapoğlu’nun yazıp yönettiği “Dünyanın Eski Zamanlarında” oyunuyla 7 Mart’ta 11.00 ve 14.00 saatlerinde, Bulgaristan’ın Lofça Dram Tiyatrosu, Bilyana Petrova’nın oyunlaştırıp yönettiği “Gogol’ün Ruhu” oyunuyla 8 Mart’ta saat 20.00’de, Bosna Hersek’in Sahne Mess & Saraybosna Savaş Tiyatrosu, Almir Basovic’in yazdığı ve Thomas Steyaert’in yönettiği “Saraybosna Ruhu” oyunuyla 9 Mart’ta saat 20.00’de sanatseverlerin karşısına çıkacak.

    İstanbul Devlet Tiyatrosu, Oktay Arayıcı’nın yazdığı ve Zafer Algöz’ün yönettiği “Rumuz Goncagül” adlı oyunuyla 10 ve 11 Mart’ta saat 20.00’de, Kosova’nın Artpolis Sanat ve Toplum Merkezi, Shqipe Malushi’nin yazdığı, Zana Hoxha’nın yönettiği “Kafesteki Vatan” oyunuyla 12 Mart’ta saat 20.00’de, Kuzey Makedonya Milli Kurum Türk Tiyatrosu, Georges Feydeau’nun yazdığı, Bilge Emin’in Türkçeye çevirdiği ve Sinişa Evtimov’un yönettiği “Kadın Terzisi” oyunuyla 13 Mart’ta saat 20.00’de, Ankara Devlet Tiyatrosu, Haldun Dormen’in yazdığı ve Boğaçhan Sözmen’in yönettiği “Hisseli Harikalar Kumpanyası” ile 14 ve 15 Mart’ta saat 20.00’de tiyatroseverlerle buluşacak.

    Yunanistan’ın Psılıkatzıdıko Art Space / Omada7 ekibi, Sophocles’in yazdığı ve Viktoria Mastrogianni’in yönettiği “Antigone, Hubris” adlı oyunla 16 Mart’ta saat 20.00’de, Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Bilgesu Erenus’un yazdığı ve Mustafa Kurt’un yönettiği “Misafir” oyunuyla 17 ve 18 Mart’ta saat 20.00’de Ahmet Vefik Paşa Sahnesi’nde olacak.

    Festival programıyla ilgili detaylı bilgiye “www.devtiyatro.gov.tr” web adresinden ulaşılabiliyor.

  • Hristiyanlığın ilk gizli mabedi

    Hristiyanlığın ilk gizli mabedi

    Hristiyanlığın ilk yayılma döneminde gizli ibadet yapanlar tarafından Yatağan Gökbel Dağı eteklerinde akarsuya yakın bir bölgede yaklaşık 80 metrelik sarp bir kayanın gövdesine renkli boyalarla Hz. İsa, Hz. Meryem ve Havarileri freksi yapıldı. 30 metre uzunluğunda, 20 metre enindeki Hz. İsa freksleri ziyaretçi akınına uğruyor. Muğla ve Aydın sınırında Yatağan ilçesi kırsal Yava Mahallesi sınırları içinde yer alan Hristiyanlığın ilk mabetlerinden olan bölgeye ulaşım ancak yaya olarak sağlanırken, Türkiye’nin en büyük jeopark projesi çerçevesinde ulaşım için belirlenen alan 2010 yılında kamulaştırıldı. Muğla-Aydın karayolu üzerinden ulaşımın sağlandığı bölgede çok sayıda pişmiş topraktan tuğlalar bulunuyor. Bölgede ayrıca kilise ve antik döneme ait pınarlar olduğu sanılıyor.

    Yatağanlı Arkeolog Mustafa Hüseyin Kuzgun, Kars’tan gelen üniversite arkadaşlarına Yatağan’ın tarihi bölgelerini gösterdiğini belirterek, “Arkadaşlarım AVM ya da kalabalık bir yere gitmektense, jeo alanları gezmeyi, traking ve yürüyüş yapmayı seviyoruz. Ben daha önce bir kere gelmiştim buraya. Arkadaşlarımın da görmesini istedim” dedi.

    Gizli gizli ibadet yapılmış

    Yatağan’ın gönüllü kültür sanat elçisi olarak bilinen araştırmacı-yazar Tarcan Oğuz ise, Türkiye’nin en büyük jeopark projesi çerçevesinde yürütülen çalışmalarda Hz. İsa ve Meryem frekslerinin bulunduğu alanın projeye dahil edildiğini söyledi.

    Oğuz, “Burası Yatağan Yava Mahallesi, Marsyas Vadisi. Milattan sonra 5’inci ve 6’ncı yüzyıllara ait olduğu söylenen İsa ve Meryem havarileri freksleri alanı. Düz kaya üzerine bir kısım mozaikler kahverengi, beyaz ve mavi renkler hakimiyetinde İsa’nın yakalanması, çarmıha gerilmesi, Meryem ve havarilerinin resimleri görülüyor. Hristiyanların ilk gizli tapındığı alan olarak söyleniyor. Burası ile ilgili kamulaştırma çalışmaları yapıldı Muğla Valiliğimiz tarafından. Sadece yol kısmı kaldı ana yola bağlanması ile ilgili. Yol çalışması var. Özellikle bu frekslerin arka kısmında keşişin yattığı bir mağara bulunmakta.

    Bu mağara içerisinde yine İsa ve Meryem freksleri bulunuyor. Aynı zamanda buradan yaklaşık 2 kilometre ileride kale bulunuyor. Burada yerleşim olduğu için bu alana gelerek gizli gizli ibadetlerini yapmış insanlar” dedi.

  • Rafadan Tayfa deprem bölgesinde

    Rafadan Tayfa deprem bölgesinde

    Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Malatya’da, TRT Çocuk’un sevilen dizisi “Rafadan Tayfa”nın kahramanları, “Grup Rafadan” müzikal gösterisiyle depremzede çocuklarla buluştu.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinesinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın destekleriyle Malatya Şeker Fabrikası’ndaki çadır kentte organize edilen etkinlikte, maskotlu müzikal gösteri sunuldu. Rafadan Tayfa’nın maskotları, çocukların ilgisiyle karşılaştı. Etkinlikte, çocuklara çeşitli hediyeler de dağıtıldı.

    Organizasyonun koordinatörü Mahmut Karakaya, bugüne kadar üç gösteri yaptıklarını söyledi.

    Çocukların normalleşmeye, depremin travmasından kurtulmaya ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Karakaya, yapılan bir araştırmada travma halindeki çocukların mutlu oldukları bir günü kırk gün rüyasında gördüğünün tespit edildiğini anlattı.

    Karakaya, çocukların iyi bir gün geçirmesi için kendilerini sorumlu hissettiklerini dile getirerek, “Türkiye’nin en çok sevilen karakteri, yerli ve milli karakteri, sahada, her koşulda, nerede istenilirse orada olmaya hazır. Malatya da buna başladığımız yer. Çocuklara ve ailelerine tebessüm ettirebiliyorsak ne mutlu bize” dedi.

    Çocukların Rafadan Tayfa ile çok mutlu olduğunu belirten Karakaya, şöyle devam etti:

    “Belki de kariyerimizde yaptığımız en iyi, en anlamlı gösteri. Çünkü çocuklar şokta, o şoku atlatabilmeleri gerek. Çok büyük ilgi var. Mülteci çocuklarımız da var, onlar da Rafadan Tayfa’yı biliyor. Türkiye’de doğup büyüyen herkes Rafadan Tayfa’yı biliyor. Böyle pozitif bir şok etki yapmamız gerekiyor. Bu gibi etkinlikleri gönüllülük esasıyla da yapmamız gerekiyor. İnşallah arkası gelir. Sürdürülebilir hale getirirsek, çocuklarımızı bu olumsuz atmosferden biraz olsun uzaklaştırmak istiyoruz.”

    Karakaya, gösterinin Kahramanmaraş ve sonrasında Adıyaman’da devam edeceğine işaret ederek, “Tahmin ediyorum ki 3-4 ay sahadayız. Rafadan Tayfa olarak aynı anda sahaya çıkabilecek 4-5 ayrı ekibimiz var. Çocukların mutluluğu dünyaya bedel” diye konuştu.

  • Deniz Biyoloji Müzesi yenileniyor

    Deniz Biyoloji Müzesi yenileniyor

    Kaleiçi Yat Limanında yer alan Antalya Büyükşehir Belediyesi Deniz Biyoloji Müzesi, deniz canlıları ve nesli koruma altındaki türlerin yakından tanınmasını sağlıyor. Köpekbalığı, ıstakoz, ahtapot, vatoz, sünger ve kemikli balıklar gibi yüzlerce deniz canlısının yer aldığı müzede, sergilenme özelliğini kaybeden ve rengini yitirmiş yaygın türdeki balıklar, Akdeniz Üniversitesi ile yürütülecek işbirliği çerçevesinde değişimi yapılarak yenilenecek.

    “TÜRLER İNCELENDİ TESPİT EDİLDİ”

    Akdeniz’in su altı yaşamında yerli ve yabancı ziyaretçileri yolculuğa çıkan Deniz Biyolojisi Müzesi’nde yasak olmayan türlerin değişimi için çalışma başlatıldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi arasında yürütülecek proje bünyesinde müzede yer alan ama sergilenme özelliğini kaybeden balıkların değişimi yapılacak. Bu çerçevede müzede inceleme çalışması yapıldı.

    “AVLANMASI YASAK TÜRLERİ HARİÇ”

    Deniz kenti olan Antalya için Deniz Biyoloji Müzesi’nin deniz canlıların tanıtımı ve korunması açısından önemli bir yer olduğunu söyleyen Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Mehmet Gökoğlu, “Müzede bulunan balıkların yıllar içinde rengini kaybetmesi sonucunda sergilenme özelliğini kaybetmiş. Bu çerçevede üniversite olarak biz de türlerin değişim için Antalya Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir çalışma yapacağız” diye konuştu.

  • Kültür varlıkları bağışlarına vergi matrahı düzenlemesi

    Kültür varlıkları bağışlarına vergi matrahı düzenlemesi

    Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM), depremde zarar gören taşınmaz kültür varlıkları için yapılan bağış ve yardımlara ilişkin açıklama yaptı.

    VGM’den yapılan açıklamada, “Kurumumuz bünyesinde yer alan, deprem bölgelerinde hasar görmüş 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarıyla alakalı bakım, onarım, yaşatma, rölöve, restorasyon ve restitüsyonların yapılmasında her türlü ayni-nakdi bağış ile yardımlar ve harcamaların yüzde 100’ü vergi matrahından düşürülecektir.” ifadeleri kullanıldı.

  • 2 milyondan fazla ziyaretçi ağırladı

    2 milyondan fazla ziyaretçi ağırladı

    Kültür ve Turizm Bakanlığı, ocak ayına ilişkin yabancı ziyaretçi verilerini açıkladı.

    Buna göre, Türkiye yılın ilk ayında 2 milyon 5 bin 967 yabancı ziyaretçi ağırladı.

    Yabancı ziyaretçi sayısı, geçen senenin aynı ayına kıyasla yüzde 56,51 arttı.

    Rusya Federasyonu, yüzde 108,48 artış ve 279 bin 818 kişiyle ocak ayında en çok yabancı ziyaretçinin geldiği ülke oldu.

    Yabancı ziyaretçi sayısında Bulgaristan yıllık bazda yüzde 51,98 artış ve 167 bin 138 kişiyle ikinci, Almanya yüzde 36,45 artış ve 139 bin 955 konukla üçüncü sırada yer aldı.

    Gürcistan ve İran da Türkiye’ye en çok ziyaretçinin geldiği diğer ülkeler oldu.

  • Kahramanmaraş Kalesi depremde ayakta kaldı

    Kahramanmaraş Kalesi depremde ayakta kaldı

    Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde, 6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık iki deprem büyük yıkıma neden oldu.

    Afetin yaşandığı şehirlerde büyük yıkım meydana gelirken, tarihi yapılar da zarar gördü. M.Ö. 2’nci yüzyıla tarihlenen tarihi Kahramanmaraş Kalesi ise yaşanan büyük depremde ayakta kalmayı başardı.

    Kahramanmaraş’ta 1513 yılında yaşanan büyük depremi de hasarsız atlatan kale, asrın felaketi olarak nitelendirilen depremde de surlarında meydana gelen hasarın dışında zarar görmedi.

    Afetin yaralarının sarılmaya çalışıldığı ve enkaz kaldırma işlemlerinin süratle sürdüğü şehirde, ilerleyen süreçte tarihi Kahramanmaraş Kalesi de tadilata alınacak.

     

  • 12 bin yıllık eserler depremi hasarsız atlattı

    12 bin yıllık eserler depremi hasarsız atlattı

    Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden etkilenen Şanlıurfa’daki Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen ve neolitik döneme ait 12 bin yıllık eserler sarsıntıları hasarsız atlattı. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Müdürü Celal Uludağ, depremlerin büyük üzüntü yaşattığını, depreme hazırlık noktasında daha önceden hazırladıkları planı hemen devreye aldıklarını söyledi.

    Depremden çok kısa bir süre sonra hemen müzeye geldiğini ve görevlilerle kontrollere başladıklarını anlatan Uludağ, “Salonlar içerisinde, vitrin içerisindeki eserlerde ve depolarda yapılan kontrollerde çok büyük bir sıkıntıya rastlanmadı. Sadece vitrinlerde bulunan pişmiş toprak eserlerden birkaçının çatladığını gördük” dedi.

    Uludağ, müzede neolitik döneme ışık tutan ve “tarihin sıfır noktası” olarak nitelendirilen Göbeklitepe ile Karahantepe gibi, kentin birçok noktasında devam eden kazılarda çıkarılan eşsiz eserlerin sergilendiğini anımsatarak bu eserlerin teşhirinde gösterilen hassasiyet sayesinde depremde herhangi bir zarara rastlanmadığını vurguladı.

    Mozaik Müzesi’ndeki eserlerde de bir hasarın oluşmadığını aktaran Uludağ, “Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi 12 bin yıllık eserlere ev sahipliği yapan bir müze. Özellikle Göbeklitepe, Karahantepe, Balıklıgöl heykeli Şanlıurfa Müzesi’nde teşhirde bulunuyor. Bu eserler üzerinde yaptığımız incelemelerde, eserlerin depremden dolayı herhangi bir zarar görmediğini tespit ettik” dedi.


    Uludağ, tüm müze personelinin görevinin başında olduğunu belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığının onayının ardından en kısa sürede ziyaretçileri ağırlayacaklarını dile getirdi.

  • “Gezen Sinema” deprem bölgesinde

    “Gezen Sinema” deprem bölgesinde

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği bölgeye gönderilen “Gezen Sinema”, çadır kentlerde yaşayan çocukların yüzünü güldürdü.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Sanat İçin Yola Çık Derneği iş birliğinde 2017’de hayata geçirilen “Gezen Sinema”, deprem bölgesindeki ilk durağı Malatya’ya ulaştı.

    Büyükşehir Belediyesi önünde kurulan çadır kentteki ilk etkinlikte, film gösterimi öncesinde zeybek ve erik dalı oynayan depremzede çocuklar, tırın içinde şarkılar söyledi.

    Daha sonra gösterilen filmi izleyen çocuklara, patlamış mısır ikram edildi, çeşitli hediyeler verildi.

    “BÜTÜN İLLERE GİDECEĞİZ”

    Sanat İçin Yola Çık Derneği Başkanı Erol Gözen, depremzede çocuklar için yola çıktıklarını belirtti.

    Bugüne kadar birçok dezavantajlı bölgede çocuklara ulaştıklarını anlatan Gözen, “Türkiye’nin 72 ilinde, yaklaşık 600 ilçede, 250 köyde programlar yaptık. Günde 1200-1300 çocuğa ulaşan bir projeyiz. Bu yılımızı komple deprem bölgesindeki illere ayırdık. Seferimize Malatya’dan başladık. Burada yaklaşık 16-17 çadır bölgesi var. Yaşam alanları oluşmuş durumda. Yaşam alanları oluşmuş illere sırasıyla gideceğiz” diye konuştu.

    “SADECE KOLTUKLARA OTURTUP SİNEMA İZLETTİRMİYORUZ”

    Gözen, depremden olumsuz etkilenen çocuklara destek vermek istediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

    “Bu çocuklara sarılmak, onlara sıcaklık vermek, kendilerini güvende hissettirmek istiyoruz. Yaşadıkları bu travmayı unutturmak için onlarla birlikte olmaya çalışıyoruz. Tırımızda 120 çocuk kapasiteli sinema salonumuz var. Sadece koltuklara oturtup sinema izlettirmiyoruz. Dokunabildiğimiz kadar sanat dalı ile çocuklarla ilgileniyoruz. Zeybek de oynuyoruz, türküler de söylüyoruz, tiyatrodan örnekler de veriyoruz. Patlamış mısır, oyuncak dağıtıyoruz. Onlara sarılan bir kucak olmaya çalışıyoruz.”

    Gözen, projelerine Türkiye’nin her yerinden destek geldiğini ifade ederek, “Bu yıl sonuna kadar bütün deprem bölgelerinde çocuklarımıza ulaşmaya çalışacağız. Onları güvende hissettirmeye, mutlu etmeye çalışacağız” dedi.

    Depremden sonra çocuklarda bir hüzün ve tedirginlik olduğunu belirten Gözen, “Biz de zaten onun üzerine gitmeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza, ‘iyiyiz’, ‘bunlar doğa olayları’, ‘bunları yaşayacağız’, ‘bunlarla biz savaşabiliriz’, ‘güçlüyüz’ mesajlarını vermeye çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.