Kategori: Kültür Sanat

  • Kültür ve Turizm Bakanlığı 2020 Özel Ödülleri’nin sahipleri belli oldu

    Kültür ve Turizm Bakanlığı 2020 Özel Ödülleri’nin sahipleri belli oldu

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri, sahiplerini buldu. 41 yıldır Türkiye’nin kültür mirasına ve sanat dünyasına katkı sunanlara minnet ve teşekkür ifadesi olarak verilen özel ödüle, bu yıl, Hisart Canlı Tarih Müzesi, İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi (İMOGA) ve Mim Sanat Akademisi layık görüldü.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre; 1979’dan beri her yıl dağıtılan ve 2016 yılından itibaren de ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri’ adıyla anılan Büyük Ödüller, Türkiye’nin eriştiği kültür düzeyini başarılı bir şekilde anlatan eğitici çalışmalar ve üretimler ile hizmet ve eserlerini gelecek nesillere aktarmak için özveriyle çalışan topluluk veya kuruluşları teşvik etmek amacıyla veriliyor.

    Bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’un başkanlığında sahipleri belirlenen ödüllerin jürisindeki isimler; Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. İskender Pala, Bakanlık Güzel Sanatlar Genel Müdürü Doç. Dr. Murat Sâlim Tokaç, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Handan İnci ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Sağer oldu. Özgün eser, uygulama, yorum veya bilimsel araştırmalarıyla Türkiye’nin kültür mirasına ve sanat dünyasına katkı sunanlara teşekkür ifadesi olarak verilen özel ödüle, 2020 yılında Hisart Canlı Tarih Müzesi, İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi (İMOGA) ve Mim Sanat Akademisi’ layık görüldü.

  • 9. ABU TV Şarkı Festivali’nde Türkiye Rüzgârı Esti

    9. ABU TV Şarkı Festivali’nde Türkiye Rüzgârı Esti

    Asya-Pasifik Yayın Birliği (ABU) tarafından TRT’nin de katılımıyla düzenlenen “9. ABU TV Şarkı Festivali”, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlendi.

    TRT’den yapılan açıklamaya göre, Asya-Pasifik bölgesinden 14 ülkenin yayın kuruluşlarının katılımıyla organize edilen festivalde Türkiye’yi, Öykü Gürman temsil etti.

    Gürman’ın “Bir Sözüne” adlı şarkısıyla gerçekleştirdiği performansı büyük beğeni topladı.

    Türkiye, Brunei, Çin, Hindistan, Endonezya, Japonya, Kore, Makao, Malezya, Nepal, Türkmenistan, Özbekistan, Vanuatu ve Vietnam’ın katılımıyla gerçekleşen festival, Asya-Pasifik bölgesinin coğrafi ve kültürel genişliğini temsil eden, rekabete dayalı olmayan müzik kutlaması formatında düzenlendi. Nepal ve Vanuatu, bu yıl festivale ilk kez katılan ülkeler arasında yer aldı.

     Japonya, festivale sanal şarkıcıyla katıldı

    İnternet üzerinden canlı yayımlanan etkinliğe katılan Japonya’nın Hatsune Mıku isimli sanal şarkıcısının performansı ise ilginç ve eğlenceli görüntülere sahne oldu.

    ABU üyesi yayın kuruluşlarının iş birliği ile gerçekleşen festivalde, dünyaya dostluk ve sevgi mesajı verildi. ​​​​​​​

  • TGC, Hasan Ali Toptaş’a verilen ödülü iptal etti

    TGC, Hasan Ali Toptaş’a verilen ödülü iptal etti

    Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, edebiyat dünyasına ilişkin taciz ifşalarına dair açıklama yaptı ve Hasan Ali Toptaş’a 2013 yılında verilen Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nün iptal edildiğini duyurdu.

    TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında “Kadınlar çalışma yaşamının her kademesinde başarıyla yer almaktadır. Karşılarındaki en önemli engellerden birinin işin zorluğu değil, iş hayatında karşılaştıkları cinsel tacizler olduğu ortadadır ve bunun her gün birçok örneği kamuoyuna yansımaktadır. Kadınlara, erkeklere, çocuklara yönelik şiddet, cinsel içerikli, bedensel, sözlü saldırı ve bezdiri içeren her türlü davranış taciz ve suçtur. Günümüzde yasal düzenlemelerle engellenmeye çalışılan cinsel tacize karşı toplumun her bireyi ve kurumu karşı çıkmakla sorumludur. TGC Kadın Gazeteciler Komisyonu bu konuda yıllardır bir çalışma yürütmektedir. Hazırlanan Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu ile hem kadın habercilerin yaşadıkları sorunlar gündeme taşınmış, hem de kadın haberlerinin nasıl hazırlanması ve medyada nasıl yer alması gerektiği ile ilgili ilkeler ortaya konulmuştur” ifadeleri yer aldı.

    “HER TÜRLÜ ŞİDDET VE TACİZİN KARŞISINDAYIZ”

    TGC Yönetim Kurulu’nun, son günlerde edebiyat alanında gündeme gelen bazı yazarların isimlerinin geçtiği cinsel taciz iddialarını gündemine alarak değerlendirdiği bildirilen açıklamada, “Bu yazarlardan biri olan Hasan Ali Toptaş 2013 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü almıştı. Hasan Ali Toptaş’ın kamuoyuna yaptığı açıklamalar da dikkate alınarak konu değerlendirilmiştir. Yönetim Kurulu TGC internet sitesindeki 2013 TGC Sedat Simavi Ödülleri’ni kazananlar listesinden Hasan Ali Toptaş’ın adının kaldırılarak verilen Edebiyat Ödülü’nün iptal edilmesine karar vermiştir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak her türlü şiddet ve tacizin karşısında olduğumuzu bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunarız” denildi.

    NE OLMUŞTU?

    Edebiyat dünyasında yaşanan taciz vakaları gündeme gelmiş ve çok sayıda kadın kendilerini taciz eden ünlü erkek yazarları ifşa etmeye başlamıştı. Yazar Pelin Buzluk da, yazar Hasan Ali Toptaş tarafından cinsel saldırıya uğradığını açıklamıştı. Toptaş önce suçlamaları reddetmemiş ve özür dilemiş, ardından özrünü geri alarak ‘vicdanının rahat’ olduğu söylemişti.

    Açıklamanın ardından Everest yayınları Hasan Ali Toptaş ile yollarını ayırdıklarını belirtmiş, yapımcı Müge Büyüktalaş da Toptaş’ın romanından uyarlanan “Kuşlar Yasına Gider” film projesini iptal ettiklerini duyurmuştu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen ve bu yıl Hasan Ali Toptaş’a giden Mersin Kenti Edebiyat Ödülü de yazardan geri alınmıştı.

  • 1700 yaşındaki “Kybele” heykeli ziyaretçilerini ağırlamaya başladı

    1700 yaşındaki “Kybele” heykeli ziyaretçilerini ağırlamaya başladı

    Tarih öncesi dönemlerde bolluğun ve bereketin sembolü, koruyucusu olduğuna inanılan Kybele heykeli, ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.

    Yaklaşık 60 yılın ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’ye geri getirilen heykel, geçici mekanı olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde meraklılarıyla buluştu.

    Türkiye’den kaçak yollarla 1960’lı yıllarda İsrail’e götürülerek satılan ve on binlerce kilometre yolculuğun ardından ABD’den ana vatanına ulaştırılan Kybele, uzmanlarca MS 3. yüzyıla tarihlendiriliyor.

    Prehistorik dönemlerden itibaren Akdeniz havzasında, özellikle Anadolu’da “ana tanrıça” olarak tapınılan 1700 yıllık Kybele’nin iki yanındaki aslanlar, doğa ve hayvanlar üzerindeki hakimiyetini sembolize ediyor.

    Sideropolisli Asklepiades’in Oniki Tanrı Ana’ya sunduğu bir adak heykeli olarak tarihte bilinen Kybele’nin yazıt bölümünde, “Hermeios’un oğlu Sideropolisli Asklepiades adağı Oniki Tanrı Ana’ya dikti.” ifadesi yer alıyor.

    Kybele heykeli, daha sonra Afyonkarahisar’a yeni yapılacak müzeye taşınacak.

  • Everest Yayınları, Hasan Ali Toptaş ile yollarını ayırdı

    Everest Yayınları, Hasan Ali Toptaş ile yollarını ayırdı

    Çok sayıda kadının cinsel saldırı ve tacizle suçladığı yazar Hasan Ali Toptaş ile ilgili bir adım da Everest Yayınları’ndan geldi. Yayınevi yazar ile yollarını ayırdı.

    Türk edebiyatının tanınmış isimlerinden Hasan Ali Toptaş, geçmişte çok sayıda kadına cinsel saldırı ve tacizde bulunduğu iddiasıyla gündeme geldi.

    Çok sayıda kadının Toptaş tarafından tacize maruz bırakıldığını ifade etmesiyle Everest Yayınları da yazarla yollarını ayırma kararı aldı.

    Everest Yayınları’ndan yapılan açıklamada ” Kamuoyuna, Yazar Hasan Ali Toptaş ile yollarımızı ayırmış bulunuyoruz. Her türlü tacizin karşısındayız, karşısında olmaya devam edeceğiz. Saygılarımızla.” ifadeleri kullanıldı.

    Öte yandan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen ve bu yıl Hasan Ali Toptaş’a giden Mersin Kenti Edebiyat Ödülü de yazardan geri alındı. Ödül kurulundan “Bu son derece ağır bir durum. Değerlendirme Kurulu dünden beri konu üzerinde konuştuk ve ödülün geri alınması konusunda mutabık kaldık. Çünkü Hasan Ali Toptaş ile ilgili bu iddiaları yok sayamayız, hoş göremeyiz, görmezden gelemeyiz. İnsani, ahlaki, vicdani, edebi sorumluluğumuz gereği Toptaş’a verdiğimiz ödülü geri çekmeye karar verdik” açıklaması yapıldı.

  • Türkiye’de kaçırılan ana tanrıça “Kybele Heykeli” anavatınan dönüyor

    Türkiye’de kaçırılan ana tanrıça “Kybele Heykeli” anavatınan dönüyor

    Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürüldükten sonra ABD’de bir müzayede evinde satılmak istenen Anadolu topraklarına ait 1700 yıllık ana tanrıça ‘Kybele Heykeli’, yaklaşık 60 yıl sonra Türkiye’ye getirilecek. Tarih öncesi dönemlerde bolluğun ve bereketin sembolü, koruyucusu olduğuna inanılan heykel, on binlerce kilometre yolculuğunun ardından 12 Aralık’ta İstanbul’da olacak.

    Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürülen Roma dönemine ait heykel, burada bir İsrail vatandaşı tarafından satın alınıp, 2016 yılında ABD’ye götürülmek istenince durum ortaya çıktı. İsrail makamları, eserin Anadolu kökenli olduğunun bildirilmesi üzerine, Türkiye’ye eserin fotoğraflarını gönderdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Amerika’da bir müzayede evinde satışa çıkarılmak istenen heykelin Anadolu’ya ait olduğunu bildirerek, satışın durdurulmasını talep etti. Ancak eseri elinde bulunduran kişi, kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü heykelle ilgili Amerika’da mahkemeye başvurdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu da ‘Kybele’nin iadesi konusundaki karşı iddialarını mahkemeye taşıdı.

    AFYONKARAHİSAR’DA YOL ÇALIŞMASINDA BULUNMUŞ

    Bu sırada Türkiye’de, eserin Anadolu’ya ait olduğunu kanıtlamaya yönelik çalışmalar sürdü. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda heykelin, 1964 yılında Afyonkarahisar’da yapılan bir yol çalışmasında bulunan ve kent müzesinde sergilenen ‘Kovalık Eserleri’ne tipolojik benzerliği saptandı. Afyonkarahisar Müzesi Müdürlüğünce eserlerin bulunduğu düşünülen bölgede 1960-1970’li yıllarda yaşayan kişilerin bilgisine başvuruldu. Bu kişiler, kültür varlığı kaçakçılığı yaptığı belirlenen bir kişinin 1960’lı yıllarda bölgede bulunduğunu ve köylerinde kaçak kazı yapan bir kişiden kültür varlığı satın aldığını belirtti. Ayrıca köylülerden birisi, heykeli, fotoğrafını görmeden tarif etti ve kaçırılan ‘Kybele’yi diğer benzer heykel fotoğrafları arasından teşhis etti.

    HEYKELİN TÜRKİYE’YE AİT OLDUĞU KANITLANDI

    Heykelin ortaya çıkarıldığı yıllarda Afyonkarahisar Müzesi Müdürü olarak görev yapan merhum Hasan Tahsin Uçankuş’un arşivi de uzmanlarca incelendi. İncelemede Afyonkarahisar’daki tarihi eser kaçakçılığının, o dönem Konya’da oturan bir kişi ile ilişkili olabileceği saptandı. Bu kişinin de Afyonkarahisar’daki tanık ifadesinde adı geçen kişiyle aynı olduğu belirlendi. Konya Müzesi Müdürlüğünce bulunan savcılık belgelerinde de Afyonkarahisar’da söz konusu bölgede kaçakçılık eylemlerinin olduğunu ortaya koydu. Bilimsel kanıtlar ve eserin ortaya çıkarıldığı yıllarda bölgede yaşayan görgü tanıklarının ifadeleri ile Afyonkarahisar’daki kaçakçılık olaylarına ilişkin belgeler ile ‘Kybele Heykeli’nin Türkiye’ye ait olduğu kanıtlanmış oldu.

    12 ARALIK’TA İSTANBUL’DA

    Türkiye’nin hızlı ve titiz takibi sonucunda Amerika’da dava görülmeye başlanmadan eser sahibi heykeli uzlaşmacı bir tavır göstererek Türkiye’ye iade etmeyi kabul etti. Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürülerek satın alınan ve İsrailli vatandaş tarafından Amerika’da müzayede evinde satılmak istenen ‘Kybele’, on binlerce kilometre yolculuğunun ardından Türkiye’ye ulaşacak. 1700 yıllık ‘Kybele Heykeli’ Türk Hava Yolları tarafından Amerika’dan ücretsiz taşınarak 12 Aralık’ta İstanbul’a getirilecek. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un tanıtımını 13 Aralık’ta yapacağı heykel İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenecek. Bir adak heykeli olan ‘Kybele’, daha sonra Afyonkarahisar’a yeni yapılacak müzeye taşınacak.

    KYBELE HEYKELİ

    Kybele, prehistorik dönemlerden itibaren Akdeniz Havzası’nda özellikle Anadolu’da bereket ve bolluğun sembolü ve koruyucusu ana tanrıça olarak tapınım görür. Kybele’nin iki yanındaki aslanlar ana tanrıçanın doğa ve hayvanlar üzerindeki hâkimiyetini gösterir. Antik dönem sosyal ve dini yaşamında kişilerin olmuş ya da olmasını diledikleri istekleriyle ilgili ya da inandıkları tanrısal varlığı onurlandırmak üzere tanrı ya da tanrıçalara adak sunmaları yaygın bir gelenektir. Tanrıyı onurlandırmak üzere tapınaklar ya da kutsal alanlara sunulan materyaller ‘adak objesi’ olarak değerlendirilir. Kişinin sosyal ve ekonomik statüsüne göre adak objeleri basit bir taş parçasından gösterişli bir heykele kadar çok çeşitlilik gösterir. Yazıtında da yer aldığı üzere Sideropolisli Asklepiades’ın Oniki Tanrı Ana’ya sunduğu bu Kybele Heykeli bir adak heykelidir. Heykelin kaidesinde bulunan yazıt bölümünde “Hermeios’un oğlu Sideropolis’li Asklepiades adağı Oniki Tanrı Ana’ya dikti” ifadesi yer alıyor.

  • Aspendos Arena Gösteri Merkezi mühürlendi

    Aspendos Arena Gösteri Merkezi mühürlendi

    Antalya’da, Anadolu Ateşi Dans Topluluğu’nun gösterilerinin sahnelendiği Aspendos Arena Gösteri Merkezi, belediye tarafından mühürlendi.

    Serik ilçesi Belkıs Mahallesi’nde bulunan ve yaz aylarında genelde turistlere yönelik gösterilerin yapıldığı Aspendos Arena Gösteri Merkezi, Serik Belediyesi ekiplerince mühürlenerek kapatıldı.

    Topluluğun Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla mühürleme işlemine tepki gösterdi.

    Paylaştığı fotoğrafın altına “Gördüğünüz yazı Aspendos Arena’nın Serik Belediyesi tarafından mühürlendiğinin resmidir” notunu düşüne Erdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “102 ülkede 5000’den fazla gösteri ile Yeni Zellanda’dan Meksika’ya, Şili’ye, Bahreyn’den Sibirya’ya 45 milyondan fazla dünya izleyicisine kültürümüzü ve memleketimizi tanıtmanın hediyesidir. Aspendos Arena sahnesinde her yıl yüzbinlerce turiste kültürümüzü sergilemenin ödülüdür. Dün Ankara Sanat Tiyatrosu bugün bizim tiyatromuz… Tarih bunları unutmayacak. Mücadeleye devam edeceğiz.”

     “Mahkeme kararı uygulandı”

    Serik Belediyesinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise “Belediyenin Aspendos Arena Tiyatrosu’nu mühürlediğine dair sosyal medyada paylaşımlar yer aldığı” belirtildi.

    Açıklamada, “Söz konusu mühürleme işlemi mahkeme kararının uygulanmasından ibarettir. Paylaşım yapan şahısların konuyu yargı nezdinde çözmeleri gerekmektedir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.” ifadelerine yer verildi.

  • Tarihi hastane duvarı için yol kaydırıldı

    Tarihi hastane duvarı için yol kaydırıldı

    Edirne’de Osmanlı’dan miras kalan ve bugüne bir tek duvarı ulaşan Eski Askeri Hastane’nin korunması için önünden geçen yol kaydırıldı.

    Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Yeni İmaret Mahallesi’nde bulunan Eski Askeri Hastane ve Hastane Çeşmesi’nin bulunduğu alanı yıkılma riskine karşı “Koruma alanı” olarak ilan etti.

    Edirne- Sırpsındığı yolu bitişiğinde yer alan tescilli yapının duvarının yıkılma riski taşıması nedeniyle duvarın korunması için önünden geçen yolla ilgili ripaj (yolun kaydırılması) projesi hazırlandı.

    Proje kapsamında Eski Askeri Hastane’nin duvarının önünden geçen yol ulaşıma kapatıldı.

    Hastane duvarı boyunca başka bir şerit açılarak ulaşım bu yönden verildi.

    Böylece yoldan geçen araçların oluşturabileceği risklerin tarihi duvara zarar vermesinin önüne geçildi.

  • 3 bin yıllık tarihi Şamran Kanalı UNESCO yolunda

    3 bin yıllık tarihi Şamran Kanalı UNESCO yolunda

    VAN’ın Edremit Belediyesi, 3000 yıllık tarihi Şamran Kanalı’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması için hazırlıklarını tamamladı.

    Urartu Krallığı döneminde yapılan ve dünya su mühendisliği harikası olarak kabul edilen 51 kilometre uzunluğundaki 3 bin yıllık Şamran Kanalı dünya miras listesine girme yolunda. Urartu Kralı Menua tarafından Van’ın Gürpınar ilçesinden kent merkezine su getirmek için 3 bin yıl önce yaptırılan Şamran Kanalı, günümüzde de varlığını koruyan ve halen kullanılan en önemli Urartu mimarileri arasında bulunuyor. Edremit Belediyesi ‘Urartu Gelişim Koridoru’ proje hazırlığının ardından şimdi de tarihin en eski sulama kanalı olarak bilinen Şamran Kanalı’nın dünya mirası listesine girmesi için UNESCO’ya başvuru yapmaya hazırlanıyor.

    Tarihi kanalın başvurusu ile ilgili açıklamalarda bulunan Edremit Belediye Başkanı İsmail Say, böylesi harika bir yapının miras listesinde yer almasının gerekliliğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Urartu Gelişim Koridoru’ projemizi başlatarak tamamladık. Türkiye’deki ilk yürüyüş rotası Likya Yolu’nun ardından da tamamladığımız proje ile Türkiye’de ikinci olan yürüyüş yolunu Van’a ve bölgeye kazandırmış olduk. Bölgede her yıl Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında bu tarihi kanalı bisikletlerle pedallıyoruz. Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu hafta ile ilgili çalışmalar yapan tek belediyeyiz. Şimdi de 3000 yıllık bu tarihi kanalımızın ‘UNESCO Dünya Mirası’ listesine alınması işlemlerini başlattık. Edremit’imize ve bölgemize şimdiden hayırlı olsun.”

  • Netflix’ten İngiliz Kraliyet ailesine “The Crown” resti

    Netflix’ten İngiliz Kraliyet ailesine “The Crown” resti

    Küresel internet televizyon ağı Netflix, İngiliz Kraliyet ailesinin talebine rağmen, Prenses Diana’nın hayatına ele almaya başlamasının ardından eleştirilen The Crown dizisinin kurmaca olduğuna dair uyarı yayımlamayacağını açıkladı.

    Netflix, 2. Dünya Savaşı öncesinden başlayıp modern tarihteki olayların İngiliz kraliyet ailesinin gözünden anlatan ‘The Crown’ (Taç) dizisine ‘kurgu uyarısı’ koyma talebini reddetti. Netflix’ten yapılan açıklamada, “The Crown’u her zaman bir drama olarak sunduk ve üyelerimizin bunun genel olarak tarihsel olaylara dayanan bir kurgu çalışması olduğunu anladığına inancımız tam. Sonuç olarak, kurmaca olduğuna dair uyarı koyma planımız yok ve buna gerek görmüyoruz” denildi.

    ELEŞTİRİLER NASIL BAŞLAMIŞTI?

    Birçok İngiliz izleyicilerinin beğenisini kazanan dizi, son sezonunda, kıdemli kraliyet ailesi mensuplarının Prenses Diana’ya soğuk ve acımasızca davrandığını öne süren sahneler yer vermeye başlayınca eleştirilerin hedefi olmuştu. İngiliz medyasından Guardian gazetesinden köşe yazarı Simon Jenkins, Dördüncü sezona ‘uydurma ve hakaret içermekle” yönelik eleştirilerini yöneltmişti.