Kategori: Kültür Sanat

  • Dünyada eşi benzeri yok

    Dünyada eşi benzeri yok

    Dünya’da sadece Elazığ’da olan ‘Kahve Fincanı’ Müzesini, bir yılda 300 bin kişi ziyaret ederken, müze, içerisinde bulunan 6 binin üzerinde fincan çeşidi ile Guinness Rekorlar Kitabına girmeye hazırlanıyor.
    Elazığ Turizm, Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı Ahmet Bulut tarafından 2 yıl önce hayata geçirilmesi planlanan Kahve Fincanı Müzesi 29 Ekim 2023 tarihinde cumhuriyetin 100. yılında kapılarını vatandaşlara açmasının ardından yurt içi ve yurt dışından gelen vatandaşların vazgeçilmez duraklarından biri haline geldi.

    Açıldığı tarihten itibaren 300 bin kişinin ziyaret ettiği ‘Kahve Fincanı’ Müzesi, içerisinde bulundurduğu 6 binin üzerinde kahve fincanları ile Guinness Rekorlar Kitabına girmeye hazırlanıyor. Müzede, 1737’de İngiltere’den Osmanlı’ya gönderilen fincan ve Harput kazılarında bulunan 12 hayvanlı Türk takvimli fincan, ünlü fotoğrafçı Ara Güler’e ait kahve fincanlarının yanı sıra 17 Kasım 1937’de Elazığ’ı ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk’ün kahve içtiği fincan da vatandaşlar tarafından en çok beğenilen ürünler arasında yer alıyor.

    ”Dünyadaki tek müzeyiz”
    29 Ekim 2023 tarihinde Harput’ta dernekleri tarafından kurulan müzenin birinci yılını doldurduğunu belirten Elazığ Turizm, Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı Ahmet Bulut, “Bir yıl içerisinde hedefimiz 2 bin 23 fincan toplamaktı ancak şuan da hedefin çok üstündeyiz. Elimizde 6 bini geçen fincanımız var. Tarihi fincanlar toplamaya başladık. Ülkemizin her tarafından hatta yurt dışından dahi fincan gönderen vatandaşlarımız var. Bu fincanları biz de yapım yılları, renkleri ve şekillerine göre, sınıflandırarak sergilemeye devam ediyoruz. Müzemiz Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından özel müzeler arasında belge sahibidir.

    Ziyaretçi sayımız gün geçtikçe artıyor. Açıldığımız günden itibaren yaptığımız anket çalışmalarında yaklaşık 300 bin insanın gezdiğini tespit ettik. Bu durum bizim de hoşumuza giderek bizlere çalışma şevki veriyor. Kahve Fincanı Müzesi olarak Dünya’da ve Türkiye’de tek müzeyiz. Turlar artık gelmeye başladı. Elazığ tarihinde bu yıl alabileceği en yüksek sayıdaki tur sayısını aldı. Bizzat otobüsler müzemizin önüne gelip müzeyi gezdikten sonra ayrılıyorlar. Önümüzdeki yıllar, bu turların daha fazla olması için tanıtım faaliyetlerini sürdüreceğiz” dedi.

    ”Guinness Rekorlar Kitabına girmemiz kesin”
    Müzede olan çalışmaların bitmek üzere olduğunu aktaran Bulut, ”Buradaki ürünleri raporladıktan sonra Guinness Rekorlar Kitabına girmemiz kesindir. Onun için çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bizim elimizde şu anda 6 binin üzerinde fincan var. Çünkü bu rakam günlük değişiyor. Elimizde biriken ve daha isimlerini yazdıramadığımız 100’e yakın fincan var bundan dolayı da net rakam veremiyoruz. Bizim burada fincan getirmeyin deme şansımız yok. Vatandaşlarımız bizlere fincan getirdikleri müddetçe biz o fincanları mutlaka sergileyeceğiz” diye konuştu.

  • Kent tiyatrosu Sınır oyunu ile sahneye çıkıyor

    Kent tiyatrosu Sınır oyunu ile sahneye çıkıyor

    Merkezefendi Kent Tiyatrosu tarafından sahnelenecek olan ‘Sınır’ isimli yetişkin tiyatro oyunu tiyatro severler ile buluşacak.

    İlçe genelindeki çalışmalarını sürdüren Merkezefendi Belediyesi, kültür ve sanat alanındaki etkinliklerine devam ediyor. Belediye bünyesinde 2020 yılında ilk kez kurulan ve bugüne kadar oynadığı birçok oyun ile Denizlililerin beğenisi kazanan Merkezefendi Kent Tiyatrosu, 12 Kasım Salı (bugün) günü saat 20.00’de ‘Sınır’ isimli tiyatro oyunu Merkezefendi Kültür Merkezi’nde sahne alacak.

    Muzaffer İzgü’nün kaleme aldığı ‘Sınır’ isimli tiyatro oyununun konusu ise; evlerinden, sevdiklerinden uzakta, silahların gölgesinde, ülkelerinin sınırını korumakla görevlendirilmiş iki komşu ülkenin askerleri arasında geçen, kara mizah öğeleriyle yüklü, savaş zıttı bir oyun. Oyunların hazırlıklarını tamamlayan tiyatro ekibi, seyircisi ile buluşmayı bekliyor.

  • En iyi öykü kitapları belli oldu

    En iyi öykü kitapları belli oldu

    Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği 9. Antalya Edebiyat Günleri’nde, edebiyatın en canlı alanı olan ‘öykü’ dalında verilen ödüllerin sahipleri belli oldu. En İyi Öykü Kitabı ödülüne “Ne Yeni Ne Başka” ile Ayşen Işık, En İyi İlk Öykü Kitabı ödülüne ise “Kıran Yeli” ile Gülser Kut Arat değer görüldü.
    Antalya’yı edebiyat şehri yapmak ve Antalya’nın edebiyatta daha çok yer almasını sağlamak amacıyla Muratpaşa Belediyesi’nin gerçekleştirdiği Antalya Edebiyat Günleri’nin 9’uncusu, 22-24 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek.

    Edebiyat Günleri bu yıl “Akdeniz ve Barış” temasıyla düzenlenecek olan Antalya Edebiyat Günleri’nin Genel yönetmenliğini Ferruh Tunç yapacak. Antalya Edebiyat Günleri’nin danışma kurulunda ise İbrahim Karaoğlu, Özcan Karabulut, Prof. Dr. Nedret Öztokat Kılıçeri, Ahmet Telli, Nazmi Ağıl, Ali Cengizkan, Tarık Günersel, Tuncer Çetinkaya, Doç. Dr. Serhan Ada ve Gülnur Karaaslan yer aldı. Her yıl öykü dalında yılın en iyilerini belirleyen seçici kurul ise İbrahim Karaoğlu, Özcan Karabulut, Süreyya Köle ve Şenay Eroğlu Aksoy’dan oluştu.

    Bu yılın ödülleri
    Antalya Edebiyat Günleri’nde bu yıl Onur Ödülü, Türk edebiyatında 1990’larda yerini alan kadın edebiyatının öncülerinden Ayla Kutlu’ya takdim edilecek. Yılın En İyi Öykü Kitabı ödülüne, sıradan yaşamların ara sokaklarına sızan, fark edilemeyen ya da fark edilmek istenmeyenleri en ince ayrıntısına kadar gösteren “Ne Yeni Ne Başka” eseriyle Ayşen Işık layık görüldü.

    En İyi İlk Öykü Kitabı ödülü ise “Bizim eskiden geleceğimiz olan şimdiki zamanı nasıl değerlendireceğiz?” sorusunu soran “Kıran Yeli” kitabıyla Gülser Kut Arat’ın oldu. Yazarlara ödülleri, 22 Kasım Cuma akşamı Türkan Şoray’da düzenlenecek törende takdim edilecek. Ödül töreni, Senem Demircioğlu ve İklim Tamkan konseriyle sona erecek. Tören öncesinde İbrahim Karaoğlu küratörlüğünde ve Dilan Kaya koordinatörlüğünde “Akdeniz Akdeniz” isimli karma resim sergisinin açılışı yapılacak. Serginin açılış saati ise 19.00.

    Ercan Kesal, Edebiyat Günleri’nde
    Antalya Edebiyat Günleri, 23-24 Kasım’da Prof. Dr. Erdal İnönü Kent Parkı’nda paneller, söyleşiler, kitap imza saatleri, öykü ve şiir okumalarıyla devam edecek. Antalya Edebiyat Günleri konukları arasında Ercan Kesal, Tarık Günersel, Ahmet Telli, Nazmi Ağıl, Baki Ayhan, Gülümser Çankaya, Altay Öktem, Elçin Sevgi Suçin, Özcan Karabulut, İsa Küçük, Doç. Dr. Serhan Ada, Prof. Dr. Ahmet İnam, Prof. Dr. Nedret Öztokat Kılıçeri, Prof. Dr. İnge Uytterhoeven, Prof. Dr. Mehmet Hakkı Suçin ve Antalyalı birçok yazar ve şair yer alıyor.

  • Tarih Atölyesi’nde geçmişin sırlarına ışık tutuluyor

    Tarih Atölyesi’nde geçmişin sırlarına ışık tutuluyor

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi, tarih meraklılarını geçmişin sırlarına ışık tuttuğu Tarih Atölyesi’nde bir araya getirdi. Prof. Dr. Haşim Şahin’in ilk dersiyle başlayan Tarih Atölyesi, dinleyenleri tarihin derinliklerinde dolaştırarak olaylara farklı bir perspektiften pencereler açtı.
    Sakarya Büyükşehir Belediyesi, tarih ilgililerini bu sezon da bir araya getirerek Tarih Atölyesi’nin kapılarını sonuna kadar araladı. Aziz Duran Parkı’nda bulunan Faik Baysal Kütüphanesi’nde başlayan atölye, daha ilk dersinden yoğun ilgiyle karşılandı.

    Prof. Dr. Haşim Şahin tarih yazımında abartıların ve güç gösterilerinin sıkça görüldüğünü, tarihe tek boyutlu bakış açısıyla yaklaşmanın yanıltıcı sonuçlar doğurabileceğini ifade etti ve “Genellemeler yerine, her dönemi kendi şartlarıyla incelemek tarih bilinci açısından oldukça önemli” vurgusu yaptı.

    Osmanlı hükümdarlarının bireysel özelliklerinden örnekler veren Şahin, “Tarih sadece savaşanlar ve yönetim şekilleriyle sınırlı değildir. Her hükümdarın farklı bir kişiliği, farklı bir yönetim tarzı var. Kimisi savaşı tercih ederken kimisi daha çekingen davranmıştır. Dolayısıyla genellemeler yerine, her dönemi kendi şartlarıyla incelemek tarih bilinci açısından oldukça önemli” diye konuştu.

    Tarih Atölyesi, geçmişin izlerini bugünün ışığında aydınlatmak ve tarihe dair klişeleri sorgulamak isteyenlere ilham oluyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve eğitim projelerinden biri olarak öne çıkan bu atölye, şehirdeki tarih tutkunlarını bir araya getirerek, tarihi ve olaylara karşı eleştirel bir bakış açısı kazanmalarını sağlıyor.

  • Türk müziğinin önde gelen ismi sanatseverlerle buluşuyor

    Türk müziğinin önde gelen ismi sanatseverlerle buluşuyor

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Kasım kültür etkinlikleri çerçevesinde Türk müziğinin önde gelen sanatçılarından Göksel Baktagir ve ekibini Sakaryalı sanatseverlerle buluşturuyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Kasım ayı kültür sanat etkinliklerinin son konuğu Göksel Baktagir ve Galata Quartet olacak. Türk Müziği’nin eşsiz yorumcularından olan ve Klasik Türk Müziği’ne getirdiği modern yorumlarla tanınan Göksel Baktagir, Sakarya’da sevenlerine unutulmaz bir konser verecek.

    Baktagir’in ‘Galata Quartet’ ekibinden Can Olgun, Murat Süngü ve Bülent Elmas gibi ünlü isimlerle birlikte sahneye çıkacak ve geleneksel melodilerle dinleyenlerin kulaklarının pasını silecek. Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, “12 Kasım Salı günü saat 19.00’da Ziya Taşkent Konser Salonu’nda gerçekleştireceğimiz konsere tüm Sakaryalılar, Türk müziğinin önde gelen isimlerinden Göksel Baktagir ve Galata Quartet’in muhteşem performansını izlemek üzere davetlidir” ifadeleri kullanıldı.

  • Bucaklılar’ın 2. dostluk buluşması

    Bucaklılar’ın 2. dostluk buluşması

    Antalya Bucak Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Bucaklılar ve dostlarını düzenledikleri etkinlikte bir araya getirdi. Dernek üyeleri birincisini Mart ayında gerçekleştirdikleri “Dostluk Buluşması” etkinliğinin ikincisini cumartesi akşamı Muratpaşa Belediyesi ASSİM Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezi’nde yaptılar. Bucaklı mahalli sanatçılar Mehmet Şencan, Cafer Kaplan gecede sazları ve sözleriyle geceye renk katarken sanatçılar hem Burdur’a hem de Anadolu’nun çeşitli yörelerine ait ezgileri seslendirdiler.

    Dostluk Buluşmasına Bucaklılar dışında hemşehrim dernekleri başkanları da katıldı. Selamlama konuşması yapan Dernek Başkanı Enver Yiğit Dostluk Buluşmalarına belirli periyotlar halinde devam edeceklerini belirterek, “Davete katılan hemşeri derneği başkanlarımıza , değerli hemşerilerimize ayrıca gecenin hazırlanmasında emeği geçen yönetim kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi. Geceye katılan sanatçılara günün anısına plaket takdim edildi.

  • Kozluk kaya tuzu ve lambası marka patenti alarak tescillendi

    Kozluk kaya tuzu ve lambası marka patenti alarak tescillendi

    Batman Valisi Ekrem Canalp’in desteği ve Kozluk İlçe Kaymakamı Ekrem Güngör koordinesinde başlatılan ‘Kozluk Kaya Tuzu Çeşitlendirme’ projesi çerçevesinde ilçenin tanıtımında önemli bir yere sahip olan kaya tuzu ve lambası Türk Patent ve Marka Kurumunca (TÜRKPATENT) yapılan değerlendirmelerin ardından marka patenti alarak tescillendi.

    Marka patentinin tescillenmesinin ardından açıklamalarda bulunan Kozluk İlçe Kaymakamı Ekrem Güngör; “İlçemiz Derince, Tuzlagözü, Çayhan köyleri ve Çay mevkiinde birçok farklı yerlerde kaya tuzu kaynakları bulunmaktadır ve bu kaynaklar sadece kaya tuzu olarak satılmaktadır. Asırlardır köylülerimiz bu tuzu üretmektedir. Birçok vatandaşımız geçimini bu güzel ve kaliteli kaya tuzunu satarak sağlamaktadır. Köylülerimiz dağlardaki doğal kaynak sularından tuzu, yaz sıcağında uzun uğraşlar sonucu elde ediyor. Alındıkları biriktirme havuzlarında suyun buharlaşmasıyla elde edilen kaya tuzu, köylüler tarafından kimi zaman yol kenarında kimi zaman da çevre il ve ilçelere satılıyor.

    Doğal ortamda kimyasal kullanılmadan üretilen kaya tuzu, özellikle salamura ürünler, kavurma, peynir ve turşu yapımında kullanılıyor. Biz ise 4 asırdır üretimi yapılan bu tuzumuzun katma değeri daha yüksek bir hale getirmek istedik ve tuz üretiminde istihdamı artırmak için Kozluk Kaya Tuzu Çeşitlendirme projesini başlattık. Proje kapsamında ilçemizin kaya tuzundan elde edilen ürün çeşitliliğini arttırmış ve ilçe ekonomisine destek sağlamış olduk.

    Üretilen kaya tuzu lambaları ile kaya tuzu sofralarda olduğu kadar evlerin diğer alanlarında da yerini buldu. Kaya tuzu ve lambasının tescilini alarak ilçemizin tanıtımına da katkı sağladık. Tescilimizin Kozluk halkımıza hayırlı olmasını diliyor ve tüm projelerimize destek veren Valimiz Ekrem Canalp’e teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.

  • Kardeşlerin sanat sevgisi

    Kardeşlerin sanat sevgisi

    Erzurumlu maket sanatçısı Doğan Hattatoğlu, kendisi gibi sanat sevgisi olan iki kardeşiyle birlikte 12 Kasım’da sanatseverlerin karşısına çıkacak.
    Bat Pazarı Caddesindeki Hattatoğlu Sanat Atölyesinde, 12 Kasım günü saat 14.00’te açılacak sergide, maket sanatçısı Doğan Hattatoğlu, kağıt kesme sanatındaki ustalığıyla İbrahim Hattatoğlu ve fırça ile sanatı buluşturan İsmail Hattatoğlu’nun el emeği göz nuru eserleri yer alacak.
    Üç gün sürecek ve 10.00- 18.00 saatleri arasında açık olacak ‘Üç El, Üç Marifet; Kağıt, Fırça, Maket’ sergisinde, Hattatoğlu kardeşlerin farklı sanat dallarındaki ustalıklarına, sanatseverler tanıklık edecek.

  • Çocuklar Balık Hastanesi oyununu çok sevdi

    Çocuklar Balık Hastanesi oyununu çok sevdi

    Gölcük’te Kazıklı Kervansarayı Kültür Yapısı’nda sahnelenen Balık Hastanesi isimli tiyatro oyununu izleyen çocuklar keyifli zaman geçirdi.
    Gölcük Belediyesi’nin tiyatro etkinlikleri kapsamında hafta sonu, “Balık Hastanesi” adlı çocuk tiyatrosu oyunu Kazıklı Kervansarayı Kültür Yapısı’nda sahnelendi. Çocuklar ve ailelerini yoğun ilgi gösterdiği etkinlik renkli görüntülere de sahne oldu. Etkinliğe Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer de katılarak, miniklerin neşeli anlarına tanıklık etti.

  • Tarihi hamamda duygulandıran tesadüf

    Tarihi hamamda duygulandıran tesadüf

    Gölcük’te 18. yüzyılda inşa edildiği bilinen Sultan Baba Hamamı, uzun yıllar atıl vaziyette beklerken, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer’in girişimiyle restore edilip 2021 yılında hat müzesine dönüştürüldü. Kocaeli’nin ilk ve tek hat müzesi olan bu özel mekana, 19. yüzyılda yaşamış Hattat Ali Vasfi Efendi’nin ismi verildi.

    172 eser sergileniyor
    Müze, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer ve Hattat Mahmut Şahin’in öncülüğünde, 74 hattat, 13 müzehhip, 34 ebru ve çini sanatçıları dahil toplam 134 sanatçının katkısıyla titizlikle hazırlandı. Osmanlı’nın da izlerini taşıyan bu müzede 172 eser sergileniyor. Dikkat çeken eserler arasında, 2. Bayezid dönemine ait, külçe bakırın levha haline getirilmesiyle yapılan tarihi kazan ve Ali Vasfi Efendi’nin balmumundan yapılan heykeli de bulunuyor.

    Antikacıdan gelen eser, müzenin simgesi oldu
    Müzede öne çıkan bir diğer eser ise balmumu heykelin önünde sergilenen ve “İnnemâ yahşa’llâhe min ibâdihi’l-ulemâ” (Fatır Suresi 28. Ayet) (Kulları içinden ancak alimler Allah’tan (gereğince) korkar) ayet-i kerimesini içeren çalışma. Tesadüfen bir antikacı tarafından müzeye getirilen bu eserin, yapılan incelemeler neticesinde Hattat Ali Vasfi Efendi’nin yaklaşık 150 yıl önce yazdığı orijinal bir eser olduğu anlaşıldı. Ali Yıldırım Sezer tarafından teslim alınan bu önemli eser müzeye konuldu.

    “Müze yeni ancak bina tarihi”
    Müzenin kuruluşunda emeği geçen tarih araştırmacısı Hüseyin Sert, Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer ve Hattat Mahmut Şahin’in Ali Vasfi İzmidî Hüsn-i Hat Müzesi’ni hayata geçirmek için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtti. Sultan Baba Hamamı’nın depremlerde ağır hasar aldığını söyleyen Sert, “Bu bina temelden tam anlamıyla restore edildi ve yenilendi. Alınan kararların ardından hamamın, hüsn-i hat müzesine çevrilmesine karar verildi. Müze yeni ancak bina tarihi” dedi.

    “Yaklaşık 150 yıllık bir eser”
    Müzede aralarında hüsn-i hat, ebru ve tezhip gibi çalışmaların bulunduğu 172 eserin sergilendiği bilgisini veren Sert, “Bu çalışmalar, geleneksel sanatlarımızın icrasıyla oluşturulmuş eserlerdir. Hepsi takdire şayan, sanatkarlarımızın emeklerini ortaya koyduğu çalışmalardır ancak bana göre en kıymetli eser, Ali Vasfi Efendi’nin kendi yazısıyla yaptığı eserdir. Eser, ‘İnnemâ yahşa’llâhe min ibâdihi’l- ulemâ’ şeklinde ayeti içeriyor. Bu eserin yaklaşık 150 yıllık bir tarihi var” dedi.

    “Duygulanmamak mümkün mü”
    Hüseyin Sert, eserin bir antikacı tarafından getirildiğini anlatarak sözlerine şöyle devam etti:
    “Müze için kapsamlı bir medya çalışması yapılmıştı. Birçok görsel ve anlatım sosyal medyada paylaşıldı. Müze ile ilgili bir haberin alt kısmında, ‘Ali Vasfi İzmidî Hüsn-i Hat Müzesi tamamen bağışlarla oluşturulmuştur. Bağış yapmak isteyenlerin eserleri kabul edilir’ ifadesi yer alıyordu. Bir gün elinde eser bulunan biri gelip ‘Elimde böyle bir eser var, Ali Vasfi Efendi’ye ait olabilir. İnceleyebilir misiniz?’ dedi. Eseri inceledik ve Ali Vasfi Efendi’ye ait orijinal bir çalışma olduğu tespit edildi. Ali Vasfi Efendi’nin vefatından 11 yıl önce yazdığı bir eser. Müze açılırken onun ismine ait orijinal bir eserin gelmesi çok değerliydi. Tabloyu görünce çok duygulandım. Elinizdeki kağıt 150 yıl önce yazılmış. Üstelik Ali Vasfi Efendi, Peygamber Efendimizin (SAV) soyundan gelen Seyyid neslinden. Bu yüzden duygulanmamak mümkün mü?”

    “Ben biraz duygusalım, anlatırken gözlerim doluyor”
    Konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan Sert, müzenin kuruluş aşamasında yaşadıkları birçok hatıranın kendisini etkilediğini belirterek, bir bağışçı ile aralarında geçen hatırasını paylaştı. Sert, “Müzeyi hazırladığımız bir dönemde dinlenme alanında istirahat ederken bir hanımefendi geldi ve ‘Affedersiniz, müze açılıyormuş. Kim ilgileniyor?’ diye sordu. Hocamız kendisiyle ilgilendi. Hanımefendi, ‘Eser topluyor musunuz?’ diye sordu. ‘Evet, sadece bağış kabul ediyoruz’ şeklinde yanıt verdik. Bunun üzerine hanımefendi, ‘Ben hafızım. Babam ve dedem de hafızdı. Küçük boy hafız Kur’an-ı Kerim’im var. Hafızlığımı bu Kur’an-ı Kerim’de yaptım. Babam da hafızlığını bu Kur’an-ı Kerim’de yaptı. Bu kitabı müzeye bağışlamak istiyorum’ dedi. Hepimiz çok duygulandık” ifadelerini kullandı.
    Vatandaşları Ali Vasfi İzmidî Hüsn-i Hat Müzesi’ne davet eden Hüseyin Sert, “Yakın çevrede oturanlar, buralardan gelip geçenler, ecdadımızdan kalan bazı hatıralara değer verenler, akıl yoluyla hareket edenler bu ve buna benzer müzeler ziyaret etsinler. Ziyaretlerle bu müzeler şenlenecek” şeklinde konuştu.

    Ali Vasfi Efendi kimdir
    19. yüzyılda İzmit’te yaşayan ve eserlerinde “İzmidî” mahlasını kullanan Ali Vasfi Efendi, babası Seyyid Hafız Ahmed Efendi gibi hem “Hafız” hem de “Seyyid” unvanlarıyla tanınıyor. Kaynaklarda Gazi Süleyman Paşa Medresesi, Fevziye Medresesi, Pertev Paşa Külliyesi Sıbyan Mektebi, Şeyh Muhiddin Muallimhanesi ve Gebze Çoban Mustafa Paşa Medresesi’nde hem öğrenci hem de öğretici olarak bulunduğu bilgisi yer alan Ali Vasfi Efendi’nin, Kocaeli’de cami, çeşme ve bazı mezar taşlarının kitabesinde imzaları bulunuyor.
    Hocasının Ahmed Hulusi Efendi olduğu bilinen sanatkarın, sülüs-nesih hatlı yazıyı da hocasından öğrenerek icazet aldığı biliniyor. 1890 yılında vefat eden Ali Vasfi Efendi’nin kabri ise Bağçeşme Namazgâh Şehitliğinde bulunuyor.