Kategori: Kültür Sanat

  • Fatih’in portresi yeni yapılacak özel müzede sergilenecek

    Fatih’in portresi yeni yapılacak özel müzede sergilenecek

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Londra’daki müzayededen 6,5 milyon TL’ye satın alınan Fatih Sultan Mehmet tablosunun, belediye bünyesinde yeni yapılacak bir müzede sergileneceği belirtildi.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Fatih Sultan Mehmet portresinin özel bir müzede sergileneceğini, alımın ise İBB’nin ‘koleksiyon edinim bütçesinden’ karşılanacağını açıkladı.

    İstanbul Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat, belediyece satın alınan Fatih Sultan Mehmet portresinin, İBB bünyesinde yeni yapılacak bir müzede sergileneceğini söyledi.

    BBC Türkçe’ye konuşan Polat, alımın, İBB’nin “koleksiyon edinim bütçesinden” karşılanacağını açıkladı.

    Polat, Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “bizzat kendisinin planladığı” bir alım süreci gerçekleştirildiğini söyledi:

    “Müzayedeleri takip ediyoruz, konu basına da yansımıştı. Bizzat kendisi de bu dünyaları (müzayedeleri) takip eder. Kendisinin de çağdaş resim koleksiyonu var.”

    Telefon bağlantısı ile Londra’daki müzayedeye katıldıklarını söyleyen Polat, “Fatih’in tablosu, 16 milyon İstanbullu adına alındı, bütün İstanbulluların koleksiyonu oldu” dedi.

    Polat, tablonun sergilenmesine ilişkin de “Eldeki müzeler yetersiz. Tablo, İBB elindeki sanat koleksiyonu ile birlikte restorasyonunu yaptığımız bir yerde sergilenecek” dedi.

    İstanbul’a getirilişi birkaç gün içerisinde netleşecek olan tablo için 770 bin sterlin bedelin üzerine yüzde 20’lik bir müzayede evi payı ödenerek satın alındığını da kaydetti.

    Polat açık artırma sırasında bir rekabet yaşandığını da açıkladı.

    Christie’s müzayede evi, tabloyu 400 bin ila 600 bin sterlin aralığında açık artırmaya çıkarmıştı.

    PORTRENİN ÖZELLİKLERİ

    Gentile Bellini’nin en önemli resimleri arasında sayılan ve tuval üzerine yağlı boya çalışılmış yapıtın eni 33,4, boyu ise 45,4 santimetre. Tablonun sağ alt köşesinde Latin harfleriyle not düşülen tarih ise 25 Kasım 1480.

    Öte yandan Fatih Sultan Mehmet’in portresinde yer alan ikinci kişinin kim olduğu hala bilinmiyor. Christie’s müzayede salonunda İslam ve Hindu Sanat Eserleri sorumlusu olarak çalışan Sara Plumby’e göre, tablodaki kişinin kim olduğu hakkında iki farklı teori bulunuyor. Bunlardan birincisi ikinci figürün, padişahın üç oğlundan biri olduğu. Ancak, tablodaki ikinci kişinin II. Mehmet ile arasındaki yaş farkının az olması bu iddiayı çürütüyor. Diğer iddianın sahipleri ise tablodaki figürün beyaz tenli ve tıraşlı olmasından yola çıkarak, Batılı bir kişi olduğunu ileri sürüyor.

    Fatih Sultan Mehmet, 1429-1507 yılları arasında yaşayan ressam Bellini’yi 1479 yılında İstanbul’a davet etmiş, resmini yapmasına izin vermeden önce onun yeteneğinden emin olmak için saraydaki farklı kişilerin resimlerini çizdirmişti. Fatih, İtalyan ressamın yeteneklerinden emin olduktan sonra kendi portrelerini çizdirmeye başlamıştı.

  • Muğla'da tedavi edilen martı doğaya bırakıldı

    MUĞLA (AA) – Muğla'nın Bodrum ilçesinde, ayağına misina dolanmış halde yaralı bulunan martı tedavisinin ardından doğaya salındı.

    Göltürkbükü Mahallesi, Hekimköy mevkisinde vatandaşlar hareket etmekte zorlanan bir martı buldu. Yalıkavak Mahallesi'ndeki bir veteriner kliniğine getirilen martı burada muayene edildi.

    Bacağına misina dolanmış halde yaklaşık iki aydır yaşadığı belirlenen martı, ameliyat edildi. Ameliyatın ardından yaklaşık bir hafta klinikte gözlem altında tutulan martı, daha sonra yaralı bulunduğu bölgede yeniden doğal yaşam alanına bırakıldı.

    Bodrum Hayvan Hakları Derneği Başkanı Füsun Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğadaki her canlıya duyarlı olduklarını söyledi.

    Martının gerekli tüm tedavisinin yapıldığını anlatan Uslu, "Duyarlı vatandaşlarımız yaralı martıyı fark edip bize bilgi vermişlerdi. Sürecin başından sonuna kadar emek veren veteriner hekim Fulya Kaya'ya ve kliniğini açan veteriner hekim Zeynel Yücel'e çok teşekkür ederiz." dedi.

  • Muğla doğal güzellikleriyle büyülüyor

    MUĞLA (AA) – DURMUŞ GENÇ – Güney Ege'nin maviyle yeşilin buluştuğu noktalarında büyüklü küçüklü sayısız koya sahip Muğla, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla yerli ve yabancı misafirlerine unutulmaz bir tatil imkanı sunuyor.

    Muğla'da turistik tesisler, mavi yolculuğa çıkan lüks yatlar, günübirlik tur tekneleri yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerinin esnetilmesinin ardından "yeni normal" ve "kontrollü sosyal hayat" olarak adlandırılan yeni dönemde, güvenli ve sağlıklı turizm taahhüdüyle misafirlerini ağırlamaya başladı.

    Tedbirler kapsamında girişe kapatılan dünyaca ünlü sahiller ve plajlar, hijyen tedbirlerinin alınması ve sosyal mesafe dizaynının yapılmasıyla yeniden ziyaretçilerine kapıları açtı.

    Sahip olduğu 1484 kilometre kıyı uzunluğuyla dünyanın dört bir yanından gelen turistlere ev sahipliği yapan Muğla'nın doğal güzellikleri de Anadolu Ajansı (AA) ekibince havadan görüntülendi.

    Görüntülere yansıyan, Muğla ve ilçelerinin sahil ve plajları, yemyeşil ormanlarla kaplı dağların arasına gizlenmiş el değmemiş mas mavi koylar, tarihin derinliklerine götüren antik kentler adeta büyüledi.

    Eşsiz koyları ile teknelerin de vazgeçilmez rotası olan dünyaca ünlü Dalyan Kanalı ve sazlıklar ile Gökova Körfezi’ndeki Akyaka, Kandilli Koyu, Karacasöğüt, Lacivert Koy, İnce Kum Plajı ve Sedir Adasının yer aldığı görüntülerde, Marmaris Körfezi, Bodrum sahilleri, Köyceğiz Gölü, İztuzu Plajı, "ulusal öneme haiz sulak alan" olarak tescil edilen Tuzla Sulak Alanı da mavi ve yeşilin tonlarıyla görsel şölen oluşturdu.

    – "Turizm hareketliliği başladı"

    Kültür ve Turizm Müdürü Zekeriya Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 1484 kilometreyle en uzun kıyı şeridine sahip, doğal güzellikleri ünlü Muğla'nın yeniden ziyaretçilerini ağırlamaya başladığını belirtti.

    Güzellikleriyle "yeryüzü cenneti" olarak nitelenen Muğla'nın eşsiz güzellikteki koylarının yanı sıra önemli kültürel yapılara da sahip olduğunu anlatan Bingöl, şöyle konuştu:

    "Misafirlerine unutulmaz bir tatil imkanı sunan Muğla, maviyle yeşilin birbirini kucakladığı eşsiz güzelliklere sahip bir alan. Bu nedenle her yıl milyonlarca kişi tarafından bu güzellikler geziliyor. Bölgedeki koyları turizm sezonunda yerli ve yabancı çok sayıda iş adamı, devlet başkanı ve sanatçı da geziyor. Kentte her geçen yıl hem mavi yolculuk hem de günübirlik tur teknesi anlamında turizm faaliyetine katılan sayısı da gün geçtikçe artıyor. Kısıtlamaların kaldırılmasıyla turizmde hareketlilik yaşanmaya başladı."

    Bingöl, "Muğla, maviyle yeşilin birbirini kucakladığı eşsiz güzelliklere sahip bir alan. Tatilini geçirmek için gelen turistlerin uğrak noktaları arasında yer alan bölge, ziyaretçilerin turizmin her çeşidini bulabileceği ve gönüllerince bir tatil geçirebileceği zengin bir destinasyon." diye konuştu.

  • Muğla doğal güzellikleriyle büyülüyor

    MUĞLA (AA) – DURMUŞ GENÇ – Güney Ege'nin maviyle yeşilin buluştuğu noktalarında büyüklü küçüklü sayısız koya sahip Muğla, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla yerli ve yabancı misafirlerine unutulmaz bir tatil imkanı sunuyor.

    Muğla'da turistik tesisler, mavi yolculuğa çıkan lüks yatlar, günübirlik tur tekneleri yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerinin esnetilmesinin ardından "yeni normal" ve "kontrollü sosyal hayat" olarak adlandırılan yeni dönemde, güvenli ve sağlıklı turizm taahhüdüyle misafirlerini ağırlamaya başladı.

    Tedbirler kapsamında girişe kapatılan dünyaca ünlü sahiller ve plajlar, hijyen tedbirlerinin alınması ve sosyal mesafe dizaynının yapılmasıyla yeniden ziyaretçilerine kapıları açtı.

    Sahip olduğu 1484 kilometre kıyı uzunluğuyla dünyanın dört bir yanından gelen turistlere ev sahipliği yapan Muğla'nın doğal güzellikleri de Anadolu Ajansı (AA) ekibince havadan görüntülendi.

    Görüntülere yansıyan, Muğla ve ilçelerinin sahil ve plajları, yemyeşil ormanlarla kaplı dağların arasına gizlenmiş el değmemiş mas mavi koylar, tarihin derinliklerine götüren antik kentler adeta büyüledi.

    Eşsiz koyları ile teknelerin de vazgeçilmez rotası olan dünyaca ünlü Dalyan Kanalı ve sazlıklar ile Gökova Körfezi’ndeki Akyaka, Kandilli Koyu, Karacasöğüt, Lacivert Koy, İnce Kum Plajı ve Sedir Adasının yer aldığı görüntülerde, Marmaris Körfezi, Bodrum sahilleri, Köyceğiz Gölü, İztuzu Plajı, "ulusal öneme haiz sulak alan" olarak tescil edilen Tuzla Sulak Alanı da mavi ve yeşilin tonlarıyla görsel şölen oluşturdu.

    – "Turizm hareketliliği başladı"

    Kültür ve Turizm Müdürü Zekeriya Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 1484 kilometreyle en uzun kıyı şeridine sahip, doğal güzellikleri ünlü Muğla'nın yeniden ziyaretçilerini ağırlamaya başladığını belirtti.

    Güzellikleriyle "yeryüzü cenneti" olarak nitelenen Muğla'nın eşsiz güzellikteki koylarının yanı sıra önemli kültürel yapılara da sahip olduğunu anlatan Bingöl, şöyle konuştu:

    "Misafirlerine unutulmaz bir tatil imkanı sunan Muğla, maviyle yeşilin birbirini kucakladığı eşsiz güzelliklere sahip bir alan. Bu nedenle her yıl milyonlarca kişi tarafından bu güzellikler geziliyor. Bölgedeki koyları turizm sezonunda yerli ve yabancı çok sayıda iş adamı, devlet başkanı ve sanatçı da geziyor. Kentte her geçen yıl hem mavi yolculuk hem de günübirlik tur teknesi anlamında turizm faaliyetine katılan sayısı da gün geçtikçe artıyor. Kısıtlamaların kaldırılmasıyla turizmde hareketlilik yaşanmaya başladı."

    Bingöl, "Muğla, maviyle yeşilin birbirini kucakladığı eşsiz güzelliklere sahip bir alan. Tatilini geçirmek için gelen turistlerin uğrak noktaları arasında yer alan bölge, ziyaretçilerin turizmin her çeşidini bulabileceği ve gönüllerince bir tatil geçirebileceği zengin bir destinasyon." diye konuştu.

  • Minik Miran Asaf, dağcı babasıyla zirvelere tırmanıyor

    IĞDIR (AA) – BÜLENT MAVZER – Iğdır'da, dağcı amcası ve babasına özenen 4 yaşındaki çocuk, en zorlu dağlara zirve yapıyor.

    Kentte yaşayan 4 yaşındaki Miran Asaf Akkuş, amcası Muhammed Akkuş ve babası İbrahim Akkuş'un dağcılık sevdasından ilham alınca düzenlenen tırmanış etkinliklerine katılmak istedi.

    Doğa sporlarına uygunluğuyla bilinen Iğdır'daki birçok dağa tırmanmaya başlayan küçük Miran Asaf, zirvelerle tanıştığı günden beri amcası ve babasıyla adeta dağların tozunu attırıyor.

    Bazen amcasının sırtında, bazen de kendi emekleriyle zirvelere ulaşan Miran Asaf, bölgedeki dağların zirvelerine tırmanmanın tadını çıkartıyor.

    Dağcılar arasında, dünyanın en büyük ikinci dağı olması sebebiyle zorlu tırmanışıyla bilinen K2 dağına benzetilen Tuzluca ilçesindeki Tekelti Dağı'na da zirve yapan küçük Miran Asaf, yetişkinlerin dahi çıkmaya zorlandığı bu dağa çıkmanın keyfini yaşadı.

    Tamamı teknik tırmanış gerektiren dağa tırmanan Miran Asaf, zirveye varınca da "İyi ki doğdun anne" yazılı pankart açarak annesinin doğum gününü kutladı.

    Miran Asaf'ın amcası Muhammed Akkuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeğenini çocukluğundan dağcı olarak yetiştirdiklerini söyledi.

    Yeğeninin gelecekte önde gelen doğa sporcularından olacağına inandığını belirten Akkuş, "Ben yıllarca yurt dışı ve yurt içinde çeşitli dağlara tırmandım. Bunlar kardeşimde ve oğlu Miran'da önemli bir yer edindi. Sonra kardeşim benimle tırmanmaya başladı. Daha sonra ise oğlu, yani yeğenim de tırmanmak isteyince onu da yanımıza alarak zirvelere ulaşmaya başladık." dedi.

    Miran Asaf'ın bu yaşta dahi oldukça başarılı dağcı olduğunu aktaran Akkuş, "Baktık ki dağcılığa büyük bir heves duyuyor, biz de yanımıza alarak dağlara çıkarmaya başladık. İlk tırmanışında Iğdır'daki 3 bin 200 rakımlı Zor Dağı'nın yarısına kadar tırmandı, ardından dağcılığı sevmeye başlayınca tırmanış yapmaya başladık. Zamanla birçok dağa zirve yaparak daha da gelişmesini sağladık." diye konuştu.

    – "Uluslararası tırmanışlar yaprak Türkiye'yi temsil edeceğiz"

    Hedeflerinin, Miran Asaf'ın ileride Türkiye'yi temsil edecek bir dağcı olması olduğunu ifade eden Akkuş, şunları söyledi:

    "Bugün annesinin doğum günü olduğu için tırmanış yaptık. Tekelti Dağı 'doğunun K2'si' olarak bildiğimiz, bölgemizde teknik tırmanış isteyen bir dağ. Yeğenim buraya tırmanan ilk çocuk dağcı oldu. Önümüzdeki yıllarda inşallah onunla uluslararası tırmanışlar yaprak Türkiye'yi temsil edeceğiz. Dağcılık güzel bir spor, buradaki amacımız çocuklarımıza doğa sporlarını sevdirmektir."

    Türkiye'nin en zorlu dağlarından olan Tekelti Dağı'na tırmanan Miran Asaf Akkuş da dağlarda mutlu olduğunu ve bu spora devam edeceğini söyledi.

  • Bursa Açık Hava Tiyatrosu festivale hazırlanıyor

    Bursa Açık Hava Tiyatrosu festivale hazırlanıyor

    Bir taraftan korona virüs salgınıyla etkin mücadele ederken, diğer taraftan da ulaşımdan altyapıya, spordan kültür sanata kadar her alanda hizmetlerini kesintisiz sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu yıl yaz sonu yapılması planlanan 59’uncu Uluslararası Bursa Festivali’ne ev sahipliği yapacak Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda tadilat çalışmasına başladı. Dönemin Belediye Başkanı merhum Ekrem Barışık tarafından 1983 yılında yaptırılan ve ilk kez 7 Temmuz 1983’te 22’nci Uluslararası Kültür ve Sanat Festivaline ev sahipliği yapan Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu, 37 yıldır festivalin vazgeçilmez adresi oldu. Her yıl festival öncesi bakıma alınan Açık Hava Tiyatrosu, bu yıl korona virüs salgını nedeniyle yaz sonu yapılması düşünülen 59’uncu Uluslararası Bursa Festivaline hazırlanıyor.

    Yeni Açıkhava Tiyatrosu

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, yıllardır Uluslararası Bursa Festivali’nin nabzının attığı yer olan, 3500’ü koltuklu ve 1500’ü ayakta olmak üzere 5 bin kişi kapasiteli Açık Hava Tiyatrosu’nda yapılan tadilat çalışmalarını yerinde inceledi. Açık Hava Tiyatrosu’nun bugüne kadar yüzlerce yerli ve yabancı misafir sanatçıyı ağırladığını ifade eden Başkan Aktaş, “Kulisi gezip, duvardaki fotoğrafları da gördük. Açıkçası biraz da duygulandık. Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfımızla da görüştük. Burayı yıkıp, tekrar yapmak yerine eksiklerini giderip, tadilatını yapmayı uygun gördük. Çünkü biliyorsunuz ki biz bu dönem yepyeni bir gösteri merkezi, bir Açık Hava tiyatrosunu Bursa’mıza kazandırmak istiyoruz. Bursa’mız 3 milyonu aşan nüfusuyla, renkli sosyal kültürel yapısı ile bunları ziyadesiyle hak ediyor. Dolasıyla o proje tamamlanana kadar burası hizmet verecek. Ondan sonra da burası yoğun olarak kullanılacak. Derneklerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın çeşitli etkinlik ve aktiviteleri var. Burası onlara hizmet verecek” dedi.

    Önce sağlık

    Yaz sonu yapmayı hedefledikleri festival için Açık Hava Tiyatrosu’nda tadilat yaptıklarını, zeminden koltuklara kadar bir yenilemenin yapılacağını ifade eden Başkan Aktaş, “Bu yıl biliyorsunuz korona virüs salgını yüzünden uluslararası bağlantısı olduğu için Altın Karagöz Halk Dansları Yarışmasını yapmayacağız. Ancak festivalimizi yapmak istiyoruz. 58 yıldır hiçbir kesintiye uğramamış. Ağustos sonu Eylül başı Festivali planlıyoruz. Ama yine de Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri, Sağlık Bakanlığı’mızın talimatları ve öngörüleri bizim için çok önemli. Biz isteriz ki, kütür sanat faaliyetlerini icra ederken, hiç kimsenin sağlığına, hayatına sıkıntı verecek bir durum ortaya çıkmasın” diye konuştu.

    Başkan Aktaş, tadilat çalışmalarının Temmuz ayı başında tamamlanacağını, yapılacak ilk etkinlikte ise Bursalıların daha konforlu bir Açık Hava Tiyatrosu ile karşılaşacaklarını da sözlerine ekledi.

  • Bursa’da yerel ti̇yatroların sorunlarını ele alındı

    Bursa’da yerel ti̇yatroların sorunlarını ele alındı

    Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu, Bursa’daki yerel tiyatro topluluklarını Yüzüncüyıl Eğitim ve Sanat Merkezi’ndeki Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu toplantı salonunda bir araya getirdi. Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Ali Düşenkalkar öncülüğünde düzenlenen toplantıya, Bursa’daki 15 yerel tiyatro topluluğunun oluşturduğu Bursa Tiyatro Platformu katıldı. İlk kez gerçekleşen tanışma toplantısında öncelikle yerel tiyatroların sorunları ele alındı. Toplantıda ayrıca koronavirüs salgını nedeniyle 1 Temmuz’a kadar faaliyetlerine ara veren tiyatroların bundan sonraki süreçte neler yapacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.

    Ayrıca Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu’nun yeni süreçte çocuk tiyatrosu ve gençlik tiyatrosu konusunda yerel tiyatro topluluklarına nasıl destek verebileceği ve ortak üretim adına atılacak adımlar da konuşuldu.

  • Karacabey’de yeni̇ şehi̇r kütüphanesi̇ hedefi̇

    Karacabey’de yeni̇ şehi̇r kütüphanesi̇ hedefi̇

    Karacabey Sadık Yılmaz İlçe Halk Kütüphanesi Müdürü Sedat Özden ile bir araya gelen Belediye Başkanı Ali Özkan, kütüphanenin işleyişinin ve imkanlarının daha kullanışlı hale getirilmesine yönelik fikir alışverişinde bulunurken, ilçeye yakışacak standartlarda yeni bir kütüphane kurulması için de çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

    Normalleşme süreci ile birlikte, Karacabey’de 1 Haziran’dan itibaren yeniden faaliyete geçen şehir kütüphanesi, pandemi dolayısıyla kapasitesinin 4’te 1’i kadar ziyaretçi kabul ediyor. Belediye ekiplerince tüm süreç boyunca sık sık dezenfekte işleminden geçirilen kütüphanede, hijyen açısından da konulan el dezenfekte aparatlarıyla, ziyaretçilerin sağlık konusunda sıkıntı yaşamaması sağlanıyor.

    Pandemi kısıtlamalarına rağmen faaliyetler sürüyor

    Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Kütüphane Müdürü Sedat Özden yaptığı açıklamada, “80 kişilik kapasitemiz var ancak pandemi sürecinde sadece 20 kişiyi aynı anda misafir edebiliyoruz. Bunun dışında tüm faaliyetlerimiz devam ediyor. Ödünç kitap, internet ve bilgisayarlarımız ziyaretçilerimizin hizmetinde. İlçemiz kapasitesine kıyasla, mevcut bina bize yeterli değil. Bununla ilgili neler yapılabilir? noktasında belediye başkanımızla güzel bir görüşmemiz oldu. Bunun yanında, ilçemize daha iyi hizmet verebilmek adına düşüncelerimizi ve önerilerimizi paylaştık. Yine kütüphane ve kitap okuma alışkanlıklarını daha da artırabilmek adına düşüncelerimizi paylaştık” dedi.

    Belediye Başkanı Ali Özkan da yaptığı açıklamada, “İlçemiz adına kütüphanemiz için neler yapılabilir, kütüphaneye vatandaşlarımızı daha çok nasıl çekebiliriz ve çocuklarımıza kütüphane ve kitap alışkanlığını nasıl sağlayabiliriz? gibi çeşitli konuları gündeme aldık. Belediye olarak, pandemi süreci ve öncesinde her türlü desteğimizi sağladık ve buna devam ediyoruz. Umarım, ilçemiz standartlarına uygun ve daha ferah bir yerde, yeni ilçe kütüphanemizi kurabiliriz” dedi.

  • 800 yıllık kemerler, zamana meydan okuyor

    800 yıllık kemerler, zamana meydan okuyor

    Roma döneminde İzmit’in su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen bin 800 yıllık su kemerleri ve köprüler, ormanların için ayakta kalmak için direniyor.

    Roma İmparatorluğu tarafından işgal edildikten sonra nüfusu artan İzmit’in su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen su kemerleri bin 800 yıldır ayakta duruyor. Milattan sonra 200’lü yıllarda Paşasuyu, Topçuoğlu, Kayapınarı ve Yenimahalle su yollarından İzmit’e su taşıması için inşa edilen su kanalları, su kemerleri ve köprüler zamana meydan okuyor.

    İzmit ilçesinin kuzey kesimlerinde bulunan ormanlar, bin 800 yıllık tarihi saklıyor. Bizans ve Osmanlı döneminde 30 kilometre boyunca kente su taşıyan su yollarındaki toplam 23 adet köprüden birçoğu depremler ve afetler nedeni ile yıkılırken, su kemerlerinin de birçoğu tahrip oldu. Ayakta kalan köprü ve su kemerlerinin bakımsız olduğu ve yıkılmaya yüz tuttuğu gözlemlendi.

    İzmit’te bulunan vadilerde, ağaçların ve sarmaşıkların çevresini sardığı bin 800 yıllık tarihi yapılar, havadan görüntülendi.

  • İletişim Başkanlığı’ndan İstanbul Yeditepe Konserleri açıklaması

    İletişim Başkanlığı’ndan İstanbul Yeditepe Konserleri açıklaması

    İnternette yayınlanan ve internette birçok haber konu olan İstanbul Yeditepe Konserleri hakkındaki iddialara ilişkin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı yazılı açıklamada bulundu.

    Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen “İstanbul Yeditepe Konserleri”ne ilişkin, yalan ve çarpıtma içeren yorum ve haberler hakkında bir açıklama yapılması gereği görülmüştür.

    Devletimiz, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele sürecinde alınan tedbirlerden etkilenen bütün bireylere ve sektörlere yönelik geniş bir yelpazede çok boyutlu ve kapsayıcı destekler sağlamıştır.

    Tek tek bireylere sunulan maddi destek başta olmak üzere, perakendeden ulaşıma, sanattan spora kadar birçok sektör ve kesim desteklenmiş, ülkemizin ve milletimizin bu süreci en az etkiyle atlatmasına gayret gösterilmiştir.

    Bu süreçten en çok etkilenen sektörlerin başında gelen müzik sektörü de yalnız bırakılmamıştır.

    Bu kapsamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla Kovid-19 ile mücadele tedbirleri nedeniyle evde kalmak zorunda olunan dönemde müzik camiasına destek amacıyla bir dizi konser etkinliği başlatılmıştır.

    Böylece hem sektörün çarklarının yeniden dönmesi sağlanmış hem de milletimizin müzisyenlerle ve kültür-sanat etkinlikleriyle buluşmasına imkân doğmuştur.

    İletişim Başkanlığı koordinasyonunda 23 Nisan’da “7 Tepeden 7 Kıtaya” konseriyle başlayan, 19-26 Mayıs’ta “Türkiye’nin Kültür Hazineleri Sahnesinde Evde Bayram Konserleri” ile devam eden programa, normalleşme sürecinde “İstanbul Yeditepe Konserleri” adlı yeni bir konser serisi eklenmiştir.

    9 Haziran’da başlayan ve bir ay boyunca her gün gerçekleştirilecek “İstanbul Yeditepe Konserleri”nde yaklaşık 60 sanatçı sahne alacaktır.

    Devletimizin sanatın ve sanatçının her zaman yanında olduğunu bir kez daha gösterdiği bu konserler sayesinde, müzisyeninden ses ve ışık teknisyenine, sahne amirinden teknik personele kadar binlerce sektör çalışanı için 3 ay sonra yeniden istihdam imkanı doğmuştur.

    Ne yazık ki bazı sosyal medya hesapları ve haberlerde “İstanbul Yeditepe Konserlerinin 30 milyon liraya mal olduğu” şeklindeki bir yalanla etkinlikler karalanmaya çalışılmaktadır. Bu iddialar kesinlikle gerçek dışıdır.

    Bu gerçek dışı söylentilerle konserlerin arkasındaki binlerce müzisyen, sektör çalışanı ve onların emekleri de yok sayılmaktadır.

    Konserler için toplam 5 binin üzerinde sanatçı, müzisyen, çalışan emek vermiş ve alın teri dökmüştür.

    Bu gerçeğe rağmen, sosyal medya başta olmak üzere diğer medya mecralarında İstanbul Yeditepe Konserlerine ilişkin asılsız iddia, yalan ve çarpıtma ile algı operasyonu yapanlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır.

    Nefretleriyle örülü karanlıklarında gerçekleri perdelemeye çalışanlar bilmelidir ki MÜZİK SUSMAZ!

    “Devletimizin tüm kesimleri kucaklayarak başlattığı ekonomik ve sosyal destek kampanyaları tüm dünyanın takdirini kazanmıştır”

    İstanbul Yeditepe Konserleri’ne ilişkin açıklamada bulunan İletişim Başkan Yardımcısı Çağatay Özdemir şunları kaydetti:

    “Pandemi sürecinde devletimiz verdiği desteklerle her sektörün yanında olmuş ve milyonlarca vatandaşımıza şefkat elini uzatmıştır. Salgın stresini biraz olsun unutturmak ve müzik sektörüne destek amacıyla organize ettiğimiz konserlerimize yönelik yalan ve iftiralara cevabımızdır.

    Devletimizin sektör ayırımı yapmadan tüm kesimleri kucaklayarak başlattığı ekonomik ve sosyal destek kampanyaları ve başarılı süreç yönetimi tüm dünyanın takdirini kazanmıştır. Her sektördeki emekçi kardeşlerimizin hakkını gözetmek ve korumak devletimizin aslî görevidir.

    Milletimizin salgın nedeniyle içinde bulunduğu sıkıntılı ortamı bir nebze olsun hafifletmek ve uzun zamandır durgun olan müzik sektörüne destek olmak amacıyla düzenlediği konserleri siyasi malzeme olarak kullanmak samimiyetten uzak bir eylemdir.

    Her sektöre destek olduğumuz gibi müzik sektörüne de destek olmak ve o sektördeki emekçilerin ailelerini düşünmek bir mecburiyettir. Emekçileri sadece kirli siyasetlerine alet edebildikleri sürece seven sözüm ona emekçi dostu çevreler bir kez daha gerçek yüzünü göstermiştir.

    Buradan tekrar ifade etmek isterim ki her sektörün yanında olduğumuz gibi sanat emekçilerimizin de yanında olmaya devam edeceğiz. #MüzikSusmayacak”