Kategori: Kültür Sanat

  • Ücretsiz saz kursuna yoğun ilgi

    Ücretsiz saz kursuna yoğun ilgi

    Hem yaz hem kış döneminde vatandaşlara alternatif sosyal ve eğitici kurslar düzenleyen Çukurova Belediyesi’nin ücretsiz olarak açtığı sanat kurslarına vatandaşların ilgisi büyük oldu.

    Atatürk Kadın Yaşam Köyü’nde halk ozanı ve bağlama ustası Özgür Aktan tarafından verilen saz kursu eğitimlerine katılan Çukurovalılar, ilk kez bir enstrümanla tanışmanın mutluluğunu yaşadı.
    Çukurova’yı sanatla buluşturmaya devam edeceğiz

    Sosyal Belediyecilik anlayışını yaz kış demeden devam ettirdiklerini söyleyen Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay, binlerce vatandaşın ücretsiz olan yaz ve kış kurslarına gösterdiği ilginin kendilerini mutlu ettiğini ve Çukurovalıyı sanatla, sporla buluşturmaya devam edeceklerini ifade etti.

    Başkan Kozay, belediyenin birçok tesislerinde aerobik, zumba, pilates, yoga, dans, İngilizce, gitar gibi pek çok alanda her yaştan Çukurovalıya hitap eden kurslar açtıklarını belirterek, “Her kursumuz gibi saz kursumuz da halkımızdan yoğun ilgi görüyor.

    Türkü söyleyenden kötü insan çıkmaz, burada Çukurova Belediyesi olarak kalplere, ruhlara, tellere dokunuyoruz. Kayıtlarımız devam ediyor, sanata ilgisi olan tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz” dedi.

  • 500 binden fazla ziyaretçi fuarda

    500 binden fazla ziyaretçi fuarda

    Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, 9. Uluslararası Kitap Fuarı’nın kapanış gününde fuarın düzenlendiği KAFUM’u ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Başkan Görgel’e, fuar ziyaretinde eşi İlknur Görgel de eşlik etti.

    Fuarda yer alan stantları tek tek dolaşan Başkan Görgel, yazarlarla ve yayınevlerinin temsilcileriyle sohbet etti.

    Vatandaşlarla yakından ilgilenen Başkan Görgel, çocuklara ayrı bir önem gösterdi. Minik ziyaretçilere hediye çekleri dağıtarak onları sevindiren Görgel, fuarın özellikle çocukların kitapla buluşmasında oynadığı rolün önemine dikkat çekti.

    Ziyaretinin ardından basına açıklamalarda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, 9. Uluslararası Kitap Fuarı’nın şehre olan etkisinden büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Görgel, “Bugün Kitap Fuarı’mızın son günü.

    Biz de son gününde fuarımızı ziyaret edelim dedik. Gerçekten çok yoğun bir kalabalık var. Nitelikli bir fuarı bugün itibariyle geride bırakıyoruz.

    Çevre illerden de binlerce misafirimizi fuarımızda ağırladık. Misafirlerimizle sohbet ettiğimizde gerçekten fuara yönelik çok olumlu geri dönüşler aldık.

    Açıldığı günden itibaren 500 binden fazla vatandaşımızı fuarımızda ağırladık. Bu sayı bizim için mutluluk verici.

    Şehrimizi tanıtacak bu tür organizasyonları vatandaşlarımızla buluşturmaya devam edeceğiz. Fuarımızı ziyarete gelen tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum” cümlelerini kaydetti.

  • Lületaşı camiası dijitalleşmekte zorlanıyor

    Lületaşı camiası dijitalleşmekte zorlanıyor

    Ticari olarak işlenebilir lületaşı yataklarının neredeyse tamamının Eskişehir’de bulunduğu biliniyor. Lületaşından üretilen süs eşyası ve pipo gibi ürünler ise kentin simgelerinden olan Tarihi Odunpazarı Evleri Bölgesi’nde satılırken, ustalar 2024 yılının turizm sezonunda bekledikleri ilgiyi göremediklerini söyledi.

    Günümüzde lületaşı sanatını yaşatmaya devam eden ustalardan birisi olan Erol Güler, Odunpazarı’nın eskisi gibi olmadığını ve bölgenin turizmi açısından endişelendiklerini belirtti.

    Ayrıca bu durgunluğun yanı sıra kendilerinin dijitalleşmek konusunda da sıkıntılar yaşadıklarından bahseden Güler, lületaşının özellikle pipo üretimi için kullanılması nedeniyle çoğu sosyal medya uygulamasında reklam bile veremediklerine dikkat çekerek ticari ağın genişlemesi için bazı adımlar atılabileceğini dile getirdi.

    “Odunpazarı’nda artık eskisi gibi kalabalık yok”
    Bu yılın turizm sezonunda hiçbir şeyin umdukları gibi olmadığını söyleyen lületaşı ustası Erol Güler, “Turizm sezonumuz kapalı geçti.

    İnsanların Eskişehir’e gelmemesi gibi bir hal oluştu. Biz sezona göre bir hazırlıklarımızı yapmıştık ama maalesef düşündüğümüz gibi olmadı, turizm çok ölü bir vaziyette geçti.

    Okulların açılması ve üniversite öğrencilerinin buralara gelmesiyle piyasa yeniden canlanır gibi olmuştu, bir süre sonra o da duraksadı. Odunpazarı’nda artık eskisi gibi kalabalık yok” dedi.

    “Bizim dijitalleşme üzerindeki çalışmalarımızın uzun yıllar alacağına inanıyorum”
    Turist azınlığının yanı sıra lületaşı camiasının dijitalleşen dünyaya uyum sağlayamadığını da ifade eden Güler, “Lületaşı her işe yarayabilecek bir maden olmasına rağmen tütün mamülleri üzerinden pazarı dönüyor. Bu yüzden sosyal medyada dahi reklam yapamıyoruz.

    Durum böyle olunca biz dijitalleşmek konusunda çok zorluklar çekiyoruz. Online mağazalarda satış yapmayı deniyoruz ancak oralarda da ciddi ücretler isteniyor. Bu sitelerde fazla paralar harcanıyor, eliniz boş dönebiliyorsunuz. Bizim dijitalleşme üzerindeki çalışmalarımızın uzun yıllar alacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

  • Diyarbakır 8. Kitap Fuarı başladı

    Diyarbakır 8. Kitap Fuarı başladı

    Diyarbakır 8. Kitap Fuarı, 216 marka, yayınevi ve sivil toplum kuruluşuna ev sahipliği yaparak kitapseverlere kapılarını açtı.

    Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın destekleriyle gerçekleştirilen fuar, edebiyat ve yayıncılık dünyasını Diyarbakır’da buluşturuyor. Etkinlik, sadece yerel halkı değil, çevre illerden ve ülkenin farklı bölgelerinden gelen ziyaretçileri de ağırlamayı amaçlıyor.

    Fuarda; panel, söyleşi, atölye çalışması ve çocuk etkinliklerinden oluşan toplamda 90 kültür etkinliği düzenlenecek. 9 gün boyunca sürecek bu fuar kapsamında 400’den fazla yazar ve edebiyat insanı, okurlarıyla buluşma fırsatı yakalayacak.

    Açılışta konuşan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve sivil toplum kuruluşları, kitap fuarının sürdürülebilirliğinin önemli bir sorumluluğunu görmeleri gerektiğini söyledi.

    Yayınevlerinin Diyarbakır’a gelmek için fedakarlıkta bulunduklarının da farkında olduklarını belirten Kaya, “Bizim fuarımız, Mezopotamya fuarı. 9 gün boyunca sadece Diyarbakır değil, Van, Hakkari, Erzurum, Erzincan, Batman, Mardin’den gelip fuarı ziyaret edecekler. Evet, en büyük teşekkürümüz 216 yayınevine. Diyarbakır’a gelmenin zor olduğunu biliyoruz. 400’den fazla yazarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.

    Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak ise bugünden itibaren hazır olduklarını ifade ederek, “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak sözünü verelim.

    Önümüzdeki sene Kasım 2025’te kentimizdeki tüm bileşenlerle bu fuarı başka fiziki mekan olmak üzere sarıp sarmalayan fuarlar gerçekleştirmeli. Hakikaten çok istiyoruz” diye konuştu.

    Ziyaretçilerden Hasan Hasten, “Mardin Mazıdağı’nda yaşıyoruz. Eşim ve kızımla bugünkü kitap fuarına geldim. Kızıma hikaye kitapları bakıyoruz. Onunla burada hoş bir vakit de geçirmiş oluyoruz” şeklinde konuştu.

    Lise öğrencisi İlknur Aydın, fuarın gayet güzel olduğu değerlendirmesinde bulunarak, “Bazen kitaplara ulaşamıyoruz. Fuarlar sayesinde kitaplara ulaşabiliyoruz ve istediğimiz yazarlar gelebiliyor” ifadelerini kullandı.

    Bingöl’den gelen Emine Kartal ise, “Kitap fuarı için geldik. Ortam çok güzel, kitap okumayı sevdiğimiz için buradayız. Aradığımızdan fazlası var” dedi.

  • Kümbet’i asıl kimliğine kavuşturacağız

    Kümbet’i asıl kimliğine kavuşturacağız

    Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Oltu ilçesinde bulunan Mısri Zinnun Kümbeti’nde incelemelerde bulunarak ecdat yadigarının restore edileceğini söyledi.

    Erzurum’ un Oltu ilçesinde yer alan Mısri Zinnun Kümbeti, Oltu Kalesi’nden sonra ilçedeki en eski tarihi eser olma özelliği taşıyor. Vali Mustafa Çiftçi, Oltu ziyaretinde Mısri Zinnun Kümbeti’ni inceledi ve kümbet hakkında Oltu Belediye Başkanı’ndan bilgiler aldı.

    Vali Mustafa Çiftçi, “Oltu ilçemizin tarihi mekanlarından birisindeyim. Burası Zinnuni Mısri Kümbeti. Buranın mevcut durumuna incelemelerde bulundum. Erzurum’da da birçok kümbeti incelemiştim. Burayı da yerinde gördüm.

    Rölöve Müdürlüğümüzü göndereceğim. Onlar restorasyon projelerini yapacaklar ve tekrar orijinal haline kavuşturmak için inşallah bir çalışma yürüteceğiz. Burası güzel bir mekan. Erzurum aynı zamanda kümbetleri ile meşhur bir şehir.

    Ahlat’ta olduğu gibi burayı da tarihi ve aslı hüviyetine kavuşturmak için gerekli gayreti, çabayı göstereceğiz” dedi.

    Mısri Zinnun Kümbeti’nin tarihçesi
    Mısri Zinnun, hicri üçüncü asırda Mısır’da yaşamış ve orada hayata gözlerini yummuş bir mutasavvıf. Kümbette yatan kişi ise bu tarihten üç asır sonra yaşayan ve ismi bilinmeyen bir şehit.

    Mısri Zinnun Kümbeti’nin kitabesinde şehidin vefat tarihi olarak 1226 yılı yazıyor ancak kitabenin bir kısmı aşınmış olduğundan, şehidin ismi okunamıyor.

    Kümbette medfun olan şehidin, 1226 yılında bölgeye Harzemşahlar tarafından düzenlenen İslamlaştırma seferleri esnasında şehit olduğu ve Celaleddin Harzemşah’ın komutanlarından biri olduğu düşünülüyor.

    Yöreye özgü kırmızıya yakın ve bej renkteki taşlardan yapılmış olan Mısri Zinnun Kümbeti, yuvarlak planlı bir yapı olup, konik bir örtü ile üzeri örtülmüş.

  • ‘Misafir’ oyunu emekliler için sahnelendi

    ‘Misafir’ oyunu emekliler için sahnelendi

    Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Emekli Evi Üyeleri, Mezitli Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Misafir’ isimli tiyatro oyununu izledi.

    Bilgesu Erenus tarafından kaleme alınan ‘Misafir’ adlı tiyatro eserinin yönetmenliğini Antalya Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Alpay Aksum üstlendi. Genel Sanat Yönetmenliğini Ozan Erdönmez’in yaptığı ve 14 Kasım’da prömiyeri yapılan ‘Misafir’ adlı tiyatro oyunu, perdelerini bu kez 300’ü aşkın Emekli Evi üyesi için açtı.

    “300’ü aşkın vatandaşımız, bizimle birlikte oyun dünyamıza ortak oldular”
    Mersin Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve Sanatçısı Ozan Erdönmez, ‘Misafir’ isimli oyunun 14 Kasım 2024 günü prömiyerini gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Oyunun prömiyeri sonrasında ilk kez Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan Emekli Evinde bir matine oyunu olarak gerçekleştirildiğini vurgulayan Erdönmez, “Yaş almış vatandaşlarımızın mutluluğu bizler için çok önemli ve değerli.

    İyi ki buraya geldiler ve bizimle birlikte oyun dünyamıza ortak oldular. Yaklaşık 300’ü aşkın vatandaşımızla birlikte temsilimizi gerçekleştirdik” dedi.

    Emekli Evi üyelerinden Hüseyin Güler, “Mersin Büyükşehir Belediyesinin yaptığını ne annemiz ne babamız yaptı. Belediye başkanımız çok üretiyor, çok güzel hizmetler yapıyor, evimize yemeğimizi bile gönderiyor.

    Temizliğimizi yapıyorlar ve sağlığımızı koruyorlar. Daha ne diyelim? Her türlü hizmeti yapıyorlar” diye konuştu. Misafir adlı oyun hakkında da konuşan Güler, “Tiyatro her zaman gideceğimiz bir yer değil. Burada tiyatro izleyeceğimizi duyunca sevindik, geldik, seyrettik. Bu bizim için büyük bir mutluluk” ifadesini kullandı.

    “Tiyatroyu ben çok seviyorum, keşke her gün olsa”
    Etkinliğe katılım sağlayan Emekli Evi üyesi Mukadder Çörekçioğlu, etkinliklerin yaşlanmışların sosyalleşmesi için çok önemli olduğunu belirterek, “Başkanımız Vahap Seçer’e ve Meral Seçer’e çok teşekkür ediyoruz.

    Çok önemli işler yapıyorlar. Biz iki otobüsle geliyoruz. Ellerinde baston var ve buraya geliyorlar. Onlar için bu çok önemli. Tiyatroyu ben çok seviyorum, keşke her gün olsa” şeklinde konuştu.

    Hasta olmasına rağmen etkinliğe katıldığını söyleyen Asiye Karakoyak ise “Bütün etkinliklere geliyoruz, çok da memnunuz. Kültürle ve sanatla buluşmak çok güzel. Bu sayede sosyalleşiyoruz ve ufkumuz açılıyor” ifadelerine yer verdi.

  • Tutak’ta Kitap fuarı açıldı

    Tutak’ta Kitap fuarı açıldı

    Ağrı’nın Tutak ilçesinde Tutak Kaymakamlığı, Tutak Belediye Başkanlığı ve Tutak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliği ile Doğu Anadolu Kitap günleri kapsamında 1. Tutak Kitap Fuarı açıldı.

    Tutak Mehmet Şükrü Balcı Anadolu Lisesi Kapalı Spor Salonu’nda açılışı yapılan fuara Tutak Kaymakamı Erkan Adıbelli, kurum amirleri, yerel halk şaiirleri ve çok sayıda vatandaş katıdı. 14 yayın evinin sergilediği Kitaplara vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

    Kaymakam Adıbelli, yayın evlerinin standlarını tek tek gezdi. Katılımcı ve yazarlarla bir süre sohbet eden Adıbelli kitaplara ve kültürel çalışmalara verdiği desteği vurgulayarak okuma alışkanlığının önemine değindi.

    Adıbelli, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Açılışın ardından İlçe yerel halk şairleri tarafından şiirler okundu.

  • Tarihi surlarda restorasyon çalışmaları başladı

    Tarihi surlarda restorasyon çalışmaları başladı

    Trabzon’un Ortahisar ilçesi Pazarkapı mahallesinde bulunan Kadınlar Hali’nin yanındaki sur duvarının restorasyon çalışmalarına başlandı.

    Trabzon Büyükşehir Belediyesi, şehrin tarihi ve kültürel mirasının korunması ve turizme olan katkısının artırılmasına yönelik çalışmalara devam ediyor. Bu kapsamda Pazarkapı Mahallesi’nde yer alan Kadınlar Hali’nin yanındaki sur duvarının restorasyon çalışması başladı.

    Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı’nca ihale edilen projenin yer teslimi yapıldı. 5 teknik personel, 4 işçi ve 1 stajyer olmak üzere 10 kişilik ekibin görev alacağı proje 1 yıl içerisinde tamamlanacak. Restorasyon çalışmasıyla birlikte tarihi surların estetik değeri korunarak bölgenin turistik cazibesinin artırılması hedefleniyor.

    Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, “Şehrimizin tarihi dokusunu ve kültürel mirasını korumak, aynı zamanda turistik cazibesini artırmak için önemli bir adım attık. Sur duvarının restorasyonu için başlattığımız projeyle, şehrimizin tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz.

    Projenin, hem Trabzon’un tarihi mirasını koruma hem de bölgenin turistik çekiciliğini artırma anlamında büyük bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Trabzon’umuz tarihi ve kültürel zenginlikleriyle her geçen gün daha fazla yerli ve yabancı turisti ağırlayacak ve bu tür projelerle şehrimizi daha da güzelleştireceğiz” dedi.

  • “Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü”

    “Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü”

    Malatya’da yaşayan Türkiye’nin tek ‘Şam çeliği’ ustası Yusuf Bayyiğit, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımları ile düzenlenen Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni’nde “Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü”ne layık görüldü. Baba mesleğini 55 yıldır sürdüren Bayyiğit, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.

    Malatya’da yaşayan 62 yaşındaki sıcak demir ustası Yusuf Bayyiğit, babasından öğrendiği sıcak demir ustalığını 55 yıldır büyük bir heyecanla sürdürüyor. Dünyanın sayılı, Türkiye’nin ise tek Şam çeliği ustası olan Bayyiğit’in biri yumuşak diğeri sert iki ayrı çeliği birleştirerek elde ettiği ‘damascus’ çeliğinden yaptığı ürünler ise yurt dışı ve yurt içinde büyük ilgi görüyor.

    Devlet sanatçısı ünvanı da bulunan Yusuf Bayyiğit, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımları ile düzenlenen Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri töreninde “Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü”ne layık görüldü. Baba mesleğini 55 yıldır sürdüren Bayyiğit, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.

    “Sanatı teknoloji ile birleştirdim”
    Aile olarak 4 kuşaktır sıcak demir mesleğini sürdürdüklerini kaydeden Yusuf Bayyiğit, ”7 yaşından beri sıcak demircilik mesleğinin içindeyim. Demircilik sanatını teknolojiyle de birleştirerek son 20 -25 yılımda tamamen sanata sanatsal çalışmalara yönlendim.

    Yaptığımız çalışmalar şaşırtan bir hızla ülkemizde ve dünya genelinde dikkat çekerek yayıldı. 2018 yılında devlet sanatçısı ünvanı aldım. Yaklaşık 4 yıl önce de UNESCO Dünya Mirası Yaşayan İnsan Hazinesi adı altındaki ünvan için de ayrıca başvuruda bulundum. Daha sonra yapılan değerlendirmeler sonucunda Cumhurbaşkanımızın elinden Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü’nü aldık” şeklinde konuştu.

    “Çırak yetiştiremezsek ithal edeceğiz”
    Bundan sonraki amacının çırak yetiştirmek için hazırlamış olduğu projeleri hayata geçirmek olacağını aktaran Bayyiğit, “Dışarıda bakıldığı zaman sıradan bir demircilik mesleğinin orada oluşu, ödüle layık görülmesi ve ödülün Cumhurbaşkanımız tarafından takdir edilmesi, bir insanın yaşamında alabileceği en büyük ödül olduğunu düşünüyorum.

    Bundan sonraki amacım, mesleği gelecek nesillere taşımak için projelerimi hayata geçirmek. Ülkemizdeki bazı yasalar her türlü iş güvenliği tedbirleri alınsa da 15 yaş altındaki bir kişiyi demirci atölyesinde çırak olarak çalıştıramazsın diyor.

    Biz 7 yaşında öğleye kadar okula daha sonra ise demirci atölyesine gider çalışırdık. 15 yaşındaki bir çocuğa bir şeyler öğretmenin zorluklarını yaşadık, mesleği öğretmek nerede ise imkansız. Ancak bu yeni ünvanımızla ve ödülün de avantajı ile daha önce çalamadığımız kapıların biraz daha aralandığını düşüyorum. Çırak yetiştiremezsek bizden sonra mesleğin önemi anlaşıldığında batıdan usta ithal edeceğiz” diye konuştu.

  • Unutulan el mirası yeşeriyor

    Unutulan el mirası yeşeriyor

    Sivas’ta sağlıklı ve sıcak tutmasıyla bilinen unutulmaya yüz tutmuş yün çoraplar, Olgunlaşma Enstitüsü’nde yeniden hayat buluyor.

    Geçmişten günümüze kadar uzanan kültürel miraslarımızdan biri olan el yapımı yün çoraplar, modern çağın hızla değişen alışkanlıklarıyla unutulmaya yüz tuttu.

    Yün çoraplar özellikle Anadolu’nun birçok bölgesinde sıcak tutmasının yanı sıra üzerindeki motifler ve desenlerle hikâyeler anlatan birer sanat eseriyken, kullanımı fabrikasyon üretim ve sentetik materyallerin yaygınlaşmasıyla azaldı. Geleneksel dokuma ve el sanatı alanında çalışan Olgunlaşma Enstitüsü’ndeki ustalar, bu önemli mirası yeniden canlandırmak için kolları sıvadı.

    Enstitüdeki dokumacılar, bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla el örmesi yün çorap yapmaya devam ediyor.

    Dokumacılığı babaannesinden öğrenen ve enstitüde dokumacılık yapan Ayşe Akgül, “Fabrikasyon çoraplarla kıyaslamamız mümkün değil. Bunlar çok daha sağlıklı. Görsel ve sağlamlık olarak da çok iyi. Yün olduğu için terletme de yapmıyor. Sıcak tutar” dedi.

    “Yöresel defilelerde kültürümüzü tanıtıyoruz”
    Yün çorapları modern tasarımlarla harmanladıklarını söyleyen Akgül, “Dokumacıyım. Halı, kilim ve çorap dokuyorum. 5 şiş çorap örüyorum.

    4 şiş dolu, bir şiş boş şekilde yapıyorum. Bir çift çorabı yaklaşık bir haftada dokuyorum. Arkadaşlarımız köylerde alan araştırması yapıyorlar.

    Ninelerimizin öncelerden dokudukları çorapları ve sandıklarında bulunan parçalardan fotoğrafları çekip getiriyorlar. Biz de burada modern tasarımlarla harmanlayarak dokuma yapıyoruz.

    Bizim buradaki amacımız unutulmaya yüz tutmuş geleneksel ürünleri yaşatmaya devam etmek. Gelinlerimizin çeyizlerine veya bizim burada ürettiğimiz kıyafetlerimizin altına tamamlayıcı unsur olarak yapıyoruz. Düzenlenen yöresel defilelerde kültürümüzü tanıtıyoruz.

    Ben çocukken babaannem yapardı. Benim ilgim vardı, babaanneme bakarak öğrendim. Şimdi kendim üretiyorum. Genelde gelin bohçalarına konulur. Bizim de bohçalarımızda vardı” ifadelerine yer verdi.