Düzce Belediyesi tarafından her hafta Hamidiye Mahallesinde kurulan antika pazarı vatandaşlar tarafından ilgi görüyor.
Düzce Belediyesi iştirak şirketlerinden birisi olan BELTEM şirketinin destekleriyle Hamidiye Mahallesi’nde bulunan kapalı pazaryerinde antika pazarı kuruluyor. Bu çerçevede, daha önce birçok kez açılan pazar, her hafta cumartesi günleri kurulmaya devam edecek. Nostaljiyi sevenlerin tarihe yolculuk yaptığı antika pazarında eski paralar ve eşyalar büyük ilgi görüyor.
Kategori: Kültür Sanat
-
Tarihin izleri bu pazarda
-
Sakarya’nın tarihinde yolculuğa çıktı
Sakarya Büyükşehir Belediyesi, gezi programları çerçevesinde SUBÜ Turizm Fakültesi öğrencilerini Sapanca, Geyve, Pamukva’da Alifuatpaşa Müzesi, II. Bayezid Köprüsü, Kuvayı Milliye Müzesi gibi noktalarda şehrin tarihi derinliğine doğru yolculuğa çıkardı.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından öğrencilere yönelik düzenlenen gezi programları tüm hızıyla devam ediyor. Son olarak Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Turizm Fakültesi öğrencileri, programın misafiri oldu.Gençler Büyükşehirle Sakarya’nın doğal güzellikleri başta olmak üzere tarihi, kültürel ve sosyal dokusunu tanıdı, unutulmaz bir yolculuğa çıktı. Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen programda öğrencilerin ilk durağı İl Ormanı Tabiat Parkı oldu. Burada sonbaharın en güzel görüntüleri arasında yürüyüş yapan öğrenciler doğanın eşsiz güzelliği arasında temiz oksijeni soludular. Gezinin bir diğer durağı ise Geyve ilçesinde bulunan Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliye Müzesi ve II. Bayezid Köprüsü oldu.
Kuvayı Milliye Müzesi’nde Kurtuluş Savaşı’na dair birçok tarihi eseri yerinde inceleyen öğrenciler, daha sonra tarihi menzil yollarının üzerinde bulunan II. Bayezid Köprüsü’nü gezdi. Geyve’nin ardından öğrenciler Pamukova Esentepe Seyir Terası’na gitti. Pamukova Ovası’nın eşsiz manzarasının keyfini çıkaran gençler, Büyükşehir Belediyesi Esentepe Park Tesisleri’nde günün yorgunluğunu attı. Son durak ise Taraklı oldu. Tarihi Taraklı Evleri’nin yanı sıra anıt ağaç, Yunuspaşa Cami ve tarihi hamamları ziyaret eden turizm öğrencileri, ilçedeki eserleri inceledi.
-
Kitap Fuarı’na öğrencilerden yoğun ilgi
Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı’na öğrenciler yoğun ilgi gösteriyor.
Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezinde bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı tüm hızıyla sürüyor. Büyükşehir Belediyesi, öğrencilerin kitap fuarına katılımlarını kolaylaştırmak amacıyla gün boyu okullara servis hizmeti sağlıyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de her gün fuarı ziyaret ederek, hem ziyaretçilerini ağırlıyor hem de kitaplarını imzalıyor.Fuarı ziyaret eden Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi, Akseki Belediye Başkanı İlkay Akca, Korkuteli Belediye Başkanı Saniye Caran ve Bucak Belediye Başkanı Hülya Gümüş, Başkan Muhittin Böcek ile bir araya geldi. Belediye başkanlarına kitaplarını imzalayan Başkan Muhittin Böcek, geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne giden iki kitabını da okurları için imzaladı. Başkan Böcek, fuarı ziyaret eden okurlara teşekkür ederek, vatandaşlarla sohbet etti.
14. Antalya Kitap Fuarı’nın 7’inci gününde yazarlardan Fatih Tuncay, Hidayet Karakuş, Şahsene Camız gün boyu kitapseverlerle bir araya gelerek, kitaplarını imzaladı.
-
Yurt dışındaki ilk konseri Barselona’da
Limak Filarmoni Orkestrası, ilk yurt dışı konserini Barselona’nın kültürel simgelerinden Palau de la Música Catalana’da (Katalan Müzik Sarayı) verdi. Dünyanın en prestijli sahnelerinden biri olarak kabul edilen Katalan Müzik Sarayı’nın tarihi atmosferinde dün akşam gerçekleşen konserde, operanın dünyaca ünlü yıldızları aynı sahnede buluştu.
Limak Şirketler Grubu, çeşitli sektörlerde ve farklı coğrafyalardaki ekonomik yatırımlarının yanı sıra sosyal yatırım faaliyetlerine de devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, İspanya’nın Barselona şehrindeki dünyaca ünlü Palau de la Música Catalana’nın (Katalan Müzik Sarayı) resmi destekçileri arasında yer alan Limak, Türkiye ve İspanya’nın ortak kültürel mirasını görkemli bir konserle taçlandırdı.
İspanya’nın doğu ve güney bölgelerinde yaşanan sel felaketi nedeniyle hayatını kaybedenler anısına saygı duruşu ile başlayan konseri, Limak Şirketler Grubu Onursal Başkanı Nihat Özdemir, Limak Şirketler Grubu ve Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Türkiye’nin Madrid Büyükelçisi Nüket Küçükel Ezberci, Barselona Spor Kulübü Başkanı Joan Laporta, Palau de la Música Başkanı Joaquim Uriach ile her iki ülkenin iş, spor, sanat ve medya dünyasından pek çok davetli izledi.
Limak Filarmoni Orkestrası’nın ‘Akdeniz’in Büyüleyici Melodileri: Aryalar, Düetler ve Daha Fazlası’ isimli ilk uluslararası konseri Akdeniz’in zengin müzikal ve kültürel mirasından geniş bir repertuvar sunarak izleyenleri büyüleyici bir yolculuğa çıkardı. Limak Filarmoni Orkestrası ile birlikte, Katalonya’nın önde gelen orkestralarından Vallés Senfoni Orkestrası müzisyenlerinin de sahne aldığı konserde, geleneksel halk ezgileri ve çağdaş eserlerden oluşan eserler de izleyicilerden büyük alkış aldı.
Konser geliri İspanya’daki afetzedelere aktarılacak
İspanya’nın doğu ve güney bölgelerinde son iki gündür etkili olan ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği sel felaketi dolayısıyla başsağlığı dileklerini ileten Limak Şirketler Grubu ve Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, konserden elde edilecek gelirin bölgedeki afetzedelere aktarılacağını söyledi. Limak Filarmoni Orkestrası’nın Barselona’daki ilk yurt dışı konserinin önemli bir dönüm noktası olduğunu da ifade eden Özdemir, şöyle devam etti:“Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki ekonomik yatırımlarımızı, sosyal yatırımlarımız ile destekliyoruz. Bu çerçevede Barselona’nın müziğe, kültüre ve mimari mükemmelliğe olan bağlılığını ve ruhunu temsil eden Katalan Müzik Sarayı ile (Palau de la Música Catalana) bu yıl mayıs ayında bir iş birliği protokolü imzalamıştık. Şimdiyse Limak Filarmoni Orkestrası’nın bu güzel konseri ile ortaklığımız açısından çok önemli bir anı hep birlikte yaşadık ve ‘bir rüyayı’ gerçekleştirdik.
Ortak Akdeniz kültürünü paylaştığımız İspanya’daki projelerimizle iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal bağları güçlendiriyoruz. İspanya’nın önemli kültür ve turizm merkezlerinden Barselona’nın ruhunu ve kalbini tanımlayan simge yapılarında imzamız bulunuyor. Bunlardan biri de futbol dünyasının önemli mabetlerinden Barselona’nın simgesi Spotify Camp Nou Stadı. Bu simge yapının Barselona için taşıdığı derin önemin farkında olarak sürdürdüğümüz yenileme çalışmasıyla Katalan kültür mirasına anlamlı bir iz bırakıyoruz.
Diğer bir yandan Limak Vakfı liderliğinde yürüttüğümüz Global Engineer Girls (GEG) programını Türkiye, Kuzey Makedonya, Kosova ve Suudi Arabistan’dan sonra yakın bir zamanda İspanya’da başlatıyoruz. Bu hedefle faaliyet gösterdiğimiz coğrafyalara kültür, sanat ve eğitim başlığı altında anlamlı girişimlerle dokunuyoruz. Grubumuzun gerçekleştirdiği bu anlamlı sosyal yatırımların uluslararası bir boyut kazanması doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Türkiye’nin Mühendis Kızları olarak 9 yıldır gururla yürüttüğümüz projemizin küresel bir sosyal etki hareketine dönüşerek Global Engineer Girls’e (GEG) evrilmesi gibi Limak Filarmoni Orkestrası’nın da 8 yıllık başarı dolu yolculuğunun yurt dışına taşınmasından büyük mutluluk duyuyoruz.”
Palau de la Música Catalana’nın resmi destekçileri arasına katılan Limak Şirketler Grubu, bu iş birliği ile çocuklar ve gençlerden oluşan kolektif koro çalışmalarıyla kapsayıcılığı ve sosyal entegrasyonu teşvik eden bir girişim olan ‘Palau Vincles’ programını destekliyor.
-
Ödüller sahiplerini buldu
Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Kültür Sanat Komitesi tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen 5. Uluslararası Emek Fotoğrafları Yarışması ödülleri sahiplerini buldu. HAK-İŞ’in Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği 5. Uluslararası Emek Fotoğrafları Yarışması’nda dereceye girenler belli oldu. Bu yıl ilk kez uluslararası alanda gerçekleştirilen yarışmaya toplam 2 bin 654 fotoğrafla başvuruda bulunuldu.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda ulusal ve uluslararası kategoride dereceye giren fotoğraflar belirlendi. Ödül kazanan ve sergilemeye değer görülen eserler, seçkiler kitabında bir araya getirildi. HAK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen ödül töreni ile ilk 3’e giren fotoğrafçılara ödülleri verilirken, dereceye giren diğer fotoğraflar ise HAK-İŞ tarafından sergilendi.
Ödül töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun emekçinin haklarını her zaman savunan bir sosyal paydaş olarak bu yarışmayı 5 yıldır başarıyla sürdürdüğünü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak da bu hikayenin içerisinde olmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını dile getirdi. Mumcu, “Emeğin önemini yalnızca üretimde değil, kültürel anlamda da ifade eden alın terinin görünürlüğünü sağlayan bu proje toplumun bel kemiğini oluşturan emekçimizin çalışma koşullarını, zorluklarını, özverisini ve başarılarını sanatsal bir bakış açısıyla gözler önüne sermekte” dedi.
“Yarışmanın emeğin gücünü ve emekçinin sesini duyurma misyonunu sürdürmesini diliyorum”
Kültür ve sanatın topluma ulaşan mesajını güçlendiren en etkili araçlardan birisi olduğuna dikkati çeken Mumcu, “Bugünkü organizasyonun merkezinde de insan onurunun ve emeğinin kutsallığı var. Bu değerin fotoğraf sanatına taşınarak gönüllülüğünü arttırmak son derece kıymetli. Bu bağlamda yarışmanın gelenekselleşerek emeğin gücünü ve emekçinin sesini duyurma misyonunu sürdürmesini diliyorum. Emeğe ve üretime dair etkileyici ifadeler, hikayeler sunan tüm fotoğrafçıları gönülden tebrik ediyorum. Çıkış noktası emek ve insan olan serginin sınırları aşması, platformlarda da hedefine ulaşmasını canı gönülden diliyorum” ifadelerine yer verdi.“Sanatla, kültürle işçileri buluşturmak, sendikalarımızı buluşturmak kolay bir iş değil”
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, emeği sanat ve kültürle buluşturduklarını söyleyerek, “Sadece sanat değil, her alanda sendikal hareketi toplumsallaştırmanın ana temellerinden bir tanesi bu. Her alanda HAK-İŞ olmalı; sanatta olmalı, kültürde olmalı, hatta bunu sinemaya götürmeniz gerekiyor. Sivil toplum olarak çevrede olmalıyız, çok temel sorunumuz var.Bu ülkenin ihtiyacı olan, toplumların ihtiyacı olan, insanlığın ihtiyacı olan her alanda HAK-İŞ olmalı. Her alanda söyleyecek sözü, sorumlulukları olduğunun altını çizerek geldik. Tabii ki sanatla, kültürle işçileri buluşturmak, sendikalarımızı buluşturmak kolay bir iş değil. Konfederasyonumuzu bu konuda marka haline getirmek kolay bir iş değil” şeklinde konuştu.
Bir fotoğraf karesinin binlerce sayfalık kitabın verdiği mesajı verdiğini vurgulayan Arslan, “Bu alana daha fazla ilgi göstermemiz gerekiyor. Sendikalarımızdan HAK-İŞ’te biz bunu teşvik konusu yapıyoruz ama daha fazlasını bekliyoruz. Aslında bütün bu çalışmalarımızla HAK-İŞ mensuplarının da kültür ve sanatla buluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunu istediğimiz düzeyde başaramadık. Ama tabii ki toplantılarımızda bu mesajları veriyoruz, arkadaşlarımızın daha çok buna ilgi göstermesi için teşvikler de yapıyoruz ama görüyoruz ki üyelerimizden daha çok bu konuyu takip eden fotoğrafçılar, kısa film çekenler.
Dünyanın her yerinden 120 ülkeden kısa film yarışması için başvuru var” dedi.
Yarışmanın ilk başladığı döneme göre katılım sayısının daha iyi bir noktada olduğunu fakat HAK-İŞ olarak daha fazlasını yapmaları gerektiğini vurgulayan Arslan, hem HAK-İŞ üyelerinin hem yöneticilerin hem de toplumun bu konudaki desteğini daha fazla almak için bu konuda teşvik edecek bir yeni anlayışı geliştireceklerini aktardı.“Fotoğraf sanatında ‘emek’ temalı bakış açısının yaygınlaştırılması amacıyla çıktığımız yolda emin adımlarla ilerliyoruz”
HAK-İŞ Kültür Sanat Komitesi Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı ise tek bir fotoğraf karesinin söylenecek pek çok sözden, yazıdan ve rapordan daha etkili olduğuna işaret ederek, “Fotoğraf sanatında ‘emek’ temalı bakış açısının yaygınlaştırılması ve emeğin sanatsal dünyadaki karşılığını bulması amacıyla çıktığımız yolda emin adımlarla ilerliyoruz.Bu yıl uluslararası boyutta gerçekleştirdiğimiz yarışmamız kapsamında 2 bin 654 fotoğraf, emeğin evrensel diliyle bizimle buluştu. Emeği, alın terini ve yaşam mücadelesini sanat yoluyla anlatan birbirinden değerli fotoğraf sanatçılarını HAK-İŞ çatısı altında bir araya getirmenin ve eşsiz emek hikayelerine tanık olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından ulusal kategoride ‘Ayçiçek’ fotoğrafı ile yarışmaya katılan Ali Aslan üçüncü, ‘Selde Can Pazarı’ adlı fotoğrafla Emre Çelik ikinci, ‘Kış’ fotoğrafı ile yarışmaya katılım sağlayan Mustafa Kılıç ise birinci olurken, ödülleri Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu tarafından takdim edildi. Ödül takdiminin ardından HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan fotoğraf serginin açılışını gerçekleştirdi.
-
Mekik ve ilmeklerle bayrak dokudular
Amasya Olgunlaşma Enstitüsü’nde usta sanatçıların ‘Besmele’ çekerek başlayıp mekik ve nakışlarla işlediği şanlı Türk bayrağı, yeni hizmete giren enstitü binasının gönderine çekildi. Ayrıca enstitünün ilk ürünleri olarak toplamda 144 bin ilmek atılarak oluşturulan ipek halıdan Türk bayrağı ve Atatürk portesi de şehit aileleri ile gazilere hediye edildi.
Tezgahta dokundu
Çıkrıkla mekiklere sarılan iplerin dokunması yöreye özgü Yassıçal çuha tezgahlarında yapıldı. İşe ‘Besmele’ çekip başlayan usta sanatçılar bin 250’den fazla sayıda mekik atarak bayrağın kırmızı zeminini ve beyaz kısımlarını dokudu. Çizilen ay ve yıldız el emeği, göz nuruyla nakış nakış işlendi.“Her işimize başlarken ‘Bismillah’ deriz”
Rengini şehit kanlarından alan bayrağı büyük bir gururla dokuduklarını belirten usta sanatçı Neşe Aşçı, “Her işimize başlarken ‘Bismillah’ deriz. Şanlı Türk bayrağımızı dokurken de ‘Besmele’ çektik. Bayrak dokumak çok farklıymış” dedi.“İki günde bir santim ilerleyebiliyor”
72 bin ilmek atılarak ipek halıdan oluşturdukları Türk bayrağını Amasya Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği’ne, Atatürk portresini ise Türkiye Muharip Gaziler Derneği Amasya Şubesi’ne hediye ettiklerini anlatan usta sanatçı Fehmiye Bozkurt da “Bu eserler çok küçük ebatlı olmasına rağmen iki ayda tamamlanabildi. Çünkü iki günde bir santim hatta milim milim ilerleyebiliyor. Büyük emek istiyor” diye konuştu.İlk ürünler ‘köklerden göklere’ anlayışıyla
Yeni hizmete giren enstitüdeki ilk ürünleri ‘köklerden göklere’ anlayışıyla sembolik şekilde Türk bayrağı ve Atatürk posteri olarak belirlediklerine işaret eden Amasya Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Niyazi Şişik ise emek veren ustalarına teşekkür etti.
(MÇ-Y) -
Hadrianopolis’te 2. ve 5. yüzyıla ait yeni buluntular çıktı
Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti’nde sürdürülen kazılarda, 5. yüzyıla ait Arbalet tipinde Fibula ve 2. yüzyıla ait nehir tanrısı betimi yer alan sikke gün yüzüne çıkarıldı.
Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan antik kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi çerçevesinde Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın başkanlığında kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.Kiliselerin tabanında, birçok hayvanın tasvir edildiği mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle “Karadeniz’in Zeugması” şeklinde adlandırılan antik kentte, şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapısı, kaya mezarları, tiyatro, bir kemerli ve kubbeli yapı, anıtsal kültik niş, sur, villa, diğer anıtsal binalar ile bazı kült alanları gibi yapılar bulundu.
Kazılarda son olarak 5. yüzyıla ait Arbalet tipinde “Fibula” ve 2. yüzyıla ait nehir tanrısı betimi yer alan sikke gün yüzüne çıkarıldı.
Kazı Başkanı Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, Hadrianopolis Antik Kenti’nde kazıların Güney Nekropol ve SDJ-3 olarak adlandırılan iki noktada yoğunlaştığını belirterek bu yıl önemli buluntulara ulaşıldığını bildirdi.Güney Nekropol’deki mezarlarda Roma dönemine ait ölü gömme geleneklerine dair veriler elde edildiğini ifade eden Çelikbaş, “Bunlardan en dikkat çekici olanı, Roma döneminde Hadrianopolis’te basılmış bir sikke. Bu sikkede, Hadrianopolis’e ait olduğunu gösteren bir etnikonun yanı sıra, nehir tanrısı betimi yer alıyor ve altında ‘Kezios’ yazısı bulunuyor. Bu kitabe, antik dönemde Eskipazar Çayı’nın adının Kezios olduğunu göstermesi açısından çok değerli bir bilgi sunuyor.
Bu bilgi gerçekten literatürde olmayan bir bilgi. Mezarın içerisinde bu sikkenin ortaya çıkması da bunun bir charon sikkesi olarak mezar içerisinde bırakıldığını da gösteriyor. Demek ki Hadrianopolis’te ikinci yüzyılda da yine Roma İmparatorluğu’nda charongeleneğinin devam ettiğini de bu şekilde görmüş olduk” diye konuştu.
Ayrıca, mezarlarda 5. yüzyıla ait Arbalet tipi bir fibula gibi diğer buluntuların da gün yüzüne çıkarıldığını kaydeden Çelikbaş, “Bu iğnelerden bir tanesi neredeyse günümüze sapasağlam ulaşmıştı. Arbalet tipinde bir iğne ve bu iğne milattan sonra 5. yüzyıla ait bir iğne. Güney Nekropolü’ndeki bulmuş olduğumuz sikke milattan sonra 2. yüzyıla ait. Diğer buluntular 5. yüzyıla ait. Yani yaklaşık olarak burada Güney Nekropolü’ndeki ölü gömme geleneği yaklaşık 300 yıl kesintisiz bir şekilde devam etmiş” dedi.
“Kaya mezarlarından oluşan bir alanda bu tip mezarların içerisinde ölü kültüne ait buluntuların ortaya çıkması çok önemli” diyen Çelikbaş, “Çünkü Güney Paflagonya bölgesinde nekropol kazısı yapan tek antik kent Hadrianopolis. Hadrianopolis’te de bu mezarların içerisinde bu şekilde o dönemin hem kültürünü hem sanatını hem de dini inanışı yansıtan buluntuların da ortaya çıkması gerçekten bizi hem şaşırttı hem sevindirdi.
Arbalet tipindeki bu fibulanın gerçekten bu kadar güzel bir süslemeye sahip olması önemli bir madeni ve aslında baktığımız zaman bunun bir takı olarak da kullanıldığını söyleyebiliriz. Çünkü fibulalar antik dönemde sadece kumaşlarının uçları birbirine tutulmak için değil ayrıca estetik anlamda da kullanılan objelerdir. Dolayısıyla bunun bir takı obje aksesuar olarak da kullanıldığını söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.
“Roma İmparatorluğunun karargahı olduğunu kesinleştirdik”
Çelikbaş, Hadrianopolis’in Roma İmparatorluğu’nun Güney Paflagonya’daki bir karargâhı olduğunu artık kesinleştirdiklerini belirterek, “Bu sikkenin veyahut da Arbalet tipindeki bu fibulanın burada çıkmış olmasından dolayı Hadrianopolis’in Roma İmparatorluğu’nun Güney Paflagonya’daki bir karargahı olduğuna eminiz. Yani Hadrianopolis Roma İmparatorluğu’nun bir karargahı, bir askeri üssü niteliğindeydi. Buradaki bu mezarlarda bu eserlerin ortaya çıkması burada yine bu askeri cenazelerin de buraya defnedildiğini bize işaret etmektedir” dedi. -
Halk Kütüphanesi hizmete başladı
Gençlik ve Spor Bakanlığının yatırımı ile Çameli Belediyesi tarafından yapılan Gençlik Merkezi ve İlçe Halk Kütüphanesi açılış töreni ile hizmete başladı. Açılış töreninde geleceğe yönelik çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, “Gençler bu gençlik merkezimiz ve kütüphanemiz sizlerindir. 24 saat boyunca sizlere açıktır” dedi.
Denizli Çameli Gençlik Merkezi açılış töreninin ardından ilçe halkına hizmet vermeye başladı. Gençlik ve Spor Bakanlığının yatırımı ile Çameli Belediyesi tarafından yapılan Gençlik Merkezi ve İlçe Halk Kütüphanesi 436 metrekare bir alanda hizmet verecek. Çameli Gençlik Merkezi’nin içinde gençlere özel, Robotik kodlama atölyesi, Akıl ve Zeka oyunları atölyesi, Müzik ve Enstrüman atölyeleri, Resim ve Görsel sanatlar atölyesi, Gençlik Kütüphanesi, Bilgisayar salonu, İdari ve Sosyal alanlar bulunuyor.
Çameli Gençlik Merkezi açılışını, Çameli Kaymakamı Tunahan Yıldırım, Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, Gençlik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tayyip Kahyaoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Gençlik Spor İl Müdürü Ömer İlman, milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarıyla, meslek örgütleri temsilcileri ve vatandaşlar katılım sağladı.
“24 saat boyunca gençlerimize tesisimiz açıktır”
Gençler için çalışmalara devam edeceklerini ve Gençlik Merkezi’nin gençlere ait olduğunu 24 saat boyunca açık olduğunu belirten Denizli Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, “Gençlik Spor İl Müdürlüğümüze ve İl Kültür Turizm Müdürümüze çok teşekkür ediyorum. Çok güzel bir iş çıkardık. Gençlerimiz ve halkımız için güzel işler yapmaya devam ediyoruz.İnşallah bu projede burada örnek olacaktır. Gençlik Merkezi ve Kütüphanenin birleştirildiği konsepte olan örnek bir proje oldu. Açılışımızdan sonra Kaymakamlığımız başkanlığında, Belediyemiz, İl Gençlik ve Spor Müdürlüğümüz, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz ve Halk Eğitim Müdürlüğümüz ile birlikte burayı işletmeyi düşünüyoruz. Gençlerimiz ve çocuklarımız için güzel çalışmalar yapmak istiyoruz. Geleceğe yönelik çalışmalarımızı yapıyoruz.
Başta bu proje için talimat veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere önceki dönem ve şimdiki dönem Gençlik ve Spor Bakanlığımız, Denizli Valiliği, milletvekilleri, kaymakamlığımız, il ve ilçe başkanlarımız ve emeği geçen bütün herkese çok teşekkür ediyorum. Açılışımızda bizlere yalnız bırakmayan ve her zaman yanımızda olan değerli halkımıza teşekkür ediyorum. Gençler bu Gençlik merkezimiz ve kütüphanemiz sizlerindir. 24 saat boyunca Gençlik merkezimiz sizlere açıktır. Gençlerimiz ve halkımız için güzel bir eseri kazandırmış bulunmaktayız” dedi.
“Gençlerimiz geleceğimizin teminatıdır”
Gençlere sunulan her hizmetin yanında olduklarını dile getiren Çameli Kaymakamı Tunahan Yıldırım, “Gençlerimiz geleceğimizin teminatıdır. Gençlerimize sunulan her hizmetin yanındayız. Kültürel faaliyetlerde aktif olarak rol alması ve bu şekilde yetişmesi ülkemizin yarınlar için yapacağı en büyük yatırımdır. Bu eserde katkıları bulunan Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, Belediye başkanımıza ve milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum. Hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.“Sadece akademik değil spor, sanat ve kültür faaliyetleri için çalışmalara devam ediyoruz”
Türkiye’de toplamda 523 gençlik Merkezi’nin olduğunu ve gençlerin sadece akademikte değil spor, sanat ve kültür faaliyetlerinde de gelişmeleri için yoğun çaba harcadıklarını belirten Gençlik Hizmetleri Genel Müdür yardımcısı Mehmet Tayyip Kahyaoğlu, “Açılışını yapacağımız Gençlik Merkezi modelinin şuanda Türkiye’de 81 ilinde 523 tane var.Neredeyse Türkiye’nin bütün illerinde Bakanlık olarak hizmet vermeye devam ediyoruz. Ülkemizin en büyük gücünün gençlerin olduğunu her tarafta dile getiriyoruz. Ülkemizde 20 milyona aşan genç nüfusumuz var ve bu kitle bizim en büyük gücümüz. Bizler bu büyük kitleyi her anlamda donanımlı kendilerini sadece akademik alanlarda değil spor, sanat ve kültür faaliyetlerinde geliştirmiş ve yarınlara ışık tutacak, Dünya’ya söz söyleyecek gençlerin mekanları olarak oluşturmaya devam ediyoruz” dedi.
Çameli Belediyesi’ne kazandırılan tesis için mutlu olduklarını ifade eden Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, “Elbette bu güzel tesisimizin ilçemize kazandırılmasında Gençlik Spor Bakanlığımız ve Belediyemizle işbirliği yapmaktan dolayı da mutluluk duyuyoruz. İçinde kütüphanemiz ve gençlik merkezine bulunduran bu güzel tesisimize ilçemize kazandırılmasında mutluyuz. Gençlerimizde, çocuklarımızda kitap okumanın, bilgiler edinmenin hayat anlayışı bir kültür olarak merak etmesi bizim en önemli hedeflerimizden biridir” diye konuştu.
-
Yenipazar’da festival coşkusu başlıyor
Aydın’ın Yenipazar ilçesi, 7 yıl aradan sonra pide ve gençlik festivali ile şenlenecek.
İlçenin coğrafi işaret tesciline sahip lezzeti pidenin tanıtımının amaçlandığı Pide ve Gençlik Festivali, 3 gün sürecek. Yoğun ilgi görmesi beklenen festivalde çeşitli kültürlerin tanıtılacağı panayır, lunapark ve halk konserlerinde de ünlü ses sanatçıları ilçeye renk katacak.
“Festival 3 gün sürecek”
Yenipazar Belediyesi tarafından 1-2 ve 3 Kasım tarihlerinde Pide ve Gençlik Festivali (YENİFEST) düzenlenecek. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından kısa süre önce coğrafi işaret tescili kazandırılan Yenipazar pidesinin tanıtımına büyük katkı sunması beklenen YENİFEST kapsamında, toplumun her kesimine yönelik çeşitli etkinlikler yapılacak. Panayır ve lunaparkın oluşturulacağı festival alanında, 3 gün üst üstüne konserler gerçekleştirilecek. Ünlü sunucu Sevtuğ’un sunuculuğunu üstlendiği festivalin ilk gününde ses sanatçıları Asrın, ikinci gününde Zehra ve son gününde de Bilal Sonses sahne alacak.“Tüm vatandaşlarımızı festivalimize bekliyoruz”
Tüm Aydın halkını festivale katılmaya davet eden Yenipazar Belediye Başkanı Malik Ercan, “Coğrafi İşaretli pidemiz, ilçemiz için çok önemli bir değer. Yenipazar Belediyesi olarak, pidemizin tanıtımını yapıp, değerine değer katmak da bizim görevimiz. Bu anlamda hem pidemizi, hem de gençlerimizi düşünerek, güzel bir festival yapmaya karar verdik.Geleneksel halde sürdürmeyi planladığımız festivalimizin, ilçemize bir hareketlilik ve renk getireceğine de inanıyoruz. 7 yıl ara verildikten sonra bu sene devamına karar verdiğimiz festivalimiz ile vatandaşlarımız; konserler, panayır ve lunapark sayesinde çocukları ile birlikte keyifli zaman geçirecek. Bu vesile ile tüm vatandaşlarımızı festivalimize bekliyoruz” dedi.
-
1800 yıllık mil taşını bilmeden oturdular
Ordu’nun Fatsa ilçesinde Roma İmparatorluğu döneminde, milattan sonra 239 yılı civarında dikilen bir mil taşı olan yazıtlı taş eser, bir caminin bahçesinde 56 yıldır oturak olarak kullanıldı. Önemli bir tarihi eser olduğu tespit edilen taş, cami bahçesinden kaldırılarak, Ordu Müzesine götürüldü.
Fatsa ilçesine bağlı Bolaman Mahallesi’nde bulunan ve 1968 yılında yapılan Laleli Merkez Camii’nin temeli kazıldığı esnada bir taş bulundu. O dönem vatandaşlar, taşın üzerinde yazılar olduğu için şüphelendi. Gerekli görüşmeleri sağlayan vatandaşlar bir sonuç alamayınca, yapısı düzgün olduğu için taşı caminin bahçesine yerleştirerek, oturak olarak kullanmaya karar verdi.Binlerce yıllık tarihin üzerinde oturdular
Vatandaşlar, önemini ve anlamını bilmeden 1970’li yıllardan bu yana oturak olarak kullandıkları taşın üzerinde oturup dinlendi, cemaat ve misafirler burada yıllarca sohbet etti. Ancak mahalle sakinlerinden olan, Fatsa Cahit Zarifoğlu Anadolu Lisesi’nde görevli Edebiyat öğretmeni Aydın Bal, taşın üzerindeki yazıları yıllar sonra yeniden fark edince, Fatsa Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Cevat Erbil’e haber verdi. Bunun üzerine Ordu Üniversitesi’nden akademisyenlerin de katılımıyla yapılan ilk incelemelerin ardından, eski Helen ve Latin epigrafyası uzmanı, Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Hüseyin Sami Öztürk tarafından da Latince metnin çevirisi yapıldı. Böylece eserin niteliği anlaşıldı.Geçmişi yaklaşık 1800 yıl öncesine dayanıyor
Roma İmparatorluğu Dönemi’ne ait olan ve milattan sonra 239 yılında yapıldığı tahmin edilen Latince mil taşının üzerinde, İmparator III. Gordianus’un ismi ve unvanları yer alıyor. Taşın üzerinde ayrıca, III. Gordianus’un yolu yenilettiği ve yazıtın sonunda da ikinci mil ibaresi yer alıyor. Bu ibare taşın Roma Dönemi’ndeki yolun başlangıcından yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki bir mesafeye yerleştirildiğini gösteriyor.“Roma İmparatorluğu’nun bütün topraklarına dikilmiş, yolları, mesafeleri ve güzergahları gösteren ve aynı zamanda imparatoru onurlandıran dikili taşlar”
Ordu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Erken Hıristiyan ve Bizans Sanatları Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olan Doç. Dr. Seçkin Evcim, bulunan taşın önemli bir eser olduğunu ve Karadeniz Bölgesi’nde orneklerini bulmanın zor olduğunu dile getirdi. İncelemelerinin ardından taşın, Roma İmparatoru 3’üncü Gordianus Dönemine ait bir mil taşı olduğunu anladıklarını aktaran Evcim, “Taş, milattan sonra 239 yıllarına ait. Mil taşı, özellikle Roma Dönemi’nde 2 ve 3’üncü yüzyıllarda çok yaygın olarak Roma İmparatorluğu’nun bütün topraklarına dikilmiş, yolları ve güzergahları gösteren ve aynı zamanda yolu yaptıran veya onartan imparatoru da onurlandıran dikili taşlardır. Anadolu’da bunlarla ilgili geniş çaplı çalışmalar yapılmıştır. Biz de hemen önceki yapılan çalışmalara baktık ve bu taşın daha önce yayınlanmadığını belirledik” dedi.“Taşın bulunması için çok zor bir coğrafya”
Doç. Dr. Seçkin Evcim, “Burada imparatorun, buradan geçen Roma yolunu yenilettiği ile ilgili bir bilgiye yer verilmiş ve ikinci mile ait olduğu belirtilmiş ki bu da Bolaman ve Yalıköy sahillerine denk gelen bir mesafe. Yani Laleli Mahallesi’nden geçen yol Bolaman sahilinden İç Anadolu’ya doğru deva eden Roma yollarının hemen başlangıcında yer alıyordu. Bu açıdan bölgenin Roma Dönemi’ndeki güzergahlarının belirlenmesi ve bu dönemin tarihi hakkında bilgi vermesi açısından önemli bir yazıt, bir de bölge gerçekten bu tip eserlerin bulunması çok zor bir coğrafyaya sahip.O açıdan bunu tespit edebilmek bizim için çok önemli oldu. Bu şekilde Fatsa’nın kültür tarihine de önemli bir eser kazandırılmış oldu” diye konuştu.
Bölgede yine bu tür taşların bulunabileceğini ancak coğrafi zorluklardan dolayı tespitinin zor olabileceğini kaydeden Evcim, insanların bu tür konuda duyarlı olmaları gerektiğini aktardı. Bu tip eserlerin bulunmasını sağlayan yüzey araştırmalarına verilen desteğin önemine değinen Evcim, Fatsa Belediye Başkanı İbrahim Etem Kibar’a desteklerinden dolayı teşekkür etti.“Taşın bu kadar eski bir geçmişi olduğunu bilmiyorduk ama şüpheliydik”
Mahalle sakinlerinden İsmail Yıldız, cami bahçesindeki alanı çay içtikleri ve sohbet ettikleri bir yer olarak, mil taşını ise oturmak için kullandıklarını belirterek, “Bunun tarihi anlamı bilmiyorduk ama şüphelendiğimiz için birkaç kere görüşmeler yaptık. Bize tarihinden kimse bahsetmedi. 1968 yılından bu yana taş burada” ifadelerine yer verdi.“Yazıyı okuyup kimse bizi aydınlatmadı, biz de oturak olarak kullandık”
Caminin yapımından da çalışan ve o günden bu yana cemaatinden olan Mahmut Türkmen, “Bu taş cami temeli yapıldığı esnada çıktı, bu yazıyı fark ettik, görüşmeler yaptık ama netice alamadık. Bu taşın geçmişinden kimse bahsetmedi. Biz de bunu oturak taşı olarak kullandık. Burada sohbet etmek ve gelen misafirleri ağırlamak için kullandık. Oturduk ama biz bunun bu şekilde tarihi bir taş olduğunu bilmiyorduk. Yazıyı okuyup da kimse bizi aydınlatmadı” şeklinde konuştu.“Kıymetini bilememişiz”
Mahalle sakinlerinden İsmail Tepe ise, “Yıllarca oturak olarak kullandık ama şimdi götürülecek, üzülüyorum. Böyle bir eser elimizden gidiyor ama biz kıymetini bilememişiz” dedi.
Gerekli incelemeler ve görüşmelerin ardından taş, belediye ekipleri ve görevlilerin yardımıyla cami bahçesindeki yerinden alınarak, sergilenmek üzere Ordu Müze Müdürlüğü’ne götürüldü.