Kategori: Kültür Sanat

  • Üç lezzeti tescil için Avrupa kapısında

    Üç lezzeti tescil için Avrupa kapısında

    Ülkemizde Gaziantep ve Konya’dan sonra en fazla coğrafi işaretli ürüne sahip olan Erzurum, 3 ürün için Avrupa Birliği nezdinde de tescil için gün sayıyor.
    Tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve ürünün söz konusu karakteristik özellikleri ile coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve garanti eden kalite işareti olan coğrafi işaret son yıllarda rağbet görüyor. Ülkemizde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yürütülen coğrafi işaret tescili ile kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunması sağlanıyor.

    Üç ürün için Avrupa sınavı
    Sahip olduğu 58 coğrafi işaretli ürünle ülke sıralamasında 3. sırada yer alan Erzurum’da 16 ürün de tescil için sırada bekliyor. Erzurum’un bu anlamda ülkemizde ilk üç şehir içinde olması kentin zengin kültürü, kadim tarihi, coğrafi konumu ve yıldızı hızla parlayan Palandöken Kayak Merkezi ile daha güçlü hale geliyor. Coğrafi İşaretli ürün noktasında üstün gayret ile yürütülen çalışmalarda, Erzurum Ticaret Borsası tarafından 3 ürün için Avrupa Birliği başvurusu yapıldı.

    “Hanımların maharetli ellerinden su böreği”
    Erzurum’da coğrafi işaret çalışmalarında adeta lokomotif görevi yapan Erzurum Ticaret Borsası (ETB) Başkanı Hakan Oral, Erzurum Su Böreği, Erzurum Civil Peyniri ve Erzurum Göğermiş Peynir ürünleri için Avrupa Birliği (AB) nezdinde başvuru yaptıklarını ifade ederek, “Avrupa Birliği’ne ürünlere ilişkin olarak yapmış olduğumuz başvuruların olumlu sonuçlanacağına ve tescillerinin de gerçekleşeceğine inanıyoruz. Erzurum Su Böreği için üç yıl önce Avrupa Birliği tesciline başvurduk. Tabi gıda ürünlerinde bu tescilleri, Avrupa Birliği nezdinde de almak önemli bir hazırlık aşaması, düzeltme aşamaları çalışmaları var.

    Ekibimiz sürekli takip ediyor ve çalışıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Rıfat Hisarcıklığlu’nun da çok yakinen takip ettiği bir konu. Şu an Türkiye’de Avrupa Birliği tescili almış, önemli sayıda ürünümüz var. Malatya Kayısısı, Aydın İnciri gibi örnekler var. Biz de inşallah üç ürünle başvurmuş durumdayız.

    Erzurum Su böreği, Erzurum Civil Peynir ve Göğermiş Peynir var. Bunlardan en önemlisi Erzurum Su Böreği. Su böreğinin en büyük özelliklerinden birisi de Erzurum Tereyağı. Coğrafi işaretli tereyağıyla, civil peynirle yapılıyor. Dolayısıyla da onlar da tescilli ürünlerimiz. İlimizin bitki örtüsünün, endemik bitki yapısının, florasının zenginliği, bu lezzetleri bu hanımlarla buluşturduğunuz zaman da enfes bir lezzet çıkıyor. Bu hanımlar da sağ olsunlar maharetli ellerle, Erzurum su böreğini ortaya çıkarmış oluyorlar” dedi.

    “Türk dünyası Erzurum mutfağı ile tanışacak”
    Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti olarak ilan edilmesinin çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Oral, “2025 yılında Türk Dünyasının Erzurum’da misafir edeceğiz. Uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yapacağız. Burada gastronomi zenginliğimizi ön plana çıkarmak için elimizden gelen bütün çabayı harcayacağız.

    025 EİT Turizm Başkenti Koordinatörlüğün öncülüğünde biz de Erzurum Ticaret Borsa olarak özellikle gastronomi ve fuarcılıkta, Erzurum’u tanıtma noktasında çalışmaların içindeyiz. Erzurum, Türkiye’de ve dünyada gastronomi kenti olma yolunda emin adımlarla devam ediyor. Başarılı bir 2025 Turizm Başkent organizasyonu geçireceğiz.” şeklinde konuştu.

    “İşte Erzurum Su Böreği’nin tanımlayan özellikler”
    Erzurum Su Böreği’ne “Erzurumlu” kimliğini veren en önemli malzeme, böreğin iç malzemesi olarak kullanılan civil peyniri olarak ifade ediliyor. Erzurum’un tescilli ürünlerinden biri olan civil peynir kendine has tadı ve özel yapısıyla su böreğine farklı bir tat kazandırır. Peynirin yağsız yapısı sayesinde börek soğuduktan sonra tekrar ısıtıldığında da tadında bir değişiklik olmuyor. Su böreğinin lezzeti için tereyağı çok önemli. Erzurum’un geleneksel tarifinde yağ olarak sadece tereyağı kullanılır.

    Tereyağının kalitesi ve saflığı da böreğin lezzetini belirleyen önemli bir etkendir. Tereyağı önce eritilerek tortusundan ayırt edilir, böylece yağın lezzeti ve kokusu böreğe daha iyi aktarılmış olur. Su böreği pişirilirken fırın kullanılmaz. Artık evlerde tepsileri besleyecek büyüklükte ocakların olmaması, soba veya tandır gibi geleneksel pişirme ocaklarının kullanılmaması sebebiyle elektrikli fırınlar kullanılmaktadır. Ancak su böreği gerçek lezzetini, ocakta, kısık ateşte, her iki tarafı da yavaş yavaş kızartılarak alır. En az 30 dakika her iki yüzü de kızartmak gerekir.

    Su böreği 13 yufkadan yapılır ve bu haliyle bile börek asla çok kalın olmaz. Hamuru tutmak için sadece yumurta kullanılır ve en az 40 dakika yoğrulur. Daha sonra bu hamurdan çok ince yufkalar yapılır. Diğer su böreklerine kıyasla içerisinde en çok yumurta miktarı Erzurum geleneksel su böreğinde bulunur. İçerisine su katılmaması, yoğurma süresi ve yumurta miktarı da bu böreği farklı kılan etkenlerdir. Ayrıca hamur yoğrulmadan önce kırılan yumurtaların üzerine sıkılan limon suyu yumurtaların kararmasını önlemekte ve su böreğinin katmanlarındaki hamurların açık renkli kalmasını sağlar.

    Yufkalar hazırlandıktan sonra tepsiye dizilmeden önce haşlanır ve soğuk banyodan geçer. Burada önemli bir teknik de tepsiye dizilen yufkaların düz katmanlar olarak değil, içerisinde hava tutacak şekilde dalgalı olarak dizilmesidir. Bu teknik ile katmanlar arasında kalan sıcak hava bütün katmanların pişmesini sağlayarak böreğin hamur olmasını engellemektedir. Ayrıca birinci ve on üçüncü yufka haşlanmadan kapatılır. Civil peynirli ve maydanozlu su böreği coğrafi işaret belgelidir ve her tepside yukarıda geçen standartlara uygun olarak üretilir.

  • Tekerlekli sandalye ekibi dans gösterisiyle mest etti

    Tekerlekli sandalye ekibi dans gösterisiyle mest etti

    Yunusemre Belediyesi Tekerlekli Sandalye Dans Projesi ekibi Dansla Farkındalık etkinliğine imza attı. Bedensel Engelli bireylerden oluşan ekip gösterisiyle kendilerine hayran bıraktı.
    Yunusemre Belediyesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Tekerlekli Sandalye Dans Projesi ekibi tarafından Yunus Emre Millet Çarşısı Etkinlik Salonu’nda Dansla Farkındalık etkinliği yaptı.

    Etkinliğe Yunusemre Belediye Başkan Yardımcıları Mehmet Mesut Doğan ve Hakan Gürtunca, Yunusemre Belediyesi Koordinatörü Mehmet Karatosun ve vatandaşlar katıldı. Sanat Yönetmenliğini Banu Dağcıoğlu Türkeli’nin yaptığı Tekerlekli Sandalye Dans Projesi ekibi muhteşem gösterisiyle izleyenleri mest etti.

    Geçmişten günümüze fotoğraf sergisi büyük beğeni topladı
    Etkinlik kapsamında ‘Geçmişten Geleceğe Fotoğraf Sergisi’ düzenlendi. Yunus Emre Millet Çarşısı Fuaye Salonu’nda gerçekleştirilen serginin açılışına Yunusemre Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mesut Doğan, Yunusemre Belediyesi Koordinatörü Mehmet Karatosun ve vatandaşlar katıldı. Hasan Kabadağ’ın katkılarıyla Kurtuluş Savaşı’ndan Cumhuriyetin ilanına kadar geçen zamanda birbirinden güzel fotoğrafların yer aldığı sergi, vatandaşlar tarafından büyük beğeni topladı.

  • Pişmiş toprak eserleri Bursa’da beğeni topluyor

    Pişmiş toprak eserleri Bursa’da beğeni topluyor

    Tepebaşı Belediyesi Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu eserleri, Bursa’da gerçekleştirilen 2. Uluslararası Seramik Bienali’nde sanatseverlerin beğenisini topluyor.
    Tepebaşı Belediyesi’nin uluslararası düzeyde gerçekleştirdiği Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu, sanatseverlerin beğenisini toplamaya devam ediyor.
    Bugüne kadar 16 kez düzenlenen sempozyumda ortaya çıkan eserlerden 10 tanesi, Bursa’da Türk Seramik Derneği (TSD) tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Seramik Bienali’nde yer alıyor. Etkinlikte Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu Sanat Direktörü Prof. Bilgehan Uzuner, sergilenen 10 pişmiş toprak eserin yanı sıra stantlar ile Eskişehir’i ve Başkan Ahmet Ataç’ın Tepebaşı Belediyesi’ndeki sanat çalışmalarını tanıtıyor.
    24 Ekim- 24 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenlenen etkinlikte yer alan pişmiş toprak eserleri, sanatseverlerin büyük beğenisini topluyor.

  • Başkent’te Şanlıurfa rüzgarı esti

    Başkent’te Şanlıurfa rüzgarı esti

    Başkent Millet Bahçesi’nde “Şanlıurfa Tanıtım Günleri” düzenlendi.
    Şanlıurfa’nın yöresel yemekleri ve kültürü, Başkent Millet Bahçesi’nde Ankaralılar ile buluştu. İsotlu çiğ köfte, Urfa kebabı, kente has döner, peynir, yoğurt, acı biber ve çeşit çeşit ürünler beğeniye sunuldu. Tanıtım günlerinde sıra gecesinde çekilen halaya katılan vatandaşlar, zurna ve davul eşliğinde eğlendi. Urfa kebabı ve isotlu çiğ köfte yarışmasında ise vatandaşlar kıyasıya mücadele etti. İsot ve acılı pul biberin buluştuğu çiğ köfteyi bitirebilmek için yarışmacıların soğuk terler döktüğü yarışmayı kazananlara isot kolonyası, isot ve acılı toz biber hediye edildi.

    Şanlıurfa Tanıtım Günleri’ni ziyaret eden bir vatandaş, “Güzel gidiyor, eğlendim, oynadım ve halay çektim. İçli köfteden yedim” dedi.
    Ziyaretçilerden Gül Alyurt ise, “Çok güzel geçiyor. Keyifli, Şanlıurfa Ankara’da diyebiliriz. Eğlendik ve alışveriş yaptım. Kahvaltılık ürünler, çiğ köfte, peynir ve yufka türü şeyler aldım” ifadesini kullandı.

    Tanıtım günlerinde alışveriş yapan bir başka vatandaş, “Çok güzel geçiyor fuar. Urfa’yı buraya taşımışlar. Bütün başkentlileri fuara bekliyorum. Kebapları ve baharatları on numaraydı. Sıra gecesi daha güzeldi” diye konuştu.
    Şanlıurfa Tanıtım Günleri, 3 Kasım tarihine kadar Başkent Millet Bahçesi’nde ziyarete açık olacak.

  • Ortaokul öğrencileri Tavşanlı Höyüğü’nde

    Ortaokul öğrencileri Tavşanlı Höyüğü’nde

    Kütahya’nın Tavşanlı ilçesi Şeyh Edebali İmam Hatip Ortaokulu 5. sınıf öğrencileri, Sosyal Bilgiler Öğretmenleri Yüksel Sarı önderliğinde unutulmaz bir deneyime imza attı. Öğrenciler, tarihi geçmişiyle ünlü Tavşanlı Höyüğü’ne düzenlenen geziyle milattan önce 3 bin 700 yıllarına yolculuk yaptı.
    Höyükte yer alan kazı alanını gezen öğrenciler, gün yüzüne çıkarılan eşya ve kalıntıları büyük bir ilgiyle inceledi.

    Bu sayede öğrenciler, geçmiş medeniyetlere ait yaşam biçimleri, kullanılan araç-gereçler ve o dönemin sosyal yapısı hakkında bilgi sahibi olma fırsatı buldu. Gezi hakkında düşüncelerini paylaşan öğrenciler, bu deneyimin kendileri için çok değerli olduğunu ve tarihe olan meraklarını daha da artırdığını belirtti. Öğretmen Yüksel Sarı ise, öğrencilerin bu tür gezilerle teorik bilgileri pratiğe dökerek daha kalıcı öğrenme sağladığını ifade etti.

  • Osmanlı kasabasında sonbahar güzelliği

    Osmanlı kasabasında sonbahar güzelliği

    Bolu’nun “sakin şehir” ünvanlı ilçesi Göynük, tarihi ve kültürel dokusuyla ziyaretçilerini sonbaharda ağırlamaya devam ediyor.
    Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından biri olan Bolu’nun tarih dolu ilçesi Göynük, kültürel dokusuyla dikkat çekiyor. Bolu’nun tarihi Osmanlı kasabalarından biri olan ve tarihi yapılarıyla çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlayan Göynük, her mevsim farklı bir güzelliğe bürünüyor.

    Tarihi antik döneme kadar uzanan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilçe, ziyaretçilerine doğa ve tarihle iç içe olma imkanı sağlıyor. Göynük’ün tarihi ve kültürel dokusu da restorasyon çalışmalarıyla muhafaza ediliyor. Sonbaharda ağaçların sararmasıyla farklı manzara sunan Göynük, ziyaretçilerinin fotoğraf karelerini süslüyor.

  • Kitap ve Kültür Fuarı yoğun katılımla devam ediyor

    Kitap ve Kültür Fuarı yoğun katılımla devam ediyor

    Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya Valiliği iş birliğinde düzenlenen 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı, yazarların ve kitapseverlerin yoğun katılımıyla devam ediyor. Her gün birçok yazarın konuk olduğu imza gününe katılan vatandaşlar, yazarlarla tanışma fırsatı buluyor ve hatıra fotoğrafları çekiyor.
    Orduzu Pınarbaşı’ndaki Malatya Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezinde gerçekleştirilen ve bu yıl ‘Kitabın Ruhuyla Yeniden’ mottosu ile düzenlenen 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nda imza günü düzenleyen yazarlar, kitapseverler sayısının ve okuyucu kitlesinin her yıl daha da arttığını söylediler. Malatya’da olmaktan dolayı mutlu olduklarını da dile getiren yazarlar, fuarın bölgeye de hitap etmesinden dolayı memnun olduklarını belirttiler.

    Malatya’ya il kez geldiğini ve Malatyalıların misafirperverliğini çok güzel hissettiğini söyleyen Yazar Sadiye Yılmaz, “Malatya yakın zamanda tekrardan bir deprem olayı ile karşı karşıya kaldı. İster istemez o burukluğu insanların yüzlerinde hissediyoruz. Bizleri buraya davet eden, gelmemizi sağlayan, burada misafirperverliğini gösteren herkese teşekkürü borç biliyorum. Gerçekten çok güzel bir atmosfer var burada. Bu tarz fuarların daha da çok yoğunlaşarak yapılması gerektiğine inanıyorum.

    Çocuklar çok güzeller. Onların gözlerinde o heyecanı, o umudu görmek bizler için çok mutluluk verici bir şey. İnşallah böyle etkinlikler daha çok olur. Özellikle misafirperverliğiniz harikaydı. Ben Malatya’ya ilk kez geliyorum. Açıkçası tedirgin oluyorum ilk kez gideceğim yerler için. Ama ben Malatya’nın gerçekten misafirperverliğini ve ev sahipliğini çok güzel hissettim. Her şey için çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Malatya kitap fuarına yıllardan beri katıldığını ifade eden Yazar Yiğit Recep Efe, fuara katılımın her yıl üstüne koyarak büyüdüğünü söyledi. Yazar Efe, “Ben Malatya kitap fuarlarına ilk günden beri katılıyorum. Bu nedenle Malatya kitap fuarının, Malatya’da kitap okuma kültürünün nereden nereye vardığını çok net gözlemleyebiliyorum. Malatya her yıl üzerine koyarak devam ediyor. Şehirden biraz uzak olmasına rağmen katılım gayet güzel. Özellikle çocuklarda okuma kültürünün değiştiğini görüyorum.

    Bu anlamda mutluluk verici ve gurur verici bir durum. Malatya’daki fuar bölgedeki en büyük kitap fuarlarından bir tanesi. Sadece Malatya’ya değil civardaki illere de katkısı olan bir fuar. Umarım üstüne koya koya önümüzdeki yıllarda da büyüyerek, gelişerek devam eder. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sami Er’e özellikle Malatya’nın deprem sonrasında çok zor günler geçirmesine rağmen destek verip bu kültür işini hayata geçirdiği için çok teşekkür ediyorum” dedi.

  • “Manavgat Zeytin ve Zeytinyağı Festivali” başlıyor

    “Manavgat Zeytin ve Zeytinyağı Festivali” başlıyor

    Antalya’nın Manavgat İlçesinde 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Belediyesi tarafından, ilk kez düzenlenecek olan “Zeytin ve Zeytinyağı” festivali yarın başlıyor. Manavgat Belediye Başkanı Dr Niyazi Nefi Kara, festival öncesi basın mensuplarıyla Manavgat’ta bir araya gelerek festival programını ve zeytincilik konusundaki hedeflerini paylaştı. Toplantıya, CHP Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Bakanı İdris Taş, Manavgat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Avni Gelendost ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

    Manavgat’ın zeytini kaliteli
    Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, tarihi 500-700 yıl ve öncesine dayanan Manavgat bölgesindeki zeytinleri kamuoyuna tanıtmak ve sektörün katma değerini artırmak amacıyla festivali düzenlediklerini belirtti. Başkan Kara toplantıda “Zeytin ve zeytinyağı üreticisinin sorunlarını masaya yatırmak, ihtiyaçlarını daha iyi anlamak, gücümüz yettiğince de sektörü desteklemek istiyoruz.” dedi.

    Manavgat’ın, iklim ve toprak yapısı nedeniyle zeytin yetiştiriciliği açısından oldukça zengin bir bölge olduğunu söyleyen Kara: “İlçemizde şu an üretim alanı 50 bin dönüme yayılmış durumda. Tahmini 2 milyon zeytin ağacından yılda yaklaşık 50 bin ton zeytin elde ediliyor. Ayrıca bölgede faaliyet göstere 11 adet zeytinyağı fabrikasında yılda yaklaşık 9-10 bin ton zeytinyağı üretiliyor. Yani kamuoyunda çok bilinmese de Manavgat çok kaliteli zeytinleri olan önemli bir zeytin şehridir.” dedi.

    Yöreye has zeytini “Beylik zeytini”
    Hemen her çeşit zeytin türünün yetiştiği bölge toplam 11 çeşit zeytin türüne ev sahipliğe yapıyor. Bölgede kalamata, memecik, ayvalık, tarı ak, domat, manzalya, arbekün, girit, gemlik ve Antalya bölgesinde coğrafi işareti alınmış tavşan yüreği ile yalnızca Manavgat’a ait beylik zeytini yetişiyor. Beylik zeytini bölgeye özgü, iri taneli, dolgun bir tür. Konuyla ilgili olarak Başkan Kara, “Bölgeye has ‘beylik’ zeytinimiz için coğrafi işaret alınmasıyla ilgili çalışmalara kısa zamanda başlayarak bu konuya öncelik vereceğiz.” dedi.

    Zeytin başarının simgesi ve milli bir meseledir
    Başkan Kara toplantıda zeytinin milli bir mesele olduğunu ifade ederek, “Zeytinin en güzel tarafı: zeytin barış demektir. Özellikle bu dönemde zeytinin bütün insanlığın barış simgesi olarak kullanılması, zeytinin başkenti Anadolu için ayrı bir anlam taşıyor. Barış ve sağlık için zeytinyağına sahip çıkmamız gerekiyor. Zeytin hem ülkemiz hem de ilçemiz tarım kültürünün önemli bir parçasıdır ve önemli bir ekonomik değere sahiptir. Zeytin ağaçları tarihî olarak kültürümüzü ifade eder. 500-600 yaşındaki ağaçlarımızla Manavgat bu tarihî kültür simgemizin önemli temsilcilerinden biridir.” ifadelerini kullandı.

    Başkan Dr Niyazi Nefi Kara sözlerine şöyle devam etti, “Ülkemiz, dünya genelinde en büyük zeytin üreticilerinden biridir ve zeytin, hem iç tüketim hem de ihracat açısından stratejik bir üründür. Bu nedenle zeytinle ilgili politikalar, tarım destekleri ve üretim yöntemleri ve bugün burada yaptığımız tanıtım gibi konuların tamamı, milli bir mesele olarak ele alınır. Ben de zeytin konusuna milli bir mesele olarak bakıyorum. Bu manada zeytinliklerin korunması ve sürdürülebilir tarım uygulamaları, çevresel ve kültürel miras açısından büyük öneme sahiptir.

    Ben Manavgat Belediye Başkanı olarak, görev yaptığım süre boyunca zeytinliklerimizin korunması, zeytin üreticisinin desteklenmesi ve zeytinyağı endüstrimizin gelişerek katma değerinin artırılması konusunda, üzerime düşen herşeyi yapacağım. Çünkü zeytin ağaçlarımızın korunması, üretimin genişlemesi ve sektörün desteklenmesi sadece ekonomik bir değer değil aynı zamanda tarihi bir sorumluluğumuzdur.

    Doktor Başkan Kara: “Sağlıklı yaşamak için mutlaka zeytin tüketilmeli”
    Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, festival vesilesiyle zeytin ve zeytinyağının sağlık açısından birçok faydasının da altını çizdi. Başkan Kara: “Bizim kuşaklar hatırlar, çocukluğumuzda zeytinyağlı yiyemem aman diye türküler vardı. Zeytinyağı ne kadar faydalı diye tartışılmazdı bile, neredeyse ötelenirdi. Son yıllarda biz hekimler olarak zeytinyağını ön plana çıkardık. Sağlıklı yaşamak için mutlaka zeytinyağı tüketilmeli. Toplumun çoğunun bildiği gibi zeytinyağı çok faydalı.

    Antioksidan özellikleri, kalp sağlığınızı destekler ve sindirim sistemine yardımcı olur. Beyin sağlığına ve cilde de çok iyi gelen zeytinyağı bölgemizde kolay ulaşılabilir ve diğer bölgelere göre daha ekonomik. Ben bu festival vesilesiyle, bir hekim olarak zeytin ve zeytinyağı tüketmenin önemine ayrıca dikkat çekmek istiyorum.” dedi.

    Manavgat Zeytin ve Zeytinyağı Festival’i 1 Kasım Cuma günü Manavgat Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayacak kortejle start verecek ve Manavgat Atatürk Kültür Merkezi önünde açılış töreni gerçekleşecek. Festival 3 gün boyunca çeşitli etkinliklere sahne olacak.
    Festival televizyoncu Ezgi Gözeger’le “Zeytin Tadımı” etkinliği ile devam edecek. Etkinlikte Manavgat merkezde bulunan Saraçlı Mahallesinde bölgenin en yaşlı zeytin ağaçları ziyaret edilecek. Konuklarla beraber zeytin ve zeytinyağı tadımı gerçekleşecek. Aynı zamanda bölgedeki zeytinyağı üretim merkezi ziyaret edilerek zeytinyağı sıkım işlemi de deneyimlenecek.

    Aynı gün AKM salonunda tarım yazarı Mine Ataman moderatörlüğünde akademisyen ve üretici konuşmacıların yer alacağı “Çalıştay” yapılacak. Çalıştay zeytin konusunda uzman akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşecek. Çalıştayda zeytin ve zeytinyağının beslenmedeki önemi, zeytin yetiştiriciliği, coğrafi işaret ve markalaşma, zeytinyağı üreticilerinin sorunları ve zeytinyağının gastronomideki yeri gibi konular uzmanlar tarafından konuşulacak.

    Festivalin 2. günü olan 2 Kasım tarihinde ise gazeteci Meliha Okur’un moderatörlüğünde “Zeytin ve Zeytinyağı” konulu ‘Forum’ düzenlenecek. Forumda ünlü tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım konuşmacı olacak. Yıldırım sektördeki üretim, işgücü, pazar ve ihracat konularına değinirken, bölgedeki üreticiler ise Manavgat özelinde sektörü değerlendirecek.
    3 gün sürecek festivalde Manavgat yöresine ait zeytin ve zeytinyağlarının sergileneceği festival çarşısı ise 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Kültür Merkezi önünde vatandaşların ziyaretine açık olacak.

  • Senfoni orkestrasından Cumhuriyet’in 101. yılına özel konser

    Senfoni orkestrasından Cumhuriyet’in 101. yılına özel konser

    Kepez Belediyesi’nin Antalya Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrası, Cumhuriyet’in 101. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Erdem Bayazıt Kültür Merkezi’nde konser verdi. Her yaştan 65 yetenekli öğrencinin sahne aldığı konser, yoğun ilgi gördü.
    Kepez Belediyesi, Cumhuriyet etkinliklerinin finalini Antalya Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrası Konseri ile taçlandırdı. Şef Engin Beslek yönetimindeki orkestra, her yaştan 65 yetenekli öğrenciyi sahneye taşıdı. Erdem Bayazıt Kültür Merkezi’ndeki konserde, klasik müzik ve Türk müziğinden birçok eser müzikseverlere sunuldu. Özellikle genç yeteneklerin sahne performansı ve müzikal yetenekleri dinleyicilere keyifli anlar yaşattı.

    Hem geleneksel Türk müziği eserleri hem de klasik müzik repertuvarından seçmeler, dinleyicilere farklı bir müzikal zenginlik sundu. Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği Cumhuriyet Konseri’ne, Kepez Belediye Başkan Yardımcısı Evrim Yalçın, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kepez’de Cumhuriyet Bayramı’nın çeşitli etkinliklerle kutlandığına değinen Başkan Yardımcısı Yalçın, “Cumhuriyetimizin 101. yılını ilçemizin dört bir yanında 7’den 70’e hep beraber kutladık. Cumhuriyet Bayramı coşkusunu birlikte yaşadık” diyerek konsere emeği geçen genç yeteneklere, Orkestra Şefi Engin Beslek’e ve yoğun ilgi gösteren katılımcılara teşekkür etti.

  • İklim ve Çevre Bilim Merkezi 1 yaşında

    İklim ve Çevre Bilim Merkezi 1 yaşında

    Mersin Büyükşehir Belediyesinin iklim ve çevre bilincinin artırılması amacıyla hizmete sunduğu Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi 1. yaşını kutladı. Cumhuriyet’in 100. yılında açılan ve birinci yılına özel ‘1. Mersin Bilim Şenliği’ düzenlenen merkez, 100 bininci misafirini de ağırladı.
    Büyükşehir Belediyesinin iklim ve çevre bilincinin artırılması amacıyla açtığı Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi 1. yaşını etkinliklerle kutladı. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi koordinesinde merkezin 1. yılına özel Mercan Bilim Şenliği düzenlendi. Açılış konuşmalarının ardından pasta kesim töreni gerçekleşti.

    Merkezin kısa süre önce duyurduğu ve okulların katılım sağladığı ‘İklim Değişikliğine Hayal Dünyan ile Dur De’ ve ‘Hayalindeki Uzay’ temalarında gerçekleştirilen resim yarışmasının ödülleri sahiplerine verildi. Etkinlikte, sahne ve robot şovlarıyla çocuklar atölyelere eğlenceli giriş yaptı. Öğrenciler Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nin dışında kurulan alanda; güneş gözlemi, mikroskop ile mikroplastik ve protozoa incelemesi, VR gözlük, yanardağ deneyi, WEX robot sergisi, 3D kalem etkinlikleri, STEM, Ben Maker ile ahşap şekillendirme, şişen balon deneyi, rüzgar gülü yapımı gibi birbirinden farklı iklim ve çevre temalı atölyelere katıldı.

    “100 bininci misafiri de ağırladık”
    Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Hamit Mert Avcı, çocuklara Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’ni gezmeleri yönünde tavsiyede bulunarak “Bilim merkezinin, deneylerin, gözlem evlerinin tadını çıkarın” dedi.
    Merkezin koordinatörü Duygu Ezici de 1. yılını kutladıkları 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezinde aynı zamanda 100 bininci misafiri de ağırladıklarını söyledi. Ezici, “Projemizin karşılığını aldığı dolu dolu bir yıl geçirdik. Bugün, iç etkinliklerimizi dışarıya taşıdığımız bir gün. Deneylerimizi çocuklara dışarıda deneyimletiyoruz. Yanardağ deneyleri, VR gözlüklerimiz, 3D kalemlerimiz ve benzeri birçok deneyimiz var. Hem açılış yıl dönümümüz, hem de 100 bin misafir sayısına ulaşmamız vesilesiyle bir de pasta kestik” diye konuştu.