Kategori: Kültür Sanat

  • Rize’de mozaik sanatını icra ediyor

    Rize’de mozaik sanatını icra ediyor

    Asrın felaketinin ardından Rize’ye gelen Hatice Duran, Hatay’ın kültürü olan mozaik sanatını da peşinde getirdi.
    Evli ve 3 kız çocuğu annesi olan 42 yaşındaki Hatice Duran asrın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat 2023 depreminin ardından ailesiyle birlikte Hatay’dan ayrılarak Rize’ye yerleşti. Bir süre Rize’de yaşayan Duran, kendisinin de alanı olan mozaik sanatının Rize’de olmadığını gördü. “Hatay’a gidemiyorsak Hatay’ı buraya getiririz” diyen Duran bu kez kendi kültürlerini Rize’ye taşıdı. Kendisine bir atölye açan Duran burada Rize’ye özgü atmacadan tutun da çay filizine, Çaykur Rizespor amblemine kadar tüm Rize’yi yansıtan figürleri mozaiğe döktü.

    Rize’ye geldiğinde mozaik sanatının olmadığını gördüğünü ve bir Hataylı olarak bu sanat ile Rizelileri tanıştırmayı boynunun borcu bildiğini dile getiren Duran “Depremden sonra Rize’ye geldik. Rize’de de mozaik sanatının çok olmadığını gördüm. Bir Hataylı olarak Rize’ye bu sanatı katmanın boynumun borcu bildim. Onun için ben bu sanatı tanıtmak istiyorum. Taşların enerjisiyle insanlar tanışsın, taşlarla tanışsın, taşlardan yaptığımız bu ürünlerle tanışsın. Hem kursiyer yetiştirmek adına hem de bu sanatını tanıtmak adına bu atölyeyi açtım” ifadelerini kullandı.

    Mozaik sanatının Sümerler’den günümüze geldiğine ve sadece bir ile entegre edilmesinin doğru olmadığına, bu nedenle Rize’yi mozaik sanatı ile bütünleştirmek istediğine vurgu yapan Duran “Ben burada hem Hatay’ı yaşıyorum hem Rize’yi yaşıyorum. Yani sanat Hatay’ın sanatı diye bir sanatı bir şehre tamamen de kısıtlamak çok doğru değil. Sanat Sümerler’den bu yana olan bir mozaik sanatı ama Hatay topraklarında daha fazla bulunmuş. Hatay topraklarında daha fazla bulunduğu için orada daha çok tanınıyor daha çok biliniyor. Buraya da geldik. Artık buranın topraklarında da mozaik olacak. Biz buranın kültürünü de kendi eserlerimize yansıtacağız. Çaykur Rizespor gibi, Atmaca gibi, çay bardağı gibi, çay çiçeği gibi, buranın taş köprüsü gibi. Hepsi eserlerimizde yer alacak. İki kültürü birleştireceğiz” dedi.

    Rize’ye özgü motiflerin mozaik sanatına dökülmüş hallerinin ilgi gördüğünü kaydeden Duran sözlerinin devamında “Burada doğal taşlarla yapılmış olan tablolar çok ilgi görüyor. Çünkü doğal taşın bir enerjisi var. O doğal taş insanı çekiyor. Büyük kuşlu tablo olsun, tavus kuşu olsun. Tabii ki müze replikalarımız da çok ilgi görüyor. Tabii ki Çingene Kızı Antep ve bütünleşmiş. Çingene Kızı da çok rağbet gördü. Kabartmalı, mozaik, Çaykur Rizespor amblemi, tabii ki atmaca figürü çok ilgi gördü. Çay bardağı da çok ilgi gördü. Bu kültürü de burada yaşatacağız inşallah” şeklinde konuştu.

  • ‘Elif ve Arkadaşları 2: Perişler’ vizyonda

    ‘Elif ve Arkadaşları 2: Perişler’ vizyonda

    Türkiye’nin en çok izlenen çizgi filmlerinden “Elif ve Arkadaşları”nın yeni sinema filmi “Elif ve Arkadaşları 2: Perişler” bu hafta vizyona girdi.
    2023’te vizyona giren “Elif ve Arkadaşları: Kapadokya” adlı ilk sinema filmiyle beyaz perdede büyük ilgi gören serinin yeni macerası, küçük izleyicilerine yine eğlenceli ve etkileyici bir görsel şölen sunuyor. Uzman psikolog ve pedagogların desteğiyle hazırlanan ve her aşamasında “temiz içerik” anlayışına sadık kalınan filmde, ülkemizdeki animasyon sektöründe daha önce kullanılmayan birçok teknik kullanıldı.

    “Özgün ve keyifli bir hikaye”
    Filmin yapımcısı ve aynı zamanda yönetmeni olan İsa Doğmuş yaptığı açıklamada, “50 kişilik ekibimizle, çocukların hayal gücüne hitap eden hikâyeyi en etkileyici şekilde sinemaya taşımayı başardığımızı düşünüyorum. Özgün ve keyifli hikâye, çocukların problemler karşısında çözüm üretme, zorluklar karşısında pes etmeme, takım çalışmasının öneminin yanı sıra çocukların düşünsel ufkun gelişimine katkı sağlayacak unsurlar da bulunduruyor. Ayrıca çocuklarımızı sanal dünyadan ve internetin kötü alışkanlıklarından arındırarak, beyaz perdeye çekmeye çalışıyoruz” dedi.
    Filmin konusu ise şöyle; Kapadokya’daki maceralarından dönen Elif, odasında oyuncak ayısıyla vakit geçirirken, gizemli bir şekilde ortaya çıkan Periş ve onun yaramaz arkadaşı Tini ile karşılaşır. Bu karşılaşma, Elif’in dünyasını tamamen değiştirir. Periş ve Tini’nin gelişinin ardından Elif ve arkadaşları, yaklaşan dans yarışması için prova yapmaya çalışırken bir dizi komik ve eğlenceli olaylar zinciri başlar.

    Perişlerin gizemli dünyası olan Zerre’ye geri dönme çabaları ve Münevver teyzenin meraklı gözlemleri olayları iyice karıştırır. Zerre’de düzenlenen büyük tornet yarışı ve yeryüzündeki dans yarışması, iki dünyayı birbirine bağlayan heyecan dolu bir serüvene dönüşür. Perişlerin yeryüzünde fazla kalamamaları ve hastalanma tehlikesi, Elif ve arkadaşlarını zamanla yarışan bir maceranın içine sürükler ancak dans konusunda uzman olan Periş, Elif ve arkadaşlarına büyük bir yardım sunar. Filmin finalinde, modern ve yöresel dans figürlerinin birleştiği sahne izleyicileri hem eğlendirecek hem de duygulandıracak.

  • Meryem Ana Kilisesi yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor

    Meryem Ana Kilisesi yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor

    Nevşehir Belediyesi tarafından turizme kazandırılan tarihi Meryem Ana Kilisesi, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Kilisenin son ziyaretçileri Fransa’nın başkenti Paris’ten gelen Antakyalı Hristiyan Ortodokslar Derneği üyeleri oldu.
    Kayaşehir bölgesinde 1849 yılında yaptırılan ve 1924 yılındaki mübadele dönemine kadar yörede yaşayan Rum azınlık tarafından kilise olarak kullanılan tarihi Meryem Ana Kilisesi, Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı’nın öncülüğünde gerçekleştirilen restorasyon ve konservasyon çalışmalarının ardından ziyarete açılması ile birlikte turistlerin yoğun ilgisini çekti.

    İnşa edildiği 1849 yılından 1924’e kadar Ortodoks Rumların ibadethanesi, 1950-1983 arasında ise cezaevi olarak kullanılan ve sonrasında yaklaşık 40 yıl atıl kaldıktan sonra turizme kazandırılan tarihi yapı, Kapadokya’ya gelen yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret ediliyor. Meryem Ana Kilisesi’nin son ziyaretçileri ise, 1970’li yıllara kadar Hatay’da yaşayan ve bu tarihten itibaren Fransa’ya göç eden Ortodokslar tarafından Paris’te kurulan Antakyalı Hristiyan Ortadokslar Derneği üyeleri oldu.

    Nevşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünde görevli arkeolog ve rehberler eşliğinde tarihi yapıyı gezen konuklara bilgiler verildi. Kayaşehir bölgesinde bulunan tarihi kaya oyma yamaç yerleşim merkezi ve Meryem Ana Kilisesi’ni büyük bir hayranlıkla gezdiklerini belirten Antakyalı Hristiyan Ortodokslar Derneği Başkanı İbrahim Küçükoğlu, Belediye Başkanı Rasim Arı’ya teşekkür etti.
    Küçükoğlu, “Biz Antakyalıyız ve bu vatanın çocuklarıyız. İlk defa Kapadokya ve Nevşehir’e geldik. Dernek üyelerimiz ile birlikte bir Anadolu turu gerçekleştiriyoruz. Bu seyahatimiz çerçevesinde Nevşehir’e konuk olduk. Buradaki tarihi mekanlarda gerçekleştirilen çalışmaları görünce çok mutlu olduk. Bu tarihi yapıları ayakta tutmak için çaba gösterip turizme kazandıran Nevşehir Belediye Başkanı Sayın Rasim Arı’ya ve tüm yetkililere teşekkür ediyoruz” dedi

  • 3 bin yıllık tarihi kentteki tiyatro ve stadyum gün yüzüne çıkıyor.

    3 bin yıllık tarihi kentteki tiyatro ve stadyum gün yüzüne çıkıyor.

    Geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın’ın ilk yerleşim yerlerinden olduğu düşünülen Tralleis Antik Kenti’nde kazı çalışmaları aralıksız sürerken, 3 bin yıllık tarihi kentteki tiyatro ve stadyum gün yüzüne çıkmayı bekliyor.
    Aydın’ın merkez ilçesi Efeler’de bulunan ve ilk yerleşim yerlerinden olduğu düşünülen Tralleis Antik Kenti, yapılan kazı çalışmalarıyla tarihe ışık tutmaya devam ediyor. İlk defa 1996 yılında kazılara başlanan Tralleis Antik Kenti’nde kazılar bu sene 28’inci yılına girerken bölgede çalışmalar, hız kesmeden büyük bir heyecanla devam ediyor.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında Aralık ayının sonuna kadar kazıların devam edeceği antik kente yakın bölgede keşfedilen tiyatro ve stadyum ise gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Tiyatro ve stadyumun yan yana olmasının antik çağda çok nadir görülen bir özellik olduğuna ve bu açıdan da önemli bir bölge olduğuna dikkat çeken Tralleis Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Murat Çekilmez, yapılan keşif incelemelerinde 5 ila 10 bin kişilik bir kapasitesi olduğu tahmin edilen tiyatronun duvarlarının da çok iyi korunduğunu tespit ettiklerini belirtti.

    “Anadolu’nun en büyük gymnasium kompleksini anlamaya yönelik çalışmalar sürüyor”
    Geleceğe Miras projesi kapsamında kazı çalışmalarının Aralık ayına kadar devam edeceğini ifade eden ADÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Tralleis Kazı Başkanı Prof. Dr. Murat Çekilmez, “2024 yılı itibarıyla Cumhurbaşkanımızın kararıyla kazı başkanı olarak atandım. 2024 yılında Temmuz ayında başlayan kazılarımız Aralık ayının sonuna kadar devam edecek. Bu çalışmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras projesi kapsamında yapılıyor.

    Sütunlu Cadde olarak adlandırdığımız hamam, gymnasium kompleksinin kuzeyindeki caddede çalışmalara başladık. Daha sonra çalışma alanımız Anadolu’nun en büyük hamam, gymnasium kompleksi olarak bildiğimiz buradaki eski hamam gymnasium kompleksinin içerisindeki mekanları anlamaya yönelik oldu. Geleceğe Miras projesi kapsamında devam eden arkeolojik kazı çalışmaları, 2024 yılının Aralık ayının sonuna kadar devam edecek” dedi.

    “Antik çağda çok nadir görülen bir özellik”
    2025 yılı kazılarında tiyatro ve stadyum bölgesinde çalışma gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade eden Kazı Başkanı Çekilmez, “1888 yılında ilk defa Alman Orient Komitesi tarafından Tralleis Tiyatrosu’nda kazı çalışmaları başladı. Biz, gelecek yıllarda burada çalışma yapmayı planladığımız için Tralleis Antik Kenti Tiyatrosu’nda 2024 yılında burada tekrar bir keşif yapmayı düşündük. Tiyatro yaklaşık 5 bin ila 10 bin kişilik bir boyutta. Çanağı, yani o seyircilerin oturduğu alanla birlikte çevresindeki duvarlar oldukça iyi korunmuş durumda.

    Tiyatronun hemen yakınında ise aslında antik çağda çok nadir görülen bir özellik var. O da tiyatrolarla stadyumların yan yana yapılması. Tralleis Antik Kenti işte böyle bir özelliğe sahip. Tiyatronun hemen bitişiğinde tek apsisli, oldukça büyük boyutlu bir stadyumumuz var. Önümüzdeki yıllarda Geleceğe Miras projesi kapsamında yapacağımız yeni projelerle hem tiyatroda hem de stadyumda arkeolojik kazı çalışmaları yapmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

    “2025 yılında ziyarete açmayı düşünüyoruz”
    Cumhurbaşkanlığı kararıyla 12 ay süreli kazı izni bulunan Tralleis Antik Kenti’nde işçiler ve bilim insanlarıyla birlikte 100 kişilik bir ekip çalışmaya devam ederken, kentin ziyarete açılması için hazırlanan projelerin de tamamlandığını sözlerine ekleyen Çekilmez, “Tralleis Antik Kenti’nin turistler tarafından ziyaret edilmesi, ziyarete açılması ile ilgili projeleri yürütüyoruz. 2024 yılının Haziran ayında çevre düzenleme projemizi tamamladık. 2025 yılında antik kenti turizme açmayı düşünüyoruz. Çevre düzenleme projesini tamamlamayı düşünüyoruz. Özellikle bu konuda Kültür ve Turizm Bakanımız, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Aydın Valimizin çok büyük destekleri var. Kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi.

  • 500 yıllık katmeri Dubai çikolatasıyla buluşturdu

    500 yıllık katmeri Dubai çikolatasıyla buluşturdu

    Dünyada ün salan ve Türkiye’de son günlerde gündem olan Dubai çikolatası Gaziantep’te katmerle birleştirilerek müşterilerin beğenisine sunuldu.
    Dünyada adıyla ve tadıyla ün salan Dubai çikolatası, Türkiye’de de tatlı severlerin gönlünü fethederek ün kazandı. Gaziantepli Tatlı ustaları ise bu popüler çikolatayı 500 yıllık geleneksel katmer ile buluşturarak müşterilerin beğenisine sunmaya başladı.

    Dubai çikolatası, ince kadayıf ve bol fıstık konuluyor
    Özellikle Gaziantep’te katmer sevenler arasında büyük ilgi gören Dubai çikolatalı katmer, hamurunun içine Dubai çikolatası, ince kadayıf ve bol fıstık konularak hazırlanıyor. Bu yeni lezzet, katmerin çıtırlığıyla çikolatanın benzersiz aromalarını bir araya getirerek tatlı severlere farklı bir deneyim yaşatıyor. Hem göze hem damağa hitap eden bu sunum, kısa sürede sosyal medyada da yoğun ilgi görürken Dubai çikolatalı katmeri duyan müşterileri ise ikiye böldü. Bir taraf 500 yıllık katmerin özgünlüğünün bozulmaması gerektiğini savunurken diğer taraf ise gençler tarafından trend olacağını ve çok sevileceğinin vurgusunu yaptı.

    “500 yıllık geleneksel tatlımıza yenilik kattım”
    Geleneksel katmere yenilik kattıklarını söyleyen işletme sahibi Emre Yılmaz, “Biz uzun zamandır Dubai çikolatalı katmer yapıyoruz. Büyük bir miktarı fıstıktan oluşan bu çikolatanın nasıl Gaziantep değil de Dubai çikolatası olduğuna kızarak bu yeniliği 500 yıllık geleneksel tatlımız olan katmere katmayı düşündüm. Burada hazırladığımız katmere iç harcını ve kendi üretimimiz olan Dubai çikolatasını ekleyerek müşterilerimize sunuyoruz. Müşterilerimiz bu yeniliği tarafından güzel ilgi görüyor” dedi.

    “Gaziantep’imizin adına tescillenmesini istiyoruz”
    Dubai çikolatasının bir an önce Gaziantep çikolatası olarak tescillenmesi gerektiğini aktaran Yılmaz, “Tüm vatandaşlarımız gelenekselliğe yenilik kattığımız bu tatlıyı tadabilsin diye uygun fiyata yaparak 245 TL’den sunduk. Yetkililerden tek isteğimiz var, fıstık bizim coğrafi işaretimiz ve bu çikolatanın bir an önce bizim Gaziantep’imizin adına tescillenmesini istiyoruz çünkü tüm bileşenler bizi, Gaziantep’i tarif ediyor” ifadelerini kullandı.

    Müşteriler ikiye bölündü
    Geleneksel reçetesinin bozulmaması gerektiğini ifade eden Tülin Tulsuz,“Ben katmeri çok severim haftada bir yerim. Dubai çikolatasını yedim ama katmer tarihi bir lezzet olduğu için reçetesinin bozulmaması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
    Gönül Ozansoy ise “Biz alıştığımız klasiklerden vazgeçemiyoruz ama yeni bir tadı da gençler tercih ediyor. Onu da görmezden gelmemek lazım” diye konuştu.

  • Uludağ İçecek’ten Cumhuriyet’e armağan “Bir Ulus Uyanıyor” konseri, Türkiye’yi geziyor

    Uludağ İçecek’ten Cumhuriyet’e armağan “Bir Ulus Uyanıyor” konseri, Türkiye’yi geziyor

    Uludağ İçecek Türk A.Ş.’nin besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı’ya sipariş ettiği eser, ilk olarak 10 Aralık 2023’te Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ile prömiyerini gerçekleştirdi. 2024 yılı boyunca Türkiye’nin dört bir yanında sergilenen eser, 18 Mayıs tarihinde CRR Senfoni Orkestrası tarafından İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda, 31 Ağustos’ta da Eskişehir Senfoni Orkestrası tarafından Eskişehir Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde sahnelendi.

    “Bir Ulus Uyanıyor” adlı eser Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında, 25 Ekim’de Antalya Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde, Besteci ve Orkestra Şefi Oğuzhan Balcı’nın yönetiminde Antalyalı sanatseverlerle buluştu.

    Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen kurtuluş mücadelesini, halkın cesaretini ve vatan sevgisini anlatan “Bir Ulus Uyanıyor” eserinde, Mezzo Soprano Aylin Ateş, Tenor Ufuk Toker ve Bariton Caner Akgün solist olarak yer alırken; anlatımı Metin Yazarı Ersin Antep gerçekleştirdi.

    Sanatseverler orkestrayı dakikalarca ayakta alkışladığı konser sonunda gazetecilere açıklama yapan Oğuzhan Balcı, “10 bölümlü, 3 solist ve senfonik orkestra için bir müzik yazdım. Buradan geriye baktığımızda tam anlamıyla kurtuluş dönemi hikayelerinin olduğu, bunun hem somut hem soyut anlayışta müzikal bölümlerle anlatıldığı bir senfonik eser olduğunu söyleyebilirim” dedi.

    Müziğin çok güçlü bir sanat dalı olduğuna dikkat çeken Balcı, “Anlatmak istediğiniz bütün duyguları müzikle anlatabiliyorsunuz. Ulu Önder Mustafa Kemal ve adını bildiğimiz, bilmediğimiz nice kahramanı kendi müzik dilimle anmak istedim. Aslında onlara teşekkür etmek istedim” diye konuştu.

    Eser, yıl boyunca farklı şehirlerde gerçekleşen konserlerle çok sayıda sanatseverin beğenisine sunulacak.

  • İznik Gezi Rehberi yayında

    İznik Gezi Rehberi yayında

    Kırgızlar-Ayasofya, Ayasofya-Lefke ve Antik Su Yolları-Bazilika rotalarıyla İznik’i ziyaret edeceklere büyük kolaylık sağlayacak gezi rehberine internet ortamında da erişilebiliyor.

    İznik Gezi Rehberi’nin sunuş yazısında açıklamada bulunan Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, “Kentlerin ortaya çıkışında çok farklı etkenlerin bir araya gelmesi gerekir. Kimi kentler tarımsal, kimi kentler sınai, kimileri askeri, kimilerinin de turizm ihtiyaçları neticesinde bir mekânda ortaya çıktığını görürüz. İznik şehrimizin ortaya çıkmasında en etkili faktörlerin başında şehir ve kutsal ilişkisinden mülhem Kutsal’ın bulunduğu bir gerçektir. Bir kentin her ne sebeple kuruluyor olursa olsun hayatiyetini sürdürebilmesi, gelişip serpilebilmesi, çağlar ve medeniyetler üstü bir konum elde edebilmesi için tüm etkenlerle bir biçimde buluşması gerekiyor. İznik şehri tam da bu noktada bir kesişme noktası olmuş; medeniyetler, şehircilik, tarım, turizm konularında söyleyecek sözü her zaman olmuştur. Her bir köşesinde hayatın taştığı bu şehir için bir gezi rehberi ve üç adet birleşik gezi rotası oluşturduk. Yenişehir Kapı’dan Lefke Kapı’ya, Antik Roma Tiyatrosu’ndan Süleyman Paşa Medresesi’ne, İznik Ayasofya Orhan Camii’nden, Eşrefzade Camii’ne, İstanbul Kapı’dan Bazilika’ya değin uzanan bu müstesna noktalar arasında gezerken kültüre, sanata, mimariye, medeniyetleri besleyen yapılara, ilim ve irfan merkezlerine rastlayacaksınız. İznik bir hazinedir.

    Her hazine için de muhakkak bir harita gerekir. Kırgızlar-Ayasofya, Ayasofya-Lefke ve Antik Su Yolları-Bazilika rotalarıyla oluşturduğumuz İznik Gezi Rehberi ve haritasını sizlere takdim ediyoruz.
    Farklı medeniyetlere başkentlik ve ev sahipliği yapmış, kutsalın mekân, mimariye ve şehre yansımalarının izinin sürüldüğü gezi rotalarımızda güzel hatıralar biriktireceğinizi umuyor, bu vesile ile selam ve sevgilerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

    İznik Gezi Rehberi’ne online olarak www.gezirehberi.iznik.bel.tr adresinden erişilebiliyor.

  • Devlet Tiyatroları’nın tek Tiyatro Kursu seçmelerini yaptı

    Devlet Tiyatroları’nın tek Tiyatro Kursu seçmelerini yaptı

    Bursa Devlet Tiyatrosu, 1972’den bu yana aralıksız olarak düzenlediği Feraizcizade Gençlik Tiyatro Kursu’nun bu yılki yetenek sınavlarını 19-20 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdi. Tiyatroya ilgi duyan 98 genç, kursa katılabilmek için sahne yeteneklerini sergiledi. Seçici kurulda, Bursa Devlet Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Sezai Yılmaz, sanatçılar Salih Cem Şener, Acan Ağır Aksoy, Belgin Bilgin ve Ali Volkan Çetinakaya yer aldı.
    26 Ekim’de başlayacak olan kurs, genç yeteneklerin sanatsal gelişimlerini desteklemeyi ve tiyatroya olan ilgiyi artırmayı amaçlıyor. Adaylar, seçmeler sırasında şarkı, şiir ve tiratlarla performanslarını sergileme şansı buldu. Deneyimli eğitmenler tarafından değerlendirilen adaylar arasından en uygun kursiyerler seçildi.

    Kurs çerçevesinde gençlere; mimik, doğaçlama, konuşma sanatı, tiyatro tarihi, hareket ve şan gibi konularda eğitim verilecek. Bu eğitimler sayesinde kursiyerler, hem teorik bilgi edinecek hem de pratik uygulamalarla sahne deneyimi kazanacak. Kursun sonunda sahnelecek bir oyun ile kursiyerler öğrendiklerini izleyicilere sergileme fırsatı bulacak.
    Bu geleneksel kurs, Bursa Devlet Tiyatrosu’nun genç yetenekleri keşfetme, destekleme ve Türk tiyatrosuna yeni isimler kazandırma hedefini sürdürüyor.

  • Tarihi kent Mardin’de turizm 12 aya yayıldı

    Tarihi kent Mardin’de turizm 12 aya yayıldı

    Tarihi yapılarıyla öne çıkan ve turizmde cazibe merkezlerinden olan Mardin’de inanç ve kültür turizmi hareketliliği sonbaharla birlikte de devam ediyor.
    Mardin Turizm ve Otelciler Derneği Başkanı Özgür Azad Güngör, 2024 yılında Mardin’de ciddi rakamda misafir ağırladıklarını söyledi. Mardin’deki turizmin sadece belirli mevsimlerde değil, 12 aya yayıldığını vurgulayan Güngör, turizm sezonunun hala devam ettiğini kaydetti. Mardin’in kültürüyle, sanatıyla, tarihiyle ve gastronomisiyle tanınan bir şehir olduğunu ifade eden Güngör, “Burada ciddi yatırımlar yapıldı. Mardin kültür, tarih, sanat ve gastronomisi ile tanınan bir şehir. Özellikle yaz aylarında yurt dışı ve yurt içinden gelen misafirlerimizin Mardin’e ciddi şekilde katkıları oldu” dedi.

    ”Ciddi talep var, turizm 12 aya yayıldı”
    Mardin’de ekim ayının son günleri olmasına rağmen ciddi bir talep bulunduğunun altını çizen Güngör, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
    “Kasım ayında da ciddi bir talep var. Mardin’de turizm şu an 12 aya yayılmış durumda. Hedefimiz 1 milyon konaklama. En son 750 bin konaklamaya ulaştık şu an hedefimiz 1 milyon konaklamaya ulaşmak. 1 milyon konaklama ile 2 milyon giriş çıkış sağlayıp Mardin’imizi daha iyi yerlere getirmek istiyoruz. Ciddi bir otel furyası açıldı Mardin’de. Gerek konaklarımızın restorasyonu gerekirse büyük otel açılması katma değer veriyor. Altyapımızda bunlara müsait. Burada artık kongrelerde, eğitimler ve seminerler de yapılıyor. Mardin’imizin o mistik tarihine çok rahatlıkla gezip iyi bir şekilde tanıtıp gezen misafirlerimize de Mardin’imizi tanıtmak hedefindeyiz” diye konuştu.

  • Müzeler Pazartesi açık olacak

    Müzeler Pazartesi açık olacak

    Odunpazarı Belediyesi, bu yıl 9.’su düzenlenen Uluslararası Cam Festivali ve 5. Ulusal Lületaşı Festivali kapsamında, pazartesi günleri kapalı olan müzelerini ziyaretçileri için açacak.
    Odunpazarı Belediyesi, pazartesi günleri kapalı olan Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi, Ahşap Eserler Müzesi, Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf Müzesi, Lületaşı Müzesi, Sıcak Cam Atölyesi, Cam Müzesi, Yeşil Efendi Konağı Atatürk ile Bir Gün Müzesi, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi ile Ataol Behramoğlu Kitaplığı ve Edebiyat Müzelerinin açık olacağını duyurdu.
    Odunpazarı Belediyesi yetkilileri, ayrıca 5. Ulusal Lületaşı Festivali kapsamında Lületaşı ustalarının çalışmalarını yapacağı Ahşap Eserler Müzesi’nin festival boyunca ücretsiz gezilebileceğini duyurdu. Odunpazarı Belediyesi, tüm sanatseverleri ve ziyaretçileri festival boyunca açık olan müzelerde bu özel etkinliklere katılmaya davet etti.