Antalya Büyükşehir Belediyesi 14. Kitap Fuarı, bu yıl 25 Ekim – 3 Kasım tarihleri arasında Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezinde kitapseverleri, yazarlar ve kitaplarla buluşturacak. Antalya Kitap Fuarı’na bu yıl 271 yazar ve 225 ulusal ve uluslararası yayınevi katılıyor. Antalyalı yerel yazarlar da açılacak stantta okurlarıyla bir araya gelecek. 25 Ekim Cuma günü saat 11.00’de resmi açılış töreni gerçekleştirilecek fuarın onur konuğu İlker Başbuğ olacak.
Fuarda; CHP Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır, İlber Ortaylı, İsmail Küçükkaya, İclal Aydın, Ümit Özdağ, Gani Müjde, Tuna Kiremitci, Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, Barış Terkoğlu, Timur Soykan, Saygı Öztürk, Hidayet Karakuş, Erol Mütercimler, İnci Aral, Kemal Varol, Enver Aysever, Ahmet Telli gibi birbirinden değerli yazarlar Antalyalı kitapseverler ile buluşacak. Fuarda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in de iki kitabını okurları için imzalayacak. İlçe belediyelerin de katkılarıyla 19 ilçeden öğrencilerin fuarı ziyaret etmesi sağlanacak.
Kategori: Kültür Sanat
-
14. Antalya Kitap Fuarı kapılarını yarın açılıyor
-
Bulanıklı öğrenciler Ahlat’ı gezdi
Bulanık Kaymakamlığı tarafından Ahlat’a gönderilen öğrenci ve öğretmen, ilk olarak Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığını ziyaret etti. Ahlat’ın genel tarihi ve Selçuklu Meydan Mezarlığı hakkında bilgi alan öğrenciler, mezar taşlarını dikkatle incelerken, bol bol fotoğraf çektiler.
Daha sonra Emir Bayındır Kümbeti ve Kale Mahallesi’ni de gezen öğrenciler, ardından Van Gölü sahilinde dolaştıktan sonra ilçeden ayrıldı.
Gezi sonunda gazetecilere açıklama yapan Bulanık Kaymakamı Ömer Övünç Koşansu, Ahlat’ın kendisinde çok farklı bir yer edindiğini belirterek, “Bu nedenle öğrencilerimizi mutlaka buraya göndermem gerektiğini düşünmüştüm. Kaymakamlık olarak hazırladığımız ‘Her Yolculuk Bir Hazine’ proje kapsamında 420 öğrenci, 30 öğretmenimizin öncülüğünde Ahlat’ın tarihi değerlerini görme imkânı buldular. Geleceğimiz olan öğrencilerin sevinci bizleri de sevindirdi. Türk gençliğinin mutlaka Ahlât’a gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Türk tarihinin başlangıç yeri olarak Ahlat görülmesi gereken bir yer” dedi.
Bulanık İlçe Milli Eğitim Müdürü Yalçın Tunçel ise Kaymakam Ömer Övünç Koşansu tarafından hayata geçirilen “Her Yolculuk Bir Hazine” projesi kapsamında köylerde okuyan ortaokul öğrencilerine yönelik Bitlis’in tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü ilçesi Ahlat’a keyifli bir gezi düzenlendiğini söyledi. Tunçel, “Bu gezi, öğrencilerimizin hem tarihi mirasımızı yakından tanımalarını hem de doğayla iç içe vakit geçirmelerini sağladı. Öğrencilerimiz sınıf içi öğrenmenin ötesinde, kültürel ve tarihi değerlerimizi yerinde görme ve anlamlandırma imkânı buldu. Onun için kaymakamımıza teşekkür ederim. Ev sahipliğinden ötürü Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl’e ve Ahlat İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Rafet Akgün’e teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.
İlk defa Ahlat ilçesine giden öğrenciler ise Ahlat’ın tarihi ve doğal güzellikleri karşısında oldukça etkilendiklerini belirttiler. -
Canik’te teröre lanet
Samsun’un Canik Belediyesi’nin ilçede gerçekleştirdiği konferansta, İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü soykırım ve TUSAŞ’a yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı lanetlendi.
Canik Belediyesi ve Samsun Milli İrade Platformu (SAMİR) iş birliğiyle ilçede ‘Kudüs Bize Ne Söyler?’ adlı konferans programı gerçekleştirildi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Umre ve Kudüs Rehberi Ahmet Kürşat Batur, İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü soykırım, Yahudi yerleşimcilerin Filistin’de gerçekleştirdiği gasp olayları ve toprak işgallerine yönelik bilgiler aktardı. Programda, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi’nin (TUSAŞ) Ankara’nın Kahramankazan yerleşkesine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı da lanetlendi.Sezai Karakoç Canik Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda Umre ve Kudüs Rehberi Ahmet Kürşat Batur, İsrail’in Filistin’e yönelik Siyonizm temelli soykırımı, İsrail’in Filistin ve Gazze’ye yönelik sürdürdüğü ambargo ile Gazze’de yaşanan gıda krizine ilişkin bilgiler aktardı. Kudüs’te İsrail askerlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin, Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği şiddet ve gasp olaylarına ilişkin şahit olduğu olayları vatandaşlarla paylaşan Umre ve Kudüs Rehberi Batur, Kudüs ve Mescid-i Aksa bölgesine ilişkin gözlemlerini de vatandaşlara aktardı. Vatandaşların büyük bir ilgiyle katıldığı programda, TUSAŞ’ın Ankara’nın Kahramankazan yerleşkesine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı şiddetle kınandı. Terör saldırılarının ve terör gruplarının nefretle kınandığı programda güvenlik güçlerine ve Filistin halkına yönelik destek mesajları verilirken, şehitler için dualar edildi.
Programa kamu kurum ve kuruluşları temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. -
İki usta bir yörede, Erzurum Türküleri’nde buluşuyor
Türk Halk Müziği’nin iki kıymetli ismi, türkü ustaları Muharrem Akkuş ve Mehmet Çalmaşur, “İki Usta Bir Yöre: Erzurum Türküleri” konserinde bir araya geliyor.
Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan paylaşımda, “Erzurum’un eşsiz kültürünü, derin köklerinden kopmadan geleceğe taşımaya devam ediyoruz. 25 Ekim Cuma günü saat:19.00’da İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi’mizde gerçekleşecek olan “İki Usta Bir Yöre: Erzurum Türküleri” konser programıyla şehrimizin değerli türkü ustaları Muharrem Akkuş ve Mehmet Çalmaşur’u ağırlayacak olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu özel etkinliğe katılımınızla kültürümüzü birlikte yaşatmaya, birlik ve beraberliğimizi türkülerle pekiştirmeye davetlisiniz. Birlikte türküler söyleyelim, Erzurum’un ezgilerini gönüllerimize nakşedelim.” denildi. -
“Mahallede Köylerde Kültür Sanat Her Yerde” Etkinliği
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Balıkesir Güzel Sanatlar Derneği ve İstanbulluoğlu Sosyal Bilimler Lisesi iş birliğiyle düzenlenen “Mahallede Köylerde Kültür Sanat Her Yerde” okul ziyareti etkinliği, sanat dolu anlara ev sahipliği yaptı.
Etkinliğe, Vali Yardımcısı Doç. Dr. Şükrü Yıldırım, Vali Yardımcısı Dr. Mustafa Ilhan, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü Sami Günnü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Şube Müdürü S. Ebru Ekici ile birlikte okul yönetimi ve öğretmenler katıldı. Ayrıca, Güzel Sanatlar Derneği Başkanı Mualla Can, sanatçı Onur Yaman, BAFAT Halk Oyunları Ekibi ve derneğin seçkin sanatçıları, öğrencilere unutulmaz bir gün yaşattı.
Etkinlik kapsamında, Türk Süsleme Sanatları, Geleneksel El Sanatları, resim, müzik ve halk oyunları gibi çeşitli canlı performanslar sergilendi. Öğrenciler, farklı sanat dallarının zenginliğini keşfederken, geleneksel kültürün ve sanatın önemini bir kez daha anladılar.
Bu tür etkinliklerin, gençlerin kültürel ve sanatsal gelişimlerine büyük katkı sağladığını belirten yetkililer, gelecekte de benzer projelerin devam edeceğini ifade ettiler. Sanatın, eğitimle buluştuğu bu tür organizasyonların, toplumda sanata ve kültüre olan ilginin artmasına önemli bir zemin hazırladığına dikkat çekildi -
8. Mehmet H. Doğan Ödülü’nün sahibi Hasan Turgut oldu
Nilüfer Belediyesi’nin Türkçe yayımlanmış şiir eleştirilerinin önemine dikkat çekmek amacıyla bu yıl 8’incisini düzenlediği Mehmet H. Doğan Şiir Eleştirisi Ödülü, sahibini buldu. Türk edebiyatının önde gelen eleştirmenlerinden Mehmet H. Doğan anısına verilen ödülün bu yılki kazananı, “Araziyi Düzleştirmek: Gülten Akın Şiirinde Ortaklığın İnşası” adlı eseriyle Hasan Turgut oldu.
Nazım Hikmet Kültürevi’nde düzenlenen ödül törenine edebiyatseverler yoğun ilgi gösterdi. Törene, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin ve Seçici Kurul Başkanı Metin Celâl’in yanı sıra edebiyatçılar ve şairler katıldı.
Törenin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, 2012 yılında açılan Nilüfer Şiir Kütüphanesi’nin Türkiye’nin ilk ve tek şiir kütüphanesi olduğunu söyledi. Kütüphanenin Türkçe şiir ve çevirilerinden antolojilere, şairlerin kişisel eşyalarına kadar geniş bir koleksiyona ev sahipliği yaptığını belirten Şahin, bu kütüphanenin Türk şiirinin tarihine ışık tuttuğunu ifade etti.
Mehmet H. Doğan Şiir Eleştirisi Ödülü’nün amacının Türkiye’de yayımlanmış şiir eleştirilerine dikkat çekmek, Türk şiirine ve kent kültürüne katkı sağlamak olduğunu aktaran Okan Şahin, Seçici Kurul Başkanı Metin Celâl ve jüri üyelerine teşekkürlerini sundu.
Seçici Kurul Başkanı Metin Celâl ise yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kitap okuma ve üretme oranı yüksek ülkelerden biri olduğunu, ancak şiir eleştirisi türünde eser sayısının yetersiz kaldığını belirtti. Celâl, bu ödülle, şiir eleştirisi alanında eser veren yazarları teşvik etmeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Hasan Turgut: “Yeni pencereler açmayı hedefledim”
Ödül töreninde konuşan Hasan Turgut, Bursa’da büyüdüğünü ve kentin kendisi için özel bir yere sahip olduğunu ifade etti. Eseriyle ilgili düşüncelerini paylaşan Turgut, “Araziyi Düzleştirmek: Gülten Akın Şiirinde Ortaklığın İnşası”nın, Mehmet H. Doğan’ın savunduğu gibi şabloncu eleştirel yaklaşımlara itibar etmeyip yeni perspektifler sunmayı amaçladığını belirtti.
Açılış konuşmalarının ardından Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin ile Seçici Kurul Başkanı Metin Celâl, Hasan Turgut’a ödülünü verdi.
Ödül takdiminin ardından gerçekleşen söyleşide Turgut, Metin Celâl’in sorularını yanıtladı. Turgut, Gülten Akın’ın sosyalist, toplumsal gerçekçi dönemini mercek altına almak istediğini söyledi. Gülten Akın’ın 1950’lerden itibaren Türk edebiyat sahnesinde olduğunu belirten Hasan Turgut, şairin en aktif ve şiirinin kaynaklarının 1970’lerdeki toplumsal gerçekçi dönem olduğunu ifade etti.
Beş şairden özel performans
Törenin ardından düzenlenen Sesli Şiir Antolojisi, edebiyatseverlere keyifli anlar yaşattı. Şairler; Adnan Özer, Gülce Başer, Oğulcan Kütük, Turgay Kantürk ve Zeynep Köylü, Trio Lotus grubunun müzikleri eşliğinde şiirlerini seslendirdi.
-
MÖ. 3400 yıla ait silindirik mühür sergilendi
Diyarbakır’da Amida Höyük kazılarında bulunan Uruk Dönemi’ne ait M.Ö. 3400 ile 3100 yılları arasında tarihlendirilen silindirik mühür sergilendi.
Höyük kazıldıkça çok sürpriz buluntularla karşılaşmaya devam edeceklerini kaydeden Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız, “Bu yıl saray kapı kısmında, kral yolunun devamında açtığımız açmada daha önce netleşmiş yanık izlerinden sonra gelen tabakalardaki gerek opsidyen parçalarından, gerek çanak çömlek parçalarından buradaki yerleşimin 10 bin yıla kadar çıktığı netleşmiş oldu. Bunlar da analize gönderilecek. Biz şu anda tahmini tarihi söylüyoruz” dedi.İç Kale Artuklu Sarayı kazısı, merkez Sur ilçesinde, İçkale Müze Kompleksi alanındaki Amida Höyük’te yapılıyor. Kazının yapıldığı alan, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunuyor. İlk kez 1961-62 yıllarında Prof. Dr. Oktay Aslanapa başkanlığında yürütülen kazı, 56 yıl aranın ardından Dicle Üniversitesi Rektörlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla 2018 yılında Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yeniden başladı.
Hurri-Mitanniler, Bitzamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Büyük Tigran Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı’nın aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte 7 yıldır kazı çalışmaları devam ederken, Cumhurbaşkanlığı kararıyla yürütülen 12 aylık kazılar statüsünde bulunuyor.
Prof. Dr. İrfan Yıldız, 2024 yılı kapsamında yaptıkları çalışmalarda hem kral yolu kısmında, hem de sarayın bulunduğu alanda çalışmaların devam ettiğini belirterek, bu yıl ki çalışmalarda özelikle silindirik mühür bulunduğunu söyledi.
Silindirik mührün kendileri için önemli olduğunu ifade eden Yıldız, “Çünkü kazımızda ilk bulunan silindirik mühür.Kazı çalışmaları kapsamında 2018 yılından beri yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 1800 yıllık gizli geçit, su kanalları bulunmuştu. 1700 yıllık kral yolu ve mezar odaları, 800 yıllık mermer parçaları, MÖ. 5 bin, 7 bin yıllarına ait, yaklaşık 7-9 bin yıllık yangın tabakaları gelmişti. Bu yıl yaptığımız çalışmalarla artık Amida Höyük’te 10 bin yıldır kesintisiz olarak yaşamın devam ettiği netleşmiş oldu. Kesintisiz yaşamın olması bakımında Amida Höyük şu an dünyada ikinci kent konumundadır. Filistin’in Eriha kentti 11 bin yıllık tarihi ile birinci sırada yer alıyor” dedi.
Amida Höyük kazıldıkça çok sürpriz buluntularla karşılaşmaya devam edeceklerini kaydeden Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:
“Mühür, silindirik bir mühür. Tarih olarak Geç Uruk Dönemi’ne MÖ. 3400 ile 3100 yılları arasında tarihlendirebileceğimiz bir mühür. Bu mührün benzeri daha önce Diyarbakır Bismil Müslüman Tepe kazılarında da çıkmıştı. Orada tam çıkmıştı, bizim kırık olarak geldi. Mührün üzerinde baklava dilimi şeklinde geometrik süslemeler bulunmaktadır. Mühür, hem yapıldığı dönem özelliği bakımından, hem üzerindeki süslemelerle eşsiz bir mühür konumundadır.Bu tür mühürler genelde belgelere, çuvalların ağzını kapatmak, çömleklerin ağzını kapatmak için kullanılmaktadır. Mührün bulunuşu o dönem güçlü bir ticaret ağının olduğunun göstergesidir. Daha öncede kalkolitik döneme ait bir mühür bulunmuştu. Hem o mühür, hem bu mühür içerisine ip geçirilerek boyna asılan mühürlerdendir. Kazımızda bulunan ilk silindirik mühürdür, ancak kazıdaki ikinci buluntusudur.”
“Amidi, Amedi şehrinin 3 kez yandığı tespit edilmiştir”
İlk başladıklarında ortalama 5 bin yıllık bir tarih olduğunu söyleyen Yıldız, “Akabinde gelen verilerle 6,7,8 bin, en son 9 bin yıl. Özelikle şehrin MÖ. 5 bin ila 7 bin yılları arasında yakılmasından dolayı meydana gelen yangın tabakalarından dolayı o tarihi tahmin etmiştik. TUBİTAK’a gönderdiğimiz gerek yanık ahşap parçaları, gerek yanık kemik parçalarında o yangınların MÖ. 7 bin ila 5 bin yılları arasında meydana geldiği, şehrin o dönemde de önemli bir şehir olduğu ve Amidi, Amedi şehrinin 3 kez yandığı tespit edilmiştir. TUBİTAK analizleriyle Amida Höyüğün bulunduğu bugünkü Diyarbakır şehrinin tarihi 9 bin yıl olarak netlik kazanmıştı.Bu yıl Saray Kapı kısmında, Kral Yolu’nun devamında açtığımız açmada daha önce netleşmiş yanık izlerinden sonra gelen tabakalardaki gerek opsidyen parçalarından, gerek çanak çömlek parçalarından buradaki yerleşimin 10 bin yıla kadar çıktığı netleşmiş oldu. Bunlar da analize gönderilecek. Biz şu anda tahmini tarihi söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
-
Havaların soğumasıyla soba satışları arttı
Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte soba satışlarında büyük bir hareketlilik yaşanırken soba tamiri yapan esnaf günlük bin TL’ye çalışacak eleman bulamıyor. Gaziantep’te soğuk havaların etkisini göstermesiyle beraber birçok kişi bağ evi ve evlerinde ısınma ihtiyacını karşılamak için soba satın almaya yöneldi.
Ancak artan talep, soba imalatı ve tamiratı yapan esnaflar için yeni zorlukları da beraberinde getirdi. Soba imalatı ve tamiratı yapan Bülent Kavas, soba mesleğinin ölmeye başladığını söyleyerek günlük bin TL’ye çalışacak eleman bulmakta zorlandıklarını dile getirdi.
“Soba satışlarında düşüş olur ama mesleğimiz asla ölmez”
Soba Tamircisi Bülent Kavas, doğalgaz imkanlarının gelişmesiyle birlikte soba sektöründe düşüşler olduğunu belirterek, “Soba geleneği her geçen sene azalmaya başladı.Doğalgazın gelişmesi ve kentin birçok ilçesine kadar gitmesiyle birlikte soba sektöründe düşüş meydana geldi ama bizler bu mesleği devam ettirmek için çabalıyoruz. Bağ evlerinde, doğalgazın olmadığı köy ve mahallelerde, iş yerlerinde vatandaşlar ısınma sorununu ortadan kaldırmak için sobayı tercih ediyor. Soba satışlarında düşüş olur ama mesleğimiz asla ölmez” dedi.
“Günlük bin TL’ye eleman bulamıyoruz”
Bülent Kavas, özellikle gençlerin bu mesleğe ilgi göstermediğini, masa başı iş istediklerini söyleyerek, “1 buçuk yıldır tek başıma çalışıyorum. Talepleri karşılamaya çalışıyorum.Eleman yetiştirme şansımız yok. Bizler bu mesleğin son devirleriyiz. Sobacılık mesleğine talep eden kimse yok. Günlük bin TL veriyoruz ama yine de eleman bulamıyoruz” dedi. Atölyesinde tamir ettiği ve ürettiği sobaları satan Bülent Kavas, fiyatların 750 TL’den başlayıp kalitesine göre fiyatında değişiklik olduğunu söyledi.
-
50 yıllık baston ustası
Kahramanmaraş’ta baston ustasının doğaya ve hayvanlara olan sevgisi el sanatına yansıdı. 50 yıldır ahşap oymacılığı yapan 66 yaşındaki Adem Durdu, ürettiği kartal başlı bastonları başta Kahramanmaraş olmak üzere Türkiye’nin dört bir köşesine gönderiyor. Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesi Önsen Hopuru Mahallesi’nde, dağlık bölgedeki evinin bir odasında baston ve rahle yapan Durdu, 6 şubat depremlerinde şehirdeki evi ağır hasarlı hale gelince, kırsaldaki bağ evinde üretime devam ediyor.
Depremlerde iş yeri yıkılınca, köydeki bağ evine taşınarak evinin bir odasında baston ve rahle yapan usta, “Baston ve rahle benim sevdam” dedi.
Bastonla birlikte, kavukluk, rahle ile camide kullanılan mihrap işleri de yapan usta, oymacılık işini ailecek yapıyorlar. Kendisinden sonrası için torununu hazırlayan Adem Durdu, mesleğini ölünceye kadar yapacağını ifade etti.Diğer yandan, Adem ustanın yaşlı ve ihtiyaç sahiplerine bastonlarını hediye etmesi vatandaşların takdirini topluyor. Durdu, “Bu işi bağ evimde yapıyorum. Oğluma ve torunuma da öğrettim. Bu meslek benim ruhuma işledi. Branşım rahle ve baston üzerine genellikle baston üretiyorum. Bir bastonu bir buçuk günde yetiştiriyorum rahleyi 20 günde yetiştiriyorum. Kartal ve şahin başlı baston yapıyorum. Ağacı limba ve maundur. Yaptığım zaman mutlaka bir ihtiyara hediye ederim beni hatırlasın diye. Allah razı olsun derler o bana yeter” dedi.
-
Endemik bitkiler sergilendi
Meksika’da uzun yıllardır insan sağlığı açısından kullanılan bitkilerin tanıtıldığı “Bilginin kesişim noktası: De la Cruz Badiano Kodeksi” resim sergisi Nevşehir’de açıldı. Serginin açılışına Meksika, Hollanda, Arjantin ve Sri Lanka Büyükelçileri de katıldı. Kapadokya’nın merkezi Nevşehir’in uluslararası işbirliklerini güçlendirmek ve şehrin gelişimine katkı sağlamak amacıyla önemli adımlar atan Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Kayaşehir’i farklı kültürlerin buluşma noktası haline getiriyor.
Nevşehir’e uluslararası işbirlikleri sayesinde hem ekonomik hem de sosyal alanda büyük fırsatlar kazandırmak için son dönemde farklı ülkelerin büyükelçilerini Nevşehir’de ağırlayan Başkan Arı’nın, girişimleri sonucu Meksika’nın Ankara Büyükelçiliği ile Nevşehir Belediyesi işbirliğinde tarihi Meryem Ana Kilisesi’nde düzenlenen sergi, törenle ziyarete açıldı.
Sergide, Amerika kıtasında yazıldığı bilinen en eski tıbbi metin olarak kabul edilen Badianus Kodeksi’nde yer alan bitkilerin resimleri ziyaretçilerin ilgisine sunuldu.Meksika, Hollanda, Arjantin ve Sri Lanka Büyükelçileri ve Meksika Fahri Konsolosu Yavuz Demir’in de yer aldığı sergiye eşi Melek Arı ile birlikte katılan Belediye Başkanı Rasim Arı, konuklarına Nevşehir’in yöresel lezzetlerini tanıtarak bölgenin el sanatları ürünlerinden hediye etti.
Törende konuşan, Meksika’nın Ankara Büyükelçisi Jose Luis Martinez y Hernandez, ilaçların formüllerinin yer aldığı, 1552 yılında hazırlanan De la Cruz Badiano Kodeksi’nin Meksika halkının tıbbi çalışmaları için temel kaynaklardan biri olduğunu söyledi.Kodeksin tarihİ sürecini anlatan Hernandez, “Cruz Badiano Kodeksi, 227 şifalı bitkiden bahsetmektedir ve bunlardan 185’inin resimleri yer almaktadır. Ayrıca, 64 bitki sadece adıyla anılmıştır. Kodekste yer alan farmasötik şekiller balsam, lapa, alçı, emülsiyon, kompres gibi çeşitlidir. Bu eser, şu anda Meksika’da Ulusal Antropoloji ve Tarih Kütüphanesindedir.” ifadelerini kullandı.
Hernandez, sergiye sağladığı desteklerden dolayı Belediye Başkanı Rasim Arı’ya teşekkür etti.Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı ise kültürel anlamda değerli bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Büyükelçilerin şehir ziyaretlerinin, sadece diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi değil, aynı zamanda yerel halkın farklı kültürleri tanıma fırsatı bulması açısından da büyük önem taşıdığını belirten Arı, ayrıca, bu işbirlikleriyle yerel halkın da faydalanacağı çeşitli etkinlikler ve projeler düzenlemeyi planladıklarını kaydetti.Arı, “Endemik bitkilerin Meksika’daki önemini biliyoruz. Anadolu’nun da endemik bitki yönünden zengin olmasından dolayı Nevşehir’de etkinlik düzenlemenin mutluluğunu yaşıyorum. Yakında Meksika ile kardeş şehir projesinin de imzasını atacağız. Bütün büyükelçilerimizle ortak hareket ederek, iyi ilişkiler kurarak işbirlikleri yapacağız.” diye konuştu.
Nevşehir’de yetişen endemik bitkilerin tanıtıldığı 10 posterin de yer aldığı sergi, 17 Kasım 2024 tarihine kadar gezilebilecek.