Kategori: Kültür Sanat

  • ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödülü

    ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödülü

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan İnsan Hazineleri ödülünde emekli eğitimci ve dokuma ustası Buldanlı Selahattin Kaçanoğlu’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edildi.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla ve Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Düzenlenen programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ve gönül coğrafyasının farklı köşelerinde sanatlarını icra eden, kültür ve medeniyet mirasını yarınlara taşıyan tüm sanatçılara, ustalara teşekkür etti.

    Modern kültür endüstrisinin tüm araçlarıyla milletin ve farklı toplumların kültürel birikimine saldırdığı bir dönemin yaşandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlerde sanatçıların kültür mirasını ve medeniyet değerlerini yaşatmak adına verdiği mücadeleyi son derece kıymetli bulduğunu söyledi.

    Buldanlı dokuma ustası ve emekli eğitimci Selahattin Kaçanoğlu’na büyük ödül
    Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan İnsan Hazineleri ödül töreninde Buldan’ın sembol isimlerinden yöresel dokuma ustası Selahattin Kaçanoğlu’na ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edildi. Aynı zamanda Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği (ANELSANDER) üyesi de olan Selahattin Kaçanoğlu, yurt içi ve yurtdışında katıldığı organizasyonlarda Buldan dokumacılığını kendi yaptığı el tezgahında başarıyla tanıtmaya devam ediyor.

  • Sanat Evi, geri dönüyor

    Sanat Evi, geri dönüyor

    Kültür ve Sanat Evi olarak kullanılırken Marmaris Belediyesi ek hizmet binası olarak kullanılmaya başlayan eski sanatevinin tekrar eski haline döndürülmesi için çalışma başlatıldı. Marmaris Belediyesi ana hizmet binasının deprem riski nedeniyle boşaltılmasıyla, 3 buçuk yıl boyunca belediye hizmetlerinin yürütüldüğü ek hizmet binası olarak kullanılan Kültür ve Sanat Evi tekrar eski haline döndürülüyor.

    Marmaris Belediyesi’nin yeni yerinde hizmet vermeye başlamasıyla bir süre boş kalan Kültür ve Sanat Evi’nde, Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’nün talimatıyla tekrar sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapabilmesi için tadilata başlandı. Bir süredir inşai faaliyetlerin devam ettiği mekanda ofisler kaldırıldı, sanat galerileri eski haline getirildi. Çalışmaların tamamlanmasıyla Marmaris’te sanatseverlerin sabırsızlıkla beklediği Kültür ve Sanat Evi tekrar eski hareketli günlerine kavuşacak.

    Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerinin bir süredir yürüttüğü çalışmaları Meclis Üyeleri ve müdürlük yetkilileriyle birlikte inceleyen Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, çalışmanın en kısa sürede tamamlanacağını belirterek “Marmaris yaşayanlarının sabırsızlıkla beklediği Kültür ve Sanat Evimiz çok kısa bir süre içinde yeniden kültür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapacak. Burada düzenleyeceğimiz, kurslar, atölyeler ve sergilerle, Marmaris’in bu noktada duyduğu eksikliği gidereceğiz” ifadelerini kullandı.

  • “Inner Portrait” eserinin lasmanı gerçekleşti

    “Inner Portrait” eserinin lasmanı gerçekleşti

    Türk Hava Yolları’nın ilk gösterimini dünyanın en prestijli sanat fuarı Art Baselin Basel’de yaptığı ve insanların iç dünyasını yansıtan portrelerin yer aldığı sanat projesi “Inner Portrait”, Türkiye’de ilk kez sanatseverlerle buluşuyor.

    Inner Portrait eseri ziyaretçilerini 1 Aralık 2024 tarihine kadar İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde ağırlayacak. Dört karakterin hikayeleri üzerinden seyahat etmenin insan biyolojisi üzerindeki etkisini konu alan ve lansmanda ilk gösterimi yapılan belgesel de çok yakında izleyicilerle buluşacak.

    Ünlü Türk Medya Sanatçısı ve tasarımcısı Refik Anadol ile iş birliği içinde oluşturulan proje, dört farklı kıtadan hiç seyahat etmemiş dört kişinin birbirinden etkileyici deneyimleri üzerinden seyahat etme arzusuna ve bunun insan biyolojisi üzerindeki etkilerine dair derin bir keşif imkânı vadediyor.

    Dört karakterin hikayeleri üzerinden seyahat etmenin insan biyolojisi üzerindeki etkisini konu alan projenin belgeselinin yönetmenliğini ise BAFTA ödüllü Jennifer Peedom üstlenirken, görüntü yönetmeni olarak ise Renan Öztürk görev aldı.

    Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat projeyle ilgili, “Inner Portrait, seyahatin yalnızca bir yerden bir yere yolculuk değil aynı zamanda insanın içsel dünyasında bir dönüşüm oluşturan derin bir tecrübe olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin bayrak taşıyıcısı olarak sanat ve kültür alanında ülkemizin değerlerini tüm dünyaya taşıma ve tanıtma misyonunu önemsiyoruz. Bu misyon çerçevesinde her uçuş noktasında sanatı destekleyen ve sanat aracılığıyla farklı kültürlerle köprüler kuran bir marka olmaktan da gurur duyuyoruz” dedi.

    Refik Anadol ise yaptığı açıklamada, “Inner Portrait projesi, seyahatin insan ruhu ve bedeninde meydana gelen değişimi, bilimin, yaşamın ve hayal gücünün kesişim noktasında ifade eden bir yolculuk. Bu eseri, İstanbul’un en önemli kültür merkezlerinden biri olan Atatürk Kültür Merkezi’nde izleyicilerle buluşturacak olmaktan büyük bir heyecan duyuyorum.

    Proje, seyahat eden katılımcıların biyolojik tepkilerinden oluşan geniş bir veri arşivini sanatla buluşturarak hem hayal gücümüzü hem de dünyayı algılama biçimimizi geliştirmeyi hedefliyor” ifadelerini kullandı.

    Proje kapsamında 4 farklı kıtadan daha önce hiç seyahat etmemiş 4 kişi seçildi. Belirlenen destinasyonlara doğru yola çıkmadan önce ve varışları sonrasında ölçülen veriler, Refik Anadol ve ekibi tarafından kaydedildi. Bir Amazon yerlisi olan Brezilyalı Tuikuru, Tokyo’nun hareketli sokaklarını keşfederken Kenyalı Esther, İstanbul’un zengin tarihini keşfetti.

    Avustralya’da yaşayan Sahar, Göbeklitepe ve Kapadokya’nın antik harikaları arasında yolculuğa çıkarken İzlandalı Sigurbjörn, Ürdün’ün büyüleyici güzelliklerini deneyimledi. Projenin veri toplama süreci nörobilim alanında dünyanın önde gelen firmalarından olan Neuroelectrics ile birlikte EEG sensörleri ve Empatica Watch gibi ileri teknoloji cihazlarıyla yolcuların deneyimleri sırasındaki biyolojik ve nörobiyolojik verileri toplanarak yapıldı. Bu veriler daha sonra Refik Anadol ve ekibi tarafından sanat eserine dönüştürüldü.

    Türk Hava Yolları’nın kültürel değişimi ve yeniliği teşvik etme konusundaki kararlılığının somut bir yansıması olan ve dünyanın her yerinden 220 kişinin yapımında görev aldığı proje, seyahatin dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde dünyanın başka bölgelerinde de sergilenmesi planlanan Inner Portrait eserinin belgeseli 2025 yılında dijital platformlarda yayınlanacak.

  • Öğretmenlerden oluşan kora

    Öğretmenlerden oluşan kora

    Düzce’nin Sesleri Öğretmenler karosu izleyenleri 80’li 90’lı yallara götürdü. Konser sonrası izleyenler öğretmenleri ayakta alkışladı. Düzce Valiliği himayesinde hazırlanan ve orkestra şefliğini Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Nazmi Bal’ın üstlendiği Düzce’nin Sesleri Öğretmenler Korosu tarafından “80’s & 90’s” konseri sahnelendi.

    İzleyicilerin yoğun ilgi gösterdiği, 1980’ler ve 1990’ların popüler şarkılarının seslendirildiği muhteşem konser seyircilerin büyük beğenisini topladı. Vali Vekili Dr. Ömer Yılmaz, Vali Yardımcımız Sayın Mustafa Pala ve kurum amirlerinin yer aldığı programın sonunda, Ömer Yılmaz, koroyu tebrik ederek başarılarının devamını diledi.

  • Okulda kapsamlı yenileme çalışması

    Okulda kapsamlı yenileme çalışması

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Nijerya’nın Kano kentinde eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren “Kano Capital School” adlı okulda kapsamlı yenileme çalışması gerçekleştirdi.

    Nijerya, Afrika’nın en büyük ekonomilerinden biri olmasının yanı sıra, hızla artan genç nüfusuyla dikkat çekiyor. Nüfusunun neredeyse yarısı 18 yaş altında olan ülkede öğrenim gören gençler sağlıklı, modern ve güncel pedagojik ögeleri içeren eğitim ortamlarına erişmekte oldukça zorlanıyor.

    Nüfusunun önemli bir bölümü Müslüman Haussalardan oluşan ve aynı zamanda ülke tarihi ve kültürü açısından da önemli birçok mirasa ev sahipliği yapan Kano, 4 milyona yakın nüfusuyla Nijerya’nın en büyük ikinci şehri Kano’da yer alan “Kano Capital School” TİKA tarafından yenilendi.

    Kapsamlı yenileme
    Uzun yıllardır kısıtlı imkanlarla eğitim veren okulun 6 sınıflı ana binası ve bilgisayar bloğu kapsamlı bir yenileme sürecinden geçti.

    Çalışmalar kapsamında, okulun çatısı yeniden inşa edildi; iç ve dış duvarlar onarılarak boyandı; kapı ve pencereler yenilendi; zeminlere fayans ve mozaik döşendi; elektrik ve su tesisatları değiştirildi; LED aydınlatma sistemleri kuruldu; tuvaletler onarıldı ve paratoner sistemleri kurularak okulun güvenlik altyapısı güçlendirildi.

    Ayrıca okul, akıllı tahtalar, projeksiyon cihazları, güvenlik kameraları, öğretmen masaları, öğrenci sıraları, klima ve vantilatörlerle donatıldı.

    Enerji ve su altyapısı güçlendirildi
    Okulun enerji altyapısı da güneş enerjisi sistemleriyle desteklenirken, açılan yeni bir su kuyusu ile öğrencilerin temiz suya erişimi sağlandı. Bu yeniliklerle birlikte okulda, 4-18 yaş arası 600 öğrenciye daha sağlıklı ve modern bir eğitim ortamı oluşturuldu.

    Modern Eğitim teknolojilerine erişim hedefleniyor
    Yenilenen Kano Capital School, 22 Kasım 2024 tarihinde düzenlenen bir törenle Nijerya Milli Eğitim Bakanlığına teslim edildi. Törene, yerel yetkililer, TİKA temsilcileri ve öğrenciler katıldı. TİKA’nın gerçekleştirdiği bu proje, Nijerya’nın eğitim altyapısını güçlendirmeyi, öğrencilerin modern eğitim teknolojilerine erişimini artırmayı ve eğitimde fırsat eşitliğini desteklemeyi hedefliyor.

  • Geleceğin müzik dehaları

    Geleceğin müzik dehaları

    Balıkesir’in Bandırma ilçesinde, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bandırma Konservatuarı, eğitimdeki yüksek standartlarıyla, öğrencilerini dünya çapında başarılı sanatçılar olarak yetiştiriyor. Büyükşehir Belediyesi Bandırma Konservatuarı öğrencilerinden Erva Bilge Şengören ve Masal Erdan, ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılar elde etti.

    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bandırma Konservatuarı’nın eğitmenlerinden Hazal Saraçoğlu’nun öğrencileri olan Erva Bilge Şengören (7) ve Masal Erdan (9) ulusal ve uluslararası alandaki başarılarıyla dikkat çekerek, konservatuarın eğitim ve rehberlik kalitesini bir kez daha gözler önüne serdiler.

    Konservatuar öğrencilerinden Erva Bilge Şengören, Londra Kraliyet Akademisi’ndeki (ABRSM) 1. yılını, en yüksek derece olan “Distinction” ile tamamlayarak büyük bir başarıya imza attı. Henüz 7 yaşında olmasına rağmen, 4 yaşında piyano çalmaya başlayan Erva Bilge Şengören, 3 yıldır düzenli ve disiplinli bir şekilde çalışarak bu başarıyı elde etti.

    Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı ve öğretmeni Hazal Saraçoğlu’nun kendisinin bu seviyeye ulaşmasına büyük katkı sağladığını ifade eden Erva Bilge Şengören’in hedefi ise 8. Grade’den mezun olarak dünyanın dört bir yanında piyano çalmayı ve piyano pedagogu olarak kariyer yapmayı sürdürmek. Erva Bilge Şengören, “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı bana sadece müzik öğretmedi, aynı zamanda hayatta nasıl ilerleyeceğimi de gösterdi.

    Öğretmenim Hazal Saraçoğlu’nun yardımıyla bu kadar ilerledim. Konservatuar bana çok güzel fırsatlar sundu ve burada çok şey öğrendim. Büyükşehir Belediyesine ve bütün öğretmenlerime bana yardımcı oldukları için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Masal Viyana yolunda
    Konservatuarın başarılı öğrencilerinden bir diğeri olan Masal Erdan ise 1. Uluslararası Ankara Piyano Yarışması’nda kazandığı mansiyon ödülüyle dikkatleri üzerine çekti. Masal Erdan, gerçekleştirilecek ödül törenine katılmak üzere Mart 2025’te Viyana’ya gidecek. 4 yıl önce piyano çalmaya başlayan Masal Erdan, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı’nda aldığı eğitim ile kısa sürede büyük bir gelişim göstererek London College of Music sınavında 1. Grade sertifikasına sahip olmayı da başardı.

    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı, öğrencilerinin sadece müzikal yeteneklerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda onların geleceğe dair doğru adımlar atabilmeleri için kapsamlı bir rehberlik hizmeti de sunuyor. Eğitmen Hazal Saraçoğlu, konservatuar öğrencilerinin yalnızca teknik becerilerle ve müziğe olan tutkularını besleyerek yetiştirilmediğini, aynı zamanda hayatlarına yön veren değerli bir rehberlik aldıklarını vurguladı.

    Saraçoğlu, “Eğitim sürecinde her öğrencinin kişisel hedeflerine uygun bir yol haritası çiziliyor ve böyle onların gerçek potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olunuyor. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı, her öğrencisinin hem sanatçı hem de güçlü bir birey olarak yetişmesini hedefleyerek, sadece müzik eğitimi değil, yaşam boyu sürecek başarılar için sağlam temeller atıyor” dedi.

  • Kadın Hikayeleri tiyatro festivali

    Kadın Hikayeleri tiyatro festivali

    Mersin’in Erdemli ilçesinde düzenlenen “Kadın Hikayeleri Tiyatro Festivali” tiyatro severleri bir araya getirdi. Erdemli Belediyesi tarafından kültür merkezinde gerçekleştirilen tiyatro festivali, Ayvalık Belediye Tiyatrosu’nun “Hatırla Ey Peri” oyunuyla perdelerini araladı. Mitolojide kadın, festivalde kadın söyleşisinin ardından da sahne alan ‘Siluet’ adlı sözsüz müzikli tiyatro oyunu ise izleyenlere görsel bir şölen sundu.

    Festivalin son gününde ise ‘Kurtuluşun Kadınları’ oyunu sahne alırken, sanatseverler üç gün süren festivalde tiyatroya doydu. Erdemlili vatandaşları her daim kültür ve sanatla buluşturmaya devam edeceklerini belirten Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara, “Kadına şiddetle mücadele günü vesilesiyle 1. Erdemli Kadın Hikayeleri Tiyatro Festivalimizi başlatmış bulunmaktayız. Erdemli halkımızın da festivale yoğun bir ilgisi vardı, herkese teşekkür ediyoruz” dedi.

    Tiyatro festivaline yediden yetmişe vatandaşlar ise yoğun ilgi gösterdi.
    Oyunu çok beğendiğini ifade eden Aslı Doğan, “Oyunu çok beğendim. Bu kadar iyi olacağını düşünmemiştim. Bu tarz festivallerin devam etmesini diliyorum” diye konuştu.

    Kadına şiddetin her türlü karşısında olduklarını ifade eden Buse Yılmaz, “Kadınlar olarak şiddetin her türlüsüne karşıyız” dedi.
    Şule Özkan ise, “Kadın olmazsa hiçbir şey olmaz. Her şey kadınla. Kadın evin direğidir, aileyi yöneten, evin geçimini sağlayan, aile ile ilişkilerini düzenleyen, emektarıdır yani ailenin” diye konuştu.

    Kadının çok kutsal olduğunu ifade eden Serhat Eskici’de, “Kadın demek, doğa demek, varoluş demek. Rahmetli Neşet Ertaş’ın dediği gibi Kadın insan, biz insanoğlu” şeklinde konuştu.

  • Sanayi ve cam sanatı ASO’da buluştu

    Sanayi ve cam sanatı ASO’da buluştu

    Ankara Sanayi Odası’nda (ASO) cam ve cam ürünleri sanayi meslek komitesinin katkılarıyla açıldı.

    Cam Üfleme ve Cam Sanatı Sergisi’ne Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç ile üfleme cam sanatçısı Feridun Pekeş katıldı. Sergide Pekeş, camdan yaptığı eserleri sergileyip sergiye gelen misafirlere cam işlemesinin nasıl yapıldığını gösterdi.

    Sergideki misafirler cam sanatçısı Pekeş öncülüğünde cam işleme deneyimi yaşadı. Ayrıca bazı misafirler Pekeş’in eserlerini satın aldı.

    “Amacımız sanayi ve sanatın bir araya gelmesini sağlamak”
    Atık camları topluma kazandırdığını ve cam sanatının unutulmaya yüz tutmuş sanat dallarının arasında olduğunu söyleyen Pekeş, “Burada bulunma amacımız sanayi ve sanatın bir araya gelmesini sağlamak.

    Sanayi odasında cam sanatını uygulamalı olarak gösterip sergisini yapmış olduğumuz. Tabii bu konuda katkılarından dolayı sanayi odası başkanımıza can komitesi başkanlarımıza, üyelerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz camı eriterek işliyoruz, cam sanatı unutulmaya yüz tutmuş sanat dalları arasındadır.

    Bu bakımdan da önemli çünkü bir sonraki yeni nesillere sizlere aktarmak adına sanatımızı ön planda her yerde sevgilerimizi tanıtımlarımızı yaptık. Cam sanatlarının derslerini vererek bir sonraki nesiller yine devamını sağlamak açısından dersler veriyoruz. Bu anlamda baktığımızda günümüzde unutulmayı yüz tutmuş sanatları aslında bir bakıma kurtardık sayılır.

    Çünkü yetiştirdiğimiz insanlar da bu işi yapmaya başladı ve verimli olarak onlarla eğitim veriyor. Sanayi anlamında da biz aslında atık camları bile topluma kazandırıyoruz. El yapımı olan işte önce kültürümüzü yansıtacak şekilde lale, nar bu tarz ürünlerle çalışıyoruz. Onun haricinde de figürler, takılar şu an sergide birçoğunu göreceksiniz. Elinden geldiğince renk kullanmaya çalıştım” diye konuştu.

    “Her zaman sanatı ve sanatçıları desteklemeyi önemsiyoruz”
    Sanayinin ve sanatın birbiriyle bağının olduğunu dile getiren Ardıç, sanat estetiğinin sanayicilere yeni bakış açısı kazandırdığını dile getirdi. Sanayi ve sanatın birbirinden uzak gibi göründüğünü kaydeden Ardıç, “Sanatın oluşturuculuğu ve yeniliği biz sanayicilere yeni bakış açıları kazandırır.

    Fonksiyonelliğe odaklanan ürünlerin, estetik açıdan çekici hale gelebilmesi sanayi ve sanat arasındaki ilişkiyle olur. Sanayi, ekonomik kalkınmamızın temel itici gücü olurken, sanat ise ruhumuzu besler; her ikisi de toplumsal refaha giden yolun temel taşlarıdır.

    Biz Ankara Sanayi odası olarak, sanayi ve sanatın birlikteliğinin, toplumumuzu daha oluşturma, yenilikçi ve estetik bir geleceğe taşıyacağını çok iyi biliyoruz. Onun için de her zaman sanatı ve sanatçıları desteklemeyi önemsiyoruz. Odamızda bu güzel sergiye ev sahipliği yapmaktan duyduğum mutluluğu bir kez daha belirtip, tüm sanatçılarımıza katılımlarından dolayı teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım” şeklinde konuştu.

  • Danimarka’dan tarihi iade

    Danimarka’dan tarihi iade

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yoğun diplomatik ve bilimsel çalışmaları sonucu, Burdur Boubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykel başı, Danimarka’nın NY Carlsberg Glyptotek Müzesi tarafından Türkiye’ye iade ediliyor.

    Burdur Boubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykel başı, Danimarka’nın NY Carlsberg Glyptotek Müzesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yoğun, diplomatik ve bilimsel çalışmaları sonucu, Türkiye’ye iade ediliyor. 60 yıl aradan sonra ait olduğu topraklara dönen bu eser, Anadolu’nun kadim kültürel mirasının korunmasında öne çıkıyor.

    Boubon Antik Kenti ve heykel başının hikayesi
    Burdur’da yer alan Boubon Antik Kenti, Roma İmparatorluğu döneminin görkemli yapılarından izler taşıyan önemli bir merkez. MS 193-211 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru Septimius Severus’a ait bronz heykel başı, 1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nde gerçekleştirilen yasa dışı kazılar sırasında yurtdışına çıkarıldı.

    1970 yılında sanat simsarı Robert Hecht Jr. tarafından Danimarka’daki Glyptotek Müzesi’ne satılan eser, 1979’da müzede bulunan gövdesiyle birleştirildi.

    Türk bilim insanı Prof. Dr. Jale İnan’ın 1970’li yıllarda yaptığı araştırmalar ve yayımladığı bilimsel çalışmalar, eserin kökeninin belirlenmesinde ve iadesinde temel bir kaynak oluşturdu. Heykel başı, Roma sanatının detaylara verdiği önemi ve dönemin liderlik sembollerini yansıtan nadir eserlerden biri olarak kabul ediliyor.

    ABD’den daha önce getirilen eserler
    Boubon Antik Kenti’nden kaçırılan eserlerin yalnızca Avrupa değil, Amerika Birleşik Devletleri’ne de gönderildiği biliniyor.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı, Manhattan Bölge Savcılığı ile yaptığı iş birliğiyle, geçtiğimiz yıllarda Boubon kökenli Lucius Verus, Septimius Severus, Genç İmparator ve Giyimli Kadın heykellerinin yanı sıra İmparator Caracalla’ya atfedilen iki büst ve dönemin önemli şahsiyetlerine ait beş baş ile bir bronz kadın büstünün ABD’den Türkiye’ye iadesini sağladı.

    Danimarka’dan gelen son iade, Boubon Antik Kenti’nin kültürel zenginliklerinin bütünlüğünü sağlama adına bir başka önemli adım olarak değerlendiriliyor.

    Diplomatik ve etik çözümler
    Septimius Severus heykel başının iade süreci, Kopenhag Türkiye Büyükelçiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığının sunduğu belgeler ve bilimsel kanıtlar doğrultusunda, Glyptotek Müzesi’nin etik değerlere dayalı kararıyla sonuçlandı.

    Müze Müdürü Gertrud Hvidberg-Hansen, “Kaçak kazılarla elde edilen bu eserin ait olduğu topraklara dönmesi, müzecilik ilkeleri ve etik değerler açısından önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı.

    Ayrıca, Boubon kökenli eserlerle birlikte, Pisidia Bölgesi’ne ait Düver pişmiş toprak levhalarının iadesine de karar verildi. Boubon Antik Kenti’nden yaklaşık 60 yıl önce kaçırılan Septimius Severus heykel başı, kısa süre içinde Türkiye’de sergilenmeye başlanacak.

    2024 yılı içerisinde Türkiye’ye iadesi sağlanan eser sayısı bu heykel başıyla birlikte 94’e ulaşırken, 2018-2024 yılları arasında toplamda 7 bin 898 eser ve 2002-2024 yılları arasında ise toplam 12 bin 213 eser yurt dışından ülkemize kazandırıldı.

  • Yeni yıl konserlerini açıkladı

    Yeni yıl konserlerini açıkladı

    Konser programını geniş bir yelpazede hazırlayan İş Sanat, yılın başında ağırlayacağı soprano Aida Garifullina’nın ardından, yeni projeleri seyircisiyle buluşturmaya devam ediyor.

    Punk kabarenin atası İngiliz grup The Tiger Lillies’in yanı sıra, Gaye Su Akyol’un tamamı klasik Türk müziği şarkılarından oluşan projesi ‘Endülüs’te Raks’ konseri ile Sevcan Orhan ve Hüseyin Turan’ın Sevgililer Günü’ne özel olarak hazırladıkları ‘Sevda Türküleri’ konserlerinin biletleri 2 Aralık’ta satışta olacak.

    Konser programında birbirinden farklı müzik türlerine yer veren İş Sanat, yeni yılda yerli projelerle sanatseverlerin karşısında olacak. Bu projelerden ilki, ‘Sevda Türküleri’ ismini taşıyor. Türk Halk Müziği’nin başarılı müzisyenleri Sevcan Orhan ile Hüseyin Turan, Sevgililer Günü haftasında sevda türkülerini seslendirecek.

    Anadolu’nun dört bir yanından sevdaya dair en güzel türkülerin yer alacağı, Sevcan Orhan’ın güçlü sesi ve Hüseyin Turan’ın ustalıklı bağlama tınıları ile dinleyicilere unutulmaz bir akşam yaşatacağı bu konser 12 Şubat Çarşamba 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda düzenlenecek.

    Gaye Su Akyol ile ‘Endülüs’te Raks’
    İş Sanat sahnesine özel olarak hazırlanan yerli projelerden bir diğeri de Gaye Su Akyol ile ‘Endülüs’te Raks’. Akyol’un, 5 Mart Çarşamba 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda vereceği bu özel konserin repertuvarı, projenin müzik direktörü kanun sanatçısı Serkan Halili ile Gaye Su Akyol tarafından hazırlanıyor.

    ‘Endülüs’te Raks’ konseri, Gaye Su Akyol’un geleneksel ve moderni iç içe geçiren müzikal kimliğini, sanatçıya özgü bir dille İş Sanat dinleyicileriyle buluşturacak.

    Cesur, gösterişli ve rengârenk: The Tiger Lillies
    Opera, şanson, vodvil, punk ve çingene müziğini kaynaştırarak kendine özgü bir kabare müziği üreten Londra merkezli The Tiger Lillies, teatral performanslarını İş Sanat’a taşıyor.

    Sahnede geçirdikleri 35 yılda müziğe getirdikleri yenilikçi yaklaşımları, hicivli ifadeleri ve alışılmadık enstrümanları dâhil ettikleri performanslarıyla The Tiger Lillies, 24 Nisan Perşembe 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda olacak. Grup, büyük beğeni kazanan müzikalleri ‘Shockheaded Peter’ sayesinde İngiliz tiyatrosunun en prestijli Olivier Ödülü’ne layık görüldü. Konser biletlerinin, tüm Biletix satış noktalarından; öğrenci ve 65 yaş üzeri biletlerin ise İş Kuleleri ana gişeden temin edildiği açıklandı.