Kategori: Kültür Sanat

  • Şebnem Paker, Milas’a gelmekten vazgeçti

    Şebnem Paker, Milas’a gelmekten vazgeçti

    1997 yılında Grup Etnik ile birlikte seslendirdiği “Dinle” adlı şarkıyla Eurovision Şarkı Yarışması’nda üçüncü olan Şebnem Paker, bu başarısıyla Türkiye’ye o zamana kadar ki en büyük derecesini kazandırmıştı. Sanatçı kariyerinin yanı sıra, eğitimci kimliğiyle de adından söz ettiren ve öğretmenliği yıldızlığa tercih eden Şebnem Peker’in bundan sonraki yaşantısına Muğla Fethiye’de sürdürmek istediği öğrenildi.

    2004 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde müzik öğretmeni olarak görev yapan sanatçı Şebnem Peker, geçtiğimiz yıllarda çeşitli okullarda müzik öğretmeni olarak görev yapıp öğrencilere eğitim verdi.

    Şebnem Peker’in son olarak Milas Kırcağız Ortaokulu’na atandığı ancak bu atamayı kabul etmeyerek Fethiye’de görev almak istediği öğrenildi. Bu kararla ilgili Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden henüz bir açıklama yapılmadı.

  • “Dostlar Beni Hatırlasın”

    “Dostlar Beni Hatırlasın”

    GastroANTEP Kültür Yolu Festivali etkinlikleri çerçevesinde yer alan birçok serginin yanı sıra “Aşık Veysel’in Vefatının 50’nci Yıl Dönümü” anısına bu sergide Engelsiz Yaşam Merkezi’nin enstrüman eğitmenleri Aşık Veysel’in türkülerini sazları, sözleriyle, gönül gözleriyle seslendirerek ziyaretçileri ağırlıyor.

    “İnsanlara Aşık Veysel’i tanıtıyoruz”

    Engelsiz Yaşam Merkezi’nde enstrüman eğitmeni olan 23 yaşındaki görme engelli Oğuz Oduncu, bu projede yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Öncelikle festivalin geneli çok iyi. Serginin bu organizasyonun içine taşınması beni ayrıca mutlu etti. Buraya gelip çalıyoruz. İnsanlara Aşık Veysel’i tanıtıyoruz. Yaşatmaya çalışıyoruz bir nevi. Bu çalışma için Büyükşehir belediyesine ayrıca çok teşekkür ederim” dedi.
    Enstrüman eğitmeni Yunus Ercan ise Aşık geleneğinin unutulmamasının mutluluğunu yaşadığını belirterek, “Kader arkadaşımız Aşık Veysel’in böyle bir şehirde kültür muafiyeti yüksek olan bir şehirde sergisinin icra edilmesi beni hayli bahtiyar kıldı. Bu hususta en büyük teşekkürü Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin hak ediyor” diye konuştu.

     

    Öte yandan sergide Nazender Süzer Gökçe ve Gürsel Gökçe tarafından, görme engelliler için ‘Braille’ alfabesiyle hazırlanan ‘Basında Aşık Veysel’ kitabı da sergilenen eserler arasında yer alıyor.

  • Kitap Limanı’nda ‘Kurmacanın Doğası’ konuşuldu

    Kitap Limanı’nda ‘Kurmacanın Doğası’ konuşuldu

    Kurmaca metinlerin tarihi gelişimi, okur ve yazar arasındaki iletişim, karakterlerin gelişimi gibi konulara değinildi. Fuarın ilk gününde düzenlenen atölyelerden ilki şair ve yazar Mehmet Erte’nin sunumunda ‘Kurmacanın Doğası’ adlı edebiyat atölyesi oldu. Programa her yaştan edebiyatsever katılırken etkinlik yoğun ilgi gördü.

    Kurmacanın ne olduğunu tanımlamak için kült olmuş bir deterjan reklamından örnek veren Erte, reklamdaki olumsuz gidişat sonucunda hikayenin devam ettiğini aktardı. Sözlerine devam eden Erte, kurmacanın temel dürtüsü, başlatıcı eyleminin düzenin bozulmasına bağlarken, düzen bozulur hikaye başladığını söyledi.

    Okuyucunun hikâyeye girmek konusunda genellikle istekli olmadığını söyleyen Erte, yazar yazmaya başlarken okurunun istekli olmayacağı fikriyle adım attığına değindi. Mehmet Erte atölyenin devamında, “Yönetmen veya yazarın işe başladığı yer bir romansa ilk 10 sayfa, bir film ise ilk 10 dakikada yapılması gereken bir şey vardır. Sözleşme, doğru sözleşme yapılmadığı takdirde okur ve yazar arasında bağ kurulmaz” şeklinde konuştu.
    Dünyaca ünlü kitap, yazar ve şairler üzerinden metinde kurmaca üzerine konuşan Erte, edebiyatseverlerle birlikte gerçekleştirdiği analizlerle yazarlığın ve şairliğin önemli noktalarına değindi. Atölye çalışması iki ders ve toplam dört saat devam etti.

  • Gastronomi Festivali’nde Mustafa Ceceli rüzgarı

    Gastronomi Festivali’nde Mustafa Ceceli rüzgarı

    Merinos Park’ında gerçekleştirilen konserde Ceceli, “Salıncak”,”Mühür”, “Maşallah” ve “Rastgele” gibi şarkıları sevenleriyle birlikte söyledi.

    Ceceli’nin sahne performansına telefon ışıklarıyla eşlik eden Bursalılar, etkinlik sonunda sanatçıyı uzun süre alkışladı.

  • 3 kuşaktır semer yapıyor

    3 kuşaktır semer yapıyor

    Bursa’nın tarihi hanlarından Aralıkhan’daki 20 metrekarelik dükkanında semer üreten 90 yaşındaki Yorutgan, ailesinin 200 yılı aşkın süredir sürdürdüğü mesleğinde son günlerini yaşıyor.

    Uludağ’ın Kestel ilçesi yamaçlarındaki köylülerden temin ettiği semer iskeletini önce keçeyle daha sonra deriyle kaplayıp arasını kamışla doldurarak üretim yapan Kemal Yorutgan, gelişen teknolojiye inat mesleğini bugünlere kadar devam ettirdi.

    Yorutgan, ömrünü verdiği mesleğinde semere olan ilginin iyice azalmasıyla ellerindeki son malzemeleri de semere dönüştürüp bundan sonra üretim yapmamayı düşünüyor. Yaklaşık 1,5 yıl önce eşini kaybeden Yorutgan, son dönemde yalnızlığını paylaştığı dükkanına hüzünle bakıyor.

    Kemal Yorutgan,  1933 yılında Bursa’nın Muradiye Mahallesi’nde doğduğunu söyledi.

    İlkokulu 1945 yılında bitirdikten sonra babasının yanında semerciliğe başladığını dile getiren Yorutgan, “78 seneden beri bu minderdeyim. Benden önce babam, babamdan evvel dedem bu işi yapmış. Ben üçüncü kuşağım. Ben de artık uzatmaları oynuyorum. Talep de yok, gittiği yere kadar gidecek artık.” dedi.

    Yorutgan, bu mesleğin önceden rağbet gördüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Semercilik çok geçerli bir meslekti. Her şey eşekle, beygirle oluyordu. Dağlarda yollar yoktu. Kaç tane semerci vardı. Semer yapmaya yetişemiyorlardı. Yanlarında çok sayıda da kalfa ve çırak vardı. Hepsi mazi oldu. Bursa’da 50’ye yakın semerci vardı. O zaman köylüler hep eşek, beygir kullanırdı. Şimdi Bursa’da semer üreticisi bir ben kaldım.”

    “Bundan sonra vaktimi nasıl geçireceğim, onu düşünüyorum”

    Semer üretimi için önce “sal” ismini verdikleri ahşap iskelete ihtiyaç duyulduğunu belirten Yorutgan, “İçini doldurup keçesini, derisini çekiyoruz. Müşteriye beğendiriyoruz. Müşteri de alıp gidiyordu. Geçmişte bir günde iki tane yapardım. Şimdi haftada bir anca semer üretebiliyorum. Arada bir yolunu şaşırıp semer için gelenler oluyor.” ifadesini kullandı.

    Yorutgan, eşini 1,5 yıl önce kaybettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

    “Onun üzüntüsü halen bitmedi. Gittiği yere kadar gidiyoruz. Benim buradan başka gidecek yerim de yok. Kahvehane kültürüm yok. Mecbur buraya geliyorum. Mesleğin son temsilcisiyim, üzüntü var tabi. Bir taraftan da bundan sonra vaktimi nasıl geçireceğim, onu düşünüyorum. Eve gidiyorum yalnızım. Haftada bir gün kızım geliyor, yemeğimi, temizliğimi yapıyor. Her sabah aynı saatte evden çıkıyorum. Akşamüstü de eve gidiyorum. İşte bu malzemeleri bitirdikten sonra semer yapmamayı düşünüyorum. Allah ne gösterecek bakalım. İnşallah iyi olur. Kimisi ‘burayı kiraya ver’, kimisi de ‘sat’ diyor. Burası da olmasa benim gidecek yerim yok. Muallakta kalacağım. Böyle geçip gideceğim herhalde.”

    Dedesi ve babasının da Bursa’nın tanınan semercilerinden olduğunu belirten Yorutgan, “Eskiden semerciler hem çok zengin olurlardı hem de tanınırlardı. Güzel ustalar vardı. Ben bu işten iki kız bir oğlan yetiştirdim.” dedi.

    Yorutgan, meslek hayatı boyunca 3 kez dükkan değiştirdiğini ifade ederek, son 20 yıldır Aralıkhan’daki dükkanında çalıştığını sözlerine ekledi.

  • 9. Geleneksel Kestel Balkan Panayırı başladı

    9. Geleneksel Kestel Balkan Panayırı başladı

    15-16-17 Eylül tarihlerinde Kestel Yeni Mahalle İlçe Stadyumunda gerçekleşecek olan Kestel Belediyesi 9. Geleneksel Balkan Panayırı başladı.

    Yöresel lezzet çadırları, alışveriş butikleri, lunapark ve çocuk oyun gruplarının da yer aldığı panayırın resmi açılışı, protokolün geniş katılımıyla gerçekleşti. Açılışa, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, Kosova Podujeva Belediye Başkanı Shpejtim Bulluqi, Bilecik Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, Kestel Kaymakamı Recep Öztürk, Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Arif Bayrak, AK Parti Kestel İlçe Başkanı Nesri Demir, Yöre derneklerinin başkanları katılım sağladı.

    Açılışın ardından İnegöl Balgöç Halk Dansları Ekibi, Tunaboylular ve Deliormanlılar Derneği Korosu, Rumeli Emre-Ömer, Dj Tahsin sahne aldı. Gecenin kapanışını ise sevilen şarkılarıyla sanatçı Cüneyt Şentürk yaptı. Alanı dolduran binlerce Kestelli, şarkılara danslarıyla eşlik etti. Renkli görüntülerin ortaya çıktı panayır, Mehmet Erdem ve Esil Duran konserleriyle Cumartesi ve Pazar akşamı da devam edecek.

  • Bursa’nın lezzetleri vitrine çıktı

    Bursa’nın lezzetleri vitrine çıktı

    Bursa’nın gastronomi kültürünü ortaya çıkarmak amacıyla zengin içerikle hazırlanan ve Cumhuriyet Caddesi’ndeki renkli kortejle start alan 2. Bursa Gastronomi Festivali’nin resmi açılış töreni, adeta dev bir mutfağa dönüşen Merinos Park’ta yapıldı. Festival alanının girişindeki kurdele kesilmesiyle start alan festivalin açılış törenine Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Milletvekilleri Mustafa Varank, Emine Yavuz Gözgeç, Emel Gözükara Durmaz, Ahmet Kılıç ve Mustafa Yavuz, ilçe belediye başkanları, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, gastronomi profesyonelleri, şefler, gastronomi öğrencileri ve vatandaşlar katıldı.

    Topraktan sofraya Bursa lezzetleri

    Festivalin açılış töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, gastronomi festivalinin bu yıl ikincisini gerçekleştirmenin heyecanını yaşadıklarını söyledi. Geçen yılki festivalden mükemmel sonuçlar elde ettiklerini ve festivalin hemen ardından konunun tarafları ile toplanıp, ‘neler eksikti’ ve ‘daha neler yapılabilir’ konularını irdelediklerini ifade eden Başkan Aktaş, “Bursa sahip olduğu tüm değerlerin yanında aynı zamanda bir turizm şehri. Turizmin en büyük tetikleyicilerinden bir tanesi de gastronomi. Turist geldiğinde yemek istiyor, içmek istiyor. İşte bu noktada var olan potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Allah’a hamdolsun çok da güzel gidiyoruz. Bu seneki parolamız da ‘Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi’. Çünkü bizim 30 tane coğrafi işaretli ürünümüz var. 5 tane de bekleyen var. En son Yenişehir Biberi ve Keles Kirazı’nın tescilini aldık. Bursa ürünün topraktan ta ki sofrada yemeğe dönüşene kadarki sürecin tüm aşamalarına ev sahipliği yapıyor. Bu ürünlerin hepsi Bursa’da yetişiyor. Burada sadece Bursa’nın ürünleri değil, Erzurum’un cağ döneri de var Urfa’nın kebabı da var. Çünkü Bursa gerçekten renkli bir mozaik. Bursa’da 80 vilayeti, Balkanları Kafkasları bulabilirsiniz. Burada kadın kooperatiflerimiz var. Yine depremzede 11 ilimize davet gönderdik. 8 ilimizden dernekler burada. Emeği geçenlere, burada olup bizlere güç verenlere teşekkür ediyorum. Festivalimiz hayırlı olsun” diye konuştu.

    Bu lezzetleri herkes tatmalı

    Bursa Milletvekili Mustafa Varank da kadim bir tarihe sahip olan Bursa’nın zengin bir mutfağı olduğunu, bunu tanıtmak için ellerinden geleni yaptıklarını vurguladı. Geçen yılki festivalde 400 bin kişinin ağırlandığını hatırlatan Varank, “Sayı bu yıl inşallah 500-600 binin üzerine çıkacak. Biz diyoruz ki; Bursa herkesin görmesi gereken bir şehir. Bursa’nın lezzetleri de herkesin tatması gereken lezzetler. Herkesi gastronomi festivaline bekliyoruz” dedi.

    Farklı kültürler, farklı lezzetler

    Bursa Valisi Mahmut Demirtaş ise Anadolu’nun kadim başkentlerinden Bursa’nın doğu ile batının kesişim noktasındaki konumuyla yemek kültürü açısından da önemli bir gastronomi merkezi olduğunu söyledi. Bursa’nın farklı kültürler ve farklı lezzetlerin harmanlandığı bir şehir olduğunu dile getiren Demirtaş, “Mevcut potansiyelimizi daha yukarı çıkarmak, Bursa’yı bu coğrafyanın en ünlü gastronomi destinasyonlarından biri halinde getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Anadolu’nun enfes lezzetlerine ev sahipliği yapan Bursa’mızın geleneksel mutfağını dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyacağız” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından Başkan Aktaş ve protokol üyeleri aşçı önlüklerini giyip, mutfaktaki hünerlerini gösterdi.
    Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ‘kuzu kapama’, Vali Demirtaş ‘kirde kebabı’, Milletvekili Mustafa Varank ‘kestaneli pilav’, Emel Gözükara Durmaz ve Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç ‘maydonoz köftesi’, Milletvekili Ahmet Kılıç ‘üzüm dede çorbası’ yaptı.
    Protokolün yemek yarışmasının ardından birlikte pasta kesildi ve yapılan yemekler vatandaşlara tattırıldı.

  • Ayvalık Uluslararası Film Festivali Başladı

    Ayvalık Uluslararası Film Festivali Başladı

    19 Eylül akşamı sona erecek Ayvalık Uluslararası Film Festivali, dün akşam düzenlenen açılış töreniyle beş gün sürecek sinema maratonunu başlattı.

    Açılış töreni öncesi Ayvalık Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen kokteylde konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Bu yıl ikincisi gerçekleşen Ayvalık Uluslararası Film Festivalimiz’in de bir kültür sanat şöleni olarak Türkiye’deki önemli festivaller arasında yerini aldığını görüyoruz. Böylesi önemli ve uluslararası bir festivalle ülkemizin sinema kültürüne, akademik çalışmalara ve festival takvimine yaptığımız katkıdan dolayı hakikaten mutluyuz, yarınlar için her zamankinden daha fazla umutluyuz. Bu vesileyle Ayvalık’ın sinema tarihine, 1924 yılında Kurtuluş Savaşı’ndan dönen 3 Ayvalıklı arkadaşın kurduğu ilk filmi gösteren Azim Sineması’na, Eski Gümrük bölgesindeki Sinemalar Caddesi’ne, Ferah, Şehir, Kulüp, Yalı Sinemaları’na, Gezici Açık hava sinemalarına ve bu kentte sinemaya katkı sunmuş tüm emekçilere ve sanatseverlere saygı ve hürmetlerimi sunuyorum” dedi.

    Konuşmasının sonunda Ayvalık Belediyesi Kültür Yayınlarının 3. kitabı olan ve raflarda yeni yer alan Bir Kent Bir Fotoğraf Sanatçısı, Ayvalık’a Önder Aksoy İle Yeniden Bakmak kitabını Azize Tan’a hediye eden Başkan Ergin, “Sinema ve fotoğraf arasında başka sanat dallarında olmadığı kadar yoğun ve zengin bir ilişki var olduğunu düşünüyorum. Ayvalık’ın en değerli fotoğraf sanatçılarından Önder Aksoy’u ölümsüzleştirdiğimiz O’nun gözüyle Ayvalık’a yeniden baktığımız ve hiçbir yerde olmayan içindeki her bir karenin ayrı bir hikayesi olan Kültür Yayınlarımızın 3. Kitabını da Azize Hanım’a hediye ediyorum, eserlerimizin sinemaya, sanata ilham olmasını diliyorum” diye konuştu.

    Festival direktörü Azize Tan ise açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin ikincisinde sizleri Amfitiyatro’yu doldurmuş olarak görmekten çok mutluyuz. Festivali Seyir Derneği düzenleniyor ama tek başımıza yapmıyoruz. Çok değerli destekler var bu festivalde. Bize bu festivali gerçekleştirmemiz için destek olan başta Ayvalık Belediyesi olmak üzere tüm kurum ve kişilere yürekten teşekkür ediyorum; ne zaman başımız sıkışsa yanımızda oldukları, umut verdikleri ve daha iyisini yapmak için bizi cesaretlendirdikleri için” diyerek tüm destekçilere ve Ayvalıklılara ayrı ayrı teşekkür etti.

  • Hititlerin arşivi Sivas’ta bulundu

    Hititlerin arşivi Sivas’ta bulundu

    Koç Üniversitesi Arkeoloji Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çiğdem Maner başkanlığında Sivas’ta yapılan bu yılki kazıların sonuna gelindi. 14 Temmuz tarihinden bugüne kadar devam eden kazı çalışmasında Hitit Kralı III. Hattuşili’nin ailesine ait mühürler, dini içerikli tabletler ve bölgenin Hititlerden Selçuklulara kadar kullanılan önemli bir yerleşim yeri olduğuna dair kalıntılar bulundu.

    Paralitik Çağ’dan Selçuklulara önemli bir yerleşim yeri

    Kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Doç. Dr. Çiğdem Maner, Kayalıpınar’ın Paralitik Çağ’dan Selçuklulara kadar önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösteren izlere ulaşıldığını belirterek, “Bu yıl Kayalıpınar’da çalışmalarımız 14 Temmuz’da başladı. Önümüzdeki hafta tamamlanacak. Kazılarımız 4 farklı alanda yoğunlaştı ve tekrar çok önemli yapılar ortaya çıkarttık. Örneğin Bizans ve Roma dönemine ait yapı izleri, Hitit ve Koloni çağı yapı izleri ortaya çıktı. Ayrıca o dönemlere ait eserler ortaya çıktı. Kayalıpınar’ın Sivas’ın en önemli yerleşimi olduğunu söyleyebiliriz. Bin yılların merkezi, Paralitik Çağ’dan yeni bulduğumuz bir eserle birlikte Selçuklu dönemine kadar önemli bir merkez olduğunu anlamış bulunuyoruz” dedi.

    Hitit arşivi olduğu düşünülüyor

    Maner, kazılan bir bölümde ortaya çıkanların o bölümün arşiv olabileceği ihtimalini güçlendirdiğini ifade ederek, “Hitit dönemine ait çok önemli mühür baskıları çıktı, ayrıca çivi yazılı tablet parçaları çıktı. Tabletlerde dini içerikli bayramlardan bahsedilmektedir. Mühür baskıları ise III. Hattuşili kraliyet ailesine ait mühürlerdir. Bulduğumuz yapıyı imparatorluğa ait arşiv olarak tanımlamayı düşünüyoruz. Yaptığımız kazılar imparatorluk arşivinin farklı mekanlara sahip olduğunu ve bu mekanlarda da farklı işlemler yapıldığını görüyoruz. Kazıda ayrıca raf izleri bulduğumuzu düşünüyoruz” dedi.

    Dini yapı ortaya çıkabilir

    Maner, bugüne kadar Hititlerin yaşam alanlarında yapılan kazılarda siyasi ve idari yapıların ortaya çıkartıldığını, Kayalıpınar’da ise dini bir yapının izlerine rastladıklarını belirterek şunları söyledi:
    “Burada heyecan verici şey sadece buluntular değil yapının nasıl kullanıldığı, hangi evrelerde nasıl değiştiği, nasıl ekler yapıldığıdır. Burada ulaşmaya çalıştığımız birçok sorun var. Bizim burada en çok merak ettiğimiz yerleşim ve nehir ilişkisi. Kızılırmak’ın o dönemde ticaret için kullanıldığı bilinmektedir. O ilişkiyi de anlamaya çalışıyoruz. Nehirden dolayı bir yıl önce de buranın önemli bir yerleşim merkezi olduğunu anlıyoruz. Tüm çağlar boyunca yerleşim yeri olarak kullanılmasının nedenlerinden birisi budur. Burada kraliyet ailesinin yaşadığı yerleri anlamaya çalışıyoruz. Dini yapıları ortaya çıkartmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar siyasi ve idari yapıları ortaya çıkartan kazılar yapıldı. Dini yapılar eksik. Bu nedenle dini yapıları bulmaya çalışıyoruz. Bu yıl kazı yaptığımız iki yerde dini yapı olabilecek izlere rastladığımızı düşünüyoruz. Çivi yazılı metinler genellikle dini içerikli.”

  • Bursa’da kültür sanat buluşmaları sürüyor

    Bursa’da kültür sanat buluşmaları sürüyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kentin geleceğine damga vuracak Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi ilerlerken, tarihi bölge yenilenen yüzüyle konuklarını ağırlamaya başladı.

    Bölgenin tarihi kimliğiyle yeniden öne çıkması için bölgeyi bir etkinlik alanı olarak değerlendiren Kültür Şube Müdürlüğü, yaz boyu düzenlediği kültür sanat etkinlikleriyle bölgeye ayrı bir canlılık katıyor. Ekim ayına kadar her Çarşamba Çarşıbaşı Meydanı’nda, cumartesi günleri 18.00’da da Ertuğrulbey Meydanı ve Tarihi Belediye Binası yanındaki amfi tiyatroda devam eden etkinlikler yoğun katılımla gerçekleşiyor.

    Bursa Tarihi Mehteran Konserleri, Anadolu ve Türk dünyası coğrafyasından halkoyunları gösterileri, çocuklara yönelik Karagöz Hacivat gösterimleri yanında genç sanatçıların konserleri Bursalılar tarafından beğeniyle takip ediliyor.