Kategori: Kültür Sanat

  • Bursa’da hazireler ecdada yakışır hale getiriliyor

    Bursa’da hazireler ecdada yakışır hale getiriliyor

    Tarihi ve kültürel miras yatırımlarıyla Bursa’yı adeta açık hava müzesine dönüştüren Büyükşehir Belediyesi, türbe ve cami hazirelerinde bulunan tarihi mezarlıklarda da düzenli temizlik çalışması yapıyor.

    Bursa’nın 17 ilçesinde yaklaşık 12 milyon metrekare alanı kaplayan 1300 mezarlıkta düzenli bakım ve temizlik yapan ekipler, tarihi mezarlara da ayrı bir özen gösteriyor. İl genelindeki 196 türbe ve cami haziresinde bulunan tarihi mezarlıklar, belirli periyotlarla temizleniyor. Bunun yanında vatandaşların daha rahat bir şekilde ziyaret edebilmeleri için türbeler de düzenli olarak temizleniyor.

  • Malazgirt Zaferi kutlamaları devam ediyor

    Malazgirt Zaferi kutlamaları devam ediyor

    Ahlat ilçesindeki Millet Bahçesi 1071 Alparslan Otağı’nda yapılan etkinlikler renkli görüntülere sahne oluyor. Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelen karakucak güreşleri, vatandaşlardan büyük ilgi gördü. Han Çadırı önünde düzenlenen güreş müsabakaları, davul zurna eşliğinde cazgırlarla devam etti. Yapılan müsabakalar sonunda dereceye giren güreşçilere madalyaları daha sonra verilecek.

    Güreşleri izlemeye gelen vatandaşlardan Özcan Okuyucu, “Etkinliklerde en beğendiğim güreş müsabakaları oldu. Güreş müsabakalarını izlemeye geldim. Güreş müsabakaları çok çekişmeli ve güzel geçiyor. İnşallah bu festival ülkemize ve Ahlat’ımıza hayırlı olur” ifadelerini kullandı.

    Vatandaşlardan Zeki Yavuz ise Ahlat’ta çok güzel şenlikler yapıldığını belirterek, “Güreş müsabakalarına katıldık. Çok beğendik. Her taraf neşelidir. Çok beğeniyoruz. İnsanlar eğleniyor. Bu tür etkinliklerin sık sık yapılmasını bekliyoruz” dedi.

  • 2024 yılında ziyarete açılacak

    2024 yılında ziyarete açılacak

    Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Melek tarafından Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah’ın 1228 – 1243 tarihleri arasında yaptığı ve zamana meydana okuyan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifasında tarihin çok yönlü restorasyon çalışmaları devam ediyor.

    Vali Yılmaz Şimşek, birbirinden farklı 10 binden fazla motifin yer aldığı ve belirli saatlerde cennet kapısı ve taç kapıda beliren namaz kılan insan siluetine sahip Divriği Ulu Cami ve Darüşşifasında devam eden restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi aldı. Vali Yılmaz, yaptığı açıklamada, Divriği Ulu Camide restorasyon çalışmalarının çok iyi ilerlediğini ve 2024 yılı bahar ayında restorasyonun tamamlanacağını söyledi.

    “2024 yılında ziyarete açılacak”

    Vali Yılmaz Şimşek, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifasının 2024 yılında hizmete gireceğini belirterek, “ Divriği ilçemiz önemli bir turizm potansiyeline ev sahipliği yapıyor. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası dünya mirası açısından çok önemli bir tarihi yapı.

    Burası Türkiye’de ilk kez UNESCO tarafından koruma altına alınan bir eser. Memnuniyetle gördük ki, restorasyon çalışmaları çok güzel bir şekilde ilerliyor. İnşallah bu tarihi eserin restorasyon çalışması 2024 yılı bahar ayında tamamlanarak ziyarete açılacak” dedi.

  • Tarihe ışık tutacak kazı

    Tarihe ışık tutacak kazı

    Bolvadin ilçesinde keşfedilen Üçhöyük’de yaklaşık 2 yıl önce dünya arkeoloji tarihini heyecanlandıracak bir kazı çalışması başladı.

    Kazı heyetinde birçok üniversiteden bilim insanı ve arkeologlar görev alırken, Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile bölgede başladığı çalışma devam ediyor.

    Çalışmalar çerçevesinde elde edilen kalıntıların hassas bir şekilde değerlendirildiği belirtildi. Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır, bölgeye giderek incelemede bulundu.

    Tanır bu yıl 4’ncü sezonu başlatılan Bolvadin Üçhöyük kazı çalışmaları ve buluntular hakkında Doç. Dr. İsmail Baytok’dan bilgi aldı.

  • Hacivat ve Karagöz ABD’de büyük ilgi gördü

    Hacivat ve Karagöz ABD’de büyük ilgi gördü

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyenlerinden Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Özbek, TÜBİTAK tarafından doktora sonrası araştırma bursuyla desteklenen projesi çerçevesinde University of California’da misafir araştırmacı olarak görev yapıyor. Geleneksel Türk kültürünü farklı bir kültür üzerinden anlatabilmeyi deneyimlemek amacıyla Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Dr. Öğretim Üyesi Özbek’in projesi, bilim, teknoloji ve sanatı bir araya getiriyor.

    Projenin çıkış noktasını Amerika’ya ait bir anlatının Geleneksel Türk Tiyatrosuna dair anlatı biçimleri ekseninde oyunlaştırılması oluşturuyor. Video kayıt altına alınan bu performans, daha sonra çevrimiçi olarak Amerikalı izleyici ile buluşturuluyor. Yüz ifade analizi gerçekleştiren bir yazılım aracılığı ile de Amerikalı izleyicinin bu video performansa verdiği duygusal tepkileri ölçümlemek mümkün oluyor. Projede anlatının hangi evresinde nasıl bir reaksiyon gerçekleştiği, izleyicinin dikkatini performansın hangi alanlarında yoğunlaştırdığı gibi temel sorulara yanıt aranmaya çalışılıyor.
    “Amacım kendi coğrafyamızdan bir değeri, başka coğrafyada tanıtmak”

    Projenin California başta olmak üzere ABD’de yankı uyandırmasıyla ilgili Özbek, “Bir kere eğer uğraşlarınız, kendi coğrafyanızdan bir değeri, bir başka coğrafyada tanıtabilmek ve kültürleri ortak bir paydada buluşturabilmek gibi genel bir maksat dahilindeyse karşılık bulma ihtimalinin olmayacağı bir kara parçası yoktur diye düşünüyorum. Eğer doğru adımları atabilirseniz, karşılığı da mutlaka aynı ölçüde, doğru olarak size dönüyor” ifadelerini kullandı.


    “Kültür paylaşıldığı müddetçe anlam kazanan bir olgu”

    Projenin akademisyenler ve öğrenciler tarafından büyük bir heyecanla karşılandığının altını çizen Özbek, “University of California, Irvine International Office bünyesinde gerçekleştirilen bir Ortadoğu etkinliğinde geleneksel gölge oyunu Karagöz tasvirlerini akademisyen ve öğrencilerle buluşturarak gölge oyunu tarihinden ve Karagöz oyunlarındaki tasvirlerin tip özelliklerinden bahsettiğim bir söyleşi gerçekleştirdik. University of California’daki karma kültür yapısının başka bir kültüre gösterdiği ilgiyi katılım sağlayan akademisyen ve öğrencilerin gözlerinde görebiliyorsunuz ve bu doğru bir iş yaptığınızın göstergesi oluyor. Bir başka paylaşım ise Anatolian ArtsInstitute bünyesinde gerçekleşti. University of Berkeley – Center for Middle Eastern Studies’ın sponsorluğunda Geleneksel Anadolu Gölge Tiyatrosu ve Karagöz başlıklı bir çalıştayda da misafir konuşmacı olarak bulundum. Kültür paylaşıldığı müddetçe anlam kazanan bir olgu ve akademik anlamda böyle bir misyonu gerçekleştirmiş olmak da gurur verici benim için” dedi.

    Günümüzde teknolojiyle çevrelenmiş bir hayat yaşandığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Özbek, sahne sanatlarının hem geleneksel hem de teknolojik imkânlar dâhilinde yenilenmesini önemsediğini ve her iki tarafı tümden reddetmek yerine var olan ile ilişkimizi nasıl biçimlendirebileceğimiz üzerine sorular sorulması gerektiğini önemli bulduğunu ifade etti.

  • Kemal Sunal Müzesi için hazırlıklar

    Kemal Sunal Müzesi için hazırlıklar

    Merhum sanatçı Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal, uzun yıllardır hayalini kurduğu Kemal Sunal Müzesi’ni Sunay Akın ve İBB ile hayata geçiriyor. Sanatçının kişisel eşyaları ve film posterleri, filmlerdeki kostümleri müzede sergilenecek.

    Usta oyuncunun hatıralarına ev sahipliği yapacak olan müzenin hazırlıkları devam ederken Gül Sunal da eşinin evden giden eşyalarını paylaştı.

    Sunal, paylaşımına “Kemal evimizden temelli gidiyor. Canım Sunay Akın ve Ekrem İmamoğlu Bey’in mükemmel projesi olan Göztepe Parkı’ndaki Kemal Sunal Müzesi için yıllardır seve seve baktığımız eşyaları ölümsüzlüğe gidiyor. Elbette çok güzel bir sebeple ayrılıyoruz ama evden tamamen gidiyor gibi bir hisse kapıldım. Artık sevenlerine emanet” notunu düştü.

    Ardından Kemal Sunal’ın en sevdiği eşyaların taşınma için hazırlandığı anları paylaşan Gül Sunal, “En sevdikleri de hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.

    Kemal Sunal’ın oğlu Ali Sunal da annesi Gül Sunal’ın paylaşımına “Annem sevenleriyle büyük ailesiyle buluşmaya gidiyor böyle düşünelim” yorumunu yaptı.

  • ‘Piraye’ Bursalı tiyatro severlerle buluşacak

    ‘Piraye’ Bursalı tiyatro severlerle buluşacak

    Nazım Hikmet’in şiirlerinden uyarlanan ‘Piraye’, seyircisi ile buluşmaya devam ediyor. Hapis yıllarında eşi Piraye’ye yazdığı şiir ile mektupları tiyatro sahnesine şiirsel üslupla taşıyan oyun 2 Eylül’de Nilüfer Belediyesi Uğur Mumcu Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak. Oyunun biletleri Biletinial üzerinden satışa çıktı. Nazım Hikmet’in tutsaklık yıllarındaki iç dünyası, gündelik hayatını sürdürürken karşılaştığı zorluklar, cezaevindeki dostlukları, umudu, endişeleri ve aşkı anlatılıyor. Oyununda Murat Çidamlı’nın performansı ve Kerem Salih Memişoğlu’nun müzikleri de seyirciyle buluşuyor.

    Nazım Hikmet, karısı Piraye’ye 1933’ten 1950’ye kadar geçen 17 yıl boyunca yüzlerce mektup yazdı. Bu mektuplar aracılığıyla aşkını, kavgasını, hasretini en duru haliyle Piraye ile paylaştı. Piraye, bu mektupları Nazım Hikmet’in Çankırı Hapishanesi’nde kendi elleriyle yaptığı tahta bavulda, yıllar boyu sakladı.

  • Geleneksel Tiyatro Günleri Küçükyenice’de final yaptı

    Geleneksel Tiyatro Günleri Küçükyenice’de final yaptı

    Bir yandan hizmet seferberliğini sürdürürken bir yandan da şehrin kültür sanat hayatına yön verecek etkinlikler düzenleyen İnegöl Belediyesi, Bursa Karagöz Derneği iş birliğinde Geleneksel Tiyatro Günleri çerçevesinde 5 gece süren bir turne gerçekleştirdi. Kırsal mahallelerde yaz akşamları meddah, orta oyunu ve karagöz gösterileri ile süslendi.


    16 Ağustos Çarşamba akşamı Kulaca Mahallesinde gerçekleştirilen gösteriyle başlayan Geleneksel Tiyatro Günleri, ardından sırasıyla Çeltikçi, Ortaköy ve Deydinler Mahallelerinde devam etti. Geleneksel Tiyatro Günlerinin finali ise Pazar akşamı Küçükyenice Mahallesinde yapıldı. Her akşam farklı bir mahallede özellikle çocukların ilgiyle takip ettiği gösterilerde meddah, orta oyunu ve karagöz ile ilçe halkı keyifli anlar yaşadı. Kahkahalarla izlenen gösteriler, minik izleyicilerden tam not aldı.

  • Su sarnıcı turizme kazandırılıyor

    Su sarnıcı turizme kazandırılıyor

    Tarihi Harput Mahallesi’nde bulunan M.Ö. 3000 yıllarından itibaren yerleşime başlanan ve 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından surlarla çevrelenen Harput Kalesi’nde Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları 10 yıldır sürüyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne bulunan kalede, bu süre zarfı içerisinde birçok tarihi yapı ve 100 binden fazla tarihi eser objesi çıkartıldı. Son olarak 700 yıllık metal atölyesi keşfedilen kalede, bulunan 2 bin 500 yıllık su sarnıcı da turizme kazandırılıyor. Demir atölyesinin hemen altında bulunan sarnıca, 60 basamak inildikten sonra ulaşılıyor. Yaz kış ortalama 12 derece sıcaklığa sahip olan sarnıçla ilgili çalışmalar sürüyor. Basamakları restore edilen sarnıcın turizme kazandırılması hedefleniyor.

    Artuklu Sarnıcının 60’a yakın basamağının olduğunu belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, “Bu sarnıcın en az 2 bin 500 yıllık bir sarnıç olduğunu tespit ediyoruz. Bu basamaklı sarnıçlar büyük su deposu olması bakımından stratejik öneme de sahipti. Kalenin içerisinde kendine has kaynaklar olmayınca bu büyük sarnıçlar, normal zamanlarda da ihtiyaca cevap vermişti. Özellikle kuşatmalar durumunda ise daha çok önemli hale gelmişti. Bulunduğumuz sarnıcın içindeki temizlemeler daha önce yapılmıştı. Son yıllarda basamaklarını restore ettik, payandalarını güçlendirdik az bir kısmı kaldı şimdi de o kısımları yapıyoruz. Diğer taraftan yaz kış 12 derece gibi bir ısı derecesi var. Çok serin bir ortam. Biz bu Artuklu Sarnıcının hem içini hem de üstündeki demirci atölyelerini turizme kazandırmaya çalışıyoruz. Geçen yıllar üzerinde yaptığımız çalışmalarda birbirlerine bağlı 5 tane metal eritme fırınları tespit ettik. Bu cevherlerin Harput’ta mamule çevrilmesinin önemli bir örneğiydi. Malum kalemizde 2 burç arasında çok geniş bir demir metal üretim atölyeleri var. Sarnıcın üzerindekiler ise önemli çünkü altı sarnıç üstü atölye olan bildiğimiz kadarıyla başka bir sarnıç yok” dedi.

    Harput’un Dünya Kültürü Miras Listesi’nde bulduğunu aktaran Aytaç, “Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ziyarete açılır hale getirildi. Bununla ilgili olarak artık bizde Harput Kalesi içerisinde ne kadar alanı turizme kazandırırsak o kadar ekonomiye katkı sağlayacağı gerçeğiyle 2023 yılında restorasyon ve tanıtım işlerine daha da ağırlık verdik. Çeşitli kurumlarla ve sponsorlarla yürütmeye çalışıyoruz. Bununla ilgili olarak da bulunduğumuz kale içerisinde demir üretim atölyelerinin turizme açılması bakımından ilk olacağını tahmin ediyoruz. 2023 yılı itibariyle, hem sarnıcın kendisini hem de üstündeki atölyeleri turizme kazandırmayı amaçlamaktayız. Burada 60 basamağın ardından son noktaya kadar iniliyor. Dünya Kültür Mirası Yedek Liste’sinde olan Harput’ta yapılması gereken işlerimiz var. Asil listeye girmek için bu alanların kazısının yapılıp projelendirdikten sonra restore edilerek turizme kazandırılması gerekiyor. Buradaki çalışmalar Dünya Kültür Mirası Asil Liste’ye girmede aşamaları sağlamış olacak. Bu açıdan buradaki çalışmalar bizim için oldukça önemli” diye konuştu.

  • Harput Kalesi’nden görsel şölen

    Harput Kalesi’nden görsel şölen

    Harput Mahallesi’nde Urartu Krallığı tarafından kurulan ve tarihe ışık tutan 5 bin yıllık Harput Kalesi, görüntüsü ile dikkat çekiyor. Şuanda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne bulunan Harput Kalesi yaz aylarında turistlerin ilgisini çekerken fotoğraf tutkunlarının da mekanı haline geldi.


    Öte yandan Harput Kalesi’nde, bir yandan arkeolojik kazılar bir yandan da restorasyon çalışmaları sürüyor.