Kategori: Kültür Sanat

  • Tarihi konak gün yüzüne çıktı

    Tarihi konak gün yüzüne çıktı

    Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen çalışma çerçevesinde yaklaşık 512 metrekare arsada 172 metrekare kapalı alan üzerine 3 kat olarak inşa edilen konağın aslına uygun restorasyon çalışmalarının yüzde 80’i tamamlandı.

    Çalışmalar çerçevesinde konağın daha önce doğa şartları gereği yıkılan üst katı yeniden aslına uygun inşa edildi. Binanın iç ve dış cephelerde sıva işlemleri, ahşap pencere, ahşap tavan ve zemin döşemeleri tamamlandı. Dış cephede boya işlemleri tamamlandığı konağın katlar arasında merdiven imalatı yapımı devam ediyor. Cumbalı girişte bulunan merdivenlerin sökümü ve imalatı ve yan girişlerdeki merdiven imalatı yapılarak konağın tamamlanması planlanıyor.
    Restorasyonun tamamlanmasıyla kültür envanterine kazandırılacak olan tarihi konağın çevre düzenleme projesi ise Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu onayından sonra gerçekleştirilecek.

  • Evin altından dere yatağı çıktı

    Evin altından dere yatağı çıktı

    Altınordu’nun Aziziye Mahallesi çalışma yapan Ordu Büyükşehir Belediyesi ekipleri, su baskınlarına sebep olan derelerde temizlik çalışmalarını sürdürüyor. Su taşkınına sebep olan alanlarda yapılan çalışmalar sırasında tarihi bir evin altında taş işçiliği ile ıslah duvarı bulunan kemerli yapı şeklinde 4 metrelik dere yatağı ortaya çıktı.
    Dere yatağını temizleyen ekipler, dev bakslar yerleştirerek dere yatağını yağmur suyu hattına bağladı. Tarihi evin hissedarlarının su afeti öncesi evi 5 milyon liraya satışa çıkardığı öğrenildi. Yıkılması gündeme gelen tarihi evin durumu için Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararı bekleniyor.
    Bu arada Ordu Üniversitesi (ODÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ali Bayhan, Altınordu’nun 19. yüzyılda gelişen bir bölge olduğuna dikkat çekti. Dere yatağındaki yuvarlak kemer yapısının Osmanlı mimarisinin karakterini yansıttığını belirten Bayhan, “Muhtemelen üzerine inşa edilen konutla aynı zaman diliminde yapılmış olmalıdır” dedi.

  • Defineciler kilise de kazılmadık yer bırakmadı

    Defineciler kilise de kazılmadık yer bırakmadı

    Kars Kalesi’nin karşısında eski Üçler Mahallesi üzerinde bulunan Gürcü kilisesi define avcıları tarafından tarumar edildi. Define avcıların kazdı kilisesinin duvarlarının taşları dahi söküldü.
    Üçler Mahallesi üzerinde bulunan kilise bir taraftan kazılırken, diğer taraftan da hayvan barınağı oldu. Tamamen yıkılmaya yüz tutan kilisenin koruma altına alınmasına dikkat çeken vatandaşlar, “Yazık Kars’ta birçok medeniye ait tarihi yapılar var. Buraları kimliği belirsiz kişiler tarafından yıkılıyor. Yetkilerin bu tarihi yapılara kalıcı önlem alması gerekiyor” dediler.

    Öte yandan içerisi ve etrafı ise çukurlarla dolu olan kilise, adeta yıkılmamak için direniyor. Kilise biran evvel koruma altına alınmazsa yıkılarak kaybolacak.

  • Yenişehir’de Edebiyatevi hizmete açıldı

    Yenişehir’de Edebiyatevi hizmete açıldı

    Yenişehir ilçesinde bir birinden farklı projelere imza atan Yenişehir Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Murat Beşikci, Üçkuyu Mahallesi’nde edebiyat, kitap ve şiir severlere yönelik olarak, 5 bin 500 metrekare alana sahip Edebiyat Parkı inşasının tamamlanarak vatandaşların hizmetine açıldığını söyledi.

    Edebiyat Parkının tamamen bitirildiğini belirten Beşikci, şairler ve edipler şehrine yakışır parkta, kitap okumayı ve şiir yazmayı seven vatandaşlara yönelik Edebiyatevi’nin vatandaşların hizmetinde olduğunu ifade etti.
    Parkta kitap kafenin bulunduğunu belirten Beşikci, “Bahçemizdeki ağaçlarda ve aydınlatma direklerinde şairlerin fotoğrafları yer almakta. Oyun alanları, kamelyalar, yürüyüş yolları, oturma alanları, Diyarbakırlı şairlerin ve yazarların sözlerini içeren banklar ve sokak hayvanları besleme noktaları yer alıyor. Hem edebiyat hem de doğa ile iç içe olacağınız parkımızın şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ederim, ders çalışan öğrencilere başarılar dilerim. Onlar gelişip bir yerlere geldikçe, hayallerine giden yolda bu mutluluğa vesile olabilirsek ne mutlu bize” dedi.
    Edebiyatevi’nde ders çalışan çocuklar ile bir araya gelen Beşikci, hayallerinin peşinden gitmelerini, pes etmemeleri ve sunulan imkanların kıymetinin bilinmesi nasihatinde bulundu.

  • “Kurtuluşun Kadınları” beyaz perdede

    “Kurtuluşun Kadınları” beyaz perdede

    Bursa’nın tarihi ve doğal mekanlarında Anadolu’nun Kurtuluş Savaşı’nda tarihe geçmiş kadın karakterleri sinemaya taşınıyor. Çekimlerde, Halide Edip Adıvar, Gördesli Makbule, Halime Çavuş, Hafız Selman İzbeli, Tayyar Rahmiye, Kara Fatma ve Çete Emir Ayşe’yi konu alan filmler izleyenleri Kurtuluş Savaşı’ndaki kahraman kadınlarımızın hikayelerine götürecek.

    Çekimler Bursa’da devam ediyor

    Bu yıl 2 şehri sinemaya taşıyan festivalin çekim günleri etkinliğinde, Halide Edip Adıvar temasında birincilik kazanan ‘Ateşten Gömlek’ senaryosunun çekimleri, Mudanya Mütareke Evi ve Atatürk Evi Müzesi’nde; Gördesli Makbule temasında birincilik kazanan Gördes’in Yüreği isimli film; Orhangazi Gürle köyü, Dağyenice ve Yaşam Evi Müzesi’nde; asker ile omuz omuza çatışmak için erkek kılığına giren Halime Çavuş temasında birincilik kazanan ‘Mustafam’ isimli senaryonun çekimlerini Yenişehir Alaylı köyü, İl Kültür Müdürlüğü Tarihi Bina ve Dağyenice Göl kenarında; tarihte ilk kez 3 bin kadın ile Mudafa-i Hukuk Kadınlar Cemiyetini kuran Hafız Selman İzbeli temasında birincilik kazanan ‘Öncü’ isimli senaryonun çekimleri Bursa Büyükşehir Belediyesi Yaşam Evi Müzesi ve Botanik Parkta; Osmaniyeli olan ve Fransızlar ile çatışırken şehit düşen Tayyar Rahmiye temasında en iyi senaryo seçilen ‘Kurşunu Yüreği’ Kestel Aksu köyü ve Uludağ’da; Kara Fatma temalı Dev Yürekli Kadın senaryosu Aksaray Ortaköy’de ve Aydın’ın kurtuluşunda önemli rol üstlenen Çete Emir Ayşe’nin tema birinciliği kazanan senaryosu ‘Efelerin Efesi’ Aksaray Ozancık köyünde film haline getiriliyor.

    “Kurtuluşun Kadınları” beyaz perdede

    Çekimlerin 10 Ağustos’a kadar devam edeceğini söyleyen festival başkanı ve Ehli Sanat Sinema ve Kültür Derneği Başkanı Eda Sürmeli, “Bu yıl Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı ve bizim festivalimizin ise 10. yılı. Bu anlamlı tarih birleşmesini festivalimizi Kurtuluşun Kadınlarına adayarak, onlara olan ahde vefamızı göstermek istedik. Onlar bizim ana kahramanlarımız, kurtuluş mücadelemizde büyük payı olan Anadolu kadınlarıdır. Kimimizin kulak aşinalığı olan, kimimizin ise ismini bile bilmediğimiz, bu vatanı borçlu olduğumuz kadınlar. Bu koca yürekli 7 kadını beyazperdeye taşımanın onuru ile senaryo yarışmamızda kahraman Türk kadınlarını yazan senaristlerimize, tüm hassasiyetini işine yansıtan ekip arkadaşlarımıza, bize destek veren Kültür Bakanlığımıza, Sinema Genel Müdürlüğümüze, Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüze, Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına, Bursa Büyükşehir Belediyemize tüm kurum ve kuruluşlara bu gönül borcumuzu bir nebze ödememize vesile oldukları için teşekkür ediyorum. Filmlerimiz Eylül ayında seyirci ile buluştuğunda onların hikayesini daha iyi anlayacak ve onları bir kez daha rahmetle anacağız” dedi.

  • 2 bin yıllık antik kentte ilk çini sergisi

    2 bin yıllık antik kentte ilk çini sergisi

    Düzce’nin Konuralp bölgesinde bulunan Prusias Ad Hypium Antik Kenti, 2 bin yıllık tarihi boyunca ilk kez çini sergisini ağırladı. Çini sanatçısı Harun Agah Altay tarafından hazırlanan sergide, antik kentin kazı çalışmaları çerçevesinde bulunan eser, figür ve motiflerin yer aldığı çiniler büyük dikkat çekti. Sergi 6 Ağustos’a kadar açık kalacak. Çini Sanatçısı Harun Agah Altay, “Tılsım literatürde büyülü ortam, atmosfer gibi oluyor. Bizde Konuralp’in Antik Tiyatro’nun büyüsüne ziyaretçilerin kapılması için buradaki figürleri, buradaki bitkisel motifleri çini üzerine işlemek istedik. 15 yıldır Düzce’de ki tüm resmi kurumlarda Çini sanatının eğitimini veriyorum. Konuralp’te kazı çalışmalarında çıkan motifleri ve figürleri çini sanatı ile buluşturmak istedik. 30 eser çalışma oldu. Yaklaşık 2 yıl çalıştım. Bereket heykeli, zafer tanrıçası, medusa başı gibi Konuralp antik kentinde yer alan Apollon başı gibi yeni çıkan bazı bulguların figürlerini çini tabaklara ve panolara işledik” şeklinde konuştu.

    “Antik Tiyatro’da 2 bin yıl sonra ilk sergi”

    Konuralp antik kentinde ilk kez bir çini sergisi açıldığını vurgulayan Altay, çini sanatının Anadolu’da bin yıldır, Düzce’de de 15 yıldır yapıldığını belirterek “Bizde Konuralp Antik Tiyatro’da bu tılsımlı atmosferi bir sergi ile taçlandırmak istedik. Antik tiyatro’da 2 bin yıl sonra ilk kez bir kişisel çini sergisi açılıyor. 15 yıldır bu sanatın içerisindeyim. Benimde ilk sergim. Hem 2 bin yıl sonra ilk kez açılan bir çini sergisi hem de Düzce’de açılan ilk çini sergisi büyük bir önem taşıyor” dedi.

    “Ortalama 6 ayda insanlara çini sanatını sıfırdan öğretebiliyoruz”

    Çini yapmak isteyenlere ortalama 6 ayda eğitim verdiklerini vurgulayan Altay, “Çini yapabilmek kişinin performansına göre değişiyor. 3 ay eğitim verdiğim ve çok güzel çalışmalar yapan kursiyerlerim de oldu. 1 yıl boyunca eğitim verdiğim ama çok fazla çalışmalar yapamayan kursiyerlerim de oldu. Ama ortalama 6 aylık bir eğitim ile insanlara çini sanatını sıfırdan öğretebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’de ilk defa yapılacak yöntem

    Türkiye’de ilk defa yapılacak yöntem

    Bolu Müzesi bahçesinde bulunan tarihi eserler bakıma girdi. Bahçe içerisinde bulunan tarihi sütun, tarihi eserler ve lahit mezarlar için Ankara Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’ndan ekipler kente geldi. Kırılan, eksik ve topraktan eksik çıkan tarihi sütunlar Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’ndan gelen ekiplerce kontrol edildi. Türkiye’de ilk defa uygulanan, eksik parçayı 3D tarayıcı ile tamamlama yöntemiyle sütunlar üzerinde ekiplerin çalışmaları başladı. 3 boyutlu tarayıcının elde ettiği verilerin neticesinde o sütunlarda eksik parçanın birebir tamamlanmış hali taşlardan kesilerek eklenecek. Bahçe içerisinde eksik parçası olan 30’a yakın sütunda ekipler çalışmalarını 3 ay boyunca sürdürecek. Bolu Müzesi bahçesinde bulunan eserler koruyucu kimyasal uygulanıp uzun ömürlü hale getirilecek.

    “Türkiye’de ilk defa yapılan bir yöntem olan 3 boyutlu tarayıcımızla eksik kısmın bir modelini oluşturuyoruz”

    Ankara Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’nda görevli Uğur Genç, “Burada bir taş eserin replikasını yapmak üzere bulunuyoruz. Taş eserin eksik kısımlarının tamamlanması için taşı taşla tamamlama usulü ile bir çalışma yürüteceğiz. Bunu yapmak için de Türkiye’de ilk defa yapılan bir yöntem olan 3 boyutlu tarayıcımızla eksik kısmın bir modelini oluşturuyoruz. Daha sonra elde ettiğimiz veri ile taş kesimi yaparak aynı yerine monte edeceğiz. Bu şekilde bir bütünlük arz edecek ve eserlerimiz daha sağlam olacak. Bunu bahçedeki tüm diğer eserlerde yapacağız. Çalışmalarımız yaklaşık 3 ay kadar sürecek. Çalışmalarımızın çerçevesinde taşlarımızın temizliğini de yapacağız” dedi.

    “30 eserde bu çalışmalarımızı yürüteceğiz”

    Müze bahçesinde bulunan 30 esere daha bu uygulamanın yapılacağını ifade eden Uğur Genç, “Bolu Müzesinin bahçesinde bulunan 30 eserde bu çalışmalarımızı yürüteceğiz. Daha sonra temizlenmiş olan taşlarında üzerine yine bir koruyucu kimyasal uygulayıp, uzun ömürlü bir temizlik ve koruma sağlamış olacağız” ifadelerini kullandı.

  • “Nazif’in düğmeleri” İstanbul’da

    “Nazif’in düğmeleri” İstanbul’da

    Bursalı yazar ve koleksiyoner Tenzile Güler’in kendi aile hikayesini kaleme aldığı kitaptan ve aile yadigarı olan düğme koleksiyonundan kurgulanan ‘Nazif’in Düğmeleri’ sergisi, geçtiğimiz yıl Nisan ayında Bursa Kent Müzesi’nde ziyarete açılmıştı. Metal, ahşap, deri, sedef, cam, kumaş ve daha birçok farklı malzemeden yapılan 4000 adet düğmeden oluşan koleksiyon, şimdi de İstanbulluların seyirciye sunuldu.


    Selanik’ten Bursa’ya uzanan yaşanmış bir hayat hikâyesinin sonucunda oluşan koleksiyonun yer aldığı sergi, 24.Uluslararası İstanbul Kültür ve Sanat Festivali çerçevesinde Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi İbrahim Çallı Sanat Galerisi’nde ziyarete açıldı.


    Düğmenin sıradan bir obje olmaktan çıkıp, insan hayatındaki farklı yerinin bulunduğunu anlatan sergide Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan ile dönemin siyasi parti liderlerinin bağışladığı düğmeler de yer alıyor.

    Nazif’in Düğmeleri Sergisi 3 ay boyunca Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi İbrahim Çallı Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.

  • Yaren Leylek hikayesi film oluyor

    Yaren Leylek hikayesi film oluyor

    Yaren Leylek ve Balıkçı Adem’in hikayesi beyaz perdeye aktarılacak. Her yıl aynı yerde bir araya gelen Adem Amca ve Yaren’in binlerce insan tarafından takip edilen hikayesi 8 ağustos ‘ta motor diyecek. Mars dağıtım tarafından dağıtılacak film kasım ayında vizyona girecek.

    Yapımcılığını Sev Yapım’ın yönetmenliğini Gibi dizisinden tanınan Onur Uzun’un üstlendiği filmde Buğra Gülsoy, Hande Doğandemir, Azra Aksu, Seçkin Özdemir, Emir Ali Doğrul, Meral Çetinkaya, Tarık Pabuçcuoğlu, Murat Kılıç, Cenk Gürpınar, Kıvanç Talu (var böyle tipler), Işınsu Zırh, Alper Tüydeş gibi ünlü isimler yer alıyor.

  • Gelenleri Barış Manço karşılıyor

    Gelenleri Barış Manço karşılıyor

    Germencik Belediyesi, Türk müziğinin usta ismi Barış Manço’nun çocuklarla olan dev resmini, Barış Manço Parkı’na çizdi. Germencik Belediye Başkanı Fuat Öndeş, daha güzel bir Germencik için ilçedeki trafolarda atıl görüntüyü ortadan kaldırarak kent estetiğine yönelik sanatsal çalışmaları sürdüreceklerini söyledi.

    Germencik’in Yedi Eylül Mahallesi’ndeki Barış Manço Parkı’nda bulunan trafonun üzerine Anadolu Rock müziğinin duayen ismi merhum Barış Manço’nun resmi çizildi. Yağlıboya tekniğinin kullanıldığı eserde usta sanatçının, çocuklarla olan fotoğrafı resmedilirken, trafodaki kötü görüntü de kaldırıldı. Çevre düzenlemesinin yapıldığı park ağaç ve çiçeklerle donatıldı. Temiz hava almak için parka gelen vatandaşları Manço’nun resmi karşılıyor.

    “Sanatsal çalışmalar sürecek”
    Germencik Belediye Başkanı Fuat Öndeş, ilçedeki trafolardaki atıl görüntüyü ortadan kaldırmak için çalışmaları sürdüreceklerini belirterek, “Türk müziğinin usta ismi, halkımızın gönlünde eşsiz bir yer edinen Barış Manço’nun adını taşıyan parkımızda yer alan trafoda resim çalışması gerçekleştirdik. Hem sanatçımızın eşsiz hatırasına hem de ilçemizin kent estetiğinin geliştirilmesine yönelik çalışma yaptık. Daha güzel bir Germencik için ilçemizdeki trafolarda atıl görüntüyü ortadan kaldırarak kent estetiğine yönelik bu gibi sanatsal çalışmalarımız aralıksız sürecek.” ifadelerini kullandı.