Kategori: Kültür Sanat

  • Sadece bebek ve çocuk kabirleri var

    Sadece bebek ve çocuk kabirleri var

    Adana’da gören herkesi hüzünlendiren ve şaşırtan Çomak Dede Türbesi’nin bulunduğu mezarlıkta sadece bebekler ve çocukların defin edildiği öğrenildi. Ailelerin vefan eden bebeklerini, diğer çocuklarının sağlıklı olması için türbenin yanındaki mezarlığa defnettiği belirtildi. Kozan ilçesine bağlı Çanaklı Mahallesinde bulunan Çomak Dede türbesi etrafında bulunan çocuk ve bebek mezarlığı görenleri hüzünlendiriyor. Bölgede az bilinen ama bilenlerin dua etmek için geldiği türbe çevresinde yaklaşık 200 çocuk ve bebek kabri bulunuyor.

    Bebek ve çocuk mezarlığını görenlerin hüzünlendiğini ama Çomak Dede türbesinin bölgede önemli olduğunu belirten bölge sakinlerinden edebiyat öğretmeni Cemil Gök, “Bu bölgede evliya olarak yaşayan zatlardan birisidir. Efsaneye göre Çomak Dede ve kardeşi ikisi de önemli bir evliya olarak kabul ediliyor. Çomak Dede bu bölgede hayvan besleyen günahtan uzak yaşayan, kardeşi de şehir de ayakkabıcılık yapıyor.

    Çomak dede bir zaman geçince kardeşini özlüyor ve yanına gitmek istiyor. Çomak dede kardeşine şehirde dini yaşamak ve evliya olmak daha zor sen bunu başarmışsın ben buralarda yapamam geri hayvanlarımın yanına gidiyorum diyor ve geri geliyor. Belli bir zaman geçtikten sonra burada vefat edince buraya defnediliyor rivayete göre” dedi.

    “Halkımız bu inanışına devam ederek defin yapıyor”
    Çomak Dede Türbesi’nin etrafına sadece çocuk ve bebek definleri yapıldığını kaydeden Gök yaklaşık 200 bebek kabri olduğunu kaydetti. Gök, “Halk arasında ikiz çocuğun biri öldüyse biri sağlıklı olsun diye, ilk çocuğu öldüyse ikinci çocuğu sağlıklı olsun diye bir de Çomak Dede’nin manevi şifasını, duasını alabilmek için yeni doğan,10 günlük, 1 aylık olan vefat eden bebeklerini buraya defnediyor. Kozan’da çok az bilinen bir durum buraya defneden ailelerden aldığımız bilgiler de böyle enteresan.

    Asıl Çomak dedenin manevi şifasını, duasını alabilmek için bu bölgenin seçilmesidir. Şuan burada tespitlerimize göre 200’e yakın bebek mezarı var tamamı 0-2 yaş arasında. Halkımız bu inanışına devam ederek defin yapıyorlar. Çomak dede ile birlikte artık burası da bir ziyaret haline geldi. Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan’ın buraya özel bir ilgisi var büyük bir Türk bayrağı yaptırdı. Belirli aralıklar bakımları yapılıyor bakım ve onarım park ve bahçeler tarafından yapılıyor. Daha da güzelleşmesi için uğraşıyor” ifadelerini kullandı.

  • Unutulan meslekler yeniden yaşatılacak

    Unutulan meslekler yeniden yaşatılacak

    UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde yer alan dünyanın en büyük mermer antik kenti Stratonikeia antik kentinin girişinde yer alan birinci köy meydanındaki tarihi yapılar restore edilerek günümüzde unutulmaya yüz tutmuş meslekler yaşatılacak.Helenistik dönemden Cumhuriyet dönemine kadar tüm medeniyetleri içinde barındıran, içinde hala yaşamın devam ettiği ender antik kentlerden birisi olan Stratonikeia antik kentinde antik döneme ait alanlarda kazı, restorasyon ve konservasyon çalışması yürütülürken, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait yapılarda da titiz çalışma yürütülüyor.

    Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kamulaştırma

    Stratonikeia antik kentinin girişinde yer alan Selçuklu Hamamı ve Şaban Ağa Camii restore edildikten sonra 1’inci köy meydanında çalışmalar başladı. Köy meydanında yer alan dükkanlar taş ustaları tarafından aslına uygun olarak tekrar yapılırken, dükkanlara geçmişte bu alanda yer alan meslekler tekrar burada yaşatılacak.

    Stratonikeia antik kenti 1’inci köy meydanında kahve ve bakırcı dükkanı faaliyete geçerken, özel mülk içinde kalan yapılar da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ‘acil kamulaştırama’ yapılıyor. Kamulaştırılan işyerlerinde çalışmalar sürürken, bu alanlarda, berber, manav, terzi, kunduracı, fırın, marangoz gibi unutulmaya yüz tutmuş meslekler tekrar burada yaşatılacak.
    Antik kentte ekonomi tekrar canlanacak

    Yılın 12 ayı kazı, restorasyon ve konservasyon çalışmasının yapıldığı Stratonikeia antik kentinin girişindeki köy meydanında çalışmaların tamamlanmasının ardından ziyaret için gelen vatandaşlar, hem kahvede oturup çay molası verecek, hem de tekrar faaliyete geçen işyerlerinden alışveriş yaparak antik kentte tekrar ekonomiyi canlandıracaklar.

    “Unutulmaya yüz tutmuş meslekleri yaşatmak istiyoruz”
    Stratonikeia ve Lagina Antik kentleri kazı başkanı Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt, geçmişte burada yer alan mesleklerin hepsini de bu alanda yaşatmak istediklerini söyledi. Söğüt, “Buradaki köy meydanındaki dükkanlar 1950’li yıllarda görülen haliyle ayakta tutmak istiyoruz. Bakırcıları gördünüz. Kahvehaneler var, ayakkabıcılar var. Sandaletçiler var, terziler var.

    Küçük dükkanlar var. Buradaki dükkanların hepsini yaşayan bir köy meydanı nasılsa, zeytinyağı satandan tutun da, sebze-meyve satan, ekmek satandan tutun, taşbaskı kumaş dokumaya varıncaya kadar tüm o eskiden var olan meslekleri marangozundan bakırcısına kadar o mesleklerin hepsini burada yaşatmak istiyoruz.

    Yaşatmalıyız da, çünkü biz bunları burada sahip çıkmazsak burada korumazsak bu meslekler yavaş yavaş azalıyor, yapanlar da azalıyor. Biz onların hepsini buraya davet ediyoruz. Aşama aşama biten dükkanları düzenliyoruz. Tamamen yaşayan bir köy meydanı, yaşayan bir tarihi dokunun içeresindeki yerleşim alanı ve ticari alan oluşsun istiyoruz. O yönde çalışmalarımız devam ediyor ve çok da güzel gidiyor şimdilik” dedi.

  • Genç Piyanist Moskova’da sahne alacak

    Genç Piyanist Moskova’da sahne alacak

    Rusya Filarmoni Orkestrası Şefi ve Sanat Yönetmeni Vladimir Spivakov’un başkanlığını yaptığı festival, 2012 yılında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından insani yardım çalışmaları için Rusya Federasyonu Devlet Ödülü’ne ve 2013 yılında Moskova Hükümeti Ödülü’ne layık görüldü. Festival, uluslararası insani işbirliği alanında en önemli ve umut verici projelerden biri olmayı sürdürüyor.

    Festivalin 20. yıl katılımcı listesi belli oldu. Bursa’da 4 yaşından bu yana piyanist Elena Çekiç’ten piyano eğitimi alan 10 yaşındaki Ali Keskin, 40’ı aşkın ülkeden yaklaşık beş bin müzisyenin başvurduğu festivale katılım hakkı kazanan 160 kişiden biri olmayı başardı.

    Genç piyano sanatçısı Ali Keskin 7 Ekim 2023 tarihinde, Moskova Devlet Konservatuarı Çaykovski, Rachmaninov Salonu’nda sahne alacak olmasının yanı sıra çok değerli piyanistlerden masterclass dersleri alma fırsatı yakalayacak.

  • Bit pazarından antika dükkanına

    Bit pazarından antika dükkanına

    İzmir’in tarihi semti Tepecik, ilk antika dükkanına kavuştu. Bit pazarı esnaflığından gelen iki ortağın kurduğu iş yerinde antika müzayedeleri başlarken, işletmede aileler ve vatandaşlar da kumda kahve içerek antikalarla dolu dükkanda nostaljik anlar yaşıyorlar.İzmir’in Konak ilçesinde bulunan ve adı genellikle asayiş olaylarıyla anılan Tepecik semti, ilk antika dükkanına kavuştu.

    Yenidoğan Mahallesi’nde bulunan antika dükkanı, içerisinde bulunan tarihi eşyalarla 20’inci yüzyıldan kalma her dönemi yeniden yaşatırken antika meraklılarının da ilgisini çekiyor. Yine Tepecik semtinde bulunan bit pazarında, çocukluğundan beri ikinci el eşya satan iki kafadarın girişimiyle kurulan iş yeri, aynı zamanda bir kafe hizmeti vererek, ağırladığı müşterilerine nostaljik anlar yaşatıyor.

    “Tepecik deyince insanların aklına artık kötü şeyler gelmeyecek; tarih gelecek”
    İş yeri ortaklarından Murat Abar, Tepecik semtine değer katmak için bu girişimde bulunduklarını söyleyerek, burada müzayedeler yaptıklarını söyledi. Abar, “Burası İzmir’in en eski yerleşim yerlerinden birisi. Tepecik’i İstanbul’daki Balat gibi yapmak lazım. Tepecik’in artık güzelleşme zamanı geldi. Tepecik deyince insanların aklına başka şeyler geliyor. Bizim iş yerimizde en değerli parçamız insanlar.

    Biz bu semtin değerini ön plana çıkarmak için Kemeraltı yerine burayı tercih ettik. Burada Büyükada’dan gelen, Madam Nora’nın orijinal parçası olan 120 yıllık bir konsolumuz var. Taş plaklarımız ve antika tablolarımız, vazolarımız var. Aslan başlı koltuk takımımız var geçtiğimiz yıl 210 bin liraya satılan. Burada her biri çok değerli ürünler var ve bunları tek tek anlatmak kolay değil. Biz düğmeye bastık; bundan sonra burası gelişecek. Tepecik deyince insanların aklına artık kötü şeyler gelmeyecek; tarih gelecek. Burası en az bir Bornova kadar gelişmiş olacak” açıklamasında bulundu.

    “İnsanlar bile buraya antika merakı için geliyorlar”
    İzmir’in her yerinden, hatta İzmir dışından da gelen antika meraklılarını ağırladıklarını söyleyen iş yeri ortaklarından Murat Açıl ise, “Ortağım Murat Abar’ın fikriyle burada bir girişimde bulunduk. 45 yıldan beri Tepecik Pazaryeri’ndeyiz. Çocukluğumuzdan beri buradayız. Gayemiz bu semti ayağa kaldırıp gelişimine katkı sağlamak.

    İsteseydik bu iş yerini İzmir’in en gelişmiş semtlerinden birinde de açabilirdik. Büyüdüğümüz yere faydalı olabilmek amacıyla bu antika dükkanını buraya açtık. Şu anda insanlarda büyük bir antika merakı da var. Türkiye’nin her yerinde yapılıyor ancak burada yok. Biz de bu ilki gerçekleştirmek istedik.

    İnsanlar buraları da görsünler, tanışırlar. İnsanlar Tepecik’in güzel bir yer olduğunu görsünler. Burada hafta sonları bit pazarı kuruluyor. İzmir’in en eski yerleşim yerlerinden birisi bu semt ama adı hep kötü olaylarla anılıyordu. Şimdi İzmir’in her yerinden hatta İzmir dışından insanlar bile buraya antika merakı için geliyorlar. Tepecik güzel şeylerle anılsın istiyoruz” sözlerine yer verdi.

  • Dünya ezgileri Bursa’da buluştu

    Dünya ezgileri Bursa’da buluştu

    Bursa Büyükşehir Belediyesi adına Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV) tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Atış Şirketler Grubu ana sponsorluğunda bu yıl 61’incisi düzenlenen Uluslararası Bursa Festivali çerçevesinde Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, dünya müziğinin ünlü isimlerini ağırladı. SOCAR Türkiye-Bursagaz’ın etkinlik sponsoru olduğu konserde dünyaca ünlü Azerbaycanlı sanatçı Qasimov’a geleneksel müzik türlerini Godard’ın modern müziği ile harmanladı. Ünlü virtüöz Hüsnü Şenlendirici ise klarnetin büyüsü ile Açıkahava Tiyatrosu’nu dolduran izleyenleri mest etti.

    Sahneye ilk olarak dünyanın önde gelen muğam yorumcularından, Azerbaycanlı ses sanatçısı Alim Qasimov’a, Tar Virtüözü Zeki Veliyev’le birlikte çıktı. 1999 yılında Uluslararası Müzik Konseyi tarafından UNESCO Müzik Ödülüne layık görülen ve Azerbaycan’dan Amerika’ya uzanan geniş bir coğrafyada albümleri dinlenen Qasimov, enstrümanları eşliğinde seslendirdiği müziklerle dinleyicilerin beğenisini topladı.
    Qasimov’nın ardından dünyaca ünlü caz müziği sanatçısı Michael Godard da 16. Yüzyıl enstrümanlarından Serpent eşliğinde verdiği konserde, makamsal müziği caz müzik çerçevesinde yorumlayarak harika bir resital sundu. Konserin son bölümünde ise ikiliye klarnetin büyüsünü kendine has üslubuyla ülke sınırları dışında da geniş kitlelere ulaştıran ünlü virtüöz Hüsnü Şenlendirici eşlik etti. Üçlü, bu proje konserinde dünya ezgileri ve Hüsnü Şenlendirici’nin klarnet solosu ile izleyenlere muhteşem bir müzik ziyafeti verdi.

    Etkinlik Sponsoru SOCAR Türkiye Doğal Gaz İş Birimi Başkanı Fuad İbrahimov, SOCAR Doğal Gaz İş Birimi Dağıtım Başkan Yardımcısı Ertan Yıldız ve SOCAR Türkiye Doğal Gaz İş Birimi Bursa Operasyonları Başkan Yardımcısı Dinçer Akbaba, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Fethi Yıldız’la birlikte, sanatçılar Qasimov, Godard, Şenlendirici ve Tar Virtüözü Zeki Veliyev’e teşekkür plaketi sundular. BKSTV Genel Sekreteri Fehim Ferik de etkinlik sponsoru SOCAR Türkiye-Bursagaz temsilcilerine, festivale katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi.

  • 7. Çalı Köy Filmleri Festivali başladı

    7. Çalı Köy Filmleri Festivali başladı

    Türkiye’nin ilk kamplı film festivali olan Çalı Köy Filmleri Festivali, büyük heyecan ile başladı. Nilüfer Belediyesi ile Çalı Çevre ve Kültür Derneği (ÇEKÜDER) iş birliği ile Çalı Futbol Sahası’nda organize edilen program, sinemaseverleri buluşturdu.
    Nilüfer Oda Orkestrası’nın ‘Film Müzikleri’ konseri ile başlayan festivalde, unutulmaz film müzikleri sunuldu. Yıldızların altında tınıların büyüsüne kapılan izleyenler, konseri ilgiyle takip etti.

    Konserin ardından konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, ekonomik krizin ve aşırı sıcakların bunalttığı bu günlerde doğanın içinde sanatla buluşturan bu etkinliğin herkese iyi geleceğini söyledi. Türkiye’nin ilk köy filminin Muhsin Ertuğrul’un, ‘Aysel; Bataklı Damın Kızı’ isimli eseri olduğunu hatırlatan Başkan Erdem, filmin 89 yıl önce Çalı Mahallesi’nde çekildiğini kaydetti.
    Burada çekilen ilk köy filminden sonra, günümüze kadar çok güzel ve nitelikli köy filmlerinin sinemaya kazandırıldığını ifade eden Başkan Erdem, “Her köşesini sanatla buluşturmaya çalıştığımız Nilüfer’de, Çalı Mahallesi’nin bu özelliğine vurgu yaparak, 7’nci sanatın en güzel köy filmlerini seyircisiyle buluşturmak adına bu güzel festivali başlattık. Çalı Çevre ve Kültür Derneği iş birliğiyle bu yıl 7’ncisini organize ettiğimiz 3 günlük festival süresince; 6 köy filmi gösterime sunulacak. Çeşitli konserler, söyleşiler, atölye çalışmaları yapılacak. Ayrıca kısa film yarışması seçkisi de gösterime sunulacak. Bununla bitmiyor. Türkiye’nin ilk kamplı film festivalinde, yoga ve doğa yürüyüşü gibi organizasyonlar da var” dedi.
    Açılışta konuşan ÇEKÜDER Başkanı Kadir Can Kiraz ve Çalı Mahalle Muhtarı Kaan Doğan etkinliklerin düzenlemesinde katkı sunan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve belediye çalışanlarına teşekkür etti.

    Açılış konuşmaların ardından Yönetmenliğini Erden Kıral’ın yaptığı ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ isimli film seyre sunuldu. İlgiyle takip edilen filmin ardından İrem Afşin’in moderatörlüğünde sinema, dizi ve tiyatro sanatçısı Nur Sürer; ‘Yarım Yüzyıla Yaklaşan Sinema Tanıklığı’ başlıklı söyleşi gerçekleştirdi.
    Kendisinin Bursalı olduğunu hatırlatan Sürer, Çalı’yı bilmediğini ancak çok beğendiğini söyledi. Nilüfer Belediyesi’ne teşekkür eden Sürer, “İlk söyleşiye geldiğimden bu yana sanırım 7 yıl geçti. Türkiye’de bir yığın büyükşehrin yapamadığını Nilüfer Belediyesi inanılmaz güzel şekilde yapıyor. Sanatçıya saygı duyuyor. Yazarlarımızı anıyor. Bu kadar güzel bir etkinlikte olduğumuz için çok teşekkür ediyorum” dedi.
    Söyleşinin ardından Nilüfer Belediye Başkan yardımcısı Dr. Sibel Özer, Sürer ve Afşin’e günün anısına hediye verdi. Daha sonra gecenin ikinci filmi ‘The Banshees of Inisherin’ seyre sunuldu. Yönetmenliğini Martin McDonagh’un yaptığı film, serin havaya rağmen sinema tutkunları tarafından keyifle izlendi.

  • Turizme kazandırılmayı bekliyor

    Turizme kazandırılmayı bekliyor

    Sivas’ın Gemerek ilçesi Çepni kasabasında yer alan ve tam olarak yapım tarihi bilinmeyen hamamlar turizme kazandırılmayı bekliyor. Gemerek ilçesine uzaklığı 21 kilometre olan Çepni kasabası içerisinde bulundurduğu tarihi hamamlar ile dikkat çekiyor. Günümüzde adeta yıkık halde bulunan Mahmut Ağa ve Derviş Ağa hamamlarının Roma döneminden kaldığı düşünülüyor. Kasaba sakinleri yapım tarihleri tam olarak bilinmeyen hamamların, restore edilerek turizme kazandırılmasını istiyor.

    “Koruma kurulu tarafından korumaya alındılar”
    Eski Çepni Belediye Başkanı ve Emekli Öğretmen Murat Uçar, hamamların kazandırılması gerektiğini söyleyerek, “Romalılar döneminden kalma ayakta olan iki tane ama gerçekte ikiden daha fazla hamam yerleri olduğunu söylenir. Ayakta olan iki tane hamam var. Bu hamamlardan birisi hemen caminin yakınında. Aslında bir rivayete göre orada ısınan su pöhrek denilen borular vardı, o borularla sıcak suyun camiye kadar geldiği söylenir.

    Cami lojmanlarının o sıcak sudan sıcak suyu kullandıkları söylenir. Bu hamam Derviş Ağa hamamı. Caminin yakınındaki olanın adı Mahmut Ağa Hamamı. O’nun da Romalılar döneminden kaldığı söylenir. Şu anda ayakta olan Bu her iki hamam koruma kurulu tarafından korumaya alındı. Birinci derecede sit alanı içerisinde olduğunun kararını aldırdık. Eğer kaynak bulunur buralar da tarihe kazandırılırsa hem Çepni için hem Gemerek için Sivas için önemli tarihi değerler sayfasına girmiş olur” dedi.

  • 2 bin yıllık hamam

    2 bin yıllık hamam

    Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bulunan ve tarihi 2 bin yıl öncesine dayanan “Kral Kızı” adıyla da bilinen Basilica Therma Roma Hamamı’nın ülke turizmine ve ziyarete açılması amacıyla başlatılan çevre düzenleme çalışmalarında sona gelindi. Günümüze kadar mimari özelliğini kaybetmeden görselliğini koruyan ve 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne alınan Basilica Therma Roma Hamamı’nın turizme kazandırılması ve ziyarete açılması amacıyla geçen yılın mayıs ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce başlatılan çevre düzenleme çalışmalarında sona yaklaşıldı.

    Dünyada sadece iki örneği olan biri İngiltere’nin Baht şehrinde diğeri de Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bulunan ve bilimsel çevrelerce dünyanın en eski termal tedavi merkezi olarak kabul edilen Roma Döneminden kalma Basilica Therma Roma Hamamı kapılarını 15 Ağustos’ta ziyaretçilerine açacak.
    Proje çerçevesinde turist karşılama merkezi, gezinti yolları, fotoğraf çekim alanları, kafeterya ve hediyelik eşya satış alanları yapılacak.

    Tarihi Roma Hamamı’nın bölgenin önemli kültürel mirası olduğunu söyleyen Yozgat Valisi Ziya Polat, çevre düzenlemesi ile ilgili çalışmalarda sona yaklaşıldığını ifade etti. Vali Polat, “Tarihin tam ortası deyince aklımıza Sarıkaya ilçemizdeki Roma Hamamı gelir. Bilindiği üzere Roma Hamamı’nın çevre düzenlemesi işinin ihalesi ve projesi yapılmıştı.

    İnşallah 15 Ağustos’ta müteahhit firmadan teslim alıp turizme kazandırmayı hedefliyoruz. Çalışmalar son aşamaya geldi. Ziyaretçi karşılama merkezi, yerel ürünlerin satılacağı yer, kafeteryalar, yürüyüş ve fotoğraf çekinme alanıyla Sarıkaya’mıza, Yozgat’ımıza ve ülkemize artı değer katacağını düşünüyoruz. İnşallah tüm tarih severleri, doğaseverleri Türkiye’nin tam ortasına Yozgat’a bekliyorum” dedi.

  • Açık hava sinemasına yoğun ilgi

    Açık hava sinemasına yoğun ilgi

    İznik Belediyesi, yaz aylarının keyifli etkinliklerine bir yenisini daha ekleyerek, unutulmaz bir açık hava sineması düzenledi. İlçe halkının ve sinemaseverlerin yoğun katılım gösterdiği etkinlikte, 3D animasyon türündeki film, Gökbey ile uçuş testi sırasında bir araya gelen Aslan, arkadaşları ve Hürkuş’un Kapadokya’dan başlayıp ülkenin dört bir yanında devam eden macera dolu serüvenini konu aldı. İznik Sahilinde oluşturulan açık hava sinemasına aileler ve minikler yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe katılanlar, hem keyifli bir sinema deneyimi yaşamanın hem de sosyal bir ortamda bir araya gelmenin tadını çıkardı.

    İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, açık hava sineması etkinliğine katılan herkese teşekkür ederek, “İlçemizde bu tür kültürel etkinlikler düzenlemekten ve sizlerin katılımından büyük mutluluk duyuyoruz. Sinemanın etkileyici dünyasını açık havada İznik’in güzellikleriyle birleştirerek halkımızı bir araya getirmek bizi de memnun ediyor. Nostaljik yaz sinemalarını hatırlatan etkinliğimiz önümüzdeki haftada farklı filmlerle devam edecek. Bu etkinliklerle ilçemizde kültürel ve sosyal bir birliktelik oluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

  • Ziyaretçilerini bekliyor

    Ziyaretçilerini bekliyor

    Orhun Abideleri ve Bilge Tonyukuk Anıtları’nı bünyesinde barındırdığı için Türklerin ata yurdu olarak kabul edilen Moğolistan, tarihi, turistik ve kültürel değerleriyle ziyaretçilerini bekliyor.
    Tarihte Cengiz Han’ın hükümdarlığı ile adından söz ettiren Moğolistan, günümüzde ise tarihi ve geçmişten gelen kültürel değerleri gelecek kuşaklara aktararak adından söz ettirmeye devam ediyor. Dünyanın farklı noktalarından gelen ziyaretçileri ağırlayan Moğolistan’da, ülkenin 3 milyonu aşkın nüfusunun yarısından fazlasının yaşadığı başkent Ulanbatur açık hava müzesini andırıyor.

    Başkent Ulanbatur’a 400 kilometre mesafede bulunan Orhun Vadisi’ndeki Orhun Anıtları, Bilge Tonyukuk Anıtları, balbal taşları, Cengiz Han’ın müzeye dönüştürülen kışlağı, dünyadaki en iyi 100 heykel arasında kabul edilen Cengiz Han’ın 40 metre yüksekliğindeki dev heykeli, Cengiz Han’ın oturan heykeli, mimarisiyle dikkat çeken Budist tapınakları turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği yerler arasında bulunuyor. Ülkede Müslümanların yüzde 5’inin yaşadığı ve “Zengin Bölge” anlamına gelen Altay Dağları eteklerindeki Bayan Ölgii bölgesi ise kartal, at kültürü, kımız ve kıl çadırlardaki yaşam tarzı ile turistlerin ilgisini çekiyor.

    Türkiye’den Moğolistan’a turistik gezi için giden Mehmet Küçük, sadece tarih kitaplarında okuduklarını birebir yerinde görmenin heyecanını yaşadığını söyledi. Küçük, Türklerin ata yurdu olarak kabul edilen Moğolistan’ı imkanı olan herkesin görmesi gerektiğini belirterek, “Gerçekten buralar muazzam bir tarihi geçmişe sahip. Bugüne kadar hep tarih kitaplarında okuduklarımı bugün yerinde görmenin heyecanı ve mutluluğunu yaşıyorum. Gezdiğimiz yerlerde Türkiye’nin damgasını görmek ise ayrıca bize gurur veriyor” dedi.