Kategori: Magazin

  • Wilma Elles verdiği kilolarla dikkat çekti

    Wilma Elles verdiği kilolarla dikkat çekti

    Ünlü oyuncu Wilma Elles, yaklaşık 3 hafta önce üçüncü çocuğunu kucağına aldı. Bir kızı daha olan oyuncu, doğum kilolarından Yaşam Koçu Kumru Köseler’in desteğiyle kurtuldu.
    Ünlü oyuncu Wilma Elles, 16 Aralık 2022 Avukat Mehmet Şah Çelik ile evlenmişti. Milat ve Melodi isimlerinde ikizleri olan 37 yaşındaki Elles, 5 Ekim’de üçüncü kez anne oldu. Bir kızı daha olan Elles, hamilelik döneminde 18 kilo aldı. Aldığı kiloları Yaşam Koçu Kumru Köseler’in yönlendirmesiyle yaklaşık 3 haftada kurtuldu. Doğumdan sonra 10 kilo veren 3 çocuk annesi Wilma Elles, spor yapamadığını bu nedenle diyet yaparak kilo verdiğini söyledi.

    “Hem anneliği hem de çalışmayı bir arada yapıyorum”

    Kilo verme süreci hakkında bilgi veren hem anne hem de oyuncu Wilma Elles, “ Hem anneliği hem de çalışmayı bir arada yapıyorum. Kumru hanımla birlikte yürüyüşe çıktık. Ben kilo vermek için ne yapabilirim dedim. Doğumda 18 kilo almıştım. Milat ve Melodi’de 30 kilo almıştım. Şimdi 10 kilo gitti. 8 kilo kaldı. Biz sporla yapmıyoruz. Spor hala yasak. Daha çok böyle niyetle, frekanslarla, şükretmeyle biz bunu yapacağız. Kumru Hanım 4 çocuk annesi. Ama nasıl güzel. Çok güzel bir yüzü var. Zaten çocuklar da enerji veriyor. Ben tabii ki özgür bir insanım. Ben başka insanlardan çok fazla şey öğrenebileceğimi düşünüyorum. Bunun için mesela nasıl vücudumuza bakım yapıyorsak, diş fırçalıyorsak aynı şekilde ruhumuzu da beslemeliyiz. Kitap okumak, bilgi sahibi akıllı insanlarla sohbet etmek her zaman bizi bir ileriye götürüyor. Şimdi bir tane iş fikri var. Kumru Hanımla da onu konuşmak istedim” şeklinde konuştu.

    “Bugün Wilma’ya eşlik etmek istedim kendisi harika bir ruh”

    Wilma Elles’in kilo verme sürecinde destek olan Yaşam Koçu Kumru Köseler ise, “Wilma’ya eşlik etmek istedim kendisi harika bir ruh. Enerjisi çok yüksek. Kilo vermekten ziyade bir deşarj olmak, rahatlamak zaten ona niyete girdiği için kiloyu çok çabuk verebilir. Çok rahatlıkla. Bir nevi sohbet, enerji yükseltmek. Hayatın anını yakalamak. Kendini daha iyi hissetmek. Dediğim gibi o enerji Wilma’da var. Ben çok seviyorum onu. Yapılması gerekenler belli. Uyku düzenine dikkat etmek. Bebek küçük olduğu için maalesef uyku düzeni henüz tutmayabiliyor. Bol su içecek. Yürüyüşler yapılacak. Onlardan ziyade yememesi gerekenler var. Kendisi zaten profesyonel anlamda diyet uzmanıyla da görüşüyor. Biz bir nevi dediğim gibi yürüyüş yapalım hem de sohbet edelim. Çünkü doğum yeni bir şey. Dünyaya yeni bir prenses getirdi. Baktığınızda hayat bundan sonra da onun için farklı olacak. İki tane zaten pırıl pırıl çok güzel evladı var. Bir tane daha oldu. 3 çocuk annesi olmak çok farklı sorumlulukları getirecektir. Hayat paylaştıkça güzel biliyorsunuz. Andan ibaret biz de anı yaşayalım. Hayatı ıskalamayalım. Frekansımız yüksek olsun diyelim. Koçluk yapmak aslında bunları yap diye tavsiyeler vermek değil. Koçluk bir nevi aynalama yöntemiyle sizin bildiğiniz soruların cevaplarını kendinize verdirmek. Zaten var olan bir cevap var. Ama doğru soruları yönlendirmek gerekiyor. Yoksa hiç kimse kimsenin hayatının koçu olamaz. Ben her zaman onu söylerim. Bir insan bir şeyin farkındaysa eğer onu tamamlamaya çalışır. Wilma’nın şöyle bir avantajı var. Frekansı çok yüksek. Mesela birlikte bulunduğu insanlara çok pozitif enerji yayabiliyor. Herkeste bu olmayabiliyor. Enerjisi düşük olan insanlar da var hayatımızda. Bu da yaşadıklarımızdan kaynaklı ama dediğim gibi Wilma’nın böyle bir durumu yok. Biz burada bir şeyler paylaşarak nasıl daha çoğaltabiliriz diye düşünüyor. Şikayet şikayeti, şükür şükrü artırır ya biz neyi sunarsak onu çoğaltıyoruz. Burada da öyle dostluğumuzu pekiştiriyoruz. Sohbet ediyoruz gibi. Ama kural yok. Şunu yapacaksın, bunu yapacaksın o yanlış biliniyor. Her insan kendine hastır. Kendi farkındalığını, farkına varmasını ve bu hayatta neyi daha iyi yapabileceğini ve kendi versiyonunun en iyisini bulmaya çalışıyoruz. Yol arkadaşlığı bu” dedi.

  • 3 günlük milli yas kararı sonrası isyan etti

    3 günlük milli yas kararı sonrası isyan etti

    Ünlü şarkıcı Zeynep Bastık, Gazze’de hayatını kaybeden Filistinliler için Türkiye’de 3 günlük milli yas ilan edilmesinetepki gösterdi. Sektörde binlerce insanın evine ekmek götürmek zorunda olduğunu ifade eden Bastık, “Tıpkı diğer sektördeki insanlar gibi bizim de sorumluluklarımı, ailemiz, sürdürmek zorunda olduğumuz bir yaşantımız var. Bir karar alınacaksa buna saygı duyuyoruz. Sadece neden acıyı paylaşmak demek binlerce insanın işlerinin durdurulması mesleğini icra edememesi demek, bunu anlamak istiyorum, anlayamıyorum” ifadelerini kullandı.

    İsrail’in Gazze’deki hastane saldırısının ardından Türkiye’de 3 günlük milli yas ilan edildi. Yas ilanının ardından birçok kültür sanat etkinliği iptal edildi.

    Yaşananlardan dolayı son derece üzgün olduğunu belirten Zeynep Bastık, ilk yapılanın sanat aktivitelerinin iptal edilmesi olmasına tepki gösterdi.

    Bastık, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Hepimiz yaşanan savaştan, yiten canlardan son derece üzgünüz, korkunç görüntülerin etkisindeyiz. Ve fakat bizim de herkes gibi bir mesleğimiz, sürdürmek zorunda olduğumuz bir işimiz var. Bir acıyı paylaşırken beklenen ilk ve tek şey, konserlerin, tiyatro oyunlarının tüm sanat aktivitelerinin, yani insanların aylarca maddi manevi emekler verdiği işlerinin iptal edilmesi mi olmalı?

    Kocaman bir sektörüz. Binlerce insanın evine ekmek götürdüğü, ciddiyetle yürütülen, nice zorluklara rağmen varlık göstermeye çalışan sanatçılar ve emekçilerle dolu büyük bir sektörüz. Tıpkı diğer sektördeki insanlar gibi bizim de sorumluluklarımı, ailemiz, sürdürmek zorunda olduğumuz bir yaşantımız var. Bir karar alınacaksa buna saygı duyuyoruz.

    Zaten gayriresmi şekilde günlerdir yastayız. Sadece neden acıyı paylaşmak demek binlerce insanın işlerinin durdurulması mesleğini icra edememesi demek, bunu anlamak istiyorum, anlayamıyorum.”

  • İzleyicileri çileden çıkardı

    İzleyicileri çileden çıkardı

    Başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ, Serenay Sarıkaya, Nur Sürer, Nejat İşler, Canan Ergüder, Levent Ülgen, Yüsra Geyik ve Emel Göksu’nun oynadığı Aile dizisindeki yatak odası sahnesi tepki çekti. İzleyiciler, Tatlıtuğ ve Sarıkaya’nın oynadığı yatak odası sahnesi için RTÜK’e çağrı yaptı.

    “YUKARI BAK YUKARI”

    Dizide Kıvanç Tatlıtuğ’un oynadığı Aslan ile Serenay Sarıkaya’nın oynadığı Devin, yatak odasında tartıştı. O esnada Aslan üstünü değiştirmek için soyunmaya başladı. Devin’in kendisine baktığını gören Aslan “Yukarı bak yukarı” diye uyardı. Daha sonra üstünü değiştirmek için başka bir alana geçen Devin de aynı şekilde kendisini izleyen Aslan’ı “Yukarı bak yukarı” diye uyardı.

    İZLEYİCİLER SİNİRLENDİ

    Sosyal medyada paylaşılmaya başlayan sahne izleyicileri ikiye böldü. Bir kısım sahnenin normal olduğunu ve ikinin çok iyi oynadığını söylerken bir kısım da “Bu nasıl senaryo? Kıvanç bunu nasıl oynadın” diyerek tepki gösterdi. Paylaşım yapan bazı izleyiciler de RTÜK’e çağrıda bulundu.

  • 100 milyon TL vurgun yapıp kaçtılar iddiası

    100 milyon TL vurgun yapıp kaçtılar iddiası

    Yayınladığı komik videolarla tanınan ve bir ara Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’de rol alan fenomen ve oyuncu Kıvanç Talu ile eşi Beril Talu’nun yakın arkadaşları dahil çevresindeki birçok kişiyi 100 milyon TL dolandırarak Portekiz’e kaçtığı iddia edildi. 1 milyon takipçisi bulunan Var Böyle Tipler hesabı kapatılan Talu, yeni bir hesap açarak 1 Kasım’da merak edilen tüm sorulara cevap vereceğini belirtti.

    1 KASIM’I İŞARET ETTİ

    Hakkındaki iddiaların ardından 1 milyon takipçisinin bulunduğu Var Böyle Tipler hesabı kapatılan Kıvanç Talu, “varboyletipler.offical duyuru” adlı yeni bir hesap açarak sessizliğini bozdu. İddialara cevap vermeyen Talu, “Ana hesabımız kapatıldı ve 15 günlük bir sürecimiz bulunmakta. Bu süreçte yapacağım paylaşımlar hesabın yeniden açılmasına engel teşkil edebilir bu sebeple sizden biraz sabır ve bol paylaşım rica ediyoruz. 31.10.2023 00:00’da kafanızdaki tüm soruları detaylı bir video ile açıklıyorum” dedi.

    100 MİLYON TL’LİK VURGUN İDDİASI

    Patronlar Dünyası’nda yer alan habere göre, reklam işiyle uğraşan çiftin kurdukları şirketle orta okul arkadaşlarından evlerinde çalışan yardımcıya kadar onlarca kişiden para topladıkları ileri sürüldü. 100 milyon liranın üzerinde vurgun yaptığı konuşulan çiftin bir veda partisi düzenleyerek Portekiz’e kaçtığı iddia edildi.

  • Mehmet Ali Erbil Bursa’da

    Mehmet Ali Erbil Bursa’da

    Gülseren Ceylan ile Bursa’da ziyaretler gerçekleştiren Mehmet Ali Erbil, dün gece Mehmet Çevik’in sahnesinde gönlünce eğlendi. Ünlü şarkıcı Mehmet Ali Erbil’in yanına gittiğinde ise kahkaha tufanı koptu.

    Erbil kendine has ‘parmaktan sonra’ sözünü söyledikten sonra, “Parmaktan sonra nereden geliyor biliyor musun? Bursa’nın Altıparmak bölgesinden. Fatih Ürek’i biliyorsunuz, aslında Erzincanlı. 5 kız çocuğundan sonra erkek oğlan olmuş. Babası 40 tane koyun kesmiş. Koyuna mı acırsın” diyerek herkesi güldürdü.

    Mehmet Çevik’in sahneye davet etmesi üzerine ‘yaşlıyım artık’ diyen Erbil, Bursalıların ısrarını kırmadı. Sahnede mikrofonu eline alan Erbil, “Benim de bir tarafım Bursalı. Fatih Ürek’in halası sayılırım” diye konuştu. Mehmet Ali Erbil, daha sonra anlattığı fıkrayla da izleyenleri kırdı geçirdi.

    Programı izleyen ünlü şarkıcı Elif Karlı da geceye renk kattı. Bir ara sahneye çıkan şarkıcı, Bursalı müzikseverler için iki şarkı seslendirdi.

  • Metin Akpınar’ın evlilik dışı ilişkiden kızı olduğu ortaya çıktı

    Metin Akpınar’ın evlilik dışı ilişkiden kızı olduğu ortaya çıktı

    Türk tiyatrosu ve sinemasının duayen isimlerinden Metin Akpınar’ın (82), yaşadığı evlilik dışı ilişkiden Duygu Nebioğlu adında bir kızı olduğu ortaya çıktı.

    Duygu Nebioğlu, usta sanatçı hakkında babalık davası açıp, DNA testi yapılmasını istedi. Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen ve gizlilik kararı bulunan dava bugün sonuçlandı.

    “1994’TE EVLAT EDİNİLDİM”

    Duygu Nebioğlu’nun, Haziran 2022’de Metin Akpınar ile bir araya gelip, sanatçıya kitap imzalatması dikkat çekti. Yaşadıklarını Instagram hesabından yaptığı paylaşımla anlatan Nebioğlu, şu ifadeleri kullandı:

    “Benim adım Duygu Nebioğlu, 1988 yılında Antalya’da yaşama tutundum. Dünyanın varlığını talihsiz olaylar ile kavradım. Bebekliğim, çocukluğum zor şartlar altında geçti. 1994 yılında Nebioğlu Ailesi tarafından evlat edinildim. Ailem tarafından topluma kazandırılmak için başlayan serüvenimin devamında biyolojik ailemin ve soy ağacımın merakına düştüm.”

    “Bu düşünce beni Türk toplumuna mâl olmuş Sayın Metin Akpınar’a ulaştırdı, henüz 21 yaşında üniversite öğrencisiyken gerçeklerin karşısında yoğun şaşkınlık hissiyle, hayranı olduğum sanatçının biyolojik babam olmasının mutluluğunu ne yazık ki yaşayamadım. Aldığım yetersiz sevgi nedeniyle beni bağrına basmakta zorlandığı için ağır travmalar yaşadım bu sebeple saygı değer avukatlarıma ulaştım.”

    “BABAM OLDUĞU RESMİYETE KAVUŞMUŞTUR”

    “Bugün avukatlarım Ferihan Polat ve Ahmet Furkan Uludağ sayesinde Metin Akpınar’ın babam olduğu Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile resmiyete kavuşmuştur. Adalet karşında tüm haklarımı koruma altına almış bulunuyoruz.”“Şaşkınım, yıllar sonra gelen mutluluk hayatımın ilk günü gibi oldu. Kamuoyuna bunu açıklamayı borç bilip sevgi ve barış içerisinde hareket edeceğimizi duyurmak istiyorum. Bu süreçte bana destek olan ve koşulsuz sevgi veren Nebioğlu aileme teşekkür ediyorum. Duyguluyum.”

     

  • Cengiz Kurtoğlu’na hapis talebi

    Cengiz Kurtoğlu’na hapis talebi

    Arkadaşının doğum günü partisinde tanıştığı Mustafa Can’ı sanatçı olan arkadaşlarına hakaret içerikli eleştirilerde bulunduğu iddiasıyla darp ve hakaret ettiği öne sürülen şarkıcı Cengiz Kurtoğlu’nun yargılanmasına devam edildi. İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Cengiz Kurtoğlu ve tarafların avukatları hazır bulundu.

    “Sonra da ‘Bunların hiçbiri sanatçı değildir, Türkiye’nin tek sanatçısı Ciguli’dir’ dedi’’

    Duruşmada savunma yapan sanık Kurtoğlu, söz konusu doğum günü partisi davetlilerinin arasında Cem Yılmaz, Hakan Altun gibi ve spor dünyasından insanların da olacağının söylendiğini ancak beklediği gibi olmadığını belirtti. Kurtoğlu savunmasında, “Nereli olduğu, nereli olduğum ifade edildiği sırada konu Orhan Gencebay’a geldi. Müşteki özellikle yüzüme bakarak Gencabay ile ilgili ‘Samsun çingenelerinden’ dedi. Bu sözü kullandı, daha sonra konuyu İbrahim Tatlıses’e ve Ümit Besen’e getirdi. Tansiyon orada yükseldi. Sonra da ‘Bunların hiçbiri sanatçı değildir, Türkiye’nin tek sanatçısı Ciguli’dir’ dedi. Sonrasında sözlü olarak karşılıklı bir takım tartışmalar oldu. Karşılıklı bağrışlarımız oldu ancak ben müştekiye karşı herhangi bir hakaret etmedim. Fiziksel bir temasım da olmadı, ikimiz de alkollüydük. Ben sadece şahsı elimle ittim, elimde herhangi bir cisim yoktu. Bu nedenle müştekiye bıçakla vurduğum iddiasını kabul etmiyorum. Amacım da şahsa vurmak değildi’’ dedi.

    1 yıl 9 aya kadar hapis talebi

    Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık Kurtoğlu’nun haksız tahrik altında ‘basit yaralama’ ve ‘hakaret’ suçlarından toplamda 5 aydan 1 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Tarafların avukatları ise, açıklanan mütalaaya karşı savunma yapabilmek için mahkemeden süre talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, tarafların avukatlarına savunma ve beyanda bulunabilmeleri için süre verilmesine hükmederek, duruşmayı erteledi.
    Duruşmanın ardından Kurtoğlu, basın mensuplarının sorularına “Duyanlara, duymayanlara’’ diye yanıt vererek adliyeden ayrıldı.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, müşteki Mustafa Can ile şüpheli Cengiz Kurtoğlu’nun ortak arkadaşlarının doğum günü partisine katıldıkları, aynı masada oturup tanıştıkları, sohbet sırasında müşteki Can’ın Orhan Gencebay hakkında söylediği sözler üzerine Kurtoğlu’nun tepki gösterdiği aktarıldı. Taraflar arasında sözlü tartışmanın başladığı belirtilen iddianamede, tartışma sırasında şüpheli Kurtoğlu’nun müştekiye küfürle karışık hakaret ettiği, daha sonra yüzüne yumruk attığı belirtildi. Şüpheli Kurtoğlu’nun ifadesine de yer verilen iddianamede, müştekinin sevilen ve saygı duyulan sanatçılar hakkında hakaret içerikli eleştirilerde bulunduğunu, bu yüzden uygun dille müştekiyi uyardığını, hakaretlerine devam etmesi üzerine ağız kısmından eliyle tuttuğunu ve bu aşamada belki tırnağının müştekinin yüzünü çizmiş olabileceğini söylediği kaydedildi.

    Hazırlanan iddianamede şüpheli Cengiz Kurtoğlu’nun ‘basit yaralama’ suçundan 4 aydan 1 yıla, ‘hakaret’ suçundan ise 3 aydan 2 yıla kadar olmak üzere toplamda 7 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

  • Gigi Hadid sessizliğini bozdu

    Gigi Hadid sessizliğini bozdu

  • Birincilik ödülü o şehre gitti

    Birincilik ödülü o şehre gitti

    Uşaklı kuaför Hüseyin Coşkun, Antalya’da düzenlenen ulusal çaplı saç kesim, renklendirme ve perma yarışmasında birinci oldu.

    Ünlü saç tasarımcıları Hasan Hüseyin Yılmaz ve Muhittin Yüşan, Antalya’da saç kesim, renklendirme ve perma yarışması düzenledi. Yarışmaya birçok şehirden kuaförler katıldı. Yarışmaya katılan 100 meslektaşıyla kıyasıya yarışan Uşaklı kuaför Hüseyin Coşkun, saç kesim kategorisinde birinci oldu.

    Ülkenin birçok bölgesinden gelen yarışmacıların arasından birinci seçilmenin kendisini çok mutlu ettiğini belirten Hüseyin Coşkun, “Antalya’da düzenlenen dev organizasyonda saç kesim kategorisinde birinci olmak nasip oldu. Buradan bütün kardeşlerime ve arkadaşlarıma bana destek olan herkese teşekkür ederim” dedi.

  • Gözü gibi bakana satacak

    Gözü gibi bakana satacak

    Yeşilçam ve Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden olan usta oyuncu Kemal Sunal’ın 1984 yılında Almanya turnesinde aldığı ve bir çok filminde de kullandığı 1984 model Mercedes’in şimdiki sahibi Ahmet Yılmaz, otomobili satışa çıkardı.
    Giresun’da yaşayan Ahmet Yılmaz, 2007 yılında bir arkadaşı vasıtasıyla 200 marka satın aldığı Kemal Sunal’ın “Keriz, Sevimli Hırsız, Garip” gibi bir çok filminde de yer alan 34 NZ 427 plakalı 1984 model Mercedes’i bugüne kadar gözü gibi baktıktan sonra satmaya karar verdiğini söyledi. Kemal Sunal’ın hatırası olan arabayı sadece parasını verene değil, aynı zamanda hatırasına saygı duyan, arabaya gözü gibi bakacak birisi olması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “İstanbul’da yaşayan bir arkadaşımın vasıtasıyla 2007 yılında bu arabayı almıştım. Alırken arabanın Kemal Sunal’ın olduğunu bilmiyordum. Öğrendiğimde çok mutlu oldum ve o günden sonra arabaya adeta gözüm gibi baktım. O dönemlerde çok almak isteyen oldu ama asla satmayı düşünmedim. Rahmetlinin anısına sahip çıkmanın ve onun aracını kullanmanın güzel duygularını yaşadım. Ama artık satmaya karar verdim. Sadece arabanın parasını verene vermeyeceğim. Aynı zamanda benim gibi Kemal Sunal’ın maneviyatına saygı da duymalı” dedi.

    Kemal Sunal’ın eşi Eşi Gül Sunal “Hatıralarına dayanamam” diye almak istememiş
    Daha önce Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal’ın arabayı almak istemediğini de kaydeden Yılmaz, “Merhum Kemal Sunal’ın vefatının ardından davet üzerine arabayla beraber 72. yaş gününde katılmıştım. Kemal Sunal’ın eşi ve yakınları arabaya büyük ilgi göstermişti. Hatta eşi ve kızı çok duygulanmıştı. Burada gazeteciler eşi Gül Sunal’a ‘Arabayı satın almak ister misiniz?’ diye sorduklarında gözyaşlarını tutamamıştı ve ‘Bu arabayı alırım ama o hatıralarına dayanamam, o yükü kaldıramam’ diyerek almak istemediğini ifade etmişti. Bugün ne düşünürler bilemiyorum ama Kemal Sunal’ın hatırasına artık benden sonra daha iyi bakacak, değerini bilecek birilerinin almasını isterim” diye konuştu.