Kategori: Mhp

  • Son Dakika: Cemal Enginyurt MHP’den ihraç edildi

    Son Dakika: Cemal Enginyurt MHP’den ihraç edildi

    AK Parti’ye yönelik sert eleştiriyle gündeme gelen, son alarak da “Tarım Bakanı bugün fındık üreticisine ihanet etmiştir” diyen Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, MHP’den ihraç edildi. İhraç sonrası bir açıklama yapan Enginyurt, “İhraç edenler! Bir gün sıra size de gelir” şeklinde tweet attı.

    Kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, partisinden ihraç edildi. Enginyurt, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin fındık rekoltesi açıklamasına sert tepki göstermişti. Pakdemirli’nin rekolteyi beklenenden yüksek açıkladığını savunmuş ve “Tarım Bakanı bugün fındık üreticisine ihanet etmiştir” demişti.

    “BU ARKADAŞLAR BİZİ YOK SAYIYORLAR” DEMİŞTİ

    MHP’li vekil, “Her yerde savunuyoruz, her yerde anlatıyoruz. Cumhur İttifakı’ndan başka bir şey söylemiyoruz. Biz her söze başladığımızda Sayın Cumhurbaşkanı diye başlıyoruz. Her söze başladığımızda Cumhur İttifakı diyoruz. Ama bu arkadaşlar bizi hiç, yok sayıyorlar. Her yerde yok sayıyorlar. Belediyelerde, sokakta, siyasette yok sayıyorlar. En son da bugün Tarım Bakanı” diye eklemişti.

    DEVLET BAHÇELİ UYARMIŞTI

    Cemal Enginyurt geçen ay katıldığı bir YouTube yayınında, AKP hakkında yaptığı sert çıkışlar nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından uyarıldığını açıklamıştı.

    “BU BEDELİ ÖDEMEK ŞEREFTİR”

    Enginyurt, disipline sevk edilmesinin ardından twitter’dan tepkisini dile getirdi. Yaptığı açıklamaların arkasında duran Enginyurt, “Fındık üreticisinin hakkını savunmak, vatanı savunmak gibidir. Fındıkta oynanan oyunlara karşı durmanın bedeli ağır da olsa; bu bedeli ödemek Ordulular adına şereftir. Şerefin tavizi olmaz. MHP, vazgeçilmez sevdamdır” diye tweet attı.

    MHP KARARI BÖYLE DUYURDU

    Cemal Enginyurt’un ihracıyla ilgili MHP’den yapılan açıklamada şöyle denildi: Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt hakkında, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Disiplin Kurulu’nun 30.07.2020 tarihinde yaptığı toplantı sonucu alınan karar ile Milliyetçi Hareket Partisi Tüzüğü’nün 78. maddesinin Kesin Çıkarma Cezasını Gerektiren Haller Başlıklı” 4. Bendinin (c), (e) ve (i) fıkrası hükümleri uyarınca parti üyeliğinden kesin olarak çıkarılmasına karar verilmiştir.

    ENGİNYURT’TAN İLK AÇIKLAMA: BİR GÜN SIRA SİZE DE GELİR

    İhraç kararının ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Cemal Enginyurt, şunları söyledi: MHP den ihraç ettiniz. Ülkücülüğümü almadınız, alamazsınız. İhraç edenler! Bir gün sıra size de gelir. Konuşmamı kesemezsiniz, kesemeyeceksiniz. Ülkücülerin sesini kimse kesemez. Millet, devlet ve Ordulular için hep doğruları konuşan olacağım.

  • Bahçeli: CHP’nin Atatürk’le bağlantısı kalmamıştır

    Bahçeli: CHP’nin Atatürk’le bağlantısı kalmamıştır

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun sabıkalı ve sicili zifiri karanlık dostlarıyla ağız birliği ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine saldırması yanlış ve yozlaşmış bir siyaset örneğidir. Bugünkü CHP’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le hiçbir bağ ve bağlantısı kalmamıştır. Artık teröristler yoldaş, bölücüler candaş, Türkiye düşmanları kandaş mertebesine gelmiştir” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı açıklamasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM grup toplantısındaki konuşmasının hezeyanname bildirisi, skandal belgesi, zillet ve hezimet beyannamesi olduğunu belirtti. Bahçeli, “Kılıçdaroğlu işledikleri suçları açıkça tevsik ve tescil edilmiş suçlulara sahip çıkmış, bir kez daha hukukun üstünlüğüne kesif bir şekilde cephe almıştır. Nitekim bu şahsın kırdığı ceviz kırkı aşmıştır. Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’ı masum gösterme çabası tam bir garabet halidir. Osman Kavala’nın suçsuzluğunu iddia etmesi akıl tutulması, ahlak yoksunluğudur. Bugüne kadar her darbe dönemini müteakiben iktidar mevkiine ulaşan CHP’nin 37’inci Olağan Büyük Kongresi’nde dostlarıyla birlikte iktidar hedefi koyması yeni bir vesayet özlemi, statükodan beslenen bir siyaset köhneliğidir. Kılıçdaroğlu’nun zoru görünce dostlardan kastının geçtiğimiz hafta sonu açıkladığı telif hakkı çiğnenmiş çalıntı ’13 maddelik ikinci yüzyıla çağrı bildirisine evet’ diyenler şeklinde izahı ise keskin bir ‘U’ dönüşüdür” ifadelerini kullandı.

    ‘CHP’NİN ATATÜRK’LE BAĞLANTISI KALMAMIŞTIR’

    Bahçeli, CHP Genel Başkanı’nın günü gününün tutmadığına vurgu yaparak, “Saat başı değişen, sürekli çark eden, fikri ve siyasi müktesebatı çarpık olan bu şahsın bizatihi kendisiyle tenakuza, hatta tezada düşmesi hakikaten ibretlik bir haldir. Kılıçdaroğlu’nun bütün anayasaların vesayet altında yapıldığını ileri sürmesi dikkatle üzerinde durulması, derinlemesine ele alınması gereken şuursuz bir değerlendirmedir. 1982 ile 1961 Anayasalarıyla birlikte 1921 ve 1924 Anayasalarının da vesayet altında hazırlandığını ihsas ve izhar etmiş olan Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına ve Aziz Atatürk’e bu vesileyle hakareti reva görmesi maskesini iyice düşürmüştür. Kılıçdaroğlu’nun sabıkalı ve sicili zifiri karanlık dostlarıyla ağız birliği ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine saldırması yanlış ve yozlaşmış bir siyaset örneğidir. Bugünkü CHP’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le hiçbir bağ ve bağlantısı kalmamıştır. Artık teröristler yoldaş, bölücüler candaş, Türkiye düşmanları kandaş mertebesine gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

    ‘TAVSİYEMİZ, DOSTLARINA FAZLA GÜVENMEMESİDİR’

    Bahçeli, CHP’nin iktidar yürüyüşünü ilan eden Kılıçdaroğlu’nun suçluların telaşı içinde olduğunu savunarak, “Çok partili siyaset hayatının başlamasından sonra bölük pörçük hükümet sorumluluğu üstlenen CHP’nin 1946-1996 yılları arasında toplam 4533 günlük iktidarında Türkiye için ne yaptığı, hangi projeleri kazandırdığı, bir tek dikili ağacının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulması aciliyet kesbeden bir beklentidir. Türkiye’de ne yapıldığını sistematik olarak sorgulayan, bununla da kalmayıp tutarsızca yargılayan CHP Genel Başkanı’nın asıl kendisinin ve partisinin bu zamana kadar ülkemiz için, eğer varsa hayata geçirdiği hizmet ve eserleri izah ve ifade etmesi siyasi ahlak gereğidir. Yenilenmiş CHP yönetiminin eskisinden farkı olmayacaktır. Kaldı ki maya aynı, mizaç aynı, maksat aynıdır ve temelden bozuktur. CHP demek kriz ve kargaşa demektir. CHP demek darbelerden, cuntalardan, muhtıralardan, ara rejimlerden geçinen fırsatçılık ve siyasi kalpazanlık demektir. CHP Genel Başkanı’nın söylemleri köksüzlüğün ve kimliksizliğin numunesidir. Kendisine tavsiyemiz dostlarına fazla güvenmemesidir. Çünkü güvendiği karanlık dostları yeri geldiğinde samanı postuna dolduracaktır” ifadelerine yer verdi.

  • MHP Lideri Bahçeli’den Atatürk açıklaması

    MHP Lideri Bahçeli’den Atatürk açıklaması

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, ”Atatürk’e, bu topraklarda lanet okuyacak bir hayasız ve hamiyetsiz henüz anasından doğmamıştır. Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”Atatürk’e, bu topraklarda lanet okuyacak bir hayasız ve hamiyetsiz henüz anasından doğmamıştır.
    Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir” açıklamasında bulundu.

    Bahçeli sözlerine şunları da ekledi:

    ”Atatürk’e lanet okunduğu yalanıyla imal ve inşa edilen kutuplaşma zalim bir bölücülüktür, Türkiye’yi uçuruma çekmenin zehirli hazırlığıdır. Hilafet tartışmalarını böylesi nazik bir ortamda kızıştıranlar ise Türkiye Cumhuriyeti’ne büyük bir bühtan içindedir”

  • MHP’li isim: “Duyarsız kalmak istemiyorum, istifa ediyorum”

    MHP’li isim: “Duyarsız kalmak istemiyorum, istifa ediyorum”

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu İl Başkanı Köksal Yılmaz, görevinden istifa ettiğini açıkladı.

    MHP Ordu İl Başkanı Köksal Yılmaz, düzenlediği basın açıklamasında, Milletvekili Cemal Enginyurt’un ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilmesine duyarsız kalamayacağını belirterek, “Ordulunun sorununu anlatan bir konuşmasından dolayı genel merkezimizin, sayın milletvekilimiz hakkında yapmış olduğu ihraç talebine karşı MHP Ordu İl Başkanı Köksal Yılmaz olarak bu tepkiye duyarsız kalmak istemiyorum. Biz Ordulunun bize verilen 83 bin oyunun hesabını sorduk. MHP’ye 83 bin oy vererek TBMM’ye gönderilen vekilimize sahip çıkma konusunda MHP Ordu İl Başkanlığından bugün itibariyle istifa ediyorum” dedi.

  • Disipline sevkedilen MHP’li Enginyurt’tan açıklama

    Disipline sevkedilen MHP’li Enginyurt’tan açıklama

    MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildi.

    MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Ordu Milletvekilimiz Cemal Enginyurt, basına yansıyan açıklamaları nedeniyle kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilmiştir” denildi.

    TWİTTER’DAN AÇIKLAMA YAPTI

    Basına yansıyan açıklamaları nedeniyle kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından açıklama yaptı. Enginyurt, “Fındık üreticisinin hakkını savunmak, vatanı savunmak gibidir. Fındıkta oynanan oyunlara karşı durmanın bedeli ağır da olsa; bu bedeli ödemek Ordulular adına şereftir. Şerefin tavizi olmaz. MHP, vazgeçilmez sevdamdır” dedi.

  • MHP’li Enginyurt’a ihraç talebi

    MHP’li Enginyurt’a ihraç talebi

    MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay: TBMM Grup Başkanlığı Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt basına yansıyan açıklamalari nedeniyle kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildi.

    NE DEMİŞTİ?

    MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt; “Tarım bakanı ne istiyorsun sen bizden? Niye davet etmiyorsun bizi? AK Partililer niye çağırmıyorsunuz bizi. Ne yaptık size? Muhafet mi ettik? Her yerde savunuyoruz, her yerde anlatıyoruz. Cumhur İttifakından başka bir şey söylemiyoruz. Biz her söze başladığımızda Sayın Cumhurbaşkanı diye başlıyoruz. Ama bu arkadaşlar bizi yok sayıyorlar” sözleriyle gündeme gelmişti.

  • MHP’li Yalçın: Teşkilatlarımız şimdiden kongre hazırlıklarına başladı

    MHP’li Yalçın: Teşkilatlarımız şimdiden kongre hazırlıklarına başladı

    MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partisinin 13’üncü Olağan Büyük Kurultayı’nın 14 Mart 2021 günü gerçekleşeceğini hatırlatarak, “Her kongre sürecinde olduğu gibi; teşkilatlarımız ve mensuplarımız bu defa da büyük bir heyecan ve coşkuyla, birlik ve beraberlik havası içinde şimdiden hazırlıklara başlamıştır” dedi.

    MHP’li Yalçın, partisinin il ve ilçe kongreleri sürecinin başlaması nedeniyle yazılı açıklamada bulundu. Partisinin 13’üncü Olağan Büyük Kurultayı’nın 14 Mart 2021 günü gerçekleşeceğini hatırlatan Yalçın, o gün teşkilatların Genel Başkanları Devlet Bahçeli’ye olan bağlılık ve vefasını bir kez daha göstereceğine inandıklarını belirtti. Kurultayın demokrasi şöleni kıvamında gerçekleşeceğini bildiren Yalçın, “Ülkücü iradenin kongre sürecini ülkücü hareketin büyüklüğüne ve ülkücülüğün vakarına yaraşır bir ağırbaşlılık ve ciddiyetle çalışkanlıkla sürdürüleceğinden eminiz. Kongreler süreci dolayısıyla Türkiye, dokuz çalışma bölgesine ayrılmıştır. Bu çerçevede Batı Anadolu, Karadeniz Bölgesi ve Orta Anadolu’da ikişer, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise üç olmak üzere her biri dokuz ilden oluşan toplam 9 teşkilat bölgesi belirlenmiştir. İlçe ve il kongreleri söz konusu bölgelerde ve aynı zaman diliminde gerçekleştirilecektir. Türk mitolojisinde dokuz rakamının matematiksel ve sembolik bir yeri vardır. 9 kutlu sayılmakta; bu sayıya denge, uğur ve güç izafe edilmektedir. Eski Türk kağanları da devletin bütünlük, istikrar ve egemenliğini temsilen 9 tuğ taşımışlardır. MHP’nin kongre sürecinin planlanması bağlamında Türk kültür ve siyaset tarihine uygun olarak ‘dokuzlama’ yönteminin kullanılması; egemenlik, istikrar ve bütünlüğü sembolize eden 9 rakamıyla kamuoyuna mesaj verme amacı taşımaktadır” dedi.

    ‘İLK İLÇE KONGRESİ SAMSUN’DA GERÇEKLEŞECEK’

    Yalçın, ilk ilçe kongresinin Samsun İlkadım’da gerçekleştirilecek olmasının ise Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla Anadolu’da fiilen başlamış olan Millî Mücadele’ye atıf amacı taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:

    “Her kongre sürecinde olduğu gibi; teşkilatlarımız ve mensuplarımız bu defa da büyük bir heyecan ve coşkuyla, birlik ve beraberlik havası içinde şimdiden hazırlıklara başlamıştır. Kongreler süreci dolayısıyla MHP’nin Türk siyasi hayatında bugün oynadığı etkin, sorumlu ve yapıcı rolden rahatsız olan çevrelerle muarızlarımız ve siyasi rakiplerimizden gelebilecek tahriklere kapılınmaması, kongreler sırasında da hiçbir taşkınlığa meydan ve izin verilmemesi önem taşımaktadır. Teşkilatlarımız; ülkemizin yüksek çıkarları bağlamında MHP’nin üstlendiği başat işlev ve Cumhur İttifakının kucaklayıcı dinamiklerini dikkate alacaklardır. Yetkili ve görevli arkadaşlarımız, bu gerçeği dikkate alarak, kongrelerimizin usulet ve suhulet içinde, demokrasi bayramı ve dayanışma havasında geçmesi için ellerinden geleni yapacaklardır.”

  • MHP Lideri Bahçeli’den Ayasofya açıklaması

    MHP Lideri Bahçeli’den Ayasofya açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Vakıf malı olan Ayasofya’nın, vakfiyesine muvafık şekilde cami olarak kullanılması milletimizin uzun yıllardır hasreti ve beklentisidir.” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde düzenlenen partisinin Belediye Başkanları Toplantısı’nın ardında yaptığı yazılı açıklamada, belediyecilikte “Halka hizmeti Hakk’a hizmet’ gören bir anlayışla “Üretken Belediyecilik” ilkesini esas aldıklarını belirtti.

    Belediye yönetimlerinin demokratik süreçlerin en önemli etapları arasında olduğunu vurgulayan Bahçeli, hiçbir belediye yönetiminin milli iradenin takdir ve teveccühünü istismar ve inkar yanlışına sapmaması gerektiğe dikkati çekti.

    Beş yıl süreyle üstlendikleri emanete dikkat, riayet ve sadakat gösteren belediye başkanlarının hürmetle yad edildiğini, ihanet edenlerin ise adli ve idari tasarruflarla layık oldukları muameleyi kaçınılmaz şekilde gördüğünü ifade Bahçeli, şöyle devam etti:

    “Belediye imkanlarını terör örgütü lehine seferber eden bölücülerin görevlerinden derhal uzaklaştırılmaları, emanetin ise tekrardan millete tevdi, adalet ve ahlakın zorunlu bir gereğidir. Türk milleti hakkını ve hukukunu uyanık bir şuurla muhafaza edecektir. Karanlık ve kirli ilişkilere gömülmüş, terör örgütü PKK’nın fiili kontrolüne girmiş HDP’li bazı belediye başkanlarının hukuki tedbir yoluyla görevlerinden uzaklaştırılıp yerlerine kayyum atanması çok doğru ve yerinde bir karardır. Bu kapsamda kayyum atanmasını eleştirip, yapılan idari tasarrufu demokrasi ayıbı olarak değerlendiren sorumsuz ve işbirlikçi siyasetçilerin işlenmiş ağır suçların bir parçası oldukları da bir başka gerçektir.”

    Suçu ve suçluyu övmenin, rezalet ve melaneti benimsemenin hiç kimseyi şeref sahibi yapmayacağını, tam tersine millet nezdinde zora sokarak ağır şekilde sorgulatacağını aktaran Bahçeli, “Belediye başkanlığı millete ihanetin kılıf ve kisvesi olamayacaktır. Zillet İttifakı’nı oluşturan sığ ve sığıntı partilerin ağız birliği halinde kayyum atamalarına tepki göstermeleri kontrolsüz savrulma halinin teyididir. PKK’ya yardım ve yataklık yapan belediye başkanlarını sırf sandıktan çıktılar diye savunmak ve sahiplenmek ayıplı, arızalı, alacalı bir siyasettir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye egemenlik haklarına toz kondurmama azim ve kararında olduğunu işaret eden Bahçeli, “Türkiye’nin, kerameti kendinden menkul mihrakların ağzına bakma dönemi geride kalmıştır. Artık söz dinleyen değil sözü dinlenen, üzerinde hesap yapılan değil hesapları bozan bir ülke gerçeğine herkes alışmalı, buna saygı duymalı, sonuçlarına da hazır olmalıdır.” açıklamasını yaptı.

    “567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiştir”

    Ayasofya Camisi’nin tekrar ibadete açılmasının kesif ve kesin iradenin en can alıcı muhassalası olduğunu beyan eden Bahçeli, şunları belirtti:

    “Vakıf malı olan Ayasofya’nın, vakfiyesine muvafık şekilde cami olarak kullanılması milletimizin uzun yıllardır hasreti ve beklentisidir. Aynı zamanda eşsiz bir mimarlık ve sanat abidesi olan Ayasofya’nın ibadete açılması inanç haklarımızın mecburi bir gereğidir. Aksi bir iddia ve ileri sürülecek ifade hükümsüz ve temelsizdir. Ayasofya’nın, vakfeden kutlu ecdadımızın emaneti doğrultusunda kesintisiz cami olarak kullanılması bağlılık ve vefayla yerine getirilmesi şart olan tarihi bir sorumluluktur.

    Danıştay 10. Dairesi müstesna bir karara imza atarak Ayasofya Camisi’ni müzeye dönüştüren 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nı iptal etmiştir. Elbette Müslüman Türk milletinin hislerine tercüman olmuş, sonuç itibariyle milli vicdan müsterih hale gelmiştir. 567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiş, bütün Türk ve İslam beldeleri ayağa kalkmıştır. Hitamında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla Ayasofya Camisi’nin yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasının önündeki bütün sahte ve sanal bariyerler yıkılmıştır.”

    Bahçeli, 86 yıldır kutuplaşmalara konu olan bir tartışmanın hukuki ve siyasi mutabakatla çözüme kavuşturulduğunu ifade ederek, “Ayasofya Camisi’nin ibadete açılması 567 yıllık çağrıya kulak vermenin, itibar ve ihtimam göstermenin muhterem bir neticesidir. Ayasofya yeryüzündeki bütün camilerimizi, bütün mescitlerimizi selamlayacaktır.” açıklamasında bulundu.

    “Ayasofya özelinde ikaz dolu mesajların verilmesi nafile bir çabadır”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, açıklamasında, şu görüşleri paylaştı:

    “Ayasofya Camisi’nin Müslüman gönüllerle buluşması İslami ve tarihi bir sorumluluk olmanın yanında egemen devlet müktesebatımızın, bağımsızlık prensibimizin bihakkın gerek ve şartıdır. Türkiye onun bunun dayatmalarıyla tarihi gerçeklerine sırt çevirmeyecektir. Kudüs’te menfur senaryoları tedavüle sokanların Ayasofya özelinde bize ikaz dolu mesajlar vermesi nafile bir çabadır. ABD yönetiminin ‘Hayal kırıklığı’ yorumu cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir ithamdır.”

    “ABD, Türkiye’yi sıkıştırmak maksadıyla hamle üstüne hamle yapmaktadır”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “1987’den 2019’a kadar silah ambargosu uyguladığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, birden bire askeri eğitim desteği vereceğini ve kaynak sağlayarak güvenlik ilişkilerini geliştireceğini duyuran ABD, Türkiye’yi sıkıştırmak maksadıyla hamle üstüne hamle yapmaktadır. Doğu Akdeniz ve Libya’da bütün muhasım odakları karşısına alan ülkemizin tarihi ve egemen haklarını koruma gayesi varoluş onurudur.” ifadelerini kullandı.

    “İnanç hakkı insan hakkıdır”

    Bir yazarın “Ayasofya’yı yeniden camiye çevirmek dünyanın geri kalanına artık seküler değiliz demektir” ifadesinin “mesnetsiz sızlanma” olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları aktardı:

    “Böylesi köksüzler düştükleri aidiyet krizinde hamiyet ve haysiyet imhası yaşamışlardır. ‘Osmanlı hukuku Cumhuriyet hukukunun yerine geçti’ diyen sözde akademisyenler de aslında cehaletlerinin ve ideolojik taassuplarının kurbanı olmuşlardır. İnanç hakkı insan hakkıdır. Bunu tasdik ve tasvip etmeyen insanlık değerlerine düşmandır. Bunun hilafına her söz, her tavır, her eylem boşluktadır, hukuken de ağır kusurludur.”

    Yunanistan Başpiskoposunun kontrol dışı hezeyanlarının hiçbir şey değiştirmediğini bildiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

    “Ayasofya Camisi Türk milletinin emanetindedir. Bu emanetin üzerinde şaibe oluşturmak ve şüphe uyandırmak hiç kimsenin haddi ve harcı değildir. Küstah bir dille, ‘Türkler Ayasofya’yı ibadete açmaya cesaret edemezler’ diyen Yunanistan Başpiskoposu, bundan sonra ağır bir mahcubiyet ve mağlubiyet travmasına gömülecek, nifak saçan ağzını bıçak bile açamayacaktır. Asırlar evvel İstanbul’da kurulan Latin devletinin veya yeni bir Bizans’ın hayallerini kuranların hain hevesleri haram kursaklarında kalacaktır.”

    “Milletimiz ne istiyorsa, neyi umuyorsa o yapılacaktır”

    Bahçeli, baro başkanlarının Kuğulu Park’taki nöbetlerine ilişkin, şunları kaydetti:

    “Lafa gelince çoğulcu demokrasi yanlısı olduğunu iddia edenlerin, sıra çoklu baro sistemine gelince eleştiri oklarını fırlatmaları abes bir tenakuzdur. Baroların demokratikleşmesi bazı kesimleri neden ürkütmektedir? Avukatların Marksist-Leninist yasa dışı örgütlerin ve bilhassa CHP’nin tasallutundan kurtarılıp özgürleşmeleri niye yanlış görülmektedir? Çoklu baroyla birlikte baroların siyasileşeceğini iddia edenler, bugünkü şartlarda baroların siyasetten başka ne iş yaptığını hangi ara itiraf edeceklerdir? Yollarda yürüyen, duvar diplerinde bekleyen, parklarda nöbete giren bazı barolar, şimdiye kadar vatan ve millet için hangi fedakarlıkları yapmışlardır? Hukukun üstünlüğü temelinde yükselen bir devlette, suç ve suçluyla amansız mücadelenin sürdüğü bir dönemde, 140 bine yaklaşan avukat sayısı hiç sorun edilmeyecek midir?

    Milletimiz ne istiyorsa, neyi umuyorsa o yapılacaktır. Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi nihayetinde kabul edilmiş, gazi Meclis son sözünü millet nam ve hesabına söylemiştir. Mesleki dayanışma bir yere kadar anlamlı ve değerlidir, ama asıl olan milli birlik ve dayanışma ruhunun canlılığı ve cesametidir. CHP Genel Başkanı’nın çoklu baroyu üniter yapının kalbine sokulan hançer olarak tanımlaması iflas etmiş, saman altından ihanete payanda olmuş, yüzeye çıkınca da çanak tutmuş müflis bir siyasetçinin pespayeliğidir.”

  • MHP Lideri Bahçeli’den Ayasofya açıklaması

    MHP Lideri Bahçeli’den Ayasofya açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “MHP, Danıştay 10. Dairesinin kararından ziyadesiyle memnun, mesut ve mutmaindir. Bugün tarihi bir gün olarak tezahür etmiştir.” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, Danıştay 10. Dairesinin Ayasofya Camisi ile ilgili verdiği karara ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Ayasofya Camisi’nin Türk milletinin mukaddes bir emaneti, mazisi İstanbul’un fethine kadar dayanan kutlu bir mabedi olduğunu belirtti.

    “Fetih sembolümüz olmakla birlikte, 567 yıllık bir geçmişin itibar ve inanç onuru olan Ayasofya’nın 24 Kasım 1934’de müzeye dönüştürülmesini müteakip alev alan tartışmalar bugüne kadar uzanan bir seyir izlemiştir.” ifadelerini kullanan Bahçeli, Danıştay 10. Dairesinin muazzam bir karara imza atarak Ayasofya Camisi’ni müzeye dönüştüren Bakanlar Kurulu kararını iptal ettiğini anımsattı.

    Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Bunun üzerine yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Ayasofya Camisi, Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmiş, böylelikle ibadete açılmasının önünde hiçbir mani hal ve engel kalmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, Danıştay 10. Dairesinin kararından ziyadesiyle memnun, mesut ve mutmaindir. Çünkü Ayasofya Camisi’nin ibadete açılması konusu uzun yıllardır tavizsiz arzumuzdur.”

    “Türk milletinin haklı beklentisi karşılık buldu”

    Müslüman Türk milletinin haklı ve meşru beklentisinin karşılık bulduğuna işaret eden Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Ayasofya’nın kapıları hamdolsun ardına kadar açılarak tertemiz alınların secdeyle buluşması sağlanmıştır. Nitekim bugün tarihi bir gün olarak tezahür etmiştir. İnanç haklarımızı, egemenlik kazanımlarımızı tahrip ve taciz etmek maksadıyla kuyruğa giren ülkeler, odaklar ve husumetle beslenen çevreler kaybetmiştir. İrade milletin, karar hukukundur.”

    Bahçeli, Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması sürecinde açık irade beyanıyla tarafını ve samimiyetini gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti.

    Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneğine ve Danıştay 10. Dairesinin hukuk insanlarına da yürekten teşekkür ettiğini ifade eden Bahçeli, “Ayasofya Camisi’nin Türk-İslam alemine hayırlı ve mübarek olmasını, bu tarihi mabedimizde yapılacak ibadetlerin, kılınacak namazların kabulünü CenabıAllah’tan niyaz ediyorum.” açıklamasında bulundu.

  • Bahçeli’den Demirtaş’a tazminat kararına sert tepki

    Bahçeli’den Demirtaş’a tazminat kararına sert tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Merhum Prof. Dr. Erol Güngör’ün “Adalet, bir hakkın haklısına teslimidir.” sözlerine atıfta bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Asırlar içinde halkalar halinde birbirine eklemlenen Türk devlet geleneğinin en mühim, en müessir vasfı adalettir. Büyük devlet ve fikir büyüklerimiz tarafından kaleme alınan siyasetnameler, layihalar, risaleler ve ciltler dolusu eserler adaletin ve adil yönetimin ikamesi ve inkarı olmayacak özelliğine vurgu yapmıştır. Adalet insan onurunun, devlet umurunun ayrılmaz parçasıdır.”

    15 Temmuz darbe girişimi

    Bahçeli, Türkiye’nin 15 Temmuz’da dar kadrolu ve asker kisvesine bürünen hain FETÖ tarafından işgal edilmek istendiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

    “O meşum ve melun gece ilk günkü etkisini milli vicdanda hala korumaktadır. Darbeci teröristler tarafsız ve objektif Türk mahkemeleri önünde hesap vermişlerdir. Zaman ve süreç içinde FETÖ ile ilişki ve irtibat içinde olan bazı isimler kimi zaman CHP kimi zaman da farklı çevreler tarafından sahiplenilmiş ve desteklenmişlerdir. Hüviyetlerini milletimizin açıkça bildiği bu şahıslar ‘hakkı yenmiş mağdurlar’ olarak gösterilmişlerdir.”

    Selahattin Demirtaş ile ilgili mahkeme kararı

    Anayasa Mahkemesinin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin, “En son, terörist (Selahattin) Demirtaş ile ilgili hak ihlali kararı verilmesi, üstelik Türk devletinin 50 bin lira tazminat ödemesine hükmedilmesi haklı olarak vicdanları sızlatmıştır.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Adalet suçu aklamak, suçluyu temize çıkarmak değil, hak ve hukuk neyi öngörüyorsa aynen yapmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bugün aynı zamanda ülkücü şehit Mustafa Türköne’nin şehadetinin 41’inci yıl dönümü olduğunu anımsatan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

    “23 Haziran 1979’da 21 yaşındayken şehit düşmüştü. Ağabeyi Mümtaz’er Türköne ise cezaevindedir. Mümtaz’er Türköne’yi öğrencilik yıllarından itibaren tanırım. Aleyhe de pek çok yazısı ve beyanatı olmuştur. Ülkücü şehidimizin ağabeyi olan ve geçmişte davamıza emek vermiş Mümtaz’er Türköne’nin gerçekten suçlu olup olmadığına karar verecek yegane merci Türk adaletidir.

    Adil ve hakkaniyetli yargılamayla Mümtaz’er Türköne’nin üzerine atılı isnatların netleşmesi de mümkün olacaktır. Dileğim bir haksızlık varsa bunun acilen düzeltilmesidir. Osman Kavala’nın, Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın ve daha pek çok sorunlu kişinin masum gösterilmeye çalışıldığı bir yerde şehit ağabeyi Mümtaz’er Türköne’nin davası tekraren ve titizlikle değerlendirilmelidir.”