Kategori: Mhp

  • Bahçeli’den erken seçim açıklaması

    Bahçeli’den erken seçim açıklaması

    MHP Lider Devlet Bahçeli gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, “Türkiye’yi erken seçime sürükleme kara propagandasına kulak asılmayacak, milletvekili seçimleri 2023 Haziran’da yapılacaktır” ifadelerini kullandı.

    MHP Lideri açıklamasının devamında; “25 Mayıs 2020 tarihinde, ABD’li bir polis memurunun sırf derisinin renginden dolayı bir insanı boğarak öldürmesi bu ülkede dehşet ve şiddet olaylarının perdesini kaldırmıştır.

    ABD ilk kez kendi coğrafyasında, kendi insanları eliyle zor duruma düşmüştür. Biz hiçbir ülkenin güdümlü ve kontrollü kaos çemberine alınmasını hoş görmeyiz, bunu da arzulamayız.

    Ancak ABD’nin samimi ve dürüst bir muhasebeye, karanlık sicilini aklayacak, temize çıkaracak, hatta insanlığa bir özrü çok görmeyecek dirayete fazlasıyla ihtiyacı olduğu da inkar ve ihmal edilemez bir gerçektir.

    28.Dönem Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır.”

  • Bahçeli: Kontrollü hayat, bundan sonra yegane çözümdür

    Bahçeli: Kontrollü hayat, bundan sonra yegane çözümdür

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, salgından çıkış sürecinde ‘yeni normal’in tesis ve temini için hükümetin görevini yerine getirdiğini söyledi. Bahçeli, “Hiç kimse sorumsuz ve duyarsız hareket etmemelidir. ‘Bana bir şey olmaz’ diyenler kendilerini düşünmüyorlarsa temas ettiği insanları düşünmek, dikkate almak mecburiyetindedir. Virüs her an her insanımıza bulaşabilecektir. Kontrollü hayat bundan sonra yegane çözümdür” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Kovid-19 salgınına karşı Türkiye’nin bütün imkan ve irade ile direndiğini, insan ve toplum sağlığının muhafazası ve müdafaası amacıyla her türlü tedbirin zamanında, eşgüdüm ve eşzamanlı şekilde devreye sokulduğunu kaydetti. Bahçeli, Türkiye’nin büyük bir musibetle mücadele ettiğine vurgu yaparak, “Başarısız olmamızı isteyenler var. Vaka ve vefat sayısının artmasını içten içe dileyenler var. Ülkemizin salgına mağlup olmasını ümit ve özlemle bekleyen kifayetsiz muhterisler oldukça faal ve fazla. Ancak kötümser niyetlerin eninde sonunda kaybetmesi de mukadder. Kovid-19 salgınına karşı en büyük mukavemet ve muvaffakiyetimiz alınan tedbirlere milletimizin uyması ve muhtemel risklere karşı uyanık durmasıdır. Vatandaşlarımız fazilet ve feraset sahibidir. Ona buna kulak asmaz, onun bunun kışkırtmasına, kumpasına aldanmaz. İnanıyorum ki, fertlerinin birbiriyle ilgili kaygı taşımadığı, birbirinin hakkını ve hukukunu teslim ve telif etmediği toplum veya milletlerin ayakta kalma şansı yoktur. ‘Ben’ değil, ‘biz’ dedikten, hassas ve sorumlu hareket ettikten sonra felaketlerin taarruzunu bozguna uğratırız” dedi.

    ‘KONTROLLÜ HAYAT YEGANE ÇÖZÜMDÜR’

    Bahçeli, Türkiye’nin salgının arkasında değil önünde olduğuna işaret ederek, “Yeni normalin tesis ve temini maksadıyla hükümet canla, başla, samimiyetle, özveriyle, titizlikle görevini yerine getirmektedir. En küçük ihmal veya ihlal, Allah muhafaza tekrar başa dönmemize, ağır bedellere neden olabilecektir. Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri, Sağlık Bakanlığı’nın tembih ve tedbirleri herkes için bağlayıcıdır. Hiç kimse sorumsuz ve duyarsız hareket etmemelidir. ‘Bana bir şey olmaz’ diyenler kendilerini düşünmüyorlarsa temas ettiği insanları düşünmek, dikkate almak mecburiyetindedir. Verilmiş emekleri heba edemeyiz. Bunca çaba ve çalışmayı silip atamayız. ‘Bunaldım’, ‘bıktım’, ‘sıkıldım’, ‘yoruldum’ bahaneleriyle kendimizi sokaklara bırakıp toplum sağlığını riske atamayız. Virüs her an her insanımıza bulaşabilecektir. Kontrollü hayat bundan sonra yegane çözümdür” ifadelerini kullandı.

    ‘MASKE TAKMAK, SOSYAL MESAFE ELZEMDİR’

    Bahçeli, Sağlık Bakanlığının gece gündüz çalıştığını, sağlık çalışanlarının fedakarca, adanmış ve anıtlaşmış şekilde salgına engel olmaya gayret ettiklerini vurgulayarak, “Kazanımlarımız boşa çıkarsa, ‘aman sende’ denirse, Türkiye vahim bir uçuruma savrulacaktır. Alınan tedbirleri yok saymak, rehavete kapılmak hepimizi acıklı sonuçlara mahkûm edecektir. Maske takmak şarttır, sosyal mesafe elzemdir. ‘Nasılsa her şey düzeliyor, salgın bitiyor’ acemiliği ve aceleciliğiyle davranış sergilemek felakete altın yaldızlı davetiye uzatmaktan farksızdır. Bilhassa yazılı ve görsel medya yanlış algılara, yalan haberlere, yanıltıcı görüşlere yer ve fırsat vermemelidir. En güçlü olduğumuz an, bir bakıma en zayıf olduğumuz andır. Salgının kökünü kazıyıp hasretini çektiğimiz günlere ulaşabilmek için zamana ihtiyacımız vardır. Virüsün tehlikelerini hesap etmeden, bulaşıcılık özelliğini ciddiye almadan toplumsal hayatın içine telaşla karışmak, çağrı ve uyarılara yüz çevirmek, bilinsin ki, büyük bir vebaldir. ‘Bana bir şey olmaz’ diyenlere de, dilemeyiz ama, her an bir şey olması kaçınılmazdır” değerlendirmesinde bulundu.

    ‘TÜRKİYE BU BADİREDEN KURTULACAKTIR’

    Bahçeli, evde kalmanın, solunum cihazına bağlı olarak hastanede yatmaktan çok daha iyi olduğuna dikkat çekerek, “Türk milleti nice saldırı ve suikastları göğüsledi, görünmez düşmanının salgınını da Allah’ın izniyle bertaraf edecektir. Bunun için bu zamana kadar ki şuurlu duruşunu korumalıdır. Salgından siyasi rant elde etmenin peşinde koşan defolu siyasetçilere itibar hezeyan ve hüsran verici akıbetlere kapı aralayacaktır. Hastalıktan fayda uman, Türkiye’nin çöküşü ve toplumsal infiali için alavere dalavere içinde olanlar sadece avuçlarını yalayacaklardır. Türkiye Kovid-19 badiresinden kurtulacaktır. Yeter ki bir olalım, birlikte refleks gösterelim, hep beraber aynı safta toplanalım. Tedbir-temkin-tedaviyle başarıya ulaşmamız mutlaktır” ifadelerine yer verdi.

  • Soylu’nun istifasının kabul edilmemesine muhalif isimlerden ilk açıklamalar

    Soylu’nun istifasının kabul edilmemesine muhalif isimlerden ilk açıklamalar

    Muharrem İnce Twitter’dan yaptığı açıklamada;

    “Sadece 2 gün için ilan edilen sokağa çıkma yasağı henüz başlamamışken süreç Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla yürüyordu, sonra milleti sokağa dökünce İçişleri Bakanı sorumluluk “şahsımın” diyerek istifa etti. Şimdi ise istifası kabul edilmedi. Tam bir saray tiyatrosu.”

    Meral Akşener ise istafının kabul edilmemesinin ardından herhangi bir açıklama yapmazken Soylu’nun istifasının ardından Twitter hesabından şu açıklamayı yapmıştı;

    “Hatayı ve başarısızlığı kabullenmek, sorumluluğunu üstlenmek olgunluk gerektirir. Sayın Süleyman Soylu’ya göstermiş olduğu olgun davranış nedeniyle teşekkür ediyorum. Aynı olgunluğu başarısızlıklarıyla birer marka haline gelmiş Damat’tan ve Tarım Bakanı’ndan da bekliyorum…”

    Kararı destekleyen tek isim ise MHP Lideri Devlet Bahçeli. Bahçeli ise şu mesajları aktardı:

    Türkiye her alanda çok yoğun ve sıcak bir mücadelenin içindedir. Bilhassa yeni tip Koronavirüs (KOVİD-19) salgınını engellemek amacıyla devlet-millet dayanışması en üst seviyededir. Aynı zamanda bugünkü sancılı ortamda seferberlik ruhuyla hareket edilmektedir.

    Terörden ekonomiye, bölgesel sorunlardan küresel dayatmalara varıncaya kadar ülkemiz muazzam bir iradeyle duruş göstermektedir. Böylesi kırılgan bir dönemde İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun istifa niyeti sürdürülen mücadele ruhunu sekteye uğratma riski taşımaktadır.

    Gelişmeler karşısında Sayın Bakanı’nın istifa kararının Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Elbette takdir ve tasarruf Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir. Milliyetçi Hareket Partisi mezkur istifanın kabul edilmemesinden ziyadesiyle memnundur.

    Sayın Süleyman Soylu azimli, inançlı, dirayetli ve mücadeleci kişiliğiyle Türkiye’nin en hassas döneminde üstlendiği bakanlık görevini başarıyla yerine getirmiştir. Bizim temennimiz bu görevine kararlılıkla devamından yanadır.

  • Bahçeli’den koronavirüs mesajı: “Dünya asla eski dünya olmayacaktır’

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından paylaşımda bulunarak Türkiye ve dünyayı etkisi altına alan yeni tip korona virüse (Covid-19) dair açıklamalarda bulundu.

    Bahçeli, tüm dünyayı tehdit eden Covid-19 salgınıyla ilgili insanlığın ortak bekasıdır diyerek, “İnsanlık belki de ilk defa ortak bir mücadele etrafında kenetlenmiş, ortak bir düşman karşısında kümelenmiştir. İçinden geçtiğimiz zamanın ağır şartlarına tarih pek az şahitlik etmiştir. Yeni bir dünyanın kapıları aralanırken, yeni davranış kalıpları yeşermeye başlamıştır.

    Covid-19 salgını dünyaya bulaşmakla kalmamış, insanlık değerlerinin yekpare hatırlanıp kuvveden fiile çıkışını da tetiklemiştir. Bir yürekten kopan çığlık, bir başka yüreğin hazin tellerini titretmiştir. Coğrafyalar arasında köprüler kurulmuş, ülkeler aynı mevzide buluşmuştur. Hakikaten dünya asla eski dünya olmayacaktır. Yeni tip korona virüsten önceki hayatla, sonraki hayat; geçmişteki alışkanlıklarla muhatap kalacağımız yeni dönem hem içerik, hem ilerleyiş, hem de irade bakımından benzerlik taşımayacaktır. Artık mevzubahis insan bekasıdır” açıklamasında bulundu.

    “Bu gece Şafi sıfatıyla Rabbimize sığınıp dua edelim”

    Berat Gecesi dolayısıyla da açıklamalarda bulunan Bahçeli, Allah’a sığınıp dua etme gecesi olduğunu vurguladı. Bahçeli, “Bir yanda Covid-19 hastalığıyla mücadele ederken, diğer yanda manevi muhasebeye elbette mecburuz, hatta muhtacız. Husumetlerin körelmesi, hiziplerin küllenmesi, ihtilafların örtülmesi, ihanetlerin söndürülmesi, insanlık onurunun yükseltilmesi hepimizin müşterek görevidir. Akılla duygu arasındaki bağların, dayanışma ve yardımlaşmayla ilgili bağlayıcı ve bütünleştirici ağların sosyal muvazenemizi, milli mukavemetimizi takviye, hatta taltif edeceğine inanıyorum. Bugünkü ağır ortamda yegâne gücümüz birliğimiz ve inançlarımızdır. İnsanlık tarihinin oldukça nazik bu döneminde sadece kendi kaderimizi, kendi istikbalimizi değil, tüm insanlığın kader yolculuğunu, gelecekteki mevki ve mertebesini düşünmek, dert etmek durumundayız.

    Çünkü çatışıp cepheleştiğimiz trajedinin hedefi insan olan herkestir. Bu gece hep birlikte beratımızı dileyelim. Bu gece Şafi sıfatıyla Rabbimize sığınıp dua edelim. Bu gece manevi beratımız için ellerimizi semaya açalım. Bilelim ki, her gecenin sonu aydınlık, her güçlüğün arkası kolaylık, her yokuşun zirvesi rahatlıktır. Dağınık duyguları ayrı ayrı bulanık kutuplaşmalara bağlamak yerine, dev gibi doğrulup kutup yıldızı gibi yükselelim; ayrıca gelecek haklarımıza, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla varlığımıza ve var oluş gerçeğimize destek verip, daha mühimi cansiperane muhafaza edelim” ifadelerini kullandı.

    “Devlet-millet dayanışmasıyla muhteşem bir irade kudreti sivrilmiştir”

    Tüm İslam aleminin Berat Kandilini kutlayan Bahçeli, “Hayatın içinden çıkardığımız doğrularla, doğrunun içinden çıkardığımız hayatları eklemleyip kaynaştırarak karamsarlığı kovalım, umutları diri ve taze tutalım. Zaman öncelikleri değiştirir, bugünler geçecektir. Dünyanın yeni şartlarına her anlamda hazırlıklı olmak başlıca gerekliliktir. Allah’tan niyazım Covid-19 musibetinden aziz milletimizi, Türk-İslam âlemini ve bütün insanlığı korumasıdır.

    Barış açlığı, huzur açığı, güvenlik sorunu çeken dünyanın Covid-19 karanlığından süratle çıkıp feraha ve selamete ulaşması gönülden dileğimdir. Türkiye salgınla muazzam şekilde, muvaffakiyet derecesinde mücadele etmektedir. Sağlam ve seri tedbirler alınmış, devlet-millet dayanışmasıyla muhteşem bir irade kudreti sivrilmiştir. Bu belayı mutlaka savuşturacağız, bu felaketten daha da güçlenerek çıkacağız. Başaracağımıza inanalım, salgını yeneceğimizi kesinkes hatırda tutalım. Allah’ın izniyle kurtuluş yakındır, mukadderatımızın mukaddesatımızla yaşaması ilahi takdirdir.

    Bu vesileyle değerli vatandaşlarımızın ve bütün Türk-İslam aleminin Berat Kandilini tebrik ediyorum. Covid-19 hastalığından sebep hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, halen tedavi altında olanlara da şifalar diliyorum. Her biri kahramanca ve özveriyle duruş gösteren bütün sağlık çalışanlarımıza kolaylıklar ve esenlikler temennisiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Unutulmasın ki, Allah yarattığı her hastalık için bir de şifa vermiştir” ifadelerini paylaştı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli’nin ortak miting yeri belli oldu!

    CHP’nin seçim bildirgesini yorumlayan Özhaseki, “Son 25 yılım belediyecilikle geçti. Dünyanın neresinde şehircilikle ilgili bir gelişme varsa takip ediyorum. 2 şey ilgimi çekti CHP’nin seçim bildirgesinde… Bizim 10 yıl önceki manifestomuzda yazdığımız hususları alıp, kelimeleri değiştirip kullanmışlar gibi gözüküyor. Ütopik ve süslü sözler var. Birz daha somut ve ayakları yere basan sözler olması lazım. Biz Ankara’da bir anket yaptık. Her yazdığımız, ayakları yere basan ve milletin beklediği şeylerdi. Ancak bu tarafa geldiğimiz zaman istihdam yazarsanız ‘hangi istihdamı arttırdınız’ diye adama sorarlar. Örneğin; Erciyes’te bir dağ var ancak büyükşehire bağlanınca orayı kayak merkezi yaptık. Oradan ekmek yiyen insanlar var.” açıklamasında bulundu.

    ‘ÇOCUK KÖYÜ İNŞA EDECEĞİZ’

    Ankara için planladığı projelerinden bahseden Özhaseki, “Elbette projelerimiz var. Bizim çocukluğumuz sokaklarda geçti. Şimdi kimse güvenip çocuğunu sokağa bırakamıyor. Asosyal çocuklar var. Biz bunu inceledik. Kanada’da çocuk köyü var. Biz de bir çocuk köyü inşa edeceğiz. Etkinlikler olacak. Bazı meslekleri birebir yapmayı öğrenecek. 100’e yakın etkinliğin olduğu bir yer olacak” ifadelerine yer verdi.

    ‘BARINAKLAR HAPİSHANE OLMAMALI’

    Sokak hayvanları ile ilgili mevcut sorunlar hakkında da açıklamalarda bulunan Özhaseki, “Ankara’da ciddi problemlerden biri bu. Başıboz gezen hayvanları barınağa getirip sağlık kontrolünden geçerek kısırlaştıracaksınız. Barınaklar hapishane olmamalı. Orada doğal ortamlarında bulunmalılar. Bu ortamda insanlar hayvanları sahiplenebilecekler.” dedi.

    Özhaseki açıklamalarına şöyle devam etti:

    ANKETLERDE SON DURUM

    2-3 ay önce yapılan anketlerde kararsız oranı daha fazlaydı yüzde 30’lardaydı. Şimdi daha az adaylar belli oldukça azaldı. 30 kişilik bir ekiple 3 ay kadar çalıştık. Daha çok sosyal projeler yazdık. AK Parti ve MHP’nin ortak adayıyım, AK Parti ve MHP’nin çok üzerinde bir oy alacağımı düşünüyorum.

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik saha ya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyeciliği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız

    ‘ORTAK MİTİNG YAPACAKLAR’

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik sahaya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyecilği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız. Sayın Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanımız tabii ki ortak miting yapacak. Ankara’da ortak miting olacak” açıklamalarında bulundu.

  • Bahçeli: Ya Trump ‘Kılıçdaroğlu’nu tanıyorum’ derse, ne yaparız?

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Venezüella Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’yu ülkenin ‘geçici devlet başkanı’ olarak tanımasına tepki gösterdi.

    Milliyet’ten Ömer Yılmaz’ın haberine göre Bahçeli, “Eğer ABD Venezuela’daki gibi yarın Türkiye’de de, ‘ben sizi tanımıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu’nu kabul ediyorum’ derse ne yapacağız? Risk burada. Biz de buna rıza göstermeyeceğiz. Bunlara rıza gösterirsek Türkiye’nin de başına bela olurlar” dedi.

    Bahçeli, İstanbul ziyareti dönüşü mola yerinde bazı gazetecilerle sohbetinde özetle şu mesajları verdi:

    ‘İNSANLIĞIN HUZURU’ PROJESİ

    – (Maduro’ya darbe) Ben diyorum ki; artık her türlü düşünce insanı, farklı ideolojiye sahip bilim insanları, ülke yöneticileri, ‘insanlığın huzuru’nu sağlayabilecek bir siyasal projeye hazır olmalı. Bu proje insanlığın huzurunu sağlasın. Barıştı, demokrasiydi, şuydu buydu bunlar alt söylemler. Ne yaparsanız yapın demokrasi adına yapılıyor ve demokrasi adına yapılan bir müdahalede kan akıyor, darbeler yapılıyor.

    ‘İSTEMESE DE İÇ SAVAŞ’

    — 21. yüzyılın sonuna doğru yaklaşırken bir ‘insanlığın huzuru’ projesi nasıl olacak? Burada ABD’ye gelişi güzel bir misyon yükleyemezsiniz. Eğer rejim ve bazı temel kavramlarla çatışan bir yönetim oluşmuş ise o zaman dünyadaki küresel güçler, demokrasinin gelişmesine, demokratik kültürün artmasına ve demokrasi yoluyla iktidarların yeniden yönetilmesi veya yönlendirilmesine fırsat tanıyan gayretler içerisinde olmalıdır. Ama Venezuela’da, ‘ben seni değil bunu tanıyorum’ diyor. Her iki taraf da sokağa çıkıyor. Ne olacak? (İç savaş mı?) İstese de istemese de olacak. ABD burada netice alırsa ne olacak? İnsan hakları, demokrasi, self determinasyon açısından sorgulanması lazım. Bir ülkeye değişik yöntemlerle müdahale veya uluslararası yasalar açısından sorgulanması lazım. Kendisi gibi seçimle gelmiş olanları katledecek bir politika takip ediyor. Bu yanlıştan insanlığı, ülkeleri kurtarmak lazım.

    ‘TRUMP ‘KILIÇDAROĞLU’ DERSE’

    — (Türkiye için Maduro’nun yaşadığı gibi bir risk görüyor musunuz?) Bir cümle söyleyeceğim başlık atacaksınız. Başlığa gelelim: Eğer ABD, Venezuela’da Maduro’nun karşısındaki bir muhalefete, ‘ben bundan sonra seni tanıyorum’ der, buna da Türkiye rıza gösterir, komşu ülkeler, Avrupa ve AB rıza gösterir ise yarın Türkiye’de de, ‘Ben sizi tanımıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu’nu kabul ediyorum’ derse ne yapacağız! ‘Kemal Kılıçdaroğlu’nu görevlendirdim ben bu konuda’ dediği zaman CHP’nin üst yönetimi Maduro için söylemedikleri sözleri bundan sonra nasıl kullanacaklar? Risk burada. Ne yapacağız? Trump bunu istedi diye CHP’liler sarı gömlekliler mi, kırmızı gömlekliler mi yoksa başka bir şey mi sokağa döküldü, biz de buna rıza mı göstereceğiz? Diyelim ki Trump sabah kalktı; baktı ki hava bulutlu, şiddetli hortumlar var. Onun tesiri altında kaldı. Twit’in başına geçti, ‘Türkiye’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülke yönetimine geçmesinde Amerika ve Türkiye menfaatleri açısında fayda görüyoruz. Yönetim değişsin Kemal Kılıçdaroğlu olsun’ dediği taktirde ne yapacak CHP’liler? Kemal Bey bu söylediklerime alınganlık göstermemeli. ‘Hepimiz birlikte milli bir duruş sergilemeliyiz’ demeli.

    ‘İNCE’Yİ Mİ GÖREVLENDİRECEK?’

    — (Onun için mi sürekli beka vurgusu yapıyorsunuz?) İşte biz bunların hepsini bir beka meselesi olarak görüyoruz. Bir tane çok ince akıllı, o da bizim karşımıza zeka sorunu olarak çıkıyor. Hadi diyelim ki muhalefeti çok yoğun olarak sokağa taşıdı. Trump, Muharrem İnce’yi mi görevlendirecek?

    ‘SOYER’İ ÜLKÜCÜ DE DEVRİMCİ DE İSTEMEZ’

    — (Tunç Soyer’in CHP adayı olması) Siyasi hayatımızda, 12 Eylül’de herkesin üzerinde olumsuz kararları bulunan bir kişinin (12 Eylül dönemi Savcısı Nurettin Soyer) evladını sen İzmir’e aday gösteriyorsun? Bu ismi ülkücü kimliği taşıyan hiç kimse kabul edemez. Onu belediye başkanı olarak görmez. Devrimci olan hiç kimse bunu kabul edemez. Kim kabul edebilir, 12 Eylül’ün bir avuç yandaşı bunu kabul eder. ABD’ye veya başka bir ülkeye kaçan savcılar var mesela Zekeriya Öz. Türkiye’ye gelse, FETÖ’nün bir partisi olmasa hangi parti alıp bunu aday gösterebilir. Böyle şey olur mu? İçişlerine karışamayız, istediğini yapar da siyaseten baktığınız vakit herhalde kime ne hizmet ediyorlar?

    ‘KEMALİSTLERİN SORGULAMASI LAZIM’

    – Siz kalkacaksınız 12 Eylül’ü yargılayacaksınız, apoletlerini sökeceksiniz. Sonra belli bir döneme geleceksiniz. Hepsi hayatlarını kaybetmiş hakkın rahmetine kavuşmuş insanlar. Onlara karşı önemli duruşlar sergilediniz. Şimdi kalkıyorsunuz onların savcısının oğlunu aday yapıyorsunuz. Bunun izah edilmesi lazım. Kim izah edecek? Çok konuşan Manisa Milletvekili (Özgür Özel) izah edemez. Ama Atatürkçü, Kemalist, CHP geleneğini, fikrini samimiyetle savunan, demokrasiden yana tavrını koyan insanların bunu sorgulaması lazım. Devrimci hareketin mensupları var. Onlar nasıl kabul edecek? Sadece ‘benim savcım Nurettin Soyer değildi’ mi diyecek? Peki darbenin bir başka savcısı seni sorguladı ve ağır cezalar verdi, idam etti. İsmi Nurettin Soyer olmadı diye onun oğlunu kabul edeceksin, öbürünü bilmem ne yapacaksın? Türkiye’nin esas bu karmaşayı çözmesi lazım. Bu gidişat sağlıklı bir gidişat değil.

  • Bahçeli: “Cumhur İttifakı Şaşkına Çevirecektir”

    Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları:

    Zafer ancak onu isteyenleri çalışanların, emek verenlerin, mücadele edenlerin olacaktır. Hiçbir başarıya çiçeklerle bezenmiş yollardan gidilemeyecektir. Dava adamı inanç ve iman adamıdır. Sahte mürşitlerin sanal müritlerin varsı hezeyan içinde kıvransın. Bizim meselemiz vatandır, mili bekadır. Dedikoduyla geçirecektir vakit yoktur. Bekleyecek halde yoktur sürekli bir adım önde bulunacağız. Çünkü sorumluluğumuz ağırdır, bir atimiz vardır. Türkiye’nin aciliyet gerektiren sorunları vardır. Doğru siyasetin yapılması tarihi önemdedir. Halkın yanında olmak doğru tutumdur. Çıkarlarımızın akıntısına kapılmadık.  Asla taviz vermeyeceğiz, asla vazgeçmeyeceğiz.

    24 Haziran 2018 genel seçimlerinden sonra Türkiye cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmiştir. 9 Temmuz 2018 itibariyle yeni sistem resmen tesis edilmiştir.

    Türkiye dünyada hükümet sistemi değişikliğini kaosa yol açmadan yapan nadir ülkelerden biridir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi istiklal nişanesidir. Devlet ve siyaset hayatında hızlı karar almamın uyum ve iş birliğinin teminatıdır. Türkiye zincirlerinden kurtulmuştur.

    31 Mart seçimlerinin hayati önemi var. Türkiye’nin önünü kesmek isteyenler hazırlık yapıyorlar. 31 martta cumhur ittifakı Türkiye’yi tuzak kuranları şaşkına çevirecektir. Uzlaşmamız 4 ayaklı stratejimizle 2 ana siyasi hedefimiz kapsamında varlık bulmuştur. Büyükşehir belediyeler dışındaki 51 il ve ilçe belediyelerinde adaylarımız yarışa girecektir. 712 belediye başkan asamızı milletimizin huzuruna çıkardık. Kalan 220 adayımızı önümüzdeki günlerde takdim edeceğiz.

    ‘DÜŞMAN SEVİNDİRMEYİN, GEVŞEKLİK GÖSTERMEYİN’

    31 Mart 2019’da düşman sevindirmeyin, gevşeklik göstermeyin. İllerinizde zaferleri müjdeleyin. Beka uğruna her fedakarlığı yapacağımızı aklınızdan çıkarmayın. Birkaç belediye daha alalım diye ilkelerimizi çiğnemedik.

    Başaramazsak gök girsin kızıl çıksın, çalışacağı, ant olsun başaracağız. Teneke gürültüsü çıkaran soytarıları mahcup edeceğiz. Zaman milliyetçi ülkücü hareketindir. Zemin ise tüm Türkiye’dir. Hiç kimse davanın önünde üstünde davadan daha önemli değildir. Kibirlenmek, böbürlenmek, insana tepeden bakmak,  dava arkadaşının düşmesini  beklemek utanmazlıktır. Millet ne diyorsa ona kulak vereceğiz. Zillete ise haddini bildireceğiz.  Boş tribünlere oynamayacağız. Hırslarımıza yenilmeyeceğiz.

    GÜVENLİ BÖLGE ÇIKIŞI

    Suriye’nin kuzeyini kapsamına alan olaylara her gün yenisi eklenmektedir. Emperyalist iştah kabarmış, güney sınırlarımızda tehlikeli bir kumar oynanmaktadır. Terör örgütlerini Kürtlerle ilişkilendirmek vahim bir suçtur. İnanıyorum ki Kürt kardeşlerimiz Trump’ın tuzağına düşmeyecektir. Temennim 30 km’lik güvenli, alanın hakimiyetimiz altında bulunmasıdır.

    ABD, YPG/PKK’yı himaye altına almak, bu terör örgütlerini Kürt kardeşlerimizin temsilcisi saymak adına karanlık bir kampanyayı tedavüle sokmuştur.

    Trump Kürtlere saldırmayın sözleri ile Türkiye’yi YPG’den uzak tutmak terörle mücadeleyi durdurmak niyetindedir. İsrail de işin içindedir.

    Güvenli bölgede terörle mücadele tavizsiz sürecekse diyecek bir şey yoktur. Stratejiyi biz kurmuşsak şartları biz belirlemişsek mesele yoktur.

    Ancak ABD’nin yazdığı senaryoya kanıp terör örgütlerine göz yumacaksak herkesi uyarıyorum ki bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri bir kalemde silinecektir.

    Güvenli bölge tanımıyla kastedilmek istenen nedir? Rusya bu işin neresinde? ABD’nin güvenli bölgedeki  payı ne olacaktır?

    Kuralı koyan caydırıcılığını gösteren siyaset ve diplomasiden bir adım bizsek hiçbir kaygıya mahal olmayacaktır.  Haklı davamızdan beka mücadelemizden kesinlikle dönmemeli, geri adım atmamalıyız.

    Bahçeli, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı: 

    ERHAN USTA’NIN İHRACI

    Merkez Disiplin Kurulu, sayın milletvekilinin Samsun’da yaptığı çalışmalarda ortaya koyduğu tutum ve görüşlerin parti görüşümüzle bağdaşmadığı konusunda bir karar vermek suretiyle partimizden ihraç etmiştir.

    ADAY ÇEKME OLACAK MI?

    MHP,  30 büyük şehirde 27 il AK Partiye, 3 il MHP’ye bırakıldı. 30 büyükşehrin illerinde ise değerlendirmeler yapılmış, bağlı ilçelerde de paylaşımlar söz konusu olmuş. Öyle pazarlık değil 214-18 verileri ışığında gerçekleşti. 2. Prensip 51 ilde her parti kendi adaylarıyla seçime katılacak. Bu arada millet ittifakı zaman içinde 21 ilde şöyle 25 ilde böyle oldu, zamana yaygın sözler işitiyoruz.

    CUMHURBAŞKANI GÖRÜŞMESİ

    Cumhurbaşkanı görüşmesi bizden talep gitmesi nezaketli olmaz. Ama Cumhurbaşkanımız herhangi bir ülke ve uluslararası görüşlerini bizle paylaşırsa davet eder biz de gideriz.

  • MHP’li aday Refik Kurukız, Erdoğan’dan izin isteyip sahnede bozkurt işareti yaptı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Trabzon belediye başkan adaylarını tanıttı.Törene, Şalpazarı’ndan MHP adına aday gösterilen Refik Kurukız’ın, “Bozkurt” işareti yapmak için Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’dan izin istemesi damga vurdu.

    İLGİNÇ DİYALOG KAMERALARA YANSIDI

    Recep Tayyip Erdoğan, adayların isimlerini teker teker okuyup sahneye çağırdı. Sıra Şalpazarı Belediye Başkan Adayı Refik Kurukız’a geldiğinde ikili arasında ilginç bir diyalog yaşandı.

    “BOZKURT İŞARETİ YAPABİLİR MİYİM?”

    Cumhurbaşkanı’yla tokalaşan Kurukız, “Bozkurt işareti yapabilir miyim sayın Cumhurbaşkanım?” dedi… Erdoğan da tebessüm ederek, “Hadi yap bakalım” dedi.

    MHP adayı Refik Kurukız’a, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan izin çıkınca, ‘Bozkurt’ işareti yaptı. O sırada Erdoğan da Rabia işareti yaptı.

  • Bahçeli’den ruh sağlığı yasası çağrısı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bütçe görüşmeleri ve yeni yıl nedeniyle verilen aranın ardından, 2019 yılının ilk grup toplantısında konuşuyor.

    Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle: 

    “Ülkemizde basın özgürlüğü ile ilgili tartışma yaşanmaktadır…  Sınır Tanımayan Gazetceiler Örgütü, Türkiye’de muhalif basının sindirildiğini belirterek, eleştiri dozunu gittikçe artırmaktadır. Türkiye’nin kara listeye girmesi için ince bir işçilik söz konusudur. FETÖ’yle mücadele sürecinin basın özgürlüğüne tehdit olduğu bile değerlendirilmiştir.

    Yeni hükümet sistemine geçişle birlikte Türkiye’nin otoriterliğe kaydığı söylenmektedir. Bu iddiaların hepsi zırva ve hayal ürünüdür… İhanetin, suçun, cinayetin özgürlüğü olmaz. Darbeye teşebbüsün özgürlüğü hiç olmaz… Güvenlik duvarı yıkılıp vatanımız harap olduğunda ne özgürlüğünden bahsedeceğiz.

    Özgürlük insan hakkıdır, buna itiraz yoktur. Milli haklara, maneviyata saldırmak da bir nevi eşkiyalıktır ve yeri ceza hukukundadır… 10 yıldır çektik, özgürlük tıpkı demokrasi gibi birilerinin tekeline girerek derin manasından koptu… Bize onursuz özgürlük dersi verenlerin, durum ve konum hatırlatması yapanların kuyumuzu kazmalarına asla izin vermeyeceğiz.

    RUH SAĞLIĞI YASASI ÇAĞRISI

    Vatandaşlarımızın maddi ve manevi zorluklarının yanında ruhsal olarak sorun yaşadıklarını görüyoruz. Ağırlaşan problemlerin farkındayız. Hakların, sınırların ve yetkilerin açık ve net şekilde belirlendiği bir toplumsal sözleşmeye yani ruh sağlığı yasasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de bu alanda bir boşluk hakimdir. Ruh sağlığı yasasının bu yıl içerisinde TBMM’den çıkarılmasını temenni ediyorum. Bu konuda bir kanun teklifi hazırlayan genel başkan yardımcımızı tebrik ediyorum…

    Genç akademisyen Ceren Damar evladımız hunharca bir katil tarafından katledilmiştir. Üniversitede yaşanmıştır ve akademik hayatımız saldırıya uğramıştır. Kanlı saldırılarda hayatını kaybeden bütün mazlumların ailelerine başsağlığı diliyorum.

    TAKSİM’DEKİ YILBAŞI KUTLAMALARI

    Sosyal dokumuzu bozmak, siyasi dengemizi baltalamak, toplumsal huzuru boğazlamak için tezgahlar ithal edilmektedir. Mesela, Taksim’deki yıl başı kutlamaları sırasında bir grubun Suriye bayrağı açması infiale yol açmıştır. Açık bir provokasyondur ve bu olayın arkasındaki isimler ortaya çıkarılmalıdır. Konu önemlidir, ihmali halinde ağır sonuçlar doğacaktır. 31 Mart öncesi huzuru kaçırmak istiyorlar, 1 Nisan sabahı için hazırlık yapıyorlar… Türk milletinin bu bayat senaryolara karnı toktur.

    CHP’sinden İP’ine PKK’dan FETÖ’süne kadar kim Türkiye’nin tarihsel yürüyüşünü kesmek istiyorsa, onunla hesabımız mahşere kalmadan bu dünyada görülecektir. Kimse şansını fazla zorlamasın, herkes ayağını denk alsın…”

    Bahçeli’nin konuşmasından dikkat çeken diğer noktalar şöyle: 

    – Türk milleti haksızlığa gelemez… Türkiye, bekasını temin etmek amacıyla Fırat’ın doğusu ve batısı demeden ileriye atılmaktadır.

    – Güney sınırlarımız boyunca ihanet üretimi yapanlar, karşılarında çevik bir irade bulacaklardır… Duruşmuz meşrudur, uluslararsı hukuka uygundur. Davamız, milli güvenliğimiz müdafaa davasıdır…

    – Fırat’ın doğusu fitnenin boynudur, bu boyun vurulmalıdır; bedeninden koparılmalıdır.

    ABD’nin Suriye’den çekilmesi

    – ABD Başkanı Trump, Suriye’den askerlerini çekeceğini duyurmuştu. Takvim duyurulmuş, en geç 100 gün içerisinde çekilmenin tamamlanacağı ifade edilmişti… Trump’ın Suriye’den çekilme iradesine kuşkuyla baktık. Sabah başka akşam başka konuşan bir şahsın ne dediğinden çok ne yaptığına bakmak gerekir… Çekilmeyle ilgili çelişkili açıklamaların yanında, ‘Kürtlerin Türkler tarafından katledilmemesi’ vurgusuyla skandal açıklamalar yapılmıştır.

    Balton musun Dalton musun bilmem, Kürtleri koruyacaklarmış… Türkiye bağımsız ve egemen bir devlet olarak neyi nasıl yapacağını sana ve patronlarına mı soracaktı. Bunlar terörist ve katildir… PKK/ YPG’yi Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendirmek alçak bir saptırmadır  PKK/YPG başka Kürtler başkadır. Bunları birbirine karıştıran ABD sap yiyip saman üretmektedir… Konu Kürt kökenli kardeşlerimiz ise, onları Washington, Brüksel, Paris, Londra değil tarih şahittir ki Ankara sevecek ve Türk milleti ölüm pahasına kucaklayacaktır…

    ABD acaba, Türkiye ile Suriye’nin sıcak çatışmaya girmesi için PKK/YPG ile kumpas mı hazırlamaktadır?.. ABD’nin çekilme kararı oyun ve stratejik oyalamadır. Öngörü hataları ve aşırı iyimserlik, beka düzeyinde kayıp ve tehlikelere neden olabilecektir…

    Suriye’deki tablo karmakarışıktır… Irak’tan çekiliyorlardı, Afganistan’dan dönüyorlardı. Ama ne çekildikleri ne de döndükleri görülmüştür. ABD’nin bir yere gitmeye niyeti yoktur… Türkiye’nin duruşu ve başarısı, ABD’nin hesaplarını gözden geçirmesine neden olacaktır… Türkiye Fırat’ın doğusuna girmeli gereğini yapmalıdır. Başkalarının ne diyeceği ile ilgilenemeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi, terörle mücadelede hükümetin arkasındadır. Mücadelemiz haklıdır, hukukidir, meşrudur…