Kategori: Muş

  • Sulara binlerce sazan yavrusu bırakıldı

    Sulara binlerce sazan yavrusu bırakıldı

     Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünce yürütülen “İç Su Kaynaklarının Balıklandırılması” projesi kapsamında Muş’taki göl, baraj ve göletlere 3 milyon 500 bin sazan balığı yavrusu salındı.
    Alparslan-2 Barajı’nda yürütülen balıklandırma çalışmasına katılan İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Gün, Elazığ’da yetiştirilen balıklardan elde edilen yavruların kentteki su kaynaklarına bırakıldığını söyledi.
    Ekipler tarafından Alparslan-2 Barajı, Alparslan-1 Barajı, Korkut Sulama Göleti, Bulanık Haçlı Gölü ve Varto Hamurpet Gölü’ne 3 milyon 500 bin sazan balığı yavrusunun bırakıldığını belirten Gün, “Su kaynaklarımızda mevcut popülasyonun artırılması amacıyla çalışma yapılmaktadır. Bu projemiz, göletlerimizde ve barajlarımızda üreticilerimizin, balıkçılarımızın faydalanması, ilimizin ekonomisine katkı sağlaması için geliştirildi.” dedi.

    Gün, üreticilerin avlanma sezonunda gerekli hassasiyeti göstermesinin, av yasağı dönemlerde de balıkların avlanmamasının önem arz ettiğini ifade ederek, “Şu anda popülasyonu artırmak için bıraktığımız yavrular belli seviyeye gelecek. Gelecek yıl anaç olabilecek ve popülasyona etkisi olacaktır.” ifadesini kullandı.

  • Transfere 70 milyon TL harcayan Muşspor’da tek hedef şampiyonluk

    Transfere 70 milyon TL harcayan Muşspor’da tek hedef şampiyonluk

    TFF 3. Lig 4. Grup’ta mücadele eden Muşspor, Bolu’daki kamp hazırlıklarını tamamladı. Yoğun bir hazırlık döneminin ardından Muş’a dönen sarı-beyazlı futbolcular, havaalanında taraftarlar tarafından coşkuyla karşılandı.

    Karşılama öncesinde bir araya gelen taraftarlar, sloganlar eşliğinde takımlarına moral verdi. Davul zurna eşliğinde halay çeken taraftarlar, hep bir ağızdan “Bu sene sensin şampiyon”, “O sene bu sene” tezahüratlarında bulunarak takımını destekledi. Muş Sultan Alparslan Havalimanı’nda bekleyen sarı-beyazlı taraftarlar, takımın çıkışı sırasında tezahüratlarda bulunarak, Başkan Nevzat Kaya, Teknik Direktör İsmail Cem Cambaz’a ve futbolculara sevgi gösterilerinde bulundu.

    Trendyol 1. Lig ekiplerinden Çorum FK’den Muşspor’a transfer olan Salih Zafer Kurşunlu, hedefinin şampiyonluk olduğunu belirterek, “Bu güzel karşılama için teşekkür ederim. Muşspor’a yeni transfer oldum. Burada olduğum için çok mutluyum. Şampiyonluk için geldim. Şampiyonluğa kurulan bir takım var. Nevzat başkanımız çok güzel bir takım kurdu. Çok güzel bir ortam var. Hayalimiz Muşspor’u 2. Lig’e çıkarmaktır. Taraftarımız merak etmesin, 2. Lig’e çıkmak için elimizden gelenin fazlasını yapacağız” dedi.

    Muşspor’un başarılı oyuncularından Ömer Çetinbaş ise yeni bir yapılanma ile hedeflerinin şampiyonluk olduğunu vurgulayarak, “Bu sene çok yoğun bir kamp dönemi geçirdik. Bu sene güzel bir yapılanma oldu. Muş’un hak ettiği şampiyonluğa bu sene ulaşacağız Allah’ın izni ile” şeklinde konuştu.

  • “Annem benim yüzümden kör oldu”

    “Annem benim yüzümden kör oldu”

    Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği sayesinde ilaçsız tedaviyi kabul eden 7 yıllık bağımlı 32 yaşındaki T.G., İstanbul’da bulunan bağımsız yaşam merkezine giderek manevi değerler eğitimiyle yeni bir hayata hazırlanıyor. Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği aracılığı ile ilaçsız eğitim ve rehberlik programıyla tertemiz bir geleceğe yepyeni bir kapı aralamak isteyen bağımlı genç T.G., insanlardan utandığı için kimseye uyuşturucudan kurtulma isteğini anlatamadığını ifade etti.

    Madde bağımlılığında spor, beyin jimnastiği, yeme-içme alışkanlıklarında değişiklik ve çeşitli yöntemlerin kullanıldığı tedavi sonucunda çoğu bağımlı sağlığına kavuşuyor. İstanbul Bağımsız Yaşam Merkezinde 3 ila 5 ay süren eğitimler sonrasında uyuşturucudan kurtulan bireylerden bazıları dernekte gönüllü olarak çalışırken, annelerin tek isteği ise bağımsız yaşam merkezinin Muş’ta da kurulması.
    Muş’ta bağımsız yaşam merkezinin kurulması için çalışmalara başladığını belirten Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Başkanı Alparslan Bingöl, kendilerini arayan genci evin merdiveninde bitkin halde bulduklarını ifade ederek, “Muş ilimizde bağımlılıkla mücadele etmekteyiz. Bizleri arayan 32 yaşındaki kardeşimiz madde bağımlısıydı. Annesiyle birlikte bizi aradı, yardım istedi. Bizler de hiçbir Muş’un evladını uyuşturucuya kurban etmemek için çalışıyoruz. Kardeşimizin yanına gelerek ‘bizler senin yanındayız’ dedik. Çünkü bizler hiçbir Muş’un evladını uyuşturucuya kurban etmek istemiyoruz. Çünkü yıkım oluyor sonuçları, hüsran oluyor, aileler dağılıyor. Bunun için Muş’un gençliğine sahip çıkıyoruz. Kim bizi arıyorsa her zaman Muş ilimizin ve Muş gençliğinin hizmetindeyiz. Derdimiz hiçbir Muş’un evladını uyuşturucuya kurban etmeyelim. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Bizler bu gençlik için ne gerekiyorsa her zaman yapmaya hazırız” dedi.

    “Eroin yüzünden eşimden oldum”

    Madde kullandığı için eşinin kendisini terk ettiğini söyleyen T.G., iyileşip geri geleceğini ifade ederek, “Benim eroin bağımlılığım var. Bu eroin kullanma süreci içinde birçok sıkıntı yaşadım. Eşimden, dostumdan, ailemden oldum. Hani çok denedim kurtulmayı ama olmadı. İstanbul’a gideceğim orada tedavi olacağım. Ben çok kurtulmaya çalıştım, bir türlü yol bulamıyordum. En son Muş Gençliği Uyuşturucu İle Mücadele Derneği Başkanı Alparslan Bingöl’e başvurdum. Sağ olsun elimizden tutarak gerekenden fazlasını yaptı. Onun sayesinde bir kurtulma yolu buldum. Gideceğim ve bu illetten kurtulacağım. Tekrar Kur’an-ı Kerim’e ve namazıma başlayacağım” şeklinde konuştu.

    “Annem benim yüzümden hasta oldu”

    Ailesine yaşattığı sıkıntılar yüzenden pişman olduğunu ifade eden T.G., madde kullanma yaşının 70 yaşına kadar çıktığını söyleyerek, “Aileme ve anneme birçok sıkıntı yaşattım. Annem benim yüzümden hasta oldu. Gözlerine şeker vurdu. Annem de şu an çok mutlu, tedaviye gideceğim için. İnşallah gidip tedavi olup kurtularak geleceğim. O kadar denedim, yani bir türlü olmadı ama bu dernek sayesinde kurtulacağım. Hata yapmayan insan yoktur, ben de bu iyileşme sürecine giriyorum. İyileşip geleceğim. Muş’ta bağımsız yaşama merkezi açılması lazım ki hani insanlar dışarıya gitmeden burada tedavi olsun” ifadelerini kullandı.

    “Uyuşturucu kullanan insan çekingen oluyor”

    Uyuşturucuyu bırakmak istediğini ancak derdini kimseye anlatamadığının altını çizen T.G., 7 yıl boyunca utandığı için kimseye derdini açıklamadığını ifade ederek, “Uyuşturucu kullanan insanlar çekingen oluyor. Ben 7 senedir utandığım için kimseden yardım istemedim. Yeni yüzüm tuttu, bir şans eseri abime denk geldim. İsmini duyuyordum, hani utanıyordum uyuşturucu kullananlar utanıyor, gidemez kimseye. Benim yüzümden annem zaten şeker hastası oldu, şeker gözlerime vurdu ve kör oldu. Ailem için gidip tedavimi olup geldikten sonra ailem için yaşamaya devam edeceğim. Muş Gençliği Uyuşturucu İle Mücadele Derneği sayesinde 7 sene sonra ilk defa gerçekten onların sayesinde kurtulacağım” dedi.
    Oğlunu sokak sokak aradığını ifade eden anne Z.G., ağlamaktan gözlerini kaybettiğini belirterek, “Oğlum bizi mahvetti. Allah’ıma hep dua ettim oğlum için. Birkaç kere ilaçlı tedaviye gitti ama bir faydasını görmedi. Muş Gençliği Uyuşturucu İle Mücadele Derneği Başkanı Alparslan Bingöl’ü aradım yardım istedim. Şimdi İstanbul’a gidecek ve düzelecek inşallah. Gece kalkıyordum namaz kılmaya, oğlum için dualar ediyordum. Gece sabahlara kadar yatmıyordum. Kapılarda bekliyordum. Sokaklarda arıyordum. Ne zaman ki sağ salim buluyordum o zaman rahat ediyordum. Arkadaşları arıyordu gidiyordu. Kızıyordum gitme diye bana kızıyordu. Çok çektirdi bana. O kadar ağladım onun için gözlerimden de oldum” diye konuştu.

  • Varto’da anız yangını

    Varto’da anız yangını

    Varto’nun Kültür Mahallesi’nde yaklaşık 6 dönümlük alanda, iddiaya göre çocukların ateşle oynamaları sonucu kuru otlar tutuştu. Haber verilmesi üzerine bölgeye gelen Varto Belediyesi itfaiye ekibinin müdahalesiyle anız yangını evlere sıçramadan söndürüldü. Bazı ağaçların zarar gördüğünü ifade eden itfaiye eri Serkan Yüce, “Yangın ihbarını alır almaz yaklaşık 4 dakika içerisinde olay yerine vardık. Yangına anında müdahale ettik. Çok şükür herhangi bir can ve mal kaybı yok. Bazı meyve ağaçları ile diğer ağaçlar zarar gördü. İtfaiye eri arkadaşımla acil olarak yaptığımız müdahale ile muhtemel büyük bir yangını önlemiş olduk. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim” dedi.

    Arsa sahibi Fatih Çelik ise yangının çıktığını haber alır almaz mahalleye geldiğini belirterek, “İtfaiye erleri, zabıtalar, polisler ve vatandaşların desteği ile anız yangını söndürüldü. 6 dönümlük arsada bulunan bazı meyve ağaçları ve diğer ağaçlar zarar gördü. Tek tesellimiz can ve mal kaybının olmayışıdır. Varto Belediye itfaiye ekibinin müdahalesi ile mahallede yangının evlere sıçraması engellendi. Soğutma çalışmaları yaptılar. Yangına müdahalede bulunan tüm ekiplere ve vatandaşlara teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

  • Muş’ta boşalan köyler yeniden doluyor

    Muş’ta boşalan köyler yeniden doluyor

    Muş’ta 1993 yılında terör baskısı nedeniyle boşaltılan köylere büyükşehirlerden geri dönüşler devam ediyor. Devlet yatırımlarının sağlandığı merkeze bağlı Kayalısu köyüne 33 milyonluk yatırım ile yeni bir yol yapıldı. Köylerine geri dönüp yeni evler yaparak tarım ve hayvancılık yapmaya başlayan vatandaşların rahat ulaşım sağlayabilmesi için yaklaşık 20 kilometrelik yol asfaltlandı. Ayrıca terör örgütü PKK tarafından tahrip edilen yol, su, elektrik ve altyapı gibi temel ihtiyaçlar da yeniden devlet tarafından köylere ulaştırılıyor.

    Bölgeye yaklaşık 33 milyonluk dev bir yatırım yaptıklarını ifade eden İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, güvenlik güçlerince gerçekleştirilen başarılı operasyonlar sonucu bölgenin terörden arındırılmasıyla köylere dönüşlerin her geçen yıl artarak devam ettiğini belirterek, “İlimiz Kulp kara yolu ve Üçevler bağlantı yolunun çalışmalarını yerinde inceledik. Yaklaşık 19 kilometrelik bir hattır. Bu 19 kilometrelik yolun birinci ve ikinci satı kaplama işleri ve altyapısı tamamlanarak istinaf duvarlarını tamamladığımız bir yoldur. 33 milyon TL’lik bir yatırımdır. 100 iş gününde tamamlanması planlanmaktadır. Daha önceden bu bölgede terörden dolayı yaşam yoktu. Son iki yılda sadece Kayalısu köyümüzde 100 yeni ev taşınmıştır. Bu bölgede kurulan iki tane üs bölgesi ile Üçevler grup köy yolları ile bağlantı sağlandığında güvenli bir bölge olacaktır. Daha önce terör nedeni ile boşalan köylere vatandaşlarımız büyük şehirlerden geri dönüş yaparak köylerine gelmiş olacaklar. Biz buraya dönüş yapan vatandaşlarımıza tarımsal sulama projeleri, içme suları ve yolları yaptıktan sonra gelip ülke ekonomisine hayvansal ve tarımsal ürün katkıları ile hizmet sunacaklardır” dedi.

    Yeni yapılan yolun özelikle kış aylarında daha rahat ulaşımın sağlanacağını belirten Yentür, idarenin de kış aylarında önemli bir yükten kurtulduğunu ifade ederek, “Bu bölgede ulaşım özellikle kar mücadelesi en rahat olan yoldur. Biz bu yolu asfalt dökmekle 7 köy ve 22 mezraya buradan ulaşımı kolaylıkla sağlayacağız. Çavuştepe ve Derecik yolunu tipi ve kar yağışı nedeniyle açmakta güçlük çekiyorduk. Biz bu yolu açtıktan yarım saat sonra tipi ve fırtına dolduruyordu. Bu yol vatandaşların ulaşımı için oldukça rahat bir yol” şeklinde konuştu.

    “Huzurun sağlanması ile geri dönüşlerimiz başladı”

    Terör nedeniyle 1993 yılında köyü boşaltmak zorunda kaldıklarını anlatan Kayalısu Köyü Muhtarı Bilal Erez de köye yaklaşık 120 ailenin dönüş yaptığını belirterek, “Kayalısu köyü yaklaşık 350 yıl önce kurulan bir köydür. 1993 yılında terör baskıları sonucunda boşaltıldı. Yaklaşık 27 yıl bazı mezralarımız kapalı kaldı. Köylülerimiz Adana, Mersin, Bursa, Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere göç etti. Şimdi ise huzurun sağlanması ile geri dönüşlerimiz başladı. Köyümüz sadece geçimini hayvancılık ile yapıyor. Hedefimiz hayvancılığı tekrardan canlandırarak büyük şehirlere göç eden vatandaşlarımızı geri köye getirmektir. Şu an köyümüzde 120 hanemiz var. Çok şükür bugünleri de gördük. Bu yolu yapmak hep benim hayalimdi. Çok şükür yolumuzu yaptık. Çok sevinçliyim, çok gururluyum” dedi.

  • Muş’ta 300 dönüm ekili alan yandı

    Muş’ta 300 dönüm ekili alan yandı

    Edinilen bilgilere göre Erentepe beldesinde buğday ve arpa ekinlerinin bullunduğu 300 dönümlük arazide yangın çıktı. Bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın rüzgarın etkisiyle kısa sürede her tarafa dağıldı. Yangını fark eden vatandaşlar, durumu itfaiye ekiplerine bildirirken aynı zamanda kendi imkanlarıyla yangını söndürme çalışması başlattı. İtfaiye ekiplerinin olay yerine gelmesinin ardından yangın kontrol altına alınırken, 300 dönümlük buğday ve arpa tarlası küle döndü.

    Yangında 300 dönümlük ekili alanın zarar gördüğünü ifade eden belde sakinlerinden Ahmet Saçu, “Yangını fark eder etmez hemen itfaiye ve belde halkına haber verdik. Belde halkı olarak elimizden geleni yaptık. Buralar arpa ve buğday tarlalarıydı. Tam hasat zamanıydı ama kül oldu. Yetkililerden zarar gören vatandaşlarımıza destek çıkmalarını istiyoruz” dedi.

  • Buğday yüklü römork devrildi

    Buğday yüklü römork devrildi

    Muş’ta, park halindeki buğday yüklü traktöre başka bir traktörün çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralanan olmazken, römorkun devrilmesi sonucu buğdaylar yola savruldu. Edinilen bilgilere göre Karayolu Kavşağında park halindeki Abdullah Sönmez isimli çiftçiye ait traktöre başka bir traktör çarptı.

    Meydana gelen kazada Abdullah Sönmez’e ait traktörün römorku devrilirken, römorkta bulunan buğdaylar ise yola savruldu. Kazada can kaybının olmamasının sevindirici olduğunu belirten Sönmez, “Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) buğday vermek için bekliyordum. Traktör park halindeyken buğday yüklü başka bir traktör çarpmış ve çarpmanın şiddeti ile bizim römork devrildi. Çok şükür yaralanan yok. Çok ciddi bir zararımız yok” dedi.

  • Kan davası barışla sonuçlandı

    Kan davası barışla sonuçlandı

    Muş’un Bulanık ilçesinde 12 yıl önce 1 kişinin öldüğü, 1 kişinin yaralandığı kan davası barışla sonuçlandı.
    12 yıl önce Erentepe beldesinde Kaya ve Görgülü aileleri arasında başlayan kan davası, Bulanık Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Oğuzhan Ocak, din görevlileri ve kanaat önderlerinin girişimi sonucu barışla noktalandı. Erentepe Selahattin Eyyub-i Camisi’nde düzenlenen barış törende bir konuşma yapan Bulanık Kaymakamı Ocak, hayırlı bir iş için toplandıklarını söyledi.

    Oluşturulan barış köprüsünü muhafaza ve idame ettirmenin son derece önemli olduğuna vurgu yapan Kaymakam Ocak, “Bu hayrınızı her şeyden önce Allahü Teâlâ kabul etsin. Aynı dinin mensuplarıyız ve aynı dinden kardeşleriz. Kardeşlerimize, iki ailenin fertlerine, reislerine buradan şükranlarımı sunuyorum.

    Bu köprüyü inşa eden, araya girenler var. Din görevlilerimize, kanaat önderlerimiz, belde başkanlarımız var. Böyle bir barışı yaptıkları için Allah onlardan razı olsun. Bizleri de bu ortamda bulunmamızı sağlayan herkese teşekkür ederiz. Bu duygu ve düşüncelerle Allah hayrınızı kabul etsin. Dinimizin men ettiği, kardeşin kardeşe küstüğü hadisesini bu güzel camide bitirdiğimiz için Allah’a hamd ediyorum” dedi.

    Barış törenine katılan Muş İl Müftüsü İbrahim Halil Demir de, bir anlık öfkeyle 2 aile arasında olay yaşandığını hatırlatarak, “Sağ olsun Bulanık Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Oğuzhan Ocak’ın öncülüğünde ve güvenlik kuvvetlerimizin gayretleri sonucu bugün burada Kur’an-ı Kerim’in huzurunda ve hakemliğinde tekrar eski kardeşlik günlerimize dönme sözünü verdik.

    Biz de buna şahitlik ettik. Müslümanların birbirlerine karşı hoşgörülü ve merhametli olmaları gerektiğini, özellikle coğrafyamızda hocalarımızın aralarında husumet bulunan aileleri barıştırmak için önderlik yapmaları ve fedakarca çalışmaları çok önemlidir. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Bu barışımızın da kalıcı olması ve diğer kavgalara da örnek olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
    Tören, duaların yapılması ve tarafların el sıkışmasıyla sona erdi.

  • Kurbağa mesaisi

    Kurbağa mesaisi

    Hatay’ın Kırıkhan ilçesinden Muş’un Yaygın beldesine gelerek gece el fenerleriyle kurbağa avlayanlar görenleri şaşırtırken, kurbağalara en çok Akdeniz bölgesindeki lüks oteller ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin rağbet gösterdiği belirtildi.

    Gece ellerindeki fenerler ve bellerine bağladıkları bidonlarla derelerde dolaşan kurbağa avcıları, elleriyle avladıkları kurbağaları bidonlara doldurarak Hatay’a görüyor. Kasık çizmelerini ayağına geçiren kurbağa avcıları, sulak alanlarda elleri ile avladıkları kurbağaları firmalara kilosu 100 liradan satıyor.
    Gölet, dere ve nehir gibi sulak alanlarda avlanan avcılar, gece ortalama 30 kiloya yakın kurbağa avlıyorlar.

    Ustalığını babalarından öğrenen yeni nesil avcılar, çeşitli nedenlerle azalan kurbağa popülasyonuna rağmen mesleği sürdürmek adına mücadelelerine devam ediyor.

    Çocukluğundan beri kurbağa avcılık yaparak geçimini sağlayan Sezer Yüceor, Hatay’ın Kırıkhan ilçesinden Muş’a kurbağa avcılığı yapmak için geldiğini belirterek, “Hatay Kırıkhan ilçesinden bu işi yapmak için buraya geldik. Depremzedeyiz. Akşam 21.00’da başlayıp sabaha karşı 05.00’da bırakıyoruz. Nerede bir dere varsa biz orada avlanıyoruz.

    Bizim mesleğimiz çok zor. Bu mesleğimiz dedelerimizden bizlere kalan bir meslek. Çocukluğumuzdan beri bu mesleği yapıyoruz. 7 çocuğum var, bu işle ancak onların geçimini sağlıyorum. Kişi başı 3 günde 500 TL kazanıyoruz. Bu mesleğimizde yasak yok, hepimizin belgeleri var. Her gece kanalları dolaşarak avcılığımızı yapıyoruz. Avladığımız kurbağaları Adana ve Hatay’daki tüccarlara satıyoruz, onlarda bu kurbağaları Fransa başta olmak üze AB ülkelerine ihracatını yapıyor.

    Bu ülkelerde bu kurbağaları hem ilaç niyetine kullanıyorlar hem de yiyecek olarak tüketiyorlar. Yaz mevsiminde yılanlar çok olduğu için tulum ile avlanıyoruz. Kışın yılan olmadığı için biz kepçe ile avlanıyoruz. Türkiye’nin her yerine gidiyoruz, ama doğuya geldiğimiz zaman daha rahat avlanıyoruz. Çok misafirperverler” dedi.
    Kurbağa avcılarından Tuncay Korkut ise bu işi Türkiye’nin her yerinde yaptıklarını belirterek, “Başka mesleğimiz yok. Ailemizi buradan kazandığımız para ile geçindiriyoruz. Deprem atlattık. Depremden çok etkilendik. Geçimimiz zora girdi. Başka iş bilmiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Kerem dede yaylasından vazgeçmiyor

    Kerem dede yaylasından vazgeçmiyor

    Yaklaşık 4 bin nüfuslu Kızılağaç beldesinde insanların kentlere göç etmesinden dolayı sayıları her geçen gün azalan yaylacılarla birlikte bir kültür de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Hayvancılıkla uğraşan ailelerin sayısının azalması ile boş kalan yaylaya bu yıl sadece 85 yaşındaki Kerem Yılmaz ve eşi çıktı.

    Eskiden kalabalık ailelerle ve çocuk sesleriyle şenlenen yaylada sessizliğin hakim olduğunu söyleyen Kerem Yılmaz, ölene kadar yaylaya çıkacağını belirtti. Yılmaz, “85 yaşındayım. Ailemiz kalabalık olduğu için yaylamız da kalabalıktı. Amcalarım ile birlikte geliyorduk bu yaylalara. Yeşilliği güzeldi. Şimdi kimse kalmadı, buralarda ben tek kaldım. Bugün yarın ölürsem kimse yaylaya gelmez” dedi.

    Tek çadırın kurulduğu yaylayı ziyaret eden Kızılağaç beldesi sakinlerinden Ferit Yentürk ise yaylacılık mesleğinin bir kültür olduğunu dile getirerek, “Eskiden 30-35 aile bu yaylaya çıkardı, hayvancılıkla uğraşırdı. Şimdi ise insanlar genelde batıya çalışmaya gidiyorlar. Gençler bu işi benimsemiyor ve yapmıyor. Eskiden kalan bir Kerem dayımız var bu yaylada. Bizler de bazen onu ziyaret etmek için yaylaya çıkıyoruz. Umudumuz, gençlerin bu kültürü bırakmaması ve bu kültürü devam ettirmeleridir” diye konuştu.