Kategori: Ordu

  • Ordu’da kaçakçılık operasyonları

    Ordu’da kaçakçılık operasyonları

    İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde Altınordu, Fatsa, Ünye ve Çamaş ilçelerindeki 8 adreste yapılan aramalarda 7 adet elektrikli sigara sarma makinesi, 160 bin 400 adet bandrolsüz boş makaron, 19 bin adet içi tütün doldurulmuş makaron, 2 adet elektronik sigara, 116 kilogram kıyılmış tütün ele geçirildi. Ünye ilçesi girişinde bulunan uygulama noktasında durdurulan bir araçta yapılan aramada ise 1 adet ruhsatsız tabanca ve 15 adet mermi ele geçirildi.

    Çalışmalarda yakalanan toplamda 4 şüpheli şahıs hakkında adli işlem yapıldı.

  • Motosiklet sürücüleri denetlenip, bilgilendirildi

    Motosiklet sürücüleri denetlenip, bilgilendirildi

    İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından il genelinde yürütülen denetimler devam ediyor. Denetimler çerçevesinde ekipler, son günlerde trafikte sayılar gittikçe artan motosiklet ve sürücülerine yönelik denetimlerini de sıkılaştırdı. Denetimde kasksız motosiklet kullananlar, plakasız motosikletler, abartı egzozlu motosikletler, tescilsiz ve hurda motosikletle denetlendi.

    Gerçekleştirilen 2 saatlik denetimde 45 motosiklet sürücüsüne çeşitli maddelerden toplamda 67 bin 709 TL cezai işlem uygulandı.

    Denetimde, polis ekipleri tarafından sürücülere uygun kask takmanın önemi, kask camının kapalı olması, akşam saatlerinde reflektörlü kıyafetlerin giyilmesi gibi hayati önem taşıyan kurallar hakkında da bilgilendirmelerde bulunuldu.

    Sürücüler denetimlerin kendi can ve mal güvenliği için son derece gerekli olduğunu belirterek, sürekli olarak yapılması gerektiğini söylediler.

  • Heyelandan yıkılan yolda çalışmalar sürüyor

    Heyelandan yıkılan yolda çalışmalar sürüyor

    Yaklaşık 50 ili dolaylı yoldan ilgilendiren Karadeniz-Akdeniz yolunun Ordu etabında, 8 Temmuz tarihinde başlayan ve 3 gün etkili olan sağanak nedeniyle iki noktada heyelan meydana geldi. Ordu’dan Akdeniz’e ulaşımı sağlayan yol üzerindeki Darıcabaşı Tüneli mevkiinde Çağlayan Deresi’nin menfezleri, yoğun su akışına dayanamayarak çöktü.

    Heyelan nedeni ile bir bölümü trafiğe kapanan Karadeniz-Akdeniz Yolu’nda başlayan onarım çalışmaları devam ediyor. Çöken yolun yerine köprü yapılacak olan alanda ilk olarak temizlik çalışması yapıldı. Yolun ayaklarının inşa edileceği noktalıların belirlendiği alanda tünel ağzı da güçlendirildi.

    İlk etapta 60 metre uzunluğunda ve 12 metre ayak yüksekliğinde köprü yapılması planlanan alanda, köprü ayağının geleceği zemin yumuşak olduğundan ayak mesafesi uzatıldı. Köprü ayağı için şimdiye kadar yaklaşık 32 metre derinliğe ulaşan ekiplerin alandaki çalışmaları sürüyor

    Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar tamamlandığında ise 2 açıklıklı köprü ile ulaşımın normale dönmesi hedefleniyor.

  • Geleceğin sanatçıları Karadeniz’de yetişecek

    Geleceğin sanatçıları Karadeniz’de yetişecek

    Ulusal ve uluslararası alanda ün yapmış birçok sanatçının yetiştiği Ordu ve Giresun’da, artık yetenekler erken yaşta tespit edilecek. Karadeniz’de ilk kez  faaliyetine başlayacak olan Yarı Zamanlı Çocuk Konservatuarı için başvurular başladı. Gitar, piyano, bağlama, keman enstrümanlarına yönelik eğitimin verileceği Çocuk Konservatuarı’na dördüncü ve beşinci sınıf öğrencileri kabul edilecek. 27 Eylül’e kadar başvuruda bulunanların 30 Eylül ve 1 Ekim’de katılabileceği bireysel yetenek sınavını başarıyla geçen 20 öğrenci ustalarından ders alacak.

    Uluslararası sertifika verilecek

    Uzman kadronun bir yılda toplam 28 hafta eğitim vereceği yetenekli öğrenciler, dört yıl kesintisiz eğitimin sonunda sertifika alacaklar. Eğitimlerde eksiksiz enstrüman, icra, okuma ve solfej formasyonunun yanı sıra zeka, sosyal ve bilişsel gelişimlerine hassasiyet gösteren akademik yaklaşım uygulanacak.

    Sanat altyapısı erken yaşta inşa edilecek

    Çocuk Konservatuarı’nın oluşumuna liderlik yapan  Dr. Erman Türkili, Ordu ve Giresun’un uzun yıllardır ulusal ve uluslararası sanatçılar yetiştiren bir bölge olduğuna dikkat çekerek, artık başarılı isimlerin erken yaştan itibaren tespit edilebileceğini söyleyerek, “Çocuk Konservatuarının açılışı ile çocuklar bağlama, keman, gitar, piyano gibi enstrümanları ustalarından öğrenmeye beşinci sınıftan itibaren başlayacaklar. Eğitimler için üniversite hocaları ve öğretmenler iç içe bir akademik yapı ile çalışacak ve yetenek tespitleri ülkenin sanat alt yapısını erken yaşta oluşturmak için inşa edilecek. Bu programın yürütülmesi ve takibi de konservatuar danışmanlığında olacak. Eğitimlerin sonunda sanatçı adayı öğrencilerimize, uluslararası geçerliliği olan sertifika vereceğiz.”

  • Balıkçılar hamsiden umutlu

    Balıkçılar hamsiden umutlu

    Denizlerde 1 Eylül tarihinde sona eren avlanma yasağının ardından açılan balıkçılar, palamut balığından beklediklerini alamadı. Karadeniz Bölgesi’nde en fazla istavrit ve mezgit avlanırken, su sıcaklığının fazla olması nedeniyle hamsi, Marmara Bölgesi, Zonguldak ve Ereğli’de avlanıyor. Balıkçılar, havaların soğuması ile birlikte hamsinin Karadeniz açıklarında bol avlanacağını, fiyatların da düşmesini beklediklerini belirtiyor.

    “Bereketli bir sezon geçireceğiz”

    Ordulu balıkçı Özay Çakır, “Bu yıl bereketli bir sezon geçiriyoruz. Palamut balığı bu sene az, ona yakın olarak torik balığı var. Bunun yanında istavrit, hamsi, mezgit, barbun balığı bol. Geçen sezon palamut çok vardı, bu sene de hamsi bol olacak. İnşallah ucuz ve bereketli bir sezon geçireceğiz” diye konuştu.

    “Palamut yok hamsi var”

    Erdal Çamaş isimli balıkçı da palamut balığının olmadığını ancak hamsiden beklentinin yüksek olduğunu söyledi. Suların sıcak seyretmesinden dolayı hamsinin Karadeniz Bölgesi’nde şuan az görüldüğünü aktaran Çamaş, “Hamsi 70-80, istavrit 50, mezgit 80, kefal 60, levrek 250, barbun 100-250, tirsi 100 TL’den satılıyor, fiyatlar çok yüksek değil. Şuanda tek umudumuz hamsi, bu aydan sonra bizim bölgemizde de bekliyoruz. Hamsinin bu taraflara gelmesi için suların soğuması lazım. Şuan hamsi Marmara taraflarında var, Karadeniz Bölgesi’nde ise Zonguldak ve Ereğli açıklarında var. İnşallah 10-15 gün içerisinde biz de bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.
    Davut Çamaş da hamsi sezonunun erken başladığını ancak bu yıl palamut olmadığını söyledi.

  • Bu sefer de ‘Sahte Hemşire’ vakası

    Bu sefer de ‘Sahte Hemşire’ vakası

    Ünye Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde mor renkte hemşire kıyafeti giyerek geceleri dolaşan bir kadın, diğer personel tarafından fark edildi. Kadının sahte hemşire olduğunun anlaşılması üzerine hastane yönetimi harekete geçti.

    Yapılan incelemeler üzerine hastane güvenlik kameralarına yakalanan kadının farklı tarihlerde 6-7 kez burada bulunduğu anlaşıldı. Kayıtlara göre hastanenin bekleme salonunda koltuklarda oturduğu, geceleri acilde yaklaşık 1 saat vizitede dolaştığı tespit edildi.

    Bunun üzerine hastane yönetimi, Ünye Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Ordu İl Sağlık Müdürlüğü de konuyla ilgili inceleme başlattı.

    Hemşire kıyafeti giyerek hastanede dolaşan kadının sosyal medya hesaplarında “Rabia Yılmaz” ismini kullandığı, ancak ismin gerçek olup olmadığının henüz tespit edilemediği öğrenildi.

  • 19 yıldır yüzlerce kedinin annesi

    19 yıldır yüzlerce kedinin annesi

    Altınordu ilçesinde yaşayan Ayla Gözükan, 19 yıl önce bodrum katındaki bir kediyi alarak beslemeye başladı. Ardından kediler ile olan bağı güçlenen Gözükan, çevresinde gördüğü kedileri de beslemeye başladı. 19 yıldır mahallesindeki kedilerin hepsine bakmaya çalışan Gözükan, günlük 2 defa beslediği kediler ile ömrünün el verdiği sürece ilgileneceğini belirtiyor. Gözükan, aile apartmanında bulunan dairesini kediler için satmadığını, farklı bir yere taşınmak istemediğini söyledi.

    Evinde de çok sayıda kediye baktığını söyleyen Ayla Gözükan, “Bu alışkanlık komşumun evinin bodrumuna yavrulayan kediyi oradan alarak başladı. Ben yavruları bahçelerden ve çöplerden alarak büyüttüm. Sonrasında kedilerin sayısı arttı ve 19 yıldır kedilere bakıyorum. Evde en az 10 tane kedim oldu. Dışarıda da kedilere bakıyorum, hasta olanları veterinere götürüyorum. Çok fazla destek olan olmuyor, kimi zaman tanıdıklarım kuru mama desteği veriyor “diye konuştu.

    “Hepsi çocuğum gibi”

    Kedilere bakmaktan yorulmadığını ancak mama ve su kaplarına zarar veren insanların kendisini üzdüğünü söyleyen Gözükan, “Kedilere bakmaktan çok zevk alıyorum onların hepsi benim çocuğum gibi. İnsanlar benim kaplarımı dökmese, mama kaplarıma dokunmasa hayat onlar için de daha güzel olacak. Hayvanlardan çok beni insanlar yoruyor. Torunlarım da kedileri çok seviyor. Hep birlikte güzel şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Ben zaten dünyada her şeyin annesi olmayı çok seviyorum” ifadelerine yer verdi.

  • Ordu kivisinde rekolte düşüşü

    Ordu kivisinde rekolte düşüşü

    Yalova’dan sonra en fazla kivi üretiminin yapıldığı Ordu’da, fındığın yanında üreticilerin önemli geçim kaynakları arasında yer alan kivi geçen yıl ilde 8 bin ton üretildi. Bu yıl olumsuz hava şartları ve hastalıklar nedeniyle rekoltenin 3 bin 500 – 4 bin tona kadar düşebileceği belirtildi.

    “Yüksek kesimlerde yemek için bile kivi yok”

    Ordu Kivi Üreticileri Birliği Başkanı Yusuf Uzunlar, geçen yıl rekoltenin yüksek, fiyatların düşük olduğunu söyledi. Olumsuz hava şartları nedeniyle kivinin tozlaşma yapamadığını, geçen yıl 8 bin ton olan rekoltenin bu yıl 3 bin 500- 4 bin tona düşebileceğini söyleyen Uzunlar, “Bu ırmak ve deniz havzasında kivi var, yükseldikçe kivi yemeye bile bulunmuyor, rekoltede çok noksan var. Bir de kivide bu yıl bir hastalık çıktı, çoğu üreticinin kivisi kurudu” dedi.

    “Fiyatların yüksek olacağını tahmin ediyoruz”

    Uzunlar, kivinin az olduğu için kalitesinin çok yüksek olduğunu kaydederek, “Bu nedenle fiyatların yüksek olacağını tahmin ediyoruz. Diğer illerdeki kivi üreticilerinde de rekolte kaybı var. Yalova, Çarşamba ve Mersin’de de durum aynı şekilde. Geçen yıl ucuza kivi satmıştık ancak bu yıl ucuza kivi yok” ifadelerine yer verdi.

  • 50 yıldır her şeyi saklıyor

    50 yıldır her şeyi saklıyor

    Ordu’nun Perşembe ilçesine bağlı Soğukpınar Mahallesi’nde yaşayan Ahmet Kılıç (60), yaklaşık 50 yıldır biriktirdiği çeşitli eşyalar ile evinin yan tarafına müze kurdu. ‘Ahmet Kılıç Göldüzü Köy Müzesi’ adını verdiği ve içerisinde yaklaşık 10 bin adet çeşitli eşyaların bulunduğu alanda vakit geçiren Kılıç, bu eşyaları gelecek kuşaklara aktarmak istiyor. Kılıç, içerisinde 200 yıllık geçmişi bulunan eşyaların da bulunduğu müzeyi satmayı düşünmediğini belirtiyor.

    “200 yıllık eşyalar da var”

    Çocukluk yıllarında büyüklerin eski eşyaları anlatması üzerine bu ürünlere merak salarak temin ettiğini söyleyen Kılıç, “Büyüklerimizi dinlediğimiz için ve geçen yıllara duyduğum merak nedeniyle eşya biriktirmeye başladım ve burası büyüdü gitti. Tam olarak tarihi hatırlamıyorum ancak yaklaşık 50 yıldır eşyaları biriktiriyorum. Burada 200 yıllık da eşya var, 40 yıllık da eşya var” diye konuştu.

    “Burada 10 bine yakın farklı ürün var”

    Geçen yıllarda evlerinin yanında bulunan alanı yetmeyince müze için büyüttüğünü söyleyen Kılıç, sayısını bilmediğini ancak 10 bine yakın eşya olduğunu belirterek, “Burası çok küçük bir yerdi ve müze için yetmeyince büyütmeye karar verdim. Sonradan alanı büyüttük ama yine de yetmiyor. Daha fazla büyütmek istiyorum ama imkanım el vermiyor. Burada 10 bine yakın ürün var, belki daha da fazladır. Görenler bana teşekkür ediyor, kolay bir iş değil. Buraya eşya bırakan insanlar ile burada kimi zaman geçmişi konuşuyoruz. İnsanlar burada geçmişini yaşıyorlar” ifadelerine yer verdi.

    “Ben vefat ettikten sonra gelecek nesillere aktarılsın”

    Ahmet Kılıç 50 yıldır biriktirdiği eşyalar ile oluşan müzenin gelecek kuşaklara aktarılması için gayret göstereceğine dikkat çekerek, “Ben vefat ettikten sonra da burası yaşasın istiyorum ve satılmasın diye çocuklarıma da söyledim, noterden bir yazı yazacağım ve bu şekilde kalmasını sağlayacağım” dedi.

  • Havalar serinledi, palamut kendini gösterdi

    Havalar serinledi, palamut kendini gösterdi

    Palamudun bereketli olmasını temenni ettiklerini söyleyen balıkçı Kadir Gökalp, “Palamut balığı ilk kez ağlara takıldı. Bizler de bol bol tuttuk. Balık av sezonu başlangıcından bu yana ağlarda pek görülmeyen palamut tezgâhlarda yerini aldı. Denizlerde av yasağının 1 Eylül’de kalkmasının ardından Karadeniz ve Marmara’ya açılan tekneler ilk günleri genellikle bol istavrit avlarken, palamut pek görülmemişti. Bundan sonra palamudun daha bol geleceğini ümit ediyoruz” dedi.

    Balıkçı Enes Özkan ise “Artık palamut gelmeye başladı. Karadeniz ve Marmara’nın her yerinden tezgâhlara kadar geliyor. Şu anda balığa talep var” diye konuştu.