Kategori: Ordu

  • “Bu sezon hamsi yılı olacak”

    “Bu sezon hamsi yılı olacak”

    Denizlerde, 15 Nisan tarihinde başlayan avlanma yasağı 1 Eylül’de sona erecek. ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılacak olan balıkçılar, aylar öncesinden başladıkları teknelerin ve ağların büyük bir bölümünde hazırlıklarını tamamladı. Balıkçılar, 1 Eylül avlanma sezonu öncesi palamut ve istavrit balığının görünmediğini, hamsi de ise işaretlerin iyi olduğunu ifade ettiler.

    “Bu yıl, geçen seneki palamudun yüzde 1’i var”

    Perşembe Balıkçılar Kooperatifi Başkanı Ünal Karadeniz, “Bu sene maalesef palamut numuneleri çok az olarak görünüyor. Türkiye’nin çeşitli noktalarındaki balıkçı arkadaşlarımız ile de görüşüyoruz ancak işaretler geçen sezonun yüzde 1’i kadar az. Biz bir nebze de olsa bunu biliyorduk. Palamut bir yıl olur, diğer yıl olmuyor ancak bu kadar kısır geçeceğini düşünmedik. Palamut olmadığı zamanlarda istavrit oluyordu. Maalesef bu sene istavrit numuneleri de yok denecek kadar. İstavrit bir göç balığı ve sezona da bir ay var. İnşallah olur diye umut ediyoruz” dedi.

    “Hamside işaretler çok iyi görünüyor”

    Sezonun başlaması ile birlikte iri ve bol hamsi avlamayı beklediklerini kaydeden Karadeniz, “Geçen yıl palamut balığı açısından belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin en fazla olan palamut yılı olarak tarihe geçecektir. İnşallah yine balıkçılara rızık olacağını düşünüyoruz. Hamsi işaretleri bu yıl çok iyi görünüyor. Sezonunun palamut olmasa bile hamsi yılı olacağından eminiz. Sezonun ardından iri boy hamsi avlamaya başlayacağız ve halkımıza taze balık arz edilecek. Şuan balık fiyatları pahalı ancak birçoğu dışarıdan geliyor. Yerli balıklar tezgahlara girdiğinde fiyatlar düşecek” şeklinde konuştu.
    Karadeniz ayrıca tekne ve ağlarda son hazırlıkları da tamamladıklarını belirterek, sezonun açılmasını beklediklerini sözlerine ekledi.
    Ağ tamirat işinde çalışan balıkçılar ise yaklaşık bir ay kalan sezon öncesi 2 haftalık işlerinin kaldığını, denizlere açılmayı beklediklerini ifade ederek, bereketli bir sezon dilediler.

  • Ağzıyla güvercin besliyor

    Ağzıyla güvercin besliyor

    Ordu’nun Altınordu ilçesinde yaşayan 92 yaşındaki Reşat Çolak, her gün ilçenin Akyazı Mahallesi’nde bulunan sahil bölgesine gelerek güvercinleri ağzı ile besliyor. Çevredeki vatandaşlar tarafından ‘güvercinci adam’ olarak bilinen Reşat Çolak, gününün yaklaşık 2 saatini güvercinleri besleyerek geçiriyor. Güvercinlerin Reşat Çolak’ın ağzından, üzerine ve başına konarak yem yemesi ise dikkat çekiyor. Güvercinleri beslemekten huzur duyduğunu söyleyen Reşat Çolak, kendi evladı gibi gördüğü kuşlara ömrünün yettiği kadar bakmayı düşündüğünü belirtiyor.

    “Her gün 3 defa besliyorum, yaklaşık 500 güvercin geliyor”
    Kaldığı huzurevinin karşısında günde 3 kez güvercinleri beslediğini söyleyen Reşat Çolak, “Huzurevinde geldiğim zaman olduğumuz yerden Durugöl Mahallesi’ne yürüyüş yaptım. Orda 7 tane güvercin gördüm ve bu güvercinleri buraya getirmek istedim. Sonrasında o güvercinleri buraya getirdim. Şimdi yaklaşık 500 tane güvercini besliyorum. Her gün 3 defa besleme yapıyorum, maaşım yok bu güvercinlere para da yetiştiremiyorum. Huzurevine yerleşmeden öncede de Perşembe ilçesinde güvercin besliyordum, burada 5 yıldır besliyorum” diye konuştu.

    “Ben aç gezerim ama bunları aç bırakmam”
    Çolak, güvercinlerin kendisini beklediğini ve onları aç bırakmamak için çabaladığını söyleyerek, “Allah nasip ederse ölene kadar bunlara bakmaya devam edeceğim. İlk önce kafamdan besleniyorlardı, şimdi ağzımdan ve elimden de besleniyorlar. Ben bunları kendi çocuğum gibi seviyorum, sabah namazını kıldıktan sonra burada beni bekliyorlar. Ben buradan gidersem burada tek bir güvercin kalmaz. Ben aç gezerim bunları aç bırakmam” ifadelerine yer verdi.

  • Bisiklet tutkunları Ordu yaylalarına renk kattı

    Bisiklet tutkunları Ordu yaylalarına renk kattı

    32 ilden 200 bisiklet tutkununun bir araya geldiği festival Ordu Su Sporları Merkezi ve Kamp Alanında başladı. Burada kamp kuran bisiklet tutkunları, 3 gün boyunca Yason, Çambaşı, Topçam ve Boztepe parkurunda Ordu’nun kıyıları ve yaylalarının eşsiz güzellikleri arasında pedal çevirdiler.

    Yaylaların sık sık değişen güneşli, sisli ve yağmurlu ikliminde 3 gün boyunca 110 km pedal çeviren bisiklet tutkunları, Ordu’nun doğasına hayran kaldılar. Bisiklet tutkunları parkur boyunca çoğu zaman duraklayarak eşsiz manzaralar eşliğinde fotoğraf çekimi yaptılar.

  • Şarampole devrildi: 3 ölü, 2 yaralı

    Şarampole devrildi: 3 ölü, 2 yaralı

    Ordu’nun Kabadüz ilçesinde otomobilin şarampole devrildiği kazada 3 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı. Kaza, ilçeye bağlı Karakiraz mevkisinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Mehmet Baş’ın kullandığı  otomobil, ilçe girişine yakın bir noktada sürücüsünün kontörlünden çıkarak şarampole devrildi.

    Ters dönerek duran araçta bulunan Salih Aydın, Fatma Aydın ile Kıymet Baş isimli kişiler olay yerinde hayatlarını kaybetti. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücü Mehmet Baş ile araçta bulunan bir diğer kişi Cevdet Baş çeşitli hastanelere götürüldü. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Fındık üreticisine ‘erken hasat’ uyarısı

    Fındık üreticisine ‘erken hasat’ uyarısı

    Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynaklarından olan ve en çok Ordu’da üretimi yapılan fındık hasat sezonuna bir yaklaşık 10 gün kaldı. Her yıl ilgili komisyon tarafından fındık hasat tarihleri sahil, orta ve yüksek kesimler için açıklanırken, bazı üreticiler fındık bahçelerine erkenden giriş yaparak, tam olgunlaşmamış fındığı toplayabiliyor. Hasadı erken yapılan fındığın, rekolte kaybı ve kalite düşüklüğüne neden olduğu belirtiliyor.

    “Olumsuz hava şartları fındığın geç gelişmesine sebep oldu”

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, ilgili komisyon tarafından fındık toplama tarihlerinin açıklandığını belirterek, sahil kesimlerinde 12 ağustos, orta kesimde 17 Ağustos ve yüksek kesimlerde ise 25 Ağustos olarak fındık toplama tarihlerinin belirlendiğini söyledi. Soydan, bu yıl hasadın geçen yıllara göre geç başlayacağını belirterek, “Çünkü bahar dönemleri çok yağışlı ve sisli geçti. Bu da fındığın geç doğum yapmasına ve geç gelişmesine sebep oldu. Bu nedenle tarihlerin gecikeceğini açıkça gördük. Bu nedenle üreticilerimiz erken hasat yapmamaları konusunda uyarıyoruz” diye konuştu.

    “Erken hasat yüzde 20 kilogram kaybına neden oluyor”

    Erken hasat yapılan fındıklarda randıman ve kilo kaybı yaşanacağını kaydeden Soydan, “Bu da bizim ekonomimize olumsuz olarak yansıyor. Toprak yapısına ve güneşe bakışına göre değişen bahçeler olabilir ve erken olgunlaşan bahçeler olabilir. Bir randıman kaybı demek Ordu ilimize 240 milyon TL değerinde ekonomik zarar demek, kilogram bazın ise en az yüzde 20 kaybımız var. Bu nedenle zamanı bekleyelim. Erken hasatta maliyetler de artacaktır, toplaması da zor olacaktır. Bir yıl boyunca çok fazla mücadele ettiğimiz fındığın hasat sürecinde bir hafta daha bekleyelim” şeklinde konuştu.

  • 151 yıllık ata tohumları

    151 yıllık ata tohumları

    Ordu’da Permakültür Eğitmeni Murat Yılmaz ile Hüseyin Duman, Altınordu ilçesinde oluşturdukları yaklaşık 500 metrekarelik alanda ağırlıklı olarak domates üretmeye başladı. İkili, ata tohumları kullanarak kendileri için ürettikleri domatesleri de tekrardan tohuma dönüştürerek, gelecek kuşaklara aktarmaya devam ediyor.
    Aralarında 151 yıllık geçmişi olan tohumu da kullanan Yılmaz ve Duman, oluşturdukları bahçede 82 farklı çeşit domatesin yanı sıra az miktarda farklı sebzelerin de üretimini yapıyor, tohumlarını ücretsiz bir şekilde üreticilere gönderdiklerini belirtiyor.

    “Permakültür sistemi ile ata tohumlarını kullanıyoruz”

    Murat Yılmaz doğaya, çevreye ve suya saygılı ekolojik üretim yöntemleri ile verim hırsına odaklanmadan yapılan bir üretim yöntemini sürdürmeye çalıştıklarını kaydeden Yılmaz, “Bu üretim yönteminde atalarımızdan ve dedelerimizden bizlere miras kalan tohumları kullanıyoruz. Yaklaşık 500 metrekare bir alan içerisinde domates üzerine yoğunlaştık. Satın adlığımız domateslerde atalarımızdan kalan lezzeti bulamadığımız için bu yönde yoğunlaştık. Bunun dışında toprağın doğrudan güneş ve yağmurdan etkilenmesi önlemek için kurduğumuz sebze yatakları ile hem topraktaki nemi korumuş oluyoruz hem de toprağın doğrudan su ve güneşten etkilenmesinin önüne geçiyoruz” dedi.

    “Ticari bir kaygımız bulunmuyor”

    Sentetik gübre ve ilaç kullanılmayan alanda üretilen tohumları üreticilere bedelsiz olarak gönderdiklerini ifade eden Yılmaz, “Alan içerisinde yapmış olduğumuz üretimleri tamamen kendi ailemiz ve yakınlarımız için üretiyoruz. Asıl amacımız zaten tohum üretmek ve burası gibi farklı arazilerde de üretim yerlerimiz var. Bu noktada ticari bir kaygımız da bulunmuyor” ifadelerine yer verdi.

    “82 çeşit domates var”

    Permakültür Eğitmeni ve Tasarımcısı Hüseyin Duman, ata tohumları ile yaptıkları üretimde çok çeşitliliğe önem verdiklerini belirtti. Duman, “Bu alanda 82 çeşit domatesimiz var. 30 çeşit fasulye, 3 çeşit salatalık ve 7 çeşit biber var. Bu alanda özellikle suni gübre ve ilaç kullanmadığımız için kardeş bitki sistemi ve tuzak bitki sistemleri uyguluyoruz. Kendi gübremizi ve kendi ilcalarımızı da kendimiz elde ediyoruz. Bitkileri su içerisinde fermente ederek, gübre ve ilaç olarak kullanıyoruz. Yani her şeyi doğal ortamda doğal olarak yapmış oluyoruz. Bu ürünlerin birçoğunu kendimiz tüketiyoruz, ikram diyoruz satış maksadıyla kullanmıyoruz” şeklinde konuştu.

    “151 yıllık geçmişe sahip domates tohumu elimizde mevcut”

    Geçmişi 151 yıl öncesine dayanan domateslerin tohumları ile de üretim yaptıklarını ifade den Duman, şunları söyledi:
    “Bursa’dan gelen 151 yıllık bir tohum var, doğruluğu da kanıtlanmış, aynı zamanda kendimizin hem kırmızı, hem de pembe olmak üzere 50 yıla yakın geçmişi olan tohumlarımız var. Tamamen doğal ve atalardan gelme olan tohumları kullanıyoruz.”

  • Doktora darp

    Doktora darp

    Ordu’nun Fatsa ilçesinde devlet hastanesinde görevli kadın doğum uzmanı, bir hasta yakını tarafından darp edildi. Doktor acil servise kaldırılırken, doktorlar ise protesto etmek için iş bıraktı. Olay Fatsa Devlet Hastanesi’nde görevli Kadın Doğum Uzmanı Dr. Okay Kurtbay, Ü.A. isimli bir hasta yakını tarafından hastanenin acil servisinde darp edildi.

    Doktor hastanenin acil servisinde kontrol altına alınırken, hastanenin güvenlik görevlileri şahsı yakalayarak polis ekiplerine teslim etti. Olayı gerçekleştiren şahıs polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, işlemlerinin ardından savcılığa sevk edileceği öğrenildi. Konuyla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Kano ve yelken keyfi

    Kano ve yelken keyfi

    Bu yıl 915’incisi düzenlenen Aybastı Güreş ve Kültür Festivali dolu dolu devam ediyor. Yapılan çeşitli kültür ve spor etkinliklerine ise vatandaşlar oldukça ilgi gösteriyor.

    Festivalin ikinci gününde de pek çok organizasyona imza atıldı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in su ve deniz sporlarının yaygınlaştırmak amacıyla başlattığı çalışma çerçevesinde bu zamana kadar birçok gösteri ile şehrin denizini süsleyen kano ve yelken sporcuları bu defa gerçekleştirilen festivalde Aybastı Perşembe Yayla gölünde bir araya geldi.
    Kano ve yelkenlerini suya indiren öğrenciler yaptıkları gösteriler ile izleyenlere adete görsel şölen yaşattı.

  • 128’nci millet bahçesinde yıkım

    128’nci millet bahçesinde yıkım

    Ordu’da, Türkiye’nin 128’inci millet bahçesinin yapılacağı alan olan 19 Eylül Stadyumu’nda yıkım çalışmaları yüzde 90 tamamlanırken, moloz kaldırma çalışmaları devam ediyor.
    Millet bahçesi olan şehirlere Ordu da katılırken, Türkiye’nin 128’inci millet bahçesi için çalışmalar devam ediyor.

    16 Mayıs tarihinde çalışmaların başladığı alanda yıkım çalışmaları yüzde 90 tamamlanırken, bir taraftan da moloz kaldırma işlemleri sürüyor. Yılsonuna kadar hizmete girmesi planlanan Ordu millet Bahçesi’nin içerisinde ise çeşitli sosyal alanların bulunacağı belirtiliyor.

    “Böyle bir alana ihtiyaç vardı”
    Vatandaşlar Ordu Millet Bahçesi’nin şehir merkezi için gerekli olduğunu ve insanların burada rahat nefes alabileceklerini belirterek, “Bu statta çok maçlara geldik ve Orduspor’u çok destekledik. Buranın millet bahçesi yapılmasına çok sevindik.

    Şehir merkezinde ailecek gidilecek ferah bir yer azalmıştı, vatandaşlar için güzel bir yer olacak diye düşünüyoruz. Çalışmalar da hızlı bir şekilde ilerliyor, buraları bu hale getirmek kolay değil. Hızlı bir yol alındı ve alan şuanda meydana çıktı. İnşallah bu tür alanların her ilde çoğalmasını istiyorum, yeşil alanların burada da olmasını temenni ediyoruz. İnşallah kısa sürede tamamlanır” ifadelerine yer verdiler.

  • Türkiye’nin en benzer ikizleri belli oldu

    Türkiye’nin en benzer ikizleri belli oldu

    Ünye Belediyesi 22. Kültür, Sanat ve Turizm Festivali içerisinde düzenlenen “En Benzer Türkiye İkizler Yarışması” ülkenin birçok noktasından gelen ikizleri bir araya getirdi. 2014 yılında Ünye’de yaşayan tek yumurta ikizleri Talip ve Ahmet Aydın kardeşler tarafından sosyal medya üzerinden bağlantı kurularak Türkiye’nin dört bir köşesinden tek yumurta ikizleri yarışması başlatıldı. Ünye Belediyesi’nin destekleriyle devam eden ve altıncısı düzenlenen yarışmada 42 ikiz jüri karşısında kendilerini gösterdi.
    Benzerlikleri ile birbirinden ayırt etmenin bir hayli zor olduğu ikizlerin arasında jüri üyeleri bazı zamanlarda seçim yapmakta zorlanırken, Türkiye’nin en benzer ikizleri ise 12 yaş üstü kategoride 20 yaşında Nagihan ve Neslihan Bol kardeşler ile 12 yaş altı kategoride Ecrin ve Ceylin Su oldu.

    “İlk defa ülke dışından çok katılım oldu”

    Türkiye’nin dört bir köşesinden gelenlerin dışında ülke dışından da çok katılım olduğunu söyleyen ikizlerden Talip Aydın, “Türkiye 7’nci ikizler yarışmasını bu sene yeniden düzenledik. Çok yüksek bir katılım vardı. Yarışmamız 12 yaş altı ve 12 yaş üstü olmak üzere iki kategoride yaptık. Toplamda yarışmamıza 48 kişi katıldı. Birinci, ikinci ve üçüncülerimize kupalarını verdik. İkiz kardeşim Ahmet Aydın ile birlikte organize ettiğimiz Ünye Belediyesinin katkılarıyla düzenledik. Bizleri yalnız bırakmayan ikizlerimize, ailelerimize çok teşekkür ediyorum. Üçüzlerimiz Belçika’dan, bazı ikizlerimiz Almanya’dan geldi. İlk defa uzak yerlerden çok katılımlar oldu” dedi.

    “Bu yıl katılım çok fazla”

    Yarışmaya katılımın bu yıl çok fazla olduğunu ifade eden Ahmet Aydın, “2 yıl pandemi nedeniyle yapamadık. İkizlerimize sosyal medyada ulaşıyoruz. Onlarda bizi sosyal medyadan takip ediyorlar. Buraya kadar gelerek yarışmalarımıza destek çıkan bütün ikizlerimize ve ailelerine çok teşekkür ediyoruz. Geçen seneye göre bu sene katılımlarımız daha çok fazlaydı” diye konuştu.

    “En benzer ikizler olarak şaşırdık”

    Yarışmayı kazanan ikizlerden 20 yaşındaki Nagehan Bol, “En son geçmiş yıllarda çocukken katılmıştık. Şimdi şansımızı deneyelim diye yeniden katıldık. Aslında beklemiyorduk ama birinci olduğumuzu duyunca bizler de şaşırdık. İkiz olmak anlatılmayacak kadar güzel bir duygudur. Okul hayatımızda ve üniversite hayatımızda hiç ayrılmadık” şeklinde konuştu.
    Neslihan Bol ise, “Yıllar sonra böyle bir başarı hiç beklemiyordum. Benim içinde ani oldu ve çok mutluyum. Ben o kadar benzediğimizi düşünmüyordum. İkiz kardeşimizle her anımız beraber geçiyor. İşimiz ve mesleğimiz bile kendisiyle aynı” ifadelerini kullandı.
    Türkiye’nin En Benzer İkizler Yarışması jüriliğini ise Aile Hekimi Yasemin Şahin, Aile Hekimi Muhterem Ünsal, Ünye Kent Konseyi Başkanı Sevindik Diktepe ile Ünye Belediyesi Plan ve Proje Müdürü Sibel Cerrahoğlu yaptı. Yarışma toplu fotoğraf çekilmesinin ardından sona erdi.