Kategori: Orhangazi

  • Bursa’da otokros yarışları nefes kesti

    Bursa’da otokros yarışları nefes kesti

    Bursa’da otomobil sporlarının 50. yılı ve Bursa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı anısına, Bursa’da faaliyet gösteren 3 otomobil sporları kulübünün bir araya gelerek düzenlediği, Batı Kurumsal Otokros Yarışları 25 sporcunun katılımıyla Orhangazi’de gerçekleştirildi.

    10 Eylül Cumartesi günü koşulan BOSSEK organizasyonu ilk yarışında Kategori 1’de Sedat Bostancı, Kategori 2’de Burak Başlık ve Kategori 3’te de Burak Akın birincilikleri paylaşan isimler oldu.

    Sedat Bostancı zirveyi bırakmadı

    11 Eylül Pazar günü ise BUMOSK organizasyonu ikinci yarışta Sedat Bostancı bir kez daha Kategori 1’i kazanırken, Kategori 2’de Çağlayan Çelik ve Kategori 3’te de Halid Avdagiç ilk sırada yer aldı.

    BASK tarafından düzenlenen üçüncü yarış ise; Kategori 1’de Lada Samara ile Ümit Bayram, Kategori 2’de Çağlayan Çelik ve Kategori 3’te Halid Avdagiç birincilikleri ile sona erdi.

  • Bursa’da ağaca takılan paraşütçülere kurtarma operasyonu

    Bursa’da ağaca takılan paraşütçülere kurtarma operasyonu

    Olay, saat 19.00 sıralarında Orhangazi’de yamaç paraşütünün merkezi olan Gürle Dağı Yamaç Paraşütü pistinde meydana geldi.

    Alınan bilgilere göre Kemal Uysal (51) bir başka şahıs ile birlikte Gürle Dağı Yamaç Paraşütü alanından uçuşa geçti. Uçuşun hemen başında kontrolden çıkan yamaç paraşütü sarp bir bölgedeki ağacın üzerine düştü.

    İlk müdahale sporcu ve vatandaşlardan

    Ağaca takılan paraşütteki bir kişi bölgedeki diğer sporcular ile vatandaşlar ağaçtan aşağı indirilirken, olayda yaralanan Kemal Uysal’ı (51) ise bölgenin sarp olmasından kurtarılmadı. Olay sonrasında bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi.

    Sağlık ekipleri olay yerinde ilk müdahaleyi yaptı

    Ekiplerin yardımı ile yaralı yamaç paraşütçüsü Kemal Uysal’ın yanına ulaşan sağlık ekipleri ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Kaza nedeniyle olay yerine UMKE ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yaralı yamaç paraşütçüsü Kemal Uysal burada sedyeye konuldu. Yaklaşık 2 saat süren çalışmanın ardından Kemal Uysal pistin olduğu yere çıkarıldı. Burada bekletilen ambulansa konan Kemal Uysal ambulansla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırılarak burada tedavi altına alındı. Kemal Uysal’ın hayati tehlikesi bulunmadığı belirlenirken, jandarma ve savcılık olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Motosiklet kazasında sürücüden acı haber

    Motosiklet kazasında sürücüden acı haber

    Kaza, geçtiğimiz hafta sonu Yalova-Orhangazi karayolu üzerinde bulunan yan yolda meydana geldi. Yalova Orhangazi ana yolu süpürgelik mevkiinde seyir halinde olan motosiklet sürücüsü Selçuk Demir (40) yan yola girdiği esnada üzerine gelen sokak köpeklerinden kaçarken motosikletinin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile savrularak yere düştü. Meydana gelen kazada sürücü Selçuk Demir ağır yaralı olarak olay yerine gelen 112 sağlık ekipleri tarafından Yalova Devlet Hastanesine kaldırıldı. Selçuk Demir, 5 günlük yaşam mücadelesine yenik düştü.

  • Türkiye merkezli tarihi DNA araştırmasında ilginç sonuçlar

    Türkiye merkezli tarihi DNA araştırmasında ilginç sonuçlar

    Araştırma sonuçlarına göre, bugüne kadar arkeologlarca bilinen, ancak genetik açıdan ilk kez kanıtlanan başka önemli bulgu ise Doğu Anadolu’da Van merkezli Urartu medeniyetinin Levant ve Anadolu’dan köken aldığı sonucu oldu. Araştırma ekibinin içinde eş başkan olarak görev yapan Songül Alpaslan-Rodenberg araştırma ve makale ile ilgili bilgi aktardı.

    1980’li yılların sonlarında Hollanda’nın o dönemdeki İstanbul Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Jacob Roodenberg tarafından Bursa’nın Orhangazi ilçesi sınırlarında bulunan Ilıpınar’da arkeolojik kazılar başlatmıştı. 1987 yılından 2002 yılına kadar kesintisiz devam eden kazılarda, bulunduğu yerdeki bir pınardan adını alan Ilıpınar höyük ile bölgedeki birkaç neolitik höyüğün de kazıldığı bu projenin araştırma amaçlarından biri, Roodenberg’in Marmara bölgesi kültürlerinin, aynı dönemin Balkan kültürleri ile benzer oluşu nedeniyle, bu kültürün Balkanlar’a ve Orta Avrupa’ya bu bölgeden gidip gitmediğinin araştırılmasıydı.

    8 yıllık antik DNA araştırması başlatıldı

    Konu ile ilgili olarak ise yaklaşık 8 yıl önce bir araştırma başlatıldı. Türk bilim insanı Paleo ve Fiziki Antropolog Doç.Dr.Songül-Alpaslan Roodenberg bu çalışmalar süresince, Harvard Genetik Bölümü’ndeki, David Reich laboratuvarının bilimsel ekibinde yer alarak ve Türkiye ve bazı Balkan ülkelerindeki çalışmaları antropolojik ve genetik acıdan bizzat yürüttü. Alpaslan-Roodenberg bu projenin Türkiye bölümünde, laboratuvarın başkanı David Reich ile birlikte eş başkan olarak çalıştı. Sözü geçen ‘Türkiye Antik DNA Projesi’nin çok önemli ve geniş sonuçları, dünyanın önde gelen bilim dergilerinden Science’in son sayısında birbiri ile bağlantılı 3 makale halinde yayımlandı. İki başyazarı bulunan makalenin Alpaslan-Roodenberg’le birlikte diğer başyazarı Harvard Üniversitesi’nden Bilgisayar Mühendisi Genetikçi Dr.Losif Lazaridis ve diğer iki önemli yazarı da Viyana Üniversitesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof.Ron Pinhasi ve Harvard Laboratuarı başı Prof.David Reich oldu. 4 sorumlu yazar haricinde, çok uluslu çalışmaya 200’ün üzerinde antropolog, müzeci ve genetikçi de makaleye önemli katkılarda bulundular. Konuyla ilgili açıklama yapan Alpaslan-Rodenberg kendi çalışma alanına giren Türkiye örnekleri ile Bulgaristan, Romanya ve Kuzey Makedonya örneklerinin her ülke mevzuatına uygun olarak ve gerekli izinler dahilinde alındığını, muhtelif kazılardan ve müzelerden gelen küçük parça örneklerinin de çalışma sonunda alındıkları yere iade edildiğini ifade etti.

    Sonuçlar bilim dergisinde yayımlandı

    Sonuçlarının 3 makale halinde Science dergisinde yayımlandığı araştırma ile ilgili bilgi veren Songül Alpaslan-Roodenberg, ‘Bu hipotez o zamanki verilere göre ancak arkeolojik buluntuların karşılaştırılması ile değerlendirildi ve bu kültürlerin yapımcılarının, yani insanların da bu bölgeden Avrupa’ya göç edip etmediklerinin cevabı ancak 2010’lu yılların ortalarında Antik DNA araştırmalarının ilerlemesi ile cevaplandırılabildi.’ dedi.

    Alpaslan-Roodenberg araştırma ile ilgili şunları söyledi; şimdi biliyoruz ki yeni nesil antik DNA dizileme metotları ile eski insan kemiklerinden elde edilen çok az DNA’nın çoğaltılarak analiz edilmesiyle eski toplumların göç yollarını izleyebilir, saç, göz, ten rengi gibi fiziki görünüşlerine dair bilgi edinebilir, onların birbirleriyle bağlantısı, aile ve akrabalık ilişkileri gibi pek çok sorunun cevabını da öğrenebiliriz. 2015-2016’da Harvard Antik DNA Laboratuvarından benim de dahil olduğum bir grup bilim adamı Marmara Bölgesi’nde Ilıpınar, Menteşe ve Barcın Höyüklerinde yaşayan insanlar ile Orta Avrupa’nın ilk çiftçileri arasında genetik bağ olduğunu saptadı ve sonuçlar Nature dergisinde yayımlandı. Dolayısıyla ilk kez sadece kültürün değil, insanın da bu bölgeden Avrupa’ya gitmiş olduğu ispatlandı. Yani bu gün orta Avrupa’da, mesela Almanya’da rastgele sokaktan birini çevirip DNA’sını analiz etseniz, 5 kişiden biri Anadolu’nun bu ilk çiftçilerinin genlerini hala taşıyor olduğunu görürsünüz.

    Roodenberg’in 1980’li yıllardan başlayıp 2002 yılına kadar sürdürdüğü çalışmaların sonucunda ortaya çıkardığı tezin de, böylece bugün genetik yardımı ile kanıtlanmış olduğunu da ifade eden Alpaslan-Roodenberg, Marmara Bölgesindeki kazılarda ele geçen ilk çiftçilerin kemiklerini inceleyip, analiz ettiğini ifade ederek, “2008’den beri Harvard ve Viyana Antik DNA laboratuvarları ile işbirliği içinde çalıştık ve bizzat her iki laboratuvarın bilimsel ekibinde resmi olarak yer aldım. 2014’den itibaren Türkiye’nin tüm coğrafi bölgelerindeki bazı kazılardan Kültür Bakanlığı’nın ilgili yönergesi doğrultusunda alınan küçük kemik örnekleri ile Viyana ve Harvard Antik DNA laboratuvarlarında en son metotlarla analiz edilmesiyle alınan sonuçlar geçtiğimiz günlerde Science Dergisi’nin son sayısında yayımlandı. Aynı sayıda birbiriyle ilişkili üç makale halinde yayımlanan Türkiye merkezli bu çalışmadaki iki baş yazardan birisi de benim. Türkiye ve komşu ülkeleri ile Balkanlar’dan çoğu antropolog ve arkeolog olan 200’ün üzerinde yazarın katılımıyla yapılan bu çalışmada yalnızca Türkiye’den yaklaşık 35 müzeci ve akademisyen de yer aldı” dedi.

    Neolitikten Osmanlı’ya kadar olan dönemin antik genetik profili ortaya konuldu

    Songül Alpaslan-Roodenberg söz konusu çalışmada Anadolu’nun çanak çömlek öncesi ilk hayvancılık ve tarım dönemi olarak adlandırılan Neolitiginden Osmanlı’ya kadar olan döneminin antik genetik profilinin de ortaya koyulduğunu belirterek, “Bu çok önemli araştırmanın analiz sonuçları Anadolu’ya Neolitik dönemde iki göç olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca Hint Avrupa dil ailesinin köklerini genetik olarak araştıran bu çalışmada bu dilin kökenlerinin Stepler’de ve Kafkasya’da olabileceğine dair işaretler vermekte. Enteresan bir bulgu ise Anadolu’da tunç çağına kadar olan sürede step kökeni olmamasıdır ki bu da Anadolu’nun kuzeyden gelebilecek göçlere neden açık olmadığı sorusunu da akla getirmektedir. Bu soruların cevabını da ancak yeni çalışmalar ve analizler net olarak verebilecektir. Çünkü Anadolu’da tunç çağında Hititler var ve bu insanlar da Hint-Avrupa dil ailesine giren bir dil konuşuyordu. Bu nasıl oldu? Bunu yeni çalışmalar belirleyecektir” dedi.

    Alpaslan-Roodenberg, tüm bu araştırma sonuçlarının yanı sıra bugüne kadar arkeologlarca da bilinen ancak genetik açıdan ilk kez kanıtlanan bir bulgu ise Doğu Anadolu’da Van Merkezli Urartu Medeniyetinin Levant ve Anadolu’dan köken aldığı olduğunu ifade ederek, “Van bölgesi örneklerinin analizi, Urartuların bölgedeki daha erken dönem toplumlarından geldiklerini ve Levant’tan köken aldıklarını ispatlarken, Urartu’nun bugünkü Ermenistan’daki uzantılarından da alınan örnekler ise onların yerel kökenli ve step kökenli olduklarını göstermiştir. Bu da birkaç yüzyıl hüküm sürmüş olan Urartu kültürünün, Van merkezli ve bölgedeki yaygın bir kültür olduğunu göstermektedir.

    Bu sonuçlar doğrultusunda Urartu yöneticilerinin merkez kökenli olup, yani Urartu’nun kurucularının Levant ve Van bölgesi kökenli olduğunu, bu kültürün bugünün Ermenistan’daki uzantılarının ise oradaki bölge halkından ve Steplerden köken aldığına önemle işaret eder. Bu sonuçlar Urartu’nun Ermenistan kökenli bir kültür olduğuna dair söylentileri de artık genetik açıdan doğrulamamaktadır” dedi.

  • Bursa’da Tuzla’ya karayoluyla taşındı

    Bursa’da Tuzla’ya karayoluyla taşındı

    Bursa’nın Orhangazi ilçesinde faaliyet gösteren bir firmanın tesislerinde üretilen 27 metre uzunluğundaki yat, karayoluyla İstanbul’un Tuzla ilçesine götürüldü.

    Fabrikada yatın tamamlanan gövdesi, kalan işlemlerinin yapılması için Tuzla’daki tersaneye taşındı.

    Çeltikçialtı mevkisindeki fabrikadan özel bir TIR ile çıkarılan yat, Bursa-Yalova kara yolunda yaklaşık 600 metrelik mesafede ters şeritten Çeltikçi Kavşağı’na getirildi. Kavşaktan karşı şeride geçen TIR , yoluna devam etti.

    Yol izinleri bulunan yatın taşınma işlemleri esnasında trafik ekipleri Bursa-Yalova kara yolunda önlem aldı.

  • Bursa’da hatalı dönüş kazaya neden oldu

    Bursa’da hatalı dönüş kazaya neden oldu

    Alınan bilgilere göre Ahmet Zeybel (65) idaresindeki otomobil İznik’ten Orhangazi istikametine doğru seyir halindeyken, ana yol üzerinde aniden U dönüşü yapmak istedi. Bu esnada aynı yönde gitmekte olan Necati Coşkun (60) idaresindeki hafif ticari araç hatalı dönüş yapmak isteyen otomobile çarptı.

    Çarpmanın şiddeti ile iki araç da yoldan çıkarken, kazada U dönüşü yapmak isteyen otomobilin sürücüsü Ahmet Zeybel yaralandı. Kaza nedeniyle olay yerine ambulanslar sevk edildi.

    Yaralı sürücü ambulansla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınırken, jandarma ekipleri kaza ile ilgili soruşturma başlattı.

  • Sokak hayvanlarına hayat veren bağış

    Sokak hayvanlarına hayat veren bağış

    Bursa’nın Orhangazi ilçesinde hayvan sever Emrullah İlmen ve iki arkadaşı tarafından kurulan barınak, yaşlı, hasta, yaralı ve zor durumda olan yüzlerce köpek ve onlarca kediye kapılarını açtı. Duyarlı vatandaşların mama bağışlarıyla ve toplanan yemek artıklarıyla beslenen can dostlar, günlerini sıcak yuvalarında geçiriyorlardı. Ancak yapılan mama bağışları günden güne azalmaya başlaması ve hayvanların sayısının artması, gönüllüleri kara düşündürmeye başladı.

    Emrullah İlmen ve bazı gönüllüler, kasapları tek tek gezerek kemik toplamaya başladı. Kaynatılan kemiklerin suyuna un ekleyen İlmen, hayvanlar aç kalmasın diye büyük çaba harcadı. Bu sırada piyasadan veresiye mama alımı da yapıldı.

    Barınakta yaşanan mama ve maddi kriz gittikçe büyüdü. Açlıkla karşı karşıya kalan 200’den fazla can dostun yardım çığlığını duyan Bursalı iş insanı Tamer İşler, sokak hayvanlarının durumuna çok üzüldü. Birçoğu açlıktan zayıflayan ve ölmek üzere olan can dostlar için harekete geçti. Kendi hesabından barınağın hesabına tam 57 Bin TL bağışta bulundu.

    Yaşadıkları büyük sıkıntıyı bir nebze de olsa atlatan ve sokak hayvanlarını yeniden doyurmaya başlayan Emrullah İlmen, “Duyarlı iş insanımız Tamer İşler’e ne kadar teşekkür etsek az. Biz gönüllüler ne kadar çabalasak da hayvan sayımız arttıkça ve mama yardımları azalınca çaresiz bir duruma üştük. Cebimizden harcadıklarımız yetmedi. Veresiye mama almak durumunda kaldık. Borcumuz 57 Bin Liraya kadar çıktı. Bu borcu kapatmadan da mama almakta çok zorlandık. Can dostlarımız açlıktan zayıflamaya başlamıştı. Bulduğumuz mamalarda önceliği yavru hayvanlara tanımak durumundaydık. Tamer Bey’de bu sese kulak verdi ve yardımımıza koştu. Allah hepsinden razı olsun” dedi.

    Sokaklarda başı boş gezen ve terk edilen hayvanları toplayarak toplumsal bir olaya hizmet eden Emrullah İlmen ve hayvan severlerin tam umudu tükenmişken ortaya çıkan hayırsever iş insanı Tamer İşler barınağın tüm mama borcunu kapattı. Yaptığı bağışla barınağa kendilerini adayan İlmen ve arkadaşlarını gözyaşlarına boğan iş insanı Tamer İşler, 57 bin lira bağışla zor durumdaki hayvanlara umut oldu. Toplumsal bir yaraya merhem olmaya çalışan Emrullah ve arkadaşlarını canı gönülden kutladığını belirten Tamer İşler, “Haberi görünce hem sevindim hem üzüldüm. Onca zor durumdaki hayvana topladıkları yemek artıklarıyla bakmaya çalışan Emrullah kardeşim gözlerimi yaşarttı ve böyle insanların hala olduğunu bize gösterdi. Diğer taraftan biriken mama borcu yüzünden zor günler geçirdiklerini okuyunca çok üzüldüm. Onlarda Allah’ın dilsiz kulları onlara yardım etmek hepimizin görevi. Hiçbir hayvan açlıktan ölmemeli. Kaldı ki bu yaşamı o hayvanlara bizler reva gördük. Ya sokağa terk ettik yada arabayla çarpıp kaçtık. Onlar sokak hayvanı değil, sokağa terk edilmiş can dostlarımız. Ben Emrullah kardeşimi yalnız bırakmadım. Bırakmayacağımda” dedi.

  • Bursa’da eve giren yarasayı itfaiye çıkardı

    Bursa’da eve giren yarasayı itfaiye çıkardı

    Olay, önceki gece Orhangazi’de Muradiye mahallesi Yalova Caddesi’nde meydana geldi.

    Bir apartmanın en üst katında yaşayan vatandaşlar evlerinde bir yarasanın girdiğini fark etti. Daha sonra kendi imkanları ile yarasayı yakalamaya çalışan ev sakinleri başarılı olamayınca durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri eve giren yavru yarasayı yakaladı.

    Elinde yakaladığı yarasa ile apartman dışına çıkan itfaiye personeli ”Geçmiş olsun yarasa kardeş, yanlış yerlere mi girdin, Türk itfaiyesinin kollarındasın, şimdi hadi git evine güle güle” dedikten sonra yakaladığı yarasayı doğaya saldı. Evlerine giren yarasa nedeniyle itfaiye çağıran ev sakinleri ise ekiplere teşekkür etti.

  • Bursa’da kamyonlar kafa kafaya çarpıştı

    Bursa’da kamyonlar kafa kafaya çarpıştı

    Orhangazi’den İznik istikametine gitmekte olan Y.B. idaresindeki Uşak plakalı kamyon, İznik’ten Orhangazi yönüne gitmekte olan B.E. idaresindeki Bursa plakalı kamyon ile çarpıştı.

    Kazayı gören diğer sürücüler 112 ekiplerine haber verdi. Kazada yaralanan iki kamyon sürücüsü Y.B. ve B.E., yapılan ilk müdahalelerin ardından Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazanın sebebi araştırılıyor.

     

  • Bursa’da selden kurtarılan yaşlı kadın hayatını kaybetti

    Bursa’da selden kurtarılan yaşlı kadın hayatını kaybetti

    Çarşamba akşamı Orhangazi’yi etkisi altına alan yoğun yağmur yağışı kırsal Paşapınar Mahallesi’nde üzeri sonradan kapatılan derenin taşmasıyla sele neden olmuştu. Hafta sonları Paşapınar’a gelerek prefabrik evlerinde kalan bir aile sel sırasında evleri su alınca dışarı çıkmak zorunda kalmış ve sel sularına kapılmıştı.

    Son anda kurtarıldılar

    Sel sularıyla sürüklenen 4 kişi için arama çalışması başlatıldı. Mahalle sakinlerine bir süre sonra ekipler de eşlik etti. Sular arasında kalan Paşapınar Mahallesi’nde sürüklenen 4 kişi vatandaşlar ve ekiplerin yardımı ile kurtarılarak Orhangazi ve Gemlik devlet hastanelerine kaldırıldı.

    Acı haber

    Selden kurtarılanlar arasındaki Aliye Yıldırım’dan acı haber geldi. 72 yaşındaki talihsiz kadının yaşam savaşı 2 gün sürdü. Aliye Yıldırım’ın tedavi gördüğü Bursa Şehir Hastanesi’nde hayatını kaybettiği öğrenildi.