Yangın, Hasas Mahallesi 6651 Sokakta bulunan 2 katlı müstakil evin 2. katında çıktı. Edinilen bilgiye göre, yabancı uyruklu E.B. (38) isimli şahsın ailesiyle birlikte yaşadığı evde odadaki kömür sobasından sıçrayan kıvılcımların etkisiyle yangın başladı. Odada başlayan yangın kısa sürede tüm daireyi sararken dumanlara bürünen evdeki aile çocukları dışarı çıkarmaya çalıştı. Anne ve baba çocukları alıp dışarıya çıkartana kadar 7’si çocuk 9 kişi yoğun dumandan etkilendi. Dumanları gören mahalle sakinleri durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, dumandan etkilenen 7’si çocuk 9 kişiye ilk müdahaleyi ambulans içinde yaptı. İtfaiye ekipleri yangın merdiveni ile yangına müdahale ederken, alevlerin söndürülmesinin ardından evin içinden yapılan müdahaleyle yangın tamamen söndürüldü. Polis ekiplerinin olay yerinde geniş güvenlik önlemleri aldığı yangınla ilgili inceleme başlatılırken, yangın anını anlatan çocuk, “Babam kardeşlerimi banyo yaptırıyordu. Soba yanıyordu. Birden patladı” dedi.
Evin tamamen yanarak kullanılmaz hale geldiği yangınla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Kategori: Polis Adliye
-
İki katlı müstakil evde yangın: 7’si çocuk 9 kişi dumandan etkilendi
-
Annesini ölümle tehdit eden şahıs gözaltına alındı
Olay, Samsun’un Canik ilçesi Devgeriş Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, eve alkollü gelip tartıştığı annesi F.Y.’yi ölümle tehdit ederek hakaret ettiği iddia edilen M.Y., şikayet üzerine polis tarafından gözaltına alındı. Canik İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alınan M.Y., hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Polisteki sorgusu tamamlanan M.Y. Samsun Adliyesine sevk edildi.
-
Estetik ameliyat, genç kadının hayatını kabusa çevirdi
Ankara’da yaşayan 38 yaşındaki B.K., iddialara göre, kendisini plastik cerrah olarak tanıtan V.K. tarafından 2021 yılında Keçiören’de yer alan özel bir hastanede göğüs silikonu ve karın gerdirme ameliyatı oldu. Operasyonun ardından ağrıları bir türlü geçmeyen ve vücudunda enfeksiyonlar oluşan B.K., yardım istediği doktorunun umursamaz tavırlarına maruz kaldı. Durumdan şüphelenen mağdur kadın V.K.’yi araştırmaya başladı. Kliniğine gittiği doktorunun diplomasını fotoğraflayan B.K., diplomanın üzerinde yazan üniversiteye başvurarak gerçek olup olmadığını öğrenmek istedi. Diplomanın sahte olduğu cevabının üzerine ilgili kurumlarla da iletişime geçen V.K., kayıtlarda böyle bir doktorun olmadığını öğrendi. Sahte doktora ameliyat olduğunu öğrenen kadın savcılığa suç duyurusunda bulundu. 3 sene önce açılan dosya yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kapatılırken, olayın peşini bırakmayan B.K., avukatı ile birlikte topladığı yeni delillerle tekrar suç duyurusunda bulundu. Ameliyatında tanımadığı doktorların olduğunu söyleyen B.K., psikolojinin bozulduğunu, sağlık problemleri nedeniyle günlük hayatta zorluklar çektiğini dile getirdi. B.K., sorumluların en ağır cezayla yargılanmasını talep ederken, davanın avukatı Yiğit Kaymaz ise operasyonun yapıldığı hastanenin de olayın içerisinde olduğunu belirterek sorumluların en ağır cezayı alması için hukuk mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti.
“Ameliyat sonrasındaki şüpheli davranışları beni endişeye düşürdü”
Olayla ilgili konuşan mağdur kadın B.K., “2021 yılında bir ameliyat olmaya karar verdim. Hemşire bir arkadaşımın aracılığıyla bir kliniğe gittim. Doktorla konuşmam neticesinde, Ankara’nın bilinen hastanelerinden birinde ameliyathane kiralayarak orada ameliyat yapıldığını öğrendim. Maddi detayları görüştüm ve ameliyat tarihime karar verildi. Ameliyat sonrasındaki şüpheli davranışları beni endişeye düşürdü. Bir araştırma yapmak istedim. Yaptığım araştırmada kendisinin doktor olmadığını öğrendim. Hem Sağlık Bakanlığına hem de Tabipler Birliğine ulaştım. Klinik olarak kullandığı yerde drenlerimi çıkarttı. O drenlerimi çıkarttığında diplomasını gördüm ve şüphelendiğim için fotoğrafını çektim. Diplomasını sorgulattım. Üniversite böyle bir doktorunun olmadığını, böyle bir mezun vermediklerini söyledi. Bununla ilgili savcılığa suç duyurularında bulundum ama delil yetersizliğinden dolayı ret geldi” dedi.“Ağır tepkiler almaya başladım”
Ameliyat sonrası sahte doktoru tarafından sert tepkilere maruz kaldığını ifade eden B.K., “Taburcu sırasında bana antibiyotikle alakalı herhangi bir reçete vermedi. Bana evde herhangi bir antibiyotik kullanabileceğimi söyledi. Bu yüzden enfeksiyonla ilgili uzun süreçli bir ilaç kullanımı yapmak zorunda kaldım. Enfeksiyon vücudumdan gitmedi çünkü bana kullandırdığı antibiyotik yetersiz kaldı. Kendisine bununla ilgili itiraz ettiğimde, yeterli derecede ilgilenmediğini söylediğimde bana çok farklı tepkiler verdi. Tepkiler vermesi beni endişeye düşürdü. Bu yüzden bir araştırmaya giriştim. Sonrasında diğer doktorun benim ameliyatımı yaptığını söyledi. O kişiyi bana sadece üniversiteden hocası olarak tanıtmıştı. O kişiyi daha önce görmedim, muayene olmadım. Ben kendisini tanıyarak gittim o hastaneye, ona güvendiğim için bu ameliyat olduğumu, o hocayı tanımadığımı ve tanımadığım bir insana neden ameliyat olayım diye serzenişte bulunduğumda tepkileri daha ağır bir şekilde ilerlemeye başladı” diye konuştu.“Ankara’nın göbeğinde, hala kendini doktor olarak tanıtıp işlemler yaptığını biliyorum”
Ameliyatı yapan kişinin hala aynı işe devam ettiğini de ileri süren B.K., “Hesabına 20 bin liralık bir ödeme yaptım. Kendisine ödeme yaptığım için hastane ‘bize ödeme yapılmadı’ diyerek 20 bin lirayı icraya verdi, şu an icralık durumdayım. Bu karara da itiraz ettim. Doktor olmayan kişinin oradaki doktorla iş birliği yaparak bu şekilde insanları para için bıçak altına yatırıp ameliyat yapmaları, benim hayatımı tehlikeye atması çok korkutucu. Bununla ilgili birçok mağdur olduğuna eminim. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Tıp fakültesi okumamış, herhangi bir eğitimi yok. Üstünden yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen ben bu durumdan kurtulamıyorum. Her şey olabilirdi. Ankara’nın göbeğinde, hala kendini doktor olarak tanıtıp işlemler yaptığını biliyorum” ifadelerine yer verdi.“Yaptığımız araştırmalarda yeni deliller bulduk”
Davanın avukat Yiğit Kaymaz ise, “Mağdur 2021 yılında geçirdiği bir ameliyattan dolayı yaşadığı zarardan dolayı tarafımıza başvurdu. Ancak söz konusu başvurudan önce de bir hukuk mücadelesi olduğunu, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu fakat delil yetersizliği sebebiyle dosyanın kapandığını söyledi. Bizler de yaptığımız araştırmalarda yeni deliller bulduk. Bu deliller doğrultusunda savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Yaptığımız incelemelerde hiç beklemediğimiz, herkesi üzen delillere ulaştık” dedi.“Ameliyatlar sonucu birçok mağdurun olduğunu bulduk”
Araştırmalarını derinleştirdikçe çok sayıda mağdurun çıktığını tespit ettiklerini dile getiren Kaymaz, “Ankara’nın bilinen bir hastanesinde gerçekleştirilen ameliyatın görüntülerine, tanık ifadelerine ve bazı raporlara ulaştık. Araştırmalarımız neticesinde ameliyatı yapan kişinin sahte doktor diploması kullandığını tespit ettik. Diplomanın alındığı üniversiteye başvurduk, görüntüleri paylaştık. İlgili diğer birimlere de diplomayı sordurduk. Fakat hiçbir yerden olumlu bir geri dönüş alamadık ve diplomanın sahte olduğunu belirledik. Sahte doktorun birçok kişinin ameliyatını yaptığını, bu ameliyatlar sonucu bir çok mağdurun olduğunu bulduk. Kamera kayıtlarına ve diğer delillere de ulaştık ve suç duyurusunda bulunduk” şeklinde konuştu.“Sonuna kadar takipçi olacağız”
Sürecin takipçisi olacaklarını ifade eden Kaymaz, “İlgililerin ceza alması için elimizden geleni yapacağız. Adalete olan inancımız sonsuzdur. Savcılarımız ve hakimlerimizle beraber bu konunun sonuna kadar takipçi olacağız. Kim suçluysa, hangi mağdurun canı yanmışsa, tekrarının yaşanmaması için var gücümüzle çalışacağız” dedi. -
Ordu’da bir haftada 17 binden fazla araç ve sürücüsü denetlendi
Emniyetten yapılan açıklamada, son bir haftada Ordu genelinde 33 yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği, bu kazalarda 48 kişinin yaralandığı, 1 kişinin ise hayatını kaybettiği bildirildi. İl Emniyet Müdürlüğü trafik ekipleri tarafından trafik kazalarını azaltmaya yönelik yapılan denetimler çerçevesinde 54 araç sürücüsüne alkollü araç kullanmaktan, 83 sürücüye modifiyeli araç kullanmaktan, 37 araç sürücüsüne drift ve hatalı şerit değiştirmekten, 101 araç sürücüsüne kırmızı ışık ihlalinden, 310 araç sürücüsüne hız sınırlarını aşmaktan, 84 araç sürücüsüne seyir halinde cep telefonu ile konuşmaktan, 127 araç sürücüsüne emniyet kemeri kullanmamaktan ve 117 araç sürücüsüne kask kullanmamaktan cezai işlem yapıldı.
Ekiplerin yapmış oldukları diğer denetimler ile birlikte toplam 17 bin 83 araç kontrol edildi, 2 bin 214 araç sürücüsüne çeşitli maddelerden işlem yapıldı, 34 araç trafikten men edildi ve 54 araç sürücüsünün sürücü belgesi geri alındı. -
Gazze’de can kaybı 43 bin 665’e yükseldi
İsrail’in Gazze Şeridi’nde düzenlediği saldırılar 403 gündür devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail güçlerinin son 48 saatte düzenlediği 5 saldırıda 62 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 147 Filistinlinin ise yaralandığı belirtildi.
Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan saldırılarda toplam can kaybının 43 bin 665’e, yaralı sayısının ise 103 bin 76’ya yükseldiği bildirildi.Gazze’de 4 İsrail askeri öldü
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan açıklamada, dün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki çatışmalarda dört askerin öldüğü belirtildi. İsrail’in Gazze Şeridi’nde saldırılarında ölen asker sayısı 375’e yükseldi. -
Kontrolden çıkan otomobil tarlaya takla attı: 1 yaralı
Kaza, Hamidiye Mahallesi Sanayi Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, M.G. idaresindeki 70 AJ 080 plakalı Volkswagen marka otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Orta refüje çarptıktan sonra karşı şeride geçen otomobil daha sonra tarlaya takla attı. Kazada otomobil sürücüsü yaralanırken, ihbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Direksiyon mahallinde sıkışan sürücü itfaiye tarafından kurtarılarak ambulansla Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.
-
Aydın’da jandarma ekipleri uyuşturucuya geçit vermiyor
Aydın’da jandarma ekipleri uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretinin önlenmesine yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Edinilen bilgiye göre, Buharkent, Efeler, Kuşadası ve Söke İlçe Jandarma Komutanlıkları tarafından uyuşturucu madde satıcısı ve kullanıcılarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda şüphe üzerine gözaltına alınan O.Y., İ.D., M.A., O.U., S.H., M.Y. ve O.K. isimli şüphelilerin sağlık kurumunda yapılan testlerinde uyuşturucu madde kullandıkları tespit edildi. 3 şüpheliden uyuşturucu madde, 2 adet uyuşturucu kullanma aparatı ele geçirildi.
-
Isparta’da 265 vatandaş ve 37 öğrenci güvenlik konularında bilgilendirildi
Isparta İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü tarafından 4-7 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri’ kapsamında çeşitli işyerleri, kurumlar ve okullarda bilgilendirme çalışmaları yapıldı. Bu süre içinde 7 işyeri, kurum ve okul ziyareti gerçekleştirilerek toplamda 265 vatandaş ve 37 öğrenciye ulaşıldı. Gerçekleştirilen faaliyetlerde “Siber Güvenlik ve Telefon Dolandırıcılığı, Açıktan Hırsızlık, KADES Uygulaması, UYUMA, Emniyet Kemeri Takmanın Önemi, Güvenli İnternet Kullanımı, Akran Zorbalığı, Çocuklar İçin Temel Güvenlik Kuralları, Polis Ne İş Yapar, Trafikte Doğru Davranış Usulleri” gibi konularda bilgilendirmeler yapılarak farkındalık oluşturuldu. Ayrıca Narkotik Şube Müdürlüğünden temin edilen ve uyuşturucuyla mücadelede etkin bir iletişim kurmayı, güvenilir ve karşılıklı bilgi akışına dayalı bir köprü oluşturmayı hedefleyen NARVAS afişleri, kamu kurumları ve mahalle muhtarlıklarına gerekli bilgilendirmeler yapıldıktan sonra vatandaşların görebileceği alanlara asıldı.
-
Maden ocağında gerçeği aratmayan tatbikat
Edirne İl Sağlık Müdürlüğü Acil ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri bünyesinde Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) destek çözüm ortakları katılımıyla Edirne’nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kırköy köyünde bulunan bir maden işletmesinde Yerel Düzey Afet Sağlık Grubu tarafından planlı saha tatbikatı gerçekleştirildi.
Muhtemel bir olay karşısında erken müdahale için yapılan tatbikatta acil müdahale ünitesi kurulumu ile maden ocağından tahliye ekiplerinin kurtardığı yaralılara medikal müdahale gerçekleştirilirken; sağlık olay yeri yönetimi, triaj, yaralı tahliyeleri yapıldı.
-
Eski rektör yardımcısına hapis cezası
Kastamonu Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın 2011 yılında göreve geldikten sonra Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı olarak atamasını yaptığı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan hakkında Kastamonu Üniversitesi tarafından suç duyurusunda bulunuldu. Kastamonu Üniversitesi yönetimi tarafından yapılan suç duyusunda, Kastamonu Üniversitesi eski İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan’ın 09-17 Aralık 2018 tarihleri arasında üniversiteye öğrenci kazandırmak amacıyla bilgilendirme ve görüşmeler yapmak üzere Kazakistan ve Kırgızistan’a görevlendirilmesine rağmen, görev yerine gitmeyerek uçak biletini Tayland’a aldığı belirlendi. Eski Rektör Yardımcısı Özkan’ın uçak bileti almasına rağmen Tayland’a gitmeyerek İlahiyat Fakültesinde derslere girerek ek ders ücreti aldığı tespit edildi. Eski Rektör Yardımcısı Özkan’ın görevini yerine getirmediği gerekçesiyle Kastamonu Üniversitesi’nden 12 bin 97 TL yolluk bedeli aldığı gerekçesiyle üniversiteyi zarara uğrattığı gerekçesiyle hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde ‘düzenlemeye yetkili resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçu’ ve ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’ suçlarından dava açıldı.
Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan, duruşmada suçlamaları kabul etmeyerek, “Ben tarafıma yapılan suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Somut olay tamamen hasta olan çocuğumun hastalığının nüksetmesi nedeniyle gitmekten vazgeçtim. Geçici görev yolluğu bildirimi benim tarafından doldurulmamıştır ve rektör yardımcısı görevim nedeniyle 4 farklı birime bakmaktaydım. Ayrıca İlahiyat Fakültesinde dekan olarak görev yapıyordum. Ciddi bir iş yoğunluğu vardı. Yıl sonu olması hasebiyle de çok fazla evrak birikti. Yeterince inceleme fırsatı bulamadım. Bu süreçte çocuğumun çok ağır hastalığı nedeniyle bu hata ortaya çıkmıştır. Dolandırıcılık veya resmi belgede sahtecilik kastım yoktur. Yapılan suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Beraatımı talep ederim” dedi.
Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan sanık Kastamonu Üniversitesi eski İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan’ı, düzenlemeye yetkili resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ceza, sanığın geleceği üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alınarak indirim yapılarak 2 yıl 6 aya düşürüldü.
Ayrıca sanık Ali Rafet Özkan, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan da 4 yıl hapis ve 200 gün adli para cezasına çarptırıldı. Sanık Özkan’ın üniversitenin zararını soruşturma aşamasında giderdiği gerekçesiyle cezası 2/3 oranında indirim yapılarak 1 yıl 4 ay hapis ve 66 gün adli para cezasına, ayrıca cezanın sanığın geleceği üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alınarak 1/6 oranında daha indirim yapılarak 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 5 bin 500 TL adli para cezasına düşürüldü. Ceza ile birlikte hükmün açıklanması geri bırakıldı.Eski Rektör Seyit Aydın da Danıştay tarafından suçlu bulundu
Danıştay 1. Daire Başkanlığı tarafından 2023 yılında görülen davada, 2011 yılında göreve gelen Kastamonu Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın suçlu bulundu.
Danıştay 1. Daire Başkanlığı tarafından eski Rektör Aydın’a yönelik, “Kastamonu Üniversitesine ait Sarıömer Köyü, 119 ada, 214 parsel sayılı taşınmazda yap- işlet- devret usulüyle ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi yoluyla “30 bin metrekare öğrenci yurdu (2 bin 100 kişilik) ve İşletmesi ile 100 Adet Öğrenci Evinin Hibe Olarak Yapılması İşi kapsamında 2 bloktan oluşan 19 katlı yurt binaları ve 100 adet öğrenci evi sözleşmede öngörülen sürede bitirilemediği, inşaatta projeye aykırılıklar ve ruhsatsız imalat bulunduğu, inşaat alanı aşıldığı, inşa edilen yapılar fenne ve sağlık kurallarına aykırı olduğu halde, bu sözleşmeyi feshetmemek ve 23 Ocak 2017 tarihinde ek sözleşme imzalayarak 28 adet daha öğrenci evi hibe edilmesi karşılığında yükleniciyle ilgili başlatılan işlemlerden feragat etmek, yurtların 2 bin 100 olan öğrenci sayısı 2 bin 720 öğrenciye çıkarılmasına rağmen, diğer sözleşme hükümlerinde bu kapasite artışına uygun değişiklik yapmamak, böylece yükleniciye menfaat sağlamak, üniversiteyi zarara uğratmak suretiyle ifasına fesat karıştırmak. Kastamonu Üniversitesi’ne ait 5 bin metrekare taşınmazda yap-işlet-devret usulüyle ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi yoluyla yapımına karar verilen kampüs çarşısı irtifak hakkı sözleşmesi üniversite tarafından feshedildiği halde, çarşının yüklenici tarafından kullanılmasının devamına, üçüncü kişilere kiraya verilmesine ve kira geliri elde edilmesine göz yummak suretiyle yükleniciye menfaat sağlayıp üniversiteyi zarara uğratmak suretiyle görevi kötüye kullanmak” suçlarından dolayı kesin olarak suçlu bulunarak Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinde hakkında dava açıldı.