Genç, denize atladıktan sonra balıkhane iskelesine doğru yüzmeye başladı. Bu sırada, suya atladığını fark eden, limanda bulunan teknedeki balıkçılar hemen harekete geçerek, tekneyle gencin yanına ulaştılar. Balıkçılar, genci sudan çıkarıp, kıyıya güvenli bir şekilde getirdi.
Olay yerine hızla ulaşan 112 Acil Sağlık, itfaiye, arama-kurtarma ve polis ekipleri, hipotermi riski taşıyan H.Ç. adlı gence ilk müdahaleyi gerçekleştirdi. Genç, yapılan müdahalenin ardından ambulansla Erdek Neyyire Sıtkı Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.
Yapılan sağlık kontrolleri sonucu, H.Ç.’nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Kategori: Polis Adliye
-
Erdek limanında suya atlayan genç, balıkçılar tarafından kurtarıldı
-
13 terörist etkisiz hale getirildi
-MSB: “Hakurk ve Gara bölgelerinde belirlenen 13 PKK’lı terörist hava harekatıyla etkisiz hale getirildi.”
-
Kıraathanede çıkan tartışmada kan aktı: 1 ölü
Olay, dün akşam saat 17.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Yeni Mahalle 2447 sokak üzerinde yer alan bir kıraathanede meydana geldi.
İddiaya göre Uğur Akyol (37), kuzeninin daha önce çalıştığı kıraathanede sigorta işlemleri ve kalan parasını alması için iş yeri sahibiyle telefonda görüştü. Kıraathaneye gelen Uğur Akyol, iş yeri sahibi ve iş yeri sahibinin yeğeni F. D. (33) ile tartışmaya başladı. Kıraathane dışına kadar taşan tartışma sonrası F. D., yanında taşıdığı tabancayı çıkartarak Uğur Akyol’a ateş etmeye başladı. Sesleri duyanların haber vermesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipler, vücuduna isabet eden mermilerden dolayı ağır yaralanan Akyol’u ilk müdahalenin ardından ambulansla Kepez Devlet Hastanesi’ne götürdü. Akyol, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. F. D. ise suç aletini 2442 sokak üzerine atarak önce taksi ile ardından araçtan inip yaya olarak kaçmaya çalıştı. Takipte olan motorize yunus ekipleri, kaçan F. D’yi yakaladı. Cinayet Büro Amirliği ekiplerine teslim edilen F. D. gözaltına alınırken, Uğur Akyol’un cenazesi otopsi için götürüldüğü Antalya Adli Tıp Kurumu Morgundan, sabah saatlerinde yakınları tarafından teslim alındı.
-
Hindistan’da meşaleleli anma etkinliğinde alevler çevreyi sardı: 30 yaralı
Hindistan’ın Madhya Pradesh eyaletine bağlı Khandwa kentinde 28 Kasım 2009’da gerçekleştirilen bir saldırıda hayatını kaybedenleri anmak için düzenlenen etkinlikte facianın eşiğinden dönüldü. Dün akşam saatlerinde gerçekleştirilen etkinlikte yakılan meşaleler törenin sonunda söndürülmek üzere ters çevrilip su dolu bir konteynere konulurken bir anda çevreyi alevler sardı. Onlarca kişinin vücudunu alevlerin sarması nedeniyle büyük panik yaşandı. Birçok kişinin etrafa kaçıştığı olayda alevler kısa süre içerisinde söndürüldü.
Polis tarafından yapılan açıklamada, aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 30 kişinin yaralandığı belirtildi. Hastaneye kaldırılan yaralılardan 18’inin taburcu edildiği, 12 kişinin ise tedavisinin sürdüğü ve hayati tehlikelerinin bulunmadığı ifade edildi. -
Yenidoğan Çetesi davası 10. gününde
İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 10’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Bugün görülecek olan celse, tutuksuz sanıkların savunmasıyla devam edecek.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi.
Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin “kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri” gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı.
İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde “TPN tüketimini azaltın” şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
-
Buzlanma yüzünden kayan tır yolu trafiğe kapattı
Kaza, sabah saatlerinde Hanak- Damal karayolunun 3. kilometresinde meydana geldi. Sürücüsü ve plakalı öğrenilemeyen tır, kar ve buzlanma nedeniyle kayganlaşan yolda kayarak yolu trafiğe kapattı.
Trafik polisleri tarafından yol güvenliği alınırken araçların geçişine izin verilmedi. 1 saat süren çalışmanın ardından tır tekrardan saplandığı yerden karayolları ekiplerinin yardımıyla çıkartılarak yol trafiğe açıldı.
-
Lübnan ordusu: “İsrail düşmanı, Lübnan topraklarını hedef alarak anlaşmayı defalarca ihlal etti”
Lübnan ordusu, dün İsrail ve Lübnan arasında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının İsrail ordusu tarafından defalarca ihlal edildiğini açıkladı. Lübnan ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Dün ve bugün, ateşkes anlaşması ilan edildikten sonra, İsrail düşmanı hava ihlalleri ve çeşitli silahlarla Lübnan topraklarını hedef alarak anlaşmayı defalarca ihlal etti” ifadeleri kullanıldı. Ordu, ihlalleri ilgili makamlarla birlikte “takip ettiğini” açıkladı.
Ateşkes dün yürürlüğe girmişti
İsrail ve Lübnan arasında varılan ateşkes anlaşması, dün TSİ 05.00’da yürürlüğe girmişti. Anlaşmaya göre, İsrail Lübnan’a karadan, denizden veya havadan herhangi bir askeri saldırı gerçekleştirmeyecekti. -
Tayland’ın güneyini sel vurdu: 2 ölü
Tayland’ın güneyinde son günlerde etkili olan muson yağışları sele neden oldu. Sel felaketinden 8 eyalette 150 binin üzerinde hane etkilenirken, en az 2 kişi hayatını kaybetti. Binlerce kişi evlerinden tahliye edilirken, su seviyesinin 1 metrenin üzerinde olduğu birçok bölgede yardım ve tahliye çalışmaları botlar aracılığıyla yapıldı. Tayland ordusunun da yardım çalışmalarına katıldığı felaket bölgelerinde evlerinden tahliye edilen vatandaşlar, güvenli alanlarda kurulan acil durum merkezlerine yerleştirildi.
Tayland Afet Önleme Merkezi (DPPD) Yöneticisi Wasan Chaitaweewong, yaptığı açıklamada, yağışların etkili olduğu Chumphon, Surat Thani, Nakhon Si Thammarat, Phatthalung, Songkhla, Pattani, Yala ve Narathiwat eyaletlerinde birçok karayolu ve tren yolunun ulaşıma kapandığını ifade ederek, sel nedeniyle toplam 65 okulda eğitime ara verildiğini bildirdi.
Tayland meterolojisi birimi, sağanak yağışların 3 Aralık’a kadar etkili olacağını bildirirken, vatandaşlara gerekli önlemleri almaları konusunda uyarılarda bulundu. -
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarında can kaybı 4 bine yaklaştı
Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail ve Lübnan arasında dün ilan edilen ateşkesin ardından İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlere ilişkin son verileri paylaştı. Bakanlık, salı günü Lübnan genelinde İsrail saldırılarında 78 kişinin hayatını kaybettiğini, 266 kişinin de yaralandığını aktardı.
Bakanlık, 8 Ekim 2023’ten bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 3 bin 961’e, yaralıların sayısının ise 16 bin 250’ye yükseldiğini ifade etti. İsrail saldırılarında bugüne kadar en az 248 çocuk, 736 kadın ve 222 sağlık çalışanı hayatını kaybetti.
-
Göçmen kaçakçılarına operasyon
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre dün ülke genelinde Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Göç İdaresi Başkanlığımızın koordinasyonunda; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca göç ve göçmen kaçakçılarıyla yapılan mücadele çalışmaları kapsamında metruk yerler, umuma açık eğlence mekanları, tır garajları, terminaller, limanlar, toplu taşıma durak ve istasyonlarında 402 bin 330 şahsın kimlik kontrolü yapıldı. Yapılan denetimlerde; 29 bin 29 personel, 9 bin 180 ekip ile 5 bin 932 noktada görev yaptı. Operasyonda 4 bin 840 metruk bina, 8 bin 213 umuma açık yer, 487 terminal ve 2 bin 572 diğer yerler olmak üzere toplam 16 bin 112 yer kontrol edildi. Yapılan çalışmalar sonucu 13’ü yabancı uyruklu 55 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve bin 626 düzensiz göçmen yakalandı. Tespit edilen düzensiz göçmenlerin ülkelerine geri gönderilme işlemleri başlatıldı.
Bakan Yerlikaya 2024’ün ilk 10 ayında göçmen kaçakçılığına yönelik 6 bin 339 operasyon yapıldığını belirterek, “2024 yılının ilk 10 ayında göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik; 6 bin 339 operasyon yaptık ve bu operasyonlar sonucu 3 bin 924 göçmen kaçakçılığı organizatörü tutuklandı. Türkiye; göç yönetiminde, insan hak ve hürriyetlerine saygılı, hukuk ve medeniyet değerlerine bağlı, kamu düzeni ve güvenliğinden asla taviz vermeden tüm dünyaya örnek bir model sunmaktadır. Göç konusunu; düzenli-düzensiz göç, uluslararası koruma, gönüllü geri dönüş, göçmen kaçakçılığıyla mücadele ve sınır yönetimi gibi tüm boyutlarıyla ele alıyoruz. Ülke genelinde düzensiz göçmen ve göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik operasyonlarımız kesintisiz olarak devam edecek” ifadelerine yer verdi.