Kategori: Politika

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan enflasyon mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan enflasyon mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak için gittiği New York’ta “13. Concordia Yıllık Zirvesi”nde önemli mesajlar verdi ve soruları yanıtladı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar ve sorulara verdiği yanıtlar şöyle;

    ABD İLE İLİŞKİLER

    “ABD ile güvenlikten ticarete çok boyutlu ilişkilerimiz var. İkili ticaretimiz 32 milyar doları aşmış vaziyette. Türkiye’deki ABD firmaların yatırımı 14,5 milyar dolar. Şu an ülkemizde Amerikan sermayeli 2 bin 80 firma var. Tabii Amerika’nın Türkiye’deki bu yatırımlarının artması, bizim ciddi manada beklentimizdir.

    Türkiye olarak salgın dönemini başarılı bir şekilde atlattık. Bazı ülkeler içine kapanık politikalar geliştirdiler ama bizde böyle bir şey söz konusu değildi. Salgın döneminde 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi destek gönderdik.

    YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

    Şu anda parlamentoda bizim gücümüz Anayasa’yı değiştirmeye muktedir değil. Bu, ortak meselemiz, birlikte çözmemiz lazım. Eğer parlamentoda grubu olanlar, bu çağrımıza onlar da olumlu cevap verecek olurlarsa o zaman beraber, birlikte bu Anayasa’yı değiştirmeyi başarırız. Böylece tüm parlamento bu anayasa değişikliğini başarıyla gerçekleştirmiş oluruz. Bu çağrımı yaptım, yapıyorum, yapmaya devam edeceğim. Bu çünkü bizim ortak meselemiz, bunu da birlikte çözmemiz lazım.

    TÜRKİYE – IRAK KALKINMA YOLU PROJESİ

    Her şeyden önce Basra Körfezi’nden ve Körfez ülkelerini de aşarak Irak’tan geçmek suretiyle Türkiye üzerinden de Avrupa’ya gidecek olan bir koridor. Bu koridorun raylı sistem, otobanlar, bunlarla beraber altyapısı, üstyapısıyla, özellikle burada Körfez ülkelerinin bu işte çok çok kararlı olduğunu gördüm. Birleşik Arap Emirlikleri olsun, Katar olsun, Suudi Arabistan olsun, Irak, hepsi bu konuda çok çok kararlı. Hepsinden önemlisi biz de kararlıyız. Amerika’da bu kararlılığı gördüm, Almanya’da, Japonya’da, bunlarda da bu kararlılığı gördüm. Dolayısıyla atacağımız böyle bir adımla yeni bir dünyayı inşa etme fırsatını bulacağız.

    TAHIL KORİDORU

    Soçi ziyaretinde Sayın Putin ile Afrikalı kardeşlerimize yönelik ilk etapta 1 milyon ton tahılın sevkiyatını görüştük. Malum Karadeniz Koridoru’nda şu ana kadar 33 milyon ton Rusya’dan gelen tahıl var. Bunların yüzde 44’ü Avrupa’ya, yüzde 14’ü bize, bir o kadar Afrika ülkelerine ama yeterli değil. Afrika ülkelerine çok daha fazlası, özellikle en az gelişmiş Afrika ülkelerine bizim bu tahılı bizde una dönüştürerek göndermemiz hem insani hem vicdani görevimiz olacaktır. Sayın Putin ile geçen pazartesi günü yaptığımız görüşmede bunları konuştuk, görüştük ve süratle de yeniden bu tahıl koridorunu işletmeyi ve ‘1 milyon ton yetmez, bunu daha da arttırmanızı rica ediyorum.’ dedim. Biz telefon diplomasisiyle bu süreci işletmeyi ve bununla birlikte ‘Rusya olarak üzerimize düşen görevi yerine getirelim.’ dediler ve böylece vedalaştık.

    “ÖNEMLİ BİR NATO ÜLKESİYİZ”

    NATO’nun en eski üye ülkelerinden biriyiz. Yeni değiliz. İlk 5 ülke arasında yer alıyoruz. Bundan şu ana kadar taviz vermedik. Gücümüz NATO ülkeleri arasında da takdir görüyor. Biz aldığımız görevleri yerine getiren bir ülkeyiz. Bundan sonra da aynı şekilde görevi ifa etmeye devam edeceğiz

    TÜRKİYE’DEKİ MÜLTECİLER

    Ülkemizde 5 milyona yakın mülteci var. Mültecilere bakışımız çok farklı. Mültecilere ev sahipliğimizi sürdüreceğiz.  Bugüne kadar ne yaptıysak bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. 600 bine yakın Suriyeli gönüllü olarak ülkesine döndü.

    FAS VE LİBYA’DAKİ FELAKETLER

    Fas ve Libya’daki felekatler nedeniyle ekiplerimizi hazırladık. Fas’tan bir dönüş alamadık ama Libya’ya ekipler gitti.

    TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK ENFLASYON

    Şu anda küresel enflasyon tüm dünyayı tehdit eden bir durum. Bunun karşısında özellikle birinci derecede küresel enflasyonun egemen olduğu ülkelerin attığı, atacağı adımlar büyük önem arz ediyor. Aynı şekilde biz de bu enflasyonun şu anda bedelini ödedik, ödüyoruz. Fakat ekonomi ekibimiz bu konularda yoğun bir gayretin, çalışmanın içerisinde. Başarılı bir süreci yönetiyorlar ve bu başarılı süreçte, inanıyorum ki yıl sonu, bilemedin yılın başında bunu başaracağız ve buradan da gerekli olumlu neticeleri alacağız ve bununla birlikte 2024’e çok daha farklı bir şekilde gireceğiz.”

    “KATILIM SÜRECİNDE AB’NİN TAVRI DA BELİRLEYİCİ OLACAKTIR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “13. Concordia Yıllık Zirvesi” öncesi de  ABD’deki düşünce kuruluşu temsilcileriyle yuvarlak masa toplantısı yaptı

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Erdoğan toplantıda, Türkiye’nin Cumhuriyet’in ikinci asrına “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla hazırlandığına vurgu yaptı.

    Erdoğan, Türkiye’nin küresel ve bölgesel sorunların çözümüne katkı sağlamak; bölgesinde barış, istikrar ve refahın tesisi; uluslararası sistemin adaletsizliklerini giderme gibi amaçlarından söz etti.

    Rusya-Ukrayna savaşının adil bir barışla sonuçlanması için çaba sarf ettiklerini belirten Erdoğan, tüm çatışma alanlarında kalıcı barışın tesisi ve Türkiye’nin dostlarının sayısını artırma amaçlarıyla diplomasiye öncelik vermeye devam edileceğini söyledi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinin canlandırılması için açılan fırsat penceresine işaret etti ve bu konuda AB’nin tavrının belirleyici olacağını belirtti.

    Türkiye-ABD ilişkilerinin gelişmesinden duyulan memnuniyeti anlatan Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden’la iki ülke arasındaki meselelerde zaman zaman baş gösteren tıkanıklıkların çoğunun açıldığını, temasların pozitif gündemle artırılması kararının alındığını açıkladı.

    “ULUSLARARASI SİSTEMİN KURALLARA DAYALI VE ADİL BİR BİÇİMDE REFORMA TABİ TUTULMASI GEREKİYOR”

    PKK, FETÖ, DAEŞ başta olmak üzere tüm terör örgütleri ile ayrımsız mücadele ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine onurlu geri dönüşleri gibi konularda uluslararası dayanışmanın artırılması gerekliliğini söyleyen Erdoğan, uluslararası sistemin kurallara dayalı ve adil bir biçimde reforma tabi tutulması gereğinin altını özellikle çizdi.

    Erdoğan, son zamanlarda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere birçok ismin bu anlayışı ortaya koyan söylemlerini hatırlattı ve bunun “Dünya Beşten Büyüktür” tespitinin teyidi anlamına geldiğini söyledi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanlığı, ırkçılık ve kutsallara yönelik saldırıların arttığını da anlattı ve bunlara ifade özgürlüğü gerekçesiyle göz yumulmasının oluşturduğu büyük tehlikeyi de gözler önüne sererek, herkesi bu çirkin olaylara tepki göstermeye çağırdı.

  • “Rakamlar, grafikler ortada, aldattı”

    “Rakamlar, grafikler ortada, aldattı”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında hükümetin ilk 100 gününü değerlendirdi. Babacan, şunları söyledi:

    “PEK ÇOK VAAT BEYANNAME SAYFALARINDA HALA HAYATA GEÇİRİLMEYİ BEKLİYOR: Ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlenenlerin ilk 100 günü geçen hafta doldu. Biliyorsunuz demokrasilerde ilk 100 gün önemlidir. O ilk 100 gün o iktidarın neleri başarabileceğini göstermesinin yanında ileride neler yapabileceğinin yanında bir bakıma istikametini çizer. Seçimlerden hemen sonra yaptığı açıklamalarda ‘milletimiz, bize demokratik denetim görevini vermiştir’ demiştim. Biz DEVA Partisi’ni kurduğumuz ilk günden bu yana farklı bir siyaset anlayışını ortaya koyduk sadece yanlışları eleştirmedik her alanda hazırladığımız eylem planlarıyla ülkenin tüm sorunlarıyla ilgili ilk 90 günde ilk 5 yılda neler yapılması gerektiğini ilan ettik. Bu adımların hepsini madde madde takvimlendirdik her adımın bütçesini hesap ettik. İktidarın, seçimden önce açıkladığı seçim beyannamesindeki taahhütlerin çoğu herhangi bir takvime bağlanmış değil. Biz hazırlıklarımızda her şeyin takvimini verdik. İktidar seçim beyannamesinde hangi adımı ne zaman atacağına ilişkin detay vermemiş. Aynı ‘sarı çizmeli Mehmet Ağa bir gün öder hesabı’ gibi. Pek çok vaat beyanname sayfalarında hala hayata geçirilmeyi bekliyor.

    KUR KORUMALI MEVDUATIN BÜYÜKLÜĞÜ YAKLAŞIK 125 MİLLYAR DOLARA ULAŞTI: Merkez Bankası’na yapılan kadro değişiklikleri olumlu yönde atılmış bir adımdır. Kabine üyelerinde bazılarıyla ilgili de bizim değerlendirmelerimiz olumludur. Sadece üst düzeyde yapılan birkaç atama yeterli değildir. Seçimden sonra Kur Korumalı Mevduat için kur farklarının tamamı Merkez Bankası’na ödettirilmeye başlandı. Merkez Bankası bunu ödeyebilmek için harıl harıl para basıyor. KKM bu hesapların kur farkları üretilen enflasyon yoluyla tüm milletin cebinden alınıyor. Para basıldığında ülkede enflasyon artıyor, herkesin cebinden alınıyor bankada parası olanın hesabına ekleniyor, özeti bu. Bu ödenen kur farkı tutarı hala gizleniyor. Kur Korumalı Mevduatın büyüklüğü yaklaşık 125 millyar dolara ulaştı. Bu kadar büyük bir rakamla ilgili siz gerçekleri niye gizliyorsunuz.

    KUR KORUMALI MEVDUAT İLE İLGİLİ VARSAYIMINIZ NEDİR: Cumhurbaşkanı’nın ifadelerine göre 6 Şubat depremlerinin maliyeti ülke ekonomisine 104 milyar dolar. Son dönemde vergi artışlarına gerekçe olarak deprem gösteriliyor. Evet deprem asrın doğal felaketi olabilir ama bu 125 milyar dolarlık Kur Korumalı Mevduat da asrın ekonomik felaketidir. Bu felaket de bizzat sayın Erdoğan tarafından bu memleketin başına getirilmiştir. Kur Korumalı Mevduat ile ilgili varsayımınız nedir? Kur Korumalı Mevduata karşılıksız basılacak para ne kadar olacaktır?  Bunları bilmek istiyoruz. Orta Vadeli Program’da bunlardan bahsedilmemiş. Buradan ekonomi yönetimine sesleniyorum, rasyonel politikalara dönem konusunda samimiyseniz önce şeffaf olun, kimseyi aldatmayın çünkü doğru hesaptan kaçmaz.

    ŞEFFAFLIK, GÜVEN DİYORSANIZ TÜİK YÖNETİMİNİ TAMAMEN DEĞİŞTİRİN: Seçimden evvel bana ekonomiyi sorduklarında en çok hangi kelimeyi açıklamıştım hatırlıyor musunuz? Güven. Hala aynı noktadayım. Sayın Erdoğan zamanında benim yakın çalıştığım bazı ekonomi kurmaylarını iş başına getirerek 2015’ten beri kendi yarattığı güven bunalımını çözebileceğini düşünüyor. Bu güven bunalımı bir iki atamayla düzelmez. Oysa enflasyonu doğru ve gerçekçi hesaplamasını beklediğimiz kurumla TÜİK’le alakalı tek bir adım atıldı mı, görev değişikliği yapıldı mı? Son bir ayda enflasyonu biraz yüksek açıkladı diye herkes diyor ki ‘acaba TÜİK bundan sonra değişecek mi? Yalana alışanı geri döndüremezsiniz… Eğer şeffaflık diyorsanız, rasyonalite diyorsanız, güven diyorsanız TÜİK yönetimini tamamen değiştirin. Etkin ve bağımsız bir yönetim yapısı oluşturun. Yeniden kredibilite kazanana kadar TÜİK’in mutlaka dış denetime tabi tutulması lazım. Sayın Erdoğan seçimlerden hemen sonra zam üstüne zam yağdırdı vergi üstüne vergi ekledi. Müjde vatandaşlara yaptığı maaş artışları hızla eriyip buharlaşıp gidiyor. Bu ilk 100 günde yoksulluk daha da arttı. Kapı kapı borç dilenmeye devam ediliyor. Seçimden önce kuru düşük gösterdiler seçimden sonra patlattılar dolar rakamları mayıs sonunda 20 lira bugün 27 liraya çıkmış. Aynı şey benzin ve mazot fiyatları için de geçerli. Seçim için sandığa giderken çiftçi mazota 20 lira ödüyordu bugün 40 lira ödüyor. Bir başka örnek faiz. ‘Bu kardeşiniz iş başında oldukça faiz yükselemez’ dedi. Seçimden hemen sonra da Merkez Bankası üç ayda üç kez faiz arttırdı… Merkez Bankası ve hükümete buradan çağrı yapıyorum, tüketici kredisiymiş, şuymuş buymuş bunları anlıyorum ama ihracat reaksiyon kredisinde kısıtlama yapmayın.

    BÜROKRATLARA DA BİR HELALLEŞME, ÖZÜR BORCUNUZ VAR:Hükümetinizin ilk üç ayında Merkez Bankası tam üç kez faiz arttırdı. Söyleyecek hiçbir sözünüz yok mu? Sayın Erdoğan bu millete bir açıklama borcunuz var. Faizin tek haneli olduğu dönemdeki bürokratlara da bir özür borcunuz var. Bir helalleşme borcunuz var. Her konuda konuşuyorsunuz faiz konusunda niye 100 gündür susuyorsunuz. Rakamlar, grafiklerle ortada, aldattı. Seçimi kazandı ama helalinden kazanmadı. Seçimden önce, ‘Vatandaşlarımız müsterih olsun, enflasyonu yine tek haneye indireceğiz’ diyen Sayın Erdoğan, bu yıl sonu için enflasyon öngörüsünü önce yüzde 58’e, yeni açıklanan Orta Vadeli Program’da ise yüzde 65’e çıkardı. Bu arada, yüzde 65 rakamının da gerçekler karşısında iyimser kaldığını, piyasa beklentisinin yüzde 70-75 aralığına çıktığını hatırlatalım. 5 yıldır enflasyonun tek haneye ineceğini yüzleri kızarmadan tekrar edenler, şimdi kağıt üstünde bile ancak 2026’da tek haneli enflasyon öngörüyorlar. Unutmayalım, OVP’de tek haneli enflasyon için koydukları hedef ta 2026’nın sonu. Ölme eşeğim ölme. Yerel seçimlere giderken bunları yapanlar, yerel seçim sonrası için daha ne sürprizler hazırlıyor kim bilir? İlk 100 gün böyle işte. Şu anda Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en önemli sorun enflasyondur. Sayın Erdoğan artık enflasyonla yönetmeye alıştı. Merkez Bankası’nın kontrolünü eline geçirdiği andan itibaren Türkiye’de enflasyon yükselmeye başladı ve bir türlü düşmüyor. Düşmeyecek de… Orta Vadeli Program’da, kur ile enflasyon arasında, büyüme ile enflasyon arasında ve diğer önemli makro iç hedef, tahmin ve çalışma varsayımlarında içsel tutarlılık göremiyoruz.

    EMEKLİLER, MEMURA ZAM NİYETLERİ: İlk 100 günde buna karşı ne yapacaksınız diye sorulduğunda, 2021 yılında çıkarılan bir tasarruf genelgesinden bahsettiler. Ha bu genelgeye uyuluyor mu, uyulmuyor mu? Tasarruf yapıldı mı, yapılıyor mu? Hiçbirini bilmiyoruz. Çünkü açıklamıyorlar. Çıplak gözle gördüğümüz kadarıyla kamuda israf tam gaz devam ediyor. Lüksten de şatafattan da vazgeçilmiyor. Koskoca Türkiye’nin maliye politikası tamamıyla vergi ve zamlara dayanmış durumda. Bu uygulamaların bedelini yine, her zamanki gibi çalışan nüfus ve geniş halk kesimleri ödüyor, ödeyecek. Gerçek enflasyonu geçtim, kendi öngördükleri iyimser orana göre bile memura, emekliye zam yapmaya niyetleri yok. Bu hak mı? Reva mı? Böyle mi olacaktı Türkiye Yüzyılı’nın ilk yönetimi? Üzülerek söylüyorum ki ilk 100 gün, bu iktidarın çalışanları da emeklileri de korumadığını gösteriyor.

    YENİ ANAYASA: Geçen hafta Sayın Erdoğan yeni anayasadan söz etti. Uzun zamandır dillendiriyor. İyi de mevcut anayasaya uymayan, kanunları tanımayan, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan bir iktidar; yeni anayasa yapsa ne olur, yapmasa ne olur? Zaten kendini hukukla, kuralla bağlı hissetmiyorken yeni kurallar getirse ne olur? Hâlâ AİHM kararlarına uyulmuyor. Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmuyor. Hükümet seçimlerden evvel kamuda işe alımlarda mülakatları kaldıracağını söylemişti. Ne oldu? Kaldırmadı. Bugün mülakat uygulamasıyla beraber haksızlıkların, kayırmacılığın devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Gerçekten üzülüyorum. Tertemiz gençlerimizin hakkı yeniyor. Bu düzene son vermek hakkın tesliminin gereğidir. İlk 100 günde kadına yönelik şiddetle ilgili veya kadın istihdamıyla ilgili önemli bir adım görmedik. Sürekli olarak kadın meselelerinde ülkeyi geriye götürebilecek adımların tedirginliği yaşanmakta. Çevre konusunda yapılanlar, yapılabileceklerin yanında çok çok zayıf kaldı. Sağlıkta mevcut sorunlar devam ederken, bazı hastanelerde ve branşlarda randevu kuyruklarının gittikçe uzadığını görüyoruz. Türkiye’nin en iyi dönemlerinde çok sık vurgu yaptığım iki konu eğitim ve hukuk. Dünyada eğitim sistemlerinin sorgulandığı, yeni arayışlar içine girildiği bir zamandan geçiyoruz. İktidar biliyorsunuz seçimden evvel gençlere çok güzel bir vaat verdi. ‘Bir defaya mahsus gençlere cep telefonu ve bilgisayar alımlarında vergi muafiyeti sağlanacak’ dediler. Sonra baktık, muafiyet sağlanan ürünlerle ilgili kısıtlamalar getirildi. Gençlerimizin tercih özgürlüğü yok.

    ÇİFTÇİNİN KULLANDIĞI MAZOTA ZAM: Seçimlerden önce mazotun litre fiyatı 20 lira iken bugün itibarıyla 40 liranın üzerinde. Bu ne demek biliyor musunuz? 100 günde yüzde 100’den fazla artış demek. Mazot yüzde 100 arttı, hükümet mısırın fiyatını sadece yüzde 5 artırdı. 5,70’den 6 liraya çıkardı. TMO’da randevu kuyruğu olduğu için çiftçimiz piyasada mısırı 5 liraya satmak zorunda kalıyor. Buradan iktidara derhal yapması gerekenleri söylüyorum, çiftçinin kullandığı mazotun ÖTV’sini iade edin. Çiftçiye elektriği, normal tarifeden değil, daha ucuza verin. Kredilerin geri ödenme zamanını ürün hasat dönemine göre belirleyin. Tarımsal mikro kredilerde KGF uygulaması yaygınlaştırılsın. Tarımsal desteği çiftçimize önceden açıklayın. Ödemesini de aynı yıl içinde yapın. Çiftçiye ‘Sen yeter ki üret’ diyorsanız, üretim maliyetleri, alım fiyatları ve dünya fiyatları arasında çiftçiyi zarar ettirmeyecek şekilde bir denge kurmak lazım. Tüm bunları yapın, sonra marketlerdeki, pazardaki fiyatları görün. Asıl gıda enflasyonuyla mücadele budur. Maliyetleri aşağı çekeceksiniz ki, hem çiftçinin yüzü gülsün, hem de vatandaş gıda ürünlerini daha ucuza alabilsin.

    “ARKADAŞLARA TAVSİYEM DOĞRULARIN MÜCADELELERİNİ VERMELERİ”

    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın kıdem tazminatının fona devriyle ilgili açıklamasına ilişkin “Kıdem tazminatından yararlanabilen vatandaşlarımız oluyor ama yararlanamayanların da sayısı oldukça yüksek. Hükümet sendikalar aynı zamanda sendikasız çalışanlarında temsilcileriyle beraber bu konunun ele alınması gerekiyor. Çalışanın hakkını korumayı gözeten bir yaklaşım söz konusu olursa karşılıklı bir anlayışla bu sorunun çözülebileceğine inanıyorum. Kıdem tazminatı fonu da eskiden beri tartışılan bir kavram. Burada önemli olan sosyal tarafların mutakabat arayışı, yoksa teknik çözüm çok” dedi.

    Babacan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikalarına ilişkin tutumuna ise “Benim arkadaşlara tavsiyem. Doğru noktada durmaları doğruların mücadelesini vermeleri, yanlışlara itiraz etmeleri, yanlışların içinde de asla olmamaları” değerlendirmesini yaptı.

    Babacan, “Seçimden önce yaptığınız bir konuşmayı izlettiniz. ‘Erdoğan’ın gelmesi zam yağmuru gelmesi demektir’ diyordunuz. Bugün basın toplantısının başında da Merkez Bankası’nda yapılan kadro değişikliklerinin olumlu yönde atılan atımlar olduğunu söylediniz. Sizce de bunlar biraz çelişmiyor mu? Tam da o zam yağmurunu yaratan kadrolar o olumlu yönde atanan kadrolar değil mi sizce de? Ya da Merkez Bankası’na atanan Hafize Gaye Erkan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bağımsız bir adım atabileceğini düşünüyor musunuz” sorusuna şöyle yanıt verdi:

    “YENİ KADRO, ESKİ KADROYA GÖRE DAHA YETKİN BİR KADRO”

    “Yeni kadroların yetkinliğidir. Biz şuna bakıyoruz. Gidenlere ve gelenlere bakıyoruz. Eğer gelenler gidenlerden yetenek ve bilgi birikimi olarak bir tık daha iyiyse bu olumlu bir değişme, diyoruz. Biz daha farklı, bambaşka bir kadroyu oraya koyardık, onu da söyleyeyim. Ama yeni kadro, eski kadroya göre daha yetkin bir kadro göreli olarak. Çok daha iyisi olabilirdi, o ayrı. Zamlara Merkez Bankası karar vermiyor. Zamlara bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan karar veriyor. Hiç kimse bu ülkede bir akaryakıt fiyatını, vergi artışının Cumhurbaşkanı’ndan habersiz olabileceğini düşünmesin. Dolayısıyla Merkez Bankası zam yapmıyor, zammı yapan Cumhurbaşkanı. Ya kendi yapıyor bizzat ya da kendi bilgisi dahilinde yapılıyor.

    “‘MERKEZ BANKASI BAŞKANI 5 YILLIĞINA ATANIR VE CUMHURBAŞKANI BİLE GÖREVDEN ALAMAZ’ DİYE BİR KANUN DÜZENLEMESİ OLURSA BİZ MERKEZ BANKASI’NIN GERÇEKTEN BAĞIMSIZ OLDUĞUNA İNANIRIZ”

    Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ancak ‘Merkez Bankası Başkanı 5 yıllığına atanır ve Cumhurbaşkanı bile görevden alamaz’ diye bir kanun düzenlemesi olursa biz Merkez Bankası’nın gerçekten bağımsız olduğuna inanırız. Aksi halde, her an tek bir imzayla görevden alınabileceğini bilen bir Merkez Bankası Başkanı, Para Politikası Kurulu üyeleri asla bağımsız çalışamaz. TCMB, TÜİK, BDDK olsun bu kurumların da 5 yıllığına görevlendirilen ve görevlendirildikten sonra tek bir imzayla asla görevden alınamayan bir yapıya kavuşturulduktan sonra ancak bağımsız olur. Başka türlü bağımsızlıktan bahsetmek mümkün olmaz.”

  • “Bu Anayasa perileri niçin geliyor?”

    “Bu Anayasa perileri niçin geliyor?”

    SP Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan; “12 Eylül darbesinin ardından darbeciler, antidemokratik uygulamalarla ülkeyi kontrol edebilmek için askerin ‘sorgulanamaz’ kararları ile 1982 anayasasını hazırlatmıştı. Malumunuz yeni anayasa sürecini, askerî yönetimin belirlediği ‘Danışma Meclisi’ yürütmüştü. Anayasanın oylanacağı referandum birtakım yasakların gölgesinde gerçekleştirilmiş süreçte aleyhte konuşmak yasaklanmıştı. Anayasa 7 Kasım 1982’de halk oyuna sunuldu. Postal sesleri, özgürlük ortamını bastırmış, Kenan Evren de cumhurbaşkanı olmuştu. Böylece o günün muktedirleri de kendi iktidarları için ‘sınırsız’ bir yetki elde etmişlerdi. Yıllar içinde Türkiye 12 Eylül’ün antidemokratik uygulamaları ile yüzleşti. Ve 1982 Anayasası 23 kez değiştirildi. Buranın altını çiziyorum 23 kez değiştirildi. Bu 23 değişimin 12’si AK Parti döneminde oldu. 177 maddelik anayasanın 30’u aynı maddelerde olmak üzere toplam 134 hükmünde değişikliğe imza attı. Ve 2017’de bir yönetim sistemi değişikliğine gidildi. Şimdi iktidar yeniden, başka hiçbir derdimiz yokmuş gibi, yeni anayasa tartışmasını başlattı. Sihirli bir ses onlara ‘Anayasayı değiştirin’ diyor. Peki bu arkadaşlarımıza bu anayasa perileri niçin geliyor? Bu memleketin esas meselelerin konuşulmasını istemiyorlar. Bu milletin esas sorunların konuşulmasını istemiyorlar. Devleti değil algıyı yönetmek istiyorlar” dedi. Tartışmaları ortaya çıkaranların hedefinde kamplaştırma politikası olduğunu belirten Arıkan; “Bu oyunun kuralı çok basit arkadaşlar. Anayasa tartışmaları ile insanlar kamplaştır. Kim daha demokrat, kim darbeci bunları belirle. Kendini vatanperver ilan et, ötekileri vatan haini. Sonra? Ne ekonomi konuşulsun, ne iç güvenlik konuşulsun, ne de dış politika. Şimdi ben biliyorum, bazı yandaş arkadaşlar hemen bu bölümleri kesecek ve şöyle bir süslü başlık ile medyaya girecek ‘Yeni Anayasa’ya Karşılar’. Yahu arkadaşlar şunu anlayın artık; biz sizin keyfi uygulamalarınıza karşıyız. Sizin bu keskin dilinize karşıyız. Mesele bundan ibaret” şeklinde konuştu.
    Mahmut Arıkan konuşmasını; “Şuna buradan bir açıklık getirmek istiyorum. Biz Yeni Sivil Anayasa’ya karşı olamayız. Elbette bu metin sivilleşmeli, Türkiye’mize yakışır bir mutabakat metni olmalıdır. Memlekette adaleti, hukukun üstünlüğünü ve özgürlüğü temin etmelidir. Ancak şu anda belirsiz, tartışmalı zeminleri terk edip, teşkilat çalışmalarımıza odaklanmak için en doğru andayız. Şimdi geçmişe bakıp, inancımıza sarılıp; bu umutsuzluk ikliminden Türkiye’yi çıkarmak Saadet Partisi teşkilatlarının görevidir. Bu durumda iş yine haziruna, bize, teşkilatlarımıza düşmektedir” şeklinde sürdürdü.
    Saadet Partisi Yahyalı ilçe kongresinde İbiş Demirci seçilerek güven tazeledi.

  • Yalçın Topçu görevine devam ediyor

    Yalçın Topçu görevine devam ediyor

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, son günlerde bazı basın yayın organlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanları ile yollarını ayırdığı ve bunlar içerisinde kendisinin de olduğu yönündeki haberlerle ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu.
    Topçu, şunları kaydetti:
    “Son günlerde bazı malum basın yayın organlarında yer alan ve ısrarla sürdürülmeye çalışılan şahsım ile ilgili görevden alındı iddiası kast-ı mahsus olup doğru değildir. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak görevime devam ediyorum.”

  • “2024’e doğru Diyar Diyar Anadolu”

    “2024’e doğru Diyar Diyar Anadolu”

    MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın da katıldığı MHP Balıkesir İl Kongresi yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Kongre Divan Başkanlığı’nın belirlenmesiyle başlayan kongrede daha sonra parti yönetimi oy birliği ile aklandı. Yeni dönemde MHP İl Başkanı olarak Niyazi Tunç ve ekibi seçilirken, 2024 yılında yapılacak yerel seçimlerin önemine değinildi. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman kongrede yaptığı konuşmada 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın başarısının devam etmesi için gece gündüz çalışacaklarını söyledi.
    Kongreye, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın yanı sıra MHP Milletvekili Ekrem Gökay Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Mehmet Birol Şahin, Altıeylül Belediye Başkan Vekili Feyyaz Çiftçi ile 20 ilçeden gelen delegeler ve partililer katıldı.
    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından MHP İl yönetiminin aklandığı kongrede siyasi konuşmalara geçildi. Kürsüye ilk olarak gelen MHP Balıkesir Milletvekili Ekrem Gökay Yüksel, 2024 yılında yapılacak yerel seçimlerin önemine değindi. Yüksel yerel seçimlerde Cumhur İttifakı’nın yine başarılı olacağına vurgu yaparak tüm teşkilatların gece gündüz demeden çalışmaları gerektiğini hatırlattı.

    Tunç: “Tarihi sorumluluklarımız var”

    MHP Balıkesir İl Kongresine tek aday olarak giden Niyazi Tunç ise konuşmasında 20 ilçe kongresini tamamladıklarını belirterek 2024 seçimlerine hazırlıkların başlatıldığını dile getirdi. Tunç, “Merhum İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy, “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” diyerek birlik ve beraberliğin önemini ortaya koyuyor. Kuvayi Milliye Şehri Balıkesir’imizde zafer parolamız işte budur! Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Aşılmaz sanılan engelleri birlikte aşacağız, olmaz denileni Allah’ın izniyle olduracağız. Asla inancımızı kaybetmeyeceğiz, asla ümitsiz olmayacağız, asla yılanlardan, yorulanlardan, dönenlerden olmayacağız. Bizim bir ülkücü olarak hem şanlı tarihimize, hem mukaddes davamıza, hem Liderimize hem de ülkemize karşı tarihi sorumluluklarımız var” ifadelerini kullandı.

    Büyükataman: “Milliyetçi Hareket Partisi 54 yıldır milliyetçiliğin ana damarı olmuştur”

    Kongreye katılan MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman ise konuşmasında yerel seçimlerin önemine dikkat çekti. Büyükataman şunları kaydetti:
    “Milliyetçi Hareket Partisi 9 Şubat 1969’da Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in önderliğinde başlayan yolculuğunu tam 54 yıldır milliyetçiliğin tek damarı ve Türk milliyetçilerinin tek çatısı olarak siyaset sahnesinde sürdürmektedir. Yarım asrı geçen bu sürede Türk milliyetçileri zorlu imtihanlardan geçmiş, fırtınalı yılların seçim şartlarına karşı şanlı mücadeleler vererek bugünlere ulaşmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi ömrünü büyük Türk milletine adayan, ülkemizin bekası için yeri geldiğinde şehadeti göze alan Türk Devleti’nin varlığını ebediyete kadar sürdürmesi için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır, ilkeli dava insanlarının kutlu ocağı olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ümitsizliği yok eden bir inancı, eskimeyen bir heyecanı, bozulmayan bir duruyu temsil ediyor ve bundan gurur duyuyoruz. Bundan sonra da Büyük Türkiye hedeflerimizden bir an bile vaz geçmeden Türk milletine duyduğumuz eşsiz sevgi ve emsalsiz bağlılıkla mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.

    “MHP Türkiye’nin bekasına yönelik tehditlere karşı mukavemetin yıkılmaz kalesidir”

    Milliyetçi Hareket Partisi gönül köprüleri kurmaya devam edecektir. Ayrışmaya ve bozgunculuğa geçit vermeden şanlı mazimize yakışan bir şekilde kongre sürecini tamamlayacaktır. Yakın geçmişte şahit olduğumuz gibi aramıza fitne tohumları ekerek, surlarımızda gedik açmaya çalışanlar mutlaka olacaktır. Balıkesir kutlu davamıza ihanet edip satanlara karşı dün nasıl dimdik durduysa inanıyorum ki bundan sonra da öyle duracak ve zilletin ipiyle karanlık kuyulara inenlere hadlerini bildirmeye devam edecektir. Türk milletine hasımlık besleyen bu çevrelerin Milliyetçi Hareket Partisi üzerinden kirli hesaplar yapması tabi ki asla tesadüfi değildir. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin bizatihi kendisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz savunucusudur. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin bekasına yönelik tehditlere karşı milli mukavemetin yıkılmayan ve yıkılmayacak kalesidir. Milliyetçi Hareket Partisi hiçbir zaman ihanete geçit, ayrışmaya izin vermeyecek, birliği ve kardeşliğiyle fitne çarkının mutlaka dişlerini kıracaktır.

    “Zillet İttifakının yönetiminde hizmetten yoksun kalan şehirler kurtarılmalıdır”

    Türk milleti 14 ve 28 Mayıs’ta seçimini Cumhur İttifakından yana yapmış, geleceğine hamd olsun sahip çıkmıştır. Seçimlerden sonra Altılı Masanın kavgalarının iyice ayyuka çıkması milletimizin kararının ne derece doğru olduğunu göstermiştir. Zillet ittifakı ortakları bugün kendileri bile “Allah memleketi bizden korumuş” diyerek içinde bulundukları durumu itiraf etmektedirler. Zillet ittifakının ülkemize ve milletimize faydası yoktur ve bundan sonra da olmayacağı açıkça ortadadır. Ancak ne yazık ki 2019 seçimlerinden bu yana başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere muhalefetin elinde bulunan birçok belediye yönetim krizi içerisindedir. Zilletin gölgesi altındaki belediyelerin beceriksizliklerinden dolayı çok sayıda ilimiz altyapı yetersizliğinin pençesinde kıvranmakta, kaynakların doğru kullanılmaması sebebiyle hak ettiği yatırımı alamamakta, en hafif doğa olaylarının afete dönüşmesiyle yaşanabilir bir kenet olmaktan ne yazık ki bu illerimiz çıkmaktadır. CHP ve HDP başta olmak üzere zillet ittifakının yönetiminde hizmetten yoksun kalan şehirlerimiz bir an önce milli iradenin kararıyla kurtarılmalıdır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi “Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine seri ve selametle vasıl olabilmenin stratejik formülü merkezden yerele tek yürek olmuş Türkiye’nin oluşmasına ve ortayı çıkmasına bağlıdır.” Kaybedecek zamanımız yoktur. 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler seçimlerinde yüksek bir başarıya ulaşmak ve zilletin ipini tamamen silip atmak için hiç durmadan hep beraber çalışmak zorundayız. Cumhur İttifakı olarak büyük bir heyecan ve uyum içerisinde iş birliğimizi sürdürecek, vatandaşlarımızı merkezi yönetimle uyumlu, üretken belediyeciliğe Allah’ın izniyle kavuşturacağız. İnanıyorum ki Büyük Türk Milleti 14 ve 28 Mayıs’ta verdiği kararının bir kez daha arkasında duracak, zillet belediyeciliğine son verecektir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak yerelde iktidar, ülkede istikrar anlayışıyla Mahalli İdareler Seçiminde Cumhur’un zaferi için var gücümüzle çalışacak., bir an bile kimsenin kuşkusu olmasın ki durmayacağız.

    “2024’e doğru Diyar Diyar Anadolu”

    Bu anlamda Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin talimatları çerçevesinde 2024’e Doğru Diyar Diyar Anadolu temasıyla yerel seçimlere hazırlık sürecini başlattık. Allah’ın izniyle 31 Mart 2024’de yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerinde şehirlerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılına yakışır hizmet anlayışına Cumhur İttifakı’nın zaferiyle ulaşacaktır.”

    Yeni yönetim

    MHP İl Kongresinde yapılan konuşmaların ardından seçimlere geçildi. Tek liste ile gidilen seçimlerde Niyazi Tunç başkanlığındaki yönetimde şu isimler yer aldı:
    “Yönetim Kurulu: Erdal Çalt, Halil Görmen, Halil Şen, Ceyda Yırcalı, Muharrem Kurthan, Mehmet Başkurt, İlker Kelemençe, Ersan Özmen, Ahmet Çakır Kutluhan Çiftçi, Kadir Işıktaş, Ufuk Kuvetli, Adil Filiz, Kağan Fazıl, Nazım Sarıçalı, Keskin Gezen, İrfan Bilgen, Hüseyin Kılıç, Recep Aslan, Nevzat Ertürk, Kazım Gültekin, Osman Köse, Burak Arslan, Harun Özbay.
    Disiplin Kurulu: Mesut Sabah, Adnan Demirtaş, Cavit Kocakuşak, Canip Karanalp, Emrah İpek, Sinan Filiz, Süleyman Baydar.
    Üst Kurul Delegeleri: Niyazi Tunç, Mustafa Bilsem, Alper Okçelik, Bekir Bozkurt, Mehmet Sıray, Muammer Birdar, Sadettin Kul, Ahmet Davran, Ergün Okurlar, Gökhan Selcan, Kağan Çoban, Fatih Aydın, Özcan Akbaba, Yakup Macan, Halil Görmen, Nazmi Taşkın.”

  • İzmir kongresinin ardından Kılıçdaroğlu’ndan talimat

    İzmir kongresinin ardından Kılıçdaroğlu’ndan talimat

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de yapılan kongrede yaşananların araştırılması için talimat verdi.

    NE OLMUŞTU?

    CHP İzmir İl Kongresinde divana 152 il delegesi tarafından “blok liste” önergesi verildi. CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP Çiğli eski ilçe başkanı Mert Özcan ve bazı delegeler sahneye çıkarak, blok listeye itiraz etti.

    Blok liste isteyen delegeler, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP il başkanı Şenol Aslanoğlu’nun üzerine yürüdü. Polisin araya girmesi ile Divan Başkanı kongreye 20 dakika ara verirken Soyer ve Aslanoğlu kongre salonundan polis eşliğinde çıkartıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 gün sürecek yoğun New York mesaisine başladı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı’nda Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Sedat Önal, Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ile New York Başkonsolosu Reyhan Özgür karşıladı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve bazı yetkililer de ABD’ye geldi.

    TÜRKEVİ ÖNÜNDE VATANDAŞLARDAN KARŞILAMA

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta bulunan Türkevi’ne geldi. Erdoğan, Türkevi’nin önünde çok sayıda vatandaş ve basın mensubu tarafından karşılandı.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN NEW YORK PRGRAMI

    Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurul’una hitap edecek olan Erdoğan’ın, göçmenler, iklim değişikliği ve terörizmle mücadele gibi konularda mesajlar vermesi bekleniyor.

    BM’nin yapısında değişiklik yapılmasına yönelik “Dünya 5’ten büyüktür” ifadesini de tekrarlayacağı değerlendiriliyor.

    Erdoğan, New York programı kapsamında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve iş insanı Elon Musk gibi bir dizi isimle ikili görüşmeler gerçekleştirecek. Ayrıca yatırımcılarla bir araya gelecek.

    Cezayir ve Polonya cumhurbaşkanı ile görüşecek olan Erdoğan, İtalya, İsrail ve Yunanistan başbakanlarını da kabul edecek, Erdoğan’ın, ABD Başkanı Joe Biden’ın liderler onuruna vereceği resepsiyona da katılacak.

  • “CHP değişirse Türkiye değişir”

    “CHP değişirse Türkiye değişir”

    İestanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in Kurultay’da CHP Genel Başkanlığına aday olacağını açıklamasının ardından, “CHP değişirse Türkiye değişir. Türkiye’nin değişimi için yola çıkan Özgür Özel’e ve yol arkadaşlarına başarılar diliyorum. Değişimin Yüzyılı. Yüzyılın Değişimi” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in Kurultay’da CHP Genel Başkanlığına aday olaçağını duyurmasının ardından Özel’e desteğini açıkladı. İmamoğlu’nun bugün X (Twitter) hesabından yaptığı açıklama şöyle:

    “CHP değişirse Türkiye değişir. Türkiye’nin değişimi için yola çıkan Özgür Özel’e ve yol arkadaşlarına başarılar diliyorum. Değişimin Yüzyılı. Yüzyılın Değişimi.”

  • Bakan Tunç’tan Sivas Davası açıklaması

    Bakan Tunç’tan Sivas Davası açıklaması

    Bir dizi ziyaret için Zonguldak’a gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, zamanaşımına uğrayan Sivas Davası’na ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
    Bakan Tunç, Kılıçdaroğlu’nun zaman aşımıyla ilgili sözlerine tepki gösterdi. Bakan Tunç, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamaların bir kere kabul etmek aslında bu çirkin bir açıklama. Ben de takip ettik. Sivas davasında firari üç sanığın davasının zaman aşımı nedeniyle sürenin dolmuş olması nedeniyle mahkeme kararını eleştirerek burada Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘Siz suç ortağısınız’ diyerek bir beyanatta bulunuyor. Bu beyanat gerçekten çok çirkin bir beyanat. Bir kere 1993 yılında meydana gelen elim olaylar sonrasında Sivas Davası süreci başladı. Sivas Davası’nda tutuklanan, gözaltına alınıp tutuklanan sanıklarla ilgili yargılama süreçleri o dönemde başladı, devam etti ve mahkumiyetler verildi. Şu anda o sanıklar ana davanın hükümlüleri cezalarını cezaevlerinde çekmeye devam ediyor. Firari üç sanıkla ilgili yargılama süreci gerçekleştirilememişti.

    Firari sanıklar yakalanamamıştı. Kırmızı bülten çıkarılarak uluslararası düzeyde aranmaları sağlandı. Bu da sonuç vermedi. Yurt dışına kaçtıkları tespit edildi. Ve bu anlamda 30 yıllık zaman aşımı süresi dolduğunda ki o günkü kanuna tabi oldukları için yargının böyle bur kararı söz konusu oldu. Ki bu tür davalarda özellikle insanlığa işlenen suçlar bakımından zamanaşımını kaldıran iktidarız biz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde oldu. Türk Ceza Kanunu bu anlamda değişti. Ama olayın meydana geldiği tarihte bu hüküm yoktu. Dolayısıyla suçun işlendiği tarihteki ilgili hüküm dikkate alındığı için sanıklar uluslararası kırmızı bültenle arandığı halde yakalanamayıp Türkiye’ye getirilemediği için zamanaşımı süresi doldu. Mahkeme de zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verdi. Bunu Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirmek ve bu davayı bitirdiniz şeklinde suç ortağısınız demek bir kere çok çirkin bir davranış. Ne hukuki ne ahlaki, bu beyanatları sahibine iade ediyoruz” dedi.
    İspanya’da yakalanan Muhammet Yakut’un Türkiye’ye getirilmesi ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yılmaz Tunç, “Onunla ilgili süreçler kendi mecrasında devam ediyor. Zaten kırmızı bülten talepleri tüm bu çerçeve içinde takip edilen işlemler. Sonuçlandığında bilgi verilecektir” diye konuştu.

    “Maden faciasında adli ve idari soruşturma açıldı”

    TTK Armutçuk Müessesesinde meydana gelen maden faciasına ilişkin konuşan Bakan Yılmaz Tunç, “Zonguldak’ta bir maden kazası gerçekleşti. Bir madencimizi kaybettik. Ramazan Yıldırım kardeşimiz vefat etti. Ben buradan vefat eden kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm madenci kardeşlerimize ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Madencilerimizin çalışma şartları, sosyal hakları, çalışma ve emeklilik şartları ile ilgili düzenlemeler madencilerimizin lehine idi. Maalesef Zonguldak’ta bu tür kazalar zaman zaman meydana geliyor. Bu kazaların meydana gelmemesi ile ilgili alınması gereken tedbirler noktasında hassas olduğumuzu belirtmek istiyorum. Kazada dört madencimiz kazaya maruz kalmıştı. 6 yaralı madencimiz tedavileri tamamlandı. Bir madencimiz hastanede onun da tedavisi tamamlanmak üzere. Rabbim işçilerimizi korusun diye dua ediyoruz” diye konuştu.

    Maden ocağındaki göçükte adli ve idari soruşturmanın açıldığını belirten Bakan Tunç, “Bu tür yaralamalı ölümlü kazalarda mutlaka idari adli soruşturma açılır. Burada da gerekli idari soruşturma adli soruşturma açılır. Burada da gerekli idari ve adli soruşturma açılmıştır. Olay henüz yeni. Bilirkişi süreçleri olur. Sonrasında da gerekli adli süreçler tamamlanır” dedi.

    “Deprem bölgesinde vatandaşlarımızı konutlarına kavuşturmak önceliğimiz”

    Deprem bölgesinde yargı ve adalet hizmetleri çalıştay açılışına katıldığını ifade eden Bakan Yılmaz Tunç, “Değerlendirme toplantısına katıldık. Yargı hizmetleriyle alakalı aksamaya neden olmamak adına değerlendirmelerde bulunduk. Hasar gören yıkılan, adliye sarayları kamu binalarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Oradaki vatandaşların bir yıl içerisinde sıcak konutlara kavuşturmak önceliğimiz olacak. Bundan sonra insanı, aileyi, toplumu güçlendirecek yatırımlara çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

  • Tunç’tan Sivas Davası açıklaması

    Tunç’tan Sivas Davası açıklaması

    Bir dizi ziyaret için Zonguldak’a gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, zamanaşımına uğrayan Sivas Davası’na ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
    Bakan Tunç, Kılıçdaroğlu’nun zaman aşımıyla ilgili sözlerine tepki gösterdi. Bakan Tunç, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamaların bir kere kabul etmek aslında bu çirkin bir açıklama. Ben de takip ettik. Sivas davasında firari üç sanığın davasının zaman aşımı nedeniyle sürenin dolmuş olması nedeniyle mahkeme kararını eleştirerek burada Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘Siz suç ortağısınız’ diyerek bir beyanatta bulunuyor. Bu beyanat gerçekten çok çirkin bir beyanat. Bir kere 1993 yılında meydana gelen elim olaylar sonrasında Sivas Davası süreci başladı. Sivas Davası’nda tutuklanan, gözaltına alınıp tutuklanan sanıklarla ilgili yargılama süreçleri o dönemde başladı, devam etti ve mahkumiyetler verildi. Şu anda o sanıklar ana davanın hükümlüleri cezalarını cezaevlerinde çekmeye devam ediyor. Firari üç sanıkla ilgili yargılama süreci gerçekleştirilememişti. Firari sanıklar yakalanamamıştı. Kırmızı bülten çıkarılarak uluslararası düzeyde aranmaları sağlandı. Bu da sonuç vermedi. Yurt dışına kaçtıkları tespit edildi. Ve bu anlamda 30 yıllık zaman aşımı süresi dolduğunda ki o günkü kanuna tabi oldukları için yargının böyle bur kararı söz konusu oldu. Ki bu tür davalarda özellikle insanlığa işlenen suçlar bakımından zamanaşımını kaldıran iktidarız biz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde oldu. Türk Ceza Kanunu bu anlamda değişti. Ama olayın meydana geldiği tarihte bu hüküm yoktu. Dolayısıyla suçun işlendiği tarihteki ilgili hüküm dikkate alındığı için sanıklar uluslararası kırmızı bültenle arandığı halde yakalanamayıp Türkiye’ye getirilemediği için zamanaşımı süresi doldu. Mahkeme de zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verdi. Bunu Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirmek ve bu davayı bitirdiniz şeklinde suç ortağısınız demek bir kere çok çirkin bir davranış. Ne hukuki ne ahlaki, bu beyanatları sahibine iade ediyoruz” dedi.
    İspanya’da yakalanan Muhammet Yakut’un Türkiye’ye getirilmesi ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yılmaz Tunç, “Onunla ilgili süreçler kendi mecrasında devam ediyor. Zaten kırmızı bülten talepleri tüm bu çerçeve içinde takip edilen işlemler. Sonuçlandığında bilgi verilecektir” diye konuştu.

    “Maden faciasında adli ve idari soruşturma açıldı”

    TTK Armutçuk Müessesesinde meydana gelen maden faciasına ilişkin konuşan Bakan Yılmaz Tunç, “Zonguldak’ta bir maden kazası gerçekleşti. Bir madencimizi kaybettik. Ramazan Yıldırım kardeşimiz vefat etti. Ben buradan vefat eden kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm madenci kardeşlerimize ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Madencilerimizin çalışma şartları, sosyal hakları, çalışma ve emeklilik şartları ile ilgili düzenlemeler madencilerimizin lehine idi. Maalesef Zonguldak’ta bu tür kazalar zaman zaman meydana geliyor. Bu kazaların meydana gelmemesi ile ilgili alınması gereken tedbirler noktasında hassas olduğumuzu belirtmek istiyorum. Kazada dört madencimiz kazaya maruz kalmıştı. 6 yaralı madencimiz tedavileri tamamlandı. Bir madencimiz hastanede onun da tedavisi tamamlanmak üzere. Rabbim işçilerimizi korusun diye dua ediyoruz” diye konuştu.

    Maden ocağındaki göçükte adli ve idari soruşturmanın açıldığını belirten Bakan Tunç, “Bu tür yaralamalı ölümlü kazalarda mutlaka idari adli soruşturma açılır. Burada da gerekli idari soruşturma adli soruşturma açılır. Burada da gerekli idari ve adli soruşturma açılmıştır. Olay henüz yeni. Bilirkişi süreçleri olur. Sonrasında da gerekli adli süreçler tamamlanır” dedi.

    “Deprem bölgesinde vatandaşlarımızı konutlarına kavuşturmak önceliğimiz”

    Deprem bölgesinde yargı ve adalet hizmetleri çalıştay açılışına katıldığını ifade eden Bakan Yılmaz Tunç, “Değerlendirme toplantısına katıldık. Yargı hizmetleriyle alakalı aksamaya neden olmamak adına değerlendirmelerde bulunduk. Hasar gören yıkılan, adliye sarayları kamu binalarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Oradaki vatandaşların bir yıl içerisinde sıcak konutlara kavuşturmak önceliğimiz olacak. Bundan sonra insanı, aileyi, toplumu güçlendirecek yatırımlara çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.