Kategori: Politika

  • “Asla şüphe duymuyorum”

    “Asla şüphe duymuyorum”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de “108. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni”ne katıldı.

    CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun TSK ile ilgili sözleri nedeniyle soruşturma başlatılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var. Biz ikinci sınıf demokrasiye evet demiyoruz.” diyerek tepki gösterdi.

    “Sosyal medyada örgütlenen üç-beş şarlatanın milletimizi birbirine düşürerek ülkemizi yangın yerine çevirme çabalarını başlarına çalacağız.” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye Yüzyılı’nı hayata geçirmekte kararlıyız.” dedi.

    Öte yandan 12’si kadın 99 gencin kura törenini gerçekleştiren Erdoğan, “Devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur. Her birimiz 85 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefiz. Mülki idare amirlerimiz daha ağır bir sorumluluk taşımaktadır. Kaymakamlarımız iz bırakma görev yaptığı şehre damga vurma imkanına sahiptir.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    12’si kadın 99 genç arkadaşımızın kura törenini gerçekleştireceğiz. Yeni kaymakamlarımıza yeni görev yerlerinde başarılar diliyorum.

    Toplamn 39 ay süren adaylık maratonunu alnınızın akıyla tamamlamanın başarısını taşıyorsunuz. Aldığınız yoğun eğitimlerin sizleri bu makama hazırladığını düşünüyoruz. 39 ay süren adaylık maratonunu alnınızın akıyla tamamlamanın gururunu yaşıyorsunuz. Her alanda kendinizi yetiştirdiniz. Yurt dışındaki 8 aylık eğitiminizle yabancı dil eğitimini geliştirirken, deprem bölgesinde 3 ay afet yönetimini de sahada müşahede ettiniz. Pratikle takviye edilmiş olsa da kitabi bilginin katkısı bir yere kadardır. Asıl incelikler görev esnasında öğrenilir.

    “ASLA ŞÜPHE DUYMUYORUM”

    Yabancı dil eğitimi dahil 3 yıldan bu yana süren adaylık dönemimiz devletimizin kaymakamlığa verdiği önemi göstermektedir.

    Yürütmenin başı olarak her bir kaymakamımızın görevini en iyi şekilde yürüteceğinden asla şüphe duymuyorum. Bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gidiyoruz. Devlet unsurunun asli görevi budur.

    “KAYMAKAMLARIMIZ ŞEHRE DAMGA VURMA İMKANINA SAHİPTİR”

    Devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur. Her birimiz 85 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefiz. Mülki idare amirlerimiz daha ağır bir sorumluluk taşımaktadır. Kaymakamlarımız iz bırakma görev yaptığı şehre damga vurma imkanına sahiptir.

    Kaymakamın mesaisi olmaz, gecesi gündüzü olmaz. Tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5-6 gibi kapısını çekip çıkan kişiden yönetici zaten hiç olmaz. Mülki idare amirliği, hükümet konağı duvarları arasına hapsedilebilecek bir meslek değildir. Ben Cumhurbaşkanı olarak uykum 5 saattir, bilemedin 6. Başka türlü ne milletle güçlü bir ilişki kurabilirsiniz ne de geride hayırla, özlemle yad edilebilecek bir miras bırakabilirsiniz.

    CHP’Lİ TANRIKULU’NA TEPKİ

    Sözde milletvekili ama terörist müsveddesi. Bunlara gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var. Biz ikinci sınıf demokrasiye evet demiyoruz. Birinci sınıf demokrasi. İkinci sınıf hak ve özgürlüklere, ekonomiye bizi mahkum ve mecbur edenler, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan ciddi manada rahatsız oluyor. İHA’larımıza, SİHA’larımıza, AKINCI’larımıza niçin hazmedemiyorlar. Çünkü Gabar’ı, Cudi’yi, Tendürek’i inlerinde bu teröristleri vurdukları için tahammül edemiyorlar. Biz adil devlet olarak görevimizin gereği neyse yaptık, yapıyoruz ve yapacağız.

    Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye Yüzyılı’nı hayata geçirmekte kararlıyız. Türkiye Yüzyılı’nın inşasına kimse set vuramayacaktır. Ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor.

    “ÇİZGİMİZ BELLİ”

    Sosyal medyada örgütlenen üç-beş şarlatanın milletimizi birbirine düşürerek ülkemizi yangın yerine çevirme çabalarını başlarına çalacağız.

    Mazimizde sadece balkanlardan kafkaslara, Irak’tan Suriye’ye kimin başı dara düşmüşse ayrım yapmadan kucak açmak var.

    Hudutlarımızın güvenliğini ve ülke içindeki kontrolleri etkinleştirerek, yasa dışı göçle ilgili sorunları da çözeceğiz. Çizgimiz ve duruşumuz belli, ne kaçak göçmene müsaade ederiz, ne de fitne tacirlerine izin veririz.

  • “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz var”

    “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz var”

    ‘Şehir Buluşmaları’ programı çerçevesinde Kütahya Belediye Sosyal Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya gelen Yumaklı, son dönemdeki gıda milliyetçiliği konusuna değindi. Yumaklı, “Ülkelerin korumacı, gıdayı kendilerine evvel konu olarak elde edip gerekli gıda miktarını kendi ülkelerinde tutmakla ilgili çok ciddi bir gayretleri var” dedi.
    Bakan Yumaklı, “Cumhurbaşkanımızın katıldığı ve dünya gündemini uzunca bir süre domine eden G20 zirvesiydi. Bir diğeri benim de katıldığım Dünya Gıda Örgütü ile 9 ülkenin tarım bakanlarının iştirak ettiği küresel gıda kriziyle alakalıydı. Ayrıca bu süreç içerisinde yine Asya ülkelerinin kendi içlerinde buna benzer toplantıları oldu. Bu toplantıların ana konusu gıda arz güvenliği. Bu nedenle işte bu ‘yeni normal’ dediğimiz iklim değişikliğinden tutun da jeopolitik risklere kadar, doğal afetlere kadar bütün hususların, sadece bizim ülkemizi değil, dünyadaki bütün ülkeleri benzer şekilde etkilediğini görmemiz ve düşünmemiz mümkün. Dünyadaki bütün ülkeler işte bu yeni normallerden etkilendi. Etkilenecek ve etkilenmeye de devam ediyor” diye konuştu.

    “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz var”

    “Güçlü Türkiye’nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğini bilerek hareket ediyoruz” diyen Bakan Yumaklı, “Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinin en önemli unsuru söylendiğinde onun mutlaka gerçekleşiyor olması. Elbette Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz var ve bu hedefler istikametinde biz de güçlü Türkiye’nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğini bilerek bu düsturla hareket ediyoruz. Bu minvalde herkesin de bildiği ve artık kabul ettiği haliyle savunma sanayimiz kadar önemli tarımsal üretimi de önceliyoruz. Ana karargahımız da elbette illerimiz. İllerimizin tarım ve orman potansiyelini bizler ne kadar etkin kullanırsak, altyapısını ne kadar güçlendirirsek, güçlü Türkiye’nin önünü de o kadar hızlı açmış olacağız” şeklinde konuştu.

    “21 yılda 10 milyar liraya yakın tarım, orman ve su alanında destek verildi”

    Kütahya’daki kırsal kalkınma konusunda da bin 164 projenin desteklendiğini belirten Bakan Yumaklı, “Kütahya’nın tarım, orman ve su potansiyelini her zaman için verimli şekilde kullanması amacıyla hibe desteği ve yatırımları, bundan önce imza attık. Bundan sonra da artırarak devam ettireceğiz. Kütahya’ya Bakanlık olarak son 21 yılda 10 milyar liraya yakın tarım, orman ve su alanında destek verildi. 168 tesis hizmete alındı. 20 baraj, 7 gölet ve yer altı depolamasıyla yıllık yaklaşık 146 milyon metreküplük su depolama hacmine ve kapasitesine sahip oldu. 21 sulama tesisiyle 184 bin dekarlık arazinin sulanması mümkün. Sulamaya açılan arazilerin ekonomiye yaklaşık yıllık 1 milyar liralık bir katkısı söz konusu” diye konuştu.
    ‘Şehir Buluşmaları’ programına, AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya milletvekilleri Adil Biçer, İsmail Çağlar Bayırcı ve Mehmet Demir de katıldı.

  • Deva Partili Ekmen: “Mersin cezalandırılıyor”

    Deva Partili Ekmen: “Mersin cezalandırılıyor”

    Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Mersin’in iktidar tarafından yeteri kadar yatırım alamadığını belirten Ekmen, Mersin sahil yolunun bir an önce bitirilmesi çağrısı yaptı. Ekmen şunları söyledi:

    “MERSİN BUGÜN NE BİR SANAYİ ŞEHRİ NE DE BİR LOJİSTİK ŞEHRİ OLARAK ANILMIYOR”

    “Mersin 321 kilometrelik sahil şeridiyle, doğasıyla, çok kültürlü yapısıyla, kültürel zenginlikleriyle yaz ve yayla turizmiyle, gastro ve kültür turizmiyle birçok alanda çok yüksek bir potansiyele sahip olmasına rağmen maalesef hükümetin yanlış politikaları, açık ihmali nedeniyle potansiyelinin yer yer yüzde 5’ini bile kullanamamakta. Mersin birçok mahsulün yetişebildiği muzdan çileğe, avakadodan narenciyeye kadar birçok ürünü yetiştirebildiği halde hala bir tarım şehri olarak anılmıyor.

    Mersin coğrafi konumuyla limanı ve sanayi potansiyeliyle bölgesel ve hatta uluslararası çok güçlü bir lojistik merkezi olabilecekken bugün ne bir sanayi şehri ne de bir lojistik şehri olarak anılmıyor. Mersin bu büyük potansiyeliyle bir ana konteyner limanını sanayi ve turizm için çok önemli sıçrama yaratacak lojistik yatırımlarını demir yolu, otoban ve bağlantı yollarını ve daha fazla OSB yatırımını hak etmiyor mu? Mersin’in hemen yanı başındaki Antalya turizmle, Gaziantep sanayiyle çok ciddi ilerleme kaydetmişken Türkiye’nin Akdeniz’e hatta dünyaya açılan kapılarından biri olan Mersin ne tarımda ne turizmde ne sanayide ne de lojistikte hak ettiği ilgiyi görmüyor. Bunların herhangi birinde kapasitesinin önemli bir kısmını kullanamıyor.

    “AKDENİZ SAHİL YOLU EĞER TAMAMLANMIŞ OLSAYDI 28 TÜNEL 16 VİYADÜK VE 9 KÖPRÜ İÇERİYOR OLACAKTI”

    Bugün bu önemli yatırımlardan biri olan sadece Mersin için değil; aynı zamanda Türkiye için çok önemli yatırımlardan biri olan Akdeniz sahil yolunun Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin yatırım programlarına ilk dahil olma tarihi 1997. Karayolları Genel Müdürlüğü 1997’den beri Türkiye’nin kuzey, güney ve doğu, batı aksları arasında Akdeniz sahil yolunu özel olarak çalışıyor. Bu yol eğer tamamlanmış olsaydı 28 tünel 16 viyadük ve 9 köprü içeriyor olacaktı. Şu ana kadar toplamda yüzde 40 civarında bir tamamlanma oranına sahip değil.

    Bu yolla ilgili olarak; 2002’den bu yana Ak Partili bürokratlar ve siyasetçilerin tamamı Akdeniz sahil yolunun ne zaman başlayıp ne zaman biteceğine dair beyanatlarda bulunmuşlar. İlk beyanat 2007 yılında Karayolları 5’inci Bölge Müdürlüğü’ne ait. O günkü şartlarda 500 milyon dolar bedel olduğunu söylüyor ve bunun tamamlanması halinde geri finansmanının çok hızlı bir şekilde sağlanacağını ve bu açıdan ne kadar önemli bir yatırım olacağını söylüyor. O gün başlıyor ama bütün seçim bildirgelerinde bütün hükümet programlarında da yerini alıyor.

    “‘2016’DA BİTECEK’ DENİLEN BU YOLUN İLK İHALESİ 2018’DE YAPILIYOR”

    2011 yılında Sayın Binali Yıldırım, Mersinlilere seslenirken, ‘Mersin söz konusu olunca paranın lafı olmaz. Biz bu projeyi 2012’ye kadar bitireceğiz’ diyor. Oysa 2012’nin sonuna kadar henüz bu projeyle ilgili olarak ihaleler dahi yapılmış değil. 2013 yılına geldiğimizde bir kısmı bitirilmiş ancak bir kısmının ihaleleri yapılmamış. İlk ihale yap-işlet-devret modeliyle yapılıyor. Dönemin bakanı ve Mersin Milletvekili Sayın Lütfü Elvan, ‘Aydıncık-Gözce yolu ve Tenzile-Kaledran yoluyla ilgili ihale çalışmalarımız sürüyor, bu yol 2016’da bitecek’ diyor.

    ‘2016’da bitecek’ denilen bu yolun ilk ihalesi 2018’de yapılıyor. Ancak yap-işlet-devret modeliyle yapıldığı için istekli ve talipli çıkmıyor. Bunun üzerine milli sermayeyle yani bütçeden para aktarmak suretiyle bir ihalesi yapılıyor. 2 milyar 135 milyon liraya mal ediliyor. İhale Danıştay’dan pazarlık usulüyle yapıldığı için iptal ediliyor. 2022’de aynı ihale yine pazarlık usulüyle bu kez 5 milyara ihale ediliyor. Bugüne geldiğimizde Mersin Silifke Taşucu otoyol kısmının ihalesi yapılmış durumda. Güncel finansmanı en az 10 milyar lira. Ancak henüz orada şantiyeler dahi kurulmuş değil. Çünkü yüklenici firmaya aktarılacak bir kaynak söz konusu değil.

    “MERSİN İKTİDARIN YETERİ KADAR OY ALAMADIĞI BİR ŞEHİR OLARAK CEZALANDIRILIYOR”

    Yüklenici firma buranın devamında olan Aydıncık-Yeşilovacık yolu için yapmış olduğu yatırımların bedelini dahi hükümetten alamıyor. Bütçelendirme bir öncelik meselesidir. Mersin’in son 10 yılını tek tek kaleme aldığımızda örneğin 2022 yılında devlete 59 milyar TL yani 3,3 milyar dolar vergi ödediğini görüyoruz. 2023 yılında bugün itibariyle Mersin’in ödediği vergi Temmuz sonunda 47,2 milyar TL yani 1,7 milyar dolar. Her yıl devlete 60 milyar TL en az son 3 yıldır vergi ödeyen Mersin, 10 milyarlık yani ödediği verginin 6’da 1’ini yatırım olarak ne için geri alamıyor? Çünkü Mersin iktidarın yeteri kadar oy alamadığı bir şehir olarak cezalandırılıyor.

    Aynı dönemde Mersin’in Akdeniz sahil yolunun ilgili kısımları ama özellikle de Mersin-Silifke-Taşucu yoluyla ilgili olarak para aktarılmadığı dönemde Karadeniz sahil yolu tamamen bitiriliyor. Dünyanın en uzun tünellerinden olan 14 bin 400 metrelik Ovit ve Zigana tüneli ayrı ayrı bitiriliyor. Sadece bir ilçe yolu olan Kahramanmaraş-Göksun yolunda 32 bin metre çift tüp tünel yapılıyor. Dolayısıyla iktidara soruyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü için Çanakkale Köprüsü için Osmangazi Köprüsü için Kuzey Marmara Otoyolu için İstanbul-İzmir otoyolu için finansman modeli bulan, şirket bulan iktidar Akdeniz sahil yoluna ne için ya finansman bulamıyor ya model üretemiyor ya ihale de talipli şirket bulamıyor. En sonunda ihale yapıldığında da buraya aktaracak para bulamıyor.

    “AKDENİZ SAHİL YOLUNU TAMAMLAYAMAMIŞ OLMALARI BİR TESADÜF OLAMAZ”

    Bütün bunlara topluca baktığımızda Türkiye’de kapısı açılmamış, üzerinden yolcu geçmemiş havalimanı yatırımlarını, kapasitenin çok üstünde tesis edilmiş liman ve marina yatırımlarını dikkate aldığımızda Mersin’de çok açık bir cezalandırmanın söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Mersin Meclis’e çok değeli siyaset insanlarını göndermiş. Bugün geri dönüp baktığımızda bakanlık yapmış olan Sayın Zafer Çağlayan, Sayın Kürşat Tüzmen, Sayın Lütfü Elvan Mersin milletvekilliği yapmış. Sayın bakanların Türkiye’de yatırımların en yüksek derecede hayata geçirildiği bir ekonomik krizin olmadığı dönemde Akdeniz sahil yolunu tamamlayamamış olmaları bir tesadüf olamaz.

    Biz buradan bir kere daha Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ve göreve yeni atanmış olan Karayolları Genel Müdürü Sayın Ahmet Gülşen ile Mersin’e hizmet etmiş ve Mersin milletvekili sıfatını taşımız olan ve halen Ak Parti’de aktif siyaset yapan Sayın Lütfü Elvan, Sayın Zafer Çağlayan, Sayın Kürşat Tüzmet ve Sayın Nureddin Nebati ile diğer bütün Ak Partili iktidar milletvekillerine ve siyasetçilerine bir kez daha sesleniyoruz. Mersin’den aldığınız oyun hakkını verin.

    “MERSİN’DEN TOPLADIĞINIZ VERGİNİN HİÇ OLMAZSA 6’DA 1’İNİ 7’DE 1’İNİ MERSİN’E GERİ GÖNDERİN”

    Mersin’den topladığınız verginin hiç olmazsa 6’da 1’ini 7’de 1’ini Mersin’e geri gönderin ve Akdeniz sahil yolu Türkiye’nin ana aks projelerinden biridir. Bu tamamlandığında Mersin’in tarımıyla, turizmiyle, sanayisiyle kanatlanacağını ve çok kısa sürede bir takım hesaplamalara göre belki 2 yıllık bir süre içerisinde Hazine’ye ödeyeceği vergiyle bunun geri dönüşünün olacağını ifade ediyoruz. Bugün herhangi bir Mersin’den Silifke’deki yazlığına gitmek isteyen bir vatandaşımız tam olarak 4 buçuk 5 saat trafikte zaman kaybediyor. Mersinlilere bu zulüm bu işkence bitsin diyoruz.”

    “BİZ BU SEÇİMDE YAKLAŞIK BİN 400 BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN KENDİ ADAYIMIZI ÇIKARTMA HEDEFİYLE YOLA ÇIKIYORUZ”

    Ekmen, basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ekmen, yerel seçimlere ittifakla mı girileceğinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

    “Partimiz açısından yeni kurulduktan sonra gireceği ilk seçime kendi logosuyla girmemek çok büyük bir fedakarlık idi, biz o dönemde cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağımıza olan inanç ve Meclis’te muhalefetin 301 çoğunluğu elde edebilmesine katkıda bulunmak amacıyla o fedakarlığı yaptık. O günden bu yana gerek siyasi parti temsilcileri gerek bu konuyu tartışan medya da bu fedakarlığın hakkıyla değerlendirilmediğini düşünüyoruz. Daha çok bunun bir fedakarlık olarak değerlendirmek yerine adeta bir fırsatçılık olarak tartışmalara konu olduğunu görüyoruz ve bundan doğal olarak üzülüyoruz.

    Bir siyasi partinin iki seçim üst üste kendi logosunu pusulaya koymaması düşünülemez. Bu nedenle biz bu seçimde yaklaşık bin 400 belediye başkanlığı için kendi adayımızı çıkartma hedefiyle yola çıkıyoruz. Ancak il ve ilçelerde yerelde gelişebilecek işbirliği modellerine de kapımız kapalı değil. Eğer bir ilde bir ilçede bir büyükşehir de kendi yerelinde kendi doğasında oluşabilecek bir işbirliğinin o il ve ilçe için ya da büyükşehir için daha hayırlı bir sonuç doğuracağına dair bir kanaat olur ve yereldeki siyasetçiler bu konuyu partimizin gündemine getirirlerse bizim de bu konuda kapımızın kapalı olmadığını ifade etmek isteriz.”

    “GEÇMİŞTE KALMIŞ BİR YARGI KARARINI HATIRLATMAK BİR SUÇ OLARAK İFADE EDİLEMEZ”

    Sezgin Tanrıkulu’yla ilgili Meclis’e fezleke gönderileceğine ilişkin ne düşündüğünün sorulması üzerine Ekmen, “Fezlekeyi görmemiz gerekiyor. Ancak eğer fezleke Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve ardından Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilmiş bir hak ihlalinin Sayın Tanrıkulu tarafından ifade edilmesi yönündeyse böyle bir fezleke hukuka aykırı olur. Sayın Tanrıkulu’nun kendini ifade ediş tarzı, olayı anlatış tarzı eleştirilebilir buna bir şey diyemiyoruz ama Sayın Tanrıkulu’nun ifade ettiği olaylar yargı tarafından ihlal yönüyle tespit edilmiş olaylardır. Dolayısıyla geçmişte kalmış bir yargı kararını hatırlatmak bir suç olarak ifade edilemez. Bunun bir fezlekeye dönüştürülmesini sosyal medyada çıkan gürültüye uymak ya da yaklaşan yerel seçimlere yönelik olarak bir kere daha ayrıştırıcı bir unsur olarak kullanmak olarak değerlendiriyoruz. Ancak fezleke Meclis’e geldiğinde ilgili komisyondan Genel Kurul’a indirilirse oradaki hususlara bakıp kendi değerlendirmemizi yapacağız.”

  • Yavaş, İYİ Partinin kararını konuştu.

    Yavaş, İYİ Partinin kararını konuştu.

    Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısında yerel seçimlerde 81 ilde aday çıkarılması kararına ilişkin, “Ankara halkının önüne çıkıp ‘yaptığımız hizmetleri beğeniyorsanız bize oy verin’ diyeceğiz ama bunu da yaparken ‘şu seçmen bu seçmen’ diye ayırmadan hizmet ettiysek, kimseyi ayırmadan da hepsinden oy istiyoruz. Onun haricinde başka bir yorumum yok.” dedi.
    Yavaş, Gölbaşı ilçesi Karaoğlan Mahallesi’nde 3,5 milyon metrekarelik alana kurulan Başkent Ankara Kalkınma Projesi (BAKAP) Tarım Kampüsü ve Rekreasyon Alanı’nın tanıtımı için basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
    Burada gündeme ilişkin soruları da yanıtlayan Yavaş, bir gazetecinin, yaklaşan yerel seçimlere yönelik İYİ Partinin tek başına seçime girme kararı aldığını anımsatarak, nasıl bir strateji izleyeceğini sorması üzerine, Ankara’da 4 milyon 200 bin seçmen bulunduğunu ve herkesin oyuna talip olduğunu söyledi.
    Yavaş, şunları kaydetti:“Her zaman bizim söylemimiz şu olmuştur. Seçildikten sonra herkese eşit şekilde, kimseyi ayırmadan hizmet edeceksiniz. Bu şekilde de 5 yıla yakındır hizmet ettiğimizi düşünüyoruz. 2019 yılında seçime girerken vaatlerle girdik. Ama şu anda yeni seçime girerken yaptığımız icraatlarla gireceğiz. Belediyeciliğe farklı bir bakış getirdiğimizi düşünüyorum. Ankara halkının önüne çıkıp ‘yaptığımız hizmetleri beğeniyorsanız bize oy verin’ diyeceğiz ama bunu da yaparken ‘şu seçmen bu seçmen’ diye ayırmadan hizmet ettiysek, kimseyi ayırmadan da hepsinden oy istiyoruz. Onun haricinde başka bir yorumum yoktur.”
  • “Adaletin aksamaması için çalışıyoruz”

    “Adaletin aksamaması için çalışıyoruz”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir dizi ziyaret ve toplantı için Gaziantep’e geldi. Bakan Tunç, bir otelde düzenlenen Yargı Teşkilatı toplantısına katıldı. Bakan Tunç, deprem bölgesinde adaletin aksamaması için çalıştıklarını ifade ederken deprem bölgesindeki sorumluların yargı süreçlerinin devam ettiğini belirtti.

    Bakan Tunç, “Gaziantep bölgemizin lideridir. Türkiye’nin en önemli şehirlerinden bir tanesidir. Bugünkü toplantımızın amacı özellikle 6 Şubat sonrasında yargı süreçlerinin uygulamadan kaynaklanan problemlerdir. Buradaki kamu yöneticilerimizle özellikle adalet hizmetlerinin aksamaması noktasında süreçleri hızlandırarak yeniden inşa süreçlerinin daha verimli sağlamak adına strateji başkanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlarımızla birlikte istişare ederek bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Bu toplantıdan çıkacak olan sonuçlar bizim bakanlığımıza ışık tutacaktır. Bizim Ankara’dan her şeyi görmemiz mümkün olmuyor. Deprem sonrasında devletimizin tüm kurumları seferber oldu. 50 binden fazla canımızı kaybettik. Onlara Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

    “Adaletin aksamaması için çalışıyoruz”

    Adaletin aksamaması için çalıştıklarını ifade eden Bakan Tunç, “Kabine toplantılarımızın ilk gündem maddesi deprem bölgesi oluyor. Biz 6 Şubat sabahından itibaren tüm bakanlıklarımızda olduğu gibi adalet bakanlığımızda da 7/24 çalışan bir kriz merkezi oluşturmuştuk. Bu kriz merkezimiz özellikle hızlı bir şekilde çalışmaya başlamıştı. Bakanlık olarak bizim ilk yapacağımız iş delil tespitleriydi. Delillerin karartılmasını önlemek ve özellikle cezai soruşturmaların hızlı bir şekilde başlaması sağlandı. Sorumluların bağımsız yargı tarafından gerekli kararların verilmesini sağlamak düşüncesiyle bölgeye çok sayıda bilirkişi Hakim, Savcı görevlendirilerek. Öncelikle delillerin toplanması 984 bilirkişi bölgede görevlendirildi. 538 adli tıp personelini o dönemde ihtiyaç oldu ve bölgede çalışmaların aksamadan devam etmesini sağlamaya çalıştılar. O süreç içerisinde tutuklamalar gerçekleşti. Adli kontrol kararları verildi. Burada süreçler devam ediyor. Dosyalardaki değerlendirmeleri elbette bağımsız yargımız savcılığımız hakimlerimiz bilirkişi raporları doğrultusunda kusur durumuna göre elbette ki en doğru kararları vereceklerdir” şeklinde konuştu.

    “Hasar alan binalarımızı onararak yeni adliye binaları kazandıracağız”

    Bakan Tunç, “Bizim de adliye binalarımız ağır hasar görmüştü. 15 adliye binamızın ağır hasarlı olduğunu tespit ettik. Orta ve az hasarlı olan 49 binamızın onarımını gerçekleştirdik. Bölgede 9 yeni adliye binasının yapımının ihale süreçlerinin başladığını Cumhurbaşkanımız açıklamıştı. Bunların hızlı bir şekilde ihalelerini gerçekleştirerek bölgenin adalet hizmet binalarının ve diğer adliye lojman konutlarının inşa süreçlerini takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep’e yapılacak yatırımlar

    Gaziantep için yatırım müjdeleri veren Bakan Tunç, “Gaziantep’e 15 bin 754 metrekare büyüklüğünde Gaziantep Adli Tıp Bölge Başkanlığı ekim ayında ihalesini gerçekleştireceğiz. Bölgeye hizmet edecek. Gaziantep’e bir Personel Eğitim Merkezi yapılmasını takip ediyoruz. Nizip’e yakışır bir Adalet Sarayı kazandıracağız” diye konuştu.

  • Çelik’ten Kılıçdaroğlu’na tepki

    Çelik’ten Kılıçdaroğlu’na tepki

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Erdoğan küresel güçlere boyun eğmiştir” sözlerine tepki gösterdi.

    Sözcü Çelik, “Kemal Kılıçdaroğlu yine cehalet dolu cümlelerle Cumhurbaşkanımıza saldırmış. Her zaman olduğu gibi eline tutuşturulan bir metni yayınlayarak G20 Zirvesi hakkında açıklamalarda bulunmuş. Hiç anlamadığı konularda yaptığı açıklamalarına bir yenisini eklemiş. Öncelikle Kılıçdaroğlu, hayatında Türkiye Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini korumak adına bugüne dek hiçbir uluslararası müzakereye liderlik etmiş değildir. Bu noktada G20 zirvesi ve uluslararası gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamalar en temel dış politika gelişmeleri hakkında hiç bilgisi olmadığını bir kez daha göstermiştir. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımıza yönelik ‘Erdoğan küresel güçlere boyun eğmiştir’ demiş. Cumhurbaşkanımızın küresel sistem içindeki güçlü ve kararlı çizgisi, Kılıçdaroğlu’nun asla anlayamayacağı bir boyuttadır. Zaten küresel sistemin bütün aktörleri Cumhurbaşkanımızın kararlı ve vizyoner bir dış politika çizgisi izlediğini yakinen bildiği gibi, dostlarımız bu duruşuna saygı duyduklarını da açıkça ifade etmektedirler” ifadelerini kullandı.

    “Kılıçdaroğlu’nun G20’yi değerlendirebilmesi için katetmesi gereken çok mesafe vardır” diyen Çelik, şu ifadeleri kullandı:
    “Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’siz masa kurulduğunu söylemesi ise masa denilince sadece 7’li masayı anlayan birisi için büyük bir iddiadır. Cumhurbaşkanımız ise küresel ve bölgesel olaylarda ‘Türkiye’siz masa kurulamaz’ dediğinde bunu defalarca ispat etmiştir. Seçim kampanyası boyunca terör örgütlerinin destek propagandasına sessiz kalan ve boyun eğen, dahası sınır ötesi tezkereye hayır diyen Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü milli dış politika hakkında konuşması abestir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun öncelikle terörle mücadeleden mavi vatana, Karabağ ve Suriye’den Libya’ya kadar bir dizi konuda dersini çalışması, sınavını vermesi gerekmektedir. Kılıçdaroğlu’nun G20’yi değerlendirebilmesi için katetmesi gereken çok mesafe vardır.”

  • “Yeni yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacaktır”

    “Yeni yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacaktır”

    Açılış programında İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer ve AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı’nın ardından konuşma yapan AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ”Öğretmenevi aslında sadece bir öğretmenevi değil, daha birçok etkinliğin yapılabileceği, Kınık’ın en büyük, en gösterişli binası. Her şeyin en güzelini yapmak Kınık’a yakışır. İnsanımıza hizmet etmek de bizim boynumuzun borcudur. Bu hafta İzmir’de ve Türkiye’de önemli etkinlikleri gerçekleştirdik. 9 Eylül, bağımsız cumhuriyete giden yolun başladığı, İzmir’in, Kınık’ın ilçelerinin kurtuluş günü. Bugün aynı zamanda kurtuluşu da anıyoruz. Bu toprakları düşmandan temizleyen, bize emanet eden, can veren, kan veren ama bayrağı yere düşürmeyen, bağımsızlığı namusundan kutsal bilen bütün şehitlerimize başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere rahmetle, şükranla yad ediyoruz. Okullar başladı. Hafta başında 20 milyon evladımız için zil çaldı. Rabbim bütün evlatlarımızın zihinlerini açık etsin. Öğretmenlerimiz işbaşı yaptı, onlara da kolaylıklar diliyorum” ifadelerini kullandı

    “Memleketin her köşesi eserlerimizle dolu”

    Belediye Başkanı Sadık Doğruer ile ilçede önemli işlere imza attıklarını belirten Yıldırım, “Kınık’a doğal gaz geldi mi? Gençlik merkezi, TOKİ’ler, devlet hastanesi, üniversite yapıldı mı? Halı sahalar, gençlik merkezleri, aquapark, köylerde halı sahalar açıldı. Yolun halini biliyorsunuz. Şimdi kaymak gibi yolunuz var mı? İşimiz hizmet, gücümüz millet. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın varlığı, dirayeti, liderliği sayesinde sadece Kınık değil, İzmir değil, 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinde bunun gibi hizmetlerimiz var. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Adam odur ki, bu dünyada bıraka bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser. Ne bir eseri ne beş eseri. Gani gani. Memleketin her köşesi eserlerimizle dolu Elhamdülillah. Siz güç verdiniz, ‘yürü’ dediniz. Biz de yürüdük, bugünlere geldik. Burada da duracak değiliz. Türkiye Yüzyılı’ndayız. 29 Ekim’de büyük bir coşkuyla, milletçe Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağız. Yeni yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacaktır. Türk Devletleri Teşkilatı’nın aksakal heyeti başkanı olarak diyorum ki, sadece Türkiye’nin değil, tüm Türk dünyasının yüzyılı bu yüzyıldır. Bütün Kafkaslar’da, Balkanlar’da, Orta Asya’da, 4,5 milyon kilometrekarelik coğrafyada evelallah bayrağımız dalgalanacak, ihtişamlı günlerimiz tekrar geriye gelecek. Bunun ilk sınavını 2024 Mart’ta vereceğiz.” şeklinde konuştu
    Yıldırım, daha sonra sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla öğretmenevi düzenlenen yemekte bir araya geldikten sonra ilçeden ayrıldı.

    Açılış programına İzmir Valisi Süleyman Elban, Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer, Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, AK Parti İzmir milletvekilleri, Yaşar Kırkpınar, Mahmut Atilla Kaya, Şebnem Bursalı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ile mahalle muhtarları ve vatandaşlar katıldı.

  • Bakan Göktaş, Gastro Akademi’yi ziyaret etti

    Bakan Göktaş, Gastro Akademi’yi ziyaret etti

    Bakan Göktaş, Sincan Belediyesi tarafından 2022 yılında hizmete açılan Gastro Akademi’yi ziyaret etti. Bakan Göktaş, Sincan Belediyesinin “Öğrenci Tercih Destek” programı çerçevesinde çekilişle yemek yapma hakkını kazanan öğrenciler ile akademide eğitim alan öğrencilerin hazırladıkları yemeklere dokunuş yaptı, birlikte yemek yedi. Bakan Göktaş tarafından seçilen menüde Anadolu çorbası, tavuklu ve nohutlu pilav, Gavurdağı salatası ve fırın sütlaç yer aldı. Göktaş, her zaman öğrenciler için yürütülen projeler çerçevesinde hareket ettiklerini söyledi.

    Geçtiğimiz haftalarda Öğrenci Destek Programı çerçevesinde üniversite tercihi yapacak öğrencilerle bir araya gelindiğinde kendisine ‘Hangi yemekleri seviyorsunuz?’ sorusunun yöneltildiğini hatırlatan Bakan Göktaş, o öğrencilerin arasında çekilişle seçilenlerle bir araya gelmekten dolayı mutlu olduğunu kaydetti. Öğrencilerin her zaman kalbine dokunmayı hedeflediklerine dikkati çeken Göktaş, öğrencilerin ve ailelerinin her zaman arkasında olduklarını vurgulayarak şöyle konuştu:
    “Bu projeye desteği olan hem Sincan Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Çünkü burada çok önemli bir gastronomi mutfağı kurulmuş. Bu mutfakla beraber pek çok aşçımızda buradan mezun oluyor. Buradan çıkan şeflerimize de teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizle de bu program çerçevesinde bir arada olmak hepimize mutluluk veriyor.”

    Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan ise Gastro Akademi’ye üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiğini söyleyerek, “Sincan’da gastronomi çok boyutlu karakterize bir şehir. Uluslararası ziyaretçilerin yoğun olduğu, uluslararası lezzetlerin arandığı, bir taraftan 10 binlerce öğrencinin olduğu, Anadolu’nun farklı yerlerinin mutfağının arandığı kurduğumuz ve mezun olanlar tarafından da ciddi bir şekilde rağbet gördüğü bir akademi” dedi.

  • Kılıçdaroğlu’ndan G20 eleştirisi

    Kılıçdaroğlu’ndan G20 eleştirisi

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Yeni Delhi’de düzenlenen 18’inci G20 Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı görüşmeleri ve açıklamalarını değerlendirdi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “2015 yılından bu yana ‘ülkeler arasında kalıcı düşmanlık olmaz, bölgenin iki önemli aktörü olan Türkiye ve Mısır bir araya gelmelidir’ dediğimiz için bizi ‘darbecilik’ ile suçlayan Erdoğan, egemen güçlerin baskısıyla, Sisi’nin dizinin dibine oturdu. Ama içeride kaplan kesilip dışarıda süt dökmüş kediye dönen Erdoğan’ın, en utanç verici faaliyeti sadece bu değil” sözleriyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Siz o zirveye Katar Emiri’nin ‘hediye(!)’ uçağıyla katılırsanız, mal varlığınızın hesabını veremezseniz, egemen güçler azarlayınca her siyah dediğinize beyaz derseniz, sizi böyle rezil ederler” dedi.

    Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada; “Erdoğan, katıldığı G20 Zirvesinde egemen güçlere boyun eğmiş, Türkiye’nin dışlanmasına göz yummuş, tarihi bir skandala imza atmıştır” dedi.

    “ŞU FOTOĞRAFTA TÜRKİYE’NİN OLMAMASININ HİÇBİR İZAHI YOKTUR”

    Kılıçdaroğlu, “Önce malum konuyla başlayayım. 2015 yılından bu yana ‘ülkeler arasında kalıcı düşmanlık olmaz, bölgenin iki önemli aktörü olan Türkiye ve Mısır bir araya gelmelidir’ dediğimiz için bizi ‘darbecilik’ ile suçlayan Erdoğan, egemen güçlerin baskısıyla, Sisi’nin dizinin dibine oturdu. Ama içeride kaplan kesilip dışarıda süt dökmüş kediye dönen Erdoğan’ın, en utanç verici faaliyeti sadece bu değil… G20 Zirvesinde, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru oluşturuldu. Bu yeni hat, G20 ülkelerinin içinde belki de en stratejik konuma sahip olan Türkiye’yi kapsamıyor. Bu tarihi bir yok sayılmadır, utançtır. Mersin ve İskenderun gibi limanlara sahip bir ülkenin bu yeni hatta yer almaması, hem ticaret hem de itibar açısından büyük bir kayıptır. İtibarı lükste, şatafatta arayanlar; yaşadıkları olağanüstü lüks hayatı halka ‘itibar’ diye satanlar, itibarımızı yerle bir etmiştir. Şu fotoğrafta Türkiye’nin olmamasının hiçbir izahı yoktur” diyerek Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru toplantısına katılan ülkelerin liderlerinin bulunduğu fotoğrafı paylaştı.

    “BU SKANDALDAN DÖNÜLMESİ İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞACAĞIZ”

    Erdoğan’ın “Türkiye’siz bir koridor olamaz” açıklamasını Kılıçdaroğlu, “Siz o zirveye Katar Emiri’nin ‘hediye(!)’ uçağıyla katılırsanız, mal varlığınızın hesabını veremezseniz, egemen güçler azarlayınca her siyah dediğinize beyaz derseniz, sizi böyle rezil ederler. Erdoğan G20 sonrası uçağına aldığı medyasına ‘Türkiyesiz bir koridor olmaz’ diye de caka satmış. Peki, bunu zirvede, yüzlerine söyledin mi? ‘Bölgede bizim olmadığımız bir masa kurulamaz’ dedin mi? Elbette hayır. Çünkü içeride aslan, dışarıda kedi… Bu yeni hat, basit bir mesele değildir. Ülkemizin geleceğini, büyümesini, kalkınmasını çok yakından ilgilendiriyor. Bu skandaldan dönülmesi için var gücümüzle çalışacağız” değerlendirmesini yaptı.

  • “Türkiye, Libya halkının yanındadır”

    “Türkiye, Libya halkının yanındadır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Libya’da meydana gelen sel felaketi sebebiyle Twitter hesabından “geçmiş olsun” mesajı yayımladı. Paylaşımında, AFAD koordinasyonunda Bingazi’ye iniş yapmak üzere 3 uçuşun organize edildiğini belirten Erdoğan, ”Uçaklarımızda ilk etapta arama kurtarma ve diğer çalışmalara destek amacıyla 168 personel, 2 arama kurtarma aracı, 2 kurtarma botu; barınma ve diğer ihtiyaçların giderilmesi amacıyla da 170 çadır, 600 battaniye, 400 gıda ve hijyen kolisi, 20 jeneratör, 1000 yağmurluk, 500 çizme ve 500 el feneri bulunacaktır. Personelimizin içerisinde 65 kişiden oluşan su altı ve su üstü arama kurtarma ekibi, barınma ve insanı yardım malzemelerinin kurulum ve dağıtım çalışmalarında yer almak üzere Kızılay, UMKE ve STK mensupları yer almaktadır AFAD’ın yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığından personelimiz de saha çalışmalarına katılacaktır. Geçmiş olsun Libya” ifadelerini kullandı.