Kategori: Rize

  • Ayder Yaylası’nda değişim

    Ayder Yaylası’nda değişim

    Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bin 350 rakımdaki dünyaca ünlü turizm merkezi Ayder Yaylası’nda kentsel dönüşüm çalışmalarında sona doğru gelindi. Tamamlandığında 1600 araçlık olacak olan çevreci otoparkından yörenin mimarisine uygun inşa edilen yapılara kadar yaylanın görünümü değişirken, betonlaşmış eski görüntüsünden eser kalmadı. Ayder Yaylasında yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları yeni turizm sezonu öncesinde tamamlanmış olacak. Çevreci otoparkında tamamlanmasıyla beraber Ayder yaylası tamamen yayalara kalacak.

    Yapılan otopark sayesinde Ayder yaylasında sadece yayaların gezeceğini belirten TOKİ uzmanı Mustafa Levent Gedikli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından Ayder yenilme ve koruma projesi çerçevesinde 3 farklı bölgede yapmış olduğumuz imalatlardan 2 tanesini bitirmiş durumdayız. Devam eden Otopark projemizde bu yıl sonu itibari ile bitimini öngörmekteyiz. Özellikle yaz aylarında buraya gelen yerli ve yabancı turistlerin oluşturduğu trafik yoğunluğunun önüne geçmek için otoparkı yapma zorunluluğu doğmuştur. Otoparkımız Ayder’e gelmeden 2 yol arasında, eğimli bir arazide tasarlanmış ve yapılmıştır. Üzeri tamamen doğal bitki örtüsüyle kaplanmış olup tamamen çevreci bir otoparktır. Otoparkımızda insanlar araçlarıyla geldikleri zaman buradan elektrikli otobüslerle Ayder içerisine servisleri yapılacak. Gezileri bittikten sonra tekrardan aynı araçlarla otoparka getirilecekler. Biz bu şekilde Ayder’i yayalaştırıyoruz diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

    “Turizm sezonu gelmeden tamamlamayı öngörmekteyiz”

    Turizm sezonu başlamadan çalışmaların tamamlanacağını ifade eden Gedikli, “Konaklama birimleri 6 adet olup, 2’si tamam 4 tanesi natamam olarak yapılmıştır. Buradaki işletmelere teslimi yapılmıştır. Burada ayrıca 5 adet ahşap teras ve yürüme yolları ve 1 adet camdan yapılmış terasımız mevcuttur. İmalatları tamamlanmış olup ziyaretçilere açılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Ayder’i tekrardan eski haline getirmek için başlatmış olduğumuz çalışmalar 2024 yılında turizm sezonu gelmeden tamamlamayı öngörmekteyiz. Buradaki konaklama birimleri burada yerel işletmelerin imara aykırı olarak yapılan binaların yıkılması şartıyla kendilerine apartlarımızı teslim etmiş durumdayız. Ayrıca 80 odalı otel bloğumuz mevcuttur. Bu otelin olduğu yerde daha önceden termal tesis ve imara aykırı irili ufaklı yapılar vardı. Biz bunları yıkarak onların yerine tamamen doğal ve yöre mimarisine uygun bir tesis inşaat ettik. Bu projemizi de tamamlamış bulunmaktayız” diye konuştu.

    “Eskiye göre daha güzel duruyor”

    Kentel dönüşüm çalışmalarının ardından Ayder yaylasının daha da güzelleştiğini söyleyen Erol Çakır, “Son değişimlerden sonra gayet oturaklı görünmeye başladı. Eskiye göre daha güzel duruyor. Gayet güzel ve hoş olmuş. Biraz daha düzenli oldu. Trafik burada büyük bir problem. Sadece araç bırakmak değil, gidiş gelişlerde de çok sıkıntılar yaşanıyor” şeklinde konuştu.
    Rize’ye ilk kez gelen Hira Macit ise “İstanbul’dan geliyoruz. Rize’ye ilk defa geldik. Doğal bir yaşam ortamı burası. Kartpostal gibi bir yer” dedi.

  • Karadeniz’de hamsi bolluğu

    Karadeniz’de hamsi bolluğu

    1 Eylül 2023 tarihinde açılan av sezonuyla balıkçıların ağları balıklarla dolup taşmaya başlıyor. Tezgahlardaki çeşitlilikte ise başı hamsi çekiyor. Rize’nin Pazar ilçesinden denize açılan balıkçılar kasa kasa hamsi ile geriye dönüyor. Daha önce kilogramı 80 TL, 70 TL, 40 TL’den satılan hamsi şimdi ise 35 TL’den satılıyor.

    Doğu Karadeniz’de hamsi bolluğu olduğunun altını çizen balıkçı esnafı Faik Yılmaz “Bu yıl palamut olmadığı için hamsi oluyor. Trabzon’dan Hopa’ya kadar hamsi bol. Her gün oluyor o nedenle fiyatı da uygun. Bugün 35 TL kilosu. Vatandaş yiyor. Hamsiler yüzü güldürdü. Burada tutulan taze hamsiler” ifadelerini kullandı.

  • Palamut ilk kez kendini gösterdi

    Palamut ilk kez kendini gösterdi

    1 Eylül 2023 tarihinde denizlerde başlayan av sezonuyla balıkçıların ağlarına hamsi takılmaya devam ediyor. Balıkçıların ağları hamsi bolluğundan ötürü tezgahlardaki fiyatlarda düşüşe neden oluyor. Karadeniz’de suların soğumaya başlamasıyla beraber palamutta kendini göstermeye başladı. Kiloluk palamutun fiyatı 150 TL’den satışa çıkarıldı. Palamutun denizden çıkmaya başlamasıyla balıkçıların yüzü gülmeye başladı. Deniz suyunun daha da soğumasıyla beraber tezgahlarda farklı balık türlerinin de artması bekleniyor.

    “Palamut ilk defa tezgaha çıktı”

    Palamutun ilk kez tezgahlarda olduğunu vurgulayan Abdulkadir Vural, “Hamsi bolluğumuz devam ediyor. Deniz suyunun sıcak olmasından dolayı bazı çeşitlerimiz çıkmamaktadır. Palamut ilk defa tezgaha çıktı. Denizlerin sıcaklığından dolayı çok nadir çıkıyor. Şimdilik iyi gidiyor ama denizlerin biraz daha soğuması lazım. Sargan, çinakop, sarıkanat az çıkıyor. İstediğimiz bolluk ve berekette değil. Kefal, tirsi, hamsi, istavrit, mezgit var. Zaman zaman barbun geliyor. Az da olsa sargan geliyor. Hamsi dün 35 TL idi, dün akşam havanın esintili olmasından ötürü biraz yükseldi. Fiyatlarımız makul. Vatandaş fiyatlardan memnun. Talep hamsiden yana. 1 kilo hamsiden 2-3 kişi doyuyor. Bir tavuğun fiyatı 100 liranın üzerinde ona nazaran hamsi 50 lira. Dün akşam havanın bozuk olmasından ötürü hamsi az çıktı o yüzden fiyat 50 TL oldu. Bu deniz işi belli olmaz. Bakarsın havalar soğur çok fazla çıkar. Palamut az da olsa görünmeye başladı. İnşallah havalar biraz daha soğur bolluk artar” diye konuştu.

  • Balıkçıların tek umudu denizlerin soğuması

    Balıkçıların tek umudu denizlerin soğuması

    1 Eylül 2023 tarihinde denizlerde başlayan av sezonuyla balıkçıların ağlarına hamsi takılmaya devam ediyor. Balıkçıların ağları hamsi bolluğundan ötürü tezgahlardaki fiyatlarda düşüşe neden oluyor. Hamsinin ilk çıktığı zamanlarda kilosu 100 TL’de satışa çıkarken, şu anda yerli hamsinin fiyatı 40 TL’den alıcı buluyor. Balıklardaki fiyatlar vatandaşların yüzünü güldürse de balıkçılar tezgahlarında farklı tür balıklar olmasını istiyor. Deniz suyunun soğumaması nedeniyle balık türleri yüzeye çıkmıyor. Balıkçılar denizlerin soğumasını bekliyor.

    “Küresel ısınma balık çeşidi ve boyutunu etkiledi”

    12 senedir balıkçılıkla uğraşan Kadir Vural, denizlerin soğumasıyla balık tezgahlarının çeşitlilik anlamında artacağını ifade ederek “Balıkların azalmasını küresel ısınmaya bağlıyoruz. Kasım ayına girmiş bulunmaktayız ve balık çeşitleri çıkmadı. Hamsi, istavrit, mezgit bu çeşitlerden devam ediyoruz. Geçen seneye nazaran balık çeşitlerinin az olması, istavritin büyümemesi, hamsinin büyümemesi ve çinakopun olmaması bunları da küresel ısınmaya bağlıyorum. Denizlerin daha soğuduğu da yok. Hemen hemen 20 derece havalar” ifadelerini kullandı.

  • Anzer Yaylası beyaza büründü

    Anzer Yaylası beyaza büründü

    Soğuk havanın etkili olduğu Rize’de gece saatlerinde yüksek kesimlerde kar yağışı başladı.

    Kar yağışının etkili olduğu İkizdere ilçesinde 2 bin 105 rakımda bulunan Anzer yaylası beyaz örtüyle kaplandı.

    Vatandaşlar sabah yaylanın beyaza büründüğü sürpriziyle uyandı.

  • Doğu Karadeniz’in zirveleri beyaza büründü

    Doğu Karadeniz’in zirveleri beyaza büründü

    Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi sınırları içerisinde yer alan Avusor Yaylası’nda dün öğleden bu yana hava sıcaklıklarının düşmesi ile birlikte başlayan kar yağışı sonrası yayla beyaza büründü.

    Kaçkar Dağları’nın eteklerinde, 2 bin 700 metre yükseklikte yer alan Avusor Yaylası, kar yağışı ile birlikte beyaz gelinliğini giydi.

    Hava sıcaklığının 0 derecenin altına düştüğü Avusor Yaylası’nda kar kalınlığı 2-8 cm arasında değişiyor. Yaylacılar koyunları ile birlikte düşen kar yağışının ardından dönüş hazırlıklarına da başladı.

  • Balıkçılar denizlerin soğumasını bekliyor

    Balıkçılar denizlerin soğumasını bekliyor

    Rizeli balıkçıların ağlarında hamsi bolluğu yaşanmaya devam ediyor. Yerli hamsinin avlanması arttıkça kilosu 100 TL’den 75 TL’ye ve son olarak 50 TL’ye kadar fiyatı düştü. Balıkçıların hamsiden ötürü yüzü gülse de bir yandan da tezgahlarının farklı balık türleriyle şenlenmesini istiyor. Denizlerin sıcak olmasından ötürü bazı balıklar yakalanmıyor. Balıkçılar tezgahlardaki balık bolluğunun artması için denizlerin soğumasını bekliyor.

    “Denizin sıcaklığından dolayı istediğimiz bereket olmadı”

    Deniz sıcaklıklarından ötürü bekledikleri verimi yakalayamadıklarını vurgulayan Kadir Vural, “Vallahi av sezonunu etkileyen bir küresel ısınma var. Küresel ısınmadan dolayı balık çeşitlerimiz çok kısıtlı. Balıklar ufak. İstediğimiz bereketi alamadık. Şu anda normalde istavrit, hamsi, mezgit ve türlü balıklarımız var. Çinakopa hasret kaldık. Barbuna hasret kaldık. Şu anda sargan çıkması lazım ama oda yok. Hem denizlerin sıcaklıklarından dolayı hem de küresel ısınmadan ötürü. Av sezonunu ileri bir tarihe atabilirlerdi. Eylül ayının 1’i değilde, Ekim ayının 1’i olabilirdi. Geçen sene palumut vardı bu sene yok. Marmara hamsimiz var. Yerli hamsimiz var. Bizim yerli hamsimiz iri olmuyor. Ufak ama lezzetli oluyor. Palamut hamsiyi kovalar. Palamut olmayınca da hamsi bereketli oluyor. Daha serbest dolaşıyor. Hamsinin bolluğu buradan geliyor. Geçen sene palamut fazlaydı. Hamsi azdı. Maalesef gelmedi. Denizin sıcaklığından dolayı istediğimiz bereket olmadı. Havanın soğumasını beklememiz lazım. Bu havalar ne zaman soğuyacak bilmiyoruz. Ekimin sonu gelsin. Belki daha da bollaşabilir. Balık dipte yani yuvada. Daha yukarı çıkmadı. Denizin sıcaklığı yüksek olduğu için şuanda dipte. Havalar soğusun bakalım ne olacak” ifadelerini kullandı.

    “Sezon bittikten sonra bir tek oltacılık olması lazım”

    Av sezonun bitmesinin ardından denizlerde sadece olta ile av yapılması gerektiğini ifade eden Vural, “Düne kadar hava sıcaklıkları 26 derecelerdeydi. Ben 50 yaşındayım. 2-3 senedir Rize’yi böyle görüyorum. Normalde Eylül aylarında kıyamet kopardı. En az 1 ay yağmurlu geçerdi. Eylül’ün sonunda av yasağı açılabilirdi. Hayvanı daha rahat bırakabilirdi. Normalde sezon bittikten sonra bir tek oltacılık olması lazım. Ağ atılmaması lazım. Normalde sezon bittiğinde ufak kayıkçılar ağ atıyorlar ama onları da yasak etmeleri lazım. Sadece olta olması lazım. Yetkililerden şunu rica ediyorum. Şu denizi dalgıçlarımız güzel bir şekilde temizlesin. Denizin dibinde kalan ağlar var. O ağların temizlenmesi lazım. Hayvanlar orada takılıp üreme yapamıyor. Yerli hamsimiz var kilosu 50 TL. Marmara’dan gelen hamsimizin kilosu 70 TL’dir. İstavrit 40 TL, Mezgit 75 TL, Somon var 200 TL. Şuanda bu çeşitlerle idare ediyoruz” diye konuştu.

  • Ayder Yaylası yerli turistlere kaldı

    Ayder Yaylası yerli turistlere kaldı

    Yaz aylarında sıcaktan bunalan vatandaşların ilk tercihi olan doğa harikası Ayder Yaylası, bugünlerde sessizliğe büründü. Sonbahar mevsiminin gelmesi, hava sıcaklıklarının düşmesi ve okul sezonunun da başlamasıyla yaz mevsiminin uğrak noktası olan Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Ayder Yaylası bir anda sessizliğe büründü. Yabancı turistlerin gitmesiyle doğa harikası yaylada yerli turistler sonbaharın tadını çıkarmaya başladı.

    İstanbul’dan Rize’ye gelerek Ayder Yaylası’na çıkan Cafer Gezer, “Eylül ayının son zamanlarında Ayder’de bulunmak ve böyle güzel bir havada Ayder’i çok farklı bir şekilde görmek çok güzel. Bu mevsimde Ayder’in ne kadar güzel olduğunu çok daha yakından gördük. Hava çok güzel, ortam çok güzel. Gerçekten buradan insanın hiç gidesi yok. Ayder’in çok güzel bir zamanı. Bütün dostlara tavsiye ederim. Bu mevsimde, bu zamanda gelip Ayder’de vakit geçirmelerini ve kendilerini dinlemelerini isterim. Ayder’den herkese selam ve sevgiler gönderiyorum” dedi.

  • Başladığı hobisi mesleği haline geldi

    Başladığı hobisi mesleği haline geldi

    Pandemi dönemlerinin başında evde canı sıkılan 66 yaşındaki Adnan Tiryaki, zaman geçirmek için ahşap torna yapmaya başladı. O dönemlerde sadece hobi olarak yaptığı ahşap işini mesleği haline getiren Tiryaki, yaşları büyük olan ve çürümeye başlayan ağaçları kesip onları birer sanat eserine çeviriyor. Ağaçlardan yaptığı avize, tabak, çanak ve masa gibi ürünler yoğun ilgi görürken, büyük uğraşla yapılan ürünler olmasından ötürü değerli hale geliyor.

    Pandemi döneminde başladığı işi devam ettirdiğini belirten Adnan Tiryaki, “3 sene önce pandemide canım çok sıkılınca bu mesleğe başladım. Bir makine buldum toparladım ve kurdum, hobi olarak başladım. Gençlere, istikbale tavsiye ediyorum. Benden geçti artık bu iş. Gençler gelsin öğrensin. Bir işi severek yaparsan zorluğu yoktur. Herkes yapabilir. Bütün mesleklerde aynıdır. Bu bir aşktır, sevdadır. Burada tabak, çanak ağırlıklı avize yapıyorum Artık ağaç neyi verirse yapıyorum. Ağaçtan ne çıkarabiliyorsam odun değil ağaçtan ne çıkarabilirsem. Odun sobayı yakmak içindir. Soba yakmalık odunları aldım burada bir şeye benzettim. Kâse yaptım ufak kül tablası yaptım, sobadan kurtarmak için” diye konuştu.

    “Bu masayı alıp kullanan kendine değil torunun torununa kadar bırakabilir”

    Yaptıkları masaların çok uzun zaman sağlam kaldığını söyleyen Tiryaki, “Genç ağaç kesilmez. Bir ağaç kolay meydana gelmiyor. Ağaç oksijen deposudur. Maalesef biz kesiyoruz ormanları yok ediyoruz. Kesme zamanı gelen ağaçları tespit ediyoruz kesip alıyor, işliyor ve kalıcı hale getiriyoruz. Bu masayı alıp kullanan kendine değil torunun torununa bırakabilir. Epoksi bir kimyasaldır. Çok güçlü bir yapıştırıcıdır. Çürümeyi önleyici ve kalıcıdır. Epoksi sanayide kaçınılmaz bir hale geldi. Mobilyacılıkta inşaat da, gemi yapımında, tekne yapımında hepsinde kullanılıyor. Maalesef gençlerden gelen bir iki gün geldi gitti. Halk eğitimdeki bu işi yapan arkadaşımın kursundan birkaç kişi çıktı. Bu işi yapan o kadar var. Her şeyi öğrenmek için sabır gerekir. Merdivenin birinci, ikinci basamağına çıkmadan üçe ve dörde çıkamazsın” ifadelerini kullandı.

    “En azından on kişiden bir kişi çıkarsa bile kardır”

    Bu işin geri dönüşüm için yapıldığını ifade eden Tiryaki, “Fiyatlar için maliyetimiz ve artı yüzde otuz alıyorum. Masanın fiyatı 14-15 bin lira oluyor. Bu ağacı ormana gidiyoruz kesiyoruz, alıyoruz, fırınlıyoruz, buharlaştırıyoruz, işliyoruz. İşlemesi nerden baksan yedi sekiz saat sürüyor. Çok al benili olursa yüzde kırka çıkarıyoruz. Biz sattığımızda çevirebilelim bu işi yeter. Burada her şey geri dönüşüm için yapılıyor. Benim mesleğim esasında gemicilikti. 16 yıl yaptım. Dünyayı dolaşmak varken burada kapanmak zorunda kaldım. Şimdi hayatımın parçası bunlar. Bana göre yeni bir hayat başladı. Gençlere tavsiyem bu işe en azından hobi olarak başlasınlar. Devlet imkanlar sağlıyor. Halk eğitim kurslar açıyor. En azından on kişiden bir kişi çıkarsa bile kardır. Hiçbir ağaç yakmak için değildir mutlaka kalıcı olarak kullanılabileceği bir yer vardır” şeklinde konuştu.

  • Tezgahlar hamsi ile bereketlendi

    Tezgahlar hamsi ile bereketlendi

    Denizlerde av yasağı 1 Eylül itibariyle sona ererken balıkçı tezgâhları da şenlenmeye başladı. Bu sezon henüz palamut avı gerçekleşmezken, bol miktarda çıkan hamsi yüzleri güldürdü. Tezgâhta 50-75 TL’den alıcı bulan hamsi en çok tercih edilen balık olurken, yine aynı fiyattan satılan istavrit de bol miktarda avlanmaya devam ediyor.

    Balıkçı esnaflarından Murat Kurt da bu sezon geçen yıla göre hamsinin daha iri ve bol olduğunu belirterek “Hamsi bol bu sene. Palamut daha tezgaha sifte yapamadık ama bu sene istavrit ve hamsi bol. Bu sene vatandaş hamsi ve istavrite doyacak” dedi.