Kategori: Rize

  • Baba-oğul 5 gün arayla virüs kurbanı

    Baba-oğul 5 gün arayla virüs kurbanı

    İstanbulda’da, koronavirüs karantinasının son gününde evde kalp krizi geçiren Burak Genç (29) kaldırıldığı hastanede kurtarılamazken, babası Mehmet Genç (49) de, koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. 5 gün arayla hayatlarını kaybeden baba- oğul, memleketleri Rize’nin Güneysu ilçesinde toprağa verildi.

    İstanbul’da yaşayan Mehmet Genç ve oğlu Burak Genç’e, 28 Ekim’de görülen semptomlar üzerine hastanede koronavirüs testi yapıldı. Test sonuçları pozitif çıkan baba Mehmet Genç, hastanede tedaviye alınırken, oğlu Burak Genç de evde karantina altına alındı. Evde izole olan Burak Genç, karantinasının son günü olan 6 Kasım’da, babasının durumunun ağırlaştığını öğrenmesi üzerine internet ortamında, ‘hastaların nasıl entübe edildiğine’ ilişkin araştırma yaptı. Burak Genç, bilgisayarda araştırma yaptığı sırada aniden fenalaşarak yere yığıldı. Aile fertlerince hastaneye kaldırılan ve yapılan kontrollerde kalp krizi geçirdiği tespit edilen Burak Genç, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Burak Genç’in cenazesi, memleketi Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı Gürgen köyünde toprağa verildi.

    BABASI DA KURTARILAMADI

    Burak Genç’in ölümünün ardından tedavisi süren ve hastane durumu ağırlaşan baba Mehmet Genç de dün hayatını kaybetti. 3 çocuk babası Mehmet Genç, bugün salgın tedbirleri altına kılınan cenaze namazının ardından, daha önce oğlunun defnedildiği kabristanlıkta, gözyaşları arasında toprağa verildi. Baba ve oğlunun 5 gün arayla yaşamlarını yitirmesi, akrabaları, ailesi ve komşularını hüzne boğdu.

  • 3 kardeş 54 günde koronavirüsten öldü

    3 kardeş 54 günde koronavirüsten öldü

    Rize’nin Çayeli ilçesinde, yaklaşık 54 gün içinde, Rukiye (55) ve Emine (64) Bayraktutan adlı kardeşlerinin ardından koronavirüsten yaşamını yitiren Necmettin Çakıroğlu, öğle vakti Sarısu köyünde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.

    ‘ÇOK ÜZGÜNÜZ’

    Necmettin Çakıroğlu’nun eşi Nurşen Çakıroğlu, “Eşimin biraz şikayetleri olunca sağ olan görümcelerim, ‘Gidin, test olun’ diye ısrar edince hastaneye gittik, ne yazık ki pozitif çıktı. Hastanede tedaviye alındı, yoğun bakımda 10 gün kaldı, ne yazık ki cenazesi çıktı. 3 kardeşi koronavirüsten kaybettik çok üzgünüz” dedi.

    ‘MASKEYİ HİÇ ÇIKARMADIK’

    Emine Bayraktutan’ın eşi Ahmet Bayraktutan da “Eşimi kaybetmiştim, bugün de kayınımı defnettik. Nasıl oldu, hiç anlamadık. Maskeyi hiç yüzümüzden çıkarmadık, dikkat ettik ama maalesef bu üzücü hadiseyi yaşadık” diye konuştu.

    2 kızı ve oğlunu kaybeden Fatma Çakıroğlu da “Kızlarımdan sonra ne yazık ki oğlumu da kaybettim. Allah sabrını verecek inşallah” dedi.

    ‘ÖNLEMLERİ ALMAZSAK BU HASTALIK ÇOK AİLEYİ ÜZECEK’

    Akrabalarını kaybeden Çayeli Belediye Başkanı İsmail Hakkı Çiftçi ise “Çok kesin olmamakla birlikte İstanbul’dan Düzce’ye oradan Rize’ye gelen bir süreç. Virüsün ne kadar hızlı ve etkili olduğunu bir belirtisi. 54 gün içinde benim teyzemin çocukları, 2 kızı, 1 oğlu koronavirüsten vefat etti. Çok üzgünüz. Bu hastalık ülkemizde bölgemizde hızlı bir şekilde yayılıyor maalesef. Şimdi daha iyi anlıyoruz ki önlemleri almazsak bu hastalık birçok aileyi üzecek” diye konuştu.

  • 8 saat arayla hayatlarını kaybettiler

    8 saat arayla hayatlarını kaybettiler

    Rize’de merdivenden düşen babası İlyas Demirci’nin (61) ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldığı haberini alınca beyin kanaması geçiren kızı Songül Akgün de (40) tedavi altına alındı. Baba ve kızı hastanede 8 saat arayla hayatını kaybetti.

    Rize’de Pehlivantaşı Mahallesi’nde, 10 gün önce evinin bahçesinde merdivenden düşen İlyas Demirci, ağır yaralandı. Rize Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Demirci, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı.

    KIZI DA 3 GÜN SONRA BEYİN KANAMASI GEÇİRDİ

    Babasının durumunun ağır olduğunu öğrenen Songül Akgün de 3 gün sonra beyin kanaması geçirdi. Hastaneye kaldırılan Akgün de yoğun bakıma yatırıldı. Songül Akgün hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen, dün saat 18.00 sıralarında hayatını kaybetti. Bilinci kapalı olan İlyas Demirci ise saat 02.00 sıralarında yaşam mücadelesini kaybetti.

    YAN YANA TOPRAĞA VERİLDİLER

    İlyas Demirci ve evli 1 çocuk annesi kızı Songül Akgün, bugün öğlen vakti Pehlivantaşı Mahallesi’nde gözyaşları arasında kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Eşi ve kayınpederini 8 saat arayla kaybeden Judo Milli Takımı Antrenörü Gökcan Akgün’ün cenazede oldukça üzgün olduğu görüldü.

    ”ÖLÜM BİLE ONLARI AYIRAMADI”

    İlyas Demirci’nin kardeşi Hasan Demici, “Baba ve kız birbirlerini çok seviyorlardı. Birlikte hastanede tedavi gördüler, birlikte öldüler. Ölüm bile onları ayıramadı” dedi.

  • Kaçkar’ların zirvesi beyaza büründü

    Kaçkar’ların zirvesi beyaza büründü

    Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, 3 bin 937 metre yüksekliğindeki Kaçkar Dağı’na ekim ayında kar yağdı.

    Çamlıhemşin ilçesindeki Kaçkar Dağı’na kar yağdı. Yağan karla birlikte dağın zirvesi beyaza büründü. Ekim ayında yağan kar nedeniyle hava sıcaklığında da düşüş yaşandı. 3 bin 937 metre yüksekliğindeki Kaçkar Dağı’nın zirvesinde karla birlikte seyrine doyumsuz manzara oluştu.

  • İlkel teleferik halatına takıldı, 25 metreden düşerek öldü

    İlkel teleferik halatına takıldı, 25 metreden düşerek öldü

    Rize’nin Güneysu ilçesinde, yörede ‘varangel’ olarak bilinen ilkel teleferiğin halatına takılıp 25 metrelik yükseklikten düşen Özbekistan uyruklu Shakhnoza Yuldasheva (31), hayatını kaybetti. Uzmanlar, bölgede çay hasadı ile birlikte yük taşımada kullanılan ilkel teleferiklerin güvenlik açısında büyük tehlike oluşturduğunu belirtti.

    Güneysu ilçesi Başköy köyünde önceki akşam topladığı çayları ilkel teleferikle taşımaya çalışan Özbekistan uyruklu 2 çocuk annesi Shakhnoza Yuldasheva, teleferiğe bağlı halata takıldı. Teleferiğin hareket etmesiyle halatın savurduğu Yuldasheva, yaklaşık 25 metrelik yamaçtan düşerek yaralandı. Komşularının ihbarı üzerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Yuldasheva, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Shakhnoza Yuldasheva’nın cenazesi, otopsi için Rize Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

    ‘KORKUYORUZ AMA KULLANMAYA MECBURUZ’

    Başköy köyünde çay tarımı yapan Mustafa Kalender, “Teleferiksiz bu bölgede yaşam olmaz. Konya’da traktör nasıl bir tarım aracı ise bu bölgenin tarım aracı da teleferik. Hem tarım için kullanıyoruz hem de evlerimize yük taşımak için. Yolun olmadığı her noktada teleferik devreye giriyor. Teleferikle ilgili muhakkak bir denetim yapılmalı. Çalışmaya elverişli olup olmadığı kontrol edilmeli. Bu teleferikte yaşanan ilk kaza değil, bundan önce onlarcası yaşandı. Korkuyoruz ama kullanmaya mecburuz” dedi.

    Köylülerden Tayyip Peçe ise teleferiğin yeni kurulduğunu belirterek, “Bu sistem yeni takılmış buraya. O yüzden acemilik yaptı, bu da maalesef hayatına mal oldu” ifadesini kullandı.

    Turgut Derici de, “Çay yüklerken bu vahim olay yaşanıyor. Telin kontrolünü kaybederek fırlayıp 25 metreden yere düşüyor ve maalesef hayatını kaybediyor. Teleferikteki bu sistem çok yeni, iyi kullanmasını bilmediği için başına bu üzücü olay geldi. Artık bu tür üzücü olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz. Teleferiklerin denetlenmesi, kullanıcı kişilerin eğitilmesi gerekiyor” diye konuştu.

    İLKEL TELEFERİK TEHLİKESİ

    Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde yaş çay hasadı sürüyor. Bölgenin dik ve engebeli yapısı nedeniyle vatandaşlar hasat ettikleri çayları ilkel teleferiklerle taşıyor. İlkel teleferiklerle ilgili rapor hazırlayan Rize Makine Mühendisleri Odası, sayıları Rize’de 10 bin, bölge genelinde ise 15 bine ulaşan ilkel teleferiklerin can ve mal güvenliği açısından büyük tehlike oluşturduğuna dikkat çekti. Ölümlü ve yaralamalı çok sayıda kazaya neden olan ilkel teleferiklerin gelişigüzel kullanıldığına dikkat çeken ve hiçbir mekanizmasının düzgün olmadığına yer verilen raporda teleferiklerin bir standarda kavuşturulması gerektiğine işaret edildi.

    ‘STANDARDI OLSUN’

    Rize Makine Mühendisleri Odası Başkanı Metin Bıçakçı, bölgede 15 binin üzerinde teleferik olduğunu belirterek bunların bir standardı olmadan kurulduğunu söyledi. Teleferiklerin belli standartlara sahip olması gerektiğini söyleyen Bıçakçı, “Teleferiklerin mutlaka ve mutlaka bir sorumlusu olması lazım. Gelişigüzel, çocuklara açık tehlike barındıracak şekilde olmaması lazım. Ne yazık ki bu konuda bir denetim, müeyyide olmadığı için vatandaşlar kolaylıkla teleferik malzemesi satın alarak gerekli gördükleri yerlere yapabiliyor. Bizim beklentimiz bu teleferiklerin bir sorumlusu olsun, teleferikler bir kabine alınsın, elektrik çarpmalarının önüne geçebilmek için elektrik tesisatları izole edilsin. Yükleme ve boşaltma alanlarında kaza olmaması için gerekli önlemler alınsın. Sırma telleri tekniğine uygun yapılsın” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Ayder Yaylası’nda

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Ayder Yaylası’nda

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Ayder Yaylası’nda Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan çalışmaları yerinde inceledi.

    Güneysu ilçesindeki evinden helikopterle Ardeşen’e gelen eden Erdoğan, kara yolu ile Ayder Yaylası’na hareket etti.

    Yol boyunca kendisini karşılayan vatandaşları selamlayan Erdoğan, bölgede yapılan çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yol kenarında haşlanmış mısır satan kadından mısır satın alarak kendisini takip eden gazetecilere ikram etti.

    Daha sonra Ayder Yaylası’na gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle bir otelde kahvaltı yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca gerçekleştirilen Ayder Yenileme ve Koruma Projesi kapsamındaki çalışmaları yerinde inceleyerek, bilgi aldı.

    HEDEF 2022

    Ayder Yaylasında yapılan çalışmalara ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, Ayder’de çok güzel bir gelişme gördüğünü söyledi.

    Halkın da memnuniyetini bizzat kendilerinden dinlemek suretiyle daha da memnun olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Hedefimiz inşallah 2022’nin sonunda yeni bir Ayder ortaya çıkacak. Bu yeni Ayder, altyapısıyla, konutlarıyla, otoparklarıyla, restoranlarıyla herşeyiyle bizim için özellikle turizmde çok ciddi bir çekim alanı olacak” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, havalimanının bitişi ile Ayder’e gidiş gelişlerin gerek yurt içi gerek yurt dışı çok daha fazlalaşacağına işaret ederek, “Bu arada kayak turizmine yönelik çalışma da ilgili bakan arkadaşlarımızca daha önce yapılmıştı. Onun üzerinde de çalışmalar devam ediyor. Bütün bunlarla beraber bir kollektif anlayışı takip edeceğiz” diye konuştu.

    “YIKIMLA KİMSEYİ MAĞDUR ETMEYECEĞİZ”

    Çalışmalarda, ciddi bir mesafe alındığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Şu anda üzerinde bulunduğumuz altyapı kısmı çok kısa bir zamanda yapıldı. 6 ayda bitti ama daha yapılacak çok şey var. Hedefimiz 2022’nin sonunda bütün buralardaki konutlardan otoparkına varıncaya kadar hepsini bitirmek. Gerek iç gerekse uluslararası turizme burayı açmak. Bu arada havalimanımızda bitmiş olacak. Havalimanının da bitişiyle burası çok ciddi bir çekim alanı haline gelecek.”

    Bir basın mensubunun “Baba ocağında olmak nasıl bir duygu?” sorusuna Erdoğan, “Ondan daha güzeli olur mu? Allah rahmet etsin.” karşılığını verdi.

    “YIKIM MUTLAKA OLACAK”

    Uzungöl’de apılan çalışmalara ilişkin soru üzerine de Erdoğan, şu yanıtı verdi:

    “Hepsi olacak inşallah. Uzungöl de bizim için özellikle Trabzon bölgesinde ciddi bir çekim alanımız. Uzungöl ile ilgili çalışmalar da yoğun şekilde devam edecek. Orada da çalışmalar başladı. Kaçak yapıların ötesinde tamamıyla işgal. Bunların üzerinde ısrarla duruyoruz. Kimse kusura bakmasın. Bunların yıkımı muhakkak olacak. Yıkımla beraber kimseyi mağdur etmeden buralardaki hak sahiplerine bu inşaatların yapımıyla birlikte konutsa konut, mağaza ise mağaza, bunun dışında otel vesaire neyse bunların haklarını da teslim etmekte hiçbir zaman tereddüdümüz olmayacak.”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra bir kafede kendisine ikram edilen kahveyi içti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharram Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Çiğdem Karaaslan ile İletişim Başkanı Fahrettin Altun eşlik etti.

  • Eski damadının başına çekiçle vurarak öldürdü

    Eski damadının başına çekiçle vurarak öldürdü

    Rize’de boşandığı eşinin evine giden Kemal Kansız (55), çıkan tartışmada eski kayınvalidesi Hatun U. (75) tarafından başına çekiçle vurularak öldürüldü.

    Olay, dün akşam saatlerinde merkeze bağlı Çorapçılar Mahallesi’nde meydana geldi. Boşandığı eşinin evine giden Kemal Kansız, henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı eski kayınvalidesi Hatun U. ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Hatun U., eski damadının kafasına çekiçle vurdu. Kansız, aldığı darbeyle yere yığıldı. Komşuların ihbarı ile olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, Kansız’ın hayatını kaybettiğini tespit etti. Yaşlı kadın gözaltına alınırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bakan Kurum sel bölgesinde incelemelerde bulundu

    Bakan Kurum sel bölgesinde incelemelerde bulundu

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, halihazırda Artvin ve Rize’deki sel nedeniyle ulaşamadıkları vatandaş kalmadığını bildirdi.

    Rize’deki sel ve heyelanların ardından bölgeye gelen Bakan Kurum, ilk olarak hasar gören Çayeli ilçesindeki Şairler Deresi alanında incelemede bulundu.

    İlgililerden devam eden çalışmalara ilişkin bilgi alan ve vatandaşlara “geçmiş olsun” temennisinde bulunan Kurum, daha sonra Madenli beldesine geçti.

    Burada da devam eden çalışmaları inceleyen ve yetkililerden brifing alan Kurum, daha sonra gazetecilere açıklamada bulundu.

    Bakan Kurum, önceki gün yaşanan sel ve heyelan sebebiyle Rize’ye geldiğini belirterek, “Çayeli ilçemizi, şimdi de Madenli beldemizi ziyaret ediyoruz. Tabii sel olayı olur olmaz Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde İçişleri Bakanımız yine Bakanlığımızın ilgili İlbank Genel Müdürü Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, İl Müdürlüğümüz, Valiliğimiz koordinasyonunda yapılması gereken tüm çalışmaları başlattılar ve hızlı bir şekilde vatandaşlarımıza ulaşmak, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermek üzere çalışmalarımızı gece gündüz devam ettirdik.” diye konuştu.

    Rize ve Artvin’de yaşanan seller nedeniyle toplam 6 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Kurum, şöyle devam etti:

    “Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yine yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz. Şu an itibarıyla ne Artvin’imizde ne de Rize’mizde ulaşamadığımız vatandaşımız kalmadı. Tamamına Valiliğimiz ilgili birimlerimizin koordinasyonunda ulaşmış durumdadır. Bu çerçevede de vatandaşlarımızın yaralarını sarmak suretiyle bu selden ve heyelandan şehrimizi en az etkileyecek şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

    Kurum, yaptıkları tespitlerde Çayeli ilçesinde ve Madenli beldesinde 4 yapı, 20 iş yerinin afetten etkilenmiş durumda olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

    “Madenli ilçemizde yine altyapıya ilişkin içme suyu, kanalizasyon, arıtma tesislerine ilişkin, yollarımıza ilişkin ciddi hasarlar meydana gelmiş durumda. Çayeli ilçemiz için Şairler Deresi diye vatandaşlarımızın bildiği ve denize birleşen noktadaki köprü ve dere güzergahı üzerinde incelemelerde bulunduk. Burada selden etkilenen vatandaşlarımızın iş yerlerini ziyaret ettik ve bu noktada Valiliğimiz koordinasyonunda şu çalışmanın yapılması kararını aldık. Bu dere güzergahı üzerinde bulunan 4 yapımız var. Bu yapıların bugün itibarıyla boşaltma sürecini yapıyoruz. Şairler Deresi ve bu dere güzergahı üzerindeki esnafımız, yine vatandaşlarımız etkilenmiş durumdalar. Ziyaretimizi yaptık ve şu alandaki yapıları kaldırıyoruz. Yaklaşık 4 iş yeri bu alanda mevcut. Biz Rize’den ayrılmadan da taşınma ve yıkım süreci inşallah Valiliğimiz koordinasyonunda başlatılacak.”

    “Şairler Deresi güzergahı üzerindeki bu yapıları kaldırmış olacağız”

    Hem kaymakamlığa hem de belediyeye gerekli talimatları verdiklerini, söz konusu binaları bulunduğu alandan kaldıracaklarını kaydeden Kurum, “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz, Tarım Bakanlığımız bünyesinde Tarım Bakanlığımızın talimatlarıyla Şairler Deresi üzerindeki köprümüzün ıslahını, yine bu kurbu daha da genişletecek ki 278 kilogram yağış düşmüş durumda ki normalde 50-60 kilogram yağışın düştüğü, ortalama en yüksek yağışın görüldüğü miktar buyken 278 kilogram yağış düştü, dolayısıyla bu yağış sebebiyle daha sonra yaşanma ihtimali olan sellerde vatandaşımızın etkilenmemesi adına bu binaları kaldırıyoruz, burayı kamulaştırıyoruz.” diye konuştu.

    Kurum, bu işe ilişkin gerekli bedelleri Valiliğe göndereceklerine işaret ederek, “Valiliğimiz koordinasyonunda da o 4 iş yerini kaldırıp dere güzergahını genişletecek ve köprüyü iyileştirecek çalışmalarımızı da yapıyor olacağız. Buradaki vatandaşlarımıza 5 bin lira taşınmaları suretinde kira yardımı, yine oradan kaldıracağımız esnafımıza da 10 bin lira da taşınma yardımı desteğini yarın itibarıyla Valiliğimiz kanalıyla vereceğiz ve Şairler Deresi güzergahı üzerindeki bu yapıları kaldırmış olacağız.” dedi.

  • Rize’yi sağanak vurdu hayat felç oldu

    Rize’yi sağanak vurdu hayat felç oldu

    Rize’nin Çayeli ilçesinde şiddetli yağış hasara yol açtı.

    Kent genelinde sabahtan itibaren etkili olan yağışın şiddetini artırması üzerine Çayeli ilçesinde debisi yükselen Şairler Deresi taştı.

    Taşmanın etkisiyle dere üzerindeki köprü ulaşıma kapatıldı.

    Çevredeki çok sayıda aracın sular altında kaldığı sel nedeniyle Eski Pazar Mahallesi’ndeki apartmanların giriş katlarını su bastı.

    Binaların alt katlarında yaşayan vatandaşlar, üst katlardaki komşularının yanına sığındı.

    Şiddetli yağışın devam ettiği ilçede, belediye ekipleri dere sularının taşıdığı rusubatı temizlemek için iş makineleriyle çalışma yürütüyor.

  • Emniyet Müdürü’nü şehit eden saldırgan: Tayinim yapılsaydı bu olay gerçekleşmeyecekti

    Emniyet Müdürü’nü şehit eden saldırgan: Tayinim yapılsaydı bu olay gerçekleşmeyecekti

    Rize İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’yi (46) makamında şehit eden, Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğitcan Köksal’ı yaralayan trafik polisi İsmail Hakkı Sarıcaoğlu’nun (36), yargılanmasına devam edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada FETÖ/PDY ile bağlantısı ortaya çıkarılan Sarıcaoğlu, duruşmada iddiaları reddetti. Sarıcaoğlu, “Tayin talebim yerine getirilmiş olsaydı, bu görüşme yapılmayacak ve bu olay gerçekleşmeyecekti’’ dedi.

    Derepazarı ilçesinde trafik polisi olarak görev yapan İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, geçen yıl Erzurum Atatürk Üniversitesi İnşaat Bölümü’nden yatay geçişle Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’ne kayıt yaptırdı. Derepazarı ilçesinden 8 kilometre mesafedeki il merkezine tayin isteyen Sarıcaoğlu, amirleri, ilçe kaymakamı ve Personel Şube Müdürlüğü ile yaptığı görüşmelerden olumlu cevap alamayınca İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’yle görüşmek istedi. 11 Aralık 2018 tarihinin personel görüş günü olması nedeniyle görüşme programına alınan İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, özel kalemin odasına çağrıldı. Burada, tedbir amaçlı özel kalem görevlilerince tabancası ve cep telefonu alınan Sarıcaoğlu, İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’nin makam odasına girdi.

    MAKAM ODASINDA DEHŞET SAÇTI

    8 dakika süren görüşme sonrası makam odasından çıkan Sarıcaoğlu, teslim ettiği tabanca ve cep telefonunu geri aldı. Derepazarı’ndan, Rize kent merkezine tayininin planlamaya uygun bulunmadığı bildirildiği için öfkelenen polis memuru, silahını teslim aldıktan kısa süre sonra makam odasına geri yöneldi. Odaya girip, tabancasını ateşledi. Tabancadan çıkan 7 kurşundan 3’ünün isabet ettiği İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Personel Şube Müdürü Ercan Polat ve koruma polisi Yiğit Can Köksal da yaralandı. Yaralı Köksal tarafından bacağından vurularak, etkisiz hale getirilen saldırgan polis memuru İsmail Hakkı Sarıcaoğlu tutuklandı. Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğit Can Köksal tedavilerinin ardından taburcu edildi.

    ‘AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 40 YIL HAPSİ İSTENDİ’

    Rize Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan 41 sayfalık iddianamede, Sarıcaoğlu hakkında, ‘tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme’ ve ‘tasarlayarak 2 kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs’ suçlarından ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ ile 40 yıla kadar hapis cezası istendi.

    YARGILAMAYA DEVAM EDİLDİ

    Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edilen İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık duruşmaya Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı katıldı. Duruşmayı Rize Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman ile İl Jandarma Komutanı Albay Hakan Dedebağ da izledi.

    TANIK: CEZAEVİNDE DELİKTEN KONUŞTUK

    İsmail Hakkı Sarıcaoğlu’nun daha önce tutulduğu Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü Okan Ünal’ın 6 sayfadan oluşan el yazısı ihbar mektubu mahkemeye ulaştı. Ünal, Sarıcaoğlu’nun bağlantılarına ilişkin bilgiler paylaştığı mektubunda mahkemede tanık olarak dinlendi. Tanık Ünal, koğuş duvarından açılan bir delikten sanıkla konuştuğunu belirterek, “Sanık yan koğuşunda Harun isimli kişi ile de benzer bir delikten konuşuyordu. Bahçeden konuşuyordu. Bu husus ona sorulursa her koğuşta zaten bu deliğin olduğu, özel olarak hazırlanmadığı anlaşılır. Ben sanığın kripto bir FETÖ terör örgütü üyesi olduğunu düşünüyorum. Sercan ile ilgili sanığın beyanları kısmen doğrudur. Sercan isimli kişi akıl hastasıdır. Bu sebeple gerek ona ‘MİT’ten selam’ olduğuna dair şeyler söylediği gibi bana ‘sen FETÖ’cü müsün? FETÖ’cü isen beni de ceza evinden çıkar’ gibi şeyler söylüyordu. Ayrıca cezaevi idaresi delikten haberleştiğimizi anladığı için deliği bir ara kapattı. Ancak sanık İsmail Hakkı daha sonra bu deliği kendisi açtı oradan bu şekilde sohbetlerimize devam ettik. Ben doğruları söylüyorum, sanık doğruları anlatmıyor” dedi.

    ‘SADECE BİR AY GÜLEN’İN YURTLARINDA KALDIM’

    Mahkeme salonuna SEGBİS yöntemiyle bağlanan Okan Ünal’ın iddialarının ardından dinlenen sanık İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, Okan Ünal isimli şahsı ilk defa gördüğünü ancak sesinden tanıdığını belirterek, ‘ Kırıkkale cezaevinde kalmakda olduğum koğuşun yan koğuşundaki kişidir. Duvarda kasıtlı olarak açılmış bir delik benim koğuşumla tanık Okan’ın koğuşu arasında vardı. Anlattıkları kısmen doğru olmakla birlikte, kısmen senaryo şeklindedir. Bence tanıdığı birileri kullanmış. Esasen ben dava dosyası ile ilgili birtakım bilgileri tanıkla paylaşmıştım. Tanıdığı bu doğru bilgilerle birlikte, yanlış birtakım bilgileri aktardığını da söylemek istiyorum. Ben yalnızca 2001 yılında üniversitede yalnızca bir ay kadar Fetullah Gülen ile iltisaklı yurtta kaldım. Bu yurtta kalışım dışında söz konusu örgütle başka hiçbir bağlantım olmadı’’ diye konuştu.

    ‘TAYİN TALEBİM YERİNE GETİRİLMİŞ OLSAYDI BU OLAY GERÇEKLEŞMEYECEKTİ’

    Sanık Sarıcaoğlu, mahkemedeki savunmasına şöyle devam etti:

    “Tayin talebim yerine getirilseydi böyle bir görüşme olmayacaktı ve bu olay gerçeklemeyecekti. Benim kendi kendime mesajlar attığım konusunu daha önce açıklamıştım, esasen bunlar not alma şeklinde mesajlardır. Başkasının okuyacağını bilseydim daha düzgün bir şekilde gönderirdim. Yoksa kendimi akıl hastası gibi göstermeye çalışmak adına yapmış olduğum bir mizansen değildir. Ben Altuğ Verdi’nin gıyabında ‘namussuz, şerefsiz’’ gibi bir laf etmedim. Onun 15 Temmuz’da ne yaptığına ilişkin bir bilgimde yoktur. Daha doğrusu olay tarihinde bir bilgim yoktur. Benim hakkımda esasen ilk soruşturmalarda ve devamında düzenlenen müfettiş raporlarında SD karttan ele geçen herhangi bir fişleme belgesi olmadığı da açıktır. Benim FETÖ ile bağlantım yoktur. Herhangi bir yerden talimat alarak bu işi yapmadım. Sadece tayin meselesi yüzünden bu olay olmuştur”

    Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma 8 Ekim 2020 tarihine ertelendi.