Kategori: Rize

  • Çayda 4. sürgün gözüktü

    Çayda 4. sürgün gözüktü

    Doğu Karadeniz’de Rize, Artvin, Trabzon, Giresun ve Ordu’da yaklaşık 800 bin dekar alanda yaklaşık 200 bin üretici tarafından üretimi gerçekleştirilen çayda 3. sürgünü tamamlanmak üzere. 2024 yılı yaş çay sezonunun birinci sürgünü Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından 4 Mayıs 2024’te açıldı. 2. Sürgün yaş çay kampanyası ise yine ÇAYKUR tarafından 26 Haziran 2024 tarihinde başlarken 3. sürgün ise 15 Ağustos 2024 tarihinde başladı. 3. sürgünün bitiş tarihi henüz netleşmezken, bazı bölgelerde çay yeniden yeşermeye başladı.

    Normal şartlarda 3 sürgün olarak toplanan çay Doğu Karadeniz Bölgesini etkisi altına alan şiddetli yağışlar ve hemen akabinde gelen sıcak havalar nedeniyle yeniden yeşermeye başladı. Çayını özel sektöre yok pahasına satmak istemeyen çay üreticileri ise ÇAYKUR’a “4. Sürgün için fabrikaları açık tutun” diyerek seslendi.

    Yağışların ardından gelen sıcak hava ve güneşin çay bitkisinin sanki ilk sürgünmüş gibi verimli gelmesine sebep olduğunu ifade eden Fetiye Yıldırım “4. sürgün çay gelmiş. Bu gidişle 5. sürgün bile gelir. Havalar güzel gittiği için çay yeniden geldi. Havalar böyle güzel giderse daha da güzel gelir. Çok güzel, Maşallah ilk sürgün çayı gibi geldi” ifadelerini kullandı.

    Bir başka çay üreticisi Firdevs Ferah ise ÇAYKUR’un fabrikaları açık tutmasını istediklerini ifade ederek “Allah’ıma çok şükür olsun. Bu havalar nedeniyle 4. srgün çay da geldi. Bu gidişle 5’te gelecek. ÇAYKUR fabrikalarımızı açsın, kapatmasın. Özel sektörün verdiği fiyat ile geçinemiyoruz. Çaylıklarımız yem yeşil oldu” dedi.

  • Fatih’in Rizeli torunları

    Fatih’in Rizeli torunları

    Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’un fethi sırasında gemileri karadan yürütmesinden esinlenen Rizeliler, “Fatih’in Rizeli torunları” olarak benzer bir çalışmaya imza attı.

    Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Kale Köyü’nün su deposu sorununu çözmek için ilginç bir yöntem uygulandı. Köylüler su deposunun yerleştirileceği noktaya araç yolu olmayışından ötürü yaptırdıkları su deposunu köyün tepesine çıkartamıyordu. Su sorunu yaşayan 15 hane ve 7 mahalledeki köy halkı bunun üzerine köy muhtarı Mansur Aydıl’dan yardım talep etti. Muhtar Aydıl, su deposunu nasıl taşıyabilecekleri yönünde düşünmeye başladı. Köy muhtarı Mansur Aydıl, köylülerden yardım isteyerek su deposunu halatlar ile kalaslar üzerinde patika yollardan taşımaya karar verdi. Köy halkını bir araya toplayan muhtar, yaklaşık 300 kilogram ağırlığındaki su deposunu 3 kilometrelik yamaçtan halatlar ile çekerek çıkarmayı denedi. Yaptıkları kalaslardan sal üstüne bindirilen su deposu köylüler tarafından halatlar ile çekilerek yaklaşık 3 günün sonunda zirveye çıkarıldı. Köyün su sorununu el ele vererek çözen köy muhtarı Mansur Aydıl, Karadenizlinin yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını tekrardan kanıtladı.

  • Rize’yi sağanak vurdu

    Rize’yi sağanak vurdu

    Sabah saatleri itibariyle başlayan şiddetli sağanak yağış Rize’nin sahil kesimlerinde bulunan ilçelerinde etkisini gösterdi. Fındıklı, Ardeşen, Pazar ve Çayeli ilçelerinde etkili olan sağanak yağış cadde ve sokaklar göle dönerken Pazar ilçesinde ise bazı işletmelerde su baskınlarına neden oldu.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından Rize’nin kıyı kesimleri için yağış uyarısı yapılırken, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından vatandaşlar sel, heyelan ve su baskınlarına karşı uyarıda bulunuldu.

    Yağışların akşam saatlerine kadar sürmesi bekleniyor.

  • Yemek arayan sevimli ayılar

    Yemek arayan sevimli ayılar

    Kendilerine yiyecek arayan ayılar zaman zaman insanların yaşam alanlarına inince vatandaşlar tarafından görüntüleniyor. Bu kez doğada yine yemek arayan ayılar bu kez kendilerine ait yaşam alanında görüntülendi.

    Çamlıhemşin ilçesine bağlı 1884 metre yükseklikteki Elevit Yaylası’nda otlayan boz ayılar drone ile havadan görüntülendi. Bir yandan dağa tırmanıp bir yandan da karınlarını doyurmaya çalışan 2 boz ayı kendilerini görüntüleyen drone bakarak poz vermeyi de ihmal etmedi.

  • Rize’de dolu yağışı

    Rize’de dolu yağışı

    Rize’nin Pazar ilçesinde dolu yağışı meydana geldi. Yağan dolu nedeniyle vatandaşlar sokakları terk etmek zorunda kalırken araç sürücüleri araçlarının üzerlerini bez gibi malzemelerle kapatarak zarar görmelerini engelledi.

    Kısa süren dolu yağışı ilçeyi olumsuz yönde etkiledi.

  • Ayder’in çevreci otoparkı

    Ayder’in çevreci otoparkı

    Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı dünyaca ünlü turizm merkezi Ayder Yaylası’nın en büyük sorunlarından olan trafiğe çözüm bulundu. Turizm sezonunda yayaların bile yürümekte zorluk çektiği yaylada yaklaşık 4 yıl önce çevreci otopark inşaatına başlandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yaylanın girişinde 72 bin metrekare alana inşa edilen otopark 6 blok halinde 11 katlı, toplam 1780 araçlık kapalı otopark tamamlanarak hizmete açıldı. Tamamen çevreci olarak inşaat edilen otopark sayesinde yaylada araç trafiği olmayacak. Otoparka araçlarını bırakan vatandaşlar için de özel minibüsler ile yaylaya kadar taşınacak.

    Ayder’in çevreci otoparkı

    “Ana tema Ayder’i trafikten kurtarmak”

    Şantiye sorumlusu Ali Faik Kal, yaptığı açıklamada “Kapalı otopark 11 kattan oluşmaktadır. 72 bin metrekarelik kapalı alandan ibarettir. 9 katı toprağın altındadır. 2 girişi ve 2 çıkışı bulunan bir otoparkımız. Bin 700 normal otomobilin alabileceği kapasitededir. Ayrıca 66 tane de engelli araçlar için yer tahsis edilmiştir. Çevreci niteliğinde bir otoparktır. Tamamı ile yeşil örtüyle kaplanmıştır. Elektrikli araçlar için de şarj istasyonu koyuldu. 17 tane otobüsün park edebileceği alanda mevcuttur. Ayrıca otoparka gelip araçlarını park eden misafirlerimiz için ücretsiz ring servisi otopark yönetimi tarafından sağlanmıştır. Ana tema Ayder’i trafikten kurtarmak. Yaklaşık 4 yıl süren bir şantiye oldu. Çok zor bir süreç yürütüldü. Şükürler olsun teslim etmeyi başardık. Burada Ayder’de özellikle sezonda 4-5 aylık bir dönemde çok fazla trafik oluyor. Yaya bile yürüyemeyecek hale geliyordu. Yeşil örtünün korunmasına özen gösterildi. Hatta coğrafi konumu itibariyle eski hali nasıl ise şimdi ki hali de aynı oldu. Doğaya uygun bir şekilde yöreye ait ağaçlar seçildi. Çevreye uygun bir otopark yapmış bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.

  • Çay torbalarına yoğun ilgi

    Çay torbalarına yoğun ilgi

    Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 1. sürgün çay sezonu hız kesmeden devam ediyor. Rize, Artvin, Trabzon ve Giresun bölgelerinde çay müstahsilleri çay tarım arazilerine girerek bir an evvel çaylarını toplayıp satmak istiyor. İlk çay dikildiği tarihten bu yana toplaması değişen teknolojiyle birlikte çay müstahsillerinin işini daha da kolaylaştırıyor. İlk zamanlarında ellerle toplanan çaylar bir dönem sonra çay makasları ile toplandı. 1980 ihtilali öncesinde ise fabrikaların çay işleme kapasiteleri müstahsillerin verdikleri çayları karşılamadığından, çayda kalitenin artması bahane gösterilerek ‘çay makasları çaya zarar veriyor’ gerekçesi ile yasaklandı. Yasaktan yıllar sonra ise bu yasak Rizeli milletvekillerinin girişimi ile kaldırılarak yeniden çay makası ile toplanmaya başlandı.

    Çay bugünlerde ise çay motorları ile toplanmaya başlandı. İlk etapta benzinli olan çay motorları ‘çayda egzoz ağzı bıraktığı’ gerekçesiyle yasaklandı. Bu kez benzinli çay motorları yerini elektrikli çay motorlarına bıraktı. Çayda toplama yöntemleri değiştikçe taşıma metotları da değişmeye başladı. Elle toplanan çay sepetlerle taşınırken, makasla toplanan çaylar için sırtta taşınabilen çay torbaları çıktı. Şimdi ise çay motorları ile toplanan çaylar için ağız kısmı plastik su borularından yapılan, tek elle tutulabilen torbalar piyasaya sürüldü. Çay motorunu tek elle rahat hareket ettiren çay müstahsilleri diğer elleriyle tuttuğu bu yeni çay torbalarını rahatça dolduruyor ve çay toplama işlemini daha da hızlandırıyor. Hal böyle olunca eski sırta takılan torbalar da çay sepetleri gibi tarih oluyor.

    “Sırta alıp da taşıma yok”

    Çay toplama işleminin teknoloji ilerledikçe daha rahat bir hal aldığının altını çizen Rizeli esnaf Tahsin Çelik “Genelde teknoloji o kadar ilerledi ki artık bu işi elektroniğe kadar döktü. Eskiden elle toplanırdı ve ellerde darp izleri olurdu. Doktorun müdahalesine kadar gidilirdi. Ondan sonra makaslar çıktı. Bir ara yasaktı. Şu anda teknolojinin tam ilerlediği şeyde motorlarımız çıkmış. İşte teknoloji ilerlediği müddetçe daha kolaylık oldu. Şarja takılıyor, 7-8 saat şarjlı gidiyor. Tek elle tutularak makineyle beraber toplanıp hazneye dolduruluyor ve elde taşınarak yuvarlama sepetlerine konuyor. Yuvalama sepetlerine konduktan sonra ağzı bağlanıp ilimizin coğrafi yapısı çok rampa, bayır olduğu için yukarıdan aşağıya doğru en kısa yerden yuvarlanarak taşıma işleri yapılıyor. Sırta alıp da taşıma yok” dedi.

    “En son sistem bu”

    İnsanların yeni çıkan çay motorları ve buna ek olarak piyasaya çıkan tek elde tutulan torbalar ile çok rahat bir sezon geçirdiğini kaydeden Çelik “Şuanda en son sistemdir bu. Bundan sonra artık ne çıkar bilemem. Çok engebeli, çok rampa insanların müşkülat ve fiziki yapısı pek uygun olmadığı yerlerde büyük kolaylık. Diğer sırtta taşınan çay torbalarının satışı tamamıyla azaldı. Çünkü elle toplamak yok, sırtta taşıma yok. Tabii ki çok daha rahatlık oldu. Çay sezonu zaten 3-5 ayda bitirilmesi gereken bir olaydır. Günübirlik herkes kendi çayına girdi ve bu şekilde çok daha rahat etti. Bir günde mesela 200 kilogram toplanan yerden şu anda 1 ton kadar çay toplanabiliyor makineyle beraber” ifadelerini kullandı.

    “Elle tutulan çay torbalarını şuanda yok satıyoruz”

    Çay müstahsillerinin fiyat farkına bakmadan daha kullanışlı olan yeni nesil çay sepetleri ve torbalarına yöneldiğini ifade eden Orhan Yanık isimli esnaf “Tek elle tutulabilen çay torbalarını ise şu an şu anda yok satıyoruz. Terzimizde, bekliyoruz yeni ürünleri. İnşallah gelince satacağız. Torbalar 60 TL’den satıyoruz. Büyük sepetlerimizi 150 TL civarında satıyoruz. Ufaklarını 125 TL’den satıyoruz. Sırta takılan çay torbalarını artık kimse ilgi göstermiyor” şeklinde konuştu.

  • Tarihi serenderler otel odası oldu

    Tarihi serenderler otel odası oldu

    Genelde üst kısmında yiyeceklerini kemirgenlerden korumak için sakladığı, alt kısmını da çoğunlukta ahırda yetiştirdikleri hayvanlar için yazdan hazırladıkları otları koymak için kullandığı ahşap serenderler artık tarih olmaya başladı. Genel itibariyle 4 direk üzerine kurulan oda şeklinde olan ve oturtulduğu direklere kemirgenlerin tırmanmaması için tekerleğe benzer yuvarlak bir ahşap ile kesişen serenderler aynı zamanda bir zenginlik göstergesiydi. Birçok evin yakınına kurulan bu serenderlerin alt kısımları da ahırda bakılan büyükbaş veya küçükbaş hayvanların yemesi için saklanan otlarla doldurulurdu. Unutulmaya yüz tutmuş bu yerel mimari Rizeli aile için fikir kaynağı oldu.

    Rize’nin Ardeşen ilçesi Fırtına Vadisinde yaşayan Recep Kurtoğlu ve oğulları, çürümeye yüz tutan ve Doğu Karadeniz’in geçmiş dönemde vazgeçilmezi olan bir serenderi satın alarak köylerinde ki araziye yerleştiremeyince farklı bir alana yerleştirdiler. Aile genellikle yakın akrabaları ve arkadaşları ile çay içmek için serenderi kullanmaya başladı. Sonrasında talep artınca serenderi otel odasına çevirdi. Alt kısmını lavabo, salon ve mutfağa çeviren aile üst katını ise yatak odasına ayırdı. Talep arttıkça harekete geçen Kurtoğlu ailesi, tamamen doğallığı bozmadan yaptıkları serenderlerin sayısını 5’e kadar çıkarttı.

    “Orijinalini hiç bozmamaya çalıştık”

    Orjinalliğini bozmadan serenderleri otel odası olarak kullanmaya başladıklarını ifade eden Recep Kurtoğlu, “Aslında ilk önce evimin önüne koymak için almıştım. Tarihi eserleri seviyorum. Sığmayınca buraya getirmek zorunda kaldık. Çocuklar özellikle burayı istediler. Başta ticari amaçlı değildi. Sırf kendimiz için yapmıştık. Tamamen doğaldan yanayız. Her şeyi otantik yapmaya çalıştık. Bunlar en az 150-200 yıllık yapılar. Orijinalini hiç bozmamaya çalıştık. Orijinalliğini bozmadan eskiyi canlandırmak istedik” dedi.

    “Rize hayatını burada yaşatıyoruz”

    Gelen misafirleri şehir hayatından uzaklaştırarak Rize hayatını yaşattıklarını belirten Burak Kurtoğlu, “Buranın en büyük özelliği tamamen doğal olması. 150-200 yıllık yapılarımız var burada. 5 ayrı serender evimiz mevcut. Hiçbirinde çivi bile yok. Eskilerimiz tahtaların birbirine geçirerek yapmışlar. Zamanında bunlar kiler olarak kullanılmaktaydı. Eskiler mısır gibi ürünler öğüttükleri zaman fare gibi haşereler ulaşamaması için serenderlerde saklanırdı. Asıl kullanım amacaı oydu. Yöremizde çokça mevcuttu. Sahipleri bir kısmını kırıp odun yapmaya başladılar. Bir kısmı çürütmeye başladı. Değeri kalmadı. Bu olay zaten karambole gelişti. Öncelikle bu işe girmemize sebep olan arkadaş serenderi çürütüyordu. Eski sahibi bakamadığı için bize sattı. Köyümüze büyük geldiği için orada kullanamadık. Düz bir alana kurup arkadaşlarımız gelip çay içeriz amacıyla buraya kurduk. Sonrasında neden konaklamaya çevirmiyorsunuz gibilerinden çok talep olunca neden olmasın dedik. Bir tane ile başlamıştık. Şu anda 5 adet farklı serender evimiz mevcut. Rize’nin farklı köylerinden serender evleri aldık buraya taşıdık. Doğallığını bozmadan buraya dizdik. İçini de otel hizmeti verebilecek şekilde dizayn ettik. Buranın en büyük özelliği doğal olması. Buraya gelen insan 2-3 gün olsa bile şehir hayatından uzaklaşıyor. Rize hayatını burada yaşatıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Burada uyumak benim için tarif edilemeyecek bir duygu”

    Kaan Kurtoğlu ise serenderlerin tarihine dikkat çekerek “Serender yaklaşık 150 yıllık. İçine girdiğin andan itibaren ahşabın kokusunu alıyorsunuz. Özellikle yağmurlu havalarda burada uyumak benim için tarif edilemeyecek bir duygu. Gelen insanlarda bu şekilde düşünüyor. Bu serenderler eskiden kiler olarak kullanılıyordu. Buzdolabı olmadığı için insanlar gıda ürünlerini burada saklarlardı. Bunlar yerden yüksek olduğu için fare gibi hayvanlar gıdalara ulaşamıyordu. Bu şekilde kullanılıyordu” şeklinde konuştu.

  • Rize’de artan bungalovlar için düğmeye basıldı

    Rize’de artan bungalovlar için düğmeye basıldı

    Son yıllarda Doğu Karadeniz Bölgesi’ne gösterilen ilgi turizmde konaklama çeşitliliğinin artmasına neden oldu. Doğal güzellikleri ile ünlü bölgede sayıları giderek artan otellere bir de bungalovlar eklendi. Fakat Ardeşen ilçesi Fırtına Vadisi sınırları içerisinde bulunan bungalovların bazılarının turizm belgesi olmaması veya kaçak olarak yapılmasının tespit edilmesi üzerine yıkımları gerçekleştiriliyor. Bunun üzerine Ardeşen’de konu ile ilgili gerçekleşen toplantıda konuşan Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, bungalovlara ruhsat çıkarmakla ilgili her türlü kolaylığı sağlamak istediklerini bu yüzden vatandaşların da kendilerine bir adım atmalarını istediklerini ifade etti.

    “Bungalov ve turizm amaçlı konutların kullanılmasıyla ilgili ciddi bir yapılaşma var”

    Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, bungalov tipi konaklamalı turizminde Rize’de olması gerektiğine vurgu yaptı. Vali Baydaş “Rize açısından en önemli meselelerimizden bir tanesi turizm. Turizm sezonunun açılışını yaptık. Turizm sezonunda beklenti çok yüksek. Bu beklentilerle ilgili de ciddi hazırlıklar gerçekleştiriyoruz. Buradaki meselelerimizden bir tanesi de konaklama meselesidir. Bu konaklamanın ruhsatlı ve kontrol edilebilir yapılarda gerçekleşmesi meselesidir. Özellikle bölgemizde son dönemde çokça bungalov ve turizm amaçlı konutların kullanılmasıyla ilgili ciddi bir yapılaşma var. Ciddi bir talep var. O talebe bağlı olarak da bir arz gelişiyor. Bir defa tespitini yapmayla ilgili bir süreç çalışıyoruz. Evvela tespit yapıyoruz. Bu tespit de ana hedefimiz şu, mutlaka bungalov tipi konaklamanın olması lazım. Turizm çeşitliliği açısından, konaklama alternatifi açısından ciddi bir ihtiyaç ve biz bu ihtiyacın giderilmesi taraftarıyız. Bu yapıların mutlaka bildirim kurallarına riayet edecek şekilde olması lazım. Yani kimin konakladığının burada biliniyor, tespit ediliyor olması lazım. Bunu sağlamamız lazım ve bu alanda ciddi adımlar atıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Biz kamu olarak her türlü kolaylığı sağlayacağız”

    Kamu olarak her türlü kolaylığı vatandaşlara sağlayacaklarını belirten Baydaş, “Vergilendirilmiş kayıtlı olması lazım. Turizm işletmeciliği açısından, turizm işletme belgesi açısından da turizm sistemine dahil olması lazım. Dördüncü hususumuz denetime tabi olması lazım ve belki de bu konular içerisinde en önemlisi çevresel etkilerinin kontrol edilebilir olması lazım. Özellikle Fırtına Vadisi ağırlıklı konuşuyoruz. Bu yapılardan Fırtına Vadisi’ne doğrudan atılan, doğrudan Fırtına Vadisi’ne atıkların kontrolü ve bertarafı en az bu önceki saydığımız konular kadar önemli konular. Bunların her birini oturup madde madde daha evvel de konuşmuştuk ama bugün de üzerinden geçmiş olduk. Bungalov olması lazım. Biz bunu şu an bu tesisi yapan, işletenlerden daha fazla istiyoruz. Çünkü turizm çeşitliliği ve konaklama çeşitliliği açısından gereksinim duyuyoruz. Burada turist sayısı arttıkça, havalimanının kullanımı arttıkça, Rize’mize olan talep arttıkça konak ihtiyacıyla ilgili talep artacak. Biz kamu olarak her türlü kolaylığı sağlayacağız. Bu tesisleri işleten arkadaşlarımız da bu manada bizim attığımız bu adımı onlarda karşılık verecek” şeklinde konuştu.

    “Bungalovları turizm açısından fırsata çevirmeyi düşünüyoruz”

    Bungalovları turizm açısından fırsata çevirmeyi düşündüklerini ifade eden Baydaş, “Burada kırmızı çizgilerimiz var. Dere yatağının içerisinde olanlar var. Bugün Ardeşen Çamlıhemşin Ayder yolu güzergahı üzerinde olacak olanlar var. Onları da oturup teklif edeceğiz. Geri çekilmesi, sınırlar dahilinde gelmesi gerekenlerle ilgili oturup tebliğlerde bulunacağız. Yani yapıcı bir yaklaşımla karşımızda da bu manada bu işletmeleri gerçekleştiren arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın yapıcı yaklaşımıyla biz bu sorunu ruhsat aşamasında da idare olarak elimizden gelen her türlü desteği ve kolaylığı sağlayarak çözebileceğimiz düşüncesindeyiz. Bu alanda bungalov işletmeciliği veya turizm amaçlı konaklama yapan işletmeciler kendi aralarında dernekleştiler. O derneğin temsilcisi arkadaşlarımızla da bu toplantılarda hep beraber olduk. Dördüncü, beşinci toplantımızı birlikte yapıyoruz. Bu manada bu arkadaşlarımız oturup bu vatandaşlarımızın bu işletmeci arkadaşlarımızın sözcüsü olacaklar. Birebirde de ‘Ben gelip kendi derdimi ifade etmek istiyorum’ diyenleri de oturup dinleyeceğiz. Biz bu mevzuyu karşılıklı istişare ederek kamusal anlamda kırmızı çizgilerimizi vatandaşımızı bu legal alanda faaliyet göstermeye teşvik ederek çözeceğimize inanıyoruz. Şehrimiz açısından bir problem gibi görülen bu meseleyi fırsata çevirmeyi düşünüyoruz. Turizm açısından fırsata çevirmeyi düşünüyoruz ve buradan ciddi bir yol haritasıyla ilerleyeceğiz. Mutlaka kaldırmamız gereken yapılar olacak. Evet bu alanda yapılmamalıdır diyeceğimiz yapılar olacak. Burayı genişletelim, ruhsatlandıralım ve destek verelim diyeceğimiz yerler olacak” dedi.

    “Onların nereye konulabileceği, nereye konulamayacağı yasal sınırlarla belli”

    Vatandaşlarla birlikte bu sorunu beraber çözeceklerini söyleyen Vali Baydaş, “Bunların hepsini eş zamanlı sürdüreceğiz. Birlikte vatandaşımızı karşımıza alarak değil, vatandaşımızı yanımıza alarak, vatandaşımızın yanında olarak bu mevzuyu el birliğiyle çözeceğimize inanıyorum. Bunu da adım adım uygulayacağız. Dere yatağı içinde olanlar var. Taşkın sahası içinde olanlar var. Heyelan sahası içinde olanlar var. Bunlarla ilgili tespitlerimizi yapıyoruz. Yüzde 100 ruhsatlandırabileceğimiz yapılar var. Bunlarla ilgili ruhsat çalışmasında da biz elimizden geleni yapacağız. Diyeceğiz ki biz sana ruhsat sürecinde kolaylık sağlayacağız. Alternatif alanlar belirleyeceğiz. Diyeceğiz ki biz bu alanda yapılaşmayı teşvik ediyoruz. Gelin bu alanda bungalovla ilgili yapılaşma yapabilirsiniz. Biz de destek vereceğiz. Bizim bungalov yapılarına veya ilave alternatif turizm yapılarına ihtiyacımız var. Biz bu ihtiyacımızı hukuki ruhsatlı zeminde gidermenin yollarını açacağız. Onların nereye konulabileceği, nereye konulamayacağı yasal sınırlarla belli. Onun konulabileceği yerlerde elbette diyeceğiz ki gel burada değerlendirebilirsin ama konulamayacağı yerde de müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Anzer Yaylası’nda kar şaşkınlığı

    Anzer Yaylası’nda kar şaşkınlığı

    Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Mayıs ayının gelmesine rağmen sıcaklıklar mevsim normallerinin altında seyretmeye devam ediyor.

    Rize’nin endemik bitki türünden kaynaklı balı ile bilinen İkizdere İlçesi’ne bağlı dünyaca ünlü Anzer Yaylası’nda dün akşam saatlerinde başlayan kar yağışı sabah saatlerine kadar aralıksız devam etti. Mayıs sabahına uyanan Anzer Yaylası sakinleri, etrafı bembeyaz karla kaplı görünce neye uğradığını şaşırdı. O anlar cep telefonu kameralarına yansıdı.