Kategori: Koronavirüs

  • Covid’de yeni varyant endişesi

    Covid’de yeni varyant endişesi

    Çin’in Wuhan bölgesinde 2019 yılında ortaya çıkan ve dünya genelinde salgına yol açan Covid-19’da yeni varyant endişesi yaşanıyor. Omicron’un bir alt grubu olduğu belirtilen “XEC” varyantı Avrupa ülkeleri ve Rusya’da görülürken uzmanlar varyant ile etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Varyantın Türkiye’de tespit edilip edilmediğine ilişkin açıklama bulunmadığını ifade eden Biruni Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Sinem İliyaz ile Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzm. Dr. Müberra Hraloğlu, görüldüğü ülkelerden hareketle varyantın hızlı yayıldığını ancak çoğunlukla hafif seyrettiğine dikkat çekti.

    “Aşılar bu varyanta karşı da etkilidir denilebilir”

    “XEC” ve diğer varyantların özelliklerine ilişkin konuşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinem İliyaz, “Etkileri öncekilerle benzer, daha çok üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları oluşturuyor. Genellikle zatürreyi çok sık görmüyoruz eskisinde olduğu kadar pandeminin alevli olduğu dönemde hastaların hayat kaybetmelerinin nedeni özellikle zatürreydi. Şu dönemde o kadar sık değil ama hiç olmaz denecek boyut da değil. Bağışıklık sistemi çok zayıf olan kişileri, hassas popülasyonu yine etkileyebilir, zatürre yapabilir ama genel anlamda daha hafif seyirli olduğu söylenebilir. Sonbahar, kış dönemlerinde yine ara ara vakalarımızda artış görüyoruz. Özellikle bazen seyri çok hafif olduğu için her vakaya test yapılmıyor ama covid ile alakalı bir şeyler olabileceğini tahmin ediyoruz. Şu anda bizim açımızdan çok ürkütücü değil ama normal viral enfeksiyon salgını gibi seyrettiğini söyleyebilirim. Her yeni gelen varyant bir öncekinden daha hızlı yayılıyor. Bu varyant çok baskın olabilir, tüm dünyada da görülebilir, bu problem değil. Aile içinde, kapalı ortamlarda özellikle daha sık yayılmasına neden oluyor. Bunu engellemek için de genel önlemler var. El yıkamak, odaların havalandırılması, birazcık daha mesafeye dikkat etmek bunlardan yarar görebiliriz. Aşılar bu varyanta karşı da etkilidir denilebilir sadece süre biraz uzadığı zaman o aşıların etkinliği bir miktar azalıyor. Hasta yoğunluğumuz şu günlerde okulların açılmasıyla beraber artmaya başladı zaten çocuklar ilerleyen günlerde daha da büyük bir oranda taşıyıcı olacaklar. Yaşlısı, ek hastası olan kişilerin küçük çocuklara karşı biraz daha mesafeli olması iyi olabilir çünkü çocuklar bu dönemde çok sık hastalanacaktır. Hasta olan çocukların okula gönderilmemesi, diğer çocukların korunması ve salgının hızlanmaması anlamında da yardımcı olabilir” dedi.

    “Hassas popülasyonu korumaya çalışmakta fayda var”

    Her yıl belirli dönemlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. İliyaz, “Aralık ayı gibi yıllık gribin artmasını bekleriz, aşılamayı o yüzden ekim, kasım aylarında öneriyoruz. Bu artacaktır ama eskisi gibi olacağını da tahmin etmiyorum. Sakin olmamızda fayda var, eski günlere dönmeyeceğimizi umuyorum ve bu varyant da değiştikçe, ismi farklılaştıkça yayılma hızı artıyor ama şimdilik öyle gösteriyor ki daha hafif seyreder vaziyette virüs. O yüzden çok tedirgin olmayalım ama hassas popülasyonu da korumaya çalışmakta da fayda var. Özellikle hasta olan kişilerin maske kullanmasını istiyorum, kalabalık ortamlarda bulunulduğunda o ortamların güzelce havalandırılması, insanların dengeli beslenmesi, bol sıvı tüketmesi bu dönemde dikkat edebileceğimiz şeyler. Covid eski zamanlara göre şu anda çok daha hafif seyrediyor eski zamanlara göre bu varyant da hastalığın seyri açısından diğerlerinden çok farklı olmayacak gibi duruyor” şeklinde konuştu.

    “Baskın tipi olacak gibi gözüküyor”

    Yeni varyanta ilişkin konuşan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzm. Dr. Müberra Hraloğlu, “Yeni konuşulan XEC, şu an 27 ülkede yaygın olan varyant. Omicron varyantının bir alt türü, o da karşımıza benzer şikayetlerle geliyor. Boğaz ağrısı, halsizlik, ateş, kas ağrıları, halsizlik şikayetleriyle karşımıza geliyor. Çok farklı bir durum söz konusu değil. Covid’i diğer üst solunum enfeksiyonlarından ayırt edici bir özellik bile artık yok çünkü günümüzde ağır seyretmiyor. Çoğumuz artık ya aşıyla ya geçirdiğimiz hastalık nedeniyle bağışık olduğumuz için artık diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarından çok ayırt edemiyoruz. Bu varyantın biraz daha hızlı yayıldığı söyleniyor. Covid’in aslında artık baskın tipi olacak gibi gözüküyor. Haziran ayında ilk olarak Almanya’da görüldü sonrasında hızlıca 27 ülkede de görüldü. Diğer üst solunum yolu enfeksiyonları gibi seyrediyor, ağır vakalar ancak immünsüpresif hastalarda bu da yaşlı hastalar, kanser, HIV hastaları gibi hastalarda oluyor, kapanma olacağını düşünmüyorum. Hasta olanlar kendilerine ve çevresine dikkat ederlerse birçok hastalığı engellemiş oluruz. Toplu taşımaya binerken maske takarsak, salgılarımızın etrafa yayılmasını engellersek el hijyenine dikkat edersek ve bulunduğumuz ortamın havalandırılmasını da sağlarsak riski düşürmüş oluruz. Şu an için açıklamalar önceki aşıların bu varyanta da etkili olduğu yönünde. Yoğunluk bekliyoruz hatta başladı okulların açılmasıyla birlikte hem çocukların birbirlerini özleyip sıkı temaslar kurması hem de daha kapalı ortamlara girmemiz nedeniyle bu hastalıklar yayılmaya başlayacaktır. Hasta olanların maske takmasının diğer kişilerin de hasta olmasını engelleyeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Cilt lezyonları gelişirse mutlaka hastaneye başvuralım”

    Son dönemde gündeme gelen maymun çiçeği ile ilgili açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Hraloğlu, “Maymun çiçeği de aslında sıkı temasla bulaşan bir hastalık, cilt lezyonları gelişirse mutlaka hastaneye başvuralım ki erken müdahale edelim ve toplumdan hastamızı erken ayıralım. Diğer üst solunum yolu enfeksiyonları gibi hızlı yayılan bir şey değil. Böyle bir hastayı çevremizden izole edersek yayılımı da engelleriz” şeklinde konuştu.

  • Bakan Koca, aşı hakkında konuştu

    Bakan Koca, aşı hakkında konuştu

    “Sağlık çalışanları aşılandıktan sonra bu ölümler çok azaldı”

    Covid-19 salgını başladığında aşı çalışmalarının tamamını yakından takip ettiklerini ve yerli aşıyı da en kısa sürede geliştirip üretmeye çalıştıklarını dile getiren Bakan Koca, “Sonunda Turkovac da ortaya çıktı. O dönemde hızla ülke sathında bir aşılama kampanyası yürüttük ve sonuçta çok başarılı olduk. Hayatını kaybeden sağlık çalışanı haberleri çok sıktı. Sağlık çalışanları aşılandıktan sonra bu ölümler çok azaldı” ifadelerini kullandı.

    “Mutasyona göre yeni aşılar geliştirilmeye çalışılıyor”

    Salgının direncinin kırılması için aşının o dönem elzem olduğunu vurgulayan Koca, “Virüsle ilk defa karşılaşıyorduk ve bağışıklık sistemimizin virüsü tanıması gerekiyordu. Çok işe yaradı aşılama kampanyamız. Virüs bir RNA virüsü olduğu için çeşitli mutasyonlar geçirdi, virülansı yani hasta etme gücü azaldı. Ya Covid geçirdik ya aşılandık ya da her ikisi birlikte oldu ve sonuçta bünyelerimiz virüsü tanır hale geldi. Virüsün de etkisi azaldı. Mutasyona göre yeni aşılar geliştirilmeye çalışılıyor. Bu normaldir” dedi.

    “Toplu aşılamaya kesinlikle ihtiyaç duyulmayan bir dönemdeyiz”

    Koca, gelinen noktada toplu aşılama propagandası yürütüldüğünü kaydederek, “Toplu aşılamaya kesinlikle ihtiyaç duyulmayan bir dönemdeyiz. Biz gerekli olduğunda gerekeni yaptık. Kapanma gibi toplu tedbirler artık söz konusu değil. Açıkça söylüyorum: Covid-19 için mevcut kişisel tedbirler dışında yeni bir tedbir asla söz konusu değil” ifadelerine yer verdi.

    “Sağlık ve bilim pazarlamanın alanına dahil değildir”

    Türkiye’nin küresel propagandanın uygulama sahası olmayacağını belirten Koca, sözlerine şöyle devam etti:
    “Türkiye, sağlık konusunda da tam bağımsızdır. Covid-19 aşısının yeniden toplu olarak yapılmasını gerektiren, bilimin teyit ettiği bir durum yoktur. Sağlık ve bilim pazarlamanın alanına dahil değildir.”

  • Eris varyantından korunurken nasıl beslenmeliyiz?

    Eris varyantından korunurken nasıl beslenmeliyiz?

    Zonguldaklı Diyetisyen Gizem Güneş, beslenmenin önemine dikkat çekti.

    Turunçgillerin C vitamini açısından yüksek olduğunu söyleyen Güneş, ”Öncelikle turunçgiller önem taşıyor. C vitamini açısından oldukça yüksek. Portakal mandalina gibi besinleri sofranızdan eksik etmiyoruz. Ispanak roka gibi A, C vitamini yüksek lif başkanından yüksek besinleri sofralarımız ekliyoruz. Tüm bunların yanında sarımsak anti bakteriyel hem de antiviral olduğu için bağışıklığı güçlendirecek etkisi var” dedi.

    Güneş açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

    “Bir korona virüs çeşidi Eris varyantı tüm dünya da hızla yayılıyor. Yakın zamanda bizim ülkemizde de tespit edildi. Bu virüslerle nasıl başa çakacağız, bu virüslerle bağışıklığımızı güçlendirmemiz lazım biliyorsunuz. Bağışıklığımızı güçlendirmek için hangi besinlerden faydalanabiliriz bugün biraz onlardan bahsedeceğiz. Öncelikle turunçgiller önem taşıyor. C vitamini açısından oldukça yüksek. Portakal mandalina gibi besinleri sofranızdan eksik etmiyoruz. Ispanak roka gibi A, C vitamini yüksek lif başkanından yüksek besinleri sofralarımız ekliyoruz. Tüm bunların yanında sarımsak anti bakteriyel hemde antiviral olduğu için bağışıklığı güçlendirecek etkisi var. Yemeklerimize mutlaka sarımsak takviyesi yapmamız gerekiyor. Zencefil bağışık güçlendirme de çok önemli. Zencefili de sofralarınıza ekleyebilirsiniz. Sofralarınızın vazgeçilmesi yoğurt, yoğurt çok probiyotik kaynağı bağırsaklarımızın güçlenmesi demek, bir yerde bağışıklığımızın güçlenmesi demek. O yüzden yoğurdu da sofralarımızdan eksik etmiyoruz. Bu besinler dengeli diyetin parçası olduğu zaman bağışıklığımızı güçlendirebilir ürünleri eklenmesi yeterli gelmeyecektir. Sağlıklı bir beslenme programını oluşturmamız sağlıklı yaşama bu besinleri de ekleyerek öğünlerimizi zenginleştirmemiz gerekiyor.”

  • Koca, Covid aşısı hakkında konuştu

    Koca, Covid aşısı hakkında konuştu

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Beştepe’de düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

    Bir gazetecinin Eris varyantında son durumu sorması üzerine değerlendirmelerde bulunan Koca, “Covid-19 ortaya çıktığında birçok bilinmezliği içeriyordu. Hem virüs hem de hastalıklar açısından bu süreçte mücadele etmek için erken dönemde aşının geliştirilmesi gerekiyordu. Bu çerçevede inaktif olarak bilinen güvenilir kadim tekniklerle üretilen aşıyı yani Turkovac’ı geliştirmiştik. Bu süreçte artık hastalığı biliyoruz, virüsü tanıyoruz. Tüm mutasyonların etkilerini ve değişiklikleri takip ediyoruz. Bu mutasyonlarda bugüne kadar hiçbir zaman virüsün ilk çıktığı dönemdeki hasta yapıcı etkisi, yani virülansında artış olmadı. Olan mutasyonlar hasta yapma gücü daha zayıf olan mutasyonlar, bunu da dediğim gibi yakından takip ediyoruz. Bu anlamda kesinlikle Eris varyantına yönelik yeni bir tedbir gerekmiyor. Bunu en açık şekilde zaten ifade etmiştim. Hastalığı artık çok iyi tanıyoruz ve endişe edecek hiçbir durum yok” ifadelerini kullandı.

    “Küresel Covid aşısı baskısına boyun eğmemiz mümkün değil

    Bazı ülkelerde olduğu gibi yeni varyanta ilişkin Türkiye’de de aşılama programının olup olmayacağı sorusu üzerine Koca, “Bazı ülkelerin aşı baskısı ile örnek olmaya çalıştığına hepimiz şahit oluyoruz. Bazı ülkelerin aşı baskısına boyun eğmesi, bizim de aşı baskısına boyun eğeceğimiz anlamına gelmez. Küresel Covid aşısı baskısına boyun eğmemiz mümkün değil. Türkiye’nin kendi programı var ve birileri istiyor diye aşı programı başlatmayız. Biz kendi programımızı uyguluyoruz ve şu an kesinlikle Covid-19 için yeni bir aşı programı uygulamayı düşünmüyoruz. Bu kadar net” açıklamasında bulundu.

    “(Eris varyantı) Bu dönemde hasta sayısının arttığını söyleyebiliriz”

    Hasta sayısında artış olup olmadığı sorusu üzerine Koca, “Eris varyantının virülansı yani hasta etme gücü daha düşük, fakat bulaşıcılığı daha fazla. Bu dönemde hasta sayısının arttığını söyleyebiliriz. Fakat hastaneye yatış oranları oldukça düşük. Ağır hastalık yapmıyor. Daha hafif seyrediyor. Covid-19 nezle ve grip gibi bir üst solunum yolu enfeksiyonuna dönüşmüş durumda. Bu beklediğimiz bir seyirdi. Paniğe gerek yok. Eski dönemi hatırlatan kısıtlama ve kapanmalar söz konusu değil. Dolayısıyla korunmak için ne yapmamız gerekiyor artık tüm vatandaşlarımız biliyor; hasta olanların kendilerini izole etmeleri, topluma çıkmamaları, riskli olan kişilerin özellikle kendilerini korumaları, onların da kalabalık ortamlardan uzak durması, illa gerekiyorsa da o durumda maske kullanmalarını öneriyoruz. Başka bir önerimiz de yok, yeni bir aşı programımız da yok. Yani toplu bir aşılama programına kesinlikle ihtiyaç yok. Fakat bu dönemde grip aşısını önemsiyoruz. Risk gruplarında olup, grip aşıları tanımlanmış olanların bir an önce aşı olmalarını öneriyoruz. Riskli grupta yer alan ve tanımlanmış kişilere grip aşıları ücretsiz olarak yapılmaktadır” diye konuştu.

    “Çocukluk çağındaki aşı programını hassasiyetle takip ediyoruz”

    Aşı programlarının Covid-19 için bulunmadığını kaydeden Koca, sözlerine şöyle devam etti:
    “Ancak bildiğiniz gibi çocukluk çağı bağışıklama aşı programımız başarıyla sürüyor ve çok önemli görüyoruz. Çocukluk çağındaki aşı programını hassasiyetle takip ediyoruz. Vatandaşlarımız bu konuda hassas davranmalı, çocuklarımızın bağışıklama programındaki aşılarını eksiksiz yaptırmalı. Bu aşılarımızı üretmek için devreye aldığımız Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi alt yapı inşaatımız devam ediyor. Tüm aşılarımızı yerlileştirmeyi esas alıyoruz. Ayrıca teknoloji transferiyle daha önce ilan ettiğimiz üç aşının süreci de başladı. Su çiçeği, kuduz ve Hepatit-A aşısının teknoloji transferi ile üretilmesini özellikle çocuklarımız için önemsiyoruz.”

  • Maskeli günler geri mi dönüyor?

    Maskeli günler geri mi dönüyor?

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Eris (EG.5) varyantı ile ilgili yayımladığı güncel raporda daha önce “gözlem altındaki varyant” olan türün statüsünü “izlenmesi gereken varyant” olarak güncelledi ve Eris’in yaygınlığının dünya genelinde sürekli bir artışta olduğunu vurguladı. Son olarak da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de 9 kişide Eris varyantının görüldüğünü açıkladı. Virüse yakalananların yurt dışı temaslı ve aynı ilde olduklarını söyleyen Koca, “Endişe konusu sayılmayacak bir gelişme” dedi. “Maskeli günlere geri mi döneceğiz?”, “Tekrar aşı olmamız gerekiyor mu?” gibi sorular ise herkesin aklını kurcalıyor. Aşı firmalarının Covid-19 aşılarını Eris’e en yakın olan Omicron varyantları için uyarlamaya çalıştıkları bilinirken, Oxford Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada mevcut aşıların Eris varyantına karşı bir miktar koruma sağlamasının muhtemel olduğu bildirildi.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan  Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Savaş Vural, “Eris, Covid-19’un Omicron varyantının bir alt türü ve dünya çapında dolaşımda olan diğer varyantlarla yakından ilişkili bir virüs. Haziran ile temmuz ayları arasında virüsün küresel yaygınlığının yüzde 1002’den fazla arttığı görülüyor. 7 Ağustos itibarıyla 51 ülkeden 7 binin üzerinde numune paylaşıldı. Mevcut kanıtlara dayanarak Eris’in oluşturduğu halk sağlığı riski ‘küresel düzeyde’ düşük olarak değerlendirildi” dedi.

    “Benzer virüslerle olan temaslar, kişilerin ortak bağışıklık hafızasını güçlendiriyor”

    Eris semptomlarının diğer varyantlarla benzerlik gösterdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Savaş Vural, “Covid-19 semptomları arasında bulunan ateş, öksürük ve yorgunluğun yanında burun akıntısı, baş ağrısı ve kas ağrısı yer alıyor. Soğuk algınlığı, grip ya da zatürre gibi geçirilebilir. DSÖ uzmanlarına göre yeni varyantın halk sağlığı riski, diğer mutantlara yakınlığı nedeniyle daha düşük. Zira diğer benzer virüslerle olan temaslar, kişilerin ortak bağışıklık hafızasını güçlendiriyor” dedi.

    “Virüs zaman içinde o kadar değişime uğradı ki hastalık yapıcı özelliği zayıfladı”

    Dr. Vural, “Omicron varyantının Eris mutasyonu gibi alt türleri, kendisine karşı oluşturulmuş antikorlardan kaçabiliyor fakat bu yeni varyantın daha bulaşıcı ya da daha öldürücü olduğu anlamına gelmez. Zira virüs zaman içinde o kadar değişime uğradı ki hastalık yapıcı özelliği zayıfladı. Ayrıca bağışıklık sistemi sadece antikorlardan ibaret değil. Geri planda T hücreleri hemen devreye giriyor. İlave olarak da daha önce geçirilen solunum yolu enfeksiyonlarından miras kalan antikorları da unutmamak lazım. O yüzden şimdilik ‘Maskeli günler geri dönüyor’, ‘Covid-19 hortladı’ gibi endişelere kapılmamak gerekiyor” dedi.

  • Sanatçı Nilüfer koronavirüse yakalandı

    Sanatçı Nilüfer koronavirüse yakalandı

    Sanatçı Nilüfer, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla koronavirüse yakalandığını duyurdu. Yüksek ateş ve beraberindeki semptomlar nedeniyle hastaneye başvuran sanatçı, koronavirüse yakalandığını öğrendiğini belirtti.

    Tedavisine hastanede devam edildiğini ifade eden Nilüfer, en kısa sürede iyileşmeyi temenni etti. Sanatçı, geçirdiği koronavirüs nedeniyle iptal olan konserlerini ileri bir tarihe planladığının bilgisini vermeyi de ihmal etmedi.

    Nilüfer, hastane odasında çekildiği fotoğrafının üzerine, “Neye niyet, neye kısmet. Hayaller Kuruçeşme konser. Gerçekler hastane odası. Hayat” yazdığı paylaşımıyla da sevenlerini üzdü.

     

  • Koca:”9 kişide Eris varyantı görüldü”

    Koca:”9 kişide Eris varyantı görüldü”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından “Endişe konusu sayılmayacak bir gelişme” başlığı altında Eris varyantının Türkiye’de görüldüğünü açıkladı.

    Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Eris varyantının yurt dışı temaslı kişilerde görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

    “Endişe konusu sayılamayacak bir gelişme. Hasta etme gücünün (virülansının) düşüklüğünü bildiğimiz Eris varyantı, Referans Laboratuvarımızda yapılan incelemede 9 kişide görüldü. Yurt dışı temaslı ve aynı ildeler. Mevcut tedbirlere ve gündelik hayatımıza devam edeceğiz. Durum başka ülkelerde yaygın, bizde de ortaya çıkması muhtemeldi. Büyüklerimizi, kronik hastalarımızı koruyacağız.”

     

  • Çin’de vaka sayısı rekor seviyede

    Çin’de vaka sayısı rekor seviyede

    Çin, hızla yayılan Covid-19 salgını ile mücadele etmeye çalışıyor.

    Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından açıklanan son 24 saatte ait Covid-19 verilerine göre, Çin anakarasında 3 bin 822 semptomatik ve 36 bin 525 asemptomatik olmak üzere toplam 40 bin 347 yeni vaka tespit edildi. Son verilerle birlikte, ülkede ilk kez vaka sayısında 40 bin sınırı aşıldı.
    Pekin’de vaka sayıları artıyor

    Omicron’un BF.7 mutasyonunun hızla yayılmaya devam ettiği başkent Pekin’de 3 bin 848 yeni Covid-19 vakası kaydedildi. Çin’in güneybatısındaki 32 milyon nüfuslu Chongqing’de ve ülkenin güneyindeki 19 milyon nüfusa sahip Guangzhou’da da salgını kontrol altına almak için önlemler alınıyor. Chongqing’de son 24 saatte 9 bin 685, Guangzhou’da 7 bin 365 ve Şanghay’da da 144 yeni Covid-19 vakası kayıtlara geçti.

    Son 24 saatte Covid-19 bağlantılı ölümün yaşanmadığı ülkede, salgının başından beri 5 bin 233 kişi hayatını kaybetmişti.

    Karantinaya alınan apartmanda çıkan yangında 10 kişi ölmüştü

    Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne bağlı Urumçi kentindeki Tianshan semtinde karantinada olduğu belirtilen bir apartmanın 15. katında 24 Kasım’da çıkan yangında 10 kişi hayatını kaybetmişti. İtfaiye ekipleri yangını yaklaşık 3 saat sonra söndürülebilmişti.

    Urumçi’nin 4 milyon sakininin çoğu, 100 güne kadar evlerinden çıkmaları yasaklanan, ülkenin en uzun tecrit uygulamalarından bazılarının altında bulunuyor.

    Çin “Sıfır Covid” ısrarını sürdürüyor

    Dünyanın geri kalanının aksine Çin, salgınla 2020 yılının başından bu yana “Sıfır Covid” stratejisi adı altında hızlı temas takibi, sık aralıklarla test, uzun süreli karantina ve sokakların dezenfekte edilmesi gibi uygulamalara başvurarak mücadele ediyor. Sıfır Covid stratejisi nedeniyle uygulanan katı tedbirler, son dönemde ülkenin farklı kentlerinde protestolar gerçekleştirilmesine yol açtı. Ülkenin güneyindeki metropollerden Guangzhou’da 14 Kasım’da halk, sokaklara çıkarak karantinanın kaldırılması yönünde sloganlar atmıştı. Protestocular ile beyaz koruyucu tulumlu polis ve yetkililer arasında arbede yaşanmıştı.

  • Çin’de Covid-19 isyanı büyüyor

    Çin’de Covid-19 isyanı büyüyor

    Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne bağlı Urumçi kentinde karantinada olduğu belirtilen bir apartmandaki dairede perşembe günü çıkan yangın sonucu 10 kişinin yaşamını yitirmesi, korona virüsle mücadele tedbirlerine yönelik tepkileri arttırdı. Sosyal medyada paylaşılan videolarda, Urumçi halkının yerel hükümet binasının yer aldığı meydanda ve kentin diğer noktalarında toplanarak Çin yönetiminin katı karantina tedbirlerini protesto ettiği görüldü.

    Yerel hükümet binasına yürüyen protestocular, “Karantinaya son”, “Öleceksek birlikte ölelim” sloganları attı. Protestocular, ayrıca “Ayağa kalk! Köle olmak istemeyenler” dizeleriyle başlayan Çin ulusal marşını da söyledi. Beyaz koruyucu tulum giyen yetkililer ve polisler ise bariyerleri aşmaya çalışan öfkeli kalabalığı durdurmaya çalıştı.

    Yaklaşık 4 milyon nüfuslu Urumçi’nin büyük bölümünde, Ağustos ayından bu yana katı karantina tedbirleri uygulanıyor. Günlük vaka sayılarının 100 civarında seyrettiği kentte sakinlerden evlerini terk etmemeleri isteniyor.

    İtfaiye araçları geçememişti

    Urumçi kentinin Tianshan semtindeki apartmanın 15. katında perşembe akşamı çıkan ve 10 can kaybına yol açan yangın, itfaiye ekipleri tarafından yaklaşık 3 saat sonra söndürülebilmişti. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, yangına müdahale etmek isteyen itfaiye araçlarının Covid-19 ile mücadele tedbirleri çerçevesinde bariyerlerle kapatılan sokaklardan geçmekte zorlandığı görülmüştü.

    Çinli yetkililer iddialara yanıt verdi

    Urumçi makamları, gece saatlerinde düzenlenen basın toplantısında yangın faciasına yönelik eleştirilere yanıt verdi. Yetkililer, sosyal medyada paylaşılan görüntülerin aksine apartman sakinlerinin dışarıya çıkmalarına izin verildiğini savundu. Yetkililer apartmanın bulunduğu sitenin, salgınla mücadelede “düşük riskli” olarak tanımlanan bölgede olduğunu, sakinlerin yangın sırasında dışarı çıkabileceğini öne sürdü. İtfaiye yetkilisi de itfaiye araçlarının geçişine salgın tedbirleri kapsamında yerleştirilen bariyerlerin değil, park halindeki araçların engel olduğunu ileri sürdü. Bir başka yetkili ise apartman sakinlerinin yangın güvenliği konusunu iyi kavrayamadıkları için apartmandan hızlıca kaçamadıklarını belirtti.

    Yetkililerin açıklamaları, Urumçi halkının öfkesini daha da artırdı. WeChat ve Weibo başta olmak üzere Çin’de yaygın olarak kullanılan sosyal medya platformlarında yapılan eleştiri içerikli paylaşımlar kısa süre sonra sansüre maruz kaldı.

    Tedbirlerin gevşetilmesi sözü

    Yetkililer ayrıca Urumçi’de aylardır süren karantinanın aşamalı olarak kaldırılacağını duyurdu. Urumçi yerel hükümeti tarafından düzenlenen basın toplantısında, “düşük riskli” olarak tanımlanan bölgeler için karantina tedbirlerinin gevşetileceği sözü verildi. Düşük riskli bölgelerde yaşayanların evlerini belirlenen süreler doğrultusunda terk edebilecekleri, ancak sitelerin dışına çıkamayacakları kaydedildi.

    Çin “Sıfır Covid” ısrarını sürdürüyor

    Dünyanın geri kalanının aksine Çin, salgınla 2020 yılının başından bu yana “Sıfır Covid” stratejisi adı altında hızlı temas takibi, sık aralıklarla test, uzun süreli karantina ve sokakların dezenfekte edilmesi gibi uygulamalara başvurarak mücadele ediyor. Sıfır Covid stratejisi nedeniyle uygulanan katı tedbirler, son dönemde ülkenin farklı kentlerinde protestolar gerçekleştirilmesine yol açtı. Ülkenin güneyindeki metropollerden Guangzhou’da 14 Kasım’da halk, sokaklara çıkarak karantinanın kaldırılması yönünde sloganlar atmıştı. Protestocular ile beyaz koruyucu tulumlu polis ve yetkililer arasında arbede yaşanmıştı.
    Çin’in orta kesimindeki Zhengzhou kentinde yer alan Foxconn şirketinin iPhone fabrikası da Ekim ayı sonunda karantinadan kaçan ve memleketlerine dönmeye çalışan işçilerle gündeme gelmişti. Foxconn’da çalışan binlerce işçi, geçtiğimiz günlerde de kendilerine verilen sözlerin tutulmaması üzerine gerçekleştirdikleri protestoda polislerle çatışmıştı.

  • Covid-19 tüberküloz ölümlerini arttırdı

    Covid-19 tüberküloz ölümlerini arttırdı

    Covid-19 salgını birçok hastalıkla mücadeleyi sekteye uğrattı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan açıklamada, Covid-19 salgını nedeniyle tüberküloza bağlı küresel can kaybının 2019-2021 yılları arasında arttırdığını belirtilerek, tüberküloz ölümlerinde yıllar süren düşüsün tersine döndüğüne dikkat çekildi.

    AIDS, tüberküloz ve sıtma gibi ölümcül hastalıklarla mücadeleye yönelik küresel çabaların salgın sırasında sekteye uğradığını ifade eden DSÖ, salgın nedeniyle ortaya çıkan sağlık krizinden en çok tüberküloz ile mücadelenin zarar gördüğünü belirterek, ülkelerin Covid-19 nedeniyle tüberküloz ile mücadelede hedeflerinden geri kaldığını aktardı. DSÖ, salgın sırasında çıkarılan derslerin Hindistan, Endonezya, Filipinler ve Pakistan gibi ülkeleri ciddi şekilde etkileyen tüberküloz ile mücadelede uygulanması çağrısında bulundu.

    DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada, “Salgın bize bir şey öğrettiyse, o da dayanışma, kararlılık, yenilikçilik ve araçların adil kullanımı ile ciddi sağlık tehditlerinin üstesinden gelebileceğimizdir” dedi.

    DSÖ’nün her yıl yayınladığı tüberküloz raporunda, tüberküloz nedeniyle 2021’de 1,6 milyon, 2020’de 1,5 milyon, 2019’da 1,4 milyon kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Tüberküloza bağlı ölümler 2005 ile 2019 yılları arasında düşmüştü.

    Tüberküloz 2021’de yaklaşık 11 milyon kişiye bulaştı

    Raporda, 2021’de yaklaşık 10,6 milyon kişiye tüberküloz bulaştığı ve bu 2020’ye kıyasla bulaşma oranının yüzde 4,5 arttığı ifade edildi. DSÖ, “Tüberküloz Bitiş Stratejisi” kapsamında 2015’ten 2020’ye tüberküloza bağlı ölümleri yüzde 35 azaltma hedefi belirledi, ancak 2015 ve 2021 arasında net azalma yüzde 5,9 oldu.

    Raporda ayrıca, yakın gelecekte tüberkülozun küresel çapta önde gelen ölüm nedeni olan Covid-19’un yerini alabileceği uyarısı yer aldı.