Kastamonu’da, özel maden ocağında çalışan işçide koronavirüs tespit edilirken, 8 mesai arkadaşı da tedbir kapsamında karantinaya alındı.
Hanönü ilçesindeki özel maden ocağında çalışan işçinin ‘Covid-19’ testi pozitif çıktı. Bunun üzerinde ismi öğrenilemeyen işçinin koronavirüs tedavisine başlanırken, temasta bulunduğu, aynı madende çalışan 8 kişinin de karantinaya alınmasına karar verildi. Bu kişiler, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Kastamonu Şeyh Şaban-ı Veli Yurdu’na yerleştirildi.
Öte yandan valilikten yapılan açıklamada, “Karantinaya alınan 8 kişi, hasta olmaları nedeniyle değil, PCR testi pozitif çıkan bir başka çalışanlar temaslı olmaları nedeniyle karantinaya alınmışlardır” denildi.
Sağlık Bakanlığı, Kovid-19 salgınında kademeli olarak uygulanan normalleşme sürecinde takip edilmesi gereken tedbirlere ilişkin 13 rehber daha yayımladı. Bakkallara, maskesiz olan ve maskeyi uygun kullanmayan müşterilerin alınmaması istendi.
Sağlık Bakanlığı, normalleşme sürecinde uygulanacak ‘Kovid-19’ tedbirlerine ilişkin 13 rehber daha yayımladı.
Bakanlığın rehberinde; madenlerde, şantiyelerde, pazar yerlerinde, bakkallarda, büfe, kantin ve bayilerde, kasap, manav, kuru yemişçi, balıkçı ve diğer satış yerlerinde, ayakkabı ve çanta satışı yapılan yerlerde, konfeksiyon, giyim mağazaları ve tuhafiyelerde, kuyumcu, bijuteri, saatçi ve optikçilerde, minibüslerde, terzi, ayakkabı ve kuru temizlemecilerde, kitap ve kırtasiye mağazaları ile oyuncak mağazasında alınması gereken önlemler yer aldı.
Buna göre;
Bakkallara maskesiz olan ve maskeyi uygun kullanmayan müşterilerin alınmaması istendi.
Madenlerde, zorunlu haller dışında görevli olmayan kişilerin çalışma alanlarına alınmaması gerektiği bildirildi.
Şantiyelerde, kişisel temizlik ve çevre temizliğine dikkat edilip, tedbirlere uyulması gerektiği kaydedildi.
Yine pazar yerlerinin tüm giriş ve çıkışlarının kontrol altına alınması, büfe, kantin ve bayilerde müşterilerin temassız ödeme yapmasının teşvik edilmesi, kasap, manav, kuru yemişçi, balıkçı ve diğer satış yerlerinin her gün su ve deterjanla düzenli olarak temizlenmesi istendi.
Ayakkabı ve çanta satışı yapılan iş yerlerine misafir alınmaması, konfeksiyon, giyim mağazaları ve tuhafiyelerin düzenlenmesi, havalandırılması, temizlenmesi, kuyumcu, bijuteri, saatçi ve optikçilerde cihaz yüzeylerinin yüzde 70’lik alkolle silinmesi, minibüslerde genel iç temizliğinin gün sonunda su ve deterjan ile yapılması; terzi, ayakkabı ve kuru temizlemecilerde müşterilerin iş yerine tek başlarına girmeleri istenmesi gerektiği belirtildi.
Yine kitap ve kırtasiye ile oyuncak mağazalarının kapı ve pencerelerinin açılarak sık havalandırılması istendi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Başhekimi, Prof. Dr. Ahmet Demircan, ‘D vitamini’ eksikliği ile koronavirüs arasındaki bağı değerlendirdi.
Demircan, vücudun, dengede olabilmesi için vitaminler ve minerallere ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Koronavirüs ile birlikte bu biraz daha gündeme gelmiş oldu. D vitaminine bir anda yüklenip bilinçsizce tüketmenin manası yok. Bazı vitaminler vücutta birikip yan etki yapar. Bilinçsizce almayın lütfen. Kısa kollu, yüzünüz açık şekilde güneşe çıkarsanız, D vitamini ihtiyacımızın büyük kısmını oradan alabiliriz. Halen bir eksiklik varsa bu ölçülür, doktorunuzun tavsiyesiyle damla, tablet veya iğne şeklinde verilecekse ona göre hareket ederiz. Duyduğumuz bir şeyle hemen her şeye yüklenmeyelim. ‘D vitamini aldık koronavirüs kesilecek’ diye bir şeye kapılmayalım. Doktor kontrolü ve önerisiyle hareket etmeli, bu günlerde de güneşe çıkarak güneş almalıyız” dedi.
‘YENİ BİR NORMAL HAYAT OLACAK’
Ahmet Demircan, koronavirüsün hayatın her alanında çok şeyi değiştirdiğini belirterek, şunları söyledi:
“Virüs bize çok şeyi öğretti, çok şeyi değiştirdi. Bundan sonra önlemlerle normali bulacağız. Yani yeni bir normal hayat olacak. Virüsü tamamen yener, virüs etkisini kaybeder, hiç vaka çıkmazsa o zaman alıştığımız normale doğru yaklaşabiliriz. Türkiye şu anki vakalarla iyi gidiyor. İyi gidersek, sıkı gidersek yakın zamanda adım adım normale geçeceğiz. AVM’ler açıldı, bunun etkilerinde neler olacak 10 gün sonra göreceğiz. Bayram gelecek, sınavlar gelecek onların etkilerini göreceğiz. Hep hareket dalgaları olabilecek potansiyel riskler var. Bunları çok sıkı atlatırsak o zaman yakın zamanda normale dönmeyi umut ediyoruz. Pandemilerde dalgalar tekrar olabilir diye söyleniyor; ama şu an iyi gidiyoruz.”
‘TEMKİNLİ OLMAK GEREKİYOR’
Koronavirüsün, havaların ısınmasıyla etkisini yitireceği yönündeki açıklamaları da değerlendiren Demircan, “‘Yaz gelince bitecek’ diye söylenmişti. ‘Ekvator’un güney kısmında neden görülüyor?’ diye sorular geliyor. ‘Bu doğrudur’ demek için çok erken. Temkinli gitmek lazım. Dünyanın her yerinde, her mevsimde görünebiliyor. ’30 derece oldu virüs bitti’ anlamına gelmemeli. Güneyde de olduğunu düşünürsek ‘yüzde yüz keser’ demek biraz soru işareti. Nem azaldıkça, güneş ışınları çoğaldıkça muhtemelen virüsün etkisi azalacak diye bekliyoruz” diye konuştu.
Demircan virüsün, ne olursa olsun kendi kendimize yeterli olmamız gerektiğini öğrettiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Virüs, ne olursa olsun kendi kendimize yeterli olmamız gerektiğini öğretti bize. Bunu tıbbi solunum cihazında gördük. Yoğun bakımlarımızın, hastanelerimizin iyi olduğunu, iyi doktorlarımız olduğunu, nasıl bu zorlukların altından kalkıldığını gördük. Avrupa ve Amerika tökezledi bu konuda. Çünkü onlar bu kadar kalabalığa alışık değiller. Ne kadar güçlü olduğumuzu gördük. Sağlıkçılara sadece bugün için değil, ömür boyunca şiddetin olmaması gerektiğini, saygı olması gerektiğini gördük. Türkiye hızlı hareket ettiği için, bazı ilaçları hızlı kullandığı için bu kadar ağır hastaya maruz kalmadı. Hastanelerde yatak yokluğunu çok yaşamadı” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin en büyük 4. kenti olan Bursa’da, koronavirüs vakaları ne durumda? Sayıların açıklanmaması 3 milyondan fazla nüfusu olan Bursa’da vatandaşları endişelendiriyor.
Bursa Hakimiyet’ten Namık Göz, bugünkü köşesinde bu duruma değindi. Sayıların neden açıklanmadığını sordu. İşte yazısının o kısmı:
“Koronavirüs salgını başladığı günden beri en çok karşılaştığım soru: ‘Siz gazetecisiniz, bilgi vardır. Bursa’da durum nasıl’
Milletvekilleri ve kent yöneticilerimizden aldığımız bilgiler ise hep yuvarlak rakamlar. ‘Bursa’da durum iyi can kaybı ve vaka sayısında Türkiye ortalamasının altındayız’
Bir kez Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, can kaybı sayısını 60, AK Parti Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Esgin de 63 olarak telaffuz etmişti.
Unutmadan bir de nisan ayı başında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İl sıralamalarını gösterirken açıkladığı tabloda Bursa yer almıştı.
Son günlerde bu tür soruların sayısı artmaya başladı. Bir de ‘Bursa’da durum vahimmiş o yüzden açıklamıyorlar’ sorusu eklendi. Hatta Sağlık Bakanı Koca’nın sosyal medya hesaplarında kalabalık Bursa görüntülerini paylaşmasından sonuç çıkaranlar bile oldu.
Birçok ilin valisi kentteki son durumu açıklamaya başladı. Bakanlığın yaptığı gibi tablolar yayınlanıyor. Hatta, ‘ biz de yok gelirseniz 14 gün karantinaya alırız’ diye övünenler bile var.
Bursa için beklentimiz ise günlük değil, hiç olmazsa haftada bir Vali Yakup Canbolat’ın son durumu tıpkı il hıfzıssıhha kurulu kararları gibi açıklaması…
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Anti-serumu hayvanlara vermeye hazırız. Hayvanlar üzerinde çalışmalar başlıyor. Eylül ayına kadar devam edecek. Covid-19 virüsünün kalıntılarını araştırma yönünden çalışmaları yapıyoruz. Dünyada birçok ülkenin önündeyiz” açıklamasında bulundu.
Bakan Pakdemirli’nin açıklamalarından notlar;
Bu işin birinci aşaması örnek almanız. Burada yine hekimlerle çalışılıyor olması lazım. İçeride hem veteriner hekimlerimiz hem de doktorlarımız çalışıyor.
Önümüzdeki hafta itibariyle anti serum çalışmaları için hayvanlara vermeye hazırız.
Hayvan az da olsa bir hastalık geliştirecek, biz de antikorları alarak kan ve diğer unsurlardan arındırarak antikoru almış olacağız. Bu çalışma eylüle kadar sürmüş olacak. İlerideki aşı çalışmalarına da örnek olacak bir çalışma.
Marketlerden sürüntü dokusu alarak araştırıyoruz. Covid-19’un kalıntıları üstünde araştırmalarımız var. Tamamlayıcı tıp açısından da çeşitli bitkisel yağların Covid-19’a karşı etkinliğine ilişkin bir çalışma yapıyoruz. Türk topraklarında yetişen bitkilerle biz bu virüsün tedavisinde bir fayda sağlayabilir mi sorusuna yönelik çalışmalar sürüyor.
Her türlü gayret ve çaba, hükûmetimiz, çalışanlarımız, kamu kurumları tarafından yürütülmektedir. Dünyada birçok ülkenin önündeyiz.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son basın toplantısında, “R0 değeri, ben genel olarak söylüyorum, bölgesel olarak değişen değerler olmuştu biliyorsunuz. İstanbul’da bir bölgede 16’ya kadar çıktığını biliyoruz. Ama il bazında baktığımızda 4,5-5’leri gördüğümüz dönemler oldu. Şu an Türkiye’nin R0 değerinin 1,56 olduğunu söyleyebilirim” ifadelerini kullanmıştı.
Tele1’de Evren Özalkuş’un sorularını yanıtlarken Koca’nın ifadelerini değerlendiren halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, bu açıklamalara göre salgının tüm hızıyla devam ettiği yorumunda bulundu.
“R0 DEĞERİNİN 1’İN ALTINDA OLMASI GEREKİR”
Bakanın açıklamalarını şaşırarak dinlediğini belirten Pala, “Salgın hastalıklarda bilinen en temel epidemiyolojik bulgulardan bir tanesi, hastalığın kontrol altına alınabilmesi için R0 değerinin 1’in altında olmasıdır” dedi.
“MERKEL BİLE 1,1-1,2 CİVARINA DAYANMAK MÜMKÜN DEĞİL DEDİ”
Almanya başbakanı Angela Merkel’in de bu konuyla ilgili açıklaması üstünden bir karşılaştırma yapan Pala, “Hatırlayın, Sayın Merkel, yaklaşık 10 gün önce Almanya’da yurttaşlara dönük konuşmasını yaparken, eğer R0 değerini 1,1, 1,2 civarında tutacak olurlarsa Alman sağlık sisteminin buna dayanmasının mümkün olmadığını açıklamıştı. Bu yüzden de R değerinin 1’in altına düşürmek için özel bir çaba gösterdiklerine vurgu yapmıştı” açıklamasında bulundu.
“100 KİŞİ 156 KİŞİYE BULAŞTIRIYOR”
“Sayın Bakan’ın elinde veriler olduğu için, bunlar zannediyorum çevresindeki insanlar tarafından hesaplanabiliyor. Çünkü bizim elimizde kapsamlı veriler olmadığı için bu değerleri hesaplayamıyoruz” diyen Pala sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama eğer 1.56’ysa salgın şu an bütün hızıyla devam ediyor demektir. Yani şöyle düşünün, 100 kişi, 156 kişiye bulaştırıyor. Oysa salgında enfeksiyon zincirinin kırılabilmesi için bu 100 kişinin en azından 99 kişi ve daha altına bulaştırılabiliyor olması gerekir. Ve bunun giderek azalması gerekir ki, salgın kontrol altına alındı diyebilelim”
Alman Havuzlar Birliği Genel Müdürü Christian Ochsenbauer, kapalı ve açık yüzme havuzlarında suyun klorlanması nedeniyle endişe etmeye gerek olmadığını dile getiriyor. Ochsenbauer, bu şekilde virüsün etkisini yitirdiğini vurguluyor.
Alman Federal Çevre Dairesi de aynı tespitte bulunarak, açık ve kapalı yüzme havuzlarında suyun sürekli olarak filtreleme ve dezenfeksiyon işlemlerinden geçtiğini, bunun da bakteri ve virüsleri etkisiz hale getirdiğini belirtiyor.
Federal Çevre Dairesi’nin açıklamasında, kimyasal maddeler kullanılmayan biyolojik havuzlar konusunda ise uyarıda bulunularak buralarda dezenfeksiyon yapılmadığı için, enfeksiyon riski bulunduğuna dikkat çekiliyor.
DENİZLERDE VİRÜSÜN BULAŞMA RİSKİ DÜŞÜK
Uzmanlara göre, havuzda, gölde veya denizde yüzmek tehlike oluşturmuyor. Ancak havuzun kenarında veya plajda sosyal mesafe kuralına kesinlikle uyulması gerekiyor.
Uzmanlar, havuz, göl veya denizde yüzmek isteyenlerin, sudan çıkınca çok dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Havlularını yanyana sererek güneşlenmenin virüsün bulaşma riskini artırdığı belirtiliyor. İnsandan insana virüsün bulaşma riski artarken soğuk suda enfeksiyon tehlikesi azalıyor.
Sağlık Bakanı Koca’nın Covid-19 bulaştırıcılık katsayısının 1.56 olduğunu açıklamasının ardından TTB, salgının kontrol altında olmadığı ve normalleşme yerine daha güçlü önlemler gerektiği uyarısı yaptı.
Sağlık Bakanlığı dün Türkiye’de Covid-19 için bulaştırıcılık yani reprodüksiyon (R0) katsayısının 1.56 olduğunu açıkladı.
Bir virüs taşıyıcısının o virüsü bulaştırdığı kişi sayısını gösteren R0 katsayısının 1’in üzerinde olması enfeksiyon zincirinin kırılmadığı anlamına geliyor. Bu nedenle R0 katsayısı, salgının kontrol altına alınmasında önemli göstergelerden biri olarak kabul ediliyor.
Peki Türkiye’de bu katsayı 1’in üzerinde olmasına rağmen normalleşme sürecine girmek doğru mu?
“Daha güçlü tedbirler gerek”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Eğer R0 değeri sayın Bakan’ın açıkladığı gibi 1.56 ise salgın kontrol altına alınamamıştır demektir” diyor.
DW Türkçe’ye konuşan Pala, bu koşullarda “yeniden açılma”yı tartışmak bir yana, alınan önlemlerin gözden geçirilerek daha güçlü tedbirlerin alınması gerektiği görüşünde.
Kayıhan Pala “Özellikle her gün milyonlarca insanın ziyaret ettiği bilinen AVM’lerin tekrar açılması bu bulaştırıcılık katsayısını daha da fazla artırma potansiyeline sahiptir. Türkiye’nin bu koşullarda yeniden açılmayı değil, bir an önce R0 değerini 1’in altına indirmek için çok ciddi önlemler almayı ivedilikle gündemine alması gerekir” diye konuşuyor.
Türk Tabipleri Birliği Covid–19 İzleme Grubu Türkiye’de salgının ilk görüldüğü 11 Mart’tan bu yana geçen iki aylık süreçte pandemi yönetimi, hastalığın seyri, ülke kıyaslamaları ve önerilerini içeren bir rapor yayınladı.
Pandemi sürecini kim yönetiyor?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgının başlangıcından bu yana izlediği strateji, tedavideki yenilikçiliği ve tedbirleriyle Türkiye’nin dünyaya örnek olduğunu belirtiyor.
TTB’nin ise pandemi sürecinin yönetimi konusunda eleştiri ve uyarıları sürüyor. Birliğin en önemli eleştirisi, süreci Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun yürütüp yürütmediğine dair belirsizlikler.
Bugün kamuoyuna açıklanan raporla ilgili konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Sağlık Bakanlığı’nın kendi bilimsel danışma kurulunun mu, bakanlık bürokrasisinin mi ya da bir başka yetkili kurulun mu verdiğini tam olarak bilemediğimiz, ülkemizdeki 81 milyon yurttaşımızla birlikte sahada olan hekim ve sağlık çalışanlarını doğrudan etkileyen ve bazılarının sonuçlarından kaygı duyduğumuz kararlarla salgın yönetimine devam ediliyor” diyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin güncel koronavirüs verilerini paylaştı. Koca mesajında; “Toplam test sayısında 1,5 milyonu geçtik. Yoğun bakım ve entübe hasta sayımız azalmaya devam ediyor. Toplam vaka sayımızda iyileşme oranı %71,8. Yeni hayat tarzımız Kontrollü Sosyal Hayat, yani hep birlikte tedbir. Koşulu: Maske + 1, 5 metre Sosyal Mesafe.“ ifadelerine yer verdi.
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgının ortaya çıktığı Çin başa dönerken, ülkede ikinci dalga endişeye yol açtı.
Çin’in Jilin bölgesinde yer alan, 4 milyondan fazla nüfusuyla Jilin şehri koronavirüs nedeniyle sınırlarını kapattırken, toplu taşımayı da askıya aldı. Jilin yerel yönetiminden yapılan açıklamada; Jilin’deki tüm sinemalar, kapalı spor salonları, internet kafeler ve diğer kapalı alandaki eğlence mekanlarının derhal kapatılması ve eczanelerin tüm ateş ve antiviral ilaç satışlarını bildirmesi gerektiği belirtildi.
Yerel yönetim aynı zamanda, şehir sakinlerinin sadece, son 48 saat içinde Covid-19 için negatif test sonucu aldıklarını ve belirtilmemiş bir ‘katı öz izolasyon’ dönemi tamamladıklarını kanıtlayan bir rapor almaları durumunda şehirden ayrılmalarına izin verildiğini söyledi. Jilin ve Shulan şehri Çin’in, Rusya ve Kuzey Kore ile sınırları olan Jilin bölgesinde bulunuyor.