Kategori: Sağlık

Uzun yıllar İzmir’de saç ekim birimi direktörlüğü görevinde bulunan Yasemin Gülgör, saç dökülmesinin ve saçsızlığın ilerleyen tıp sayesinde artık sorun olmaktan çıktığını belirterek, “Saç ekimi ile doğal görünene saçlara kavuşabilirsiniz. Ön saç çizgisi planı yapılırken doğal görünüm kişinin yaşı, yüz yapısı düşünülerek hesaplanmalı ve saçlar çıkmaya başladığında kişinin saç ekimi yapıldığı anlaşılmamasına odaklanılmalıdır” diye konuştu.

Saç çizgisinin belirlenmesinin doğal olması ve kişinin yüz hatlarına uygun planlama yapılması gerektiğini belirten Yasemin Gülgör, önemli bilgiler aktardı. “Ön saç çizgisi planı yapılırken doğal görünüm kişinin yaşı, yüz yapısı düşünülerek hesaplanmalı ve saçlar çıkmaya başladığında kişinin saç ekimi yapıldığı anlaşılmamasına odaklanılmalıdır” diyen Gülgör, “Saç ekimi operasyonlarında ön tarafa ekim yapılırken fırça gibi bir görünüme sahip olmaması adına dikkat edilmesi gereken kurallara operasyon esnasında uyulmalı ve sistemli çalışılmalıdır” dedi.

Saçın çıkış yönleri belirlenmeli

Doğal bir görünüm elde edilmesi için saçın çıkış yönlerinin belirlenmesi gerektiğini belirten Yasemin Gülgör, “İnce uçlu iğneler ile donör alandan alınan saç köklerinin bekletilmesi aşamaları hassasiyet gerektirmektedir. Bu yüzden operasyon süreci buna göre planlanmalıdır. Ensede alım yapılan bölgede iz kalmamalı, dışarıdan bakan biri saçlar uzamaya başladıktan sonra hoş olmayan bir görüntüyle karşılaşmamalı” şeklinde konuştu.

Gülgör, şöyle devam etti:

“Saç ekimi operasyonlarında oluşabilecek komplikasyonlar hastaya iletilmeli ve bilinçlendirilmeli operasyon öncesi ve sonrası talimatlara uyması önemi vurgulanmaktadır. Saç ekimi operasyonları cerrahi bir operasyondur. Dikkat edilmesi önem teşkil etmektedir.”

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emrullah Beyazyıldız, uzun süre fark edilmeyen bir sağlık sorunu olan ‘göz tembelliği (amblyobi)’ konusuna dikkat çekti.

Kişi de şaşılık, orantısız kırma kusuru gibi miyopi, hipermetrop ve astigmat varlığı göz tembelliğinin en sık iki nedenidir. Fakat bu iki neden dışında görme alanını etkileyen göz kapağı düşüklükleri, katarakt, vitreus ve retina problemleri de tembelliğe neden olabilmektedir.

Amblyobi nedir?

Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emrullah Beyazyıldız, bir göz hastalığı olan ’amblyobi’ye dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Ambliyopinin, halk arasında ‘göz tembelliği’ olarak da bilinen göz hastalığı olduğunu belirten Doç. Dr. Emrullah Beyazyıldız, “Toplumda yüzde 2-4 görülme oranına sahip olan bir hastalıktır. Sıklıkla tek gözde gözlenir fakat nadiren her iki göz de etkilenebilir. Özellikle tek gözde var olan göz tembelliği uzun süreler fark edilmeyebilir. Poliklinik muayenelerimizde 50 yaşında yeni tanı koyduğumuz ve bu yaşa kadar fark edilmemiş göz tembelliği olguları saptanabilmektedir. Bu nedenle çocukluk çağında rutin göz muayenesi son derece önemlidir” dedi.

Amblyobi (Göz tembelliği) belirtileri ve nedenleri

Doç. Dr. Emrullah Beyazyıldız şöyle devam etti: “Şaşılık ve orantısız kırma kusuru (miyopi, hipermetrop ve astigmat) varlığı göz tembelliğinin en sık iki nedenidir. Fakat bu iki neden dışında görme alanını etkileyen göz kapağı düşüklükleri, katarakt, vitreus ve retina problemleri de tembelliğe neden olabilmektedir. Göz tembelliği tedavisinde en önemli yöntem kapama tedavisidir. Hastanın güçlü olan gözünü belli bir saat süreliğinde kapatarak diğerini kullanmaya teşvik etmektir.”

Tedavi süreci

Hastalığın tedavi sürecinden bahseden Doç. Dr. Beyazyıldız, “Kapama süresi ve kapama tedavisinin uzunluğu doktor tarafından belirlenir ve bazen bu tedavi yıllarca sürebilir. Göz tembelliği ayrıca özel bazı göz damlaları damlatarak veya gözlük uygulayarak sağlam gözde bulanık görme oluşturularak tedavi edilebilir” diyerek sözlerine son verdi.

Muğla Büyükşehir Belediyesi ekipleri korona virüs salgını sonrasında bugüne kadar toplu taşıma araçları, taksi ve otogarlarda 35 bin 663 adet dezenfekte işlemi gerçekleştirdi. Büyükşehir ekipleri 13 ilçede dezenfekte çalışmalarını sürdürüyor.

Salgının görüldüğü ilk günden bugüne Muğla Büyükşehir Belediyesi ekipleri 13 ilçede dezenfekte çalışmalarını sürdürüyor. Ekipler bugüne kadar toplu taşıma araçları, taksi ve otogarlarda 35 bin 663 adet dezenfekte işlemi gerçekleştirdi.

Muğla Büyükşehir Belediyesi ekipleri 164 belediye otobüsünü 7 bin 887, 11 otogarı 697, Bin 431 özel toplu taşıma aracını 8 bin 98, 3 bin 587 otobüs durağını 8 bin 640, 2 bin 422 ticari taksiyi 5 bin 35, TM plakalı araçları 835, S plakalı araçları 3 bin 866, 29 havaalanı aracını 356 ve 5 limanı 249 defa dezenfekte etti. Ekipler toplamda 35 bin 663 adet dezenfekte işlemi gerçekleştirdi.

Muğla Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada “Korona virüs salgını dolayısıyla 13 ilçemizde toplu taşıma araçları, otogarlar, taksiler ve limanlarda bugüne kadar 35 bin 663 adet dezenfekte işlemi gerçekleştirdik. Tüm ilçelerimizde dezenfekte işlemlerimiz devam ediyor” denildi.

Havaların ısınmasıyla böbrek taşı şikayetlerinin arttığını söyleyen uzmanlar, bu rahatsızlığa sıcak artışlarının en büyük etken olduğunu söylediler.

Havaların ısınmasıyla, hastanelerde böbrek taşı ve idrar yolu taşı vakalarında artış oldu. Uzmanlar böbrek taşı oluşumunda sıcak havaların en büyük etkenlerden biri olduğunu belirtti. Özel Denizli Cerahhi Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Alper Başakcı, böbrek ve idrar yolu taşları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Havaların ısınmasıyla, Acil Servis bölümüne aşırı yan ağrı, idrarda yanma ve kanama şikayetleri ile gelen hasta sayısının arttığını söyledi. Böbrek taşı muayene ve ameliyatlarının nasıl gerçekleştiğini anlatan Op. Dr. Başakcı, “Havaların sıcak olmasıyla beraber, böbrek taşları ve idrar yolu taşları şikayetiyle hastalarımız çok sık gelmeye başladı. Genelde bu tür hastalar, acil servise aşırı yan ağrısı, idrarda yanma ve kanama şikayetleriyle başvuruyorlar. Biz hastalarımızın muayenesini yaptıktan sonra idrar tahlili, ultrason veya gerekirse tomografi tetkiki istedikten sonra hastamızın taşın nerede olduğunu tespit ediyoruz. Daha sonra taşın durumu, yeri ve başka bir sıkıntısı olup olmadığına göre tedavisini planlıyoruz” dedi.

“Evde hareket etmeleri, bol sıvı almaları bizim önemli”

Böbrek taşı olan insanların bol sıvı tüketmeleri gerektiğini belirten Uzman Op. Dr. Başakcı, “İlk önce hastalarda taşların düşürülmesi için bol sıvı almalarını ve hareket etmeleri ile ilgili önerilerde bulunuyoruz. Hastamızın eğer ateşi varsa, taşı da düşüremiyorsa, çok şiddetli ağrısı varsa veya böbreklerinde aşırı derecede sıkıntı oluşturmuşsa, hastamızın taşını idrar yollarından girerek lazer yöntemiyle kırıyoruz ve yüzde doksanın üzerinde başarı elde ediyoruz. Havaların sıcak olması dediğimiz gibi taş oluşumuna en büyük etken. Biliyorsunuz karantina döneminde insanlar dışarıya pek çıkamıyorlar. Evde kaldıkları sürece de, evde hareket etmeleri, bol sıvı almaları bizim önereceğimiz şeylerden bir tanesi” ifadelerini kullandı.

Bursa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Halim Ömer Kaşıkcı, korona virüs (Covid-19) salgını süresi boyunca yoğun bakım sıkıntısı çekmediklerini söyledi.

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınından dolayı ABD ve İngiltere gibi birçok gelişmiş ülkede sağlık sisteminde ciddi sıkıntılar ortaya çıkarken, Türkiye aldığı tedbirlerle bu süreci kontrollü ve düzgün bir şekilde götüren nadir ülkelerden biri oldu. Bursa’da ise Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çekirge Devlet Hastanesi ve Dörtçelik Çocuk Hastanesi olmak üzere açılışı geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan ve Güney Marmara bölgesine hizmet eden Bursa Şehir Hastanesi, salgın ile mücadelede de Türkiye’nin kalelerinden biri oldu.

Bursa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Halim Ömer Kaşıkcı, Covid-19’un Türkiye’de görülmesinden bugüne kadar yoğun bakımlarda yürüttükleri mücadeleyi anlattı. Kaşıkcı, Korona virüs sürecinin başlamasının ardından hastanelere gelen hastaların ilk olarak hastane önünde kurulan triaj çadırlarında müdahale edildiğini belirterek, “Daha sonrasında hastanın klinik durumuna göre değerlendirme yapılıyor. Vaka sayısı ve yoğun bakımda yatan hasta sayısı Türkiye ortalamasının da altında. Fiziki şartlarımız ve ekipmanlarımızın iyi olması ile birlikte kaliteli bir ekibimizin de olmasının çok büyük önemi var. Başarılı bir şekilde de bu süreci yürütüyoruz” dedi.

Tüm sağlık çalışanları olarak çok büyük bir mücadele verdiklerini belirten Uzm. Dr. Kaşıkcı, şunları kaydetti:

“Bursa olarak çok önemli işler yaptığımıza inanıyoruz. O sebeple tüm sağlık çalışanlarımızla gurur duyuyorum. Bu süreçte ekiplerimiz hep buradaydı. Büyük özverili ile çalıştılar. Bu süreçte gerek Sağlık Müdürlüğü’nde kurulan kriz merkezimizle, gerekse hastanelerimizle toplantılar yaparak, süreci takip ettik. Bursa genelinde bin 307 yoğun bakım yatağımız mevcut. Bu süreçte hiçbir şekilde yoğun bakım yatak sıkıntısı çekmedik. Yoğun bakımlarda her zaman boş yataklarımız oldu ve ihtiyacı olan bütün hastalarımıza yoğun bakım hizmeti verdik.”

Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Doç. Dr. Mehmet Demir ise, “Yoğun bakım bu işin en zor kısmı. Çok zorlu bu süreci güçlü sağlık çalışanı kadrosu sayesinde hafiflettik. Salgın sürecinin daha ilk vaka gözükmeden iyi, orta ve kötü senaryolara göre hastanelerimize özel planlar gerçekleştirdik. Gerek hastane, gerekse yoğun bakım yatışları için simülasyon yapıldı. Bursa olarak yapılan çalışmaların avantajını yaşadıklarını” ifade etti.

Korona virüs ile mücadele kapsamında Eczacılar Odası tarafından eczanelerin açılış saatinin 09.30 olarak belirlenmesinin ardından bugün itibarıyla yeniden eczanelerin açılış ve kapanış saatleri değişti.

Nevşehir’de korona virüs ile mücadele kapsamında daha önce eczanelerin 09.30 olarak açılış saatinin belirlenmesinin ardından bugün itibarıyla eczanelerde normalleşme sürecine başladı. Nevşehir’de eczaneler eskiden olduğu gibi yine 08.00’de açılıp 18.00’de kapanacak. Eczacılar Odası tarafından yapılan açıklamada, “Sağlık Bakanlığı’nın bilgilendirmeleri doğrultusunda Kovid-19 pandemisi normalleşme dönemi kapsamında 01.06.2020 Pazartesi gününden itibaren eczane çalışma saatleri yeniden düzenlenmiş ilçe bazında oluşturulan çalışma saatleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir” ifadelerine yer verildi.

İSTANBUL, (DHA) -Tüm dünyayı etkisi altına alarak küresel bir salgın haline dönüşen covid-19, konuşulma oranıyla da rekora koşuyor. Türkiye’de salgın azalışa geçip normalleşme süreci başlamış olsa dahi salgının konuşulma oranı aksine artıyor. Türkiye’de salgının görüldüğü günden bu yana 21 milyonun üzerinde haber çıkışı tespit edildi.

Medya takip kurumu Ajans Press, koronavirüsün medya karnesini çıkardı. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü tarih olan 10 Mart’tan günümüze kadar tüm medya verileri üzerinden elde edilen bilgilere göre, Covid-19 tüm zamanların en çok konuşulan başlığı olmayı sürdürüyor. Ajans Press ve PRNet dijital arşivinden yapılan araştırmaya göre, 10 Mart’tan bugüne kadar koronavirüs hakkında yazılı basında 546 bin 34 haber çıktığı tespit edildi. Online mecralarda 19 milyon 394 bin 61 haber yansıması tespit edilirken, TV kanallarında ise 1 milyon 99 bin 762 haber çıkışı görüldü.

DÜNYADAKİ VAKA SAYISI 6 MİLYONUN ÜZERİNDE

Ajans Press’in, gisanddata “COVİD-19 Sistem Bilimi ve Mühendislik Merkezi (CSSE) Küresel Durumları” verilerinden elde ettiği bilgilere göre, dünyada koronavirüse yakalanan kişi sayısının 6 milyon 170 bin 474 olduğu görüldü. Bu rakam geçmiş aylarla kıyaslandığında da 22 Nisan tarihinde 2 milyon 565 bin 59 vakanın olduğu tespit edildi. Veriler anlık olarak artabilirken, şu an Türkiye’deki güncel vaka sayısının 163 bin 942 olduğu saptandı. Türkiye COVID-19’lu kişi sayısı ile dünyada 11’inci sırada yer alırken, ilk üçte yer alan ülkeler; 1 milyon 790 bin 191 ile ABD, 514 bin 849 ile Brezilya, 405 bin 843 ile de Rusya olarak saptandı. Dünyadaki toplam ölüm sayısı ise 372 bin 99 olarak kayıtlara geçti.

Fatih POYRAZ/ANKARA, (DHA)- SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, uzun süredir koronavirüs ile yaşam mücadelesi veren hemşire Dilek Akçabelen’in hayatını kaybettiğini açıkladı. Koca, “Uzun bir mücadele verdi. Maalesef, COVID-19’a yenildi. Keşke yeni doğan oğlunu daha çok zamanlar görebilseydi.” dedi.
Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, koronovirüse yakalanan ve 34 haftalık bebeği sezaryen ile alınan hemşire Dilek Akçabelen’in hayatını kaybettiğini açıkladı. Bakan Koca, “Dilek hemşire aramızdan ayrıldı. Hastalığa, izinli olduğu günlerde yakalanmış, 11 Nisan’da hastaneye kaldırılmıştı. Uzun bir mücadele verdi. Maalesef, COVID-19’a yenildi. Keşke yeni doğan oğlunu daha çok zamanlar görebilseydi. Allah rahmet etsin. Sevenlerine başsağlığı diliyorum.” İfadelerini kullandı.

FOTOĞRAFLI